|
|
|
İHRAÇ ÇIKMAMASI CHP'Yİ ÇOK ÜZDÜ |
Son Yüksek Askerî Şûrâ toplantısından ihraç kararı çıkmaması, YAŞ kararlarına yargı yolunun açılması tartışmalarını yeniden gündeme getirirken, CHP ile Genelkurmay arasındaki polemiğe dün Cumhurbaşkanlığı da katıldı. Önceki gün CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ''Ordunun büyüklüğü dikkate alındığında laikliğe karşı hiçbir dosyanın YAŞ'a gelmemesi ilginç" demiş, Genelkurmay da buna karşılık, "Yüksek Askeri Şûrâ'nın ihraç kararları, bazı kesimleri mutlu veya mutsuz etme amacına yönelik değildir" açıklaması yapmıştı.
‘SEBEP ERGENEKON DOSYASI MI?’ SORUSU
Tartışmalara katılan Cumhurbaşkanlığı da, "Yüksek Askerî Şûrâ'dan ihraç kararı çıkmamasının üzüntüyle karşılanmasının sebebi anlaşılamamıştır" değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklamalar üzerine CHP'li Kılıçdaroğlu tekrar bir basın toplantısı düzenledi ve birilerinin mutlu ya da mutsuz olmasına değinmediğini belirterek, ''Ama bazılarının bu sonuçtan memnun oldukları kesindir'' dedi. CHP'li Mustafa Özyürek de, Erdoğan'a, ''İhraç kararı alınmayışının nedeni, YAŞ kararlarının Ergenekon soruşturması ile ilişkilendirilmesinden çekinilmesi midir?'' diye sordu.
İhraç tartışması büyüyor
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün TBMM’de düzenlediği sohbet toplantısında, gazetecilere söylediği, ‘’Ordunun büyüklüğü dikkate alındığında laikliğe karşı hiçbir dosyanın Yüksek Askeri Şura’ya (YAŞ) gelmemesi ilginç. Hükümetle Genelkurmay arasında oldukça sıcak bir ilişkinin olduğu kanısındayım’’ ifadeleri Genelkurmay ve Cumhurbaşkanlığının tepkisine sebep oldu. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Yüksek Askeri Şura kararlarını asılsız senaryolara bağlayan yorumların, her türlü insani ve hukuksal bağlamda uygun ve makul olmayan yaklaşımlar olduğu belirtilerek, ‘’Yüksek Askeri Şura’nın ihraç kararları, bazı kesimleri mutlu veya mutsuz etme amacına yönelik değildir’’ denildi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan basın açıklamasında, bazı basın ve yayın organlarında ve bazı kişilerin beyanatlarında ‘’son Yüksek Askeri Şura’da neden hiç bir askeri personelin ihraç edilmediği’’ konusunda haber ve yorumlara yer verildiği hatırlatıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi: ‘’Basında bu duruma doğrudan veya ima yoluyla getirilmeye çalışılan açıklamaların tamamı hayal mahsulüdür. Yüksek Askeri Şura kararlarını asılsız senaryolara bağlayan yorumlar, her türlü insani ve hukuksal bağlamda uygun ve makul olmayan yaklaşımlardır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin temeli olan disiplinden sarfınazar edilmesi veya bunun müzakere konusu yapılması asla söz konusu değildir. Bilinmelidir ki, Yüksek Askeri Şura’nın ihraç kararları, bazı kesimleri mutlu veya mutsuz etme amacına yönelik değildir. Haklarında tekemmül etmiş, yeterli şekilde delillendirilmiş dosyalar bulunan ve suçlu oldukları şüphe götürmeyen kişilerin, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiklerinin kesilmesi doğaldır ve bunda hiç bir tereddüt yoktur. Ancak, hukuki yeterlilik ve dayanaklar açısından, ayırma kararına esas teşkil eden tutum ve davranışların tespiti ile ilgili inceleme ve araştırmalar çoğunlukla uzun süre alabilmektedir. Hiçbir somut bilgiye sahip olmadan, asılsız iddialarla Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Yüksek Askeri Şura’ya mesnetsiz saldırılarda bulunulması, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden siyasi çıkar elde etme yanılgısının bir tezahürü olarak görülmekte ve üzüntü ile karşılanmaktadır. Öte yandan, bir siyasi parti temsilcisinin, meslek yaşamı boyunca terör örgütlerinin hedefi haline gelen ve dört kez suikast teşebbüsüne maruz kalan Sayın Genelkurmay Başkanı için anormal bir fiyatla araç satın alındığı şeklindeki sözleri, mesnetsiz olduğu kadar ibret teşkil etme özelliği de taşımaktadır. Sayın Genelkurmay Başkanı’nın emeklilik döneminde korunması amacıyla, zırh korumalı bir araç satın alındığı doğrudur. Ancak, söz konusu araç kişisel bir araç değildir ve devlet malı olması nedeniyle herhangi bir gümrük ödenmeksizin alınmıştır. Satın alma işlemi, tamamen devletin yasal mevzuatı ve yerleşik kurallarına uygun olarak yapılmıştır. Ayrıca, aynı siyasi parti temsilcisinin bu tür mesnetsiz yorumlara dayanarak Türk Silahlı Kuvvetleri ile başka bir siyasi parti arasında yakınlık ilişkisinden bahsetmesi hazin bir iftira ve talihsiz bir değerlendirmedir.’’
ÇANKAYA: CHP’NİN İDDİALARI GERÇEK DIŞI
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada ise, ‘’Sayın Cumhurbaşkanımızın kararnameleri imzalama konusunda yerindelik denetimi yapmadığının bilinmesine rağmen, Yüksek Askeri Şura kararlarını imzalamayacağını açıkladığı yönündeki iddia gerçeği yansıtmadığı gibi, emekli olan bir Genelkurmay Başkanı’na olağanüstü boyutlara ulaşan bir fiyatla özel bir aracın alındığı iddiası da iftiradır’’ denildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:’’Bir siyasi parti grup başkanvekilinin Yüksek Askeri Şura kararları ile ilgili olarak yaptığı gerçek dışı yorum ve değerlendirmeler sebebiyle aşağıdaki açıklamanın yapılmasında yarar görülmüştür. Öncelikle Devlet kurumları arasındaki iyi ilişkilerin, bir siyasi parti temsilcisi tarafından kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek eleştirilmesi ve Yüksek Askeri Şura’dan ihraç kararı çıkmamasının üzüntüyle karşılanmasının sebebi anlaşılamamıştır. Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımızın kararnameleri imzalama konusunda yerindelik denetimi yapmadığının bilinmesine rağmen, Yüksek Askeri Şura kararlarını imzalamayacağını açıkladığı yönündeki iddia gerçeği yansıtmadığı gibi emekli olan bir Genelkurmay Başkanına olağanüstü boyutlara ulaşan bir fiyatla özel bir aracın alındığı iddiası da iftiradır. Silahlı Kuvvetlerimizi zan altına sokan bu tür iddialar kamuoyunda yanlış kanaatler oluşmasına yol açmaktadır. Bu sebeplerle, sözü edilen haksız iddialar üzüntüyle karşılanmıştır.”
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
Gazetecİlerİn YAŞ kararlarında, irticaî ve bölücü faaliyetler dolayısıyla hiçbir personelin ihraç edilmediğini hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söylemişti: ‘’Hükümetle Genelkurmay arasında oldukça sıcak bir ilişkinin olduğu kanısındayım. Çünkü, tüm ordunun büyüklüğü dikkate alındığında laikliğe karşı hiçbir dosyanın YAŞ’a gelmemesi ilginçtir. Medyada bu konuda belli pazarlıklardan söz edilmektedir. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘böyle bir dosya gelirse ben YAŞ kararlarını imzalamam’ diye bir söylemi internet sitelerine düşmüş vaziyette. İşin ilginç tarafı, emekli olan bir Genelkurmay Başkanına olağanüstü boyutlara ulaşan bir fiyatla özel bir aracın alınmasıdır. Orduya karşı görünüp de ordu ile aynı süreci yaşayan garip bir yapıyla karşı karşıyayız. Biz ‘herhalde ordunun F tipi örgütlenmenin dışında olduğuna dair kesin imareler, kesin bulgular vardır’ diye düşünüyoruz. F tipi örgütlenmeyi başarmak isteyenler, AKP süreci içinde ordudan tümüyle temizlenmiş ki yeni bir dosya YAŞ’a gelmemiş oluyor.’’
|
/ Ankara
07.08.2008
|
|
|
Üniversitelerde devir teslim |
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanan yeni rektörler, düzenlenen törenlerle görevlerini teslim aldı. Gül, aralarında Akdeniz, Ankara, Atatürk, İTÜ, ODTÜ, Yıldız Teknik, Gazi ve Ege Üniversitelerinin de bulunduğu 21 üniversiteye atama yaptı.
bazi üniversitelerde devir teslim işlemleri dün başladı. Gazi üniversitesi Rektörlüğü’ne atanan Prof. Dr. Rıza Ayhan, görevi Prof. Dr. Kadri Yamaç’tan devraldı. Ayhan’ın rektörlük görevine atanması dolayısıyla devir teslim töreni düzenlendi. Ayhan, Rektörlük binasına gelişinde, binanın önünde toplanan bir grup öğretim üyesinin alkışlarıyla karşılandı. Öğretim üyeleri Ayhan rektörlük makamına giderken de eşlik ettiler. Kadri Yamaç Ayhan’ı koridorda karşıladı ve birlikte rektörlük makamına geçtiler. Daha sonra yapılan konuşmaların ardından devir teslim gerçekleşti.
|
07.08.2008
|
|
|
İTÜ ve Gazi’de tepki istifaları |
İstanbul Teknik Üniversitesinde bazı senato üyeleri ve öğretim üyeleri ile Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi dekanı, dekan yardımcıları, başhekim ve hastane müdürü rektörlüğe yapılan atamayı protesto amacıyla istifa etti.
CumhurbaşkanI Abdullah Gül’ün, 21 üniversiteye rektör atamasına ilişkin kararı Resmi Gazetede yayımlandı. Cumhurbaşkanı Gül’ün, YÖK’ün önerdiği adaylar arasından atadığı rektörler şöyle:” Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Cemal Taluğ, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hikmet Koçak, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Kadri Özçaldıran, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, Çukurova Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Alper Akınoğlu, Dicle Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Füzün, Ege Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Erciyes Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hasan Fahrettin Keleştemur, Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ahmet Feyzi Bingöl, Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Rıza Ayhan, Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, İnönü Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Cemil Çelik, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Muhammed Şahin, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İbrahim Özen, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hüseyin Akan, ODTÜ Rektörlüğüne Prof. Dr. Ahmet Acar, Trakya Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Enver Duran, Uludağ Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Medet Mete Cengiz, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İsmail Yüksek.”
|
07.08.2008
|
|
|
Özyürek: Sebep Ergenekon mu? |
CHP Genel Saymanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, ‘’İhraç kararı alınmayışının nedeni, YAŞ kararlarının Ergenekon soruşturması ile ilişkilendirilmesinden çekinilmesi midir?’’ diye sordu.
Özyürek, TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) 1966 yılından beri ilk kez ‘’ordudan ihraç kararı’’ alınmadığını hatırlattı. Mustafa Özyürek, ‘’Son YAŞ toplantısında ihraç kararı alınmayışı, hiçbir TSK personelinin irticai faaliyete karışmamış veya disiplinsizlik suçu işlememiş anlamına mı gelmektedir? Basında bazı yorumlarda yer aldığı gibi, ihraç kararı alınmayışının nedeni, YAŞ kararlarının Ergenekon soruşturması ile ilişkilendirilmesinden çekinilmesi midir?’’ dedi.
Disiplinsizlik veya irticai faaliyete karışmış olmaları nedeniyle YAŞ tarafından ihraç kararı alınmayan, ancak bu nedenlerle dava açılan kaç personel bulunduğunu öğrenmek isteyen Özyürek, hakkında dava açılan personelden kaçının tedbir olmak üzere görevinden uzaklaştırıldığını sordu.
‘’İrticai faaliyete karışmış personel varsa, bu personelin dava sonuçlanıncaya kadar TSK bünyesinde tutulmasının sakıncaları nasıl önlenecek?’ diyen Özyürek, toplantı gündemine irticai faaliyetlere karışan veya disiplinsizlik suçu işleyen personelle ilgili dosya gelip gelmediği, gelmişse karara bağlanmamasının nedeni konusunda bilgi istedi. Özyürek, ‘’Gündeme gelmişse, bu nitelikte dosyaların karara bağlanmamasında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’nın ‘’şerh’’ koyma kararlılığı etkili olmuş mudur?’’ sorusunu da yöneltti.
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de Erdoğan’ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu önergesinde, son 5 yılda, mayın tuzaklarında şehit olan, yaralanan, vücut bütünlüğü hasara uğradığı İçin malulen emekli edilen güvenlik görevlisi sayısını sordu. Ersin, ‘’Bu mayınların menşei nedir? Hangi ülkelerde üretiliyor? PKK’nın eline nasıl geçiyor? Mayınların üretildiği ülkelere karşı hangi girişimlerde bulunuldu?’’ dedi.
|
/ Ankara
07.08.2008
|
|
|
Ege’nin ilk kadın rektörü oldu |
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından rektörlüğe atanan Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Ege Üniversitesi’nin ilk kadın rektörü oldu.
Ege Üniversitesi rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, görevi Prof. Dr. Ülkü Bayındır’dan devraldı. Ege Üniversitesi Rektörlük binası Senato Salonu’nda görev devir teslim töreni düzenlendi. Senato üyelerinin katıldığı törende konuşan Prof. Dr. Ülkü Bayındır, senato toplantısında 8 yıllık görevi devretmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
|
07.08.2008
|
|
|
Soylu: CHP muhalefet görevini yerine getiremiyor |
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, CHP’nin muhalefet görevini yerine getiremediğini söyledi.
‘’Beyaz Yürüyüş’’ adı verdiği gezi programı kapsamında Çorum’a gelen DP lideri Soylu Çorum’un İskilip ve Sungurlu ilçelerinde partililerle bir araya geldi. Esnaf ziyaretlerinde bulunan Soylu, vatandaşlarla da sohbet ederek, parti çalışmaları hakkında bilgi verdi. Soylu, Anayasa Mahkemesi’nin, AKP hakkında verdiği kararın ülkedeki belirsizliği ortadan kaldırdığını ifade ederek, ana muhalefet partisini eleştirdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı, milletin değerleri üzerinden siyaset yapmakla suçlayan Soylu, CHP’nin muhalefet görevini yerine getiremediğini kaydetti.
|
/ Çorum
07.08.2008
|
|
|
Siyasî krizlerin izleri daha yavaş siliniyor |
MARMARA ve Kuzey Anadolu Sanayici ve İşadamı Dernekleri Federasyonu (MAKSİFED) Başkanı Serhas Bekişoğlu, ‘’Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının toleransı halkımız kadar yüksek, sosyal hafızaları ise kısa süreli olmadığından, maalesef siyasi krizlerin izleri daha yavaş siliniyor’’ dedi.
Bekişoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesinin AKP hakkındaki kararının ardından yatırımcılarda oluşan güven duygusunun kalıcı hale getirilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’deki yatırım ortamının yabancı derecelendirme kuruluşları tarafından dikkatle takip edildiğini ifade eden Bekişoğlu, ‘’Yaşadığımız siyasi gelişmeler, olumlu ya da olumsuz karne notumuz olarak karşımıza geliyor. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının toleransı halkımız kadar yüksek, sosyal hafızaları ise kısa süreli olmadığından maalesef siyasi krizlerin izleri daha yavaş siliniyor. Yabancı yatırımcı anlık düzelme değil, uzun süreli ekonomik istikrara dair güvence ve kanıt istiyor’’ yorumunda bulundu. Bekişoğlu, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu ‘’Standard and Poor’s’’un Türkiye’nin notunu olumsuzdan durağana yükselttiğini hatırlatarak, bu kuruluşların beklentisi ise, "güven ortamının kalıcı olması için IMF ile yapılacak bir ihtiyati stand-by anlaşmasında görüyorlar. Her durumda böyle bir düzenleme Türkiye’nin risk primini düşürecektir. IMF karşıtı popülist söylemler dikkate alınmasın"
|
07.08.2008
|
|
|
Uyuşmazlık Mahkemelerine yeni düzenleme yapıldı |
5791 sayılı ‘’Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’’ ile 5794 sayılı ‘’Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ Resmi Gazete’de yayımlandı.
5791 sayılı Kanun, Uyuşmazlık Mahkemesi üyelerini bundan böyle yüksek mahkemelerin genel kurullarının seçmesini hükme bağlıyor. Kanuna göre, Uyuşmazlık Mahkemesinin askeri yargı dışından gelen üyeleri, bundan sonra Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yerine Yargıtay ve Danıştay’ın genel kurullarınca doğrudan seçilecek. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen askeri yargı kökenli üyeler ise Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile Askeri Yargıtay Genel Kurulunca belirlenecek. Uyuşmazlık Mahkemesi hukuk bölümüne, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Danıştay Genel Kurulu ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Genel Kurulunca ikişer asıl, ikişer yedek üye seçilecek. Uyuşmazlık Mahkemesi ceza bölümüne seçilecek üçer asıl ve üçer yedek üye ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Askeri Yargıtay Genel Kurulunca, kendi daire başkanı ve üyeleri arasından belirlenecek. Uyuşmazlık Mahkemesinin başkan, başkanvekili ve üyeleri 4 yıl için seçilecek. Görev süresi dolacakların yerine, bu sürenin sona ereceği tarihten önceki 2 ay içinde; yaş haddi nedeniyle emekliye ayrılacakların yerine, emekliye ayrılacağı tarihten önceki 2 ay içinde; görev süresi dolmadan boşalan yerlere ise boşalma tarihinden itibaren 2 ay içinde seçim yapılacak. Görev süresi bitenler yeniden seçilebilecek. Uyuşmazlık Mahkemesi üyelerinin ödeneklerini de yeniden düzenleyen yasa uyarınca başkanın mazereti halinde yerine başkanlık edene, bu sürenin içinde her ay; toplantılara katılan başsavcılar ile asıl ve yedek üyelere, toplantı yapılan her ay için 7500 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda ödenek verilecek. Savcılara toplantı yapılan ay itibariyle, Uyuşmazlık Mahkemesinin raportörlerine ise her ay olmak üzere aylık ve ödeneklerinden ayrı olarak 3500 gösterge rakamı üzerinden ödenek verilecek.
|
07.08.2008
|
|
|
İnsan Hakları Komisyonu ihtisas komisyonu olacak |
TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Genel Kurul gündeminde bekleyen kanun teklifinin kabul edilmesiyle aktif bir ihtisas komisyona gibi çalışacak.
TBMM Anayasa Komisyonunda, Meclis tatile girmeden önce kabul edilen ve Genel Kurul gündeminde sırasını alan teklife göre, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun adı, ‘’İnsan Hakları Komisyonu’’ olarak değiştiriliyor. Komisyon, kendisine esas veya tali olarak havale edilen işleri, diğer ihtisas komisyonlarında olduğu gibi görüşecek, TBMM’ye sunulan kanun tasarı, teklif ve kanun hükmünde kararnamelerin insan haklarına uygunluğunu inceleyerek ihtisas komisyonlarına görüş sunacak, başvuruları inceleyecek. Komisyon üyelikleri için bir yasama döneminde iki kez seçim yapılması zorunluluğu kaldırılacak. Komisyon, Başkanlık Divanında boşalan üyelik için, parti grupları tarafından aday gösterilmemesi durumunda, TBMM Başkanlığınca belirlenecek süre içinde, komisyon üyelerince gösterilecek adaylar arasından seçilecek. TBMM Başkanlığınca havale edilen kanun tasarı ve teklifleri ile kanun hükmünde kararnameleri görüşecek olan komisyon, insan hakları ihlalleri iddialarıyla ilgili başvuruları araştırıp, inceleyecek, gerekli gördüğü durumlarda ilgili mercilere iletecek. Komisyon, her yıl yaptığı çalışmalarla ilgili rapor hazırlayacak.
|
07.08.2008
|
|
|
Memura ‘’eşit işe, eşit ücret’’ uygulaması getiriliyor |
5793 sayılı ‘’Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ ile ‘’aynı unvana sahip, aynı işi yapan’’ kamu personeli arasındaki ücret farklılığı giderilerek, ‘’eşit işe, eşit ücret’’ uygulamasına geçilecek.
Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun da aralarında bulunduğu 5793 sayılı ‘’Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’a göre, 1 Temmuz 2006’dan bu yana 1850 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda yapılan ödemenin yerine, en yüksek devlet memuru aylığının ek gösterge dahil yüzde 200’ünü geçmemek üzere her ay ek ödeme yapılabilecek. Ek ödemenin oranı; görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, personelin sınıfı, rütbesi, kadro veya görev unvanı, derecesi, atanma usulü ile emsali veya benzeri görev ve unvanlarda bulunan personele mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil, almakta oldukları toplam ödeme tutarları gibi kriterlerle birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenecek. Emsali veya benzeri görev ve unvanlarda bulunan personel arasındaki ücret dengesini sağlamak amacıyla, mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil, alınmakta olunan toplam ödeme tutarları esas alınarak, aynı veya benzeri görev ve unvanlarda bulunan personel için farklı oranlar belirlenebilecek veya hiçbir belirleme yapılmayabilecek. ‘’Makam, yüksek hakimlik, temsil veya görev’’ tazminatları da kaldırılarak, bunlardan yararlananlara ek ödemeden yararlanma imkanı getirilecek.
|
07.08.2008
|
|
|
"PKK için Kuzey Irak'ta yolun sonu göründü" |
ULUSLARARASI Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner, terör örgütü PKK için Irak’ın kuzeyinde “yolun sonunun göründüğü” belirterek, “(Örgüt) İran ya da Ermenistan’a kayabilir. Ama en büyük korkum Türkiye’ye yerleşmesidir” dedi. USAK Başkanı, İstanbul Güngören’deki saldırı ve Kerkük’teki olayların arkasında da “İsrail ve ABD içindeki gizli grupların parmağı olabileceğini” iddia etti.
Irak’ın geleceği ve PKK ilele ilgili soruları cevaplayan Laçiner, Türkiye’nin hava ve kara operasyonlarının PKK’ya “çok kan kaybettirdiğini”, örgütün Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetiminin lideri Mesud Barzani ile Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’den eski desteği alamadığını ifade etti. Laçiner, “Bu nedenle PKK için kuzey Irak’ta artık yolun sonu görünüyor. İran ya da Ermenistan’a yerleşebilirler. Şu anda bir çıkış yolu arıyorlar. Nerede olursa orada” dedi. “ABD’nin de şu anki şartlarda PKK’yı Irak’ın kuzeyinde istemediğini, başka yerde olması halindeyse bundan rahatsız olmayacağını” belirten Laçiner, “Ama benim asıl korkum, PKK’nın Ermenistan’a ya da İran’a değil, Türkiye’ye yerleşmesidir” diye konuştu. Laçiner, “bunun terör örgütünün kendi verebileceği bir karar olmadığını, örgütün manipülasyona çok açık olmasının ötesinde, örgüt yönetimine çok fazla sızmalar olduğunu” belirtti. Laçiner, terör örgütünün içinde, örgütle hiçbir ilgisi olmayan çok fazla unsur bulunduğunu, dolayısıyla bunun, başka odak noktalarının vereceği bir karar olduğunu söyledi.
|
07.08.2008
|
|
|
''Hükümet okulları satıp, alış veriş merkezi yapacak'' |
BAĞIMSIZ Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, bugün resmi gazetede yayımlanan Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun da aralarında bulunduğu 5793 sayılı ‘’Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’un Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı okulların, arsa ve binalarının satışının önünü açtığını belirterek, ‘’Hükümetin okulları satıp alış veriş merkezi yapacağını’’ iddia etti.
Avcı, yaptığı yazılı açıklamada, yasanın MEB’e okullar dahil dilediği taşınmazları satma yetkisi verdiğini ve gelirini genel bütçeye katkı olarak ya da yeni okul yaptırmada kullanabileceğini belirtti. Yasanın, şehir merkezlerinde ve sahil yerlerinde bulunan ve pek çoğu tarihi özellikler gösteren okulların, alışveriş merkezi, otel, iş merkezleri yapılması için satılmasının önünü açtığını savunan Avcı, ‘’bu okullar satıldıktan sonra yeni okullar nerelere yapılacak, buraların satışından elde edilecek gelirin tamamı kaynak olarak eğitime aktarılacak mı? şeklindeki soruların öğretmen, öğrenci ve velilerin kafasında büyük soru işaretleri oluşturduğunu’’ ifade etti.
|
07.08.2008
|
|
|
MİT ve polisten ortak uyuşturucu operasyonu |
MİLLİ İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Ankara Emniyet Müdürlüğünün ortaklaşa gerçekleştirdiği operasyonda, eroin yapımında kullanılan çok miktarda madde ele geçirildi.
Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği ve MİT görevlileri, bir istihbarat üzerine Ankara’nın Kazan ilçesi yakınlarındaki bir depoya ‘’Ahtapot’’ adı verilen planlı bir operasyon düzenledi. Depoya yapılan baskında, eroin yapımında kullanılan 570 kilogram kadar asetik anhidrit ve bu maddenin imalatında kimyasal tepkimeye yarayan çeşitli maddeler ele geçirildi. Operasyonda, Aydın T, Atilla T. ve Sait P. gözaltına alınırken, soruşturmanın sürdüğü kaydedildi.
|
07.08.2008
|
|
|
Kaza tesbit tutanağına alıştık |
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Genel Sekreteri Erhan Tunçay, kaza tespit tutanağı uygulamasında, 1 Nisan- 4 Ağustos tarihleri arasındaki 4 aylık süre içinde meydana gelen 252 bin maddi hasarlı trafik kazasının yüzde 69,5’inde kaza tespit tutanağı düzenlendiğini bildirdi.
Kaza tespit tutanağı ve trafik sigortalarında serbest tarife uygulamasıyla ilgili olarak Tunçay, kaza tespit tutanağı uygulamasının başladığı 1 Nisan 2008 tarihinden 4 Ağustos 2008 tarihine kadar, Türkiye’deki maddi hasarlı kaza sayısının yaklaşık 252 bin olarak tahmin edildiğini belirtti.
Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER) verilerine göre, bu tarih aralığında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazalarında düzenlenen kaza tespit tutanağı sayısının 175 bin 276 olarak gerçekleştiğini aktaran Tunçay, meydana gelen kazaların yaklaşık yüzde 69,5’inde sürücüler tarafından tutanak düzenlendiğini söyledi.
EN ÇOK TUTANAK İSTANBUL’DA DÜZENLENDİ
Tunçay’ın verdiği bilgiye göre, tutanak sayısında ilk sırayı 72 bin 46 adet ile İstanbul alırken, onu, 20 bin 276 tutanak ile Ankara, 14 bin 641 tutanak ile İzmir, 9 bin 95 tutanak ile Bursa izledi. Bu sonuçlara göre Nisan-Ağustos 2008 tarih aralığında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazaları nedeniyle düzenlenen tutanakların yüzde 66,21’i bu 4 ilde gerçekleşti. Trafik sigortalarında 1 Temmuz 2008 tarihinde başlayan serbest tarife uygulamasının, bu branşta yaşanan zarara etkisine ilişkin olarak da Tunçay, trafik sigortalarında 2007 yılında 245 milyon YTL zarar yazıldığını hatırlattı. Tunçay, trafik Sigortalarında sigorta şirketlerinin daha çok hasar maliyetlerini azaltıcı önlemleri almaya yoğunlaşmalarının yerinde olacağını kaydetti.
|
/ İstanbul
07.08.2008
|
|
|
İstanbul Boğazı’na 9’uncu tüp tünel batırıldı |
MARMARAY, Projesi kapsamında İstanbul Boğazı’na 9’uncu tüp tünel batırıldı.
Kız Kulesi açıklarında batırılan 110 metre uzunluğundaki tüp tünelin diğer tünellerle birleştirme işlemlerinin tamamlanmasıyla birlikte Üsküdar kıyısından itibaren boğazın 1490 metre açıklarına kadar ulaşılmış olacak. Üsküdar Kız Kulesi açıklarında yapımı tamamlanan E3 nolu tüp tünel, İstanbul Boğazı’na dün sabah saatlerinde batırıldı. Tuzla’da imalatı tamamlanan ve 110 metre uzunluğundaki tünel, daha önce batırılan 135’er metre uzunluğundaki 8 adet tünelle denizin altında birleştirilecek. 110 metre uzunluğundaki E3 nolu tüp tünelin diğer tünellerle birleştirme işlemlerinin tamamlanmasıyla birlikte Üsküdar kıyısından itibaren boğazın 1490 metre açıklarına kadar ulaşılmış olacak.
|
07.08.2008
|
|
|
Kütahya termal kaynak zengini |
BAKANLAR Kurulu kararıyla 7 kaynağı ‘’termal turizm merkezi’’ ilan edilen Kütahya’nın yeraltı sularının, çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleriyle Avrupa’daki bazı termal sulardan üstün nitelikler taşıdığı bildirildi.
Yeraltı suları zenginliği bakımından Türkiye’de ilk sıralarda yer alan Kütahya’da yaklaşık 20 termal kaynak bulunuyor. Ülkenin önemli jeotermal kuşaklarından birinin geçtiği Kütahya’da 20110 dereceye, 2500 litre/saniye debiye sahip termal merkezler, çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleriyle de ilgi çekiyor.
|
07.08.2008
|
|
|
Halı yıkamalar artınca su kesintisi başladı |
ERZURUM'da, halı ve yün yıkamak için içme suyu kullanımının artması sebebiyle bazı semtlerde su kesintisi yaşanmaya başladı.
Aşağı Mumcu, Karaköse, Habibefendi, Yukarı Mumcu, Hacı Salih Efendi ve Yıldızkent’teki bazı mahallelerde özellikle akşam saatlerinde içme suları kesiliyor. Erzurum Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürü Vahit Kılımboz, her yaz döneminde vatandaşların halı ve yün yıkamak için içme suyu kullandığını, bu nedenle şehir merkezinde bazı mahallelerde zaman zaman su kesintisi olabildiğini söyledi. İçme suyunun israf edildiğini, halkın bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini dile getiren Kılımboz, şöyle konuştu: ‘’Bu sorun tüm ikazlarıma rağmen her yıl yaşanıyor. Halı ve yün yıkamak için içme suyu kullanımının artması nedeniyle içme suyu yetersiz kalabiliyor. Ancak bu sıkıntıyı Eylül ayında Palandöken Barajı’ndan verilecek suyla aşacağız. Bundan sonraki yıllarda bu sıkıntı artık tekrarlanmayacak.’’ Kılımboz, Ramazan ayı öncesinde Erzurum’da her yıl genel bir temizlik yapıldığını anımsatarak, bu nedenle eylül ayında su kullanımında artış olmasını beklediklerini dile getirdi.
|
/ Erzurum
07.08.2008
|
|
|
İstanbul otellerinde 2009 rezervasyonları başladı |
İSTANBUL'DAKİ teller, 2009 yılı kongre takviminin netleşmesinin ardından rezervasyonlara başladı.
2009 yılında İstanbul, aralarında 1622 Mart tarihleri arasındaki ‘’Dünya Su Forumu’’ ile 28 Eylül 10 Ekim’de yapılacak ‘’IMF Kongresi’’nin de yer aldığı dünya çapında büyük kongrelere ev sahipliği yapacak. Kongre tarihlerinin netleşmesi, özellikle yurt dışından gelecek katılımcıların, İstanbul’da konaklayacağı otelleri şimdiden belirlemesini, rezervasyonların da tamamlanmasını sağladı. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, İstanbul’da otellerin 2009 rezervasyonlarına başladığına dikkat çekerek, ‘’İstanbul’a 2009’da 9 milyon turist gelmesini hedefledik. 2010 yılı sonunda da 10 milyonu yakalayacağız’’ dedi. Bayındır, kongrelerin yanı sıra Formula 1 için de 2530 bin kişinin şehre gelmesinin beklendiğini, İstanbul için 2009’un önemli bir yıl olduğunu söyledi. Otel yetkilileri rezervasyonların tamamlandığını kaydettiler.
|
07.08.2008
|
|
|
Turizmcilerden yangınzedelere yardım kampanyası |
ANTALYA'DAKİ turizmciler, Manavgat ve Serik ilçelerinde büyük kayba neden olan orman yangının yaralarını sarmak için ‘’yardım destek projesi’’ başlatacak.
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Volkan Şimşek, Manavgat ve Serik ilçelerindeki meydana gelen yangında, bu bölgelerdeki köylülerin büyük zarar gördüğünü hatırlatarak, bu köylere ve köylülere yardım amacıyla POYD, Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) ve Uluslararası Seyahat ve Turizm Potansiyelleri Kulübü SKAL işbirliğinde yardım destek projesi başlatacaklarını bildirdi. Projeye turistlerin destek vermesini sağlayacaklarını vurgulayan Şimşek, bu proje ile yangında evleri, tarım alanları ve okulları yanan köylerin yeniden yapılandırmasına çalışacaklarını söyledi. Şimşek, POYD’un 8 Ağustos Cuma günü yapılacak geleneksel balosunda, turizmcilerden bu proje için bağış toplayacaklarını bildirdi. Akdeniz Otelciler Birliği (AKTOB) Başkanı Sururi Çorabatır da, orman yangınında bölgedeki turizm işletmelerinin, kaymakamlık ve diğer kamu kurumlarının yangın bölgesinde ihtiyaca ilişkin taleplerini eksiksiz yerine getirdiğini bildirdi.
|
07.08.2008
|
|
|
Kadirli’de orman yangını |
OSMANİYE'NİN Kadirli ilçesine bağlı Kayasuyu köyünde çıkan yangında 5 dönüm ormanlık alan yandı.
Kadirliye 20 kilometre uzaklıkta Kayasuyu köyü Guvanlık mevkiinde çıkan yangına müdahale eden Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı Akarca ekibi alevlerin yayılmasını önledi. Yangını Karatepe ekibi ile beraber 4 arozöz kısa sürede söndürdü. Orman işletme Şefi Atilla Özalp, ilk müdahalenin ne kadar önemli olduğunu bu yangında bir kez daha görüldüğünü ifade etti. Özalp, “Bölgemizde çıkacak yangınlara karşı her türlü tedbiri aldık. En son Koçlu köyü Akarca yaylasına ve Cığcık köyü Gözağacı mevkisine 300 tonluk yangın havuzu kurduk. Olası bir yangında helikopter ve arazözler su ihtiyaçlarını buradan karşılayabilecek” dedi.
|
07.08.2008
|
|
|
Hastanede personel yetersiz |
Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki bebek ölümlerini inceleyen heyette görevli Prof. Dr. Fahri Ovalı, ‘’Yapılan tüm incelemeler sonucunda, bebeklerde farklı cinslerde ve farklı tiplerde mikropların üremiş olduğu tespit edildi. Temmuz’da bebeklerin yaklaşık dörtte birinin enfeksiyon sebebiyle öldüğü görüldü’’ dedi.
Sağlık Bakanlığınca oluşturulan inceleme heyeti, Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşanan bebek ölümleriyle ilgili basın toplantısı yaptı. İnceleme kapsamında hasta servislerini yerinde incelediklerini belirten Ovalı, ‘’Servis alt yapısının yoğun bakım için gereken koşulları sağladığını, enfeksiyon kontrol kurallarına yüksek düzeyde uyulduğunu ve uyumun servislere konulan kameralar ile sürekli takip edildiğini gördük’’ diye konuştu. Ovalı, ünitede toplam 89 adet kuvöz, 33 adet açık yatak ve 30 adet vantilatör bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Yani toplam yatak sayısı 122’dir, ancak temmuz ayında ünitede yatan günlük hasta sayısının 148 olduğunu saptadık. Ünitede, çoğu yenidoğan hekimi olmak üzere 29 hekim vardı ve her 8 saatlik mesaide yüksek riskli bebeklerin yattığı yoğun bakım ünitesinde her 4 hastaya 1 hemşire, daha düşük riskli bebek servisinde ise 8 hastaya 1 hemşirenin bakım verdiği tespit edildi.”
Ovalı, yapılan tüm incelemeler sonucunda, ‘’Bebeklerde farklı cinslerde ve farklı tiplerde mikropların üremiş olduğu tespit edildi. Temmuz ayında bebeklerin yaklaşık dörtte birinin enfeksiyon sebebiyle öldüğü görüldü’’ dedi.
“14 BEBEKTE ENFEKSİYON”
Ovalı, hastaneye son zamanlarda yeni bebek kabul edilmediği için hasta sayısında azalma olduğunu belirterek, ‘’Şu anda ünitede 78 bebek yatmaktadır ve bunlardan 14’ünde enfeksiyon tespit edilmiş olup, tedavileri devam etmektedir. Hastanede son 15 günde yaklaşık 28-30 bebek öldü’’ şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin, ‘’Enfeksiyon tespit edilen ve tedavileri devam eden bebeklerdeki mikroplar, enfeksiyon sebebiyle hayatını yitiren bebeklerdekilerle benzerlik gösteriyor mu?’’ sorusunu Ovalı, ‘’Hepsi değil, ancak bir kısmı benzerlik taşıyor’’ diye cevapladı. Ovalı, ‘’Hastanede tedavileri devam eden bebeklerin, bir başka yere tahliyesinin söz konusu olup olmadığı’’ yönündeki bir soru üzerine de ‘’Bu konudaki incelemeler daha devam ediyor, ama şu anda bebeklerin tahliyesi gibi bir durum söz konusu değil’’ dedi.
Yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki hemşire sayısının çok önemli olduğunu vurgulayan Ovalı, ‘’Dünya standartlarında 3. düzey en kritik hastaların bakıldığı yoğun bakımlarda 1 hemşireye en fazla 1-3 bebek düşmesi gerekirken, burada 4 bebek düşmektedir, izin aylarında bu sayı 6’ya çıkabilmektedir. Hemşire ve sağlık personeli yetersizliği, burada çok önemli bir faktördür’’ diye konuştu. Ovalı, bebek ölümlerinin ardından soruşturma açılıp açılmamasının idari bir karar olduğunu ifade ederek, ‘’Buna ben karar veremem’’ dedi. İnceleme heyeti üyesi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova da incelemeler sonucunda ‘’Ocak ve Temmuz aylarında hastanedeki enfeksiyon oranlarında bir artışın söz konusu olduğunun’’ belirlendiğini ifade etti.
PERSONEL YETERSİZ
“Yüksek riskli hasta sayısındaki artış ve buna bağlı olarak personel sayısındaki göreceli olarak azalmanın, bu duruma yol açmış olabileceğini düşünmekteyiz’’ diyen Ovalı, tüm yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde enfeksiyon riskinin olduğunu söyledi. Ovalı, hastanede görülen enfeksiyonların ‘’farklı tiplerde ve farklı cinslerde’’ olduğu için hastane enfeksiyonunun söz konusu olmadığını düşündüklerini bildirdi. Hastane enfeksiyonu tanısı konulabilmesi için bebeklerin birbirlerinden enfeksiyon kapmış ve tüm enfeksiyonların aynı olması gerektiğini anlatan Ovalı, ‘’Halbuki biz, farklı cinslerde farklı mikroorganizmalar tesbit ettik’’ diye konuştu.
HEMŞİRE EKSİK
Akova, şunları kaydetti: ‘’Biz 2 tane gözlem yaptık. Birincisi, geçtiğimiz temmuz ayında ölen bebeklerin ancak yüzde 26’lık bir kısmı enfeksiyon sebebiyle ölmüş. Geri kalanı enfeksiyon dışı sebeple ölmüş. Bu da bu bebeklerin yüksek risk taşıyan bebekler olmasından kaynaklanıyor. Temmuz ayı oranı ise ocak ayından daha yüksek. Bu da muhtemelen hemşire sayısının azlığından, dolayısıyla enfeksiyon kontrol önlemlerinin diğer aylara göre daha düşük seviyede olmasından kaynaklanıyor.’’
|
07.08.2008
|
|
|
Nüfusun 3 katı Avrupa’da yaşıyor |
Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Ünlüpınar beldesinin nüfusunun yaklaşık 3 katı yurt dışında yaşıyor.
Gittikleri ülkelerde siyasetle ve sivil toplum kuruluşlarıyla ilgilenen Ünlüpınarlılar arasında, Hollanda Eyalet Milletvekilliği, İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu Başkanlığı, Hollanda Türk Dayanışma Vakfı Başkanlığı yapanlar var. Ünlüpınar Belediye Başkanı Aziz Nas, yaptığı açıklamada, son nüfus sayımlarına göre 3 bin 69 olan belde nufusunun yaklaşık 3 katının yurt dışında yaşadığının ortaya çıktığını söyledi. İngiltere başta olmak üzere Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda ile Japonya ve Amerika’da yaşayan yaklaşık 9 bin Ünlüpınarlı olduğunu ifade eden Nas, ‘’Zamanında giderek başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde yerleşen bu gurbetçilerimiz, beldemizi hiçbir zaman unutmadılar’’ dedi.
Nas, son beş yılda yapımı tamamlanan binaların bilançosunu çıkardıklarını, bu binaların bine yaklaştığını dile getirerek, şöyle devam etti: ‘’Bunların tamamı yurt dışında çalışan hemşehrilerimiz tarafından yapıldı. Müstakil olan bu konutlar, 3 veya 4 katlı olarak inşa edildi. İçlerinde villa tipi yapılmış, önünde bahçesi olan konutlar da var. Beldemiz, 600 hanelik bir köy konumundayken bugün gurbetçilerimizin yaptıkları modern binalar ile adeta çağ atlamış durumdadır. Yeni binalar arasında hâlâ ahşap tipi olarak kullanılan binalar da var. Bu binalar da beldemizden ayrılmayan vatandaşlarımıza ait olan binalar. Eski ve yeni binaları bir araya getirdiğimizde, 2 binin üzerinde konutlu bir beldeyiz artık.’’ Nas, kış aylarında 2 bin seviyelerine inen belde nüfusunun yaz aylarında 10 bine yaklaştığını ifade etti.
|
07.08.2008
|
|
|
Doktorun kanında KKKA’ya rastlandı |
Düzce Üniversitesi Konuralp Araştırma ve Uygulama Hastanesinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı teşhisiyle tedavi gören çocuğun yattığı bölümde görevli doktorlardan birinin kanında hastalığın virüsüne rastlandı.
Söz konusu kişinin hastalığın belirtilerini taşımadığı bildirildi. Alınan bilgiye göre, kene ısırması sonucu kanında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı virüsü tespit edilen 10 yaşındaki Z.K, bir süre önce tedavi için Düzce Üniversitesi Konuralp Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk edildi. Z.K’nin tedavisi sürerken, bu bölümde çalışan iki doktordan, şüphe üzerine kan tahlili istedi. Doktorlardan alınan kan örnekleri, Ankara’daki Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsüne gönderildi. Burada yapılan tahliller sonucunda, doktorlardan S.K’nin kanında hastalığın virüsü tespit edildi. S.K’nin hastalığın belirtilerini taşımadığını kaydeden yetkililer, tahlil sonucunda hata olması ihtimaline karşı yeniden kan örneği alarak Ankara’ya gönderdi. S.K’nin sağlık durumunun iyi olduğunu belirten yetkililer, konunun Sağlık Bakanlığı yetkililerince yakından izlendiği söyledi. Bu arada, yetkililer, Z.K’nin durumunun iyi olduğunu, birkaç gün içinde taburcu edilmesinin beklendiğini bildirdi.
|
07.08.2008
|
|
|
Sigara yasağını işletmeler deliyor |
Alışveriş merkezlerindeki (AVM) işletmeler, 19 Mayısta yürürlüğe giren 4207 sayılı Yasa’ya rağmen, müşteri kaybetmemek adına sigara içilmesine belli saatlerde izin vererek yüksek miktarda ceza ödemeyi göze alıyor.
Ankamall alışveriş merkezinde kafeterya işletenler, yasak sebebiyle müşteri kapasitelerinin yüzde 50 düşmesinden yakınarak, “öğle saatlerinde sigara içilmesine izin verdiklerini” ifade ediyorlar. AVM’deki ayak üstü tarzı kafeterya yetkilisi Akın Karabacak da yasa çıkmadan önce AVM’de kapsamlı hazırlık yapılması gerektiğini, Türkiye’nin uygulamaya hazır olmadığını öne sürerek, “Rekabet eksikliği var. Birçok iş yeri bu sebeple kapanma noktasına geldi. Biz de ısrarcı müşterilere sigara içmeleri konusunda yasak getirmiyoruz. 2,5 ayda işletmemize 500 YTL’lik ceza geldi. Ayrıca belediye encümeni de tutanak tuttu. Yine ceza ödeyeceğiz. Diğer işletmeler arasında bin YTL ödeyenler var” diye konuştu. Yasağa rağmen “ceza ödeme riskini göze alan” kafe, restoran ve lokantalarda sigara içen tiryakilerin, durumdan bir hayli memnun oldukları gözleniyor.
|
07.08.2008
|
|
|
2 yeni fakülte ve 1 MYO kurulacak |
BAZI üniversitelere ait 2 yeni fakülte ve 1 meslek yüksekokulu kurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararları Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Oltu Yer Bilimleri Fakültesi, Erzincan Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Türkiye Lojistik Araştırmaları ve Eğitim Vakfınca İstanbul’da Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu kurulacak.
|
07.08.2008
|
|
|
Türkçe’yi yabancı dil olarak öğrenin! |
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Eğitim Bilimleri Enstitüsünde yüksek lisans düzeyinde kurulan ‘’Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Ana Bilim Dalı’’, hem Türk hem de yabancı lisans mezunlarına, Türkçe’nin yabancı dil olarak öğretiminde uzmanlaşma imkânı sağlıyor
DEÜ Eğitim Bilimleri Enstitüsü bünyesinde 2004-2005 akademik yılında kurulan Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Ana Bilim Dalı Başkanlığı, Türkçe’nin dünyada yabancı dil olarak yaygınlaşabilmesi açısından önemli görev üstleniyor. Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğan Günay, yaptığı açıklamada, ana bilim dalının temel amacının, Türkçe’nin yabancı dil olarak öğretilmesine yönelik bilim insanları ve deneyimli uzmanlar yetiştirmek olduğunu söyledi. Prof. Dr. Günay, bu yıl 4. kez öğrenci kabul edecek ana bilim dalının temel amacının hem yurt dışında hem de yurt içindeki yabancılara Türkçe’yi öğretecek uzman akademik personel yetiştirmek olduğunu, bu amaçla ana bilim dalına hem yerli hem de yabancı öğrenci kabul edildiğini belirtti.
|
07.08.2008
|
|
|
Hem bilim, hem eğlence |
Türkİye’dekİ üçüncü ‘’Avrupa Bilim-Eğlence Gecesi’’ 26 Eylülde, Ege Üniversitesi Bilim-Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (EBİLTEM) koordinatörlüğünde, İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri AŞ’ın (İZFAŞ) desteğiyle Kültürpark’ta düzenlenecek.
Alınan bilgiye göre, ‘’Çağlar Boyu Bilim’’ temasıyla gerçekleşecek etkinlikte, bilim ve eğlence bir araya gelirken, bilim insanları bilim ve teknolojideki gelişmeleri, tarihsel döngü çerçevesinde aktaracak. Araştırmaların sergileneceği etkinlik, bilimin eğlenceden uzak olmadığını da ispatlayacak.
|
07.08.2008
|
|
|
Van Mevlidi gönülleri buluşturdu |
Hasret bitti! Nur talebeleri Van’daki Bediüzzaman Mevlidi’nde buluştu!
Evet, yirmi sekiz senelik hasret bitti. Yeni Asya misyonu bütün camiasıyla bir ilke daha imza attı. Kendisine lâyık olan, üstadına sadakatini teyid eden, cesaret ve müspet hareketin gereğini yaptı ve binler Nur talebesini bu zamanın en büyük hizmetlerinden olan “manevî cihad” yolunda bir gönül seferberliğini hep birlikte bütün camiasıyla yeniden harekete geçirdi.
Van Mevlidinin tekrarı fikri Nisan ayında Van’da yapılan Bediüzzaman’ı Anma Toplantısı’nda gündeme geldi. Başta Yeni Asya Yönetim Kurulu başkanımız ve gazetenin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular Ağabey olmak üzere bütün Yönetim Kurulu üyelerimiz buna sahip çıktı ve arkasında oldu. Elhamdülillâh netice de çok güzel oldu inşallah.
Son bir aydır mevlid organizasyon çalışmaları çerçevesinde Van’ın bütün iş yerlerine Üstad Bediüzzaman’ın portresinin basılı olduğu posterler asıldı. Çok sayıda el ilânları dağıtıldı. Davetiyelerle resmî zevat davet edildi. Nur camiasının bütün fertleri telefonla, ziyaretlerle davet edilidi. Elektronik posta yoluyla bütün vatandaşlara ilânatlar yapıldı. Ve gazetemiz Yeni Asya vasıtasıyla bütün vatan sathına büyük çapta ilânat ve davetiyeler gerçekleştirildi. Bütün bunların sonucunda netice de alındı elhamdülillâh.
Van’da büyük bir kaynaşma ve hareketlilik oldu. Nur talebeleri Yeni Asya Van Temsilciliğinin teşebbüsleriyle ve başta fedakâr insan, üstadın talebelerinden, Van’ın eşrafından Selahaddin Akyıl Ağabeyin gayret ve teşebbüsleriyle, Yeni Asya Yönetim Kurulumuzun değerli başkanı Mehmet Kutlular olmak üzere tüm Yönetim Kurulu üyelerinin de tam desteği ve gayretleriyle bütün Nur talebelerini serhat şehri Van’ın Yukarı Nurşin Camisinde buluşturdu.
Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin Birinci Said dönemine ait hayatında çok önemli ve anlamlı bir yeri olan Yukarı Nurşin Camii tarihi günlerinden birini yaşadı. Belki de bu camideki son mevlid olarak hatıralarda kalacak. Çünkü, şu anda mevcut caminin hemen arkasında inşası devam eden büyük bir külliye projesi var. İnşallah ileriki yıllarda daha rahat ve geniş organizasyonlar orada yapılacak inşaallah.
Bu mevlid-i şerif, doğunun fedakâr ve cefakâr insanları başta olmak üzere bütün ehl-i imanı İslâm kardeşliğinde buluşturdu. Aziz milletimizin ve bu yöre halkının aradığı kardeşlik, dostluk, sevgi ve muhabbeti yeniden canlandırmaya vesile oldu.
Doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi, genci ihtiyarı, kadını–erkeği, resmisi, sivili, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Arabı, Van Yukarı Nurşin camisinde hep bir araya geldiler, kucaklaştılar, yirmi sekiz senenin hasretini giderdiler.
Bu hoş ve çok mânâlı organizasyon ve Mevlidin gerçekleşmesinde emeği geçen, başta Üstadımızın hayır duâsını almış ve sağlığında onun hizmetine dahil olmuş ve bu mevlidin yapılması için her türlü riski ve maddî mükellefiyeti göze alarak bu konudaki en büyük sorumluluğu ve mükellefiyeti “şahs-ı manevi” adına alıp Allah’ın inayetiyle neticeye ulaştıran Van eşrafından Se-lâhaddin Akyıl Ağabey olmak üzere, Van Yeni Asya Temsilcimiz, muhterem kardeşimiz Şahabeddin Öztürk’ü ve bu organizasyon ve hizmete emeği geçen adını sayamadığım Van’ın bütün fedakâr Nur talebelerinin hepsini ve bu konuyu ciddi mânâda gündemine alarak yaptığı üç toplantıda da her türlü desteği veren Yeni Asya Yönetim Kurulu üyelerini de bütün kalbimle tebrik ediyorum. Allah hepsinden ebeden razı olsun diyorum.
İkinci olarak, olumsuz mevsim şartlarına, organizasyonun özel sebeblerden dolayı kısa bir zamanda yapılması ve tarihinin de elde olmayan sebeblerden dolayı biraz erken olmasına rağmen Anadolu’nun her köşesinden uçakla, otobüsle, minübüs ve özel arabasıyla gelerek iştirak eden sadık ve fedakâr Nur talebesi abi, kardeş, abla ve bacıları da bu zahmetlerinden ve katılımlarından dolayı tebrik ediyorum.
Üçüncü olarak, bu organizasyonun yapılmasında büyük katkıları olan Resmî zevata, Van diyanet camiasının değerli hoca ve mevlithanlarından Abdurrahman Hoca, Ülver Hoca, Hüsnü Mercanoğlu hocalarımıza ve özellikle de il müftüsü değerli dostumuz ve hemşehrimiz Osman Artan hocamıza bütün camiamız adına teşekkür ediyor ve tebrik ediyorum.
Dördüncü olarak, tecrübesi ve cesaretiyle öne çıkan ve bu konuda fikir ve tecrübesi başta olmak üzere her türlü desteğini esirgemeyen ve bizzat Van’a gelip mevlide iştirak eden çok faydalı sohbetler yapan gazetemizin imtiyaz sahibi muhterem Mehmet Kutlular Ağabeye.
İlerlemiş yaşlarına rağmen başta İstanbul’dan mevlide katılan, seksen beş yaşındaki, Üstadımızın bizzat hizmetlerinde bulunmuş ve ömrünü bu dâvâya adamış ve bütün aile efradıyla hâlâ Nur hizmetlerine aralıksız devam eden emekli Pilot Astsubay Ali Demirel Ağabeye.
Üstad ve dâvâ aşkıyla yanan Antalya’dan birlikte seyahat ettiğimiz yine üstadımızın duâsını almış ve nur hizmetlerine ömrünü ve maddiyatını adamış olan, adeta gençlere taş çıkartan heyecanı, aşkı ve şevkiyle örnek olan seksen üç yaşındaki değerli Recep Unaz ağabeye. Ve yol arkadaşlığımı yapan değerli dostlarıma.
Üstadımızın hizmetkârlarından çok değerli ve muhterem Mehmet Fırıncı ağabeye.
Değerli hafız İhsan Atasoy Hocaya.
Gazetemezin “fıkıh köşesi” yazarı ve mevlidde yaptığı çok anlamlı ve kapsamlı duâyla gönülleri coşturan değerli dostum Süleyman Kösmene’ye.
Mevlid esnasında Risale-i Nurdan ders yapan ve bölgeyi iyi tanıyan, bölgenin insanı olan değerli dostum hac ve umre organizatörü emekli müftü Mehmet Arslan hocaya.
Yeni Asya Yönetim Kurulu üyesi Ali Vapurlu, Ali Kanıbir Ağabeye.
Özellikle Üstadın hayatıyla ilgili çok geniş ve değerli çalışmalar yapan Necmeddin Şahiner ağabeye.
Ve ismini sayamadığım mevlide iştirak eden üç bini aşkın “nurun hadimlerine” ve bütün ehl-i imana sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Tebrik ediyorum.
Bu Van Mevlidi münasebetiyle serhat şehrimiz yaptığım seyahatin üçüncüsüydü. Antalya ve çevresindeki değerli ağabey ve kardeşlerle uçakla yaptığımız kısa bir seyahatin ardından Van’daki kadim gönül dostlarıyla buluştuk.
Van kalesinde, dibindeki Horhor medresesinde, Tahir Paşa Konağının yıkık harabeleri arasında, garip ve mahzun Çoravanis Köyü ve camiinde, Erek Dağının zirvelerine yakın “Çilehane” civarında üstadın sohbetlerini manen dinledik. O günlere hayalen gitmeye çalıştık.
Seyda’nın etrafında nur halkasının birinci dairesindeki Molla Resullerin, Molla Hamitlerin tatlı ve ruha hayat veren hatıralarını hafızalarımızda canlandırmaya çalıştık.
Çaycı Emin’in Kastamonu’da başlayıp Van’da son nefesine kadar devam eden, Seydasına ve dâvâsına olan o sadakat ve istikamet çizgisini ve şehid olarak gittiği âlem-i hakikate uzanan bu dünyadaki son menzili olan kabrine Fatihalar gönderdik.
Gaddar Rus fırkalarına karşı verilen amansız mücadeleyi, insaf tanımayan o günün Ermeni çetelerine karşı verilen manevî cihadda şehit olan Ubeyd’i andık ve aziz ruhuna manevî hediyeler gönderdik.
Çoravanis köyündeki mütevazı caminin misafirhanesinde haşrin sabahını bekleyen Seyda’nın fedakâr ve sadık talebelerinden Ali Çavuş’un, Molla Yasin’in, Molla Rauf’un mezarına uğrayıp Fatihalar hediye ettik.
Yıllardan beri görmediğimiz değerli ağabey ve dostlarımızla kaynaşıp, kucaklaşıp hasret giderdik, hatıralarımızı tazeledik.
Meşveret-i şer’iyenin meyvelerini, başkasına itimat etmeyenin nefsiyle teşebbüs etmesinin neticelerini görmeye çalıştık.
Başlarımızı kaldırarak, Horhor medresesinin başında, Van Kalesinin zirvelerinde aziz ve muazzez üstadımıza bir defa daha “Sadakte” deyip, böyle demenin bize borç olduğunun sorumluluğunu bir defa daha bütün kalbimiz ve benliğimizle yaşamaya çalıştık. Tehditlerle dâvâdan vaz geçmeyeceği dersimizi tazeledik.
Bunun yeni bir “başlangıç” olduğunu, her şeye rağmen organizasyonun iyi olduğunu, elde olmayan bazı sebeblerden dolayı meydana gelen küçük noksanlık ve hataların da zaman içerisinde mutlaka giderilerek daha iyi bir hâle geleceğine olan kuvvetli ümidimizi muhafaza ederek, inşaallah bundan sonra her sene bu güzel geleneğin daha mükemmel bir şekilde devam edeceğine inanarak Allah’a şükrediyoruz.
Bu bir başlangıçtır. Bundan sonra Van başta olmak üzere o yöredeki bütün önemli şehirlerimizde ve Türkiye’de, Avrupada, dünyada sempozyumlar devam edecek. Bediüzzaman enstitüleri, üniversiteler açılacak yeni mevlidler yapılacak, hizmet kervanı devam edecek inşaallah. Ekim’de Ankara’da Kocatepe Mevlidinde, yeni sene de tekrar Van Mevlidinde hep birlikte buluşmak dilek ve temennisiyle.
|
Nejat EREN
/ Van
07.08.2008
|
|
|
|