|
|
|
İsrail'den ABD’ye İran baskısı |
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, ABD Savunma Bakanı Gates'le görüşmesinde, Amerika'nın İran’a karşı askerî seçenekten vazgeçmemesini istedi. Barak ayrıca, Suriye’yi Hizbullah’a askerî yardımda bulunmakla suçladı.
nİSRAİL Savunma Bakanı Ehud Barak, ABD’nin İran’a karşı askerî seçenekten vazgeçmemesini istedi. İsrail Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Barak’ın ABD Savunma Bakanı Robert Gates ile Washington’da yaptığı görüşmede, Gates’e, “Bütün seçenekleri masada bırakmaktan ibaret olan siyaseti izlemeye devam etmek gerek” dediği belirtildi. Açıklamaya göre, İran’ın nükleer programını konuşmak üzere ABD’ye gelen Barak, “İran’ın nükleer programı bölge ve bütün dünyanın istikrarını tehlikeye sokuyor. İranlılara karşı malî ve ekonomik yaptırımları ağırlaştırmak gerekliliğini desteklemeye devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Barak’ın ABD’ye hareketinden önce bakanlığın üst düzey yetkilisi Amos Gilad, İsrail’in “İran’ın nükleer tehdidini hoş göremeyeceğini” söylemişti. Öte yandan, Barak, Suriye’yi Hizbullah’a askerî yardımda bulunmakla suçladı. Bakanlık açıklamasına göre, Barak, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile yaptığı görüşmede, Hizbullah’ın askerî gücünün arttığından kaygı duyduğunu ifade ederek, Suriye’yi Hizbullah’ı silâhlandırmakla suçladı ve “Son iki yılda Hizbullah’ın elindeki füzelerin sayılarının iki hatta üç katına çıktığını ve menzillerinin arttığını büyük bir hayal kırıklığıyla görüyoruz ve bütün bunlar Suriye’nin yardımıyla oldu” dedi. İsrail’in BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararının ihlâl edildiğini de gördüklerini belirten Barak, “Bu ihlâller neredeyse Lübnan’ın hassas güç dengesini bozma noktasına yaklaştı” ifadesini kullandı. İsrail ile Hizbullah arasında 1 ay kadar süren savaşa son veren 1701 sayılı karar, Lübnan’daki BM geçici gücü UNIFIL’in genişletilmesini de öngörüyor. Suriye ise sürekli olarak Hizbullah’ı desteklediği yönündeki suçlamaları reddediyor. Kudüs / aa
|
30.07.2008
|
|
|
Myanmar çocukları hâlâ yardım bekliyor |
UNICEF, üç aydan fazla zaman geçmesine rağmen Nergis tayfunu nedeniyle Myanmar’da 17 yaşın altında yaklaşık 700 bin çocuğun hâlâ uzun dönemli yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.
UNICEF temsilcisi Ramesh Shrestha “Çocukların durumunda nisbeten iyileşme görsek ve salgın hastalıkların önüne geçmeyi başarmış olsak da, çabalarımızı sürdürmek zorundayız” dedi.
|
30.07.2008
|
|
|
Müslümanlara yapılan iftiraya tepki |
Islamonline.net internet sitesinde yayınlanan habere göre, İngiltere’nin büyük öğrenci grupları, sağcı bir grup öğrenci tarafından yayınlanan raporu eleştirdi.
Raporda Müslüman öğrencilerin, insan öldürmenin İslâm adına adaleti sağlayabileceğini düşündüğü iddia ediliyordu.
İngiliz Ulusal Öğrenci Birliği Başkanı Wes Streeting, 27 Temmuz’da yayınladığı beyanatında şu ifadelere yer verdi:
“Bu rapor, sağ görüşlü öğrencilerin önyargılarının bir dışavurumudur. İngiltere’de yaşayan Müslüman öğrencilerin görüşü değildir. Ve bu rapor sadece kampüslerde bir korku havası oluşturulmasına hizmet edebilir.”
Ayrıca yine İngiltere’deki Sosyal Uyum Merkezi (CSC) tarafından yayınlanan bir rapora göre Müslüman öğrencilerin yüzde 32’si İslâm adına cinayet işlenebileceğini söyledi. Yüzde 43’ü din adına insan öldürmenin dini yücelteceğini söylerken, yüzde 28’i ise dinleri saldırı altındayken, din adına cinayetin kabul edilebilir olduğunu söylediler.
Müslüman Öğrenci Birlikleri Federasyonu (FOSIS) başkanı Faisal Hanjra, “Bu rapor yöntembilimsel olarak oldukça zayıf.” dedi.
Müslüman Öğrenci Birlikleri Federasyonuna (MÖBF) göre, İngiltere’de yüksek eğitim enstitülerinde eğitim gören yaklaşık 90.000 Müslüman öğrenci bulunmakta. MÖBF yetkilisi raporun marjinal Müslüman grupların bilinçaltına müdahale etme çabalarının bir parçası olduğunu söyledi. MÖBF, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Bu rapor asla ülkemizdeki İslâmî kesimin görüşlerini temsil etmemektedir. Müslüman öğrenciler 7 Temmuz’dan bu yana saldırılarla karşılaştıklarında bile sabırla karşı koydular. Saldırılara karşı sebat gösterdiler. Bu, Müslüman öğrencilerin topluma uyum sağlama konusundaki kararlılığını göstermektedir.”
7 Temmuz saldırılarında 4’ü saldırganlar olmak üzere 56 kişi ölmüştü. İngiliz Müslümanlar ise İslamofobyanın Avrupa’da yayılmasından oldukça rahatsız.
|
FARUK SAİM AKHAN
30.07.2008
|
|
|
Amerikalı jeopolitika uzmanı Kupchan: ‘AKP, Türkiye düzeni için tehdit değil’ |
WASHINGTON'DAKİ Georgetown Üniversitesi’nde uluslar arası ilişkiler profesörü olan jeopolitika uzmanı Charles Kupchan, AKP’nin, laik Türkiye için bir tehdit oluşturduğuna inanmadığını söyledi.
Kupchan, İtalya’nın önemli ekonomi gazetesi Il Sole 24 Ore’de bugün yayımlanan demecinde, “İslâmî kökenlere sahip Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin, laik Türkiye için bir tehdit oluşturduğuna inanmıyorum. Bir siyasî dönüşümle ve ülkedeki demokrasinin olgunlaşma süreciyle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum” dedi.
Eski ABD başkanlarından Bill Clinton’a danışmanlık da yapmış olan Kupchan, Türkiye’deki siyasî gelişmeleri değerlendirdiği demecinde, AKP hakkındaki kapatma dâvâsıyla ilgili olarak, “Ben bu partinin Türkiye demokrasisi açısından bir kriz göstergesi gibi değerlendirilmesine karşıyım. Olay, yıllardır sekülarist seçkinlerce yönetilmiş Türkiye’nin, daha genç, daha dinamik bir topluma ekonomik ve toplumsal alanlarda yeni cevaplar verebilen bir güçle karşı karşıya olmasından ibarettir” değerlendirmesinde bulundu. Kupchan, “Önemli olanın AKP’nin, Haziran 2007’de Gazze Şeridi’ni ele geçiren Hamas gibi akımları değil, Avrupa’yı örnek almış olmasıdır” diye konuştu.
Kupchan, ABD-Türkiye ilişkileri konusunda, iki ülke arasındaki ilişkilerin, gerek Irak savaşı, gerekse George Bush yönetiminin terör örgütü PKK konusunda net siyasî tavır takınmamış olmasıyla zayıfladığına işaret eden Kupchan, “Beyaz Saray’ın yeni sahibi, Irak savaşından sonra Ankara’yla ilişkilerde yeni bir sayfa açmak durumunda olacak” dedi.
50 yaşındaki Kupchan, Türkiye’nin enerji alanındaki stratejik öneminin giderek artacağına da işaret ederek, “Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi yakın gelecekte AB’de en öncelikli meseleler arasında yer alacak. Türkiye bu sektörde de önemi giderek artacak stratejik bir rol oynayacaktır” dedi.
|
/ Roma
30.07.2008
|
|
|
İstanbul’da yeni tur |
İsrailli ve Suriyeli yetkililer yeniden biraraya geliyor
Suriye’nin, geçen haftalarda, İsrail’le görüşmeleri ciddiye aldığını ortaya koyan bir dizi adım attığı bildirildi. İsrailli bir yetkili, İsrail’i memnun eden eylemlerin neler olduğunu açıklamadı ancak bunların etkilerinin “elle tutulur” nitelikte olduğunu kaydetti. Aynı yetkili, bu eylemlerin Suriye ordusunun alarm düzeyinin düşürülmesi veya Lübnan’da Hizbullah’a silâh akışını önlemek mi olduğu sorularını da cevaplamaktan kaçındı.
Bu arada, İsrail radyosu, Başbakan Ehud Olmert’in Suriye ile dolaylı görüşmeleri yürüten iki danışmanının bugün Türkiye’ye gideceklerini bildirdi.
Olmert’in danışmanları Yoram Turbowvicz ile Şalom Turjeman’ın, iki ülke arasında Türkiye’nin aracılığında yürütülen görüşmelerin dördüncü turu için Türkiye’de olacakları belirtilirken, radyo, Başbakanlık Müsteşarı Yoram Turbowitcz ile baş danışmanlardan Turjeman’ın iki taraf arasında doğrudan görüşmelerin çerçevesi üzerinde uğraş vereceklerini duyurdu. Radyonun konuyla ilgili haberinde, Başbakan Olmert’in Knesset’in Dışilişkiler ve Savunma Komisyonundaki konuşmasına da atıfta bulunularak, Olmert’in rakiplerini, hükümeti baypas etmeye çalışarak, Suriyelilerle gayri resmî temaslar kurmaya çalışmakla suçladığı belirtildi. Olmert’in komisyonda bu tür gayri resmî temasların gerçekleşemeyeceği yolundaki dileğini dile getirerek, tek yolun hükümetler aracılığıyla görüşmeler olduğunu ifade ettiği kaydedildi.
Olmert ayrıca, Suriye ile görüşmelerden ve Suriye’nin yaptığı girişimlerden memnun olduğunu dile getirdi. Olmert, komisyonda, İsrail’in Şam ile yürüttüğü görüşmelerin Suriye’yi kısa süre içinde Hizbullah ve İran ile çatışır duruma getireceğini ileri sürerek, o kavşağa vardığında da hangi yönde ilerleyeceği konusunda bir karar vermek zorunda kalacağını söyledi.
|
/ Kudüs
30.07.2008
|
|
|
Barak adeta Amerikalılara yalvardı: ‘İran’a, askerî seçenekten vazgeçme’ |
İSRAİL Savunma Bakanı Ehud Barak, ABD’nin İran’a karşı askerî seçenekten vazgeçmemesini istedi.
İsrail Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Barak’ın ABD Savunma Bakanı Robert Gates ile Washington’da yaptığı görüşmede, Gates’e, “Bütün seçenekleri masada bırakmaktan ibaret olan siyaseti izlemeye devam etmek gerek” dediği belirtildi. Açıklamaya göre, İran’ın nükleer programını konuşmak üzere ABD’ye gelen Barak, “İran’ın nükleer programı bölge ve bütün dünyanın istikrarını tehlikeye sokuyor. İranlılara karşı malî ve ekonomik yaptırımları ağırlaştırmak gerekliliğini desteklemeye devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Barak’ın ABD’ye hareketinden önce bakanlığın üst düzey yetkilisi Amos Gilad, İsrail’in “İran’ın nükleer tehdidini hoş göremeyeceğini” söylemişti. Öte yandan, Barak, Suriye’yi Hizbullah’a askerî yardımda bulunmakla suçladı. Bakanlık açıklamasına göre, Barak, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile yaptığı görüşmede, Hizbullah’ın askerî gücünün arttığından kaygı duyduğunu ifade ederek, Suriye’yi Hizbullah’ı silâhlandırmakla suçladı ve “Son iki yılda Hizbullah’ın elindeki füzelerin sayılarının iki hatta üç katına çıktığını ve menzillerinin arttığını büyük bir hayal kırıklığıyla görüyoruz ve bütün bunlar Suriye’nin yardımıyla oldu” dedi. İsrail’in BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararının ihlâl edildiğini de gördüklerini belirten Barak, “Bu ihlâller neredeyse Lübnan’ın hassas güç dengesini bozma noktasına yaklaştı” ifadesini kullandı. İsrail ile Hizbullah arasında 1 ay kadar süren savaşa son veren 1701 sayılı karar, Lübnan’daki BM geçici gücü UNIFIL’in genişletilmesini de öngörüyor. Suriye ise sürekli olarak Hizbullah’ı desteklediği yönündeki suçlamaları reddediyor.
|
/ Kudüs
30.07.2008
|
|
|
Rüşdi fetva gölgesindeki hayatını yazacak |
HİNDİSTAN kökenli İngiliz yazar Salman Rüşdi, ölüm fetvasıyla yaşadığı 19 yılı anlatan bir kitap yazabileceğini söyledi.
“Şeytan Ayetleri” kitabı sebebiyle İran İslâm Devrimi lideri Ayetullah Humeyni’nin 14 Şubat 1989’da hakkında ölüm fetvası verdiği 61 yaşındaki yazar Salman Rüşdi, “O dönemde buna katlanmak, işin içinden çıkmak zordu. Ama şimdi anlatacak bir şeyler olduğunu düşünüyorum. İnsanlar beni bu hikâyeyi yazmaya teşvik ediyor, belki de yaparım” dedi. Fetvanın ardından Salman Rüşdi, saklanarak yaşamak durumunda kalmış, halk içine pek az çıkmıştı. İran’da fetva hâlâ geçerli. İngiltere Kraliçesi Elizabeth yazarı “şövalye” yapmış, bu da Müslüman ülkelerini kızdırmıştı.
|
/ Londra
30.07.2008
|
|
|
ABD ile Irak anlaşmanın eşiğinde |
IRAK İçişleri Bakanı Cevad Bolani, Irak’taki Amerikan askerlerinin 2008 sonunda BM tarafından belirlenen görev sürelerinin dolmasını takiben statüsünü belirleyecek anlaşma konusunda iki ülkenin “iyi yolda” olduğunu söyledi.
ABD’de bulunan Bolani, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Genel anlamda bir anlaşmaya varmakla ilgili olarak iyi yolda ilerlediğimizi sanıyorum” dedi. Söz konusu anlaşmanın Aralık ayından önce imzalanıp imzalanmayacağının sorulması üzerine, “Müzakereler ilerliyor ve bir yere varmak için iyi yolda olduğumuzu düşünüyorum” diyen Bolani, Amerikan askerlerinin Irak’tan ayrılmasından sonra Irak silâhlı kuvvetlerinin kapasitesine ilişkin bir soru üzerine de, Irak hükümetinin askeri birliklerinin eğitim ve deneyim düzeyini değerlendirdiğini belirtti. Bolani, “Irak silâhlı kuvvetleri terör tehdidine karşı gelme kapasitesini göstermiştir. Hâlâ giderilmesi gereken bazı eksiklikler bulunmaktadır ve nitelikli bir iyileşme ortamı oluşturmak için çalışmaları sürdürmekteyiz” dedi. ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin 31 Aralık 2008’den sonra Irak’ta varlığını sürdürmelerine ilişkin olarak müzakerelerde bulunuyor.
|
/ Washington
30.07.2008
|
|
|
El Kaide’nin silâh uzmanı öldürüldü |
PAKİSTAN'DA ABD’nin düzenlediği bir hava saldırısında, “El Kaide örgütünün kimyasal ve biyolojik silah uzmanı” olduğu öne sürülen bir kişi öldürüldü.
Pakistanlı istihbarat yetkilileri, Afganistan sınırındaki Güney Veziristan’ın Azam Varsak Köyünde bir eve dün düzenlenen saldırıda “El Kaide’nin kimyasal ve biyolojik silâh uzmanı” Ebu Habab El Masri’nin öldüğünü söylediler. Bir istihbarat yetkilisi, saldırıda ölen 6 kişiden 3’ünün El Masri’nin yardımcıları olduğunu, El Masri’nin eşi ve iki çocuğunun da yaralandığını kaydetti. Başka bir yetkili de El Masri’nin çevresinin saldırıdan hemen sonra ölüleri gömdüğünü ve cenazeye kimsenin katılmasına izin verilmediğini belirtti. ABD’nin başına 5 milyon dolar ödül koyduğu 55 yaşındaki Ebu Habab El Masri’nin daha önce de öldürüldüğüne ilişkin iddialar ortaya atılmıştı.
|
/ Peşaver
30.07.2008
|
|
|
Bir İngiliz askeri daha öldürüldü |
AFGANİSTAN'IN Helmand vilayetinde devriye gezen bir İngiliz askerinin önceki gün vurularak öldürüldüğü bildirildi. İngiltere Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, askerin vilayetin güneyindeki Nad Ali bölgesinde öldürüldüğü belirtildi.
Afganistan’da Taliban rejiminin yıkıldığı 2001’den bu yana şiddet olayları ve kazalarda ölen İngiliz askerinin sayısı 113’e çıktı. İngiltere’nin Afganistan’da 8100 dolayında askeri bulunuyor. Reuters ajansının Almanya Savunma Bakanlığına dayanarak verdiği rakamlara göre, NATO ve ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin 2001’den beri verdiği kayıplar ise şöyle: ABD 560, İngiltere 113, Kanada 88, Almanya 26, İspanya 23, Hollanda 16 ve diğer ülkeler 75.
|
/ Londra
30.07.2008
|
|
|
|