ERGENEKON iddianamesi kabul edilir edilmez binlerce sayfa iddianame metni ile boğuşmaya başladık.
İddianamenin nasıl değerlendirileceğini, hukuki tartışmaları, siyasi müdahaleleri olayların nereden gelip nereye gideceğini önümüzdeki süreçte göreceğiz.
Ben bu davanın Türkiye’de devlet içinde devlet gibi davranan, yasaları hiçe sayan derin devlet yapılanmasının ne kadar su yüzüne çıkartacağını merak ediyorum.
Ergenekon adı verilen tasfiye, mafya ayağı ile birlikte klikler arası bir mücadele mi yoksa, soğuk savaş kalıntısı yapılanma ve zihniyetin gerçekten Türkiye Cumhuriyeti devletinden temizlenebileceği bir sürecin ilk adımı mı?
Çünkü bu sadece klikler arası bir tasfiye mücadelesi ise demokratikleşme açısından pek bir değişiklik sağlamayacak demektir. Bir klik gidecek, bir diğeri iktidara hakim olacak. Ama “suç örgütleri ile el ele ilişkiler, koruyucu ağabeyler, ağalar, beyler, paşalar kültürü” devam edecek demektir.
* * *
TAŞIDIKLARI zihniyete ve siyasi çizgilerine tamamen karşıysam da iddianamede düşüncelerin ve onların çeşitli araçlarla ifade edilmiş olmasının suç unsuru olarak değerlendirildiği bölümler dikkat çekici. Eğer Türkiye gerçekten demokratikleşecekse bu, düşünceleri suçlayan her türlü zihniyeti mahkum ederek mümkün olacak. Benim gibi düşünmeyenler sussun yaklaşımıyla demokrasi kültürü yerleşmez.
Şimdi duyar gibiyim. “Bugüne kadar devlet içinde çeteler var diyenler hakkında davalar açıldı, işte bu iddianame her şeyi ortaya koyuyor. Şimdi ifade özgürlüğünü gündeme getirmenin sırası mı?” Evet tam da sırası. Çünkü bu dava aynı zamanda bir zihniyet değişimi davası da olmak zorunda. Devlet içinde, yasaları hiçe sayarak durumdan vazife çıkartan çeteleşmeye son verilecekse, sapla saman karıştırılmamalı. Kamuoyunun muhalefet etme hakkı üzerinde baskı ve korku yaratacak bir araç haline dönüştürülmemeli bu dava.
Türkiye’nin geleceği, hiçbir siyasi hırsa, hesaba ve pazarlığa kurban edilmemeli.
* * *
BU dava kolay bir süreç olmayacak. Önemli olan kamuoyunda oluşan soruların açıkça yanıt bulabilmesi, gerçek ortaya çıkana kadar hiçbir şeyin üstünün örtülmemesi.
Soğuk savaş döneminde Gladio gibi yapılanmalar hakkında en ayrıntılı bilgileri İtalya ve Yunanistan’daki örneklerinden izlemiştik. Bu gizli örgütlenmelerin arkasında Amerikan çıkarlarının bulunduğu, amacın Sovyetler Birliği’ne karşı NATO ittifakının çıkarlarını korumak olduğu ortaya çıkmıştı. CIA baş roldeydi. Türkiye’de baş roldekiler kimlerdi? Sadece birkaç tuhaf kişi mi? Uluslararası suç örgütlerinin, uyuşturucu ve terör bağlantıların ipuçlarını taşıyan bu dava zor bir sorgulama dönemini de başlatıyor.
Kafalar karışık. Düne kadar kamuoyuna doğru olarak benimsetilen uygulamaların bugün iddianamelere konu olan suçlar olarak yorumlanmasını anlamak herkes için kolay değil. Evet, hukuki bir süreç başladı. Ama mahkeme karar verecektir biz susalım demek artık mümkün değil.
Her aşamada yeni sorular tartışılacak çünkü kamuoyunun ikna edilmesi mecburiyeti de var artık.
İlgisiz bir sessizlikle izlenmeyecek bu süreç.
Hürriyet, 28.7.2008
|