"Gerçekten" haber verir 23 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

‘Büyük oyun’da rol çalmak

Ankara geçtiğimiz günlerde uluslar arası dengeleri etkileyecek bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Bu evsahipliği Ortadoğuda arabulucu misyonuna oynamaya çok hevesli görünen Ankara için fazlasıyla büyük gelen bir elbise gibi duruyor. Ortadoğu’da oynadığı arabulucu rolü “aktör olmak”la karıştıran ya da öyle yansıtmaya çalışan iktidarın enerji hesaplaşmalarında nerde durduğuna “büyük oyun”da ne kadar aktör olduğu ve buradaki rolünün de ne kadarının kendi iradesini yansıttığını anlamak açısından özellikle mercek altında bakmakta yarar var.

Uluslararası dengelerde rol çalmak için “sıfır sorun” politikasıyla bölgeye açılmaya çalışan Türkiye’nin İsrail ile Hindistan arasında enerji köprüsü kurulması için yapılan pazarlıklara ev sahipliği yapması, dahası bu projenin bir parçası olması küresel kuşatmanın başarısız ve kaotik görüntüsünün altında aslında çok farklı hesaplar yattığının işaretidir. Biraz daha açacak olursak, Irak’ta ve Afganistan’da yaşanan savaş ve kaos ortamının başka bir dengenin satranç tahtasında başka stratejik hamleleri hazırlayan, gizleyen bir işlev gördüğü muhakkak.

Önce ne oldu ona bakalım. ABD Başkanı George Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley’nin 17 Temmuz’da yarım günü bulmayan Ankara ziyaretinde az zamanda çok ve büyük işler başararak stratejik bir hamle yaptığı anlaşıldı. Hadley Ankara’da bulunan Hindistan Başbakanı Manmohan Singh’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Mayankote Kelath Narayanan ile de gizli bir görüşme yaparak enerji hatları konusunda önemli bir adım attı. Türkiye’nin de dahil olduğu bu anlaşmaya göre Karadeniz’e ve Hazar’a inen Rus, Kazak, Azeri petrol ve doğalgazını “en güvenli ve en hızlı” yoldan Hindistan’a ulaştıracak alternatif güzergah için anlaşmaya varıldı.

Bunun anlamı şu; Türkiye’ye gelen Rus, Kazak, Azeri petrolü İsrail’e ulaştıktan sonra boru hattı ile Kızıldeniz’deki (1969’da İran desteği ile yapılmış olduğuna dikkat) limandan tankerlerle Hindistan’a ulaşacak. Bu “alternatif rota” ile İsrail ve dolayısıyla Amerika Asya’da yükselen bölgesel güç olarak Hindistan’ı enerji konusunda kendisine bağlamış oluyor. Daha önce de Hindistan’la nükleer anlaşma yaparak stratejik bir hamle yapmıştı. Böylece soğuk savaş döneminde Sovyetler’e yakın duran Hindistan Çin’i dengeleyici bir güç olarak Amerika eksenine kayma işaretleri verdi.

Petrol ve doğalgaz ihtiyacını da İsrail üzerinden alarak İsrail Amerikan ekseninde (Türkiye desteği ile) belirgin bir tercih yapmış oldu.

Bu arada hemen belirtmek gerekir ki, Hindistan’la bu denli ilişkinin parçası haline gelen Türkiye’nin muhtemel bir kriz anında geleneksel dost olarak bildiği Pakistan’dan yana tavır alması mümkün olabilir mi? Türkiye’nin Pakistan’la İsrail arasında diplomatik ilişki kurma çabaları bu oyunda ne anlama geliyor düşünmek gerekir.

İsrail’in vanayı elinde tuttuğu bu güzergâhın bir anda daha “güvenli ve hızlı alternatif” hale gelmesini neye borçlu olduğumuz sorusunu sormadan bu anlaşmayı anlamlandırmak zor. Irak ve Afganistan’ın işgaliyle sonuçlanan gelişmelerden önce gündemde olan enerji güzergâhı Afganistan üzerinden Pakistan’a ve Hint Okyanusu’na açılan güzergâh idi. Çok daha kısa ve ekonomik bu hat devrede olsaydı Pakistan ve Afganistan bölgede daha stratejik önem kazanacaklardı.

Gelinen noktada çok daha dolaylı yoldan, adeta aklı zorlayan bir planla İsrail Hindistan’ın ihtiyacı olan enerjinin vanasını elinde tutan ülke konumuna yükseldi birden bire. İşgal ve kaos içindeki bölgeler bu anlamda devre dışı kalmış oldu. Bu durum hem Amerika’nın potansiyel rakipleri karşısındaki pazarlık gücünü artırırken diğer tarafta yeni rotanın İsrail üzerinden geçmesiyle sistem “emin ellere” emanet edilmiş oluyor.

Olup bitenlerin anlamını çözmek için bile enerji hatlarının yeni güzergâhını gösteren haritaya bakmak yeterli. Bir yanda savaş ve kaos var, diğer tarafta bu kaosa dayanarak oluşturulmaya çalışılan yeni düzen var.

Bölgesel güç olma iddiasındaki Türkiye bu haritada nerede duruyor ve ne türden inisiyatif kullanabilir dersiniz.

Yeni Şafak, 22.7.2008

Akif Emre

23.07.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Başlıklar

  ‘Büyük oyun’da rol çalmak

  Ordu ve Ergenekon dâvâsı

  ERKE, Ergenekon’un motoru muydu?

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır