|
|
|
Gizli anayasa paşanın evinde bulundu iddiası |
Ergenekon iddianamesine giren ve örgütün manifestosu olarak nitelendirilen ‘Ergenekon Analiz Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi’, gözaltına alınan emekli Orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’un ev ve ofislerinde çıktı.
ERGENEKON Ergenekon iddianamesine girdiği belirtilen ve örgütün manifestosu olarak nitelendirilen “Ergenekon Analiz Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi”nin, gözaltına alınan emekli Orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’un ev ve ofislerinde bulunduğu idda edildi. Star gazetesinin haberine göre, daha önceki operasyonlarda tutuklanan emekli paşaların ikametlerinde ele geçirildiği belirtilen “Analiz Yapılanma Projesi” adlı belgenin polis fezlekesine ve Ergenekon dosyasına “önemli delil” olarak girdiği bildirilmişti. Çok gizli tutulan bu manifestonun, operasyonun son perdesinde gözaltına alınan emekli orgeneraller Eruygur ile Tolon’un ev ve işyerlerinde de ele geçirildiği iddia edildi. Sözkonusu belgede, örgütlenme şeması, Ergenekon Başkanlığı, İstihbarat Dairesi Komutanlığı, İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Komutanlığı, Operasyon Dairesi Başkanlığı, Finansman Daire Başkanlığı (Sivil), Örgüt İçi Araştırma Dairesi Komutanlığı, Teori Tasarım ve Planlama Başkanlığı Dairesi (Sivil) olmak üzere 7 ana başlıkta toplanıyor. Manifestoda, ajanlar 6 ünitede görevlendirildi. Örgütün üst düzey yöneticileri ile personel ve ajanlar arasında mutlak mesafe olması istendi. ‘Bu nedenle Ergenekon, doğrudan kendi örgütüne bağlı holdingler ve bankaları sür'atle kurup ideolojiye uygun ekonomi-politik denge sağlayabilmeledir’, ‘Ergenekon’un üretim tesislerine, ticarî holdinglere ve bankalara ihtiyacı vardır. Hem de doğrudan ve mutlak sahibi olarak.’, ‘Medya, uluslar arası Ticaret Bankacılık alanlarında deneyimli, Kemalist ideolojiye uygun sivil personele ihtiyaç var’ ifadeleri dikkat çekti.
|
05.07.2008
|
|
|
OSMANLIDAN CUMHURİYETE AYNI TEZGÂH |
İttihat Terakki’den başlayarak bugüne kadar uzanan çizgide gelişen tertiplerin arkasında hep ihtilâlcilerin olduğu görüldü. Tek parti devrindeki İzmir suikasti ve Menemen hadisesi ile muhalif sesler kanlı bir şekilde bastırılırken, Ticanî kalkışması ve öğrenci olayları ile 1960 ihtilâline uzanan yolun taşları döşendi. Yine benzer olaylarla 12 Mart’ta demokrasinin üzerine kalın bir şal örtüldü. Bizzat faillerinin itirafıyla 12 Eylül darbesinin olgunlaşması için beş bin gencin ölmesi beklendi. Sünnî-Alevî çatışmaları körüklendi, kanlar döküldü.
BİZ BU FİLMİ DAHA ÖNCE GÖRMÜŞTÜK
Sivas tezgâhı, Başbağlar katliamı, Gazi Mahallesi olayları, Kürt-Türk ayrışması v.b... Türkiye’nin karışmasını ve demokrasinin rafa kalkmasını isteyen derin güçler faili meçhul suikastlerle sonuç almaya çalıştılar. 28 Şubat sürecinde de aynı düzmece senaryolar sahneye konuldu ve dindarlara iftiralar atıldı. Gerçek failler sonradan ortaya çıksa da bundan hep insanca ve inancınca yaşamak isteyenler zarar gördü. Son olarak bir Ergenekon zanlısının Gazi Mahallesi olaylarının baş provokatörü olduğu iddiası bize, “Bu filmi görmüştük” dedirtiyor.
|
05.07.2008
|
|
|
TARAF askerî savcıyı bekliyor |
Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, ‘’Dağlıca baskınıyla ilgili habere ilişkin, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığından gönderilen yazıda, gazetede arama yapılacağının söylendiğini’’ ifade ederek, ‘’Onun için bekledik, ama böyle bir şey olmadı’’ dedi.
TARAF Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, ‘’Dağlıca baskınıyla ilgili habere ilişkin, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığından gönderilen yazıda, gazetede arama yapılacağının söylendiğini’’ ifade ederek, ‘’Onun için bekledik, ama böyle bir şey olmadı’’ dedi. Altan, Kadıköy’deki Alkım Gazetecilik ve Ticaret A.Ş önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Taraf Gazetesi’nde 25 Haziran 2008 tarihinde yayınlanan ‘’Dağlıca Baskını Biliniyordu’’ başlıklı habere ilişkin önceki gün Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığından bir faks geldiğini belirtti. ‘’Bizim daha önce Dağlıca baskını ile ilgili yayınladığımız bazı haberlerin belgelerini istiyorlar’’ diyen Altan, ‘’Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığından gönderilen yazıda, gazetede arama yapılacağının söylendiğini, onun için beklediklerini, ama böyle bir şey olmadığını’’ ifade etti. Bir gazetecinin, ‘’Siz neden bu saate kadar burada beklediniz?’’ sorusuna Altan, ‘’Birisi gelecekse ağırlamayalım mı? Gelselerdi kendilerine çay ikram edecektik’’ cevbanı verdi.
|
/ İstanbul
05.07.2008
|
|
|
Başbağlar da unutulmasın |
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ‘’Madımak’ta hayatını kaybeden insanlarımız bağrımızı ne kadar yaktıysa, Başbağlar’daki de aynı şekilde olmuştur’’ dedi.
laştırma Bakanı Binali Yıldırım, ‘’Biz terörde çifte standarda karşıyız. Madımak’ta hayatını kaybeden insanlarımız bağrımızı ne kadar yaktıysa, Başbağlar’daki de aynı şekilde olmuştur’’ dedi.
Kemaliye ilçesinde düzenlenen şenliklere katılmak üzere Erzincan’a gelen Yıldırım, İl Özel İdaresinde yaptığı açıklamada, 5 Temmuz 1993 yılında Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde teröristler tarafından 33 kişinin şehit edildiğini hatırlattı.
Başbağlar katliamında şehit olanların her yıl anıldığını ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:
‘’Başbağlar’da 5 Temmuz 1993’de 33 vatandaşımız terör örgütü tarafından şehit edilmişti. Her yıl Başbağlar’da yapılan anma törenleriyle ülkemizin birliğine, beraberliğine karşı yapılan bu menfur saldırı halkımızın zihninde canlı tutuluyor ve teröristlere bu ve buna benzer menfur saldırılarının bu ülkenin tek devlet, tek bayrak altında birlik ve beraberlik içinde yaşamasının dışında başka bir şeyin mümkün olmayacağı gösteriliyor.’’
Aynı tarihlerde Sivas olaylarının yaşandığına da dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
‘’Biz terörde çifte standarda karşıyız. Madımak’ta hayatını kaybeden insanlarımız bağrımızı ne kadar yaktıysa, Başbağlar’daki de aynı şekilde olmuştur. Zaman zaman Sivas’ı ön plana çıkarıp, Başbağlar’ı da görmezden gelmek, terör konusunda bir çifte standart anlamına gelir. Ülkemizin neresinde olursa olsun ülkenin huzuruna, birliğine, beraberliğine kasteden bu ve buna benzer saldırıları her zaman şiddetle kınıyoruz. Terörden dolayı hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızın ruhları şad olsun. Ümidimiz buna benzer olayların hiçbir yerde yaşanmamasıdır.’’
|
/ Erzincan
05.07.2008
|
|
|
Koç’a sakal-bıyık tepkisi |
Başbakan Erdoğan, “Sakallı ve bıyıklı katiyyen çalıştırmam” diyen işadamı Rahmi Koç’u, “Biz hiçbir zaman bu ülkede ayrımcılığın tarafı olmadık. ‘Ben iş yerime sakallı veya bıyıklı olanları asla almam’ diyenlerden yana olmadık. Bunlar ayrımcılığın tâ kendisidir” diyerek, sert bir şekilde eleştirdi. Öte yandan , son günlerde Türkiye’de yaşananları değerlendiren Başbakan, “Hukukun ve demokrasinin kazandığı bir Türkiye hepimizin ortak menfaatidir, milletimizin kazanımıdır” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan işadamı Rahmi Koç’un “bıyıklı ve sakallı birini işyerime almam” sözlerini de çok sert ifadelerle eleştirdi. Erdoğan şunları söyledi: “Bizler hiçbir zaman bu ülkede ayrımcılığın tarafı olmadık. ‘Ben iş yerime sakallı veya bıyıklı olanları asla almam’ diyenlerden yana olmadık. Bunlar ayrımcılığın ta kendisidir. Bugün dünyanın neresinde böyle bir ilkel anlayış var? Kendi insanları arasında böyle bir ayrımcılığı yapmanın sosyolojik anlamda bir tanımı olabilir mi? İnsana bakışın böyle bir tanımı olabilir mi? Bu insanlar düşünebiliyor musunuz bu ülkede bir çok şeylerin ne yazık ki konuşulduğu zaman güya kendilerine saygı duyulduğunu zannediyorlar. İşte bu insanların bu ülkede primi yok. Bunu böyle bilmeleri lâzım. Karşılığı yoktur. Bunlar ancak kendi lobilerinde kalırlar.”
|
05.07.2008
|
|
|
Yeni anayasa istiyoruz |
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, Ortak Akıl Hareketinin amacının, yeni bir anayasa talebini canlı ve diri tutmak olduğunu ifade etti. Bu amaçla 28 Haziran'da Malatya’da ‘’Demokrasiye Saygı ve Yeni Anayasa Mitingi’’ düzenlendiğini, bugün de Samsun’da aynı sloganla bir başka miting düzenleneceğini dile getiren Uslu, mitinglerin ana konusunu ‘’demokrasiye saygı ve yeni anayasa’’ talebinin oluşturduğunu kaydetti.
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, ‘’Ortak Akıl Hareketi’’ tarafından düzenlenen mitinglere yönelik eleştirilere karşı, ‘’Malatya mitingi ile ilgili spekülatif yorum yapanlar, mitinge katılan yüz binlerce kişinin vicdanının sesiyle de ilgilenmelidirler’’ dedi.
Uslu, yaptığı yazılı açıklamada, sivil toplum kuruluşu, gazeteci, yazar ve akademisyenlerce oluşturulan ‘’Ortak Akıl Hareketi’’nin amacının, ‘’yeni bir anayasa talebini canlı ve diri tutmak’’ olduğunu ifade etti. Bu amaçla 28 Haziranda Malatya’da ‘’Demokrasiye Saygı ve Yeni Anayasa Mitingi’’ düzenlendiğini, bugün de Samsun’da aynı sloganla bir başka miting düzenleneceğini dile getiren Uslu, mitinglerin ana konusunu ‘’demokrasiye saygı ve yeni anayasa’’ talebinin oluşturduğunu kaydetti.Mitinglere yönelik eleştirilere tepki gösteren Uslu, şu değerlendirmelerde bulundu:
‘’Malatya mitingi ile ilgili spekülatif yorum yapanlar, mitinge katılan yüz binlerce kişinin vicdanının sesiyle de ilgilenmelidirler. Çünkü mitingler, ‘demokrasi ve hukuk zedelenmesin’ diyen toplumun vicdanın sesidir. Bütün bu olup bitenleri toplumun seyretmesini beklemek mümkün değildir. Çünkü toplum, 1960’ların, 1970’lerin toplumu değildir. Mitingler, toplumsal dinamiklerin demokratik refleksidir.’’
Uslu, söz konusu talepleri, Samsun Cumhuriyet Meydanı’nda hafta bugün düzenlenecek mitingde yineleyeceklerini belirtti.
|
/ Ankara
05.07.2008
|
|
|
Kapatma dâvâsında geri sayım |
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, AKP hakkındaki kapatma dâvâsının ‘’4-5 hafta gibi bir sürede bitebileceğini’’ söyledi. Paksüt, “Bu süre 3 hafta da olabilir, 6 hafta da” dedi.
ANAYASA Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, AKP hakkındaki kapatma davasının ‘’4-5 hafta gibi bir sürede bitebileceğini’’ söyledi. Paksüt, ABD’nin Bağımsızlık Günü dolasıyla ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin AKP’nin kapatma davasına ilişkin soruları cevapladı. Paksüt, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile TBMM Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın parti adına yaptığı sözlü savunmanın ardından davayla görevlendirilen raportörün yoğun bir şekilde çalışacağını belirterek, ‘’Dava 4-5 hafta gibi bir sürede bitebilir. Bu süre 3 hafta da olabilir, 6 hafta da...’’ dedi. Anayasa Mahkemesi üyelerinin Ağustos ayı içinde bir gezi planladıkları yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine de Paksüt, ‘’Bu işler bitmeden kimse bir yere gitmeyecek’’ diye konuştu. Sorular üzerine Paksüt, sözlü savunmada Bekir Bozdağ’ın da kısa bir süre açıklama yaptığını belirtti.
|
/ Ankara
05.07.2008
|
|
|
Rice, Irak’ın işgalinden gurur duyuyormuş |
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Irak savaşının zorluğuna rağmen, bu savaşın başlatılması kararından gurur duyduğunu söyledi. Rice, Bloomberg televizyonunda hafta sonu yayınlanacak olan röportajında, “Bu yönetimin Saddam Hüseyin’i devirme kararından gurur duyuyorum” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Irak savaşının zorluğuna karşın, bu savaşın başlatılması kararından gurur duyduğunu söyledi. Bloomberg ajansının haberine göre Rice, Bloomberg televizyonunda hafta sonu yayınlanacak olan röportajında, “bu yönetimin Saddam Hüseyin’i devirme kararından gurur duyuyorum” dedi. Irak savaşının başlangıçta tahmin edilenden daha zor olduğunu ise kabul eden Rice, herşeye karşın dünyanın şimdi, Bush’un göreve başladığı 2001’den daha tehlikeli bir yer olmadığını savundu. Rice, Irak savaşının başladığı 2003’te Başkan George W. Bush’un ulusal güvenlik danışmanlığını yürütüyordu. Bu yılki başkanlık seçimi için Cumhuriyetçi aday John McCain’i destekleyen Condoleezza Rice, Demokrat Partide başkan adaylığı mücadelesinin Barack Obama gibi bir siyahla Hillary Clinton gibi bir kadın arasında geçmesinin çok büyük bir olay olduğunu da söyledi.
|
/ Washington
05.07.2008
|
|
|
Rice, Irak’ın işgalinden gurur duyuyormuş |
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Irak savaşının zorluğuna rağmen, bu savaşın başlatılması kararından gurur duyduğunu söyledi. Rice, Bloomberg televizyonunda hafta sonu yayınlanacak olan röportajında, “Bu yönetimin Saddam Hüseyin’i devirme kararından gurur duyuyorum” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Irak savaşının zorluğuna karşın, bu savaşın başlatılması kararından gurur duyduğunu söyledi. Bloomberg ajansının haberine göre Rice, Bloomberg televizyonunda hafta sonu yayınlanacak olan röportajında, “bu yönetimin Saddam Hüseyin’i devirme kararından gurur duyuyorum” dedi. Irak savaşının başlangıçta tahmin edilenden daha zor olduğunu ise kabul eden Rice, herşeye karşın dünyanın şimdi, Bush’un göreve başladığı 2001’den daha tehlikeli bir yer olmadığını savundu. Rice, Irak savaşının başladığı 2003’te Başkan George W. Bush’un ulusal güvenlik danışmanlığını yürütüyordu. Bu yılki başkanlık seçimi için Cumhuriyetçi aday John McCain’i destekleyen Condoleezza Rice, Demokrat Partide başkan adaylığı mücadelesinin Barack Obama gibi bir siyahla Hillary Clinton gibi bir kadın arasında geçmesinin çok büyük bir olay olduğunu da söyledi.
|
/ Washington
05.07.2008
|
|
|
7 ayda 700 orman yangını çıktı |
ÇEVRE ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, Türkiye’de, orman yangınlarının yüzde 90’ının vatandaşların ihmal ve tedbirsizliği nedeniyle çıktığına dikkat çekti.
Kahveci, “Bunun için biz herkesten, her kurumdan bu konuda yardım ve destek istiyoruz. Hiçbir parasal talebi olmayan, sadece toplumsal bilinçlenmeye yardımcı olacak kampanyalar düzenliyoruz. Vatandaşlarımız çıkan her dumanı, “ALO 177” yangın hattımıza bildirirlerse, her dumana koşacağımızı söylemek istiyorum” diye konuştu.
Bu yıl yaşanan yangınlar ve orman alanı kayıplarına da değinen Kahveci, “Bu yıl, Ocak-Temmuz başı periyotunda 681 orman yangını çıktı, bin 400 hektar orman alanı yandı. Geçen yıl aynı dönemde 989 yangın çıkmış bin 703 hektar orman alanı zarar görmüştü” dedi. Yangınların günü gününe istatistiğinin tutulduğunu belirten Kahveci, alınabilecek teknik ve idari tedbirlerin bu veriler aracılığıyla yönlendirildiğini söyledi. Geçen yıl yangınlara daha seri müdahale etmek amacıyla 200 yeni arazöz aldıklarını anlatan Kahveci, “Yer ekiplerimizi geçen yıla göre yüzde 25 civarında güçlendirdik. Bu yıl da 175 arazöz aldık. Bu çalışmalarla son 3 yıl içinde yer ekiplerimizin sayısını yaklaşık yüzde 50 oranında artırmış olacağız” diye konuştu.
Orman yangını erken uyarı sistemi
Orman yangınına bir felaket haline gelmeden, en kısa ve etkili şekilde müdahale etmenin önemini vurgulayan Kahveci, bu amaçla Orman Genel Müdürlüğü, Bilkent Üniversitesi ve TÜBİTAK tarafından ortaklaşa geliştirilen, “Orman Yangını Erken Uyarı Sistemi” hakkında bilgi verdi.
“(Orman Yangını Erken Uyarı Sistemi) gözümüz, kulağımız olacak” diye konuşan Kahveci, “Denemeleri başarıyla sonuçlanan sistemle, Manavgat ve Marmaris gibi yoğun orman alanı bulunan bölgeleri 24 saat kameralarla izliyoruz. Sistemin yazılımı, tamamen Orman Genel Müdürlüğü’nün patenti altında. Çoksayıda denemeden sonra faydalı olacağına inandık ve ilk olarak Manavgat ve Marmaris ormanlarını gözetlemede kullandık. Sistemi kritik bölgelere yaygınlaştırmaya çalışıyoruz” dedi. Kahveci, yangın sebebleri arasında hem yanan alan hem de yangın sayısı açısından “ihmal ve dikkatsizlik” ilk sırada yer aldığını kaydetti.
|
05.07.2008
|
|
|
İnancımız olmazsa bütün değerler yok olur |
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ‘’İnancımız ve manevi değerlerimiz olmadığı takdirde bizi millet yapan, bir kılan o bütün değerler yok olur’’ dedi.
Prof. Dr. Görmez, Regaip Kandili dolayısıyla Şanlıurfa Balıklıgöl Yerleşkesi’ndeki Mevlid’i Halil Camisi’nde yatsı namazı öncesinde vaaz verdi. Kandil gecelerinde ibadetin ve dua etmenin yanı sıra nefis muhasebesi yapmanın önemine değinen Görmez, kandil gecelerinin küs olanların barışması için de bir vesile olduğunu kaydetti. ‘’Bizi biz yapan değerlerimiz vardır. Dinimiz, kültürümüz, tarihimiz, coğrafyamız ve vatanımız, bizi birbirimize bağlayan, kenetleyen değerlerdir’’ diyen Görmez, şöyle devam etti: ‘’Bütün bu değerleri birleştiren en önemli unsur inancımız ve manevi değerlerdir. İnancımız ve manevi değerlerimiz olmadığı takdirde bizi millet yapan, bir kılan o bütün değerler yok olur. Bizi millet yapan ortak değerler ancak manevî bağlarla güçlendirilir. İşte bu mübarek geceler, manevî bağların güçlendirilmesi için en iyi vesiledir.’’
Görmez, vaazın ardından cemaatle birlikte yatsı namazı kıldı.
|
/ Şanlıurfa
05.07.2008
|
|
|
Zamlar kaçak elektrik kullanmayı teşvik ediyor |
ELEKTRİK Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Kamer Gülbeyaz, zam oranlarının çalışanların ücretlerine yansıtılmaması halinde halkın kaçak elektrik kullanmaya zorla teşvik edilmiş olacağını belirtti.
Elektrik zammına tepki gösteren Gülbeyaz, AKP hükümetinin 2008 yılının ilk 6 ayı içinde elektrik fiyatlarına yaklaşık yüzde 45 zam yaparak gerçek yüzünü gösterdiğini söyledi. Seçimlerde elektriğe zam yapmamakla övünen AKP hükümetinin elektrik politikalarının iflâs ettiğini öne süren Gülbeyaz, zamların faturasının ise halkın sırtına yükleneceğini iddia etti.
|
Mersin
05.07.2008
|
|
|
Kızılay, Denizli’ye ekip gönderdi |
TÜRK Kızılayı, Denizli’nin Çameli ilçesindeki deprem nedeniyle bölgeye 1 haberleşme aracı ve 2 uzman afet personeli gönderdi.
Türk Kızılayı’ndan yapılan yazılı açıklamada, deprem haberinin alınmasının ardından Türk Kızılayı Afet Operasyon Merkezi ve Denizli Şubesinin alarma geçtiği belirtilerek, şu bilgiler verildi: ‘’İlk planda bölgede durum tespiti yapılabilmesi için Ege Afet Müdahale ve Lojistik Merkezinden bölgeye bir haberleşme aracı ile 2 uzman afet personeli gönderildi. İhtiyaç duyulması halinde bölgeye yardım malzemesi sevk edilebilmesi için bütün hazırlıklar tamamlandı.’’
|
/ Ankara
05.07.2008
|
|
|
SSK muayene ücretleri yüzde 100 arttı |
SOSYAL Güvenlik Kurumu, sağlık ocaklarında muayene olan SSK Emekli ve yakınlarının muayene ücretlerine 1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere yüzde 100’ün üzerinde zam yaptı.
Daha önce 95 Ykr olan söz konusu muayene ücreti 1 Temmuz itibariyle 2 YTL’ye yükseldi. Eczaneler aracılığıyla alınan SSK çalışanlarının muayene ücreti ise 1 YTL’ye yükseldi. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, artış oranın asgari geçim standartlarının altında yaşayan SSK emeklileri için yüksek olduğunu vurgulayarak, SSK emekli ve yakınlarının bu zamdan haberdar edilmediklerini, ancak bunu maaşlarından kesildiğinde öğreneceklerini söyledi. Saydan, görüşmeleri devam eden 2008 ilaç alım protokolünde sendika olarak muayene ücretlerinin eczaneler aracılığı ile alınmasının da kaldırılmasını istediklerini ifade etti.
|
05.07.2008
|
|
|
SGK usûlsüzlüğü önleyecek |
SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Yardımcısı Veysel Uyar, sağlık hizmetlerinde ortaya çıkan usûlsüzleri ortadan kaldırmak için iki ayrı proje hazırladıklarını bildirdi.
Antalya’ya gelişinde gazetecilerin sorularını cevaplayan SGK Başkan Yardımcısı Veysel Uyar, sağlıktaki yolsuzluklarla ilgili bazı projeleri olduğunu söyledi. Hacettepe Üniversitesi ile proje çalışması yürüttüklerini bildiren Uyar, şunları söyledi: “Tanıya Dayalı Tedavi Sistemi’, ‘Medikal Ulak Sistemi (MEDULA)’ ve ‘Veri Madenciliği’ gibi projelerimiz var. MEDULA oto kontrol noktalarını artırmaya çalışıyoruz. Sistem, alan müdahalesi yapacak. Bizim sıraladığımız Sağlık Uygulama Tebliği’nde sarf malzemeleri fiyat listeleri var. Bunlar tamamen MEDULA sisteminde otomatik kontrol edilecek. Veri Madenciliği Projesi çalışması tamamlandığında MEDULA sistemiyle tuttuğumuz çalışma ile hangi alanlarda usulsüzlükler varsa bunu Veri Madenciliği verecek. Biz de o alan üzerine gideceğiz. Hasta, bir hastanede yatıyor gözüküyor ama başka bir hastanede de tetkik yaptırmış ya da muayene olmuş görünüyor. Bunların hiçbirine izin verilmeyecek. "
|
/ Antalya
05.07.2008
|
|
|
PTT’den kargo hizmeti |
ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, PTT’nin; hizmet halkasına bir yenisini daha eklediğini ve kargo hizmetini başlattığını söyledi.
PTT’nin kargo hizmetinin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, ‘’PTT, değişen, gelişen yüzüyle, yeni anlayışıyla hizmet halkasına bugün bir yenisini daha ekliyor’’ diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Aslında PTT, verdiği bir hizmeti değişen ve gelişen hizmet politikasıyla yeniden halkına sunmanın gururunu yaşıyor. Bankacılık-finansal işlemlerde bunu başaran PTT’nin, 1 milyar 200 milyonu aşan koli pazarında da çok kısa sürede önemli bir konuma geleceğini düşünüyorum ve inanıyorum. Bu projenin ülkemize, insanımıza hayırlı olmasını diliyorum. Kargo hizmeti veren birçok kuruluş, mesafelere göre farklı ücret uygulaması yaparken, PTT Kargo, bütün yurt çapında tek tarife uyguluyor. Bu sebepledir ki vatandaşın ilgisini kısa sürede çekmeye başladı.’’ PTT Kargo ve PTT VİP Kargo hizmeti altında verilecek VİP kargolarının yarısından fazlası bir günde, geri kalan ise en geç 2 günde teslim edilecek. Normal kargo teslim süresi 2 günden daha uzun sürecek. PTT Kargo gönderisi hakkında alıcıya teslim bilgisi, SMS ve e-posta yoluyla gönderilecek.
|
Müşerref Aksoy
/ Antalya
05.07.2008
|
|
|
5-10 sene sonra yiyecek balık bulamayabiliriz |
TROLLE avlanmaya karşı e-imza kampanyası başlatan ‘’www.balikavinda.com’’ internet sitesi sahibi Serdar Ergüven, ‘’5-10 sene sonra yiyecek balık bulamayabiliriz’’ dedi.
Ergüven, yaklaşık bir ay önce trolle avlanmaya karşı bir e-imza kampanyası başlattıklarını, ‘’www.trolehayir.com’’ internet sitesine trole karşı çıkan deniz severleri destek vermeye çağırdı. Özellikle dip trolün denizdeki canlıları olumsuz etkilediğine dikkati çeken Ergüven, şunları kaydetti: ‘’Trol dipten çekildiği zaman bütün yuvaları, yarar yaramaz bütün canlıları alıyor. Üstten çekilen trolün bize zararı yok, hatta denize ve canlıya yararı bile var. Dip trolü bütün doğayı üste çıkarıyor. Dip trolle yakalana küçük yavruların çoğu tekrar denize atılıyor. Denizin yaşantısı yok ediliyor.’’ İmza kampanyasının ellerinden gelince sürdüreceklerini kaydeden Ergüven, trole karşı en ufak bir yasağın gelmesinin toplum için faydalı olacağını kaydetti. Ergüven, ‘’5-10 sene yiyecek balık bulamayabiliriz. Balığın yakalanması denizin dibini mahvederek yapılmamalı. Bu işlemler bir çok balık neslinin tükenmesine yol açıyor’’ dedi.
|
05.07.2008
|
|
|
Teknede bir hafta tatil 550 YTL |
AKDENİZ ve Ege sahillerinde hızla gelişen mavi yolculuk turları temmuz, Ağustos aylarında her şey dahil kişi başı ortalama 550 YTL’ye mal oluyor.
Tatil tercihini deniz-kum-güneşten yana kullanan tatilciler, pansiyon, yıldızlı oteller yerine, son yıllarda hızla gelişen mavi tur alternatifini de değerlendirmeye başladılar. Çoğunlukla tatili daha ucuza getirme hesabı içinde olanlar, ortalama boyuttaki bir teknede 5-6 aile kalabiliyor. Yaklaşık 16 kişinin konaklamasına elverişli teknelerin Haziran-Eylül döneminde 3 bin avro olan haftalık kira ücreti, Temmuz-Ağustos’ta ortalama 3 bin 500 civarında seyrediyor. Tekne kiralayan 16 kişinin bir haftalık diğer harcamaları da 2 bin YTL olarak hesap edildiğinde kişi başı maliyet her şey dahil ortalama 550 YTL’yi buluyor. Mavi turla engin denizlere açılan tatilciler, denize en temiz noktalarda girme şansının yanı sıra bol bol balık avlıyor, sahildeki gezi mekânlarına demir atarak her gün farklı yerler ziyaret edilebiliyor. Genellikle arkadaşlık ilişkilerinin çok iyi olduğu ailelerin bir araya gelmesiyle kiralanan teknelerde, akşamları ise sessiz koylarda derin sohbetler, kahkahalar hakim oluyor.
|
/ Adana
05.07.2008
|
|
|
“Köye Dönüş” devletin insanları ile helalleşmesi |
BOLU Valisi Halil İbrahim Akpınar, Köye Dönüş Projelerinin “devletin insanları ile helalleşmesi” olduğunu söyledi.
Abant Platformu’nun “Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak” konulu 17. toplantısı başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Mete Tunçay, bu yılki toplantının konusu olan Kürt sorununun yeni bir sorun olmadığını ve Osmanlı’nın son döneminden, bugüne kadar geldiğini ifade ederek, platform olarak barışçı bir çözümden yana olduklarını, bugüne kadar askeri mücadelelerin bir sonuca ulaşmadığının görülmesi gerektiğini kaydetti. Başta İstanbul olmak üzere Güneydoğu’da yaşayanların sayısından daha fazla bir Bolu Valisi Akpınar da, 19 yıllık idari görevi içinde 9 yıl Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da görev yaptığını hatırlatarak, ‘’Ben bu süre içerisinde ayrı bir devlet kurmak istiyorum diyen bir Kürt’e rastlamadım” dedi. Çok acılara ve dramlara şahit olduğunu da kaydeden Vali Akpınar, Köye Dönüş Projelerinin ‘devletin insanları ile helalleşmesi’ olduğunu da dile getirerek, hareketin umut verici olduğunu dile getirdi.
|
/ Abant
05.07.2008
|
|
|
Gül: Herkese sorumluluk düşüyor |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, ‘’Ergenekon soruşturması’’yla ilgili olarak herkesin ve bütün kurumların Türkiye’yi girdiği atmosferden en güçlü şekilde çıkarmak sorumluluğu olduğunu belirtti.
Gül, Kazakistan’a hareketinden önce gazetecilerin ‘’Ergenekon” soruşturması çerçevesinde yaşanan gerginliğin giderilmesi için devreye girmesi çağrılarıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları söyledi: ‘’Türkiye, böyle bir atmosfere girdiği günden beri çalışmalar yapıyorum. Bunları yaparken Türkiye’nin millî çıkarlarının, stratejik hedeflerinin zedelenmemesi, bünyemizin sağlam duruma alınması, kurumlarımızın itibarının zedelenmemesi çok önemli. Bu yöndeki mesajlarımı da zamanında kamuoyuyla paylaştım. Bunun yanında gerek takip ettiğiniz, gerek takip etmediğiniz görüşmeler ve çalışmalar yapıyordum. Bu çalışmalarıma tabii ki devam edeceğim. Bir kez daha tekrar etmek isterim ki, her şey Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda olmalıdır.’’ Konunun değerlendirilmesinde basına da büyük sorumluluk düştüğünü belirten Gül, olaya soğukkanlı yaklaşılması gerektiğini söyledi. Gül, bu konuda herkese sorumluluk düştüğünü ifade ederek, ‘’Madem Türkiye böyle bir atmosfer içerisinde, hepimizin buradan Türkiye’yi en güçlü şekilde çıkarmak sorumluluğu var. Toplumun bütün kesimlerine, kurumlarımıza görevler düşmektedir’’ diye konuştu.
|
/ Ankara
05.07.2008
|
|
|
Kutan: Sonuna kadar gidilsin |
SAADET Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Ergenekon soruşturmasının Türkiye için, Türk demokrasisi için iyi bir fırsat olduğunu belirterek, sonuna kadar gidilmesi gerektiğini söyledi.
Kutan, İzmir'de gazetecilerin soruları üzerine parti olarak “Ergenekon” soruşturmasını büyük bir sabırla takip ettiklerini ve yine aynı sabırla iddianamenin bir an önce açıklanmasını beklediklerini söyledi. Kutan, soruşturma sürerken basında birtakım çok ciddî iddiaların gündeme geldiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: ‘’Biz diyoruz ki, eğer böyle bir durum söz konusuysa, sonuna kadar gidilmesi gerekir. Aksi halde Türkiye’de demokrasiden ve milli iradenin üstünlüğünden, hukukun üstünlüğünden bahsetmek mümkün değil. Bu iyi değerlendirilirse Türkiye için, bizim demokrasimiz için iyi bir fırsattır. Dolayısıyla sonuna kadar gidilmesi görüşündeyiz.’’
|
05.07.2008
|
|
|
Hukuk ve demokrasi kazansın |
Başbakan Erdoğan, son günlerde yaşanan sıcak gelişmeleri değerlendirirken "hukukun ve demokrasinin kazandığı bir Türkiye hepimizin ortak menfaatidir, milletimizin kazanımıdır" diye konuştu.
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde yaşanan sıcak gelişmelerin, sağduyu içerisinde ve soğukkanlılıkla izlenmesi gerektiğini belirterek, “Adaletin tecellisi ve Türkiye’nin bu süreçten alnının akıyla çıkması hepimizin ortak temennisi olmalıdır. Hukukun ve demokrasinin kazandığı bir Türkiye hepimizin ortak menfaatidir, milletimizin kazanımıdır. Aslolan demokrasidir. Demokratik hukuk devletidir’’ dedi.
Erdoğan, parti genel merkezindeki AKP 46. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, AKP ile Cumhuriyetinin çağdaşlaşma ideallerine her zamankinden daha fazla yaklaştığını, ciddî bir değişim ve dönüşüm sürecine girdiğini söyledi. Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması ve Türk halkının hayat standardının yükseltilmesi için 5,5 yıldır büyük bir çaba harcadıklarını anlatan Erdoğan, ‘’Son dönemde yaşananlar bu büyük dönüşümün, bu büyük gelişimin sancılarıdır aynı zamanda. Türkiye iç dinamikleriyle bu sancılı süreçleri atlatabilecek, sorunlarını çözebilecek bir tecrübeye ve birikime sahiptir. Kimsenin endişesi, kaygısı olmasın” dedi.
“ASLOLAN DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİDİR”
Hiçbir zaman ‘’benlik meselesi’’ yapmadıklarını ve dar politik mülâhazalarla hareket etmediklerini ifade eden Erdoğan, hiçbir zaman Türkiye’yi sıkıntıya düşürecek bir hesabın içinde olmadıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türkiye bir hukuk devletidir. Demokratik bir ülkedir. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü ‘olmazsa olmaz’ımızdır. Burada demokrasiye bağlı kalınarak bu zorluklar aşılacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Son günlerde yaşanan sıcak gelişmeler, sağduyu içerisinde ve soğukkanlılıkla izlenmelidir. Hukukî süreç belli bir noktaya gelmeden, iddianame ortaya çıkmadan savunmalar belli olmadan olayın spekülasyonlara açılmasını, mesnetsiz ve kaynağı belli olmayan bilgilerin ortada dolaşmasını doğru bulmuyoruz. Başta medyamız olmak üzere herkesten ricam, hukukî süreci sıkıntıyı sokacak, hukukî nezaketi zorlayacak tutum ve eylemlerden hassasiyetle kaçınmalıdır. Özellikle gerek asker, gerek polis bütün güvenlik kurumlarımızı yıpratacak yorumlardan, haksız isnat ve eleştirilerden özenle kaçınmalıdır. Cumhuriyetimizin her kurumu muteberdir, önemlidir ve yıpratılmamalıdır. Adaletin tecellisi ve Türkiye’nin bu süreçten alnının akıyla çıkması hepimizin ortak temennisi olmalıdır. Hukukun ve demokrasinin kazandığı bir Türkiye hepimizin ortak menfaatidir, milletimizin kazanımıdır. Hukuk, demokratik bir toplumda bir arada yaşamanın ortak bir zeminidir. Hukuku ayrıştırıcı değil, birleştirici bir araç olarak fonksiyonel kılmak hepimizin menfaatinedir. Aslolan demokrasidir. Demokratik hukuk devletidir.’’
|
Cemil YÜZER
/ Ankara
05.07.2008
|
|
|
‘Ergenekon’ zanlıları adliyede |
“Ergenekon” soruşturması kapsamında gözaltına alınan kişilerden emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur ile gazeteci Mustafa Balbay, ATO Başkanı Sinan Aygün ve yazar Erol Mütercimler’in de aralarında bulunduğu 10 kişi adliyeye sevkedildi.
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan zanlıların bazıları dün adliyeye sevk edildi. Aralarında Emekli Org. Hurşit Tolon ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ile Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ve Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Yazar Erol Mütercimler, Prof. Dr. Ercüment Ovalı, Birol Başaran ve Kemal Aydın adliyeye sevk edildi. Zanlılar,polis minibüslerine bindirilerek Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Şüpheliler daha sonra söz konusu araçların, adliyenin hakim ve savcıların kullandığı kapısına kadar yaklaştırılmasının ardından içeri alındı.
Şüphelilerin adliyeye sevk edilirken adliye binası önünde ve çevresinde polis yoğun güvenlik tedbiri aldı. Ayrıca bazı binaların çatılarında da uzun namlulu silâhlarla görev yapan “Özel Tim” mensuplarının bulunduğu gözlendi. Soruşturmaya ilişkin bu kişiler ile gözaltına alınarak önceki gün adliyeye gönderilen Barbaros Hayrettin Altıntaş tutuklanmış; Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi, İşçi Partisi Öncü Gençlik Genel Başkan Yardımcısı Tunç Akkoç, Siyami Yalçın, Murat Avar ve Hamza Demir mahkemece salıverilmişti. Bu kişiler dışında, olaya ilişkin Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de yer aldığı 48 kişi tutuklu bulunuyor.
VELİ KÜÇÜK’E RUTİN KONTROL
Bu arada, İstanbul Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirildi. Başhekim Prof. Dr. Nazım Mutlu, Küçük’ün, rutin kontroller için hastanelerine getirildiğini ifade ederek, ‘’kardiyoloji ve üroloji polikliniklerinde kontrolleri yapıldı. Şu anda herhangi bir problem gözükmüyor’’ dedi.
|
/ İstanbul
05.07.2008
|
|
|
Emekli subaylardan Tolon ve Eruygur’a destek |
İSTANBUL Emniyet Müdürlüğü önünde toplanan emekli subaylar, gözaltında bulunan emekli generaller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’a destek verdi.
Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) üyesi bir grup, “Ergenekon” soruşturması kapsamında gözaltında tutulan Tolon ve Eruygur’a destek verdi. Polis, ellerinde Türk bayrakları ile gelen yaklaşık 50 kişinin Emniyet Müdürlüğü önünde toplanmamaları konusunda uyardı. Bunun üzerine gruptakiler, Emniyet Müdürlüğü’ne yakın bir yerde bulunan ve basın mensuplarının olduğu metro istasyonunun önüne gitti. Kameraların karşısına geçip açıklama yapan TESUD İstanbul Şubesi Başkanı emekli Tümgeneral Ziya Satır, eylem yapmak için değil gözaltında olan emekli askerlere destek ermek için geldiklerini söyledi. Satır, izin verilmesi durumunda gözaltında bulunan emekli askerlerle görüşmek istediklerini dile getirdi.
|
/ İstanbul
05.07.2008
|
|
|
Tritikale kuraklıktan etkilenmiyor |
DİYARBAKIR'DA çiftçi şartlarında demonstrasyonu kurulan tritikale bitkisinden olumlu sonuç alındığı, bitkinin yaşanan kuraklıktan etkilenmediği bildirildi.
Tritikale bitkisi, buğday ve çavdar melezinden ABD, Polonya, Kanada ve Meksika gibi bir çok ülkede uzun süre devam eden ıslâh çalışmaları sonucu marjinal, fakir tarım alanlarından dekardan alınan verimi arttırmak suretiyle, hızla artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamak amacıyla geliştirildi. Tritikale elde edilmesinde yapılan melezlemede ana bitki olarak buğday ve baba bitki olarak çavdar kullanılıyor.
|
05.07.2008
|
|
|
Daha iyi ney sesi için |
NİL Vadisi ile birlikte dünyanın en iyi ney kamışlarının yetiştiği Asi Nehri’nde, zamansız kesimi önlemek ve daha kaliteli ses elde etmek amacıyla Samandağ Kaymakamlığı tarafından proje hazırlandı.
Samandağ Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu, ilçelerinin kesintisiz uzun sahil şeridi kadar, dünyanın en iyi neylerinin üretildiği kamışlarıyla da ünlü olduğunu söyledi.
Asi Nehri’nin Akdeniz’e döküldüğü, yaklaşık 8 kilometrelik sahil şeridinde, boyları iki metreye ulaşan kaliteli kamışlar bulunduğunu anlatan Kurtbeyoğlu, araştırmaları sonucu Osmanlı padişahlarından 3. Selim’in neylerini de buradaki kamışlardan yaptığını öğrendiklerini söyledi.
İstanbul, Konya gibi Türkiye’nin önde gelen ney üstatları ile çok sayıda ülkeye de bu kamışlar gönderildiğini belirten Kurtbeyoğlu, şöyle konuştu:
‘’Dünyada iki yerde ney kamışı üretiliyor, biri Nil, diğeri de Asi Nehri Vadisi. Ancak burada, bu işin ticaretini yapanlar çok bilinçli olmadığı için kamışlar zamansız kesiliyor. Kasım ayından önce kesilen kamışlardan sağlıklı ney elde edilemiyor. Kamışların, Kasım, Ocak ve Şubat gibi kesilmesi lazım. Aksi takdirde iyi ses vermiyor. Biz de kaliteyi arttırmak amacıyla, bir proje hazırladık. Ünlü neyzen Süleyman Erguner’i ilçemize davet ettik. Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) ile Sütçü İmam Üniversitesi’nden uzman öğretim üyeleri de yörede inceleme yapıyor. Ney kamışlarının kalitesini artstırmak, bu işin ticaretini yapanları bilinçlendirmek için uygulayacağımız proje yaz sonunda başlayacak.’’
Samandağ kamışlarından yapılan neylerin, yurt dışından da yoğun ilgi gördüğünü anlatan Kurtbeyoğlu, neylerin seslerinin ise yıllandıkça daha iyi çıktığını söyledi.
İlçede, ney ticareti ile uğraşan çok sayıda kişi olduğunu belirten Kurtbeyoğlu, ‘’kamışlardan şu an yüzde 40-50 oranında sağlıklı ney üretilebiliyor, bu oran koruma programı sonrası yüzde 80’e ulaşacak. Tanesi 25-60 YTL arasında değişen kamışların fiyatı ise artan kalite ile iki katına çıkacak’’ dedi.
|
/ Samandağ
05.07.2008
|
|
|
“Traktör tren” sahil turunda |
BURSA ile Mudanya ilçesi arasında daha önce çalışan kara trenin nostaljisi, ilçeye bağlı Güzelyalı belde Belediyesi tarafından 40 kişi kapasiteli ‘’traktör tren’’ ile yaşatılıyor.
Mudanya Belediyesi eski başkanlarından Ali Narin Demirtaş döneminde MudanyaGüzelyalı arasında çalışan ve traktörden dönüştürülen turistik amaçlı ‘’nostalji treni’’, Güzelyalı Belediye Başkanı Selçuk Mutlu tarafından yeniden yaptırılarak, Güzelyalı Yat Limanı ile Çamlıbel arasında sahil turu yapmaya başladı.
‘’Burgaz çufçufu’’ adını verdikleri trenin, belediyeye 20 bin YTL’ye mal olduğunu ifade eden Mutlu, doğu sahil yolunda gün boyu sefer yapacak trenin vagon kısmının belediye bünyesindeki demirci ustaları tarafından yapıldığını, traktörün ise lokomotif görünümüne dönüşmesi için uzun bir süre çalışıldığını kaydetti. Mutlu, yazlık bir belde konumunda olan Güzelyalı’da bu tür bir turistik hareketin olması gerektiğini vurgulayarak, ‘’Vatandaşlarımız bu nostaljik ‘çufçuf’ sayesinde beldemizde ayrı bir keyif ve heyecan yaşıyor. Amacımız, halkımızı sadece kendi bölgelerinde değil, beldemizin diğer bölgelerinde de gezdirmek’’ dedi.
|
/ Bursa
05.07.2008
|
|
|
Yaşlılara yer vermeyene ceza |
ÇİN'İN Henan eyaletinin merkezi Zhengzhou şehrindeki bir uygulama belediye ve halk otobüs yolcuları arasında tartışma oluşturdu.
Yeni taşıma kurallarına göre otobüslerde yaşlılara, hamilelere ve engellilere yer vermeyenler para cezasına çarptırılacak ve otobüsten indirilecek.
Yerel yayımlanan Henan Shang Bao gazetesinin haberinde, verilecek para cezasının 50 yuan (7 dolar) olduğu kaydedildi. Belediye Kamu Taşıma Kurulu’na sunulan söz konusu taslağın yerel mecliste tartışılmakta olduğu kaydedildi. Yeni kurala göre sürücü ya da muavin, yolculardan birinin yaşlı ya da hamilelere yer vermediğini tesbit ederse, bu yolcunun aşağı inmesini isteyebilecek.
Yolculardan bazıları, söz konusu kuralı desteklerken, uygulamanın kanuna bağlanmasıyla daha çok kişinin buna itaat edeceğini düşünüyor. Haberde, bazı yolcuların ise farklı düşündüğünü, yer verme olayının ahlaki olduğunu ve kanunileştirilmemesi gerektiği görüşüne yer verildi. Sürücünün sert bir yolcuya rastlaması halinde ise bu uygulamanın ortaya sadece kargaşa çıkaracağı ifade edildi. Sürücüler de bu uygulamanın pratik olmayacağını, yolcuları aşağı indirmenin gereksiz karışıklığa ve gecikmeye neden olacağını düşünüyor. Sürücülerden Su Huichao da otobüsün kalabalık olduğu saatlerde bu kuralın zor uygulanacağını ifade ediyor. Şehirdeki otobüslerde şu an özel durumdaki bir yolcunun otobüse binmesi halinde sürücü alarm çalıyor. Cevap verilmemesi durumunda ise alarm devam ediyor.
|
/ Pekin
05.07.2008
|
|
|
Taşıma suyla göl kurtarıldı |
ÇANAKKALE'NİN Biga ilçesine bağlı Kalafat köyünde, sıcaklar sebebiyle kuruma noktasına gelen Nilüfer Gölü, ilçenin içme suyu deposunun fazlalık suyunun borularla aktarılmasıyla kurtarıldı.
Biga Belediye Başkanı Mehmet Özkan, 7 bin metrekarelik alanı kapsayan gölün, hava sıcaklıklarındaki artışın ardından kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Gölü kurtarmak için yaklaşık 1.5 kilometre mesafede bulunan ilçenin içme suyu deposundaki fazlalık suyu, borularla göle akıtmaya başladıklarını belirten Özkan, böylece gölün kurtarıldığını bildirdi. Özkan, daha önce de itfaiyeye ait arazözlerle su taşınıp, göldeki nilüfer çiçeklerinin yağmurlama yöntemiyle sulandığını kaydetti. Kalafat Köyü Muhtarı Mehmet Türk de Belediye Başkanı Özkan’ın izniyle bugüne kadar boşa akan suyu göle aktardıklarına değinerek, çalışmada emeği geçen herkese teşekkür etti.
|
/ Biga
05.07.2008
|
|
|
Gezi Eki Pdf
|
|
|
|
|