Spor

Bu moralle Çek'leri de yeneriz

2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda ev sahiplerinden İsviçre'yi 2-1 yenerek çeyrek final umutlarını son maça taşıyan a milli takımımızda büyük bir sevinç yaşanıyor. Ekibimizin başarılı futbolcusu Hamit Altıntop; ''İnanın ki bu moralle Çek Cumhuriyeti maçından da iyi bir sonuç alarak, çeyrek finale takımımızı taşırız'' dedi.

AVRUPA Futbol Şampiyonası finallerinde ev sahiplerinden İsviçre'yi 2-1 yenerek çeyrek final umutlarını son maça taşıyan (A) Milli Takımın başarılı oyuncularından Hamit Altıntop, Servet'in sahada olmasından takımın güç aldığını söyledi. Hamit, çok iyi ve kaliteli futbolculardan kurulu bir takım olduklarını belirterek, ''Devreyi 1-0 yenik kapatmamıza rağmen, inancımızı yitirmedik, moralimizi bozmadık. Bu maçı kazanacak güce ve tekniğe sahiptik. Her şeyden önemlisi biz bir takımdık. Ama iyi bir takım. Diyebilirim ki, takıma en büyük gücü Servet veriyor. Onun sahada olması bize hem güven, hem de moral veriyor. Çünkü Servet yüreğiyle oynuyor. Her şeyini kazanmak için ortaya koyuyor'' diye konuştu. Servet'in sakatlığı konusunda ise Hamit, ''Şayet ciddi bir sakatlığı vardıysa ve bu maçta ona rağmen oynamak istediğiyse kendi sağlığını ve kariyerini riske eder. Ama ciddi bir sakatlığı yoksa oynamasından büyük güç aldık'' dedi.

ARDA VE SEMİH İSVİÇRE'Yİ ÇÖKERTTİ

Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'in bu maça Arda ve Semih'i almasının çok doğru ve yerinde bir karar olduğunu söyleyen Hamit, şöyle konuştu: ''Arda'nın arkadan, Semih'in de önden yaptığı bindirmelerle rakibi çökerttik. Maçı kazanmamızı sağlayan golleri de bu 2 arkadaşımız attı. Onların adına çok sevindim. Şimdi biz inanın ki bu moralle Çek Cumhuriyeti maçından da iyi bir sonuç alarak, çeyrek finale takımımızı taşırız.''

HALİL'İN OLMAMASI BENİ ÜZÜYOR

Hamit Altıntop, İsviçre spor kanalına yaptığı açıklamada, ikiz kardeşi Halil Altıntop'un milli takımda yer almamasına çok üzüldüğünü belirterek, şunları söyledi: ''Onun olmaması benim için bir eksiklik. Moral olarak bana artı değer kazandırıyordu. Ne de olsa kardeşim. Onun takımda olmasını çok isterdim. Onun eksikliğini çok hissettim ve hissediyorum. Moral olarak birbirimizi

çok destekliyoruz. Ama şu anda yok. Milli takımın başarısı için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.''

TÜRK MİLLİ TAKIMI EVSAHİBİ EKİPLERİN

KORKULU RÜYASI OLDU

FUTBOL organizasyonlarında Türkiye, organizasyona evsahipliği yapan ülkelerin korkulu rüyası oldu. 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda evsahibi Belçika'yı 20 yenerek kupa dışına atan Türkiye, 2002 Dünya Kupası'nda da evsahibi Japonya'yı 10'lık sonuçla kupadan elemişti. 2008 Avrupa Şampiyonası'na Avusturya ile birlikte evsahipliği yapan İsviçre ile aynı grupta bulunan Türkiye, Arda'nın son dakikada attığı golle de İsviçre'yi 21 yenerek kupanın dışında bıraktı. Böylece Türkiye, 3 büyük organizasyonda karşılaştığı evsahibi ülkeleri kupa dışında bırakmış oldu.

13.06.2008

Yine çok hata yaptık

Milli Takımımız son saniye golü ile hayata döndü. İşin son ana kalması ise yanlışlardan geç dönülmesi yüzünden. Fatih Terim milli takımın patronu.

O ne derse milli takım uyguluyor. Elinin yetmediği zamanlarda var elbette. Mesela maçın içinde başlayan şiddetli yağmurdan biriken sular olmasına rağmen, oyuncularımızın kısa pas ve yerden oynama israrına Terim'in eli yetişmez. Burada futbolcu aklını kullanarak topu uzun ve yüksek paslarla oynamayı düşünecek. Tıpkı İsviçre'li oyuncuların yaptığı gibi.

Fatih Terim, ilk maçta yaptığı yanlışı bu maçta da yaptı. Yine Nihat'ı tek forvet, arkasında Arda, Tuncay, Gökdeniz üçlüsünü koydu. Onların arkasında da Aurelio ve Tümer vardı. Bu orta saha ve forvet anlayışı bazı oyuncular değişse de Portekiz maçıyla aynıydı. Yine hiç etkili değildi. Ancak ikinci yarıya Terim, Mehmet Topal ve Semih'i alarak 4-4-2'ye, yani doğruya dönünce maçı çevirebildik. Bu dizilişle başlasaydık, maçı sıkıntıya girmeden kazanabilirdik.

Maçı kazandık kazanmasına da, yine çok hatalar yaptık ve bazı oyuncularımız hiç etkili değildi. Mesela yediğimiz golde, ortayı yapan oyuncunun gol atma şansı neredeyse sıfırken, bizim oyuncularımızın ona odaklanıp içerideki bir Hakan Yakın'a bakmamaları amatörceydi. Yine Hakan Yakın'ın atamadığı bir golde aynı hatayı, kademe hatasıyla birleştirerek yaptık. Tuncay'ın iki maçta yaptığı tek olumlu iş Arda'ya verdiği gol pası oldu. Gökdeniz, Tümer, Hamit, Hakan Balta, Aurelio varlık gösteremeyen oyunculardı. Semih, F.Bahçe 'deki nöbetçi golcülük görevini milli takımda da tekraraladı. Terim'in Hamit'i defansta değil de önde oynatması gerekli. Doğruların bir kısmıyla bu maçı kazandık. Bunları artırırsak Çek Cumhuriyeti maçını da kazanabiliriz.

Said OKUR

13.06.2008