Milli Takım ilk maçında turnuvaya kötü giriş yaptı. Portekiz önünde biz ne yapacağını bilemeyen bir takım görüntüsündeydik.
İyi teknik adam; ya sistemini oyuncuya göre seçer. Ya da oyuncuya göre sistemi belirler. Milli takımımzın oynadığı sistemin bu oyuncu yapısına uymadığını görüyoruz. Neredeyse hiç gol pozisyonu üretememiz, karşılığında da verdiğimiz gol pozisyonları direkten dönen toplar bu tezi doğruluyor. Fatih Terim bu sistemi turnuvaya kısa süre kala belirlememeliydi. Bu oyun felsefesini milli takımın başına geldiği günden itibaren uygulatmalıydı. Sistemi becerebilen oyuncu karakterlerinin kimler olduğnu sağlıklı belirleyebilirdi.
Nihat, Mevlüt, Tuncay üçlü forveti hiç etkili olmadı. Potekiz defansı arasında ezilip gitti. Scolari bizi iyi analiz etmiş. O kadar rahat defans yaptılar ki, oyuncularımızın ne yapacaklarını sanki ezberlemiştiler. Mevlüt'ü çok iyi tanımıyoruz, ama kenar oyuncusu olduğunu biliyoruz. Tuncay da tipik santrofor değil. Nihat daha önce de yazdığım gibi ikinci bir forvet yanında başarılı olabilen tipte bir oyuncu. Bu durumda sahaya forvetsiz çıktık diyebiliriz. Tamamen bireysel becerilere bel bağlamıştık. En azından ilk yarıda formsuz Tuncay'ı Arda'yla değişip, bireysel yeteneklerinden bir şeyler beklediğimiz bir diğer oyuncuyu deneyebilirdik.
Terim, umut bağlanan Mevlüt'ü kenara alıp Sabri'yi oyuna sürdü. Daha sonra Gökhan Zan'ın sakatlanmasından sonra ise değişiklikleri, istediği gibi değilde zorunlu yaptı. Sürpriz oyun planı olmayan takımız, sahada rakiple aynı sayıda olmasına rağmen, dağılım yanlışlığı içinde boğulup gitti. İlk maçı kaybetmek turnuva maçları için hiç iyi değildir. Seyrettiğim İsviçre'yi Milli Takımımız yenecek kapasitede. Keza Çek Cumhuriyeti'ni de. Ama Milli Takımımız doğruları bulması şartıyla.
|