1981'de askerlerin İspanya Meclisini basıp milletvekili ve bakanları rehin alarak yaptıkları girişiminin bastırılmasında tarihî bir rol oynayan El Pais gazetesinin yazarı Javier Pradera, “Bir gazete darbeyi nasıl durdurur?” panelindeki konuşmasında darbe gecesini anlattı. Pradera, askerler bastıkları Mecliste savunma bakanını yere yatırıp milletvekillerine kurşun yağdırırken kendilerinin bütün gece çalışarak demokrasinin önemini anlatan özel bir sayı çıkarıp 20 bin adet basarak elden dağıttıklarını söyledi.
İspanya’nın en yüksek tirajlı günlük gazetesi El Pais’in yazarı Javier Pradera, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü’nde gerçekleşen ‘Bir Gazete Darbeyi Nasıl Durdurur?’ isimli panele katıldı. Genç Siviller’in davetlisi olarak Türkiye’ye gelen yazar, 27 yıl önce silâhların gölgesi altında hazırladıkları gazetenin ülkenin demokratikleşmesinde oynadığı rolü anlattı. İspanya’da 1981 yılında gerçekleşen darbe teşebbüsünü yayınlarıyla engelleyen gazete, dünya basınında simge olmuştu. O yıllarda gazetenin yazar direktörü olan Javier Pradera, darbe teşebbüsünün kendilerini nasıl etkilediğini aktardı. Meclisi basan askerlerin milletvekillerini rehin aldığını vurgulayan yazar, şunları anlattı:
“İspanya halkı olarak kesinlikle böyle bir darbe girişimi beklemiyorduk. Bu girişim beklenmedik olmanın yanı sıra çok da sert bir biçimde yapıldı. Milletvekillerinin üzerine kurşun yağdırıldı. Hatta savunma bakanı yere yatırılıp gülünç duruma düşürüldükten sonra görüntüleri televizyonda yayınlandı. İnsanlar çok müthiş şekilde korkmuşlardı. Biz de çok endişeliydik ama bütün gece çalışarak bir gazete çıkardık. Yollar kapanmıştı ve her yerde güvenlik güçleri vardı. Buna rağmen 20 bin gazeteyi elden dağıtarak darbenin ne kadar kötü bir durum olduğunu anlatmaya çalıştık.” Akın Özçer’in oturum başkanlığını yaptığı programda ünlü gazeteciler Murat Belge, Gülay Göktürk ve Ali Bayramoğlu da konuşma yaptılar.
Murat Belge, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk darbesi olan 27 Mayıs sürecine dair hatırlatmalar yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“27 Mayıs sürecinde Demokrat Parti’nin öncülüğünü yaptığı ve bugünkü tabirle ‘Beyaz Türklerin’ yani burjuvazinin dışında kalan Anadolu insanının iktidara ortak olmak istemesi ve sisteme angaje olmaya çalışması darbeyi tetiklemiştir. Bu söz konusu değişimin arkasında da Anadolu sermayesi vardır. Sermaye sahipleri demokrasi gibi ulvî amaçlar taşımazlar ama çıkarları gereği demokrasiden yana tavır takınabilirler. İşte Türkiye’de de dün ve bugün böyle olmuştur.”
Türkiye’de darbelerin ideolojik bir arka planı olmadığı için uzun ömürlü olmadığını ifade eden Belge, “Darbelerin ideolojik bir arka planı yok. Sadece sopa gücüne dayandıklarından da kalıcı olmaları mümkün değildi” dedi.
BİR KAÇ GAZETE NASIL DARBE YAPTIRIR?
Gülay Göktürk de İspanya’daki darbe örneğinde askerlerin anayasadaki bir maddeye dayanarak yönetime el koymaya kalkıştıklarını hatırlatarak, “Bizim ülkemizde ise bu iç hizmet yönetmeliğine bakılarak yapılmıştır” dedi ve daha beter bir durumun olduğunu ifade etti. 27 Mayıs ve onu takip eden süreçlerde darbenin arkasında akademi, basın ve entelektüel çevrelerin darbeyi isteyen, hatta kışkırtan tutumunun olduğunu dile getiren Göktürk, şöyle devam etti:
“Bizdeki durum ‘bir gazete darbeyi nasıl durdurur’dan öte ‘birkaç gazete darbeyi nasıl yaptırır’ durumudur. Çünkü başta üniversiteler olmak üzere, aydın insanlar ve tabiî ki basın darbeyi tetikleyen, isteyen ve kışkırtan konumdaydılar. Aydınlar tümüyle Kemalist’ti. Başka türlü aydın olunamayacağı düşünülüyordu. Ancak Kemalizmin versiyonları olabilirdi. Solcu Kemalist gibi… Darbeyi yiyen kanat yani DP ve onun temsil ettiği köylü, muhafazakar kesim asıl hedefteki kesimdi. Çünkü bunların o zamanlar entelektüel bir kadrosu yahut basın gücü yoktu. Neticede de Kemalist ideolojinin hüküm sürdüğü bir entelektüel kışkırtmayla darbe yapıldı.”
Son yaşanan gelişmelerle ilgili de konuşan Göktürk, “Bugün yargıçlar darbesi yaşıyoruz. Uzun vadede toplumun vereceği tepkinin belirleyici olacağını düşünüyorum” dedi.
Ali Bayramoğlu ise, Türkiye’de düğümlenen sorunlara yeni bir anayasa ile çözüm bulmanın mümkün olmayacağını savundu. Türkiye’de yaşananın bir meşruiyet sorunu olduğunu belirten Bayramoğlu, “Bizde darbeler kurumsal oluyor. Asker kurumsal olarak sisteme el koyuyor. Demek ki buradaki sorun sistem sorunudur. Türkiye’de ordunun siyasetten uzak tutulması halen önemli bir temel mesele olarak karşımızda durmaktadır” dedi.
EL PAİS DARBE KARŞISINDA NE YAPMIŞTI?
27 yıl önce İspanya Parlamentosu’nda, bir albay silâhlı askerleriyle, görüşme halindeki meclisi bastı ve havaya ateş ederek parlamenterleri rehin aldı. İspanya’nın özgürlükçü gazetesi El Pais bu olayı özel sayı çıkararak ‘Yaşasın Anayasa’ başlığı altında ‘Eli silâhlı adamlar tarafından vatandaşların egemenliğinin yerine geçmek adına İspanya halkına yapılan bir ihanet’ cümleleriyle okuyucularına duyurdu. Gazetenin bu dik duruşu toplumsal muhalefeti de cesaretlendirdi. Ertesi gün Madrid’te yüz binlerce insan anayasa için yürüdü. Kral Carlos ise kendisine cunta tarafından yapılan geniş yetki vaatlerine rağmen demokrasiden yana tavrını koydu. Sonuçta da darbeciler ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. İspanya’nın siyasî hayatında da askerî darbe ihtimali bir daha ciddi bir şekilde gündeme gelmedi.
|