Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Din özgürlüğü

En azından hayatlarında dine önemli bir yer ayırmak isteyen insanların Türkiye’de baskı hissetmek olmasa bile kendilerini bazı açılardan rahatsız hissettikleri ortada.

Bunun nedenlerini düşünmek zorundayız. Özgürlükçü, demokratik bir ülke isteyenler ve liberal düşünceye inananlar konuyu en fazla düşünenler olmalı. Hayatlarında dine önemli bir yer ayırmayanlar daha da çok düşünüp konuyu tartışmalı. Çünkü o tür sorunlar sadece sorunların direkt muhatabı tarafından çözüme uğratılamaz. Konuyla yakından uzaktan ilgisi yokmuş gibi gözükenler de konuyla ilgili fikirlerini formüle edip tartışmaya katılmalılar.

Kendisini liberal-sol görüşlere yakın hisseden bir insanın “Türkiye’de dine hayatında önemli bir yer vermeye çalışan insanlar açısından hiçbir sorun yoktur” demesi zordur.

Tabii ki kimseye camiye gitme, oruç tutma filan denmiyor ama bunları sayıp da ‘görüyor musunuz, hiçbir sorun yoktur’ demek de bir anlam taşımıyor.

Konuşmadan önce herkes iyice düşünmeli.

Bu ülkenin Başbakanı, Meclis’e başı örtülü bir milletvekili sokuldu diye kürsüye çıkıp ‘Çıkarın bu kadını buradan’ diye bas bas bağırmadı mı? Evet bağırdı ve kimse bu lafların memlekette başı bağlı olarak, sessizce yaşamakta olan kadınlar üzerinde ne tür etki yapacağını düşünmedi. Bizce o an, Türkiye’de sosyal demokrasinin gerçekten bittiği andı.

Bitme sürecinde ikinci an da Önder Sav’ın hacca gitmek isteyen yaşlı birine yaptığı olağanüstü duyarsız ve ayıp konuşmasıdır. Sosyal demokratlar inanış meselesine tutarlı ve saygılı bir yaklaşım geliştiremezlerse var olamayacaklar. Aslında Deniz Baykal bunu iyi biliyor. Bir zamanlar ‘Anadolu solu’ kavramını bu yönde bir formülasyona varmak için ortaya atmıştı ama sonunu maalesef getiremedi.

Sonra yine yakın tarihimizi düşünelim. Bu ülkenin üniversitelerinin bazılarında başı örtülü olarak üniversiteye gelen kızların kıyafet değiştirmeleri için kapılara ‘İkna odası’ adında utanç verici bir yer yapılmadı mı?

Açıkça söyleyeyim; o konudaki fotoğrafları gördüğümde benim aklıma Gestapo uygulamaları gelmişti.

Ne yani, tercih özgürlüğümüz nedeniyle kendi hayatımızda dini kurallara uyuma yer vermiyoruz diye bütün bunları da görmezden mi geleceğiz? En azından ben böyle bir ahlaksızlığı yapamam. Kimse de yaptıramaz bunu bana. Gerçek neyse ondan korkmam ve görüp yazarım. Çünkü bakmayı bilirim. Bütün bunların ışığı altında bence Ali Babacan yanlış anlaşıldı. O da bulunduğu ortamın gaza getirmesinden olacak, ‘baskı’ gibi güçlü bir ifadeyle benim anlatmaya çalıştığım konuyu gündeme getirmeye çalışıyordu.

Başbakan da kendisine destek veren açıklamaları o nedenle yaptı. Dolayısıyla hemen kızıp saldırıya geçmek yerine, bu açıklamaları kendimize çeki düzen vermek için bir vesile olarak kabul etsek iyi olur diye düşünüyorum.

Akşam, 2.6.2008

Serdar TURGUT

03.06.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler

Başlıklar

  27 Mayıs ve çocukları

  Eğitim şart

  Din özgürlüğü

  Günde üç saat uyku

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır