Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

TYB 30 yaşında

TÜRKİYE Yazarlar Birliği’nin 30. kuruluş yıl dönümü faaliyetleri kapsamında, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde ‘’Edirne’den Ardahan’a Kültür Kervanı Bilgi Şöleni’’ düzenlendi.

TYB üyeleri, şölen için geldikleri Gelibolu’da, Bolayır beldesindeki Rumeli Fatihi Gazi Süleyman Paşa ve Vatan Şairi Namık Kemal’in mezarlarını ziyaret etti.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ömer Çakır, yaptığı konuşmada, Namık Kemal’in Türk Edebiyatı’nın önemli simalarından biri olduğunu söyledi.

Namık Kemal’i, Tanzimat Edebiyatçıları içinde önemli kılan hususların vatan, milliyet ve hürriyet gibi mefhumları daha belirgin bir sosyal misyonla kullanması, heybetli ve merdane edası, fikir ve ahlâk terbiyesini hedeflemesi olduğunu belirten Çakır, şöyle devam etti:

‘’Namık Kemal’in şair ve fikir adamı kimliği ile yakından ilgili bu özellikleri değişik araştırmalarda incelenmiştir. Ancak onun üzerinde pek fazla durulmayan ve yukarıdaki özellikleri ile yakından ilgili başka bir yönü vardır ki, oda idarî şahsiyeti ve yönetici kimliğidir.

Zira Namık Kemal, Osmanlı Devleti’nin bir mutasarrıfıdır. Mutasarrıf, Osmanlı Devlet Teşkilâtında Tanzimat’tan sonra kaza ile vilayet arasındaki idarî kademe olan sancağın en yüksek idarecisine verilen addır. Namık Kemal’in tercüme odası ve Şura-yı Devlet (Danıştay) üyeliği dışındaki bütün memuriyet hayatı mutasarrıf olarak geçmiştir. Namık Kemal, Gelibolu, Midilli, Rodos, Sakız gibi yerlerde mutasarrıflık yapmıştır.’’

Çakır, katılımcılara ayrıca Namık Kemal’in Gelibolu’daki faaliyetleri, ikametgâhı, mutasarrıflık görevinden azledilmesi, Gelibolu sonrası hayatı, ölümü ve naaşının Bolayır’a nakli konularında bilgiler sundu. Daha sonra, Türkiye Yazarlar Birliği üyeleri, Namık Kemal’in mezarı başında duâ etti.

26.05.2008


 

Necip Fazıl Kısakürek anıldı

ŞAİRLER Sultanı Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 25., doğumunun 104. yılında İstanbul Bağcılar’da çeşitli faaliyetlerle anıldı. Bağcılar Belediyesi ve Türkiye Yazarlar Birliği işbirliği ile düzenlenen anma günlerinin birinci gününde panel düzenlendi.

Oturum Başkanlığını Asım Gültekin’in yaptığı panele konuşmacı olarak Şair Ömer Erdem, Yazar Turan Koç, Şair Şaban Abak ve Tiyatro Oyuncusu Ulvi Alacakaptan katıldı. Açış konuşmasında, Necip Fazıl’ın çok yönlü bir Şair olduğunu söyleyen Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, “Necip Fazıl, yirminci yüzyılda düşünce dünyamıza engin dehası, san'atı, aksiyonu ile Türk insanını aydınlatmış ve yol göstermiş büyük bir dâvâ, san'at ve fikir adamıdır. Bize düşen, onun engin fikir, düşünce ve mücadelesini iyi okuyup istifade etmek ve onun yarım bıraktığı binayı tamamlamaktır” dedi. Oturum Başkanı Asım Gültekin de, Necip Fazıl Kısakürek’in, Türkiye’nin yetiştirdiği büyük bir fikir adamı, şair ve yazar olduğunu belirterek, ‘’Necip Fazıl, kitleleri etkilemiş ve halen etkilemeye devam eden, ölümünden sonra dahi eserleri ilk günkü heyecanla takip edilen ender şahsiyetlerden biridir’’ dedi. 23 Mayıs Cuma günü Ahmet Yenilmez Sanat Merkezi tarafından “Para” adlı tiyatro oyunu, 24 Mayıs Cumartesi günü ise Kültür Merkezinde Sanatçı Aykut Kuşkaya’nın Necip Fazıl Kısakürek’in şiirlerinden bestelediği ve orkestrasıyla bir dinleti sundu.

26.05.2008


 

Topkapı’nın nostaljik bekçileri

Osmanlı İmparatorluğu döneminde saray kapılarında duran ‘’kapıcı’’ların kıyafetlerini giyen görevliler, bir süredir Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki ‘’Babü Hümayun, Bab-üs Selam ve Bab-üs Saade kapılarını’’ bekliyor.

Müze uzmanı Tuba Kurtuluş, Kültür ve Turizm Bakanlığının sarayda tarihsel kimlikleri canlandırma projesi bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

‘’Biz de müzeciliğe uygun olarak gelen ziyaretçilere doğru görsel malzeme sunmak ve doğru bilgi vermek istedik. Bu nedenle de sarayda görev almış kişileri araştırdık. O dönemde ve bugün aynı pozisyonda çalışanları araştırdık. Bir baktık ki Osmanlı saray teşkilâtında kapı görevlisi denen bir grup var. Kapı görevlilerinin işlevi bizim bugünkü güvenlik görevlisi arkadaşlarımızın göreviyle tam olarak örtüşüyor. Kapı görevlilerini kıyafetleriyle canlandırmanın uygun olacağına karar verdik. Kapı görevlileri Osmanlı Saray teşkilâtında nerelerde yer almışlar, diye baktık. Avlu içinde ve kapı önlerinde yer aldıklarını gördük.’’

Belli bir eğitimden geçen kapı görevlilerinin ‘’Kapı Kethüdası ve Kapıağası’’ gibi üstlerinin var olduğunu da ifade eden Kurtuluş, ‘’Günümüzde de her kapının önünde ve avluda güvenlik görevlileri var. O nedenle de kapı görevlilerini canlandırdık. Canlandırırken minyatürlerden ve Osmanlı sarayını görüp resmetmiş batılı ressamların albümlerinden yararlandık. O dönemdeki kapı görevlilerinin kıyafetlerini birebir orijinaline uygun aktarmak istedik’’ dedi.

26.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır