Dünya Su Konseyi Yönetim Müdürü Daniel Zimmer, “suyun insanlık tarihinde bugün olduğu kadar çok tüketilmediğini ve kirletilmediğini” söyledi.
BM’de düzenlenen “5. Dünya Su Forumu İstanbul 2009” tanıtım toplantısında konuşan Dünya Su Konseyi Yönetim Müdürü Daniel Zimmer de toplantıda yaptığı konuşmada, “suyun insanlık tarihinde bugün olduğu kadar çok tüketilmediğini ve kirletilmediğini, su ile gıda üretimi arasındaki ilişkinin hiç bu derece iç içe olmadığını, su kıtlığının hiçbir zaman bu kadar çok insanı tehlikeye atmadığını” kaydetti.
Zimmer, bugün Myanmar’da görüldüğü gibi iklim değişikliğinin beklenen olumsuz sonuçlarından en fazla yoksul ülkelerin zarar göreceğini belirtti. Suyun “yaşamın kaynağı” olduğunu belirten Zimmer, insanlığın kalkınmasının her aşamasında önemli olan suyun giderek azalmasının, su konusunu giderek daha fazla oranda siyasi hale getirdiğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı Enerji, Su ve Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcısı Vural Altay, “Türkiye’nin suyu silah gibi kullanmak gibi bir niyeti hiçbir zaman olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır” dedi. BM’de düzenlenen “5. Dünya Su Forumu İstanbul 2009” tanıtım toplantısında forumla ilgili detaylı sunum yapan Altay, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Kuneralp ile birlikte, toplantının ardından Türk gazetecilerin sorularını cevapladı. BM’deki tanıtım toplantısının başkanlığını yapan 5. Dünya Su Forumu Genel Sekreter Vekili Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçi de toplantıya beklediklerinden çok daha fazla insan geldiğini, toplantıya katılan kadınlar, gençler, çiftçiler gibi temel grupları temsil eden kişilerin görüşlerini öğrenmeye ve dünya platformunda onların fikirlerini yaymaya çalıştıklarını söyledi.
TÜRKİYE SU KONUSUNDA KÖPRÜ
OLACAK
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Kuneralp da toplantıdaki konuşmasında, kıtalar, dinler, kültürler ve medeniyetler arasında kavşak niteliğinde özel konuma sahip Türkiye’de 16-22 Mart 2009’da düzenlenecek 5. Dünya Su Forumu İstanbul toplantısının ana temasının “Su İçin Farklılıkların Birleştirilmesi” olduğunu ve toplantının yerel, ulusal, bölgesel ve küresel düzeydeki tüm ilgili taraflar arasındaki diyaloğu, etkileşimi ve işbirliğini geliştirmeyi amaçladığını söyledi. Türkiye’nin bir yandan kalkınmakta olan bir ülke, diğer yandan AB ile katılım müzakereleri yürüten bir ülke olarak su konusunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki farklı bakışları anladığını kaydeden Kuneralp, Türkiye’nin bu kapsamda iki grup arasında “köprü” görevi görebileceğini anlattı.
SU KONUSUNU İŞBİRLİĞİ ALANI
GÖRÜYORUZ
“Türkİye’nİn komşu ülkelerle su konusundaki mevcut ilişkilerini yeni bir işbirliği alanı olarak görüyoruz” diyen Vural Altay, su konusunun kesinlikle ileride çatışmaya imkan verecek bir konu olmadığını düşündüklerini söyledi. Türkiye’nin su konusundaki yükümlülüklerini özellikle komşu ülkelere yönelik olarak her zaman yerine getirdiğini vurgulayan Altay, Türkiye’nin Dicle ve Fırat nehirlerinden vermesi gerekenden çok daha fazla su bıraktığını, bunun dökümlere bakıldığında açıkça görüldüğünü söyledi. 5. Dünya Su Forumu Su Elçisi, eski Almanya Çevre Bakanı ve BM Çevre Programının (UNEP) eski Genel Sekreteri Klaus Töpfer de toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin böylesine önemli bir su zirvesine ev sahipliği yapmasının son derece önemli olduğunu belirterek, Türkiye’ye teşekkür etti.
|