27 Mayıs darbesini öven ve Menderes'le iki arkadaşının idamının toplumsal coşkuyla karşılandığını iddia eden Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan hakkındaki suç duyurusunun Danıştay Başkanı tarafından işleme konulmayıp “Soruşturulamaz” kararı alınmasına tepkiler devam ediyor.
Danıştay’ın 27 Mayıs darbesini savunduğu ve övdüğü gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunulan Cumhuriyet Başsavcısı Tansel Çölaşan hakkında “soruşturulamaz” kararı tepkiyle karşılandı. Katıldığı bir topantıda 27 Darbesini övdüğü gerekçesiyle hakkında suç duyurusu yapılan Danıştay Cumhuriyet Başsavcısı Tansel Çölaşan için Danıştay’dan “soruşturulamaz” kararı çıktı. Çölaşan hakkında yapılan suç duyurusunu, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu cevapladı. Suç duyurunu yapan MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Emrullah Beytar’a gönderilen karar metninde, şikâyetin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu tarafından görevsizlik kararı ekiyle Danıştay’a gönderildiği vurgulandı. Çörtoğlu, yapılan suç duyurusunun 2575 sayılı Danıştay Kanunu’na dayanarak işleme konamayacağını savundu.
Yeni Asya’ya konuşan Beytar, darbe yapmanın TCK’nın 309. maddesine göre anayasayı ihlâl suçunu işlettiğni belirterek, şunları söyledi:
“Tansel Çölaşan konuşmasıyla bunları açıkça övmüştü. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı Danıştay başkanlığına gönderdi. Kanunda Danıştay mensuplarının kendi görevleriyle ilgili işlemiş olduğu suçlardan dolayı soruşturma yetkisinin Danıştay’da olduğunu ve usul olarak da Danıştay’ın belirleyeceği bir daire tarafından kişi hakkında soruşturma açılabileceği hükmü var. Halbuki biz Tansel Çölaşan’ın sözlerinin görevi ile ilgili değil anayasal düzeni askıya alan darbecileri övme suçu işlediğini, Danıştay’ın değil adlî mercilerin yetkili olduğunu söyledik. Ancak dikkate alınmadı. Bu, bazı askerlerin kendi görevleri dışında suç işlemelerine rağmen yine askerî mahkemelerde yargılanmasına benziyor.”
Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu imzası ile “Danıştay meslek mensubu hakkında yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır” şeklinde bir cevabın kendilerine ulaştığını hatırlatan Beytar, “Bu yazı zımnî değil açıkça bize şunu söylemek istiyor: Darbe yapmak, yapanları hatta darbeyi övmek hukuken suç olsa dahi bunun belli vatandaşların ağzından çıkması suçluluğu ortadan kaldırıyor. Hukuk çok ciddî bir yara almıştır. Toplumun yargıya karşı bakışı zedelenmiştir. Adaletin sigortası ve güvencesi olan yargı mekanizmasının ideolojilerin emrine girmekten bir an önce kurtarması gerekiyor. Yargı artık hukuku ve demokrasiyi askıya alan fiilleri korumamalı” diye konuştu. İç hukuk yollarının tükendiğini de belirten Beytar, AİHM’ye etkin başvuru yolu ihlâl iddiası ile müracaat edeceklerini açıkladı.
ÇÖLAŞAN, PROVOKATİF SÖZLER SARF ETMİŞTİ
Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla tertiplenen sempozyumda konuşan Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan, bir hukuk insanından beklenmeyecek provokatif sözler sarf ederek, şunları söylemişti: “27 Mayıs’ı ihtilâl olarak görmek hata olur. 1960 ihtilâli aslında bir devrimdir. Toplum tarafından görev verildi ve 27 Mayıs oldu. Kimse idam cezasını istemez, ama bunlar (Menderes ve arkadaşları) idam edildiğinde toplumsal bir coşku vardı. İdam edilen Menderes hükümeti üyeleri çocuk ve bebek dâvâlarından değil, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete ihanetten yargılanmalıydı. Cezalandırılmaları gerekirdi. Sonra ne oldu? Çok güzel bir cumhuriyet dönemi... Türk toplumu kendi menfaatlerine düşkün.”
|