İngiltere'de yayımlanan haftalık The Economist dergisi, Kıbrıs’ta barış için umut ışığı bulunduğunu yazdı. Adadaki iki liderin görüşmeye başladığı belirtilen yazıda, “dünyanın çözümü en zor problemlerinden birini çözmek için aşılacak mesafenin uzun olduğu” savunuldu.
. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın bir süre önce Rum kesiminde bir dondurmacıya giderek, bölgede “sokaktaki adamın kalbini kazanmayı hedeflediği” belirtilen yazıda, Talat’ın Rum kesiminde geçirdiği yaklaşık bir saat içinde halkla sohbet ettiği hatırlattı. Adadaki sorunun tarihine değinilen makalede, sorunun bugünkü duruma dönüşmesinin başlangıcını 1974 barış harekâtının oluşturduğu ifade edildi. “Eğer gevşek bir federasyon temelinde adayı birleştirecek bir anlaşmanın sağlanması umutları arttıysa, bu en çok da (eski Rum yönetimi lideri) Tassos Papadopoulos’un seçim yenilgisi sayesinde mümkün olmuştur” denilen makalede, Papadopoulos’un yerine gelen Dimitris Hristofyas’ın yalnızca daha ılımlı olmakla kalmadığı, Talat gibi sol görüşe ve geçmişte ortak bir sendikal harekete mensup olduğu belirtildi. İki liderin şimdi 4 yıldır askıda bulunan barış sürecini yeniden başlatmak istediği kaydedilen yazıda, 2004 yılındaki referanduma da değinildi. Yazıda, referandumda “evet” oyu kullanan Kıbrıslı Türklerin, “komşuları Rumların AB’ye üyeliğin bütün getirilerini elde etmek üzereyken bencilce ayak dirediğini, kendileriyle güç ve parayı paylaşmak istemediğini” düşündüklerine işaret edildi. Yazıda, Rumların bir bölümünün 1970’li yıllardan bu yana bütün müzakerelerde temel alınan iki bölgeli, iki toplumlu yapıyı reddederek, birleşik bir Kıbrıs üzerinde ısrar ettiği de hatırlatıldı. Bunun Rum lideri Hristofyas’ın barış için risk alıp seçmenini ikna etmeye niyetlenmesi halinde çözmesi gereken sorunlardan sadece biri olacağına işaret edilen makalede, iki taraftan 100’ü aşkın uzmanın detaylar üzerinde ilerleme sağlaması halinde, Haziran ayında üst düzey müzakerelerin yapılmasının planlandığı bildirildi. Makalede, havadaki olumlu değişimin doğurduğu umuda dikkat çekildiği kaydedildi ve bazı Rumların Avrupa’daki imajlarını olumsuz etkileyen Papadopoluos’un uzlaşmaz yaklaşımının mutlaka terk edilmesi gerektiğine inandığı bildirildi. Bunun haklı bir iyimserlik olup olmadığı da sorgulanan makalede, iki liderin ziyaretleri ve bu ziyaretlerde yapılan açıklamaların süreci destekleyici nitelik taşıdığı ifade edildi. Adada asıl umut doğuran gelişmenin ise iki tarafın da mümkün oldukça işbirliği yapması olduğu belirtilen makalede, bu işbirliği adımlarına örnekler verildi
|