Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu “2009 sonu itibarıyla Kıbrıs konusunda çözüm olmaması halinde Türkiye’nin AB sürecinde her şartta bir duraklamayla ve hatta ciddî bir sorunla karşılaşılacağı” uyarısında bulundu.
“Kıbrıs Sorununa Alternatif Açılımlar: Çok Bileşenli Adım Modeli” başlıklı 51 sayfalık bir rapor yayımlayan USAK, Rum kesimindeki seçimlerin ardından adanın iki liderinin bir araya gelmesinin yeni bir döneme işaret ettiğini belirtti. Kıbrıs meselesinde 2009 yılının kritik önem taşıdığına vurgu yapılan raporda, şöyle denildi: “Bu süreçte taraflar, müzakereler sürerken Rum tarafı ve uluslar arası toplum, 2009 sonu itibarıyla yeni bir çözüm ihtimali henüz kuvvetle ortaya çıkmadığı takdirde, Türkiye ve adanın Türk tarafının iki devletli çözümü gündeme alabileceğini bilmelidir. Zira 2009 yılı sonu itibarıyla Kıbrıs sorunu konusunda bir açılım olmazsa, Türkiye’nin dış politikasının önemli bir unsurunu oluşturan AB sürecinde her şartta bir duraklama yaşanacak ve hatta ciddî bir sorunla karşılaşılacaktır.” Raporda, “Ankara’nın, hem çözüm yönünde attığı adımları göz önüne alarak KKTC’ye izolasyonların kaldırılıp KKTC’nin dünyayla bağlantısının sağlanabilmesi, hem de AB sürecinin Kıbrıs sorunu yüzünden çıkmaza girmesini önlemek için etkili bir kriz yönetimine ihtiyacı bulunduğu” belirtildi. Soruna doğrudan taraf olan ada halklarının iradelerinin dışında, uluslar arası aktörlerin de Kıbrıs sorununda etkili rol oynamaya başladığına dikkat çekilen raporda, “bu noktadan sonra klâsik yaklaşımlarla meseleyi çözmenin mümkün olmadığı, çok bileşenli bir formülün tüm bileşenlerinin eş zamanlı olarak yürütülmesi gereken bir sürece girildiği” kaydedildi. Raporda, Türk tarafına Annan planında elde ettiği “psikolojik üstünlüğü” yitirmemesi tavsiyesinde bulunulurken, AB’ye de, Güney Kıbrıs Rum kesiminin üyeliği sonucu sorunun bir parçası olduğu hatırlatılarak, KKTC üzerindeki izolasyonların kaldırılması konusunda harekete geçmesi çağrısı yapıldı. “Türk tarafının çok yönlü bir diplomasi anlayışıyla hareket etmesi ve proaktif politikalar takip etmesinin gereğine” işaret eden raporda, müzakere masasına Rumların Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin samimiyetlerini test edecek öneri ve açılımlarla gelinmesi gerektiği vurgulandı. Raporda, Türkiye’nin KKTC’ye doğrudan para yardımlarının artık sürdürülebilir bir politika olmaktan çıktığı görüşü dile getirilerek, yardımların proje temelli olması ve uzun vadede istihdam sağlayacak ve altyapıyı kuvvetlendirecek sektörlere kaydırılmasına ihtiyaç bulunduğu ifade edildi. Raporda ayrıca, uluslar arası toplum nezdinde adadaki Türk askeri varlığını meşrulaştırmak için, sayıca az, ama teknolojik olarak daha donanımlı küçük birlikler oluşturabileceği kaydedildi.
|