MİLLÎ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AB’ye girmenin egemenliğimizi, ulusal kültürümüzü yitirmek anlamına geleceği yönündeki tezlerin saçma ve tabansız olduğunu söyledi.
Kimi açılış ve ziyaretlerde bulunmak üzere Karaman’a gelen Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Karaman Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Yunus Emre Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘’Küreselleşme Sürecinde Türkiye’’ konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Çelik, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin NATO, Dünya Bankası ve İslâm Konferansı gibi birçok birlik ve kuruluşun üyesi olduğunu, bunların devletimizin farklı kimlikleri olduğunu dile getirerek, küreselleşen dünyada bunların hiçbirinin diğeriyle çelişmediğini bildirdi. Türkiye’nin, AB’ye üye olması durumunda iddia edildiği gibi insanların ulusal kimliğini ve benliğini yitirmesinin mümkün olmadığını, bu tür endişelere de gerek olmadığını anlatan Çelik, şöyle devam etti: ‘’Şu anda AB’nin 27 üyesi var. 27 ülke içinde kendi kimliğinden, benliğinden ve inancından vazgeçmiş bir ülke yok. Bugün dünyada 20 tane ‘en’ saysak, bütün bu ‘en’ler ABD’dedir. Fakat ABD’liler baktı ki yalnız olmuyor, kıt'a ülkeleriyle birlikte NAFTA dediğimiz bir birlik kurdular. İngiltere, bizden daha ileri ülke. Fakat o da AB üyesi. Tüm dünyanın dev ülkeleri bunu yaparken, birlik olma yolunda çaba sarfederken, biz ‘kendi kendimize yeteriz’ diyoruz. Bu doğru değil.’’
Türkiye’de son yıllarda ‘ulusalcılık’ diye bir kavramın ortaya atıldığını hatırlatan Çelik, ‘’Bir yol ayrımındayız. Biz ya ulusalcı, fukara, içine kapanık bir yolu tercih edeceğiz, ya da ulusal zenginlik ve atılım tarafında olacağız. Biz 2007 yılı sonunda 107 milyarlık ihracat yapmışız. Bunun yüzde 60’ını AB’ye yapmışız. Bu insanlarla ticarî bir münasebetimiz var, ilişkilerimiz var. AB’ye girmenin egemenliğimizi, millî kültürümüzü kaybetmek anlamına geleceği yönündeki tezler saçmadır, tabansızdır’’ diye konuştu.
“ŞU ANDA AB’DE 5 BİN CAMİ VAR”
Türkiye’nin AB’ye girmesi durumunda ‘’dinin elden gideceği’’ yönünde feryatlar edildiğini, İstanbul’da apartmanlarda kiliselerin kurulduğu ve misyonerlik faaliyetlerinin yapıldığı yönünde söylemlerin arttığını dile getiren Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İnsanların zayıflığından, fakirliğinden ve ihtiyaçlarından yararlanarak din değiştirmeye zorluyorsan, bu bir ahlâksızlıktır. Ama sen nasıl AB ülkelerine gidip dinini anlatıyorsan, onlar da sana anlatabilir. Şu anda AB’de 5 bin cami var. Bunun 4 bin 500 tanesi de Türk işçiler tarafından açılmış. Kimse cami yapan bu insanlara birşey demiyor. Bu doğru bir anlayış değil. Sen çocuğuna hastalanmaması için iyi aşı yaptırırsan, çocuğun hastalanmaz. Yani kimliğini, benliğini ve dinini çocuğuna iyi öğretirsen hiçbir şeyden korkmaya gerek yok. Vatanını en çok seven insan, işini en çok seven insandır. Herkes işini iyi yaparsa bu memleket daha iyi yerde olur. Bizim dünyada söz sahibi olmamız için güçlü olmak zorundayız.’’
|