Haberler

Erdoğan: Bütün vatandaşlarımızı kucaklıyoruz

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Biz kaç kişiyiz?’’ diye hiçbir zaman soru sormadıklarını belirterek, ‘’Hiçbir zaman böyle marjinal, böyle ayrımcı bir soru sormayız. Zira biz 70 milyonuz. ‘Biz 70 milyonuz’ diyemeyenlerin siyaset tarzlarıyla aynı siyaseti yapmıyoruz. 70 milyon olarak bu ülkenin bütün vatandaşlarını bir bütün olarak kucaklıyoruz’’ dedi.

Erdoğan, Atatürk Spor Salonu’nda yapılan AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları 2. Olağan Kongresi’nde konuştu. “Bir ağabeyiniz olarak hissiyatımı sizlerle paylaşmak istiyorum’’ diyen Başbakan Erdoğan,şunları söyledi:’’İlk gençlik yıllarımdan itibaren siyasetin içinde oldum. Ülkemin kaderiyle ilgilenmek kaderim oldu. Sürekli mukayeseler yaptım, sürekli sorguladım. Yenilenmeye, gelişime büyük önem verdim. Öğrenme sürecinin sonu olmadığına inandım. Türkiye’nin, büyüme, kalkınma azmini her zaman yüreğimde hissetmeye çalıştım. Çok şükür ki ülkeme hizmet etme heyecanımı yitirmedim. Millete hizmeti en büyük mesele olarak gördüm.Bütün siyasi hayatımda şunu tespit ettim: Milletin derdiyle dertlenmekten, milletin hizmetinde olmaktan daha anlamlı bir makam yok.Milletin sevgisini, hayır duasını almaktan daha büyük bir ödül yok.’’ Başbakan Erdoğan, ‘Biz kaç kişiyiz?’ diye hiçbir zaman sormadıklarını belirterek, şunları kaydetti:”Hiçbir zaman böyle marjinal böyle ayrımcı bir soru sormayız. Zira biz 70 milyonuz. ‘Biz 70 milyonuz’ diyemeyenlerin siyaset tarzlarıyla aynı siyaseti yapmıyoruz. 70 milyon olarak bu ülkenin bütün vatandaşlarını bir bütün olarak kucaklıyoruz. Çünkü tek bir millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet diyerek çıktık bu yola. Bu vatan, bu ülke, bu bayrak, bu devlet bizim, hepimizin. Biz milletimizi kucakladık, milletimiz de bizi kucakladı.’’

/ ANKARA

14.04.2008

DEĞİŞİME KİMSE DAHA FAZLA DİRENEMEZ

Tarihin çarklarını geriye döndürmek mümkün değildir. Türkiye demokrasiye doğru hızla gidecek. Bu değişime kimsenin direnme imkânı yoktur. Bunu engellemek isteyenler olacaktır. Subaylar emekli olduktan sonra sivil toplumcu olarak bir şeyler yapmaya çalışacaktır. Asla başarılı olacaklarını zannetmiyorum.

TEK PARTİ REJİMİ ÖZLEMİ

İÇİNDE OLANLAR VAR

Yeni cumhuriyetçilik diye bir konu tartışılıyor laik kesim içinde. 1946’den bu yana cumhuriyetin gerilediğini düşünenler var. Hatta ordunun bazı hareketlerine bile karşı çıkıyorlar. Bu insanlar 1946 öncesine dönüp tek parti rejimi özlemi içerisindeler. Bu ideoloji varlığını bir süre daha devam ettireceğe benziyor.

BU SÜREÇTE, ‘DEVLET

PARTİSİ’ TASFİYE OLACAK

oplum artık devlet partisiyle yürümek istemiyor. Devlet, devlet gibi olsun istiyor. 21. yüzyılda her şeye karışan devlet olmaz. Bence bu tasfiye süreci kolay olmayacak. Bu sürecin sancısız olması için daha demokrat olmak, toplumla birlikte AB’yi de kuşatan yumuşak bir politika izlemek gerekiyor.

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

HASAN HÜSEYİN KEMAL

14.04.2008

Soylu: Adaylarımızı ön seçimle belirleyeceğiz

Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, yeni bir parti tüzüğü hazırlığı içerisinde olduklarını belirterek, "Milletvekili, belediye başkanı, il genel meclisi üyesi adaylarımızı tüzük gereği yargı denetiminde ön seçimle belirleyeceğiz’’ dedi.

Kütahya gezisini sürdüren Soylu, partililere yönelik yaptığı konuşmada, yeterli büyüme sağlanamadığı için esnafın, memurun, işçinin, köylünün ve emeklinin halinden şikâyet ettiklerini söyledi. Kimsenin halinden memnun olmadığını belirten Soylu, hem ülkede yaşanan gelişmeleri hem de kendi siyaset anlayışlarını anlatmak amacıyla "Beyaz Yürüyüş’’ adı verilen yurt gezilerine başladıklarını bildirdi. Süleyman Soylu, ‘’Başbakan, ülkenin bolluk ve bereket içerisinde büyüdüğünü söylüyor. Türkiye’nin borçları büyüdü, işsizliği büyüdü’’ dedi.

TÜRKİYE, AVRUPABİRLİĞİ’DEN

UZAKLAŞTIRILMAK İSTENİYOR

Soylu, Başbakan Erdoğan ile Baykal’ın stand up yaptığını belirterek, kavga ederek milleti oyalıyorlar. Milleti kandırıyorlar” dedi. Türkiye’nin AB ile yoluna devam etmesinin önemli olduğunu kaydeden Soylu, Türkiye’de bilerek AB karşıtlığı oluşturulmak istendiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de AB’ye bilerek karşıtlık oluşturulma durumu var. Türkiye AB’den uzaklaştırılmak isteniyor. ” dedi. Soylu, AKP’nin altı yıldır demokratikleşmeye katkısı olmadığını belirterek, AKP demokrasinin Truva atıdır. Biz demokrasiye bağlıyız. Demokrasinin kıratıyız” diyen Soylu, AKP 6 yıldır Siyasî Partiler Kanunu, seçim kanununu niye değiştirmedi? Demokratik bir anayasayı niye yapmadı?" diye sordu.

SALİH AYTEMUR / KÜTAHYA

14.04.2008

“Fitne”ye karşı Kutlu Doğum

Bütün dünyada tepki çeken İslâm karşıtı "Fitne" filminin yayınlandığı Hollanda'da Kutlu Doğum Haftası düzenlendi. Programlarda Peygamberimizin hayatı anlatıldı.

Hazreti Muhammed’in (a.s.m) doğum yıl dönümü dolayısıyla Hollanda’da başlatılan Kutlu Doğum Haftası faaliyetleri kapsamında, başşehir Amsterdam’daki Arena stadyumunda önceki gün akşam bir kutlama programı yapıldı. Hollanda Diyanet Vakfına bağlı Amsterdam’daki Eyüp Sultan, Fatih, Hacı Bayram, Kuba ve Emir Sultan camilerinin birleşerek ortaklaşa düzenlediği kutlama programına, 3 bin dolayında vatandaş katıldı. Kur’ân-ı Kerim ve İstiklâl Marşının okunmasıyla açılan programda ilâhiler, şiirler okundu, Peygamberimizin hayatı anlatıldı. Konuşmalarda, Hazreti Muhammed’in (a.s.m) hayatıyla bütün insanlara örnek bir kişi, barış ve sevgi dağıtan bir insan olduğu vurgulandı. Hayatının bütün Müslümanlarca örnek alınması istendi ve Müslümanların hayat biçimini ve ahlâkını ona benzetmesi halinde, bugün yaşanan kimi sorunların kolaylıkla ortadan kalkacağı, İslâma yapılan haksızlık ve saldırıların da kaynağını tamamen kaybedeceği vurgulandı.

Kutlama programına, vatandaşların yanı sıra Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu, Türkiye’den Uludağ Üniversitesi öğretim üyelerinden M. Emin Ay, Ankara İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Recep Kılıç, Amsterdam Vrij Üniversitesi Teoloji Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Henk Vroom, Hollanda’daki çok sayıda Türk camisi, dernek ve kuruluşların temsilcileri katıldı. Hollanda’da 5 Nisan’da başlayan Kutlu Doğum Haftası faaliyetleri, Mayıs ayının ilk haftasına kadar çeşitli şehirlerde sürecek.

Bu arada, Hollanda Diyanet Vakfı bünyesinde 143 şubenin çatı kuruluşu olan Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (HTİKDF) tarafından, Rotterdam Mevlana Camiinde düzenlenen toplantıda, “Fitne” adlı filmin, ülkede yaşayan Müslüman toplum üzerindeki olumsuz etkileri tartışıldı. Yaklaşık 3 saat süren toplantıya Uyum Bakanı Ella Vogelaar, Türkiye Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay Hollandalı ve Türk yetkililer vatandaşlar katıldı.

HTİKDF Başkanı Kasım Akdemir, söz konusu filmin, gerilim meydana getirmesi ve toplumu polarize ederek sen-ben ve biz-siz gibi kavramları sosyal bünyeye sokmasıyla Hollanda’ya verdiği ve vereceği zararlardan dolayı şiddetle kınadıklarını belirtti.

VOGELAAR: BÖLÜCÜ PLANLAR TUTMADI

Bakan Ella Vogelaar, uyumun iki taraflı olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Ülkede yaşayan insanların korkularını ciddiye almalıyız. Korkularının nedenini öne çıkararak, reel çözümler üretmeliyiz. İslamiyet ve diğer dinlerin birbirleriyle sorunu yok. Din temelinde, dine saldırı olduğu zaman cezalandırılmalıdır. Sizler, film internette gösterilmeye başlandıktan sonra gösterdiğiniz reaksiyonla, bu toplumun bir parçası olduğunuzu gösterdiniz. Wilders gibi birçok popülist (halk yardakçısı) politikacı, 11 Eylül’ü bahane ederek, toplumu bölmeyi amaçlamaktadırlar. Ama sizin de gördüğünüz gibi planları tutmadı. Müslümanlar duyarlı davrandıkları için hevesleri kursaklarında kaldı. Sorunları karşılıklı saygı ve barış ortamı içinde tartışarak çözeceğiz. Sizler, Hollandalı Türklersiniz. Burada yaşıyor, geleceğinize burada yön veriyorsunuz.”

/ AMSTERDAM-ROTTERDAM

14.04.2008

Gözler, Adalet Komisyonunda

AKP Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın TCK’nın 301 ve 305. maddesinde değişiklik öngören yasa teklifinin, bu hafta TBMM Adalet Komisyonunda görüşülmesi bekleniyor.

TBMM Başkanı Köksal Toptan, TBMM Başkanı Vekili Güldal Mumcu’nun, Türk Ceza Kanununun (TCK) 301 ve 305. maddelerinde değişiklik öngören teklifi komisyona sevk etmemesi konusunda, ‘’Güldal Mumcu arkadaşımız böyle bir hassasiyet göstermiş, ama içeriğiyle ilgili bizim bir tasarruf hakkımız olmadığı için havale de edebilirdi, ama etmemiş. Çok önemli bir şey değil bu. Ben dosyaya bakacağım, gereğini yapacağım’’ dedi. Toptan, Eğitim-Bir-Sen tarafından Başkent Öğretmenevi’nde düzenlenen, 3. Öğretmen Hatıraları Yarışması’nın ödül törenine gelişinde, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Söz konusu teklifle ilgili sorular üzerine Toptan, Pazartesi günü (bugün) saat 11.00’da konuyla ilgili basın toplantısı yapacağını bildirdi.

Toptan, ‘’teklifin komisyona sevk edilmemesiyle ilgili Güldal Mumcu ile telefonda görüştüğü’’ yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine, Mumcu ile bir görüşme yaptıklarını, ancak görüşmede teklifle ilgili konuşmadıklarını dile getirdi. Toptan, Mumcu’nun, kendisinin yerine Sofya’daki bir toplantıya katılacağını ve görüşmede bu konuyu konuştuklarını kaydetti.

Toptan, Mumcu’nun, teklifle ilgili tavrına yönelik soruları cevaplarken şöyle konuştu:

‘’Arkadaşımızın takdirine çok müdahale etmemek, saygı göstermek lâzım. Başkanlık olarak bizim burada yaptığımız rutin bir işlemden ibarettir. Bizim önümüze gelen yasa tasarısı hoşumuza gitmeye bilir, yanlış olabilir, Türkiye gerçeklerine aykırı olabilir. Bizim bunu ancak teknik olarak seleksiyona tabi tutmamız mümkündür. Yani kanun yapma şekline uygun mudur, değil midir? Kanunlar Müdürlüğü’ndeki arkadaşlarımız o teknik incelemeyi yapar, Başkan’ın önüne getirirler. Orada bir eksiklik yok ise içeriğine çok bakma hakkımız yok. İlgili komisyona göndeririz, onlar içeriği tartışır ve en doğru kararı alır. Güldal Mumcu arkadaşımız böyle bir hassasiyet göstermiş, ama içeriğiyle ilgili bizim bir tasarruf hakkımız olmadığı için havale de edebilirdi, ama etmemiş. Çok önemli bir şey değil bu. Ben dosyaya bakacağım, gereğini yapacağım.’’

Köksal Toptan, Mumcu’nu tavrının, ‘’siyasî kriz olarak, CHP’nin tavrı olarak algılandığı’’ değerlendirmelerinin anımsatılması üzerine, telefon görüşmesinde böyle bir şey algılamadığını söyledi.

/ ANKARA

14.04.2008

Çocuklara deprem eğitimi

Çocukların “Deprem Dedesi” Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, çocuklar için düzenlenen tiyatro oyununda misafir oyuncu olarak rol aldı.

Türk Kızılay’ının “Toplum liderlerini teşkilâtlandırma. Afet zararlarını azaltma projesi” kapsamında, ilköğretim öğrencilerinin afetlere karşı hazırlıklı olma kültürünü oluşturmak amacıyla, oluşturulan “Benim Güzel Pabuçlarım” adlı Gezici Çocuk Tiyatrosu, Türk Kızılayı Pendik Şubesi’nin ev sahipliği ile Pendik’te bulunan ilk öğretim öğrencilerine sahnelendi. Pendik Yunus Emre Kültür Merkezinde sahnelenen tiyatro oyununa, misafir oyuncu olarak katılan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, öğrencilere, depremden korunmanın yollarını, deprem sırasında neler yapılması gerektiğini ve Kızılay gönüllülüğünü anlattı.

/ İSTANBUL

14.04.2008

‘Gökdelen’ eski günlerini arıyor

İnşa edildiğinde Türkiye’nin en yüksek binası olduğu için ‘’Gökdelen’’ olarak nitelendirilen Ankara’nın sembol binalarından Emek İşhanı’nda, özelleştirmeden sonra bir türlü bitmeyen tadilat çalışmaları ve mal sahibinin açtığı tahliye dâvâları dolayısıyla sadece 10 kiracı kaldı.

Edinilen bilgiye göre, iş yerinden çıkmayı kabul etmeyen, aralarında Carrefour, PTT ve Ziraat Bankasının da bulunduğu 10 kiracı, ‘’tahliye dâvâsının mal sahibi aleyhine sonuçlanması’’ üzerine kalma konusundaki ısrarını sürdürüyor. Binadaki uygulamalar sebebiyle sıkıntı yaşayan kiracılar, binayı tahliye etmeleri için çalışmaların bilinçli olarak uzatıldığını ve bitirilmediğini ileri sürdüler. Mal sahibinin doğrudan ‘’çıkın’’ uyarısında bulunmadığını, ancak getirdiği kısıtlamalarla iş yapmalarını zorlaştırdığını öne süren kiracılar, aylarca aidat vermelerine karşın hizmet alamadıklarını savundular. ‘’İşlerinin aksadığını ve müşteri kaybetmeye başladıklarını’’ ifade eden bazı kiracıların mal sahibine tazminat dâvâsı açtığı belirtildi.

/ ANKARA

14.04.2008

Genç beyinler yarıştı

Yamanlar Eğitim Kurumları tarafından düzenlenen 3. Ulusal Matematik Fen ve Teknoloji Yarışmasında 70 ilden 2 bin 200 öğrenci İzmir’de buluştu.

Kars, Tunceli, Erzurum, Diyarbakır, Şırnak, Batman, Samsun ve Edirne gibi Türkiye’nin dört bir yanından gelen ilköğretim öğrencileri 150 dakikalık yarışmada ter döktü. Yarışmanın ardından altın, gümüş ve bronz madalya kazanan toplam 64 öğrenci ödüllendirildi. Yarışmada öğrencilere çoktan seçmeli 20 matematik, 15 fen ve teknoloji sorusu ile çözmeli (klâsik) 3 matematik, 2 fen ve teknoloji sorusu yöneltildi. Öğrencilerin bu soruları 150 dakikada cevaplaması istendi. Yarışmadan sonra jüri sonuçları değerlendirirken misafirlere de İzmir gezisi düzenlendi. Misafirlere İzmir’in tarihî ve turistik mekânları gezdirildi ve şehir tarihi hakkında bilgi verildi.

14.04.2008

Çelik: AB eleştirileri saçma

MİLLÎ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AB’ye girmenin egemenliğimizi, ulusal kültürümüzü yitirmek anlamına geleceği yönündeki tezlerin saçma ve tabansız olduğunu söyledi.

Kimi açılış ve ziyaretlerde bulunmak üzere Karaman’a gelen Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Karaman Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Yunus Emre Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘’Küreselleşme Sürecinde Türkiye’’ konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Çelik, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin NATO, Dünya Bankası ve İslâm Konferansı gibi birçok birlik ve kuruluşun üyesi olduğunu, bunların devletimizin farklı kimlikleri olduğunu dile getirerek, küreselleşen dünyada bunların hiçbirinin diğeriyle çelişmediğini bildirdi. Türkiye’nin, AB’ye üye olması durumunda iddia edildiği gibi insanların ulusal kimliğini ve benliğini yitirmesinin mümkün olmadığını, bu tür endişelere de gerek olmadığını anlatan Çelik, şöyle devam etti: ‘’Şu anda AB’nin 27 üyesi var. 27 ülke içinde kendi kimliğinden, benliğinden ve inancından vazgeçmiş bir ülke yok. Bugün dünyada 20 tane ‘en’ saysak, bütün bu ‘en’ler ABD’dedir. Fakat ABD’liler baktı ki yalnız olmuyor, kıt'a ülkeleriyle birlikte NAFTA dediğimiz bir birlik kurdular. İngiltere, bizden daha ileri ülke. Fakat o da AB üyesi. Tüm dünyanın dev ülkeleri bunu yaparken, birlik olma yolunda çaba sarfederken, biz ‘kendi kendimize yeteriz’ diyoruz. Bu doğru değil.’’

Türkiye’de son yıllarda ‘ulusalcılık’ diye bir kavramın ortaya atıldığını hatırlatan Çelik, ‘’Bir yol ayrımındayız. Biz ya ulusalcı, fukara, içine kapanık bir yolu tercih edeceğiz, ya da ulusal zenginlik ve atılım tarafında olacağız. Biz 2007 yılı sonunda 107 milyarlık ihracat yapmışız. Bunun yüzde 60’ını AB’ye yapmışız. Bu insanlarla ticarî bir münasebetimiz var, ilişkilerimiz var. AB’ye girmenin egemenliğimizi, millî kültürümüzü kaybetmek anlamına geleceği yönündeki tezler saçmadır, tabansızdır’’ diye konuştu.

“ŞU ANDA AB’DE 5 BİN CAMİ VAR”

Türkiye’nin AB’ye girmesi durumunda ‘’dinin elden gideceği’’ yönünde feryatlar edildiğini, İstanbul’da apartmanlarda kiliselerin kurulduğu ve misyonerlik faaliyetlerinin yapıldığı yönünde söylemlerin arttığını dile getiren Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İnsanların zayıflığından, fakirliğinden ve ihtiyaçlarından yararlanarak din değiştirmeye zorluyorsan, bu bir ahlâksızlıktır. Ama sen nasıl AB ülkelerine gidip dinini anlatıyorsan, onlar da sana anlatabilir. Şu anda AB’de 5 bin cami var. Bunun 4 bin 500 tanesi de Türk işçiler tarafından açılmış. Kimse cami yapan bu insanlara birşey demiyor. Bu doğru bir anlayış değil. Sen çocuğuna hastalanmaması için iyi aşı yaptırırsan, çocuğun hastalanmaz. Yani kimliğini, benliğini ve dinini çocuğuna iyi öğretirsen hiçbir şeyden korkmaya gerek yok. Vatanını en çok seven insan, işini en çok seven insandır. Herkes işini iyi yaparsa bu memleket daha iyi yerde olur. Bizim dünyada söz sahibi olmamız için güçlü olmak zorundayız.’’

/ KARAMAN

14.04.2008

Başoğlu: Osman Paksüt, tarafsızlığını yitirdi

Sağlık-İş Başkanı Mustafa Başoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün AB Dönem Başkanı Barroso’nun “laiklik din değildir” sözlerine cevap verdiğini, Paksüt’ün sözlerinin CHP’nin görüşleri ile paralel olduğunu söyledi.

Başoğlu, “Paksüt, yüksek mahkemenin üyesi olarak tarafsızlığını yitirmiştir. Bu konulardaki dâvâlara girmemesi gerekir” dedi. Yeni Asya’ya konuşan Başoğlu, AB Dönem Başkanı Jose Manuel Barroso’nun “laiklik din değildir” sözlerinden sonra Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün Cumhuriyet gazetesine açıklama yaptığını ve tarafsızlığını yitirdiğini belirtti. Başoğlu, açıklamasında şunları söyledi: ”Sayın Paksüt, ‘ulusal ve uluslar arası alanda laikliğe saldırı vardır’ diyor. Dolaylı olarak AB Dönem başkanı Barosso’ya cevap vermiş oluyor. Sayın Paksüt’ün görüşleri CHP’nin görüşleri ile paralellik arz ediyor. Çünkü CHP’nin laiklikle ilgili söyledikleriyle Paksüt’ün söyledikleri aynı noktaya geliyor. Bizim hukuk sistemimizde bir hakim katılacağı bir dâvâdan önce görüşünü açıklarsa tarafsızlığını yitirmiş olur ve o dâvâya girmemesi gerekir. Sayın Paksüt, hem CHP’nin anayasa mahkemesinde açtığı dâvâlara hem cumhuriyet başsavcısının açtığı dâvâlara girmemesi gerekir.”

İBRAHİM DOĞRU / ANKARA

14.04.2008

Çocuk sigortalılara inceleme

Yeniden yapılandırılan Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamalarında pilot il seçilen Adana’da ilk etapta, sosyal güvenlik reformundan etkilenilmemesi için çocuk yaşta yapılan sigorta girişleri ile sağlık harcamalarının incelemeye alınacağı bildirildi.

SGK Adana İl Müdürü Mustafa Keskin, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin sosyal güvenlik açığının kapatılması kapsamında yapılan çalışmaların gelecek nesillere karşı sorumluluk olduğunu, bu konuda üzerlerine düşen görevi yerine getirmeye çalıştıklarını belitti. Adana’nın SGK uygulamalarında ve yapılandırılmasında pilot il seçilmesinin sorumluluğunun bilincinde olduklarını ifade eden Keskin, ‘’İlk etapta, fiilî çalışma olmaksızın yaptırılan sigorta girişlerini incelemeye alacağız. Özellikle 15 yaş altındaki sigorta girişleri mercek altına alınacak. Bu konudaki suistimalden sigorta yaptıranın yanı sıra sigortayı yapan işveren sorumlu olacak’’ dedi. Keskin, sorumlular hakkında idarî para cezası uygulanmasının yanı sıra Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, ‘’Çocuk yaşta yapılan sigorta girişinin müfettişlerce denetlenmesi için hazırlıklarımızı tamamladık. İnceleme yakında başlayacak. Kademeli olarak 65 yaşında emekliliğin önüne geçmek için başvurulan bu yöntemin sonuç vermeyeceğini herkesin bilmesini istiyoruz’’ diye konuştu.

/ ADANA

14.04.2008

Tarladan çıkan “matematik dehası”

Ekonomik nlamda Bursa’nın en geri kalmış ilçelerinden Orhaneli’nde doğup büyüyen lise öğrencisi Mehmet Yılmaz, Mayıs ayında ABD’de yapılacak ‘’Dünya Bilimsel Proje Yarışması’’nda, matematik dalında birincilik için yarışacak.

Türkan Sait Yılmaz Anadolu Lisesinde, dersine girmediği bir sınıfın öğrencilerine iki yıl önce öğretmenleri hasta olduğu için karnelerini dağıtan matematik öğretmeni Osman Avcıoğlu’nun dikkatini, karnesindeki bütün derslerden tam not almasına rağmen takdir belgesi verilmemesine sesini çıkarmayan bir öğrenci çekti. Bu öğrencinin adı, geceli gündüzlü çalışarak birlikte hazırladıkları projeyle bir yıl sonra TÜBİTAK tarafından düzenlenen “Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması’’nda birincilik kazanacakları Mehmet Yılmaz’dı... Mehmet Yılmaz’ın içindeki ‘’matematik cevheri’’ni keşfeden Avcıoğlu, başarılı öğrenciye ABD’de düzenlenen ‘’Dünya Bilimsel Proje Yarışması’’na katılmaya hak kazandıran süreci şöyle anlattı: ‘’TÜBİTAK’ın proje başvurularını görünce, ‘Biz de acaba Mehmet ile bir şeyler yapabilir miyiz?’ diye düşündüm. Mehmet ile çalışmalarımıza başladık. Mehmet, ‘R2’de Maksimum Metriği ve Konikler’ projesiyle TÜBİTAK’ın 2007 yılı Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Final Yarışması’nda matematik dalında birinci oldu. Mehmet’in projesi, ayrıca, 11-17 Mayıs'ta ABD’de yapılacak INTEL-ISEF Uluslararası Bilim ve Mühendislik Olimpiyatı’nda Türkiye’yi temsil edecek 3 proje arasında yer alıyor.” Babası memur, annesi ev kadını olan ve bir kardeşi bulunan Mehmet Yılmaz, yaz aylarında hem ailesine ait bir tarlada hem de akrabalarının köydeki kahvehanesinde çalıştığını kaydetti.

/ BURSA

14.04.2008

Genel Kurul’da Sosyal Güvenlik mesaîsi

Meclis, bu hafta Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı için mesaî yapacak. Görüşmelerine üç hafta önce başlanan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik yapan yasa tasarısına, TBMM Genel Kurulunda devam edilecek.

Tasarının bu hafta yasalaşması planlanıyor. AKP Grubu, milletvekillerini Ankara’dan ayrılmamaları konusunda uyarırken, tasarının yasalaşması amacıyla yoğun bir çalışma programı uygulanacağını bildirdi.

Genel Kurulda, 14 Nisan Salı günü, ‘’temel yasa’’ olarak ele alınan tasarının görüşmelerine, 4. bölümde 68. maddesi içinde yer alan geçici 13. maddeden devam edilecek. Tasarıyla, personel mevzuatına göre almış oldukları disiplin cezası sonucu 23 Nisan 1999 ile 14 Şubat 2005 tarihleri arasında memuriyetleri sona eren ancak 22 Haziran 2006 tarihinde çıkan afla yeniden memuriyete dönen kişiler, geçmişe dönük borçlanabilecek.

Tasarıda, kayıt dışı istihdamı önlemek için de düzenleme yapılıyor. İşletmenin büyüklüğü, işçi sayısı gibi kriterler dikkate alınarak işveren, işçinin ücret, prim, ikramiye gibi bütün ödemelerini özel olarak banka hesabına yatıracak. Banka aracılığıyla ödenmeyen ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakları gider olarak indirilemeyecek. Genel Kurul, 15 Nisan Salı günü 15.00- 23.00, 16 Nisan Çarşamba 13.00-24.00 ve 17 Nisan Perşembe ise 13.00-24.00 saatleri arasında çalışacak.

Afet ve acil durum yönetimi başkanlığının teşkilât ve görevleri hakkında kanun tasarısı, 16 Nisan Çarşamba günü Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda ele alınacak. Komisyon, 17 Nisan Perşembe günü de Turizm Teşvik Kanununda değişiklik yapılmasını düzenleyen kanun tasarını ele alacak.

KİT Komisyonu, denetimlerini sürdürecek. Komisyon, 16 Nisan Çarşamba günü ÇAYKUR ve Toprak Mahsulleri Ofisi, 17 Nisan Perşembe günü ise Türkiye Şeker Fabrikaları ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürülüğünün 2006 yılı hesaplarını inceleyecek.

/ ANKARA

14.04.2008

Bütün haberler