Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Türkiye’de laik rejimin tehdit altında olduğunu ve bir karşı devrimle karşı karşıya bulunulduğunu ileri sürdü. Buna karşı Yargıtay Başsavcısının “elbette gereğini yapacağını” belirten Akaydın, “Böyle bir faaliyette bulunması, görevini yaptığından dolayı Başsavcı adına övünülecek birşeydir. Başsavcı yakışıksız üslûplarla incitilmemeli” dedi.
Prof. Dr. Akaydın, Sabancı Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezi’nde düzenlenen 8. Akdeniz Uluslararası Yüksek Öğretim Tanıtım Günleri’nde, gazetecilerin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının AKP hakkında açtığı kapatma davasına ilişkin sorularını cevapladı. Demokrasilerde siyasi partilerin kapatılması için dava açılmasının son derece üzücü olduğunu vurgulayan Akaydın, buna karşın dünya demokrasilerinde her ülkenin, rejimini korumak için benzer tedbirler aldığını söyledi. Prof. Dr. Akaydın, şöyle devam etti:
‘’Türkiye’de laik rejimin tehdit altında olduğu, bir karşı devrimin var olduğu somut bir gerçek. Ben bunu ÜAK Başkanı olarak özel misyonum gereği son iki ayda dile getirdim. Böyle bir durum ortaya çıktığı zaman elbette ki bunun en önemli sorumlu makamı olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı gereğini yapacaktır. Böyle bir faaliyette bulunması (iddianame hazırlaması) görevini yaptığından dolayı Başsavcı adına övünülecek bir şeydir. Ama böyle bir olayın Türkiye’ye yaşatılması üzücü bir şeydir. Ben siyasilerin bundan sonra çok daha özenli davranmaları gerektiği ve oy toplamak için Türk halkının son derece yumuşak karnı olarak kabul edilebilecek bazı ülke değerlerini tahrik etmemeleri gerektiği inancındayım. Herkesin bundan ders çıkartması ve toplumu germemesi lazım. Yargıtay Başsavcısını da çok yakışıksız üsluplarla incitmemeleri lazım. Hukuka saygısı olan bir ülke, aynı zamanda demokrasiye, Cumhuriyete saygısı olan bir ülke demektir. Bu saygıyı korumak sorumluluğu önce siyaset adamlarına aittir.’’
AYNI HASSASİYET ŞEMDİNLİ
SAVCISINA NEDEN GÖSTERİLMEDİ?
Bu arada Türkiye’deki 26 hukuk fakültesi dekanı tarafından ‘’Yirmi Altı Hukuk Fakültesi Dekanının Kamuoyuna Duyurusudur’’ başlığıyla bir açıklama yapıldı. Yargı organlarının, yasama organı gibi millet adına egemenlik yetkisi kullandığına dikkat çekilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
‘’Cumhuriyet savcıları, kanunî görevleri gereği dava açar. Bu nedenle, Cumhuriyet savcıları, açtıkları davalarda kişisel olarak taraf değillerdir. Açılmış bir dava nedeniyle hakim ve savcılara yönelik tacizlerde bulunulması, yargı organlarının anayasa ve kanunlarla belirlenmiş görevlerinin sorgulanması hukuk devletini yıpratır. Basın ve yayın organlarının yayınladıkları haberlerde ve yorumlarda, herkesin ve özellikle siyasi parti temsilcilerinin kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda yargı organlarını yıpratacak, hakim ve savcıları baskı altına alacak yaklaşımlardan özenle kaçınmaları zorunludur. Yargıyı korumak, hukuk devletini korumaktır. Bu görev, hepimizindir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur’’ Açıklama, “Aynı hassasiyet Şemdinli Savcısı için niye gösterilmedi?” sorusunu gündeme getirdi.
|