Diyarbakır’da 28 sivil toplum kuruluşu adına yapılan açıklamada, karşı karşıya olunan kriz karşısında hükümete düşen âcil görevler bulunduğu belirtilirken, Türkiye’nin demokratikleşmesinin en etkili yolunun AB üyeliği yolunda gerçekleştirilmesi gereken reformlar olduğu ifade edilerek, duraksayan, geri bırakılan reform sürecinin kararlı bir irade ile yeniden programlandırılması gerektiği kaydedildi.
Diyarbakır’da 28 sivil toplum kuruluşunun yaptığı basın açıklamasını okuyan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Başkanı Mehmet Kaya Türkiye’nin demokratikleşmesinin en etkili yolunun AB üyeliği yolunda gerçekleştirilmesi gereken reformlar olduğunu ifade ederek, duraksayan, geri bırakılan reform sürecinin kararlı bir irade ile yeniden programlandırması gerektiğini kaydetti. Diyarbakır’da 28 sivil toplum kuruluşu, AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin ortak basın açıklaması yaptı. Aralarında Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Diyarbakır Barosu, Tabipler Odası, Eczacılar Odası, Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu, Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin de bulunduğu 28 sivil toplum kuruluşu temsilcisi, AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin DTSO binasında ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamayı DTSO Başkanı Mehmet Kaya okudu.
Kaya, Yargıtay Başsavcılığı tarafından Anayasa Mahkemesi nezdinde AKP aleyhine kapatma davası açılmış olmasının, Türkiye’yi yeni ve beklenmedik bir kriz ortamına sürüklemiş bulunduğunu savundu. Küresel ekonomiyi kontrol altında tutan ülkelerin dahi ekonomik kriz yaşadığı, Türkiye ekonomisinin hassas dengeler üzerinde durduğu, temel siyasi sorunlara çözüm beklendiği bu dönemde, iktidar partisini kapatmaya yönelik bu davanın olumsuz etkilerinin uzun zamanda telafi edilemeyecek bir sonuç yaratacağını öne süren Kaya, bu kriz ortamının AB’ye üyelik sürecini önemli ölçüde gerileteceğini belirtti.
Kaya, bu durumun ekonomiyi kökünden sarsacak, iç ve dış politikadaki çözüm arayışlarını rafa kaldıracak, kaos ve istikrarsızlık ortamı meydana getirerek, ülkeyi kendi bünyesindeki sorunlarla daha fazla uğraşır hale getireceğini kaydetti.
Demokrasinin asgari olarak, şiddeti reddeden her siyasal eğilimin örgütlenebildiği, adil, demokratik, özgür, eşit ve serbest seçimlerle temsil olanağı bulabildiği ve iktidara gelebildiği bir rejim olduğunu ifade eden Kaya, şunları söyledi:’’Siyasete, seçim sonucunda oluşmuş halk iradesine, yargı aracılığı ile sonuçları bu kadar ağır bir yaptırım imkanının halen mevzuatta bulunuyor olmasını da demokrasi açısından kabul edilemez buluyoruz. Bu nedenlerle bizler, bu davayı, zamanlaması bakımından Türkiye’nin büyümesine, istikrarına, üretimine, ihracatına, yatırımlarına, yoksullukla mücadelesine ve temel siyasi meselelerinin çözüm ortamının oluşmasına karşı yapılmış bir müdahale olarak değerlendirmekteyiz. Genel seçimler bakımından, bölgemizde yaşayan insanların tamamına yakın bir kesiminin oylarını almış iki siyasi partinin, kapatılma olasılığı ile karşı karşıya kalmış olmasını da kendisini farklı bir kimlikle tarif eden bölge halkının iradesine, varlığına, kendi yöneticilerini belirleme haklarına yönelik bugünden tahmin edilemeyecek etkiler yaratabileceğine de dikkati çekmekteyiz. İktidar partisini kapatmaya yönelik bu davanın olumsuz etkileri uzun zamanda telafi edilmeyecek bir sonuç yaratacaktır.
Bugün karşı karşıya bırakıldığımız bu kriz karşısında hükümete düşen acil görevler de vardır.’’
Kaya, Türkiye’nin demokratikleşmesinin en etkili yolunun AB üyeliği yolunda gerçekleştirilmesi gereken reformlar olduğunu ifade ederek, duraksayan, geri bırakılan reform sürecinin kararlı bir irade ile yeniden programlandırması gerektiğini kaydetti. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:’’Siyasi Partiler ve Seçim Kanunları derhal TBMM gündemine alınarak, demokratik bir hale getirmelidir. Siyasi partilerin kapatılması; yargı erkinin, keyfi, siyasi ve denetimi mümkün olmayan takdir hakkı ile kapatılmasının önüne geçecek bir düzenlemeye kavuşturulmalıdır. Türkiye’de gerçek demokrasi isteyen çevrelerin işbirliği ile Türkiye’nin temel sorunlarının çözümüne cevap verecek bir içerikle en kısa zamanda yeni sivil bir anayasanın hazırlanması için çalışmalar hızlandırılmalıdır.’’
|