Beceri ve alışkanlıklar davranışlara yansımalardan anlaşılır. Zihin, beden, kalp insan denilen muazzam sistemin baş enstrümanları. Zihin aklı, beden davranışı, kalp duyguyu temsil eder. Sistemin bütün unsurları birbiri ile kesintisiz iletişim ve etkileşim halindedir.
İnsan yaratılışından sınırını ömür süresi içinde dolduramayacağı bilgi ve beceri potansiyele sahiptir. İstidat, kabiliyet, yetenek adına her ne dersek diyelim insanın cevherinde mevcut olan potansiyel demektir.
Bir insan birkaç alanda uzman olabilir. Uzmanlık sayısı da konuya göre, verilen öneme, işin gerektirdiği bilgi, beceri ve davranış çeşitliliğine göre değişir. Her mesleğin kendine özgü gerekli bilgi hacmi, meleke kazanmaya yeterli zihin ve beden donanım hacmi değişiktir.
Sınırlı bilgiyi gerektiren ve belirli rutin tekrardan sonra aklı kullanmadan bedenin kazandığı davranış modlarına alışkanlık diyoruz. Bir çocuğun iki-üç yaşında yemek kaşığını kullanması ciddî bir gayret ve beceri sayılırken, yetişkin bir insanın kaşık kullanması beceri sınıfından sayılmaz.
Günlük hayatımızda zihnî faaliyet sayılmayan, akıl kullanmadan yapılan, bedenin otomatik hale gelmiş o kadar alışkanlıkları var ki, bunlar hayatı kolaylaştırmaktadır. Özel bir niyet, kasıt ve uzun süreli gayret gerektiren uzmanlıklara, sıradan insanların dışındaki becerilere sanat diyoruz. Resim sanatı, hat sanatı, musiki, edebiyat, şiir, spor bu cümledendir.
Keza bilim alanında teorik olarak bilgi birikimi, bilgi üretimi, yeni, farklı ve orijinal keşifler yapmak, eğer bir yaşama biçimi haline gelmişse uzmanlık sınıfına girer.
Bilim adamı, aydın (münevver), zihinsel potansiyeli yanında el mahareti noktasında üstün, farklılık seviyesindeki insanlar yaratılışında mevcut olan potansiyeli, ruhundaki cevheri işlemiş, onu açığa çıkararak fayda üretmiştir. Bu tür gelişme gerçek anlamda beyin ve zekâ gelişimidir.
Sıradan insanlardan farklı bilgi ve beceri donanımına sahip insanlara, zeki insanlar denilir. Sahip olunan bilgi ve donanım, insanın gerek şahsı, gerekse kendisi dışındaki insanlara ürettiği değer ve faydanın derecesi insanın değeridir.
İnsanın değer ölçüsü yine insandır, insanlığa sağladığı faydadır. Salih amel denilen doğru davranışlar insana sadece bu dünyada değil, ebedî hayata kadar uzanan bir fayda sağlamaktadır. Kazanılan bilgi ve beceri iki hayatı içine alacak faydayı üretiyorsa gerçek zeki, gerçek bilim adamı tanımına liyakat kazanılmış demektir.
Beden ruhun mekânı, beyin de muazzam bir enstrümanıdır. Ruhun tekâmül aracı beyin ve bedendir. Niyet, irade ve karar ile tasarlanan davranış sonrası kazanılan her yetenek zekâ gelişim aracıdır. Belirli bir rutin tekrardan sonra refleks haline gelir. Refleks haline gelen davranışlar beynin otomatik pilot bölgesinden idare edilir ki buna alışkanlık denir.
Her alışkanlığın kazanımı başlangıçta zor, sonradan zihin faaliyeti olmadan, akıl kullanılmadan, kafa yorulmadan yapıldığı için kolaylaşır. Kolaylaşan davranış haz kaynağıdır.
Yeni ve farklı bir beceri kazanmak, onu alışkanlık haline getirmek başlangıçta zor olduğu için ‘insanlarda alışkanlık değişimi atomu parçalamak kadar zor’ denilmiştir.
Küçük ve farklı alışkanlık sayısını arttırmak beyin ve zekâ gelişimi bakımından çok faydalıdır. Her bir yeni becerinin, alışkanlık seviyesine getirilmesi ve bu sayının sürekli geliştirilmesi, öğrenme hızını arttırmaktadır. Kötü alışkanlıkları değiştiremeyen insanların beceri ve alışkanlık sayıları çok az olduğundandır.
O halde Mevlâna’nın dediği gibi “Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz arsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lâzım” sözüne uymak beyin ve zekâ gelişimi için çok önemlidir. Hep farklı ve yeni pozitif alışkanlıklar edinmek yaratılıştaki potansiyeli açığa çıkarmak demektir.
Bunun için faydalı hobiler edinmek, sürekli öğrenmek (Beşikten mezara kadar ilim) ve hep okumak okumak… Okumak….
|