Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Altuğ, “28 Şubat süreciyle esnafa kazık atılmıştır, faizler artmaya başlamış, sistem rantiyecilerin eline geçmiştir” dedi.
MÜSİAD Ankara Şube Başkanı Hüdaverdi Çakır, 28 Şubat sürecinin ardından Türkiye’nin büyük kayıpları olduğunu belirterek, “Bu gürültünün içinde kayıplar 50-80 milyar dolarları buldu’’ diye konuştu. Esnaf ve Sanatkârlar Derneği (ESDER), “28 Şubat’ın Ticari Hayata Etkileri” konulu bir panel düzenledi. 28 Şubat’ın ticaretteki etkilerini masaya yatırdıldığı panele Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Altuğ, Dünya Gazetesi Yazarı Ekonomist Uğur Civelek, Zaman Gazetesi Yazarı Ekonomist Hüseyin Sümer ve MÜSİAD Ankara Şube Başkanı Hüdaverdi Çakır konuşmacı olarak katıldılar. TV5 Ankara Temsilcisi Mustafa Kurdaş’ın yönettiği panel, ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus’un selâmlama konuşmasıyla başladı.
KÜRESELCİLER RAHATSIZ OLDULAR”
İki turdan oluşan panelde ilk konuşan Ekonomist Uğur Civelek, 28 Şubat post modern darbesinin daha geniş bir perspektiften değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, olayın küresel güçlerin etkisiyle olduğunu söyledi. Türkiye’nin küreselleşmeden hep zararlı çıktığını kaydeden Civelek, şöyle devam etti: “Küresel aktörler, hep kendi emirlerinde çalışacak iktidarlar ararlar. Önce iktidarlara planlar veriliyor, ardından borç veriliyor. Kısacası ülkede asla üretim istenilmiyor. Sadece tüketim isteniliyor. Karşı çıkan iktidarlar ise CIA ajanları tarafından hemen çeşitli propaganda ve oyunlarla iktidar düşürülür ve aynı senaryo yeni iktidarlar için bir daha yazılır. Bu süreç hep böyle devam eder. Türkiye’nin artık zamanı kalmadı. Şartlar böyle devam ederse her şeyimizi kaybederiz. Ülke olarak biz bir aileyiz. Artık birbirimizi eleştirmeyi bırakıp, birlik olmalıyız. Güçlenmek istiyorsak sadece tüketmeyi bırakıp, üretime geçmeliyiz. Aksi takdirde Türkiyemiz kaybeder. Aklını kullanmayan insanların inancı da olmaz. Dünyada üç tane yönetim sistemleri vardır. Bunlar; demokrasi, monarşi ve anarşidir. Türkiye anarşiyle monarşi arasında bir yerdedir ve 60 yıldır da bundan kurtulmadı.”
“TÜRKİYE’DEKİ SİSTEM PARAKSİDİR”
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Altuğ da Türkiye’de demokrasi olmadığını ifade ederek, “Parası olan istediğini söyler, yazar ve istediği gibi de yaşar. Buna ancak ‘paraksi’ denir. Türkiye’deki sistem ancak bu olur” dedi.
Refahyol Hükümeti döneminde Başbakan’a danışmanlık yaptığını belirten Altuğ, o dönemde Türkiye’nin üreten bir ekonomiye geçmesinden rahatsız olan çevreler olduğunu söyledi. Altuğ, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin kayıtlı, üreten bir ekonomiye geçmesinden rahatsız olan çevreler oldu. Türkiye’de suni gündemler oluşturarak, 28 Şubat’ın oluşmasını sağladılar. Onlar Türkiye’nin kalkınmasını kesinlikle istemiyorlar. Sadece üretmeden, yorulmadan paradan para kazanarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Türkiye artık döviz-faiz-borsa üçgeninden kurtulmalıdır.”
“KAYBEDEN TÜRKİYE OLDU”
MÜSİAD Ankara Şubesi Başkanı Çakır ise Türkiye’nin, 1960’lı yıllardan başlayarak geçirdiği süreçler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Çakır, ülkenin sanayi anlamında beklenilen düzeyde kalkınamadığını, bunun da ülkenin sanayiden anlamayan kesimler tarafından yönetilmesinden kaynaklandığını belirtti. Türkiye’nin, denk bütçeyi hedefleyip gelirleri kadar harcamayı amaçlarken, şimdi ise ‘’çılgın’’ bir tüketim içinde bulunduğunu ve bu tüketimle israfın arttığını anlatan Çakır, ‘’28 Şubat süreci öncesi birilerinin inine şiş sokuldu, birilerinin düzeni bozuldu. Bu sürecin ardından Türkiye’nin büyük kayıpları oldu. Bu gürültünün içinde kayıplar 50-80 milyar dolarları buldu’’ diye konuştu.
Meslek liseleri konusuna da değinen Çakır, şöyle devam etti:
“Türkiye’de bir yandan işsizlik artarken, biz sanayiciler olarak kalifiye eleman bulamıyoruz. Bu 28 Şubat’ın sonucudur. Avrupa’da meslek liselerinde okuyanların sayısı yüzde 75 seviyesinde iken, bu oran ülkemizde 25’lerde kaldı. Bu acı bir durumdur. Meslek liselerinin önünü kapatmak, vasıfsız insan yetiştirmektir. Mantığını anlayamıyorum.”
“SERMAYEYİ RENKLERE AYIRDILAR”
Zaman Gazetesi Yazarı Hüseyin Sümer de 28 Şubat sürecinde bazı çevrelerin suni gündemler oluşturarak, Anadolu sermayesinin güçlenmesinden rahatsız olduklarını söyledi. 28 Şubat’ı bir film senaryosuna benzeten Sümer, şunları söyledi:
“Anadolu aslanları kavramı yavaş yavaş güçleniyordu. Üretim çeşitlendi. Bunu hazmedemeyen çevreler, bu iş çevrelerine yeşil sermaye ismini vererek onları dışladılar. Çünkü Anadolu sermayesinin güçlenmesini kesinlikle istemiyorlardı. Ancak şu var. 28 Şubat onları durdurmamıştır. Bugün kendinden emin bir şekilde yine güçlendiklerini rahatlıkla görebiliyoruz.”
|