|
|
|
Reformlar yavaşladı, ev ödevleri duruyor |
Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Üyesi Vural Öger, ABHaber’e verdiği mülâkatta, “AB müzakere öncesi hükümet çok iyi ve hızlı çalıştı. Son 1,5- 2 sene içinde ise eski reform hızı azaldı” dedi. Hükümetin ciddî bir reform sürecini tekrar ele alması gerektiğini kaydeden Öger, “Biz, bize verilen ev ödevini yapalım, yine sorun çıkarsa AB’den kaynaklansın” diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Üyesi Vural Öger, son 1,5- 2 sene içinde eski reform hızı azaldığını belirterek, hükümetin ciddî bir reform sürecini tekrar ele alması gerektiğini kaydetti. Öger, “Biz, bize verilen ev ödevini yapalım, yine sorun çıkarsa AB’den kaynaklansın” dedi.
Vural Öger, Türkiye-AB ilişkileri ve Kıbrıs konusuyla ilgili son gelişmeleri ABHaber’e değerlendirdi. AB müzakere öncesi hükümetin çok iyi ve hızlı çalıştığını kaydeden Öger, “Son 1,5- 2 sene içinde ise eski reform hızı azaldı. Bu durumda iç politikanın çok etkisi var” diye konuştu.
Öger, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın aynı zamanda Başmüzakereci olmasının, iki konuya da aynı zamanda eğilmesi çok zor olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de keşke müzakereleri yönlendiren ve halka AB’nin ne olduğunu anlatan ayrı bir bakanlık olsaydı ya da Dışişleri Bakanlığına bağlı bir genel müdürlük olsaydı. Babacan’ın elinde iki tane şapka var, birini taksa diğeri bekleyecek. Bu şartlar altında süreci ilerletmek zor” değerlendirmesinde bulunudu.
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ, AB’DE
Vural Öger, “Türkiye AB’ye girdiğinde bölünecek, AB boyunduruğu altına girecek” diyenlerin AB’nin ne olduğunu bilmediğini söyledi. Bilgisizlik, cahillik ve önyargı karışımının çok tehlikeli olacağını ifede eden Öger, şunları kaydetti:
“Bugün AB’ye girip de ekonomisini, demokrasisini, günlük yaşamını düzeltmeyen bir ülke yok. Bu hem bir medeniyet projesi, hem de insanları müreffeh eden bir ekonomi projesidir. Türkiye’ye en çok zarar veren insanlar da böylesi yanlış bilgilerle toplumu zehirleyen insanlardır.
AB’nin Türkiye’ye karşı yaptığı bir oyun falan yok. Avrupa Parlamentosu AP’ de, Türkiye’yi AB’de görmek isteyen kişi sayısı, istemeyenlerden daha fazla. Türkiye’nin geleceği Avrupa Birliği’ndedir. Türkiye AB ile dönülmez bir yola girmiştir. Türkiye bugün rayları döşenmiş bir yolda gitmektedir. Hedefi bellidir. Raydan çıkma durumu da yoktur. Bu konuda hükümet de ciddi bir reform sürecini tekrar ele almalıdır. Biz, bize verilen ev ödevini yapalım, yine sorun çıkarsa AB’den kaynaklansın. Türkiye’nin bu süreçte ekonomisinin büyümesi, reform sürecinin hızlanması, medya aracılığıyla gençlerinin bilgilendirilmesi lâzım.”
|
Yeni Asya
/ BRÜKSEL
16.02.2008
|
|
|
Mini etekliye kezzap yalanı |
Başörtüsü tartışmalarıyla beraber, medyada provokasyon olduğu izlenimi uyandıran haberlerde de artış görüldü. Bunlardan biri de, mini etekli iki öğrenciye kezzap atılması haberiydi. Mersin’in Tarsus ilçesinde biri ilköğretim okulu, diğeri lise öğrencisi 2 kız öğrencinin üzerine mini etekli oldukları için kezzap atıldığı yönündeki haberlerin yalan olduğu ortaya çıktı. Sözkonusu öğrencilerden B.S.Y., “Yapılan haberler yalan. Benim eteğim de zaten uzundu. Nereden uydurmuşlar bu haberi bilmiyorum” dedi. Öte yandan, bir taksicinin başı açık diye bir kadını taksiye almadığı, Akmerkez’de koridorda namaz kılındığı şeklindeki haberlerin de provokasyona yönelik girişimler olduğuna dikkat çekiliyor.
Başörtüsü tartışmalarıyla beraber, medyada provakasyon olduğu izlenimi uyandıran haberlerde artış göründü. Bunlardan biri de, Mersin’in Tarsus ilçesinde biri ilköğretim okulu, diğeri lise öğrencisi 2 kız öğrencinin üzerine mini etekli oldukları için kezzap atıldığı yönündeki haberdi. Ancak haberin yalan olduğu ortaya çıktı.
Zaman’ın haberine göre, Tarsus’ta pazartesi günü gerçekleştiği öğrenilen olaylar, önceki gün bir haber ajansı tarafından mini etekle ilişkilendirilerek servise verildi. Ajansın haberine dayanarak kimi internet siteleri de olayı ‘mini eteğe mahalle baskısı’ şeklinde yansıttı. Ancak habere konu olan kız öğrenciler, mini etek iddialarını yalanlarken, görgü şahidi denilen bayanın da söz konusu olayı hiç görmediği anlaşıldı. Şırıngalı sapığın bir hemşire ve bir dershanede çalışan iki kişinin daha bacaklarına yanıcı madde attığı belirlendi.
“NEREDEN UYDURMUŞLAR BU HABERİ?”
Atatürk Caddesi üzerinde yürürken yolda bir anda bacağında yanma hisseden Atatürk İlköğretim Okulu öğrencisi 13 yaşındaki B.S.Y. isimli kız öğrenciyi, yakınları hastaneye götürdü. Yapılan kontrolde öğrencinin bacağına yanıcı madde döküldüğü belirlendi. Olayın pazartesi günü meydana geldiğini söyleyen B.S.Y., kendisine lâf atma, ya da ‘Neden mini etekle dolaşıyorsun?’ şeklinde bir tepki almadığını anlattı. B.S.Y., “Yapılan haberler yalan. Benim eteğim de zaten uzundu. Nereden uydurmuşlar bu haberi bilmiyorum” dedi. Yine mini eteği için saldırıya uğradığı söylenen lise son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki G.K.’nin de mini etekli olmadığı, üzerinde okul forması bulunduğu belirlendi.
EMNİYET: OLAYIN FAİLİ ARAŞTIRILIYOR
Tarsus Emniyet Müdürlüğü MOBESE kameralarından olayla ilgili olarak delil bulmaya çalışırken, sivil polisler sapığı yakalamaya çalışıyor. Tarsus Kaymakamı Abdulhamit Erguvan, Tarsus 70. Yıl Devlet Hastanesi’nde görevli hemşire A.İ.’nin de pantolonuna yakıcı madde atıldığını belirtti. Erguvan, bacağında yanma hisseden A.İ.’nin daha sonra pantolonunda leke gördüğünü, eve gidip üzerini değiştirdikten sonra polise şikâyetçi olduğunu bildirdi.
Tarsus İlçe Emniyet Müdürü Halil Tokyürek de okula giden kız çocuklarının çoraplarının yırtılarak, mor leke görmeleri ve acı hissetmeleri üzerine Tarsus Devlet Hastanesi’ne gittiklerini belirterek, ‘’Kızlar eşkal veremiyor. Şu an olayı kimin ve neden yaptığı araştırılıyor’’ dedi.
Tokyürek, MOBESE kameralarının da izlendiğini, savcılık tarafından laboratuvara gönderilen yanıcı maddenin ne olduğunun inceleme sonucu anlaşılacağını bildirdi.
SECCADESİZ NAMAZ
Öte yandan, Akmerkez’de koridorda namaz kılındığı ve bir taksicinin başı açık diye bir kadını taksiye almadığı şeklindeki haberlerin de provokasyona yönelik girişimler olduğuna dikkat çekiliyor.
Etiler’deki alış veriş merkezi Akmerkez’de Gilan Mücevherat ve MOS Kuaför önünde bir şahsın alelade namaz kılması oldukça ses getirdi. Ancak Gilan Mücevherat ve MOS Kuaför çalışanlarının verdiği ifadeler, olayın provokasyon olduğunu ortaya koyuyor. Gilan Mücevherat çalışanları aynı gün içinde Akmerkez’de dört-beş defa alelade yerlerde namaz kılındığını ifade etti. Namaz kılan şahsı kendilerinin görmediklerini söyleyen çalışanlar, bu olayın provokasyon amaçlı olabileceğini söyledi. Eldeki fotoğraflara bakıldığında namaz kılan şahsın önüne hiçbir şey sermemesi de bu iddiaları güçlendiriyor.
KIBLEYE DÖNÜLMEMİŞ!
MOS Kuaför çalışanı Orhan Bademli, olayı görmemesine rağmen, bir gazetede yer alan cep telefonuyla çekilmiş fotoğrafı gösterdiğimizde namaz kılan adamın durduğu noktanın kıbleyi işaret etmediğini söyledi. Kıblenin adamın durduğu noktanın 30 ila 40 derece sola düştüğünü söyleyen Bademli, bu olayın popülist bir şey olduğunu, üzerinde durularak bu insanların ciddiye alınmaması gerektiğini ifade etti.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
16.02.2008
|
|
|
Başörtüsü bireysel özgürlüktür |
Diyarbakır Barosu, başörtüsünün bireysel bir özgürlük olduğunu vurgulayarak, yasağın karşısında olduğunu açıkladı.
Diyarbakır Barosu Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, başörtüsünün bireysel bir özgürlük olarak değerlendirildiği vurgulandı. Avukatların başörtüsü yasağına başından beri karşı olduklarının belirtildiği açıklamada, şöyle denildi: “Başörtüsü sorununun değişik nedenlerle bir anayasal sorun haline getirilmiş olmasını da, salt bu konudaki anayasa değişikliği ile bu soruna çözüm aranmış olmasını da yöntem olarak doğru bulmuyoruz. Gelinen bu aşamada başörtüsü sorununun bir rejim meselesi haline dönüştürülmesine ve demokrasi dışı müdahalelere çağrı yapılmasına karşıyız.” Açıklamada, ayrıca başta Kürt sorunu olmak üzere özgürlükler ile ilgili bütün temel sorunların daha derin kırılmalara sebep olmadan çözülmesi talep edildi.
|
/ DİYARBAKIR
16.02.2008
|
|
|
Baş örtenin de açanın da hakları aynı |
Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Anayasanın eşitlik ilkesine göre, başı açık vatandaşların sahip olduğu bütün haklara, başı örtülülerin de sahip olduğunu belirtti.
Mustafa Başoğlu, yaptığı açıklamada, TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın Meclis’e başörtülülerin kanun gereği giremeyeceğini yönündeki açıklamasını eleştirerek, “Hem kanunlarımızda hem TBMM iç tüzüğünde Milletvekillerinin veya çalışanların başörtüsü takmayacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca Sayın meclis başkanın böyle bir tartışmaya girmesini doğru bulmuyorum” dedi.
Kanunların yasaklamadığının söylemlerle yasaklanmasının hukuk devletine aykırı olduğunu belirten Başoğlu, şöyle devam etti:
“Kanunun yasaklamadığı bir konuyu demeçlerle, söylemlerle yasaklamak, her şeyden önce hukuk devleti anlayışına aykırıdır. Anayasanın eşitlik ilkesine baktığımızda, başı açık vatandaşların sahip olduğu bütün haklara, başı örtülülerin de sahip olduğu sonucunu çıkarmak mümkündür. Çünkü Anayasa, ‘sadece başı açık bayanlarla hak tanır başı örtülüler bu haktan yararlanamaz’ demiyor. Türkiye’de uygulanmakta olan başörtüsü yasağının bir hukukî dayanağı olmadığı gibi, bu yasağı savunanların verdikleri söylemlerin de demeçlerin de bir hukukî dayanağı yoktur. Devlet adına belli makamlarda bulunan kimselerin bulundukları makam nedeniyle yapacakları açıklamalar hiçbir şekilde kanun yerine geçmez.”
|
Cemil Yüzer
/ ANKARA
16.02.2008
|
|
|
CHP, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu |
CHP, 5726 Sayılı Tanık Koruma Kanununun bazı maddelerinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe, Mersin Milletvekilleri İsa Gök ve Ali Rıza Öztürk ile Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, CHP Grubu adına hazırlanan başvuru dilekçesini Anayasa Mahkemesine sundular. Halil Ünlütepe, başvurunun ardından yaptığı açıklamada, “temel hak ve özgürlüklerle ilgili Tanık Koruma Kanununun Anayasaya aykırılığı iddiasıyla dâvâ açtıklarını” söyledi.
CHP başvurusunda, Tanık Koruma Kanunun, 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinin, 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinin, 9’uncu maddesinin 3’üncü, 5’inci ve 7’nci fıkralarının, 11’inci maddesinin 3’üncü fıkrasının ve 13’üncü maddesinin 1’inci ve 2’nci fıkralarının Anayasaya aykırı olduğu iddia edilerek, yürürlüklerinin durdurulması ve iptalleri istendi.
|
/ ANKARA
16.02.2008
|
|
|
Ergin: Ne özel, ne de genel af söz konusu |
AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, temel ceza kanunlarına uyum amacıyla 170 kanunda değişiklik yapan kanunun, af getirdiğine ilişkin iddiaların doğru olmadığını belirterek, ‘’Ne özel ne de genel bir af söz konusu“ dedi.
Ergin, TBMM’de gazetecilerin konuya ilişkin sorularını şöyle cevapladı:
“Ceza Muhakemeleri Kanununda değişiklik yapılırken, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasında 1 yıl olan sınır, 2 yıla çıkarılmıştı. Böylece 2 yıla kadar ceza gerektiren suçlarda mahkemeler, hükmün açıklanmasını geriye bırakabilecekler. Dolayısıyla burada ne özel ne genel bir af söz konusu.’’
Ceza Muhakemesi Kanununun, ‘’Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması’’ ile ilgili düzenleme içeren maddesine göre, mahkeme, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezasıysa, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilecek.
|
/ ANKARA
16.02.2008
|
|
|
Kadın vekiller Bulgaristan’a gidiyor |
TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Alev Dedegil’in de aralarında bulunduğu 4 kadın milletvekilinden oluşan heyet, ABD’li National Democratic Instute’nin (NDI) düzenlediği toplantıya katılmak üzere Bulgaristan’a gidecek.
Başkanlığını, eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’in yaptığı NDI’nın, 20-23 Şubat tarihleri arasında Bulgaristan’ın Başkenti Sofya’da düzenleyeceği, Romanyalı kadın milletvekillerinin de katılacağı toplantıya, Dedegil’in yanı sıra, AKP İstanbul Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı, DPT Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ve DSP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş da katılıyor.
20 Şubat Çarşamba günü gidecekleri Sofya’da, Romanyalı ve Bulgaristanlı kadın milletvekilleriyle bir araya gelecek, Ulusal İnsan Ticaretiyle Mücadele Komisyonu ile toplantı yapacak olan kadın milletvekilleri, 22 Şubat Cuma günü programını tamamlayarak Türkiye’ye dönecek.
|
/ ANKARA
16.02.2008
|
|
|
CHP, Sarıgül’ün avukatını da ihraç etti |
CHP Yüksek Disiplin Kurulu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün ihracının ardından, bu kez Sarıgül’ün avukatı Murat Hazinedar’ı da ihraç etti.
CHP Yüksek Disiplin Kurulu, 9 Eylül’de CHP Genel Merkezi önünde gerçekleştirdiği eylemin ardından partiden ihraç ettiği Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün ardından, bu kez Sarıgül’ün avukatı Murat Hazinedar’ı da ihraç etti. İhraç kararına karşı Ankara 16’ncı Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dâvâ açan Murat Hazinedar, dâvâ dilekçesinde, ihracıyla ilgili kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığını belirtti ve CHP yönetiminin mahkemenin verdiği “tedbir” kararını görmezden geldiğini ileri sürdü. Hazinedar, dilekçesinde ayrıca ihraç edildiğini “haricen” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan öğrendiğini bildirdi. Davaya bakan Ankara 16’ncı Asliye Hukuk Mahkemesi ise, CHP’den ihraç kararına ilişkin dosyayı istedi. 18 Mart 2008 tarihine ertelenen duruşmada, kararın çıkması bekleniyor.
|
/ ANKARA
16.02.2008
|
|
|
Doğu’da kar, Batı’da bahar |
Etkili kar yağışı sebebiyle Van ve Hakkari’de 450 köy ve mezra yolu ulaşıma kapanırken, Aydın ve çevresinde ise yaşanan güneşli havanın etkisiyle badem ağaçları çiçek açtı.
Etkili kar yağışı sebebiyle Van ve Hakkari’de 450 köy ve mezra yolu ulaşıma kapandı. Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Van ve Hakkari’de etkili olan kar yağışı ulaşımı engelledi. Van’da 390, Hakkari’de ise 60 köy ve mezra yolunda ulaşım sağlanamıyor.
Görüş mesafesinin azalması sebebiyle Türk Hava Yolları’nın Ankara-Van seferi iptal edildi.
Bütün yurtta soğuk ve yağışlı hava hayatı olumsuz etkilerken, Aydın ve çevresinde yaşanan güneşli havanın etkisiyle badem ağaçları çiçek açtı.
Yalancı baharın her yıl yaşandığını söyleyen Söke Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Örnek, kış mevsiminin tam ortasında yaşanan yalancı bahar sebebiyle badem ağaçlarının erken çiçek açtığını söyledi. Önümüzdeki günlerde yaşanabilecek fırtınalar ve olumsuz hava şartlarının erken açan çiçekleri etkileyeceğinden tedirgin olduklarını ifade eden Örnek, ‘’Bölgede ilk bademi yetiştiren yer Datça. Ilıman iklime sahip Söke’nin bu yıl badem üretiminde Datça’yı takip edeceğini umut ediyoruz’’ şeklinde konuştu.
|
/ VAN/AYDIN
16.02.2008
|
|
|
Soğuk ve yağışlı hava geliyor |
Karadeniz üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın hafta sonu bütün yurtta etkili olmasının beklendiği bildirildi.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünce yapılan meteorolojik uyarıda, son meteorolojik analiz ve tahminlere göre yurdun kuzey kesimlerinin Karadeniz üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine girmesi beklendiği belirtilerek, hafta sonu soğuk ve yağışlı havanın bütün yurtta etkili olacağının tahmin edildiği kaydedildi. Hava sıcaklığının hafta sonu yurt genelinde 5-7 derece azalacağının altı çizilen uyarıda, ‘’Cumartesi öğle saatlerinden itibaren yurdun kuzeybatı kesimlerinde kuzey ve kuzeydoğu yönlerden kuvvetli olarak esecek (Poyraz) rüzgar, Pazar günü yurdun kuzey, iç ve batı kesimlerinde fırtınaya (saatte 70-80 kilometre hızla) dönüşecek’’ denildi.
|
/ ANKARA
16.02.2008
|
|
|
Dağlarda operasyonlar sürüyor |
Şırnak’ta terör örgütü PKK’nın etkisiz hale getirilmesi amacıyla başlatılan operasyon sürüyor. Operasyonlar Cudi Dağı’nda yoğunlaştırılırken, teröristlerin Türkiye’ye sızmalarına karşı Irak sınırında önlemler artırıldı.
Edinilen bilgiye göre, terör örgütü PKK’nın etkisiz hale getirilmesi amacıyla bir süredir Gabar, Kato Dağları, Bestler-Dereler mevkilerinde sürdürülen operasyonlar Cudi Dağı’nın Zedga bölgesinde yoğunlaştırıldı. Silopi’den komando birlikleri bölgeye sevk edildi. Silopi ilçe merkezinden tek sıra halinde yürüyerek geçen komandolara çocuklar sevgi gösterisinde bulundu.
Cudi Dağı’nda yoğunlaştırılan operasyonlara helikopterler de havadan destekte bulunuyor. Operasyonlarda, teröristlere ait çok sayıda sığınağın ortaya çıkarılarak imha edildiği bildirildi.
Bölgedeki operasyonlar sürerken, Türkiye-Irak sınırındaki tedbirler de artırıldı.
PKK’lı teröristlerin Irak’ın kuzey kesiminden Türkiye’ye sızmalarını önlemek amacıyla Mehmetçik, Türkiye-Irak sınırının sıfır noktasındaki muhtemel geçiş güzergâhlarında güvenlik önlemlerini üst seviyeye çıkardı.
Bu arada, sürdürülen operasyonlarda Şırnak’ta Ocak ayında 35’i sağ, 18’i teslim olan olmak üzere toplam 53, Şubat ayında da bugüne kadar 10’u ölü, 4’ü sağ, 3’ü teslim olmak üzere toplam 17 teröristin etkisiz hale getirildiği bildirildi. Bu yılın ocak ayından bugüne kadar 21’i teslim olmak üzere toplam 70 terörist etkisiz hale getirildi.
|
/ ŞIRNAK
16.02.2008
|
|
|
Vali Güler: Duâ edelim İstanbul'a kar yağsın |
İstanbul Valisi Muammer Güler, “Hep beraber duâ edelim, İstanbul’a hızlı bir kar yağsın. Daha sonrasını düşünürüz” dedi.
Güler, CNR Expo’da düzenlenen “Avrasya Boat Show Fuarı”nın açılışında, basın mensuplarının, “İstanbul’da kar yağışı beklentisine” ilişkin soruları üzerine, meteorolojinin kendilerine hafta sonu için bir yağış bildirdiğini, bunun genel hayatı ne kadar etkileyip etkilemeyeceğinin belli olmadığını söyledi.
Güler, kar yağışı beklentisi olduğunu, ancak İstanbul’a bu yıl fazla kar yağmadığını hatırlatarak, “Önce İstanbul’a kar yağmasını bekliyorum. Okulların tatil olup olmaması şu anda benim gündemimde değil” dedi.
‘’Önlem aldınız mı?’’ sorusu üzerine Güler, vatandaşlara gerekli duyuruların yapıldığını, hem Büyükşehir Belediyesi, hem de valiliğin bu konuda aldığı tedbirler bulunduğunu ifade ederek, ‘’Hep beraber dua edelim, İstanbul’a hızlı bir kar yağsın. Daha sonrasını düşünürüz inşallah’’ diye konuştu.
|
/ İSTANBUL
16.02.2008
|
|
|
SGK’dan "dolandırıcılık" uyarısı |
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, SGK’dan aylık alan vatandaşların evlerine giderek para toplamaya çalışan kişiler olduğunu bildirerek, vatandaşların bu tür taleplere itibar etmemelerini istedi.
SGK Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, son günlerde SGK’dan emekli veya dul ve yetim aylığı alan vatandaşların evlerine giderek, vergi adı altında para toplamaya çalışan kişilerin olduğu yönünde ihbarlar geldiği belirtildi. İhbarların özellikle Bahçelievler ve Emek semtlerinde yoğunlaştığına yer verilen açıklamada, bu kişilerin SGK adını ya da SGK’yı çağrıştıracak benzer adları kullandığı kaydedildi.
Açıklamada, bu kişilerin, evlerine gittikleri vatandaşlara, ‘’SGK’dan geldiklerini, birikmiş paraları olduğunu, paranın kendilerine faiziyle ödeneceğini, işlemlere başlanabilmesi için vergisinin yatırılması gerektiğini’’ belirterek bunun için para istediklerinin tesbit edildiği bildirildi. ‘’Kurumumuz çalışanlarının dolaşarak emekli maaşları ile ilgili işlem yapma yetkisi bulunmamaktadır’’ denilen açıklamada, vatandaşlara işlemler hakkında gerekli bilginin, SGK yetkili amirlerinin imzasını taşıyan resmî evrak ile irtibat adreslerine gönderildiği, bu evraklarda vatandaşların yapması gereken işlemlerin açıkça belirtildiği ifade edildi.
Vatandaşların mağdur duruma düşmemeleri için, yasal olmayan yollardan gelen bu tür taleplere kesinlikle itibar etmemeleri istenen açıklamada, bu tür kişilerin ‘’ALO 155’’ polis ihbar hattına ‘’303 55 41’’ numaralı telefona veya en yakın emniyet birimine bildirilmesi istendi.
|
/ ANKARA
16.02.2008
|
|
|
Gül: İzmir EXPO’yu kazanacak |
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, EXPO 2015 yarışını İzmir’in kazanacağına olan inancını vurgulayarak, bu durumda şehre çok büyük alt yapı yatırımlarının yapılacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, EXPO’nun sadece İzmir’i ya da Ege Bölgesi’ni değil, bütün Türkiye’yi ilgilendiren bir organizasyon olduğunu belirterek, ‘’Biz İzmir’in çok büyük avantajlarını görerek, aday göstermiştik. Memnuniyet verici olan şu ki, bütün Türkiye, başta hükümet olmak üzere belediyeler, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, herkes böyle bir projenin arkasında ve bu projenin gerçekleşmesi için her şeyi yapıyorlar’’ dedi. Cumhurbaşkanı olarak kendisinin de projeye çok önem verdiğini, Paris’teki sunumlara bizzat katıldığını ve orada yaptığı konuşmayla herkesin dikkatini çektiğini belirten Abdullah Gül, şöyle devam etti:
‘’Dört koldan çalışmalar yapılıyor. Dışişleri Bakanlığı bütün üye ülkeleri dolaşarak, benim devlet başkanlarına mektubumu götürüyor. Bir taraftan Sayın Başbakan mektuplar yazıyor. Bazı yerlere telefon ederek, diğer ülkelerin cumhurbaşkanlarından destek istiyorum. Tabiî İzmir’in yerel yöneticileri kurduğumuz komite çerçevesinde, büyük bir gayret içerisinde. Gereken her şey yapılıyor.’’
Cumhurbaşkanı Gül, asıl işin İzmir’in EXPO’yu kazandığının açıklanmasının ardından başlayacağına işaret ederek, hızlı trenden otobanlara kadar bir çok alt yapı çalışmasının, hükümetin yatırım planları çerçevesinde gerçekleştirileceğini kaydetti.
|
/ İZMİR
16.02.2008
|
|
|
Katsayı haksızlığı yine çözülmedi |
YÖK Genel Kurulu, katsayı konusunda 2009 öğretim döneminde uygulamaya konulacak biçimde yeni bir çalışmanın yapılmasına karar verdi.
YÖK Genel Kurulu, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan başkanlığında önceki gün toplandı. Yaklaşık 8 saat süren toplantı sonrasında yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, 2008 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu’nun görüşüldüğü bildirildi.
Ortaöğretimden, yükseköğretime geçiş ile ilgili değişik ülkelerde farklı uygulamaların bulunduğu belirtilen açıklamada, “Ülkemizde de zaman içinde pek çok uygulama yapılmış ve bu uygulamaların eksik yönlerinin tamamlanması için çeşitli değişikliklere gidilmiştir” denildi. Sınavların, tarafsızlığı ve güvenilirliği tartışmasız olan ÖSYM tarafından yapıldığı kaydedilen açıklamada, “Bununla birlikte, kurulumuzca hazırlanan ‘Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi’ raporunda da belirtildiği gibi, uygulanmakta olan üniversiteye giriş sisteminde, sadece bir sınavın sonuçları ile ortaöğretim başarı puanının ölçüt olarak kullanılması, öğrencilerin niteliklerinin göz ardı edilmesi sonucunu doğurmakta ve çoktan seçmeli sorularla öğrencilerin analiz, sentez ve değerlendirme yapabilme yetenekleri yeterince ölçülememektedir” ifadelerine yer verildi.
UYGULAMA CEZALANDIRMAYA DÖNÜŞTÜ
Açıklamada, meslekî ve teknik eğitimde okuyan öğrencilerin yüksek öğretimde belli alanlara yönlendirilmelerini sağlama amacına yönelik katsayı uygulamasının, uygulandığı şekliyle “günümüzde kişisel başarıyı engellemeye ya da cezalandırmaya dönüşmüş” olmasının, sisteme yönelik ciddî eleştiriler arasında olduğuna dikkat çekildi.
Toplumun bütün kesimlerinde paylaşılan bu ve benzeri değerlendirmelerin yeni bir sistem arayışını gerekli kıldığı ifade edildi.
Bu bağlamda, katsayı sorununun genel kurulda tartışıldığı aktarılan açıklamada, “Farklı öneriler ele alınmış ve katsayıların değiştirilmesi yerine, ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda, Avrupa Yüksek Öğrenim Alanındaki çağdaş ve başarılı uygulamaları da dikkate alan, sivil toplum örgütlerinin ve konunun bütün ilgililerinin görüşlerine önem veren: 2009 öğretim döneminde uygulamaya konulacak biçimde kapsamlı yeni bir çalışmanın yapılmasına karar verilmiştir” denildi. Öte yandan, toplantıda, 2008 ÖSS kılavuzunda değişiklik yapılmadığı öğrenildi. Kılavuzda, sınav tarihine kadar bir değişiklik yapılması ise mümkün.
|
/ ANKARA
16.02.2008
|
|
|
Sabah programları izleyiciyi kandırıyor |
Sözde sorunları çözme adına yapılan programlarda, çözüm bulmak yerine özel hayatı dramatize edilen bazı kimseler onur kırıcı şekilde azarlanıyor. Bu tip seviyesiz yayın yapan kanallar da toplumun büyük tepkisini çekiyor.
Aileyi Koruma ve Destekleme Derneği, sabah programlarının gerçek yüzünü gösteren bir açıklama yaptı.
Toplumun da büyük tepkisini çeken programlardan sözde ‘sorun çözme’ üzerine kurgulanmış; Siz Mutlu Lerzan Mutlu (Fox TV), Sabahların Sultanı Seda Sayan (Kanal D), Arım Balım Peteğim (Show TV) adlı programların hem başvuranları hem de seyircileri kandırdığı kaydedildi. Programa konuk olarak alınan kişilerin sadece özel hayatlarının konuşulduğu, sorunların ise çözülmediği gerçeği ifade edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Program yapımcıları, seyirciye “toplumsal sorunları çözelim” diyerek; tecavüze uğrayan, şiddet gören, aile ilgisizliğinden yakınan kadınları az da olsa erkekleri ekrana çıkartarak deşifre ediyorlar. Oysa program dikkatle izlendiğinde; çözüm yollarının gösterilmediği, sadece ilginç kişilerin hayatlarının dramatize edilerek anlatıldığı fark ediliyor. Bunun yanında sabah programlarında, kullanılan dilin son derece basit olması, argo ifadeler içermesi de rahatsız edici. Gerek program sunucusu gerek stüdyo seyircisi; sözde sorunlarına çare bulmak için gelen konukları azarlamakta, onurunu kırmaktadır. “Bu kadar çocuğu niye yaptın”, “Niye ayrılmadın”, “Niçin erken evlendin”, “Neden evini terk etmedin” denilerek konuk azarlanıyor. Bütün bu yorucu sürecin sonunda hem televizyon başındaki seyirci hem de konuk sonuca varmadan program bitiyor.”
Aileyi Koruma ve Destekleme Derneği, bu tip programların ülke içinde yaptığı tahribatın yanında, Türk kanallarının hem Doğuda hem de Batıda seyredildiği gerçeğinden yola çıkıldığında, AB’ye üye olmak isteyen Türkiye’nin TV’den çizdiği bu imajın hiç de övünülecek özellikler taşımadığı tesbitinde bulunuyor.
Dernek, seyirciye saygısız ve kadınların kendilerini geliştirmelerine imkân tanımayan bu programların seyredilmemesini ve yayınlayan kanallara ise gerekli tepkinin iletilmesi çağrısında bulunuyor.
|
Ömer Akyol
/ İSTANBUL
16.02.2008
|
|
|
Yeni bir güneş sistemi keşfedildi |
Astronomların uzayın derinliklerinde yeni bir güneş sistemi buldukları, güneş sisteminde iki gezegen bulunduğu bildirildi.
Ohio State University’den Scott Gaudi, aynı anda iki gezegen bulmanın biraz şans olarak nitelenebileceğini belirterek, “Ama ben bunun, bu sistemlerin, bizim galaksimizde yaygın olduğu anlamına geldiğini düşünüyorum” dedi.
Gaudi, bizim güneş sistemimizin küçültülmüş bir benzerini bulduk” dedi. Araştırmacılar yeni güneşin etrafındaki gezegenlerin Satürn ve Jüpiter’e benzediklerini, ama yüzde 20 daha küçük olduklarını kaydetti. “OGLE-2006-BLG-109L” adı verilen yeni güneşin dünyadan 5 bin ışık yılı uzakta olduğu belirtildi. Işığın bir yılda aldığı mesafe olarak tanımlanan bir ışık yılı 10 trilyon km.
|
/ WASHINGTON
16.02.2008
|
|
|
Yeryüzüne nasıl daha az zarar veririz |
İnsanların yeryüzüne verdiği zararı en aza indirmek amacıyla günlük hayatında uygulayabileceği pratik davranış yöntemleri araştırıldı.
DSİ tarafından yayınlanan “Su Dünyası’’ dergisinde yer alan “Ekolojik Ayak İzimizi Azaltalım mı?’’ başlıklı araştırmada, ‘’Kabartma tozu, sabun ve sirke gibi basit malzemeler kullanarak gerçekten işe yarayan ucuz, kolay ve zehir içermeyen temizlik maddeleri yapılabileceği’’ ifade edildi.
Araştırmada, hem ekolojik ayak izini azaltabilecek hem de daha sağlıklı ve mutlu hayat sürdürülmesine yardımcı olacak pratik davranış yöntemleri şöyle sıralandı:
* “İşe giderken ya yürüyünüz ya da toplu taşıma araçlarını kullanınız.
* Mümkünse ikinci el eşya kullanmaya alışın.
* El yapımı hediyelere yönelin.
* Yerli eşyaları satın alın.
*Aç karnına alış verişe çıkmayın. Kırk düşünüp, bir harcayın.
*Elinizde olmadan ortaya çıkan yiyecek atıklarını verebileceğiniz bir çiftlik ve mandıra belirleyin.
* Termostat taktırın ya da termostat ayarını değiştirin. Elektrik tasarrufu sağlayan ampuller ve dayanıklı ev aletleri kullanın.
*Şişe suyu kullanmaktansa çeşme suyunu içmek için filtreden geçirin.
*Kabartma tozu, sabun ve sirke gibi basit malzemeler kullanarak gerçekten işe yarayan ucuz, kolay ve zehir içermeyen temizlik maddeleri yapabilirsiniz. Paranızdan ve zamanınızdan tasarruf sağlar ve evinizin içindeki hava kalitesini korur.’’
|
/ ANKARA
16.02.2008
|
|
|
Dünya vakıfları İstanbul’da toplanacak |
Avrupa Vakıflar Merkezi’nin (EFC) bu yılki genel kurul ve konferansı, Mayıs ayında Türkiye Üçüncü Sektör Vakfının (TÜSEV) ev sahipliğinde İstanbul’da yapılacak.
Yapılan açıklamaya göre, EFC, 2008 yılı genel kurul ve konferansını İstanbul’da gerçekleştirme kararı aldı. EFC’nin dokuz yıldır üyesi olan TÜSEV’in ev sahipliğinde yapılacak toplantılar, Avrupa ve uluslararası düzeyde çalışan vakıflar ve kurumlar için yılın en önemli faaliyetlerinden birisi olarak kabul ediliyor. 29-31 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek faaliyet için dünyanın en büyük vakıflarının temsilcileri İstanbul’a gelecek ve 30 ayrı panelde dünya vakıfçılığı konuşulacak.
|
/ İSTANBUL
16.02.2008
|
|
|
Çevreye modern tehdit: e-çöp |
Gelişen teknoloji ve hayatın her alanını kapsamaya başlayan teknolojik aletler, çevreyi yeni bir sorunla karşı karşıya bırakıyor; ‘e-çöp’.
Sadece ABD’de her yıl, yaklaşık 1,5 milyon ton televizyon, ekran, cep telefonu ve pil çöpe gidiyor. Ancak, bu çöpler, kurşun ve civa gibi zehirli içerikleri sebebiyle de bir tehdide dönüşüyor. Bu içeriklerin havaya ve suya karışarak, dolaylı olarak insan hayatına ve tabiata olumsuz etki yaptığı belirtiliyor. Hem devlet yönetimi hem de sanayiciler ‘e-çöp’ün çevreye diğer çöplerden fazla zararı olduğu konusunda hemfikir ancak sorunun nasıl çözüleceği konusunda genel bir konsensüs bulunmuyor. Evlerin, elektronik çöplerini atma şekliyle ilgili yasal bir düzenleme bulunmuyor. Avrupa Birliği’nin, elektronik çöpün geri dönüşümü konusunda bir düzenlemeye gittiğine dikkat çeken uzmanlar, ABD’de de federal bir düzenleme yapılması gerektiği uyarısında bulunuyor. Şu ana kadar 9 eyalet, elektronik çöplerin geri dönüşümü ile ilgili kısmî düzenlemeler yaptı. Bu eyaletlerden Connecticut’ta düzenlemenin geçmesine öncülük eden eyalet senatörü Pat Widlitz, “Eski bir televizyon 10 pound kurşun içeriyor. Elektronik çöpler gerçek bir kamu sağlığı sorunu” diyerek, tehdidin boyutunu ortaya koyuyor.
E-çöplerin toplanmasında düzenleme yapılan eyaletlerde iki sistem uygulanıyor. “Extended Producer Responsibility” denilen programda, söz konusu elektronik eşyayı üreten firma, alet çöp hale geldiğinde onun sokaktan toplanarak geri dönüşümün yapılması sorumluluğunu malî olarak almak zorunda. “Advanced Recycling Fee” denen sistemde de, tüketici, söz konusu elektronik eşyayı alırken, fiyata geri dönüşüm harcı da ekleniyor. Bu kesintiler, eyaletin oluşturduğu geri dönüşüm fonunda birikiyor ve bu tür elektronik eşyaların geri dönüşümünde kullanılıyor. Son olarak New York Belediye Meclisi, üretici sorumluluk düzenlemesini kabul ederek, üreticiye sorumluluk yükleyen ilk şehir oldu.
|
/ NEWYORK
16.02.2008
|
|
|
Stres kaynaklı hastalıklar artışta |
Yoğun stres altında yaşayan günümüz insanının stres kaynaklı hastalıklara yakalandığına dikkat çeken uzmanlar, stresin mutlaka kontrol altına alınması gerektiğini belirtiyor.
Özel Bursa Hayat Hastanesi’nden Psikolog Filiz Yakmaz, stresin sürekli olarak devam etmesi durumunda kişinin bağışıklık sisteminin bozulduğunu, bağışıklık sistemi dirençsiz kalan insanların ise çeşitli hastalıklara yakalandığını kaydetti. Bireylerin normal hayatlarındaki seyrin dengesizleşmesiyle karşılaştıkları herhangi olağanüstü bir durumun strese sebep olabileceğini belirten Yakmaz, önemli olanın bu durumu en kısa sürede atlatabilmek olduğunu dile getirdi.
Stres altında kalan kişilerin gösterdiği tepkilerin bu süreç içerisinde tabiî olduğunu belirten Yakmaz, “Bireyler stres altında kaldığında o an için normal olan bazı tepkiler gösterir. Stres devamlı olarak yaşandığında ise yaşanılan durum unutulamaz hale gelir ve bu noktada psikolojik desteğe ihtiyaç duyarlar” diye konuştu.
KONTROL ALTINA ALMAK
GEREKİYOR
Yakmaz, günümüz insanının hayatın hemen hemen her alanında stres ve baskı altında kalabildiğini belirterek, “Bu stresin sürekli olarak devam etmesi kişinin bağışıklık sistemini güçsüz bırakıyor. Bağışıklık sistemi dirençsiz kalan insanların çoğunda ise çeşitli hastalıklar ortaya çıkmaya başlıyor” şeklinde konuştu. Yakmaz, bireylerin mental sağlık durumlarını koruyabilmeleri için yaşadıkları stresi kontrol altında tutmaları gerektiğini vurguladı
|
16.02.2008
|
|
|
4 kilometrelik karlı okul yolu |
Sakarya’nın Karapürçek ilçesine bağlı Kanlıçay köyünde elektriği ve suyu olmayan bağ evinde yaşayan ailenin 2 çocuğu, derslerini lüks ışığında yaparken okula gidebilmek için de karlı yolda 4 kilometre yol yürüyor.
Veysel (45) ve Hanife Daloğlu’nun (40) kızları Hümeyra (11) ile Fadime (14) okumak için büyük azim gösteriyor. Anne, baba ve 5 kardeşiyle birlikte bağ evinde kalan küçük kızlar, kendilerini Anadolu Kalkınma Vakfı Yüksel İlköğretim Okulu’na götürecek servise ulaşmak için soğuk ve karlı havada 4 kilometrelik yolu her gün aşındırıyor.
|
/ SAKARYA
16.02.2008
|
|
|
|