Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Baskının etkisi: ‘Öğrenilmiş çaresizlik’

Maalesef tahminlerime uygun olarak, anayasa değişikliğinin Mecliste kabul edilmesimden sonra yasakçı çevreler hükümet, parlamento ve diğer özgürlükçü kesimler üzerindeki psikolojik baskıyı daha da artırmış bulunuyorlar. Büyük medyanın tahrik, tahkir ve tehdit kokan manşetlerine, ana muhalefet sözcülerinin öfkeli beyanlarına, köşe yazarlarının ‘zehir zemberek’ yazılarına, sokaklardaki sözde láiklik gösterilerine... bakın.

Vicdan ve insaftan geçtik, bu adreslerde ne ‘akıl’dan bir emare kalmış ne de ‘izan’dan. Sanırsınız ki, bir yasak kaldırılmamış da herkese baş örtme zorunluluğu getirilmiş! Sanırsınız ki, ülke düşman işgaline uğramış!

Karanlığın efendileri sahte bir olağanüstü kriz -bir seferberlik durumu- havası yaratmada öylesine başarılı oldular ki, öteden beri yasağın kalkmasını isteyen kimi kişi ve gruplar bile korkuya kapılarak bu işten geri adım atılmasını istemeye başladılar. Düşünün ki, parlamentodan geçen anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanınca geri gönderilmesini isteyen ‘Kraldan fazla kralcılar’ çıkmıştır.

Bu baskı havası Başbakanı -yani, daha 7 ay önceki genel seçimden zaferle çıkmış olan çoğunluk liderini- bile bunaltmış olmalı ki, hiç gereği yokken, idamlık gömleği giymeye hazır olduğunu ima eden talihsiz bir beyanda bulunmuştur. Bu beyan sadece merhum Menderes’in bir grup başıbozuk asi tarafından linç edilmesinin utancını bize hatırlattığı için değil, fakat aynı zamanda demokratik çoğunluğun azgın bir azınlık karşısında çaresiz olduğunu düşündürdüğü için de talihsizdir. Bu bir tür ‘öğrenilmiş çaresizlik’tir. Türkiye’nin demokratik güçlerinin bu öğrenilmiş çaresizlikten bir an önce kurtulması lazımdır. Bu illüzyondan kurtulmanın ilk adımı da bunun sahih bir durum olmayıp siyasal öğrenme yoluyla içselleştirilmiş bir çaresizlik olduğunun idrakine varmak ve bu psikolojiyi üzerinden atarak kendine güvenmeye başlamaktır. Çünkü, özgürlük ve demokrasi düşmanlarının istediği, zaten, demokratik çoğunlukların sürekli olarak kendilerini çaresiz, aciz, her an alaşağı edilebilir hissetmeleridir. Başka türlü, her istediklerinde demokratik güçleri sindirerek geri adım atmalarını sağlamaları mümkün olmazdı. Onun için, ‘biz’ korkmazsak onlar hiçbir şey yapamazlar.

Star, 14.2.2008

Mustafa ERDOĞAN

15.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Danıştay: Başörtüsü Atatürkçülüğe aykırı

  Başbakan Erdoğan’ın hukuk ve demokrasi sınavı...

  Mücadele gerçek mi?

  İlhan Selçuk 301’den yargılanır mı?

  Baskının etkisi: ‘Öğrenilmiş çaresizlik’


 Son Dakika Haberleri