Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Yasakçıların gözü Anayasa mahkemesinde

Başörtüsü konusunda yapılan düzenlemeye rağmen öğrencileri üniversiteye başörtüsü ile almayacağını açıklayan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu, öğrencilerin alınması için Anayasa Mahkemesi kararının gerektiğini söyledi.

TBMM tarafından başörtüsü ile ilgili yapılan değişiklikler henüz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanmadı. Ancak bazı üniversite rektörleri için Cumhurbaşkanı’nın onayı da bir şey ifade etmiyor. İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, ilk günden itibaren bu kanunu uygulamayacağını deklare eden rektörlerden biri. Bu konuda İnönü Üniversitesi Senatosu’nun da aldığı bir karar bulunuyor. Hilmioğlu ilk günden beri Anayasa’nın iki maddesinde yapılan değişikliğin YÖK kanununda bir değişiklik yapılmadan uygulanamayacağını savunuyor.

Rektör Hilmioğlu, son beyanatında ise YÖK kanununun ek 17. maddesinde bir değişiklik yapılması halinde bile bunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmemesi gerektiğini belirtti. Anayasa’da başörtüsü ilgili iki maddede yapılan değişikliğin ardından basın yayın organlarında yanlış anlaşılmalara meydana verecek sözler söylenmeye başlandığını ifade eden Rektör Hilmioğlu, “Bu sebeple biz de bir senato kararı alarak duruma açıklık getirmek istedik. Anayasadaki iki maddenin değiştirilmesi yetmez. Anayasa sonuç itibari ile bir çerçeve çizer. Bu çerçevenin pratikte nasıl uygulanabileceğine ancak kanuni düzenlemelerle açıklık getirilir.” dedi.

Rektör Hilmioğlu, “Yanlış anlaşılmalara meydan vermemek için bu kararı aldık. Cumhurbaşkanı onaylasa ve resmi gazetede yayınlansa bile ek 17. madde değişmeden bunun uygulanması hiçbir şekilde mümkün değil. Üstelik ek 17. maddenin değişmesi de yetmez. Ek 17. maddede yapılacak değişikliğin daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmemesi gerekir.” şeklinde konuştu.

/ MALATYA

14.02.2008


 

Memur da olsun, Meclise de girsin

Başörtüsü yasağı, NTV’de Can Dündar’ın sunduğu “Neden” programında tartışıldı. Gazeteci Gülay Göktürk, başörtüsünün kamuda da serbest olması gerektiğini kaydederek, “Kamu görevi verenlerin de istedikleri kıyafeti giymelerinin laikliği zedelemeyeceğini düşünüyorum” dedi. Göktürk, başörtüsünün Mecliste de serbest olması gerektiğini ifade ederek, “Türkiye’de kadın 1935’te seçilme hakkı kazandı, ama kadınların yüzde 65’inin seçilme hakkı yok bugün” diye konuştu.

Türkiye’de liberal görüşü savunan isimler katıldıkları bir programda başörtüsünün heryerde serbest olması gerektiğini ve bunun laikliği zedelemeyeceğini ifade ettiler. Can Dündar’ın sunduğu Neden programında AKP ve başörtüsü düzenlemesi tartışıldı. Gazeteci Gülay Göktürk, başörtüsünün kamuda da serbest olmasının laikliği zedelemeyeceğini ifade etti. Göktürk’e eski AKP milletvekili Nevzat Yalçıntaş da Rus parlamentosunda başörtülü kadın örneğini göstererek destek verdi. İnsanların her yerde giyim özgürlüğünü savunduğunu dile getiren Gülay Göktürk, “Savunuyorum. Bunun insanlara verilmiş hak olduğunu savunuyorum. Kamu görevi verenlerin de istedikleri kıyafet giymelerinin laikliği zedelemeyeceğini düşünüyorum” dedi. Başörtüsü düzenlemesini savunan Gülay Göktürk, başörtüsünün kamuda hatta Meclis’te de serbest olması gerektiğini söyledi.

Göktürk’e destek veren eski AKP milletvekili Nevzat Yalçıntaş da Rusya’daki başörtülü milletvekili örneğini gösterdi. Nevzat Yalçıntaş, “Kapalı örtülü bir kadın... Kafkasya’dan... Müslüman bir kadın... Duma’da Kafkasya bölgesini temsil etti. Kadın hangi partidendi biliyor musunuz? Komunist Parti’dendi” diye konuştu.

AKP umut vermiyor

Liberal isimlerden Mehmet Altan ise AKP’nin reformlar konusunda umut vermediğini ifade etti.

Altan “22 Temmuz’dan bu yana Ergenekon hariç bu anlamda ciddi umut veren bir hal göremiyorum” görüşünü dile getirdi. Hürriyet Gazetesi yazarı Cüneyt Ülsever de iktidar partisinin Milli Görüş etkisinde olduğunu savundu. Ülsever şöyle konuştu: “Yerel seçim dönemlerinde AKP’nin kendi tabanıyla ittifak içinde olma mecburiyeti vardır. Burada bir pazarlık var. Bu pazarlığa göre, belediye seçimlerinde meclis üyesi olmanın kriterlerini Milli Görüş belirleyecek ama buna karşılık da yüzde 52 ile 55 arasında bir tahminde bulunuyorum.”

Düzenlemeye karşı çıkan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Şükran Soner ise başörtüsünün siyasal simge olarak algılanmasının kötü sonuçlar doğurma ihtimalini ileri sürdü. Soner, “Siyasal simge olunca kan çıkıyor. Siyasal simgenin kan çıkmamasının tek ölçüsü o siyasal simgenin toplumun genelinde kabul görmesidir” dedi.

/ İSTANBUL

14.02.2008


 

Soylu: Çözüm için YÖK kalkmalı

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, “Başörtüsü sorununun çözümü için YÖK’ü hemen kaldırmak gerekmektedir. Hiçbir anayasa ve yasa değişikliğine ihtiyaç yok” dedi.

Demokrat Parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, son günlerde yaşanan başörtüsü tartışmalarının, toplumun bölünmesine ve gerginlik doğmasına sebep olduğunu söyleyen Soylu, “Şuursuz bir cepheleşme ve kör bir inatlaşma toplumu, üniversiteleri, medyayı esir aldı” dedi. Türkiye’nin, işsizliği, terörü, Avrupa Birliğini, dünyadaki ekonomik krizi unuttuğunu söyleyen Soylu, “Esas itibarıyla Türkiye kendini unuttu” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan “beyaz çarşaf” tartışmasını da eleştiren Süleyman Soylu, bu tartışmanın siyasetin seviyesini düşürdüğünü söyledi. Soylu, “Seçimlerden önce ip alıp verme, şimdi çarşaf alıp vermeye döndü. Dikkat etsinler bu milletin yarınını çarşafa dolamasınlar” dedi.

Anayasa’da yapılan değişikliklerin, başörtüsünün üniversitelerde serbest kalmasını sağlamayacağını söyleyen Soylu, DP’nin, bu konuyu bireysel hak ve özgürlükler açısından ele aldığını dile getirdi. Soylu, “Başörtüsü sorununun çözümü için YÖK’ü hemen kaldırmak gerekmektedir. Hiçbir anayasa ve yasa değişikliğine ihtiyaç yok” dedi.

Türkiye’nin AKP’yi, AKP’nin de Türkiye’yi taşıyamadığını savunan Soylu, “AKP organik değil sentetiktir. Sağcılığı yapaydır. İslâm anlayışı bu toplumun ortaya çıkardığı anlayışla uyuşmamaktadır. Müslümanlığı protezdir. AKP, Türk siyasi hayatının mihrabını yıkmıştır. DP, bu mihrabı yeniden inşa edecektir’’ dedi.

Soylu, AKP’nin kapatılabileceği yönündeki görüşlerin hatırlatılması üzerine siyasi partilerin kapatılmasından yana olmadıklarını ve bundan en çok kendilerinin mağdur olduğunu ifade etti.

“Sonuna kadar demokrasi, sivil siyaset” diye konuşan Soylu, “Hukuki zorlamalarla bu olmaz. Herkes kendi görevini yapsın. Sorunları çözmek siyasetin işidir. Siyasi partilerin kapatılması Türkiye’yi yeni kaoslarla karşı karşıya getirir. AKP nasıl geldiyse öyle gidecektir” dedi.

Ahmet Terzi / ANKARA

14.02.2008


 

TÜSİAD: Çankaya bizim mesajımızı biliyor

Türk Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, türban konusunda bir değerlendirme yapmaktan kaçınırken, ‘’Çankaya bizim mesajımızı biliyor’’ dedi.

Yalçındağ, Rekabet Uzmanları Derneği tarafından, mesleğin 10. yılı vesilesiyle Bilkent Otelde düzenlenen öğle yemeğine katıldı. Yalçındağ, yemek sonrasında ısrarlara rağmen, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplamayacağını belirtti. Bir gazetecinin ‘’Türban konusunda bir açıklamanız olacak mı, Çankaya Köşkü’ne bir mesajınız var mı?” sorusu üzerine Yalçındağ, ‘’Çankaya bizim mesajımızı biliyor’’ demekle yetindi. Bu konuda bir açıklama yapmayacağını yineleyen Yalçındağ, TÜSİAD olarak konjonktüre göre bir değerlendirme yapacaklarını kaydetti.

/ ANKARA

14.02.2008


 

YÖK toplanıyor

YÖK Genel Kurulu, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında bugün toplanıyor.

YÖK Genel Kurulu’nun bugünki toplantısında, Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) kılavuzunun görüşülmesi bekleniyor. Katsayı adaletsizliğinin giderilmesi yahut başörtüsü ile ilgili meselelerin kurul gündemine gelip gelmeyeceği ise bilinmiyor. YÖK Genel Kurulu, 7 Şubat Perşembe günü yeni başkan Özcan başkanlığında bu yılın ilk toplantısını gerçekleştirmişti.

/ ANKARA

14.02.2008


 

Erdoğan: Yaşam tarzınızın güvencesi biziz

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Herkesin, uyguladığımız bu politikalardan memnun olması mümkün olmayabilir ama biz halkımızın büyük kısmını memnun etmenin gayretindeyiz. biz milletimizin yüzde yüzünün hizmetkarıyız’’ dedi.

Erdoğan, partisinin İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, bütün Türkiye’ye kendilerini adadıklarını söyledi. Bu kadar kuşatıcı olamayacaklarını, kollarını bu kadar açmanın doğru olmayacağını, bunun reel politikalara uygun olmadığını kendilerine söyleyenlerin çok olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’Ama biz hiçbir zaman, ‘küçük olsun benim olsun’ mantığıyla hareket etmedik. ‘Gerilimin bir tarafı olmak değil, bütün gerilim alanlarını toplumdan uzaklaştıracak bir siyaset mümkündür’ dedik. Allah yüzümüzü kara çıkarmadı, samimiyetimiz de karşılıksız kalmadı. Herkesin, uyguladığımız bu politikalardan memnun olması mümkün olmayabilir ama biz halkımızın büyük kısmını memnun etmenin gayretindeyiz. Biz, milletimizin yüzde yüzünün hizmetkarıyız.’’

Erdoğan, ‘’Bizim ilkelerimizde başı örtülü, başı açık diye bir ayrım yoktur olamaz. Bunu böyle bilin. Başı açık olan kardeşim, kardeşim. Başı örtülü olan kardeşim, o da kardeşim’’ dedi. Başbakan Erdoğan, AKP Hükümetinin, tüm vatandaşların hayat tarzı, düşüncesi ve inancının teminatı ve koruyucusu olduğunu söyledi.

/ ANKARA

14.02.2008


 

Batman Barosu Başkanı: Yasak kalksın

Batman Barosu Başkanı Avukat Sedat Özevin, ‘’Kılık kıyafet nedeniyle üniversiteye girme yasağının kalkması gerektiğini düşünüyoruz’’ dedi.

Sedat Özevin yaptığı açıklamada yazılı açıklamada, uzun zamandır askıya alınan türban sorununun temel hak ve özgürlükler ekseninde tartışılması gerektiğini ifade ederek, konunun mecrasından uzaklaştırılıp başka problemlerle ifade edilmeye başlandığını öne sürdü. Özevin, ‘’Giyim kuşamın gelenekten, inançtan veya siyasal bir düşünceden kaynaklanması veya kaynaklanmamasının, özgürlükten faydalanması için bir koşul olarak ileri sürülmesi demokratik bir toplum için anlaşılır durum değildir’’ dedi.

/ BATMAN

14.02.2008


 

CHP ayağını alıştırıyor

CHP, TBMM Genel Kurulunda geçtiğimiz günlerde kabul edilen iki kanunun bazı hükümlerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvuracak.

Alınan bilgiye göre, CHP, Tanık Koruma Kanunu ile Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, bazı maddelerinin iptalini isteyecek.

CHP, bu yasama döneminde; 2 kanun ve 1 anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesine götürmüştü. Parti, Önümüzdeki günlerde başörtüsü ile ilgili düzenlemeyi de Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğini belirtmişti.

/ ANKARA

14.02.2008


 

Yıpranma payı kalkacak

Yasada yapılacak yeni düzenleme ile yıpranma hakkı olarak bilinen fiili hizmet zammı kaldırılacak.

TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ardından yürürlüğü ertelenen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik öngören tasarıya ilişkin raporunu tamamladı. Alt Komisyonda kabul edilen rapora göre, tasarı; sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almayı; bu sigortalardan yararlanma şartlarını; finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemeyi; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usul ve esasları belirlemeyi amaçlıyor.

Alt Komisyon raporunda sanatçı ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu bazı iş kollarında, kamuoyunda ‘’Yıpranma hakkı’’ olarak bilinen fiîli hizmet zammını kaldıran düzenlemede herhangi bir değişiklik yapmadı. Gazeteciler, PTT Dağıtıcıları, İnfaz Koruma Memurları, Tarım Bakanlığı Ziraî Mücadele ve Karantina teşkilâtı ile Veteriner Teşkilâtında görev yapanlar, Devlet Tiyatrosu Sanatçıları, Hava Yollarındaki Uçucu Personel, Lokomotif Makinistleri, Gemi Adamları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyeleri de fiili hizmet zammından yararlanamayacak. İtfaiye veya yangın söndürme işlerinde çalışanlara ise fiîli hizmet zammı verilecek.

Sigortalıların, fiîli hizmet zammından yararlanabilmek için en az 10 yıl (3600 gün) fiîlen çalışma koşulu getirildi. Maden ocakları, kanalizasyon ve tünel yapımı gibi yer altında yapılan işlerde çalışanlarda bu süre 5 yıl (1800 gün) olacak.

/ ANKARA

14.02.2008


 

Hekimler "tam gün"ü tartışıyor

Hekimlerin, tam gün çalışmasını öngören yasal düzenleme, henüz yasalaşmadan, hekimler, ilgili oda ve dernekler, bürokratlar ve vatandaşlar arasında tartışmalara sebep oluyor.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Orhan Gümrükçüoğlu, hekimlerin tam gün çalışmasını öngören yasal düzenleme için teknik çalışmaların devam ettiğini, yasa taslağının henüz son şeklini almadığını bildirdi. Gümrükçüoğlu, ‘’Bu kararlılıktan geriye dönüş yok’’ dedi.

CHP-MSP Koalisyon hükümetinde Sağlık Bakanı olarak görev yapan Dr. Mete Tan ise, yaptığı açıklamada, hekimlerin tam gün çalışması ve muayenehane ve özel hastaneler gibi ikinci bir yerde çalışmamasını öngören yasal düzenlemenin, ‘’bazı değişiklikler yapılmadan TBMM’den geçerek yasalaşması halinde sıkıntı oluşturacağını’’ öne sürdü.

Çıkarılan yasa ile ‘’hekimlerin bütün çalışmalarının kamu hizmeti içinde olması, yeni bir gelir kaynağı bulmak zorunda kalmadan bir çalışma sisteminin kurulması, hekimlerin az bulunduğu kırsal yörelerin cazip hale getirilmesi, muayenehanelerini kapatarak kendilerini kamu hizmetine adayan hekimlere çalıştığı yerlere göre tazminat verilerek eksikliklerin giderilmesinin amaçlandığını’’ ifade den Tan, yasanın çıkmasıyla birlikte hem hekimler hem de vatandaşlar açısından başarılı sonuçlar alınabilmesi için öncelikle hekimlerin mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini ifade etti.

Tan şunları söyledi: ‘’Öncelikle hekimlerin ikinci bir işte çalışmalarına ihtiyaç duymayacakları bir ücret almaları sağlanmalı. Ücretler, enflasyon karşısında zaman içinde erimemeli. İsteyen hekimler saat 17.00’den sonra ikinci bir yerde çalışabilmeli. Yasa çıkmadan önce mutlaka ilgili oda ve dernek temsilcileri ile eksiklikler konusunda görüşülmeli.’’

Hekimler birlik oldu

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı ve Uzmanlık Dernekleri Platform Sözcüsü Prof. Dr. Bülent Tıraş, hekimlerin tam gün çalışmasını öngören yasal düzenleme ile ilgili çekincelerinin yeterince dile getirilmediğini ifade ederek, bu düşünceyi paylaşan yaklaşık 40 bin uzman hekimi temsil eden 28 uzmanlık derneğinin bir araya gelerek ‘’Uzmanlık Dernekleri Platformu’’ oluşturduğunu söyledi. Tıraş, tam gün uygulamasının, çeşitli ülkelerde denendiğini ancak başarılı olamadığını belirterek, Yunanistan’da 5 yıl önce hekimlere tam gün yasasının getirildiğini ancak bir süre sonra uygulamadan vazgeçildiğini kaydetti. Tıraş, ‘’Bir yıl sonra yasa maddeleri değiştirildi ve iki yıl sonra tamamen ortadan kaldırıldı’’ dedi.

Vatandaş tam günden yana

Hekimlerin tam gün çalışmasını öngören yasal düzenleme hakkında soruları cevaplayan vatandaşlardan ev hanımı H. Dınkırcı, hastaların mağdur olmasını istemediklerini belirterek, ‘’Vatandaşın yararına olan ne varsa destekliyorum. Hastanede çektiğimiz çileyi bir biz biliyoruz, bir de Allah. Gittiğimizde ‘Uzman doktor yok, yarın gel’ cevabını almak istemiyoruz’’ dedi.

Muhasebeci A. Sayar, hastaneye gittiklerinde ilgilenilmediğini iddia ederek, ‘’Doğru dürüst ilgi görmek için önce doktorların muayenehanesine uğramak gerekiyor. Artık, bunun önünün kesileceği için çok memnunum. Tez günde yasalaşmasını bekliyoruz’’ diye konuştu.

/ ANKARA

14.02.2008


 

Bahşiş-rüşvet tartışmaları Meclis’te

MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ile CHP Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür, tapu ve kadastro görevlilerine yönelik operasyondan sonra tartışılan ‘’bahşiş-rüşvet’’ konusunu, soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı.

Tanrıkulu, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu önergede, ‘’rüşvet ve bahşişin’’ tanımlarını sordu. Vatandaşların ‘’sevinci karşılığı’’ verildiği ifade edilen bahşiş tutarının da açıklanması isteyen Tanrıkulu, ‘’yapmış olduğunuz açıklama ile geçtiğimiz günlerde bazı tapu müdürlüklerinde meydana gelen istenmeyen olayları genellemiş ve bunu kabul etmiş mi oluyorsunuz?’’ dedi. CHP Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür de Özak’a, ‘’vatandaşlarımızın tapu işlemleri için verdiği bahşiş, hangi yasal dayanağa istinaden alınmaktadır? Bu bahşişlerin ölçüsü nedir? Turizm sektöründe bahşişlerin toplandığı ‘tip box’ uygulamasını, tapu kadastro müdürlüklerinde yerleştirmeyi düşünüyor musunuz?’’ sorularını yöneltti.

/ ANKARA

14.02.2008


 

Pişmanlık yasasıyla evine döndü

Türk Silâhlı Kuvvetlerine (TSK) ait helikopterlerin dağıttığı bildirilerden etkilenerek, İstanbul’da güvenlik güçlerine teslim olan bir terör örgütü üyesi, TCK’nın etkin pişmanlık hükmünden yararlandırılarak, ailesinin yanına gönderildi.

Alınan bilgiye göre, Irak’ın kuzeyindeki Kandil Dağı’nda bulunan terör örgütü PKK/Kongra-Gel’e ait kamplarda bomba yapımı konusunda eğitim alan bir kişi, Türk Silâhlı Kuvvetlerine ait helikopterlerce dağıtılan ‘’Karar ver, örgütten ayrıl. En yakın askeri birlik, jandarma veya polis karakoluna git. Sevgiyle karşılanacaksın’’, ‘’Teslim ol’’ ve ‘’Elimizi tutmanız yeterli’’ yazılı bildirilerden etkilenerek, 8 yıl kaldığı örgütten kaçtı. İstanbul’a gelerek güvenlik güçlerine teslim olan ve ismi açıklanmayan bu kişinin verdiği bilgiler doğrultusunda, terör örgütünün kullandığı Diyarbakır, Muş ve Bingöl’deki çeşitli mağaralarda arama yapıldı. Aramalar sonucu, mağaralara gizlenen 14 kilogram C-4 tipi patlayıcı madde, 16 adet kaleşnikof marka tüfek, 4 adet 9 mm çapında silâh, 1 adet roket atar, 1 adet telsiz seslerini karıştıran mikser, 4 adet telsiz, 10 torba amonyum nitrat ile çok sayıda bomba ele geçirildi.

Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne çıkarılan bu kişi, savcılıktaki ifadesinde PKK/Kongra-Gel’in çeşitli kamplarında yer aldığını belirterek pişman olduğunu söyledi. Terör örgütünden kaçmayı daha önce de düşündüğünü ifade eden bu kişi, ömür boyu hapiste kalacağı korkusuyla 8 yıl teslim olmadığını ancak helikopterler ile operasyonların yapıldığı bölgeye atılan bildirileri okuduktan sonra örgütten kaçtığını söyledi. Savcılık da bu kişinin verdiği bilgileri değerlendirerek, TCK’nın etkin pişmanlık hükmünü düzenleyen 221. maddesinden yararlanmasına karar verdi. Daha sonra söz konusu maddeden yararlandırılan bu kişi, cezalandırılmasına gerek görülmeyerek evine gönderildi. Terör örgütü üyelerinin terör kamplarında çekilen fotoğrafları da gösterilen bu kişinin, çok sayıda teröristin kod ismi ile gerçek isimlerini savcılığa ilettiği öğrenildi.

/ İSTANBUL

14.02.2008


 

“Sevgililer günü” tüketim toplumunu besliyor

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Eskişehir Şube Başkanı Sülahi Özalp, sevgililer gününün tüketim toplumunu besleyen günlerdir biri haline geldiğini söyledi.

Özalp, sevginin kolay kazanılan bir şey olmadığını belirterek, kolay kazanılmayan sevginin çok kolay tüketildiğini kaydetti.

Sevgililer gününün bir güne sığdırılmasının çok yanlış olduğunu ifade eden Özalp, şöyle konuştu:

“Sevgililer gününde sevgiye biraz daha önem vermemiz lâzım. Sevgililer gününü annemiz, babamız, eşimiz, çocuklarımız kısaca sevdiğimiz herkesle birlikte kutlamalıyız. Sevgililer günü amacından saptırılarak ticaret haline getirilmiştir. Sevgililer günü tüketim toplumunu besleyen günlerdir biri haline geldi. Bu tür özel günlerde hediye alırken dikkat edilmelidir. Alınan hediyenin garanti belgesi, faturası mutlaka alınmalıdır.”

Özalp, Türkiye’ye son yıllarda çok kalitesiz mallar girdiğini ifade ederek, “Özellikle Çin’den gelen mallar iki gün sonra bozuluyor. Gerçek esnaf satış yapamaz hale geldi. Herkes hediyesini bütçesine göre ayarlamalıdır. İnsan seviyorsa hediyeye bile gerek yoktur. (Seviyorum) demek bu kadar pahalı ve zor olmamalıdır” dedi.

14 ŞUBAT DURGUNLUĞU

Kurban Bayramı ve yılbaşı satışları düşük seviyede kalan hazır giyim mağazalarında, sevgililer günü öncesinde durgunluk yaşandığı bildirildi.

Adana Giyim Markaları Derneği (AGİMAD) Başkanı Hasan Ayyıldız, Kurban Bayramı ve yeni yılda yeterince satış yapamadığı için faturalarını ödemekte zorlanan esnafın yaşadığı sıkıntının, sevgililer gününde beklenen talebin olmaması sonucu sürdüğünü söyledi.

Bazı sektörlerde kredi kartlarına 3 ay ödemesiz alışveriş imkanı tanınmasının da kendilerini olumsuz etkilediğini anlatan Ayyıldız, şöyle konuştu: “Esnaf arkadaşlarımız (Belki sevgililer gününde satış yapabiliriz) beklentisinde ama vatandaşın cebinde para yok. Para hep sanal ortamda dönüyor. Sanırım sevgililer 14 şubatı bir gül ile geçiştirecek. Dar ve orta gelir grubunun alım gücü geçen yıla oranla daha da düştü. Bu gelişmeler de toplumun her kesimini etkiliyor. Geçen yıl da benzer sorunu yaşadık. Sevgililer masrafa girmiyor.” Ayyıldız, hazır giyim sektöründe kar marjının düştüğünü, giderlerin ise attığını söyledi.

Esnafın gelecek konusunda endişeli olduğunu anlatan Ayyıldız, şöyle konuştu: “2007 yılı kötü geçti, 2008 yılından da umutlu değiliz. Ürününü satamayan esnaf, faturalarını, vergisini ve borcunu ödeyebilmek için ürünlerini indirim yaparak paraya dönüştürmeye çalışıyor. Birçok mağaza sahibi ayakta güçlükle duruyor. Bunun için yetkililerin, vergi indirimi, çok düşük faizli kredi gibi olanaklar sağlamasını bekliyoruz.”

/ ESKİŞEHİR

14.02.2008


 

Muş’ta eğitime kar engeli

Muş’ta, kar sebebiyle ulaşım sağlanamayan 8 köydeki okullarda ikinci yarı yılın gecikmeli olarak başlayacağı bildirildi.

Millî Eğitim Müdürü İlhami Bayraktar, merkeze bağlı Üçevler bölgesindeki 8 köy yolunun kar nedeniyle ulaşıma kapalı olduğunu belirterek, yolun ulaşıma açılmasının ardından bu köylerdeki okullarda ders başı yapılacağını söyledi.

Bayraktar, şunları kaydetti:

‘’Öğretmenlerimiz yolun ulaşıma açılmasını bekliyor. Yol açma çalışmaları tamamlanır tamamlanmaz görev yerlerine gideceklerdir. Öğretmenlerimizi yaya olarak köylere göndermeyi doğru bulmuyorum. Her an için fırtına ve çığ tehlikesi olma ihtimali büyüktür. Bu riski göze alamayız.’’

/ MUŞ

14.02.2008


 

İstanbul’a kar sürprizi

İstanbul’da dün sabah saatlerinden itibaren özellikle şehrin yüksek kesimlerinde kar yağışı görüldü.

İstanbul’da vatandaşlar sabaha kar yağışıyla uyandı. Sabah saatlerinde rüzgârın da etkisiyle tipi şeklinde görülen kar, sürücülere zor anlar yaşattı. E-5 ve E-6 Karayolunda yoğun kar yağışı sebebiyle trafik durma noktasına geldi. Kar yağışına hazırlıksız yakalanan şehirde Büyükşehir ekipleri de karla mücadele çalışmalarına başladı.

/ İSTANBUL

14.02.2008


 

Doğu’da Sibirya soğukları

Doğu Anadolu Bölgesi’nde kar yağışı ve tipi sebebiyle 109 köyle ulaşım sağlanamıyor. Gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 20 derece ile Ardahan’da yaşandı.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, kar kalınlıkları Kars’ta 43, Ağrı’da 39, Bayburt’ta 38, Ardahan’da 36, Erzincan’da 24, Erzurum’da 19 ve Iğdır’da 1 santimetre olarak ölçüldü.

Bölgede etkili olan kar yağışı ve tipi nedeniyle Iğdır’da 43, Bingöl’de 32, Tunceli’de 19, Erzurum’da 12 ve Erzincan’da 3 köyle ulaşım sağlanamıyor. İl özel idarelerine bağlı ekiplerin kapalı yollarda yaptığı çalışmalar aralıksız devam ediyor.

Bölgede gece yaşanan en düşük hava sıcaklığı ise sıfırın altında 20 derece ile Ardahan’da yaşandı. Diğer illerdeki en düşük hava sıcaklığı da sıfırın altında olmak üzere Bayburt’ta 16, Kars’ta 15, Erzincan’da 14, Erzurum’da 11, Ağrı’da 7 ve Iğdır’da 3 derece olarak kaydedildi.

Meteoroloji yetkilileri, bölgenin doğusunun yağışlı hava kütlesinin etkisi altına girdiğini ve aralıklarla etkili olacak yağışların hafta sonuna kadar devam edeceğini belirttiler.

/ ERZURUM

14.02.2008


 

Araçlar park yasağından çekilemeyecek

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Karayolları Trafik Kanunu ve yönetmeliğinde belirtilen yer ve haller dışında kalan ve sadece park yasağını ihlâl ettiği tespit edilen araçların çektirilmemesini ve bu şekilde park etmiş araçların tescil plâkasına ceza tutanağı düzenlenmesini istedi.

Atalay, park yasağının uygulanmasıyla ilgili yayımladığı genelgede, park yasağını ihlal eden araçların yetkisiz kişi ve kurumlarca kaldırıldığı, çekme işlemi yapılırken araçların zarar gördüğü, çekme ve muhafaza işlemleri için aşırı fiyat talep edildiği, araç ve tanıtım tabelâlarının kaldırım üzerine konularak yaya geçişinin engellendiği, park yasağına uymayan araçların ambulans ve itfaiye gibi acil müdahale araçlarının geçişine engel olduğu ve otobüs duraklarında bekleme ya da park yapan araçlar yüzünden vatandaşların toplu taşıma araçlarını kullanmakta zorluk çektiklerinin anlaşıldığını kaydetti.

Genelgede, ayrıca denetim ve uygulamalar sırasında dijital fotoğraf makinesi ile söz konusu ihlâlleri yapan araçların plâka ve ihlâl pozisyonunun da fotoğraflanması ve itiraz halinde delil olarak kullanılması istendi. Dijital fotoğraf makinesi olmayan ekiplere de il özel idaresi ya da diğer mahalli imkânlarla temin edilerek verilmesi gerektiği kaydedildi.

/ ANKARA

14.02.2008


 

Sanayi atıkları suları kirletiyor

Sanayiden kaynaklı atık suların yüzde 66’sına hiçbir arıtma işlemi uygulanmayan Türkiye’de önemli akarsuların büyük kısmının ‘’Kirli’’ ve ‘’Çok kirlenmiş’’ olarak nitelendirildiği bildirildi.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odasından alınan bilgiye göre, 31 Aralık 2004 tarihli Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde yüksek kaliteli su 1. sınıf, az kirlenmiş su 2. sınıf, kirli su 3. sınıf, çok kirlenmiş su ise 4. sınıf olarak yer alıyor.

DSİ tarafından havza bazında yürütülen kirlilik gözlem ve tespit araştırmalarının sonuçlarının da bu kalite sınıflaması göz önüne alındığında, pek iç açıcı bir görünüm sergilemediği kaydedildi.

Buna göre, Türkiye’nin sulanabilir nitelikteki topraklarının yüzde 45’inin bulunduğu İç Anadolu Bölgesi’nin en önemli akarsuyu olan ve Karadeniz’e dökülen Kızılırmak’ın Sivas’ın Hafik ilçesinden sonraki coğrafyada sulama suyu olarak bile kullanılamadığı iddia edildi.

Çevre Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Burçak Karaman Uysal, akarsuların kendi tabiî döngüsü içinde tolere edebileceği düzeyde kirlilik sınır değerleri aşıldığında suda aşırı kirlenme başladığını belirtti.

Belediyelerin yüzde 69’unda kanalizasyon şebekesi bulunmasına rağmen sadece yüzde 10’una atık su arıtma tesisi hizmeti verildiğine işaret eden Uysal, aktif durumdaki 107 organize sanayi bölgesinden ise sadece 33’ünde arıtma tesisi bulunduğuna dikkati çekti.

/ BURSA

14.02.2008


 

Şehirlerde nüfus artışı daha hızlı

Çevre ve Orman Bakanlığı’nca hazırlanan raporda Türkiye’de şehirlerdeki nüfus artışına dikkat çekilerek, " ‘’Ülkemizde, şehirlerde bulunan nüfus, köylerde bulunan nüfusa göre çok büyük bir hızla artmaktadır. Nüfus artış hızı, ekonomik gelişme temposu içinde iş gücü artışını, sermaye birikimini, teknolojik gelişmeyi ve doğal kaynakların kullanılmasını etkileyen önemli bir unsurdur’’ denildi.

Çevre ve Orman Bakanlığı’nca hazırlanan raporda Türkiye’de şehirlerdeki nüfus artışına dikkat çekilerek, ‘’Ekolojik ilişkilerin göz ardı edildiği kentlerde doğal alanların giderek azalması sonucunda iklim ve toprak koşullarının değiştiği, bunun yanı sıra konut, sanayi ve taşıtlardan kaynaklanan zararlı maddeler nedeniyle yapay bir yaşam ortamı oluştuğu’’ belirtildi.

Edinilen bilgiye göre, bakanlık tarafından hazırlanan, ‘’Türkiye Çevre Durum Raporu’’nda, kentsel nüfus gelişimine ilişkin bilgilere yer verildi.

Raporda, ‘’Hızlı kentleşme sürecinin meydana getirdiği sorunların çözümlenemediği, kır ve kent ilişkilerinin nesnel boyutlarının belirlenmesinde ilkelerin konulamadığı ülkemizde, kent yerleşmelerinin kontrolsüz bir gelişim ve değişime terk edildiği bilinmektedir’’ denildi. Raporda, bu bağlamda şehirlerin, ‘’nüfus yığılmalarının oluştuğu birimler’’ konumunda olduğu ifade edildi.

Türkiye’de kırsal ve kentsel yerleşmelere ilişkin yapıyı yansıtacak verilerin, bazı monografik çalışmalar dışında yeterli düzeyde olmadığının anlaşıldığı vurgulanan raporda, ‘’Ülkemizde, şehirlerde bulunan nüfus, köylerde bulunan nüfusa göre çok büyük bir hızla artmaktadır. Nüfus artış hızı, ekonomik gelişme temposu içinde iş gücü artışını, sermaye birikimini, teknolojik gelişmeyi ve doğal kaynakların kullanılmasını etkileyen önemli bir unsurdur’’ denildi.

/ ANKARA

14.02.2008


 

Uşak’ta bir köy karantinada

Uşak’ın Ulubey ilçesine bağlı İnay köyünde 80 kuzu ve çok sayıda yabanî hayvanın telef olduğu belirlendi. Toplu hayvan ölümlerinin ardından İnay köyü karantina altına alındı.

Alınan bilgiye göre, köylüler bir ayda 80 kuzunun öldüğünü, çok sayıda yaban hayvanının telef olduğunu belirterek, ölümlerin altın madeninde kullanılan siyanür yüzünden meydana geldiğini iddia ettiler.

Bunun üzerine Ulubey İlçe Tarım Müdürlüğü, salgın hastalık şüphesiyle köye hayvan giriş çıkışını yasaklayarak, köyde karantina uygulaması başlattı. Ölen hayvanlara ilişkin ilk raporlarda ölümlerin ektima ve bağırsak zehirlenmesinden kaynaklandığı belirlendi.

/ EŞME

14.02.2008


 

Koruyucu ailelere verilen destek arttı

Devletin, koruyucu aile yanındaki çocukların eğitimi ve bakımı için ailelere verdiği destek miktarları, yüzde 2,35 oranında arttırıldı.

Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu yetkililerinden edinilen bilgiye göre, kurum bakımı altındaki çocukların bakımını üstlenen aileler için çocuk başına ödenen aylık destek miktarlarına 4 YTL 50 YKr ila 8 YTL 74 YKr arasında zam yapıldı.

Kurum bakımı altındaki çocukların aile ortamında yetişmesini amaçlayan hizmet çerçevesinde 2007 yılında 240 çocuk koruyucu aile yanına yerleştirildi.

Hizmetin başladığı günden bu yana bakımı koruyucu aile tarafından yapılan 973 çocuk bulunuyor. Bu çocuklardan 108’i koruyucu aileleri tarafından hiçbir ücret talep edilmeden bakılıyor. 865 çocuk için ise devlet, her ay belirlenen oranlarda ailelere ödeme yapıyor.

Dünyada korunmaya muhtaç çocuklar için en çok tercih edilen bakım şekli olan koruyucu aile hizmetinde çocuk için karmaşık ve sorunlu olan bir dönemde özenli davranılarak çocuğun bu dönemi örselenmeden geçirmesi ve normal hayatını devam ettirmesi amaçlanıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, en az ilkokul mezunu ve 25-50 yaş aralığındaki herkesin koruyucu aile olarak başvurabileceği hizmetlerde, kişilerin evli olması şartı da aranmıyor.

/ ANKARA

14.02.2008


 

Engelli gençlere ücretsiz bakım

Osmangazi Belediyesince açılan, “Engelliler Bakım Merkezi’’ engelli gençler ve çocuklara ücretsiz günlük bakım imkanı sunuyor, bu sayede aileler de kişisel işlerini yapabilmeleri için zaman kazanıyor.

Engelliler Bakım Merkezinin Sorumlusu Hatice Aygün, yaklaşık 200 engelliye ve ailesine hizmet verilen merkezin ilk aşamada 14 ağır engellinin günlük bakımlarının yapılması amacıyla oluşturulduğunu, ancak talebin her geçen gün artması üzerine bu sayının üstüne çıktıklarını söyledi.

Evlerinden özel araçlarla alınan engellilerin merkezde çeşitli faaliyetlere katılarak sosyalleşmelerinin sağlandığını ifade eden Aygün, ‘’Böylece, engelli çocuklarının yanında bulunmaları gerektiği için kendi özel ihtiyaçlarını veya işlerini yapmaya zaman bulamayan ailelere de bir günlük bile olsa kendilerine zaman ayırmaları için fırsat sunuyoruz’’ dedi.

Aygün, ‘’Türkiye’de kendi alanında ilk ve tek olan merkezimizde engellilerin kaliteli ve güleryüzlü hizmetlerle, yaşamdan zevk alan, hayata bağlı, mutlu, üretken bireyler olmalarını hedefliyoruz’’ diye konuştu.

Aygün, merkezde temizlik görevlisi, hasta bakıcı, çocuk gelişim uzmanı, psikolog ve sağlık personeli olmak üzere toplam 15 kişinin engellilere en iyi hizmeti sunmak, rahat etmelerini sağlamak ve onlara evlerinin sıcaklığını aratmamak için çalıştığını bildirdi.

/ BURSA

14.02.2008


 

Zayıflamak için 230 kilo verdi

Şişmanlığı Guinness rekorlar kitabına giren 41 yaşındaki Meksikalı Manuel Uribe, 2006 yılında 570 kilo gelirken girdiği perhiz sonucu 230 kilo vererek 340 kiloya inmeyi başardı.

AFP muhabirinin görüştüğü Uribe, “Kendimi çok iyi hissediyorum. Doktorlarım, hiç bu kadar iyi olmadığımı söylüyor...” diyerek sevincini belli etti. Sıkı perhiz uygulayan Uribe, yatakta yapmaya devam edeceği egzersizlerle 4 yılda 120 kiloya inmeyi hedeflediğini belirtti.

/ MONTERREY

14.02.2008


 

Aracına bak, tasarruf sağla

Türkiye’de her geçen gün artan motorlu taşıt ve iş makinesi sayısının yakıt tüketimini arttırdığına dikkat çeken Emniyet Genel Müdürlüğü, benzinden tasarruf etmenin yollarını açıkladı.

Emniyet, resmî internet sitesinde yaptığı bilgilendirmede, aracın rutin bakımlarının ihmal edilmesi durumunda yakıt tüketiminin artacağına dikkat çekiyor. Türkiye’nin petrol ihtiyacının büyük bölümünün yurt dışından karşılanması, fiyatlarının devamlı yükselmesi ve ağır ekonomik şartlar sebebiyle benzinin tasarruflu kullanılmasının zorunlu hale geldiğinin belitildiği açıklamada, lastik havalarının az olmasının yakıt tüketimini arttırdığına işaret ediliyor. Açıklamada; “Motorlu taşıtlarda normalin üstünde ve normal olmayan ölçülerde benzin harcaması iki ana kaynaktan meydana gelmektedir. Bunlardan birincisi aracın kendisinden kaynaklanan gereksiz harcamalar, diğeri ise sürücüden kaynaklanan gereksiz harcamalardır” denildi.

/ BURSA

14.02.2008


 

Tehlikesiz oyun sitesi kuruldu

Avrupa Konseyi, 7-10 yaşındaki çocukların her türlü şiddetten korunmasına yardımcı olabilmek amacıyla internette bir oyun sitesi kurdu.

Avrupa Konseyi’nin ‘’Çocuklar İçin Çocuklarla Birlikte Bir Avrupa İnşa Edelim’’ programının bir parçası olan ücretsiz oyun, çocukların eğlenerek interneti anlamaları ve akıllı kullanıcılar olmalarını sağlamayı hedefliyor.

‘’Wild Web Woods’’ (Vahşi Web Ormanı) (www.wildwebwoods.org) oyununda çocukların amacı eğlence, barış ve özgürlük şehri olan ‘’E-kenti’’ne ulaşmak. Çocukların şehre ulaşması için Vahşi Web Ormanı’ndan geçmesi, buradaki tehlikelerin farkına varıp bunlara dikkat etmeleri ve ‘’bilgi, özel hayat, güvenlik ve farkındalık jetonlarını’’ toplamaları gerekiyor.

/ STRASBOURG

14.02.2008


 

Sri Lanka’ya uçak kalkacak

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), Sri Lanka Sivil Havacılık Otoritesi ile iki ülke arasında direkt uçuş hattının oluşturulması için anlaşmaya vardı.

Edinilen bilgiye göre, yurt dışı uçuşların arttırılması ve yeni dış hat uçuş noktalarının oluşturulması amacıyla ikili müzakerelerini sürdüren SHGM, Sri Lanka ile yaptığı havacılık görüşmelerini tamamladı. Böylece Türkiye’nin ikili hava ulaştırma anlaşması yaptığı ülke sayısı 89’a çıkmış oldu.

/ ANKARA

14.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri