Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

CHP’nin ne dediği belli değil

TBMM’deki başörtüsü görüşmeleri sırasında konuşan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, “Eğer samimiyseniz getirin, türbana lisede de izin verin. Bunu teklife koyun. ama getiremezsiniz. Çünkü siz siyaseti sömürü üzerine kurdunuz” dedi.

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, teklifin görüşmelerinde sadece AKP kadın milletvekillerinin konuşmasını ‘’İroni’’ olarak değerlendirdi. Başörtüsünün özgürlük olarak sunulmasını eleştiren Gök, ‘’Türban, aklın ve kadının esaretidir. SEDAV’ı, kadın haklarını ağzınıza almayın. Çarpılırsın. Bilmediğiniz şeyleri ağzına almayın’’ diye konuştu. CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek, inancı ve geleneği gereği, başını örten tüm kadınlara saygı duyduklarını belirterek, ‘’Anadolu kadınının, inancı ve geleneği gereği başını örtmesinde tartışılacak bir yan yok’’ dedi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, ‘’Size güvenmiyoruz. Çünkü dürüst ve samimi değilsiniz’’ dedi. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, ‘’Burada samimiyetten, istismardan bahsedenler aynaya bakıp konuşuyor. Aynada kendini görüp konuşuyor’’ diye cevap verdi.

/ ANKARA

08.02.2008


 

Anayasa yemini

Önceki gün gazetecilerle sohbetinde milletvekillerinin anayasayı korumak için yemin ettiğini, mevcut anayasayı yok sayıp yeni bir anayasa yapılmasının öngörülmediğini savunan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Anayasa yeniden yapılamaz mı? Elbette yapılır. Düşmanı atarsın, devleti yeniden kurarsın, bayrağı dikersin, parayı bastırırsın. Yapanlar yapmış. İhtilâl yaparsın, idamı göze alırsın, anayasa toptan yenilenir”demişti.

Baykal, Anayasa yapmak için değil, Anayasa’yı uygulamak için seçildiklerini belirterek, şunları söyledi: “Yapanlar yapmış. Milletvekilleri Anayasa’yı korumak için yemin etti. Mevcut Anayasa’yı yok sayıp yeni bir Anayasa yapılması öngörülmedi. Anayasa yeniden yapılamaz mı? Elbette yapılır. Düşmanı atarsın, devleti yeniden kurarsın. Bayrağı dikersin. Parayı bastırırsın. Yapanlar yapmış... İhtilali yaparsın. İdamı göze alırsın... Anayasa toptan yenilenir. Ayrıca Anayasa yapımı için Kurucu Meclisin oluşması gerekir."

Baykal şöyle devam etti:"Anayasa yapmak için değil, uygulamak için seçildik. Şimdi, ’Bunu iptal edelim, yenisini yapalım’ anlayışı doğru değil. Anayasa ile ilgili değişiklik ihtiyacı hissedilebilir. Belli konular için düzenleme yapılabilir. Yaygın, kısmen değişiklik ihtiyacı hissedilebilir ama 85 yıl sonra Anayasa’nın tamamını bir kenara atıp, dünyada bir ülkenin yeniden yazma ihtiyacı içine girdiğinin pek fazla örneği yoktur.

Fransa’da kurumlarla ilgili düzenlemeler yapıldı ancak işin özü daima korundu. Bizde bu kadar dünya çapında iş yapacaksın, bağımsız devlet kuracaksın, toplumu bir yerden alıp bir yere dönüştüreceksin, ’Olmadı, Anayasa’yı sil baştan’yeniden yapacaksın. Bu çok acı bir olay. Türkiye’nin sıkıntısı bu."

Baykal’ın Anayasa tartışmalarıyla ilgili açıklamaları çeşitli çevrelerde tepkiyle karşılandı. Prof. Dr. İhsan Dağı: “Bu açıklama şu demek; Türk halkı kendi anayasasını yapamaz. Ancak elinde silahı olanlar yapabilir. Böyle bir şey olabilir mi? Baykal sivil anayasa isteyenleri idamla tehdit ediyor. 60 Darbesini yapan anayasa hukukçuları bile Baykal kadar darbeye methiye yapmamıştı."

Emekli Askeri Hakim Albay Ümit Kardaş: “Tabiki parlemento yeni bir değişiklik yapabilir. Bu yönde bir açıklama kabul edilemez bir şey... İsmet Paşa’nın ‘seni ben bile kurtaramam’ açıklamasına benziyor."

Koç Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Fuat Keyman: “Baykal politika yapmaktan başka bir şey yapmıyor. Amacı çözüm üretmek değil. Açıklamayı kutuplaşmayı derinleştirici nitelikte görüyorum. Akademisyenler olarak buna karşı çıkılmamız lâzım."

/ ANKARA

08.02.2008


 

Bakan Şahin: Dinî kuralı devlet kuralı yapmıyoruz

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, anayasa değişikliği teklifinin, "Herhangi bir dini kuralın, devlet kuralı haline getirilmesi şeklinde bir öneri olmadığını’’ söyledi.

Devletin dini olmayacağını, bireylerin dini olacağını belirten Şahin, şöyle devam etti: "Üniversiteye giden bir öğrenci, devletin memuru değildir. Bu düzenleme, üniversitelerde kılık kıyafetle ilgili bir özgürlük imkanı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Bunun laiklikle ilgisi yoktur. Herhangi bir dini kuralın, devlet kuralı haline getirilmesi şeklinde bir öneri değildir.’’

/ ANKARA

08.02.2008


 

MHP'li Çelik: Üniversite dışında serbestliğe karşıyız

MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik de düzenlemenin, üniversiteler dışında; ilk ve orta öğretim ile kamu hizmeti verenler açısından da uygulama olanağı sağlayacağı eleştirilerinin haksız olduğunu, bunların "Çok açık istismar çabaları’’ olduğunu söyledi.

MHP’nin üniversiteler dışında böyle bir uygulamaya karşı olduğunu anlatan Çelik, MHP’nin, Cumhuriyetin laik ve demokratik yapısının tavizsiz savunucusu olacağını söyledi.

/ ANKARA

08.02.2008


 

YÖK’te istifa

YÖK Genel Kurulu, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında, ilk toplantısını yapmak üzere YÖK binasında toplandı. Toplantıya, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 4 Şubat Pazartesi günü atadığı yeni üyeler Doç. Dr. Ömer Demir, Prof. Dr. Berrak Kurtuluş, Prof. Dr. Durmuş Günay ile yeniden YÖK üyeliğine atanan Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu da katıldı.

Genel Kurulu üyeleri, YÖK Başkanı Özcan başkanlığında Anıtkabir’i ziyaret etti.

EŞME, GÖREVİNDEN AYRILDI

Bu arada YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme, YÖK Başkanvekilliği görevinden dün itibarıyla ayrıldığını açıkladı. Eşme, yaptığı açıklamada, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın Başkanvekilliği yetkilerini kullanmaması isteği sebebiyle 28 Aralık 2007’den başlamak üzere bugün kadar olan süreyi izinli olarak geçirdiğini hatırlattı.

İsa Eşme, bugün yapılan ve izninin tamamlanmasıyla katıldığı YÖK Genel Kurulu toplantısında, ‘’kompozisyonu son atamalarla değişen’’ genel kurul üyelerinin çoğunluğunun bundan sonraki icraatında yeterli desteği vermeyeceği ve Başkan Özcan’ın yeni başkanvekilleriyle daha uyumlu çalışacağı görüşünün ağırlık kazandığı izlenimi edindiğini belirtti.

/ ANKARA

08.02.2008


 

DTP’nin teklifine red

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Meclisteki anayasa görüşmelerinde, maddeye “ülkemizin tarihî gerçekleri ve kültürel zenginliğini farklılık sayma temelinde uluslararası sözleşmeler ve evrensel hukuk ölçütleri dikkate alınarak ayrımcılık yapılamayacağı ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılması” ibaresinin eklenmesi amacıyla önerge verdi. Konuşmaların ardından önergeler reddedildi.

/ ANKARA

08.02.2008


 

İlk turda 404 kabul

TBMM Genel Kurulunda, başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını içeren anayasa değişikliği teklifinin 1. maddesinin oylamasında, 401 kabul, 110 ret oy çıktı. Teklifin 1. maddesiyle ilgili yapılan gizli oylamaya, 514 milletvekili katıldı.

Oylamada, 401 kabul, 110 ret, 1 çekimser ve 2 oy boş çıktı. Teklifin 2. maddesine 404 kabul, 99 ret oyu çıktı. Teklifin 2. maddesiyle ilgili yapılan gizli oylamaya, 505 milletvekili katıldı. Oylamada, 404 kabul, 99 ret, 1 çekimser ve 1 oy boş çıktı. Teklifin 3. maddesine 404 kabul, 92 ret oyu çıktı. Anayasa değişikliği teklifinin birinci turunda, teklifin yürürlük maddesi olan 3. maddesiyle ilgili yapılan gizli oylamaya, 498 milletvekili katıldı. Oylamada, 404 kabul, 92 ret, 2 çekimser oy çıktı.

Teklifle, Anayasa’nın, "Kanun önünde eşitlik’’ başlıklı 10. maddesinin son fıkrasına, "... ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında’’ ibaresi ekleniyor. Bu değişiklikle madde, "Devlet organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır’’ haline geliyor.

Anayasanın "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi’’ başlıklı 42. maddesine ise "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir’’ şeklinde yeni bir fıkra ekleniyor. Teklifin ikinci tur oylaması, 9 Şubat Cumartesi günü yapılacak. TBMM Başkanı Nevzat Pakdil, 13 saat süren birinci tur görüşmeleri ve oylamalarının tamamlanmasının ardından, birleşimi kapattı.

Teklif için TBMM Anayasa Komisyonunda 11 saatlik mesai yapan milletvekilleri, Genel Kurulda da 13 saat boyunca çalıştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis çalışmalarını sonuna kadar izledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bahçeli, teklifin bütün oylamalarına katılırken, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, teklifin maddelerine geçilmesinden sonra Genel Kuruldan ayrıldı. AKP’nin, teklifin maddeleri üzerinde grup ve şahıslar adına bütün konuşmalarını kadın milletvekilleri yaptı. AKP ile CHP’li milletvekilleri arasında "Samimiyet’’ tartışması yaşandı. Genel Kurula izleyici alınmazken, görüşmeleri çok sayıda televizyon kanalı canlı olarak verdi.

KIZLAR EVE Mİ, OKULA MI GİDECEK?

AKP İstanbul Milletvekili Alev Dedegil, partisinin görüşlerini açıklarken, bir yandan "Haydi kızlar okula’’ kampanyaları düzenlerken, diğer yandan "Haydi kızlar evlerinize’’ demek çelişkisinden kendilerini kurtarmaları gerektiğini belirtti. Dedegil, "Muğlak endişelerin belirleyeceği bir gelecek adına, bugünü feda etmemeliyiz’’ dedi.

AKP Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu, Türkiye için, kabuk bağlayan ön yargılardan kurtulmanın gerekli olduğunu vurgulayarak, "Fehim üretmeden, niyet okumadan, problemlerimizi hukukun içinde, iyi niyetle çözelim. Milletimizin ihtiyaçlarına cevap bulalım’’ dedi.

AKP İstanbul Milletvekili Özlem Piltanoğlu Türköne, "Cumhuriyetin temel değerlerine dün nasıl sahip çıktıysak, bugün nasıl sahip çıkıyorsak, yarın da aynı şekilde sahip çıkmaya devam edeceğiz’’ dedi.

MHP: LAİKLİKTEN TAVİZ VERMEYİZ

MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal, laik-dindar, ilerici-gerici kamplaşmalarının, ülkede nelere mal olduğunu gördüklerini belirterek,"Başı açık olan da kapalı olan da bizim kızlarımız değil mi?’’ diye sordu. MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz, başörtüsü sorununu, "Laikler-antilaikler’’ kamplaşmasına çevirmek isteyenlerin, ülkeye ve vatandaşlara büyük kötülük yapacağını söyledi.

/ ANKARA

08.02.2008


 

301 kalkmadan özgürlük olmaz

Öğretmen-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi, gazetemizin Ankara Temsilciliğine yaptığı ziyarette 301. madde tamamen kaldırılması gerektiğini belirterek, “301. madde kanunda olduğu sürece Türkiye’de hiç kimse düşüncenin suç olmadığını iddia edemez.” dedi.

Öğretmen-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi ve Genel Başkan Yardımcısı Behcet Canöz gazetemizin Ankara Temsilciliğini ziyaret etti. Ziyarette, Yeni Asya Gazetesi Ankara Temsilcisi Mehmet Kara ile görüşen Tanrıverdi, öncelikle bu ülkede herkesin emniyet içerisinde yaşamasının teminatının İslâm olduğunu belirterek, “Müslümanlık, ülkemizin mayasıdır, insanları bir arada tutanıdır. O bir arada tutanın fevkinde olarak konuşmak lazım. Evet bu ülkenin çamuru, mayası, bir arada tutanı İslâm’dır, İslâm’ın kendine inanmayanlara bile özgürlükçü bir şemsiyesi vardır. Onların bile garantisi İslâm’dır. Çünkü biz de Müslüman yurdunda emniyet içerisinde bir insanın yaşaması, Müslüman olup olmamasına bağlı değil. Müslüman olmadan da bir kişi o şemsiyenin altında, özgürce, hür bir şekilde yaşar” diye konuştu.

301. maddenin tamamen kaldırılması gerektiğini belirten Tanrıverdi, “301. madde düşünce özgürlüğünü sınırlandıran bir maddedir. Bu madde TCK’da olduğu sürece Türkiye’de hiç kimse düşüncenin suç olmadığını iddia edemez. Şu an yapılması gereken şey, 301. maddenin tamamen kaldırılmasıdır. İşin ilginç tarafı şudur: 301. maddenin sonunda düşünce, ‘eleştiri suç kapsamına girmez’ diye yazıyor. Bende 301. maddeden yargılanıyorum. Mahkemede, hakime ‘ Yargı bize hakaret nedir tanımlasın. Biz de bilelim, tavrımızı ona göre belirleyelim’ dedim. Neyin hakaret olup olmadığını bize açıklanması lâzım. Yaptığımız bir toplantıda biz samimî olarak inandığımız düşünceleri açıkladık, tavsiye ve önerilerimizi de sunduk. Hiçbir kişi veya kuruma hakaret etmedik. Fakat bunun yüzünden 301. maddeden yargılanmaktayız” dedi.

Hükümetin 301. madde ile ilgili yaptığı değişikliklerin özgürlükçü yapıyı sağlayamayacağını belirten Tanrıverdi, “Hükümetin 301. maddeyle ilgili yaptığı değişikliklerin özgürlükçü yapıyı sağlayacağını düşünmüyorum. Yani 301. maddede Türklüğün ‘Türkiye Halkı’ olarak değiştirilmesi özgürlüğü sağlamaz, sadece Misak-ı Millî sınırları dışında yapılanlar, söylenenler yargılanmaz. Düşünce hürriyetine karşı uygulanan tavrı bu madde tam olarak kaldırılmadıkça devam ettirir” şeklinde konuştu.

Yargıyı oluşturan bireylerin zihin yapısını değiştirmedikçe sorunların devam edeceğini vurgulayan Tanrıverdi, şunları söyledi: “Yargı sisteminin ve yargıyı oluşturan bireylerin zihin yapıları özgürlükçü bir noktaya getirilmediği müddetçe, siz anayasayı da değiştirseniz çözüm olmaz. Meşrûiyeti yasalardan, hukuktan, anayasadan alan bir yapıya sahip olunmalı. Destek halktan, insan haklarından, demokrasiden alınmalı. Türkiye dönüşü olmayan bir noktaya geldi. Artık halk kendi hayatını, ülkesini, vatanını sahipleniyor, kendi geleceği üzerinde söz sahibi olmak istiyor ve sözünü de söylüyor. Bunu engelleme noktasında aristokrasi zaaf içerisinde ve son demlerini yaşıyor. Geriden gelen taban özgürlüklerden yana, hukukun üstünlüğünden yana olduğundan aristokrasinin devamı söz konusu değil.”

Ankara Temsilcisi Mehmet Kara ise, başörtüsü yasağının kaldırılması konusunda yanlış yol izlendiğini belirterek, “AKP ve MHP normal anayasa değişikliği varken neden çözümü bu şekilde öne aldılar bir anlam veremiyoruz. Acaba yeni anayasayı rafa mı kaldırılıyor. Çünkü Aralık’ta açıklanacak paket Şubat ayına girmemize rağmen hâlâ açıklanmadı. Anayasayı tamamen değiştirip onun içine başörtüsü yasağının kaldırılması ekleseydi daha iyi bir yol olurdu” dedi.

Cemil YÜZER / ANKARA

08.02.2008


 

ABD: Türbanda asla taraf değiliz

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, ‘’Türban Türklerin kendi arasında çözümleyeceği bir konudur. ABD, bu konuda asla taraf değildir’’ dedi.

Hatay Valisi Ahmet Kayhan, Büyükelçi Wilson ile ABD’nin Adana Konsolosu Eric Green’i makamında kabul etti. Kayhan, konuklara şehrin tarihi, sosyal, kültürel yapısı ve ekonomisi hakkında bilgi verdi. Wilson, Hatay’ın tarihi hakkında önemli bilgilere sahip olduğunu söyledi. PKK'nın ABD silahları ile ilgili soruları cevaplayan Wilson, şunları kaydetti: ‘’ABD, PKK ve diğer terör örgütlerine asla silah sağlamıyor. Bölgedeki silah tacirleri, ellerine nasıl geçirdiklerini bilemediğimiz ABD orijinli silahlar satıyorlar. Bunlardan biz de rahatsızlık duyuyoruz. Ayrıca çok kapsamlı araştırmalar yaparak bu silahların nasıl elde edildiğini araştırıyoruz.’’

Wilson, gazetecilerin, Türkiye’nin gündeminde bulunan ‘’türban’’ konusundaki sorusuna da ‘’Türban Türklerin kendi arasında çözümleyeceği bir konudur. ABD, bu konuda asla taraf değildir’’ yanıtını verdi. Konuşmalardan sonra, Vali Kayhan, Wilson ve Green’e tarihi Hatay Devlet Meclisi Salonunu gezdirerek bilgi verdi.

/ HATAY

08.02.2008


 

Üniversitelilerden özgürlük manifestosu

AKP ve MHP’nin üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasına yönelik uygulamasına öğretim üyelerinin ardından üniversite öğrencileri de bir manifesto ile destek verdi.

http://ozgurlukmanifestosu.blogspot.com internet sitesinden “özgürlük manifestosu” yayınlayan üniversite öğrencileri, yasağın kaldırılması konusunda üniversite öğrencilerinin görüşlerinin dikkate alınmadığını belirtiyorlar. Bildiride öğrenciler “Biz de bu konu hakkındaki görüşlerimizi hazırladığımız bildiride açıkça belirtiyoruz ve üniversitelerde okuyan öğrenci arkadaşlarımızın desteklerini bekliyoruz” dediler. Şuana kadar yaklaşık 700 öğrencinin isim yazdırdığı manifestoya destek vermek isteyen üniversite öğrencilerinin siteyi ziyaret edip, “özgürlük manifestosunu imzalıyorum” şeklinde iletmeleri yeterli olacak.

Cemil YÜZER / ANKARA

08.02.2008


 

Katsayı konusunu YÖK görüşecek

Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, başörtüsünün yüksek öğretimde serbest bırakılmasını düzenleyen Anayasa değişikliği için, ‘’Dün TBMM’de 12-13 saat boyunca bu konuda söylenmesi gereken ne varsa, gerek muhalefet gerek iktidar tarafından söylendi. Bu mesele, 40 yıldır konuşulan bir meseledir. Bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek yok’’ dedi.

Çelik, bir gazetecinin, ‘’ÖSS’de uygulanan kat sayılarda bir değişiklik olup olmayacağı’’ yönündeki sorusunu, ‘’ÖSS’de uygulanan katsayı YÖK tarafından görüşülecek. Bugün konu onların gündeminde midir, değil midir bilmiyorum’’ diye cevapladı.

Çelik, ‘’Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığının bir önerisi olacak mı?’’ sorusu üzerine de ‘’YÖK, bu hazırlığı yaparken bizim görüşümüzü de soruyor, kendileriyle görüşüyoruz. Paylaşılmıştır, paylaşılacaktır’’ dedi.

/ ANKARA

08.02.2008


 

2008 kayıp yıl olmasın

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 2007’de Türkiye olarak enerjimizi boşa harcadığımızı, belirterek,”gelin artık 2008’de Türkiye gerçek gündeme dönelim” dedi.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, katıldığı bir televizyon programında gazetecilerin sorularını cevaplarken, son günlerde, tartışılan başörtüsü meselesine de değindi.

Hisarcıklıoğlu, başörtüsü meselesinin ancak siyasiler tarafından çözülebileceğini belirtirken, ‘’Burada en önemli maharet, siyasete düşüyor. Siyasetçiler, toplumsal uzlaşmayı sağlamak zorundalar. Eğer bir kaygı varsa o kaygıları gidermek lâzım, kamplaşarak bir yere gidemeyiz’’ dedi.

Rekabetin çok yüksek yaşandığı bir dünyada, parçalanma ve bölünmenin yaşanmaması gerektiğini kaydeden TOBB Başkanı, şöyle konuştu:

‘’Kültürümüzün en değerli öğretisi; birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Eğer bereket ve rahmeti bulmak istiyorsak biz bir araya gelmeyi, bir arada yaşamayı öğreniyor olmamız lâzım. Tam tersine bizi birbirimizden ayrıştıranları, ayırma noktasına götürenleri de elimizle dışlıyor olmalıyız. Aslında bunlar toplumun içinde azınlık. Bir yandan diyoruz ki, (2010’da İstanbul dünyanın kültür başkenti olacak). Yine (İstanbul dünyanın finans merkezi olacak) diyoruz. Ama bir taraftan bakıyoruz ki kayıt dışı yönetimden dolayı ve denetlenmediğinden dolayı, 20 tane vatandaşımızı kaybediyoruz o şehirde. Bunlar bize yakışıyor mu?’’

TARTIŞMA KONULARI, 1980’LERİN TEKRARI

Sorgulanması gereken asıl konunun, Türkiye’deki kız çocuklarının ‘OECD ülkeleri içinde eğitimde en alt noktada yer alması’ olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, ‘’Bence bir an önce hayat standardımızı, eğitim standardımızı yükseltmeliyiz. Bugünkü tartıştığımız konuları ve enerji kaybımızı, 1980’lerin tekrarı olarak görüyorum. Toplum olarak enerjimizi, o zaman nasıl boşa harcamışız diyorum. Bu hatamızı 5 sene sonra anladık. Şimdiki yapmış olduğumuz işin de, eğer doğru noktalara odaklanabilirsek, 5 yıl sonra ne kadar büyük bir enerji kaybı olduğunu göreceğiz’’ diye konuştu.

Bir hukuk devleti olan Türkiye’de 18 yaşına gelen bir kişinin reşit olduğu, cezaî ehliyeti olduğu ve oy verme hakkı bulunduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ‘’Şimdi siz ona gelip de bu noktada (sen şöyle giyineceksin, böyle giyineceksin) diye tarif edilmemesi gerektiğinde, toplumun büyük bir çoğunluğu anlaşmıştır’’ dedi.

‘’Sanki moda dergisiyle Anayasamızı eşdeğer konuma getirmeye çalışıyoruz’’ diyen TOBB Başkanı, bir moda dergisinde insanın giyimi, kuşamı, nasıl bağlanacağı, nasıl örtüneceğiyle ilgili veye giyiminin nasıl olacağının yer aldığını, fakat bu konu bir anayasanın içine yerleştirilirse, dünyanın en garip anayasasının ortaya çıkacağını söyledi.

Ekonomi açısından 2007’nin ‘’kayıp bir yıl’’ olduğunu, iki beklerken üç seçimin birden yaşandığı 2007 yılında, ekonomik meselelere, ekonominin önündeki sorunların çözülmesi noktasında yeterince eğilinmediğini söyledi. Türkiye’nin artık ‘’suni gündemlerle’’ uğraşmaması gerektiğini ve birinci gündem maddesinin ekonomi olması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, ‘’Biz ısrarla diyoruz ki 2007’de enerjimizi boşa harcadık, gelin artık 2008’de Türkiye gerçek gündemiyle uğraşsın’’ diye konuştu.

/ ANKARA

08.02.2008


 

ATO’dan Gül’e vakıf raporu

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, TBMM gündemine yeniden gelen Vakıflar Yasa Tasarısı’na ilişkin endişelerini içeren bir raporu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gönderdi.

Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, Vakıflar Yasa Tasarısı’nın, Türkiye’deki vakıfların sorunlarına çözüm üretmek yerine, Türkiye’nin başına yeni sorunlar açacağını belirtti.

Aygün, azınlık vakıfları konusunun AB ilerleme raporlarına da girdiğini hatırlatarak, Türkiye’ye gelince AB’nin şart koştuğunu, ancak, Yunanistan’a kimsenin bir şey söylemediğini, Batı Trakya’da Türk vakıflarını Yunan hükümetinin tayin ettiği kayyumların idare ettiğini söyledi. AB ülkelerinde azınlık hakkının bireysel haklar kapsamında değerlendirilirken, Türkiye’nin bu tasarıyla, cemaat vakıflarına AB ülkelerinde tanınan azınlık haklarının ötesinde kolektif haklar tanıdığını kaydeden Aygün, uygulama konusunda kanunda yer alan ‘’mütekabiliyet’’ ilkesinin Lozan’da yer alan bir ilke olduğunu belirtti. Aygün, Yunanistan’daki Müslüman Türk cemaatine yapılan haksızlıkların bu yasa hükmüyle giderileceğini düşünmenin yanlış olduğunu savundu.

/ ANKARA

08.02.2008


 

DP genel merkezi taşınacak

Demokrat Parti (DP), genel merkezini “daha küçük ancak daha kullanışlı’’ bir binaya taşımayı planlıyor. Alınan bilgiye göre, 22 Temmuz seçimlerinin ardından hazine yardımından yoksun kalan DP, bazı tasarruf tedbirleri alıyor. İlk olarak Haziran ayına kadar genel merkez binası değiştirilecek.

Şu andaki genel merkez binasının büyük ancak kullanışsız olduğunu ifade eden parti yöneticileri, genel merkez binası için Akay Caddesi’ndeki il başkanlığında inceleme yaptırıyor. Bu binanın “akıllı bina’’ şeklinde yeniden düzenlenerek genel merkez olarak kullanımı için uygun olup olmadığı araştırılıyor. Parti yetkilileri, bu binanın genel merkez olarak düşünülmesinde, daha önce genel merkez olarak kullanıldığında “partiye uğurlu gelmesinin’’ de etkili olduğunu belirttiler. Buradaki bina uygun olmazsa aynı büyüklükte başka bir bina arayışına girilecek.

İl başkanlığının genel merkez olmaması halinde ise bu bina partiye fikir, strateji üretecek ve akademi gibi çalışacak bir Ar-Ge merkezine dönüştürülecek. Bu bina genel merkez olarak kullanılırsa aynı büyüklükte başka bir bina Ar-Ge merkezi için kiralanacak. Genel merkezin taşınmasıyla birlikte personel sayısında da indirime gidileceği ifade edildi.

/ ANKARA

08.02.2008


 

İnternet ailenizden uzaklaştırmasın

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, ‘’internet kafelerden internete bağlanma oranı arttıkça, internetteki kimliği belirsiz kişilerce çocuklara yönelik hakaret, tehdit veya ahlâksız teklifle karşılaşma oranlarının da arttığını’’ bildirdi.

Çubukçu, Başbakanlık Merkez Bina’da düzenlenen basın toplantısıyla Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğünce yapılan ‘’İnternet Kullanımı ve Aile Araştırması’’nın sonuçlarını açıkladı. Türkiye’de internet kullanıcılarının büyük çoğunluğunu gençlerin ve çocukların oluşturduğuna dikkati çeken Çubukçu, interneti doğru, güvenli ve bilinçli bir şekilde kullanmanın önemine değindi. Araştırma kapsamında, 2 bini anne, 2 bini baba, 819’u çocuk olmak üzere toplam 4 bin 819 kişiyle görüşüldüğünü belirten Çubukçu, araştırmaya katılan ebeveynlerin yüzde 36’sının 2 yıllık üniversite ve üstü eğitim aldığını, yalnızca binde 25’inin okuryazar olmadığını söyledi. Görüşülen bireylerin yüzde 77’sinin internet kullandığını kaydeden Çubukçu, internet kullanmayanların yüzde 76,7’sini anneler, yüzde 22,8’ini babalar, yüzde 0,6’sını çocukların oluşturduğunu ifade etti.

İNTERNET, EBEVEYNLERİN AİLE İLE

GEÇİRDİĞİ ZAMANI AZALTIYOR

Araştırmaya katılanların yüzde 67,71’inin interneti bilgi edinme, yüzde 42,12’sinin haber okuma, yüzde 40,42’sinin eğitim, ders, araştırma, yüzde 38,18’inin haberleşme, yüzde 2,12’sinin bahis oynama, yüzde 2,39’unun ise iş amaçlı kullandığını ifade ettiklerini belirten Çubukçu, araştırmayla ilgili şu bilgileri verdi: ‘’Ebeveynlerin internet kullanım süreleri ve internet kullanım sıklıkları arttıkça, internetin, aileleriyle geçirdikleri zamanı azalttığı, aile çevresinden uzaklaşmayı arttırdığı ortaya çıkmıştır. İnterneti ders, eğitim, araştırma, alış veriş yapma, bahis oynama, bankacılık işlemleri, oyun oynama ve yeni insanlarla tanışma amacıyla kullanan ebeveynler, diğer farklı amaçlar için kullananlara göre, internetin daha fazla sorunlara neden olduğunu belirtirken, interneti haberleşme amacıyla kullananlar, internetin daha az sorunlara neden olduğunu belirtmişlerdir. Ebeveynlerin eğitim düzeyleri arttıkça aile bireylerinin internet ve bilgisayar kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan sorunlara ilişkin bilgi sahibi olma düzeylerinin de arttığı söylenebilir.’’

İNTERNET KAFELERDEN

BAĞLANINCA TEHDİTLER ARTIYOR

Araştırmanın, internet kafelerden internete bağlanma oranı arttıkça, internetteki kimliği belirsiz kişilerce çocuklara yönelik hakaret, tehdit veya ahlaksız teklifle karşılaşma oranlarının da arttığını ortaya koyduğunu belirten Çubukçu, ‘’Kurumsal anlamda, sıkı teknik önlemler alınmalıdır. Ülkemizde yaşanan tecrübeler ışığında kendi özgün önlemlerimizi almalıyız’’ dedi.

/ ANKARA

08.02.2008


 

Ankara’ya 71 alt ve üst geçit

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 14 yılda 71 alt ve üst geçit ile 94 yaya geçidi inşa edildiği belirtildi.

Belediyeden yapılan yazılı açıklamada, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) ile Fen İşleri Daire Başkanlığı’nın gerçekleştirdiği üst yapı çalışmalarıyla, artan araç sayısına rağmen Başkent trafiğinde düzenli bir sistem oluşturulduğu ifade edildi.

Son 14 yılda yapılan 71 alt ve üst geçit ile 94 yaya geçidi sayesinde trafikte herhangi bir sıkıntının yaşanmadığı belirtilen açıklamada, 2008’de yapılacak yeni köprülü kavşaklar ve yaya geçitleriyle kesintisiz trafik akışının sürdürüleceği kaydedildi.

/ ANKARA

08.02.2008


 

Mehmed Zahid Kotku anılıyor

Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi, doğumlarının Hicrî yıldönümünde Kur’ân-ı Kerim hatimleriyle ve AKRA FM’de özel programlarla yâd ediliyor.

M. Zahid Kotku Hocaefendi, Cuma günü AKRA FM’de 15 farklı programdan oluşan özel yayın akışıyla, ikindi namazından sonra Süleymaniye Camii haziresindeki kabirleri başında ve akşam namazını müteakiben İskenderpaşa Camii’nde severleri tarafından anılacak.

YENİ ASYA / İSTANBUL

08.02.2008


 

Yıllar sonra nüfus cüzdanlarına kavuştular

Samsun’un Vezirköprü ilçesine bağlı bir köyde yaşayan çiftin en büyüğü 16 yaşındaki 6 çocuğu, yetkililerin girişimleri sonrası nüfus cüzdanlarına kavuştu.

Edinilen bilgiye göre, ilçe merkezine en uzak köylerden biri olan Tahtaköprü köyünde oturan ve 1991 yılından bu yana imam nikâhıyla birlikte yaşadıkları bildirilen Salih (33) ve Fadime Kaya (30) çifti, aradan geçen 17 yıl içinde dünyaya gelen 6 çocuğuna nüfus cüzdanı çıkarmadı. Ancak geçen yıl resmi nikâh yaptırdıkları belirtilen çiftin birlikteliklerinden olan Mehmet (16), Ahmet (14), Ayşe (10), Suna (8), Gülüzar (6) ve Server (4) adlı 6 çocuklarından ilköğretime başlayan çocuklarının nüfus cüzdanı olmaması sebebiyle durum yetkililere bildirildi. Bunun üzerine, yetkililerin girişimleri sonucu 6 çocuğa nüfus cüzdanı çıkarıldı.

/ SAMSUN

08.02.2008


 

Derince Devlet Hastanesi 11 Şubat’ta açılıyor

Marmara depreminde hasar gördüğü için Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında büyük bölümü onarılan ve bazı yeni bölümler yapılan Kocaeli’nin Derince Devlet Hastanesi 11 Şubatta hizmete girecek.

Başhekim Dr. Ertunga Öney, hastanenin onarım ve yeni bazı bölümlerin yapımına Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında 2006 yılının Mayıs ayında başlandığını hatırlattı. Ülke genelinde birçok devlet hastanesinde olmayan birimlerin Derince Devlet Hastanesinde yer aldığını bildiren Dr. Öney, 70 dönümlük alanda kurulu hastanede 52 poliklinik odası ve 400 yatak bulunduğunu, hastanenin "insan merkezli’’ olarak adeta yeniden inşa edildiğini söyledi. Yanık, psikiyatri, diyaliz ve fizik tedavi ünitelerinin yeni yapıldığını, hastanenin dünya standartlarına göre düzenlendiğini belirten Dr. Öney, Yanık Ünitesinin Kocaeli’nin yanı sıra çevre illere de hizmet vereceğini bildirdi.

/ KOCAELİ

08.02.2008


 

Dağıtılan kömürün maliyeti 1 milyar 8 milyon YTL

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 2003-2007 yılları arasında ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılan 5 milyon 862 bin 722 ton kömürün Hazineye maliyetinin yaklaşık 1 milyar 8 milyon YTL olduğunu açıkladı.

MHP Hatay Milletvekili Turan Çirkin’in soru önergesini, cevaplayan Atalay, dağıtılan kömürlerin, Anayasa ve KİT Kanununun ilgili hükümlerince, valilikler aracılığı ile bedelinin Hazine tarafından karşılandığını belirtti.

Kesinleşmeyen hesaplara göre geçen yıl dağıtılan kömür miktarının da 1 milyon 515 bin 487 ton olduğunu dile getiren Atalay, 2003-2007 yılları arasında dağıtılan kömürlerin Hazineye maliyetinin ise yaklaşık 1 milyar 8 milyon 461 bin 716 YTL olduğunu açıkladı.

/ ANKARA

08.02.2008


 

Hekimoğlu: Risâle-i Nurları okuyun

Ankara’dan bir dizi gezi programı için gelen lise öğrencileri yazar Hekimoğlu İsmail’i evinde ziyaret etti. “Hekimoğlu İsmail’i hastalığından dolayı ziyaret etmek istedik” diyen öğrenciler Hekimoğlu’nun kitaplarını da beğendiklerini dile getirdiler.

Bir öğrencinin “Yazdığınız kitaplardan oluşan bir kütüphaneniz var mı?” sorusu üzerine Hekimoğlu “Benim kitaplarım önemli değil önceliğiniz Risâle-i Nur olmalı, onları defaatle okuyun” dedi.

YENİ ASYA / İSTANBUL

08.02.2008


 

Yasak, çağdaşlıkla savunulamaz

Anadolu Hukuk Derneği (AHUDER) Başkanı Avukat Süleyman Gürgök, üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına gösterilen tepkileri şaşkınlıkla izlediklerini belirterek, “Yasağın sürmesini savunmayı çağdaşlıkla açıklamak mümkün değil” dedi.

Süleyman Gürkök, yaptığı açıklamada, üniversitelerde türban yasağının sürmesini savunanlara tepki gösterdi. Hukukçular olarak, demokratik bir ülkede temel hak ve özgürlüklerin her şart altında korunması gerektiğine inandıklarını belirten Gürkök, türban yasağının kaldırılması karşısında gösterilen reaksiyonları ve konunun rejim sorunu şekline getirilmesini şaşkınlıkla izlediklerini söyledi.

Özgürlükçü tavır alması gereken yüksek yargı temsilcilerinin, rektörlerin yasaktan yana tavır almasının anlaşılamadığını vurgulayan Avukat Gürkök, çağdaşlık adı altında yasağı savunanların çelişkiye düştüklerini ifade etti. Gürkök, şöyle devam etti:

“Özgürlükleri sonuna kadar savunması gereken Üniversitelerarası Kurul’un yasakçı bir zihniyetin temsilciliğini yapması son derece talihsizdir. Her türlü yasağa karşı en önde bulunması gereken bu kurum yasakçı zihniyetin fanatik destekçisi gibi tavır alması mantıkla açıklamak mümkün değildir. Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne inandığını ifade eden kimselerin inançlarına uygun davranış sergilemeleri gerekirken yaşanan olaylar göstermektedir ki bu düşünceler sadece sözde kalmaktadır. Gündem temel hak ve özgürlükler alanındaki sınırlamaların kaldırılması olmasına rağmen üzülerek tanık olmaktayız ki tartışmalar başka noktalara taşınmaktadır. Açıklamalar toplumu kutuplaşmaya ve ayrışmaya sevk eder nitelik kazanmaktadır. Bu ortamda bazı çevrelerin eski alışkanlıkları gereği demokrasi dışı çareler aradığı ve darbe çığırtkanlığına başladığını da görmekteyiz. Bunları ilericilik, demokrasi bilinci içinde izah etmek mümkün değildir.”

Avukat Süleyman Gürkök, Anadolu hukukçuları olarak, konunun her demokratik ortamda olduğu gibi yasal çerçevede kalınarak, toplum ihtiyaçlarına uygun bir şekilde sonuçlanmasını beklediklerini sözlerine ekledi.

/ KAYSERİ

08.02.2008


 

Müstehcen reklamlara tepki

Edinilen bilgiye göre, 2007 yılı içinde RTÜK’e 138 bin 14 şikâyet başvurusu yapılırken, bu bildirimlerin yüzde 15’ini, yani 20 bin 135’ini reklâm kuşaklarıyla ilgili şikâyetler oluşturuyor.

Reklâm kuşakları hakkında yüzde 67 ile en çok reklâm konusu ürün, reklâmda yer alan görüntü, müstehcenlik gibi reklâmın niteliğiyle ilgili konular şikâyet ediliyor. Bunu yüzde 33 ile reklâmların yerleştirilmesi, uzun süreli ve sık olması gibi reklâmın niceliği konuları izliyor.

Reklâmların niteliği konusunda bildirimde bulunan vatandaşların en çok, “reklâm kaldırılsın’’, “Çocuk ve gençlerin korunması açısından sakıncalı’’, “Cinsellik ve müstehcenlik ihtiva ediyor’’, “Türk aile yapısına ve ahlâka aykırı görüntüler içeriyor’’, “Ürün, verilen özelliklere sahip değil, toplumu yanıltılıyor’’ şeklinde beyanda bulunduğu bildirildi.

RTÜK Üyesi Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, bu verilere göre, izleyicilerin reklâm sürelerinin fazlalığı konusunda çok şikâyetçi olmadığını belirtti. Yerlikaya, “İzleyici reklam sürelerinin uzun olmasını, bir dereceye kadar tolere etmektedir. Çünkü izleyiciler de yayıncıların tek gelirinin reklâm gelirleri olduğunu bilmektedirler. Bu nedenle izleyiciler abartılı olmayan süre aşımlarına toleranslı yaklaşmaktadır’’ dedi.

Yerlikaya, izleyicilerin yoğunlaştığı asıl konunun reklâm imuhtevaları olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

“İzleyici, içerikteki müstehcenlik, çocuk ve kadın istismarı ile gayri ahlâkî yayınlara izleyici asla toleranslı yaklaşmamaktadır. İzleyici, bu durumdaki reklâmların kaldırılmasını talep etmektedir. Bu da şu demektir, reklâmdan amaçlanan hedefin tam tersi sonuç ortaya çıkmaktadır. Yani, zararlı içerikli reklâmların yayınlanmasından yayıncılar da reklâmı yapılan ürün sahipleri de zarar görmektedir. Çünkü içeriği bozuk reklâmlar, izleyicinin güvenini sarsmakta ve reklâmın etkinliğini azaltmaktadır. Bu sonuçlar izleyicinin reklâm süre aşımını tolere edebildiğini, ancak zararlı içeriklerle çocuklarına, kendisine ve aile yapısına zarar verilmesine şiddetle karşı olduğunu göstermektedir.’’

/ KONYA

08.02.2008


 

Kayıp çocuklar için araştırma yapılacak

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, Türkiye genelinde kayıp çocuklarla ilgili istatistiki bilgiler elde etme, kaybolma sebeplerini belirleme, bu konuda kamuoyunun aydınlatılması ve suçun önlenmesine yönelik çalışma başlattı.

başlattı.Alınan bilgiye göre, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından valiliklerin il insan hakları kurulu başkanlıklarına gönderilen yazıda, Başkanlığın Türkiye’deki kayıp çocuklarla ilgili bir çalışma başlattığı belirtildi. Başkanlığın internet sitesinden de yayınlanan yazıda, ilgili birimlerle irtibata geçilerek ve belirtilen konuların araştırılarak sonucun bir rapor halinde gönderilmesi istendi.

KAYIP ÇOCUK SAYISI BİN 446

Yazıda, Emniyet Genel Müdürlüğünün 17 Ocak 2008 tarihli yazısına göre Türkiye’de kayıp çocuk sayısının bin 446 olarak tesbit edildiği kaydedilerek, kayıp çocukların sorunlarına çözüm bulunması gerektiği ifade edildi.

Bu sebeple İl Emniyet Müdürlüğü, İl Millî Eğitim Müdürlüğü, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, ilgili sivil toplum kuruluşları gibi birimlerle diyalog kurularak kayıp çocukların kaybolma sebepleri, kayıp çocuklarla ilgili istatistiki bilgiler, kayıp çocuklarla ilgili kamuoyunun aydınlatılmasına ve suçun önlenmesine yönelik çalışmaların neler olabileceği konularının araştırılması talep edildi. Yazıda, sonucun bir rapor halinde Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’na yazılı ve elektronik posta yoluyla gönderilmesi istendi.

EN ÇOK KAYIP İSTANBUL’DA

Kayıp çocuklarla ilgili verilere göre, Türkiye’de en çok kayıp çocuk 346 ile İstanbul’da kayıtlara geçerken, bu şehri 138 çocuk ile İzmir takip ediyor. Bu sayı Ankara’da 69, Şanlıurfa’da 57, Bursa’da 45, Diyarbakır’da ise 40.

/ SİVAS

08.02.2008


 

Kolesterol ciddî risk

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Levent Altuntop, kolesterolün kalp ve damar hastalıkları için ciddî bir risk faktörü oluşturduğunu söyledi.

Türkiye’de 6 milyon kişinin kan kolesterol düzeyinin sınırdan yüksek (200-239 mg/dl), 2 milyon kişinin de (240 mg/dl ve üzeri) yüksek bulunduğu belirtildi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Şehir Polikliniği’nde gerçekleştirilen kolesterol ve sorunları konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Altuntop, uygun tedavi ile; kalp infarktüsü ve buna bağlı ölüm, inme ve uç damar hastalığı riskinin yüzde 25-80 oranında azaltılabileceğini ileri sürdü.

Hastalığın erken teşhisi ve tedavisi ile hastanın gelecekte çıkabilecek hastalıkları engellemesi sebebiyle önemli olduğunu belirten Altuntop, “Ulusal Kolesterol Eğitim Programı Erişkin Tedavi Paneli III (NCEP ATP III), 20 yaşından sonra tüm erişkinlerde açlık kan yağ seviyeleri testlerinin yaptırılmasını ve 5 yılda bir kez tekrar edilmesini önermektedir. Kolesterol, kalıtımsal faktörler, gıdalar, şişmanlık, stres ve bazı hastalıklara bağlı yükselebilir” dedi.

/ SAMSUN

08.02.2008


 

Basit görünen soğuk algınlığı zatürreye zemin hazırlayabilir

Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi ve çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Ramazan Canural, basit bir hastalık gibi görülen grip ve benzeri viral solunum yolu enfeksiyonlarının zatürreye zemin hazırlayabileceğini söyledi.

Akciğer dokusunun iltihaplanması olarak bilinen zatürrenin bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak meydana geldiğini belirten Uz. Dr. Canural, bazı türlerinde hastalardan sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski olduğunu dile getirdi. Canural, hastalığın çoğunlukla ağız, boğaz veya sindirim kanalında bulunan mikropların akciğere ulaşmasıyla meydana geldiğini belirterek, “Normal durumda hastalık yapamayan bu mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş kişilerde zatürreye yol açar. Dolayısıyla zatürrenin ortaya çıkmasında bulaşmadan çok, kişinin vücut direncini kıran risk faktörleri rol oynar.” dedi.

Zatürreye zemin hazırlayan viral solunum yolları enfeksiyonlarının çok bulaşıcı olduğunu da kaydeden Canural, virüslerin hapşırık ve öksürükle başkalarına geçtiği gibi ağız ve burun salgılarıyla bulaşmış bardak, mendil, çatal, kaşık, kapı kolu gibi eşyalar aracılığıyla da geçebileceğini kaydederek, “Basit gibi görünen solunum yolu enfeksiyonları, ölümcül olan zatürreye dönüşebilir. Dolayısıyla uzman bir hekime görünmekte fayda vardır” ifadelerini kullandı.

/ DENİZLİ

08.02.2008


 

NASA kara enerjinin peşinde

NASA önümüzdeki yıllarda bütçesinin bir kısmını kâinatta kara enerji olarak bilinen esrarengiz enerji formunu araştırmaya ayıracak.

Amerikan uzay ajansı NASA, evrende ‘’kara enerji’’ olarak bilinen esrarengiz enerji formunu daha iyi anlamayı sağlayacak uzay görevi, ayrıca, güneş sisteminin dış kesimindeki Jüpiter veya Satürn’e, ayrıca güneş halesine insansız uzay aracı göndermeyi planlıyor.

NASA’nın bilimsel araştırma amaçlı uzay görevlerinden sorumlu yetkilisi Alan Stern, 2009 yılı bütçesi kapsamında 7 yeni bilimsel uzay görevinin çalışmasının başlatılmasının planlandığını söyledi.

Başkan George W. Bush yönetiminin hazırladığı bütçede NASA’ya 2009 yılı için 17,9 milyon dolar ayrılıyor ve bunun 4,4 milyar dolarını bilimsel uzay görevleri oluşturuyor.

DIŞ GÜNEŞ SİSTEMİNE YOLCULUK

Jüpiter veya Satürn’e gönderilmesi planlanan uzay aracının, 2017’de fırlatılması düşünülüyor.

Bu uzay aracı, güneş sisteminin bu 2 en büyük gezegeninin uydularından 3’ünden 1’inin yörüngesine oturtulacak.

3 aday arasında Jüpiter’in uydusu Europa da yer alıyor. Bu uyduda bir buz okyanusunun bulunmasından ötürü, uyduda hayat formlarının varolabileceği düşünülüyor. 3 uydudan ikincisi ise, güneş sistemindeki en büyük ay olan Ganymede. Üçüncü ihtimal ise Satürn’ün uydusu olan ve güneş sisteminin ikinci büyük ayı olan Titan. Stern, bu 3 aydan hangisine araç gönderileceğine, bu yılın sonuna dek karar verilmiş olacağını kaydetti.

KARA ENERJİ

Kâinattaki esrarengiz enerji formu olan ‘’kara enerjinin’’ araştırılması için de 2015’de dünya yörüngesine bir uydu oturtulması planlanıyor. Kara enerjinin, ‘’kâinatın giderek artan bir hızla genişlemesine yol açan esrarengiz güç olduğu’’ düşünülüyor.

Tabiatı henüz anlaşılamamış olan bu kara enerjinin, kâinatın kabaca yüzde 70’ini oluşturduğu tahmin ediliyor.

GÜNEŞ HALESİ İÇİN GÖREV

Bir başka uzay görev ise Güneş Halesini anlamayı amaçlıyor. Bu amaçla 2015 yılında güneş halesine ilk uzay aracı fırlatılacak. Güney çevresindeki bu bölge, güneş fırtınalarına sebep oluyor. Stern, gelecek 10 yılın ikinci yarısında, güneş fırtınalarının nasıl hızlandığına, güneş halesinin nasıl ısındığına ilişkin bilgileri kökten değiştirebilecek çalışmalar yapılacağını, dünyada hayatsal önemi olan güneşin, iç kesimindeki faaliyetlerin araştırılacağını kaydetti. Stern’in verdiği bilgiye göre NASA, Ay’a araştırma robotları göndermeyi, ayrıca yeryüzünde kimi bilimsel misyonlar da planlıyor.

/ WASHINGTON

08.02.2008


 

Suçla mücadelede iletişim teknolojisi

Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü tarafından şehre kurulacak olan Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu (MOBESE) sisteminde, yüzlerce kameranın görüntü aktarımı, yüksek hızda kablosuz bağlantı sağlayan ‘’wimax’’ teknolojisiyle sağlanacak.

Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlek Daire Başkanlığı ile Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü tarafından yürütülen MOBESE projesinde, kablosuz veri iletişimi sağlayan ‘’wimax’’ teknolojisi ilk kez kullanılacak.

Geniş bant internet erişimine imkân sağlayan ‘’wimax’’ sisteminin halen İstanbul’un bazı bölgelerinde test aşamasında uygulandığını belirten Emniyet yetkilileri, sistemin tam MOBESE sistemlerinde, ilk kez Kırıkkale’de kullanılacağını bildirdi.

Kırıkkale’deki MOBESE kameralarına ‘’yüz tanıma’’ ve ‘’plâka okuma’’ yazılımları yükleneceğini bildiren Emniyet yetkilileri, bu sayede aranan kişi ve araçların kameraların görüş alanı içine girmesi ile ilgili bütün birimlerin anında uyarılacağını kaydetti.

/ KIRIKKALE

08.02.2008


 

AB desteğiyle gelenek yaşatılacak

Anadolu kültür ve geleneğinin tanıtılması ve yaşatılması için geliştirilen projeye Avrupa Birliği’nden maddî destek geldi. Manisa’da geliştirilen iki proje için Avrupa Birliği (AB) Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi’nden 21 bin 630 Euro destek geldi. MAFEM ve Tekno Team tarafından hazırlanan iki projeden biri “Gelenek Yoksa Gelecek de Yok” isimli projeydi.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse, tanıtılan projelerin Şubat-Temmuz 2008 arasında uygulanacağını belirtti. AB Komisyonu tarafından 2008’in Avrupa Kültürler Arası Diyalog Yılı ilân edildiğini bildiren Karaköse, “Bu bağlamda ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele, etnik kökenler arası diyalog temaları, san’at ve kültür faaliyetleriyle katılımcı ülkelerden gelen gençler arasında kültürler arası öğrenme gerçekleştirilecek. Projeyle ilimizde destekçi kuruluşlarımızla birlikte ülkemiz tanıtılacak, kültür değerlerimizin çeşitliliği, ortak Avrupalılık bilincinde ortaya konacak. Ananevi giyim kuşam, oyun, müzik ve yeme içme gibi kültür değerleri ele alınacak. Projenin mart ayında olması ve o tarihlerde mesir şenliklerinin de kutlanması ise 468 yıldır yaşayan geleneğimizi, katılımcılara tanıtma imkânı verecek.” dedi.

/ MANİSA

08.02.2008


 

Bir harfin bedeli 1,1 milyon $

İngiltere’deki bir seyahat şirketi, internette bir alan adının, yani adresin tek harfine 1 milyon dolar ödedi. İngiliz şirketi bir Alman seyahat şirketinden “cruises.co.uk” alan adresini tam 560 bin sterline (1,1 milyon dolar) satın aldı. Aslında İngiliz şirketinin “cruise.co.uk” adlı başka bir adresi vardı.

Dolayısıyla kendi adresinin sonuna sadece bir (s) harfi ekleyebilmek için tam 1,1 milyon dolar ödemiş oldu. Şu anda internetteki en pahalı adres 12 milyon dolara satılırken, ikinci en pahalı adres ise geçen yıl 9,5 milyon dolara satılmıştı.

/ LONDRA

08.02.2008


 

Dünyanın yarısından fazlası ceplenecek

Dünya’da bu yıl ilk kez cep telefonu olanların sayısının olmayanların sayısını geçeceği bildirildi. BM’ye bağlı Uluslararası Telekomünikasyon Enstitüsü’nün (ITU) aylık dergisinde yer alan bir yazıda, ‘’bu yılın başlarında nüfus içinde cep telefonu kullanımı oranının yüzde 50’ye ulaşmasının beklendiği’’ bildirildi.

Bu, 3.3 milyardan fazla kişinin cep telefonu sahibi olması anlamına geliyor. ITU, cep telefonu hizmeti veren şirketlerden alınan bilgilere dayanan bu rakamlarda, birden fazla cep telefonu olanların fazla telefonlarının dikkate alınmadığını bildirdi. 2000’de, dünya nüfusunun yalnızca yüzde 12’sinin cep telefonu vardı

/ CENEVRE

08.02.2008


 

Yılın ilk tam ay tutulması 21 Şubat’ta

Bu yıl gerçekleşecek iki ay tutulmasından ilki 21 Şubatta tam ay tutulması şeklinde meydana gelecek. Ayın bakır renge dönüşeceği bu gökyüzü şöleni Türkiye’den de izlenebilecek.

Ankara Üniversitesi Rasathanesi’nden alınan bilgiye göre, tam ay tutulması, dolunay aşamasındaki ayın tamamen kararması anlamına geliyor. Türkiye’den de izlenebilecek olan bu muazzam gök olayı 20 Şubat’ı 21 Şubat’a bağlayan gece, Türkiye saati ile 02.36’da başlayacak. 05.01’de gerçekleşecek olan tam tutulma yaklaşık 50 dakika sürecek. 21 Şubatta gerçekleşecek tam Ay tutulması Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Avrupa kıt’alarından da izlenebilecek.

/ ANKARA

08.02.2008


 

Türk araştırmacılardan önemli buluş

ABD’de aralarında Savaş Tay adlı Türk doktora öğrencisinin de bulunduğu bir grup araştırmacı, 3 boyutlu görüntü tekniğinde devrim oluşturan bir buluşa imza attı.

Arizona Üniversitesinden Savaş Tay, Pierre Blanche, Nasser Peygamberian ve arkadaşlarının geliştirdiği holografi tekniğinde gözleri yoran ve bulantı hissi oluşturan gözlüklere gerek duyulmaksızın çıplak gözle üç boyutlu görüntü görülebiliyor. Nature dergisinin yarın yayınlanacak sayısında yer alacak çalışmada, araştırmacılar, bir görüntüyü birkaç dakika kaydedilebilen ve saatlerce muhafaza edebilen 10 cmX10 cm boyutlarındaki bir küpte, üç boyutlu projeksiyon sistemi geliştirdiler. Yansıtılabilen görüntü silinebiliyor ve isteğe göre gösterilebiliyor. Bu sistem için ışığı yüzde 100 yansıtan, uzun süre muhafaza etmeye, çabucak silmeye imkân sağlayan hızlı kaydeden bir malzeme kullanan araştırmacılar Nature dergisindeki makalelerinde, yeni holografi tekniğinin henüz tam anlamıyla olgunlaşmadığı yorumunda bulundular.

/ PARİS

08.02.2008


 

Lazboard’a karşı Snowboard

Rize’nin İkizdere ilçesinde ‘’Lazboard’’ adını verdikleri tahtalarla kayak yapan Meşeköylüler ile profesyonel snowboardcuların karşılaşacağı ‘’Lazboarda Karşı Snowboard’’ yarışması düzenlenecek.

Yarışma organizatörü Orhan İstif, yaptığı açıklamada, yarışmanın Rize Belediyesi ve Red Bull iş birliği ile 20-22 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilmesinin planlandığını söyledi. İkizdere ilçesine bağlı Meşeköy köyünde yaşayan vatandaşların, amatör olarak hazırladıkları ve ‘’lazboard’’ adını verdikleri tahtalarla kayak yaptıklarını belirten İstif, kayak merkezi olmaya aday İkizdere Vadisini, Kaçkar Dağları gibi kış turizmine kazandırmak ve yöreyi tanıtmak için böyle bir yarışma düzenlendiğini anlattı.

/ RİZE

08.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri