Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Bahçeli: Anıttepe ile Kocatepe’yi MHP bağlar

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin, kimseyi bir tercihe ve taraf olmaya zorlamadığını belirterek, “MHP, Anıttepe ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, son dönemde MHP’yi hedef alan “tahrik, hezeyan ve suçlamaların” bulunduğunu ileri sürerken, MHP olarak suçlamalar karşısında millî duruşlarını sergilediklerini dile getirdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin, kimseyi bir tercihe ve taraf olmaya zorlamadığını belirterek, ‘’MHP, Anıttepe ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır’’ dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, son dönemde MHP’yi hedef alan tahrik, hezeyan ve suçlamaların bulunduğunu hatırlatarak, MHP olarak suçlamalar karşısında milli duruşlarını sergilediklerini dile getirdi. Bahçeli, yapacağı açıklamaların demokrasi ve inanç manifestosu olarak da hatırlanmasını istedi.

Bahçeli, MHP’nin en önemli görevinin, kutuplaşma ve gerilimin müzmin tarihini oluşturan, milletin değerleri ile devlet yönetimi arasındaki yapay ve anlamsız çatışmanın son bulması için çaba göstermek olduğunu bildirdi.

Bahçeli, ‘’Milletinden kopuk bir devlet yapılanmasını dayatmak isteyenler ile devleti kendi istekleri ve istismar alanları doğrultusunda kurgulamak isteyen odakların her buhran yarattıkları dönemde, karşılarında MHP ve onun seçkin mensupları yer almış, kutlu değerleri uğruna siper olmuşlardır’’ dedi.

MHP’nin, kurulduğundan beri karşıtlarının sürekli eleştiri ve sataşmalarına maruz kaldığını öne süren Bahçeli, “İnanç istismarının aktörlerinden sonra bu kez de ortaya çıkan laiklik istismarcılarının da hedefi MHP ve Türk milliyetçileridir’’ dedi.

MHP lideri Bahçeli, ‘’Bedeli kanla ödenerek Büyük Atatürk’ün önderliğinde kurulmuş Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara iki önemli tepe üzerinde sembolleşmiştir. Bunlardan biri devletimizi kuran ve milletimizi kurtaran aziz Atatürk’ün naaşının bulunduğu Anıtkabir’i barındıran Anıttepe, diğeri ise inanç hürriyetimizin ve manevi değerlerimizin sembolü olan bir mabedi barındıran Kocatepe’dir’’ diyerek şunları kaydetti: “MHP, kimseyi asla bir tercihe ve taraf olmaya zorlamadan, her ikisini de en yüksek seviyede benimseyen ve temsil eden, bu değerler arasındaki rabıta ve bağın kopartılmasına asla izin vermeyen duruşu ile Anıttepe ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır. Milliyetçi Hareket din ve vicdan özgürlüğünün, laikliğin teminatı, savunucusu ve koruyucusudur. Partimiz bu değerleri yalnızca savunmanın da ötesinde, birbirleri ile bir terkip oluşmasını arzulamaktadır. Bu yapının yıkılmasına da istismarına da çatıştırılmasına da izin vermeyecektir.”

/ ANKARA

06.02.2008


 

Tartışmalar siyasî zeminde sürüyor

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, başörtüsü tartışmalarının toplumu gerdiği ve kutuplaşmaları körüklediği şeklindeki soruyu “Halkta bir ayrım olduğu kanısında değilim. Halk nezdinde böyle bir kutuplaşmayı görmüyorum. Siyasî zeminde münakaşalar sürüyor’’ diyerek cevapladı. Siyasîlerin arasında bu konuda bir uzlaştırıcı olup olmayacağı sorusuna cevabında Gül, “Ülkeyi ilgilendiren güvenlik gibi daha genel konularda olabilir. Ancak her tartışmada Cumhurbaşkanı devreye giremez’’ diyerek, bu tartışmanın içine girmek istemediğinin sinyalini verdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, başörtüsü tartışmalarının toplumda kutuplaşmaları artırdığı yönündeki görüşlere katılmadığını belirterek, “Halk nezdinde kutuplaşmaları görmüyorum. Ancak siyasî düzlemde tartışmalar sürüyor’’ dedi. Katar’a hareketinden önce havalimanında bir basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Gül, gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasını öngören Anayasa değişikliğini “referanduma götürür müsünüz’’ şeklindeki bir soruya Gül, temel hak ve özgürlükler konusunda referanduma gidilmesini doğru bulmadığını söyleyerek, bu konuda henüz kararını vermediğini dile getirdi.

Başörtüsü tartışmalarının toplumu gerdiği ve kutuplaşmaları körüklediği yünündeki bir başka soru üzerine ise Gül, ‘’Halkta bir ayrım olduğu kanısında değilim. Halk nezdinde böyle bir kutuplaşmayı görmüyorum. Siyasi zeminde münakaşalar sürüyor’’ diye konuştu.

Gül, siyasilerin arasında bu konuda bir uzlaştırıcı olup olmayacağı şeklindeki bir başka soruya ise ‘’Ülkeyi ilgilendiren güvenlik gibi daha genel konularda olabilir. Ancak her tartışmada Cumhurbaşkanı devreye giremez’’ karşılığını vererek böyle bir tartışmanın içine girmek istemediğinin sinyalini verdi. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin Türkiye ziyareti hakkındaki bir soruya ise Gül, ‘’Daha öncede söylediğim gibi seçilmiş bir Cumhurbaşkanı Türkiye’ye gelebilir’’ dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife El Tani’nin davetine icabetle 5-7 Şubat 2008 tarihlerinde Katar Devleti’ne resmî ziyarette bulunacağını söyledi. Gül, ziyaretinde kendisine Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in refakat edeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Gül, Katar Emiri El Tani ile yapacağı görüşmelerin yanı sıra Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad bin Jassem bin Jabor Al Tani’yi, Başbakan Yardımcısı ve Enerji ve Sanayi Bakanı Abdullah bin Hamad Al-Attiyah’ı da kabul edeceğini belirterek, Türkiye-Katar ilişkilerinin özellikle son dönemde bütün alanlarda önemli ivme yakaladığını kaydetti.

Gül, Katar’a ziyareti sırasında Türkiye ve Katar arasındaki ticari ilişkilerin hukuki altyapısını sağlamlaştıracak iki anlaşmanın onay belgelerinin teati edilmesi suretiyle yürürlüğe gireceğini belirterek, “Bu iş adamlarımız için önemli imkanlar sağlayacaktır” dedi.

/ ANKARA

06.02.2008


 

Başörtüsü Genel Kurul’da

TBMM Genel Kurulunda, başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifinin görüşmeleri ve ilk tur oylaması bugün yapılacak.

TBMM Anayasa Komisyonunda 1 Şubat Cuma günü kabul edilen Anayasa değişikliği teklifi, bugün Genel Kurulda ele alınacak. Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandıktan sonra, maddelerine geçilmesi için gizli oylama yapılacak. Daha sonra, 3 maddeden oluşan teklifin maddeleri üzerinde ayrı ayrı görüşme yapıldıktan sonra gizli oylamaları gerçekleştirilecek.

Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerde, siyasi parti grupları ile Hükümet adına yapılan konuşmalar 20’şer dakika, milletvekillerinin kişisel görüşlerini açıkladığı konuşmalar da 10’ar dakika olacak. Teklifin maddeleri üzerindeki konuşma süreleri ise tümü üzerindeki sürenin yarısı ile sınırlı tutulacak.

Anayasa değişikliği teklifinin ikinci tur görüşmesi, ilk tur görüşmeler tamamlandıktan sonra en erken 48 saat sonra yapılabiliyor. Bu sebeple ikinci tur görüşmeler 9 Şubat Cumartesi günü gerçekleştirilecek. İkinci tur görüşmede, yalnızca maddeler üzerinde verilmiş değişiklik önergeleri ele alınacak, bir madde üzerinde birinci turda değişiklik önergesi verilmemişse ikinci turda da ilgili madde ile ilgili önerge verilemeyecek.

Anayasa değişikliği teklifinin maddelerinin ve tümünün kabulü, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun (330) gizli oyu ile mümkün olabilecek. Birinci turda gerekli çoğunlukla (330) kabul oyu alamayan bir madde, ikinci turda da en az (330) oy alamazsa reddedilmiş sayılacak.

/ ANKARA

06.02.2008


 

DTP: Yasağın kalkması yönünde oy kullanacağız

DTP Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, hiç kimsenin İslâm’ın emrettiği ve insanların da İslâmın emirlerine uyarak taktığı başörtüsüne ve giyim şekline karışamayacağını belirterek, Meclis’te başörtüsü yasağının kalkması yönünde oy kullanacaklarını söyledi.

Karabaş, “İnsanların giyim şekline karışırsanız, inancına saygısızlık yapmış olursunuz. Aynı zamanda insanların özgürlüklerini kısıtlamış olursunuz. O zaman da ‘Biz özgür bir ülkede yaşıyoruz’ diyemezsiniz.” dedi.

Dininin gereğini yerine getirenlere saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Karabaş, şöyle devam etti: “Ben ve partim, başörtüsü sorununda yasaklar kalksın ve başörtü serbest bırakılsın diye mücadele ediyoruz. Başından beri biz başörtüsü serbest bırakılsın diye uğraşıyoruz ama bazı basın yayın organları bizim konuşmalarımızı saptırarak, kamuoyunu yanlış bilgilendiriyor. Bazı yayın organları bizi CHP gibi düşünüyormuş gibi göstermeye çalıştılar. Hayır kesinlikle bu durum böyle değil. Biz parti olarak en başından beri söyledik ve hala diyoruz. Başörtüsü insanların yaşadığı dini gereği takmaları gereken bir değerdir. İnsanlara ve dine saygı açısından serbest bırakılsın. İnsanlar başörtüleriyle okullarına gidebilsinler, iş yerlerine de gidebilsinler. Siz ancak birinin hakkını eğer o insan birini öldürürse veya bir suç işlerse kısıtlayabilirsiniz. Tamamen saf bir insanı sırf başörtüsü örtüyor diye cezalandıramazsınız. Başörtüsü takan bir insanın hakları neden kısıtlanıyor. Birini mi öldürmüş, bir suç mu işlemiş?” DTP Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, Meclis’e sunulacak oylamada başörtüsü yasağının kesinlikle kalkması yönünde oy kullanacaklarını da sözlerine ekledi.

/ BİTLİS

06.02.2008


 

Baykal'a göre, örtünme İslâmın icabı değil

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, türban konusunun altında laikliğe karşı bir meydan okuma olduğunu savunarak, “Örtünme İslamiyetin icabı değildir” iddiasında bulundu.

CHP lideri Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifine tepki gösterdi. “Karşımızdaki konu türban konusu değil laiklik konusudur” diyen Baykal, laikliğin toplumun önemli kesimleri tarafından hazmedilemediğini savundu. Baykal, şöyle devam etti:

“Bu açıktan bir meydan okumadır. Laikliğe yönelik darbe süreci açıktan bir meydan okuyacak düzeye geldi. Nerdeyse Kelime-i Şahadet anlamındaymış gibi türban takma anlayışı ortaya çıktı. Örtünme İslamiyetin icabı değildir. İslam öncesinde de o toplumda vardı ve bunun icabı olarak kabul görülmüş bir uygulamadır. Bütün dinlerde örtünme vardı. Hırıstiyanlıkta ve Musevilikte de vardır. İslam bu dinlerin ortaya koyduğu örtünmeleri tarif eder yorum getirir. Bu örtünme biçimi bir ithal dayatmadır. Anadolu’da böyle bir örtünme şekli yoktur. İslamiyettte ‘hımar’ diye bir tabir vardır. Fıkıhçılar bu örtü müdür başörtüsü müdür konusunda tartışmış çoğunluk baş olarak algılanması konusunda fikir belirtmiştir. Kastedilen ‘başın örtünmesiyse saçın bir tek telinin gözükmesi de günah mıdır?’ konusunda fikir alış verişinde bulunulmuş bazıları kulakların altındaki saçların gözükeceğini belirtmiştir. Hanefi mezhebinin imamı İmamı Azam, kadının saçının 4’te birinin açılmasının namazı bozmayacağı hükmüne varmıştır. Bir tek vatandaşın saçının bir telinin görünemez radikal anlayışını sahiplenmesine saygı duyarım. Bu içtihad yorumun Anayasa hükmü haline getirilmesi kabul edilemez. Bu yanlış olur. Çok tehlikeli çok yanlış yapmış olursunuz. İşte laiklik bu...”

/ ANKARA

06.02.2008


 

Yasakçılar da sanal âlemde

Başörtüsü yasağına karşı çıkan ve başörtüsü yasağını destekleyen akademisyenlerin mücadelesi sanal ortama kaydı.

Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağının kaldırılmasını isteyen ‘başörtüsüne destek deklarasyonu’nu imzalayan akademisyenlerin sayısı 2 bin 500’e yaklaşırken ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Dağı ile Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaban Çalış’ın http://universitedeozgurluk.blogspot.com adresinden başlattığı kampanyaya karşı görüşlü akademisyenler de http://universitelerbizimdir.blogspot.com adresinden destekçi toplamaya çalışıyor. Üniversitelerde başörtüsünü istemeyen öğretim üyelerinin 4 Şubat’ta başlattığı kampanyaya ise şimdiye kadar 80 akademisyen destek vermiş durumda.

/ ADANA

06.02.2008


 

İkinci “Solingen” istemiyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’da meydana gelen yangın sonrası 9 Türkün ölmesiyle ilgili olarak, ikinci bir “Solingen olayı” yaşamak istemediklerini söyledi. Erdoğan, Alman makamlarıyla varılan mutabakat çerçevesinde Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu ile beraber 4 emniyet görevlisinin olay yerine gideceğini açıkladı.

Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, 7-10 Şubat tarihleri arasında, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmek ve 44. Münih Güvenlik Politikası Konferansına katılmak üzere Almanya’ya gideceğini hatırlattı. Merkel ile Almanya’da bulunan 3 milyona yakın Türk vatandaşının sorunları, iki ülke arasındaki ilişkiler ve Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri ile ilgili konuları ayrıntılı bir şekilde konuşma imkânı bulacağını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

‘’Hafta sonu, Münih Güvenlik Konferansında da açılış konuşması yapmam öngörülüyor. Ülkemizin barış ve medeniyet vizyonunu, dünyamızın geleceğiyle ilgili endişelerimizi ve umutlarımızı, sorunları ve çözüm önerilerimizi katılımcılara aktaracağım. Her yurtdışı ziyaretinde yaptığımız gibi, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızla bir araya geleceğiz. Türk toplumunu ilgilendiren konuları oradaki sivil toplum örgütlerinin başkanlarıyla daha sonra da büyük bir salonda orada yaşayan sivil toplum örgütlerinin de gayretleriyle 10-15 bin kişinin katılacağı bir toplantı yapacağız. Ne var ki biz tam da oradaki vatandaşlarımızla kucaklaşmanın heyecanını yaşarken, Güvenlik Konferansında ülkemizin ve insanlığın güvenliğini konuşmaya hazırlanırken, Almanya’dan gelen acı bir haber ile sarsıldık. Almanya’nın Ludwigshafen şehrinde meydana gelen trajik bir yangın faciasında 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. İkisi ağır, 20 de yaralı kardeşimiz var. Acımız, üzüntümüz büyüktür. Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına, milletimize, Almanya’da yaşayan vatandaşlarımıza başsağlığı, sabır ve metanet diliyorum. Yaralı kardeşlerimize Allah’tan acil şifalar temenni ediyorum.’’

Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schauble ile önceki gün akşam Almanya’da yaşanan ‘’bu elim hadiseyi’’ bütün boyutlarıyla konuştuğunu bildiren Erdoğan, ‘’Kendilerinin de bir tedirginlik içinde olduğunu gördüm. Olayın bir an önce tüm boyutlarıyla aydınlatılması için azami çaba göstermeleri gerektiğini kendilerine söyledim. Araştırmanın titizlikle yürütüleceğine dair kendilerinden söz aldım’’ diye konuştu. Başbakan Erdoğan, ikinci bir ‘’Solingen Olayı’’ yaşamak istemediklerini de belirterek, ‘’Böyle bir durumu görmek istemiyoruz. Bunu kendilerine özellikle hatırlattım’’ dedi.

ERDOĞAN OLAY YERİNE GİDECEK

Hükümet olarak olayın aydınlanması için ellerinden geleni yapacaklarını bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Sadece Türk vatandaşlarının hayatlarını kaybettiği bu yangında akıllara ilk gelen, ihmal ya da kasıt ihtimali, bizi büyük endişeye sevk etmiştir. Umuyorum ki soruşturma en kısa zamanda sonuçlanacaktır ve olay aydınlığa kavuşacaktır. Hükümet olarak olayın bir an önce aydınlatılması için yakın takipçisi olacağımızdan herkesin emin olmasını istiyorum. Bu elim olayın arkasındaki esas saik, son zamanlardaki ‘yabancı düşmanlığı’ anlayışına dayalı bir gelişme midir, değil midir? İstiyoruz ki bu olmasın. Alman makamlarıyla yaptığımız görüşmelerde Türkiye’den de bir uzman heyetin olayla ilgili incelemelere katkıda bulunması için mutabık kaldık. Bu akşam (dün) Devlet Bakanımız Mustafa Said Yazıcıoğlu, emniyetten 4 kişilik bir heyetle birlikte olay yerine giderek, bu elim olaydan etkilenen vatandaşlarımızla beraber olacak ve buradaki çalışmaları yerinde tesbit ederek, kendileri de oradaki teknik çalışmaya katılacak. Soruşturmanın seyri hakkında bilgi alacak. Allah acıları kimseye yaşatmasın. Gelişmeye göre de Mustafa Bey’den (Sait Yazıcıoğlu) alacağım bilgiye göre de gerekirse Perşembe günü ben de olay yerine giderek, olayın yerinde yapılan çalışmayı görmek ve incelemelerde bulunmak istiyorum. Bakan arkadaşlarımla birlikte orada olacağım.’’

/ ANKARA

06.02.2008


 

Rektör Parlak’a suç duyurusu

Mazlumder Kocaeli Şubesi, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak hakkında suç duyurusunda bulundu. Parlak, bir televizyon programında başörtülü öğrencilere hakkettiği notu vermeyeceklerini söylemişti.

Kocaeli Adliyesi’ne gelen Mazlumder Kocaeli Şube Başkanı Nigar Gümrükçüoğlu, suç duyurusundan önce basın açıklaması yaptı. Başörtü yasağının kamuoyu gündemine oturduğu günden beri üzerine vazife olan-olmayan herkesin çığırında çıkmış açıklamalar yaptığını belirten Gümrükçüoğlu, başörtüsünün inançlarının hürriyet sembolu olduğunu açıklayarak, konunun başka yönlere taşınmamasını istedi.

Açıklamadan sonra Gümrükçüoğlu, suç duyurusu dosyasını Müracaat Savcısı Erdoğan İnem’e teslim etti. Suç duyurusuna gerekçe olarak’da Rektör Parlak’ın daha önce Kanal 1 televizyonun anahaber bülteninde yaptığı “Bu gerginlik bizi bile etkileyecek. Belki hiç hakkımız olmadığı halde, türbanlı bir öğrenciye, Cumhuriyet ilkelerinin kıyafetlerine aykırı diye hak ettiği notu vermeyeceğiz” sözleri gösterildi. Parlak’ın bu sözlerle TCK’nın 122. Maddesinde ayrımcılık başlığı altında düzenlenen yasa maddesini ihlâl ettiği belirtildi.

/ KOCAELİ

06.02.2008


 

YÖK Genel Kurulu yarın toplanıyor

YÖK Genel Kurulu, yarın toplanıyor. Kurul, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında ilk kez toplanacak.

YÖK’te gerçekleştirilecek toplantıya, 28 Aralık 2007’den itibaren izinde bulunan YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme de katılacak. YÖK, Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından seçilen 7’şer üye olmak üzere toplam 21 üyeden oluşuyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün boş bulunan YÖK üyeliklerine önceki gün yaptığı atamalarla kurul üye sayısı 20 oldu. Bir üyelik ise boş bulunuyor. Cumhurbaşkanı Gül, YÖK’e şu ana kadar Cumhurbaşkanlığı kontenjanından Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Prof. Dr. Berrak Kurtuluş, Prof. Dr. Durmuş Günay ve Ömer Demir’i atadı. Gül, Bakanlar Kurulunca kurul üyeliğine seçilen Prof. Dr. Yunus Söylet ve ÜAK kontenjanından kurul üyeliğine seçilen Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu’nun da atamasını yaptı. ÜAK, 24 Ocaktaki toplantısında Prof. Dr. Celal Şengör’ü de YÖK üyeliği için aday göstermişti. Şengör’ün üyeliği, Cumhurbaşkanı Gül’ün onaması durumunda kesinleşecek.

/ ANKARA

06.02.2008


 

Türkiye dine güveniyor

AB tarafından yayınlanan Eurobarometre 2007 raporuna göre Türkiye’de dinî kurumlara olan güven yüzde 64. Bu oran AB ortalamasının üstünde çıktı.

Türkiye kamuoyunun AB’ye bakışını ve üyelik sürecindeki Türkiye’nin görüşlerinin üye 27 ülke ve üye adayı diğer ülkeler ile karşılaştırmalı olarak verildiği raporda yer alan bazı sonuçlar şöyle:

AB hayatından memnun

Türkiye’de hayatından memnun olanların oranı yüzde 70 iken AB ülkelerindeki memnuniyet oranı yüzde 80 oranında. Gelecek 12 ay hakkındaki beklentilerde Türkiye kamuoyunun yüzde 34’ü iyimser iken AB ortalaması yüzde 30’da kaldı.

Kurumlara güven

Türkiye’de dini kurumlara güven yüzde 64 ile yüksek bir oranda ortaya çıkarken AB genelinde yüzde 46 oranında gerçekleşti. Yine Türkiye’de Meclise duyulan güven oranı yüzde 64, sendikalara yüzde 28, medyaya yüzde 23 oranında gerçekleşti.

Türk kamuoyunun üyelik hakkında görüşleri

Türk kamuoyunun yüzde 49’u AB üyeliğinin iyi bir şey olacağını düşünüyor. Bir önceki raporda bu oran yüzde 53 düzeyinde gerçekleşmişti.

Türkiye’de yüzde 31’lik bir kitle Avrupa’daki siyasî meselelerden haberdar olduğunu düşünürken bu oran AB genelinde yüzde 18 düzeyinde kaldı. Bu oranla Türkiye AB ülkeleri arasında birinci sırada yer aldı.

Türkiye’de AB’nin ülke ekonomisi üzerine etkisine bakıldığında AB’nin olumlu rol oynadığını düşünenler yüzde 37. Benzer şekilde çevreyi koruma alanında da AB’nin olumlu rol oynadığını düşünenler Türkiye’de yüzde 36 oranında gerçekleşti. Enflasyon, iskan, emeklilik konularında Türkiye’de AB’nin olumlu rol oynadığını düşünenler AB genelinden yüksek çıktı.

Kemal Benek / ANKARA

06.02.2008


 

TÜSİAD: Türk halkının ilgisi AB’ye bağlı

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türk halkının AB’ye verdiği onayın hızlı bir şekilde yeniden artabileceğini, ancak bunun “Avrupalı dostlara” bağlı olduğunu belirtti.

Yalçındağ, Alman “Die Welt” gazetesinde yayınlanan röportajında, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin ve Alman Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU), Türkiye’nin AB üyeliğine karşı sergilediği tutumun, Türk halkı arasında AB’ye verilen onayı azalttığını belirterek, “Bu bir tepkidir. Medya alanında da çalıştığım için AB onayının artmasının Avrupalı dostlarımıza bağlı olduğunu biliyorum. Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili olarak yapılan sert yorumların Türk kamuoyuna büyük etkisi oluyor” dedi.

Türkiye’nin, AB süreciyle, kendisini siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak yenilemek istediğini ifade eden Yalçındağ, “Bunu öncelikli olarak kendisi için yapıyor. Son 40 yılda birleşik bir Avrupa’nın, sadece Avrupa ülkeleri için değil, dünyadaki diğer ülkeler için de iyi olduğuna inandık. Bu, tarihi çağımızın medenileşme sürecidir. Bizler de bu değerleri paylaştığımız için Türkiye’de AB üyeliğine destek yüzde 70 ila 75 arasında diğer üye ülkeler arasındaki en yüksek orandı. Ancak Sarkozy ve Alman CDU partisinin tutumu bu oranı düşürdü” diye konuştu.

/ ANKARA

06.02.2008


 

Hak-İş: Özgürlükçü yol sabote edilmesin

Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Türkiye’de başörtüsü problemi değil, başörtüsüyle problemi olanlar’’ bulunduğunu belirterek, “Temennimiz, açılan demokratik ve özgürlükçü yolun sabote edilmemesi ve tıkanmamasıdır’’ dedi.

Arslan, yaptığı yazılı açıklamada, yüksek öğretimde başörtüsü yasağının kaldırılmasına yönelik yasama çalışmalarını, bazı üniversite rektörleri, yargı mensupları, iş çevreleri ve politikacıların rejim ve laiklik tartışmalarına indirgemelerini kaygıyla izlediklerini ifade etti. Arslan, şunları kaydetti: “Ülkemizde başörtüsünü problem haline getirenler şunu bilmelidir ki, ülkemizde başörtüsü problemi değil, başörtüsüyle problemi olanlar vardır. Başörtüsüyle mücadele edenler, öncelikle kendi kafalarının içerisindeki antidemokratik tepki ve dürtüyle mücadele etmelidirler. Kendi subjektif dayatmalarını TBMM’nin iradesinden üstün görenler millet iradesine karşı dikilenlerdir. Temennimiz, açılan demokratik ve özgürlükçü yolun sabote edilmemesi ve tıkanmamasıdır. Süreç doğru yönetilmelidir. Demokrat ve özgürlükçü tüm siyaset, üniversite, yargı, iş çevreleri ve sivil toplum örgütlerine bu insanlık ayıbının hızla ortadan kaldırılması yönünde çağrıda bulunuyoruz.’’

/ ANKARA

06.02.2008


 

Özgür üniversite hepimizin görevi

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyeliğine atanan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay, ‘’Üniversiteleri özgürce konuşan, tartışan, farklı herkesin orada bulunmaktan zevk duyacağı özgürlük ortamına kavuşturmamız gerekiyor. Bu hepimizin görevidir” dedi.

Günay, yaptığı açıklamada, Türkiye’de üniversitelerin birikmiş ve ertelenmiş çok sayıda sorunu olduğunu, uzun süreden beri yüksek öğretim konusunda bekleme ve erteleme yaşandığını söyledi.

Günay, bazı kişilerin, bazı söylemleri o kişiyi zora sokmak için çarpıtarak yansıttığını, kişilerin ne söylemek istediğini doğru anlayıp eleştiri yapılması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

‘’İnsanların söylediğinin bir kenarından bir şey alıp onu abartarak yanlış sonuçlara ve yorumlara varılıyor. Bu da toplumda ve insanlar arasındaki güven zayıflığından kaynaklanıyor. Birbirimize biraz daha güvenmemiz lâzım. Üniversiteleri özgürce konuşan, tartışan, farklı herkesin orada bulunmaktan zevk duyacağı özgürlük ortamına kavuşturmamız gerekiyor. Bu hepimizin görevidir. Türkiye’ye hizmet böyle olacaktır. Bu dönemde YÖK’e önemli görevler düşüyor.’’

Üniversiteyle toplum arasındaki gerilimi ve çatışmayı durdurmanın herkesin görevi olduğuna dikkati çeken Günay, şöyle konuştu:

“Üniversiteyle toplum arasındaki güven bağlarını tekrar kurmamız, kavga ve gerilim ortamını sona erdirmemiz gerekiyor. Bunun için karşılıklı güven oluşması şart. Üniversitelerdeki gerilim ve tartışmalar, öğretim üyelerini birbirine yabancılaştırıyor. Toplumla üniversitelerin de birbirlerine yabancılaşmasına yol açılıyor. Dolayısıyla sosyal sermayemiz zayıflıyor. İnsanlar arasında güven, birlikte iş yapabilme becerisi ve yeteneği, karşılıklı sevgi ve saygı varsa sosyal sermaye de daha yüksek oluyor. Dolayısıyla gerilimler toplumda hem yetişmiş insan gücü, hem de sosyal sermaye olarak insan yetiştirmekle görevli üniversitenin fonksiyonlarına zarar veriyor.’’

REKABETÇİ ÜNİVERSİTELER OLSUN

Türkiye’nin çekişmelerden ve tartışmalardan bir şey kazanamayacağını anlatan Günay, sözlerini şöyle tamamladı: “Çok kısır, derinliksiz bir tartışma alanına sürükleniyoruz. Bundan süratle çıkmamız gerekiyor. Toplumdaki gerilimleri, çekişmeleri, düzeysiz tartışmaları bitirmeliyiz. Avrupa’nın hiçbir üniversitesi kendini beğenmiyor. Avrupa’nın bütün entelektüel ve akademisyenleri kafa kafaya verdiler, 2010 yılına kadar dünyanın en rekabetçi üniversitelerini kurmaya çalışıyorlar. En ince ayrıntıları bile tartışıyorlar. Böyle bir çaba içindeler. Bizim de hiç vakit kaybetmememiz lâzım. Türkiye gerçekten insan gücü, nüfusu ve ekonomisiyle sıçrama noktasına gelmiştir. Bu dönemi de çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor.”

/ ZONGULDAK

06.02.2008


 

Kuş gribi Sakarya’da

Sakarya’nın Kaynarca ilçesine bağlı Yeniçam köyündeki kümes hayvanı ölümlerinin, ilk laboratuvar test sonuçlarına göre kuş gribinden kaynaklandığı belirtildi.

Yeniçam köyünde önceki gün meydana gelen kümes hayvanı ölümleri üzerine, numuneler Pendik Veteriner Kontrol ve Araştırma Müdürlüğüne gönderildi. Yapılan ilk laboratuvar test sonuçlarına göre, ölümlerin kuş gribinden kaynaklandığı bildirildi. Gelişmeler üzerine Kaynarca’ya bağlı Yeniçam, Şeyhtımarı ve Kocaeli’nin Kandıra ilçesine bağlı Sarıgazi köyleri karantinaya alınarak, itlâf çalışmalarına başlandı. Sakarya Valisi Hüseyin Atak, bölgede kuş gribi vakası yaşandığını doğrulayarak, “Maalesef böyle bir durum var. Öğleden sonra Tarım İl Müdürlüğünde açıklama yapılacak” dedi. Sakarya Tarım İl Müdürü Abdurahman Çakar da idarî, fennî tedbirleri aldıklarını belirterek, “İlk bulgular o yönde. Kalıcı laboratuvar testi sonucunu bekliyoruz. Tüm tedbirleri aldık. Endişe edecek bir durum yok” diye konuştu.

/ KAYNARCA

06.02.2008


 

‘Alo 183’ü kullanan yok

Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürlüğünce kadın, çocuk, engelli ve yaşlılara yönelik şiddet ve istismarın bildirilmesi için oluşturulan ‘’Alo 183’’ ihbar hattına Şanlıurfa’da 2 yılda sadece iki kişi başvurdu.

İhbarda bulunmak isteyenlerin söz konusu hattı aramaları halinde Ankara’daki yetkili kişinin vatandaşa yardım ettiğini, daha sonra da il müdürlüklerindeki ilgili kişilerin vatandaşa yönlendirildiğini dile getiren Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Abdullah Özbay, bunun ardından istismara uğrayan kişiye ulaşılarak, gerekli yerlerde koruma altına alındığını veya sorunu çözme yoluna gidildiğini ifade etti. İki yıldır genel müdürlükte faaliyet gösteren hattın genel olarak bilinmediğini, vatandaşların hattan habersiz olduğunu aktaran Özbay, ‘’İnsanlarımız ‘155, 156’ telefonlarını biliyor. Ancak bu hattı bilmiyor. Bunun temelinde tanımamanın yanı sıra aramaktan çekinme faktörü de etkili’’ diye konuştu.

/ ŞANLIURFA

06.02.2008


 

İlk cemreye 2 hafta kaldı

İlk cemre 19 Şubatta havaya düşecek. Çukurova Üniversitesi'nden Prof. Dr. Erman Artun, “kor halindeki ateş” anlamına gelen cemrenin, ilkbahara doğru, önce havada, sonra suda ve son olarak toprakta 7’şer gün aralıklarla meydana gelen bir sıcaklık yükselişi olduğunu belirtti.

Eskilerin, 365 günlük yılı, 179’u ‘kasım’ ve 186’sı ‘hızır’ günleri olarak ikiye ayırdıklarını ifade eden Prof. Dr. Artun, yılın kış devresinin 8 Kasımda başladığını ve 6 Mayısta da hıdırellez ile birlikte yaz devresi, yani hızır günlerine girildiğini söyledi.

Prof. Dr. Erman Artun, kasımın 105’inde (19-20 Şubat) birinci cemrenin havaya, 112’sinde (26-27 Şubat) ikincisinin suya, 119’unda da (5-6 Mart) üçüncü cemrenin toprağa düştüğüne ve yedi günlük aralıklarla buraları ısıttıklarına inanıldığını bildirdi.

/ ADANA

06.02.2008


 

Benzinci robot

Hollandalı bilim insanları, araçlara benzin doldurabilen robot geliştirdi.

Daha önce inek sağan robotlar üreten Hollandalı mucitlerin geliştirdiği pompacı robot, benzin istasyonuna gelen aracın sürücüsünün aşağı inmesine gerek kalmadan, otomobilin benzin kapağını dikkatlice açıyor, depo kapağını gevşetiyor ve pompa tabancasını açık benzin deposuna yerleştirerek, depoyu dolduruyor.

/ ANKARA

06.02.2008


 

İstanbul ve Ankara’da sis

İstanbul’da sabah saatlerinde etkisini iyice hissettiren yoğun sis sebebiyle şehir hatları vapur seferleri ile deniz otobüsü seferleri yapılamadı.

Vapur seferleri iptal edilince çok sayıda vatandaşl, gruplar halinde taksilere binerek Anadolu yakasına geçmeye çalıştı. İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, İstanbul’daki yoğun sisin yarın öğle saatlerinden sonra etkisini kaybetmesini beklediklerini bildirdi. Esenboğa Havalimanı’nda etkili olan yoğun sis sebebiyle uçak iniş ve kalkışları uzun süre yapılamadı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi yetkilileri, sisin İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki hava ulaşımında herhangi bir olumsuzluğa sebep olmadığını belirterek, Ankara Esenboğa Havalimanı’nda görüş mesafesinin düşmesi sebebiyle İstanbul-Ankara uçak seferlerinin yapılamadığını bildirdiler. Çanakkale Boğazı’nda da akşam saatlerinden itibaren etkili olan yoğun sis, deniz ulaşımını etkiledi. Boğazın, çift yönlü olarak kapatılması nedeniyle, transit gemi geçişleri yapılamadı.

/ İSTANBUL

06.02.2008


 

Türkiye’de sigara yılda 100 bin can alıyor

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Sekreteri Ahmet Sırrı Arvas, Türkiye’de sigara ve bağlı hastalıklardan yılda yaklaşık 100 bin kişinin vefat ettiğini bildirdi.

Arvas, 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, sigara içmeyi bir kez deneyen her dört kişiden üçünün tiryaki olduğunu belirtti. Türkiye’de sigara ve bağlı hastalıklardan yılda yaklaşık 100 bin kişinin öldüğünü kaydeden Arvas, şunları kaydetti: “Sigara ve alkol kullanımı, insan vücudunun savunma sistemini çökertirken, sayısız hastalık ve ölümlere zemin hazırlıyor. Akciğer, ağız boşluğu, yemek borusu, boyun, pankreas, mesane, böbrek, mide ve kan kanserine yol açıyor. Tütün tüketiminde dünya dördüncüsüyüz. Halkımızı Dünya Sigarayı Bırakma Günü’nü vesile ederek, sigarayı bırakmaya dâvet ediyoruz.”

/ ANKARA

06.02.2008


 

50 engelliye akülü tekerlekli sandalye

İstanbul İl Özel İdaresi tarafından 94 bin YTL’ye satın alınan 50 akülü tekerlekli sandalyenin ilk 25’si dün yapılan törenle engelli vatandaşların kullanımına sunuldu.

İl Genel Meclisi salonunda gerçekleşen törene, İstanbul İl Genel Meclisi Başkanı Hasan Büyükdede, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya, Parti Grup Başkanları, Engelliler Komisyonu Başkanı ve İl Genel Meclisi üyeleri katıldı.

/ İSTANBUL

06.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri