Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Çivi etkisi

Gerek kariyer hayatında ve gerekse sosyal hayatta olsun gerçek dost kazanmak oldukça zor bir san'attır. Kazanılan dostlukları sürdürmek de bir o kadar zordur. Kazanılan dostlukların sürdürülmesi, çok hassasiyet gerektiren bir durumdur.

İş barışının en önemli şartlarından biri, iş yerinde sinerji oluşturacak, eşgüdüm halinde çalışmayı sağlayacak ve sosyal sermayeyi güçlendirecek iyi bir iş arkadaşlığı müessesesi kurmaktır. Ancak böyle bir iş arkadaşlığı müessesesi kurmak ve uyumlu bir takım çalışması için bütün bireylerin özen göstermesi gerekir. Böyle bir uyumlu takım çalışması ortamı kurulması insanî ilişkilerdeki kaliteye bağlıdır.

Takım çalışması içinde olan bireylerin empati yaparak, kendilerine nasıl davranılmasını istiyorsa, takım arkadaşlarına da öyle davranmaları gerektiğini benimsemeleri gerekir. Kırıcı, aşağılayıcı ifadelerle psikolojik taciz yaparak insanları iş ortamında zor durumlarda bırakmak, sadece iş barışını bozmakla kalmayacak, aynı zamanda çalışma performansının düşmesine de sebep olacaktır. İnsanları kırmak, onların gönüllerinde derin yaralar oluşturmak, özür dilense bile, izleri uzun süre silinmeyecektir.

Bu bağlamda bir anekdot anlatmak istiyorum. Bir babanın oldukça hırçın bir oğlu varmış. Sürekli mahalle arkadaşlarıyla kavga ediyor ve onları kırmaktan zevk alıyormuş. Bir gün babası ona bir kutu dolusu çivi vermiş. "Oğlum, bundan sonra her kavga ettiğin kişi sayısına göre bahçe kapısına bir çivi çak; bakalım haftada kaç kişi ile kavga ediyorsun?"

Çocuk babasının sözünü tutmuş. Her kavga ettiği kişi sayısına göre kapıya çivi çakmaya başlamış. Bir bakmış ki, haftada 40 kadar çivi çakmış. Her çiviyi çaktıkça içindeki hırs da azalıyormuş. Arada bir de çekici eline vurunca çivi sayısını azaltmaya başlamış. Yani kavga sayısını azaltmış. Böylece çivi çakma zahmetini de azaltmış. Haftalar geçtikçe çocuğun haftalık çivi çakma sayısı iyice azalmış ve sonunda sıfır noktasına ulaşmış. Artık birkaç hafta geçtiği halde hiç çivi çakmamaya başlamış. Zira artık kimseyle kavga etmiyor ve kimsenin kalbini kırmıyormuş. Bir gün babasının yanına sevinçle giderek, "Baba müjde artık kimseyi kırmıyorum, kapıya da çivi çakmıyorum" demiş. Babası bu sefer, "Aferin oğlum, yalnız sana bir iş daha vereceğim, şimdi de her gün çaktığın çivileri sökmeye başla, hiçbir çivi kalmayana kadar bütün çivileri sök." Çocuk söylenileni yerine getirmeye başlamış. Her gün çaktığı çivileri sökmeye başlamış. Nihayet bütün çivileri sökmüş. Yine babasına sevinçle, "Babacığım bütün çivileri söktüm, artık kapıda hiçbir çivi kalmadı" demiş.

Babası çocuğu yanına alarak, kapının olduğu yere götürmüş. Evet, bütün çiviler sökülmüş ve kapı temizlenmiş. Ancak sökülen çivilerin yerleri çukur kalmış. Babası çocuğa yönelerek, "Görüyor musun oğlum, nasıl ki, her söktüğün çivinin yeri böyle çukur kalmışsa, her kırdığın kalbin derinliklerinde de bu türden yaralar açtın, onları nasıl tedavi edeceksin? Çocuk durumun vahimliğini o zaman anlamış, ama iş işten geçmiş.

Evet, dostlarım, biz, arkadaşlarımızı ve dostlarımızı kolay kazanmıyoruz. İyi-kötü günlerimizde onların desteğine çok ihtiyaç duyuyoruz. Onları kırıp dökerek ne kadar derin yaralar açtığımızı unutmayalım. Yukarıdaki anekdotta belirtildiği gibi, çivi etkisi yapacak ve kalplerin derununda derin yaralar açacak sözlerden ve davranış biçimlerinden sakınmaya çalışalım. Unutmayalım ki, özür dilesek bile, bazen telâfisi mümkün olmayan sözler ve davranış biçimleri sergilememiz, ömür boyu pişmanlık duyacağımız bir halet-i ruhiye içine bizi sürükler.

Dr. Kenan Ören

26.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Çivi etkisi

  "Küçük şeyler" üzerine - 2

  Müzikle matematik öğreniyorlar

  Çocuk ve Deha Eğitim -2 sömestr tatil programı


 Son Dakika Haberleri