Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Diyarbakır yara sarıyor

Diyarbakır'daki bombalı saldırıda ev ve iş yerleri zarar gören vatandaşlar yaralarını sarmaya başladı. Patlamanın meydana geldiği caddede bulunan ve büyük zararın meydana geldiği TMMOB Lokali, Final Dergisi Dershanesi, çiçekçi ve büfelerin sahipleri ile apartmanların ön cephesine bakan dairelerdeki vatandaşlar, ev ve iş yerlerini onarmaya çalışıyor.

DİYARBAKIR - Diyarbakır'daki bombalı saldırıda ev ve iş yerleri zarar gören vatandaşlar yaralarını sarmaya başladı.

Patlamanın meydana geldiği caddede bulunan ve büyük zararın meydana geldiği TMMOB Lokali, Final Dergisi Dershanesi, çiçekçi ve büfelerin sahipleri ile apartmanların ön cephesine bakan dairelerdeki vatandaşlar, ev ve iş yerlerini onarmaya çalışıyor. İlk aşamada duvarlarda meydana gelen küçük çaplı hasarları onarmaya başlayan esnaf ve daire sahipleri, naylonlarla pencere ve iş yeri girişlerini kapattı. Duvar, tavan ve eşyaları zarar gören iş yerlerinin, ancak bir haftada yeniden düzenlenebileceği belirtildi.

HASAR TESPİT KOMİSYONU KURULDU

Diyarbakır Vali Yardımcısı Ahmet Aydın yaptığı açıklamada, saldırıda, maddi kayba uğrayan vatandaşların zararlarının tazmin edilmesi amacıyla 4 tespit komisyonu kurulduğunu söyledi. Komisyonların çalışmalarına başladığını, hasarları tespit edilen vatandaşların zararlarının en kısa sürede ödeneceğini ifade eden Aydın, devletin vatandaşının yanında olduğunu bildirdi.

Komisyonların çalışmalarını en kısa sürede tamamlayacağını belirten Aydın, ''Komisyonlarımız çalışmalarına başladı. Zararları tespit edilen vatandaşımızın zararını belirleyeceğiz. Kimse mağdur olmayacak ve vatandaşımızın zararı fazlasıyla ödenecek'' dedi.

/ DİYARBAKIR

06.01.2008


 

20 sivil toplum örgütü daha

20 sivil toplum örgütü adına yapılan açıklamada, "Bu vahşi saldırının meşru, siyasî, aklî veya ahlakî bir açıklaması ve gerekçesi olamaz. Bu saldırı Diyarbakır'da gerçekleştirilen ilk ve tek saldırı değil. Daha önce de Koşuyolu parkında benzer bir vahşet yaşanmış, 7'si çocuk 11 masum insan hayatını yitirmiş ve failleri cezasız kalmıştı. Öyle görünüyor ki bu çatışma ortamı son bulmadıkça bu tarz insanlık dışı eylemler de son olmayacak" denildi.

Diyarbakır'da faaliyet gösteren 20 sivil toplum örgütü adına yapılan açıklamada, 5 sivilin hayatını kaybettiği, 68 kişinin yaralandığı saldırı kınanarak, şiddet eylemlerinin son bulması istendi.

Aralarında Memur-Sen- Mazlumder, Eğitim-Bir-Sen, Bem-Bir-Sen, Özgürder, Sağlık-Sen, Diyanet-Sen'in de bulunduğu 20 sivil toplum örgütünün yaptığı ortak açıklamada, saldırının mağdurunun sivil halk olduğu vurgulanırken, şöyle denildi: "Bu vahşi saldırının meşru, siyasî, aklî veya ahlakî bir açıklaması ve gerekçesi olamaz. Bu tarz bir eylemin, kimler ve ne adına ve hangi amaçla yapılmış olursa olsun tasvip edilmesi mümkün değildir. Bu saldırı Diyarbakır'da gerçekleştirilen ilk ve tek saldırı değil. Daha önce de Koşuyolu Parkı'nda benzer bir vahşet yaşanmış ve 7'si çocuk 11 masum insan yaşamını yitirmiş ve failleri cezasız kalmıştı. Öyle görünüyor ki bu çatışma ortamı son bulmadıkça bu tarz insanlık dışı eylemler de son olmayacak."

Tedhiş ve şiddeti bir yöntem olarak seçen yapıların ve karanlık güç odaklarının da bu çözümsüzlüğe katkı sundukları da belirtilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

"Artık halkımızın, bir kişinin burnunun dahi kanamasına tahammülü kalmamıştır. Bu sorunun militer yöntemlerle çözülemeyeceği ortadadır. Buna rağmen militarist yöntemlerde ısrarcı olmak, iyi niyetle açıklanabilecek bir tutum değildir. Hükümetin ve tüm sivil kesimlerin Kürt sorununun çözümünde acilen inisiyatif alarak sivil ve siyasi çözüm geliştirmesi gerekmektedir. Kentimizi hedef alan bu insanlık dışı saldırının faillerinin bir an önce bulunarak yargı önüne çıkarılması için tüm yetkilileri göreve çağırıyoruz. Biz aşağıda imzası bulunan Sivil Toplum Örgütleri olarak; bu menfur saldırıyı kimden gelmiş olursa olsun kınıyor, şiddetin toplumsal barışa katkı sunmadığının bir kez daha altını çiziyoruz.Hayatını kaybedenlere Yüce Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyor, tüm halkımıza geçmiş olsun diyoruz."

Açıklamada, imzası bulunan

sivil toplum kuruluşları şunlar:

1-AYDER

2-BAYINDIR MEMURSEN

3-BEM BİRSEN

4-BİRLİK HABERSEN

5-BÜRO MEMURSEN

6-DİYANETSEN

7-EĞİTİM BİRSEN

8-ENERJİ BİRSEN

9-GÖNÜL KÖPRÜSÜ DERNEĞİ

10-HUDER

11-İRŞADDER

12-ISLAH HAREKETİ DERNEĞİ

13-KÜLTÜR MEMURSEN

14-MAZLUMDER

15-MEMURSEN

16-MUSTAZAFDER

17-ÖZGÜRDER

18-SAĞLIKSEN

19-ULAŞTIRMA MEMURSEN

20-TOÇ BİRSEN

Fatih Karagöz / ANKARA

06.01.2008


 

Erdoğan Diyarbakır'da

Diyarbakır'da incelemelerde bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Hain saldırı PKK'nın amaçsızlığının kanıtıdır. Hiçbir vicdana sığmayan bir vahşetle karşı karşıyayız'' dedi.

15 sivil toplum kuruluşuyla bir araya gelen Başbakan Erdoğan, görüşmenin ardından bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, "Hedef sadece Diyarbakır değildir, tüm Türkiye'dir. Bu, bizim birlik, beraberlik, dayanışmamıza yönelik bir eylemdir. Buna en güzel cevabı dayanışmamız verecek. Bu saldırı, PKK'nın çaresizliğini değil, amaçsızlığını da gözler önüne seriyor. Bu yolla hiçbir yere varılamayacağı açıktır. Elebaşları kendilerini ele vermiştir. PKK, hiçbir zaman benim Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi olmamıştır, olmayacaktır" diye konuştu. Terörle mücadelenin kararlılıkla süreceğini bir kez daha vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Demokrasiyi, dayanışmayı birlikte geliştireceğiz. Terörle mücadelenin sadece askeri boyutu yoktur. Siyasi, diplomatik, ekonomik, sosyolojik, kültürel boyutları da vardır. Her alanda mücadeleye mecburuz. Bu mücadele ulusal değildir, uluslararası boyuttadır. Terörle mücadeleyi, devlet ve millet beraber, tüm boyutlarıyla ele alacağız. Terörün yıllardır mağdur ettiği Diyarbakır halkının başı sağolsun." Sorularını da cevaplayan Erdoğan, ''Bombalama eylemini yapanların İran'dan geldiği yönünde haberler olduğunu'' ifade etmesi üzerine Erdoğan, ''Eylem çeşidi itibariyle bir defa bu, bölücü terör örgütünün eylem çeşidinden bir tanesidir. Şu andaki bulgular bu yönde. Kaldı ki İran ile bu noktada bizim herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir'' dedi. "Eylemi yapanların terör örgütüne mensup olup olmadıklarına'' ilişkin bir soru üzerine de Erdoğan, güvenlik güçlerinin eylem çeşidi açısından bu yönde bilgi verdiklerini bildirdi.

/ DİYARBAKIR

06.01.2008


 

Büyükanıt yaralı askerleri ziyaret etti

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve beraberindeki kuvvet komutanları, Diyarbakır'daki patlamada yaralanan askerleri ziyaret etti.

Geceyi Diyarbakır'da geçiren Orgeneral Büyükanıt ve kuvvet komutanları, dün sabah Asker Hastanesine geldi. Orgeneral Büyükanıt ve beraberindekiler, burada tedavi gören 18 yaralıyı ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Büyükanıt, ziyaret ettiği yaralılara içinde çeşitli hediyeler bulunan birer çanta dağıttı.

Orgeneral Büyükanıt'ın ziyaret ettiği yaralılar, olay anını anlattı. Yaralı askerler, lojman nizamiyesine doğru hareket halindeyken, lojmanlara 200 metre kala caddenin sağında park etmiş araç zinciri olduğunu belirttiler.

Askerler, "Bir anda patlama oldu. Patlama içinde bulunduğumuz aracın sağ tarafında meydana geldi. Hemen tahliye edildik. Patlamadan kısa bir süre sonra yangın çıktı" dediler.

Büyükanıt, ziyaret sonrası hastaneye gelen Diyarbakırspor Başkanı Adnan Öktüren ve yeni yönetim kurulu üyeleri ile de bir süre görüştü. Kısa süren görüşme basına kapalı yapıldı.

/ DİYARBAKIR

06.01.2008


 

Unakıtan: Terör kardan adam gibi eriyecek

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, "Terör kardan adam gibi eriyecek" dedi.

Bakan Unakıtan, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde düzenlenen "2008'de Türkiye Ekonomisi Hedefler ve Beklentiler" konulu panelin açılışında yaptığı konuşmada, Diyarbakır olaylarında herkesin Türkiye'nin terör konusunda haklılığını anladığını belirterek, Japonya'dan AB ülkelerine kadar terör hadisesinin kınandığını kaydetti.

"Artık Türkiye'nin dediğine geliyorlar. Çünkü Türkiye'nin tezi doğru" diyen Bakan Unakıtan, şöyle konuştu: "Biz ne diyorduk? 'Terör insanlık suçu. Bütün ülkeler teröre karşı birlik olsun' dedik. Senin terörist iyi, benim terörist kötü olmaz. Terörist teröristtir. Terör terördür. İnsanlık düşmanı bir şeydir. Bütün insanlığın tek vücut olması gerekir. Başka türlü bundan kurtulmak mümkün değil. O duruma gelmeye başladık. Terör kardan adam gibi eriyecek. Erimeye de mahkumdur. Yanlış devamlılık arz etmez. Doğrular devamlıdır."

Bakan Unakıtan, terörün bu ülkeden kazınmaya mahkum olduğunu belirtti.

/ ESKİŞEHİR

06.01.2008


 

Gül, ABD yolcusu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD Başkanı George Bush'un resmi davetlisi olarak bugün ABD'ye gidiyor. Washington ve New York'ta temaslarda bulunacak Gül, 8 Ocak Salı günü ABD Başkanı Bush ile bir araya gelecek.

Cumhurbaşkanı Gül'ün, bugün saat 22.00'de Ankara'dan ABD'ye hareket etmesi öngörülüyor. Washington'daki temaslarına 8 Ocak Salı günü başlayacak olan Cumhurbaşkanı Gül, ilk olarak, sabah kahvaltısında Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile bir araya gelecek. Gül, daha sonra Beyaz Saray'a geçerek Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Savunma Bakanı Robert Gates ile görüşecek.

Cumhurbaşkanı Gül, görüşmelerin ardından TSİ 18.10'da Başkan George Bush ile bir araya gelecek. Görüşmenin ardından Gül ve Bush basın toplantısı düzenleyecekler. Gül, öğle yemeğini de Başkan Bush ile birlikte yiyecek.

Gül'ün, Washington'daki son görüşmesi akşam saatlerinde ABD'li kanaat önderleriyle olacak. Cumhurbaşkanı Gül, 9 Ocak Çarşamba günü sabah saatlerinde Washington'dan New York'a hareket edecek. Aynı akşam saatlerinde BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile yemekte biraya gelecek Gül, New York'taki temaslarını 10 Ocak Perşembe günü de sürdürecek.Cumhurbaşkanı Gül, temaslarının ardından 11 Ocak'ta ABD'den ayrılacak.

GÜNDEMİ YOĞUN

Gül'ün görüşmeleri sırasında ikili ilişkiler, terörle mücadele, enerji konusunda işbirliği, Ermeni iddialarına ilişkin tasarı, Irak'ın geleceği ve Kerkük meselesiyle birçok bölgesel ve uluslararası konunun ele alınması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile yapacağı görüşmede de Irak, Kıbrıs ve Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylığı konuları başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası meselelerin ele alınması öngörülüyor.

/ ANKARA

06.01.2008


 

Salim Uslu: Anayasa, işkence ve kan kokuyor

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Salim Uslu, ''Halen yürürlükte olan, günahı, ayıbı, defosu çok anayasa, işkence ve kan kokuyor'' dedi.

"Özgürlükler ve Anayasa'' paneli, Bursa'nın merkez Osmangazi Belediyesi Yerel Gündem 21 ile Memur-Sen Bursa İl Temsilciliğince Tayyare Kültür Merkezi'nde yapıldı. Panele konuşmacı olarak katılan Uslu, Hükümet tarafından hazırlanan "sivil anayasa''nın bireysel hak ve özgürlükleri genişletmesi dileğinde bulundu.

Türkiye'de 1980 yılındaki askeri darbenin ardından hazırlanan 1982 Anayasası yüzünden binlerce kişinin haksız yere hapis yattığını, işkenceye maruz kaldığını, iş ve aile yaşantılarının büyük zarar gördüğünü ifade eden Uslu, ''Şu anda herkesin birbirine kuşkuyla bakmasını sağlayan bir anayasa var. 14 kez değişikliğe uğramasına karşın insan hakları anlamındaki ihtiyaçlara cevap vermiyor. Halen yürürlükte olan, günahı, ayıbı, defosu çok anayasa, işkence ve kan kokuyor. Yeni anayasada özgürlükler, demokratik haklar ön planda tutulmalı'' diye konuştu.

/ BURSA

06.01.2008


 

İzmir'de deprem

İzmir'in Menemen ilçesinde hafif şiddette depremler meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandalli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 07.11'de merkez üssü Menemen ilçesi olan 4.2 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bu depremin ardından saat 07.17'de 3.3, 07.21'de 3.4, 07.32'de ise 3.0 büyüklüğünde artçı sarsıntılar oldu. Depremlerin merkez üssü İzmir'in Menemen ilçesi olarak belirlenirken, sarsıntının İzmir'in tamamında hissedildiği; can ve mal kaybının olmadığı bildirildi.

/ İZMİR

06.01.2008


 

Kandilli, Bâlâ'da istasyon kuracak

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Altay, Bâlâ'da deprem istasyonu kuracaklarını bildirdi.

Enstitüye bağlı Ulusal Deprem İzleme Merkezinin Müdürü Dr. Doğan Kalafat ile birlikte bölgede incelemelerde bulunan Prof. Dr. Altay, depremin etkilerini gözlemlemek ve bölge halkına "geçmiş olsun" dileğinde bulunmak istediklerini söyledi. Prof. Dr. Altay, bölgedeki hareketlerin daha yakından izleyebilmek için Bâlâ'da bir deprem istasyonu kurmayı planladıklarını belirterek, ziyaret sırasında istasyonun nereye yapılabileceğini de belirlemeye çalıştıklarını söyledi. Prof. Dr. Altay, yer tesbiti, inşaat aşaması ve donanımın yerleştirilmesi süreci göz önüne alındığında, hava şartarının uygun olması halinde istasyonun Şubat ayı ortalarına kadar tamamlanabileceğini kaydetti.

/ ANKARA

06.01.2008


 

Doğu da Batı da beyaza büründü

Soğuk hava ile birlikte gelen kar yağışı yurdun büyük bir bölümünü etkisi altına aldı. Beyaz örtü, Edirne'den Kars'a hayatı olumsuz etkiliyor.

Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı hava, Erzurum'da etkisini sürdürmeye devam ediyor. Önceki gün sabah saatlerinde başlayan kar yağışı, gece etkisini arttırdı. Kar sebebiyle çok sayıda köy yolu ulaşıma kapandı.

Kar, Erzurum'da günlük hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Kar sebebiyle Erzurum- Bayburt karayolunda ulaşım güçlükle sağlanıyor. Kamyon ve çekicilerin zincirsiz olarak Kop Geçidi'ne tırmanmasına izin verilmiyor. Karayolları ve İl Özel İdaresi'ne bağlı ekipler, karayollarını açmak için çalışma başlattı.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye göre; Doğu Anadolu Bölgesi'nde gece eksi 13 derece ile Ardahan'da ölçülürken, diğer illerde hava sıcaklığı eksi olmak üzere şöyle gerçekleşti; Erzurum 7, Erzincan 4, Kars 12, Ağrı 7 ve Iğdır 3 derece olarak ölçüldü. Bölge illerinde Ağrı merkezde kar kalınlığı 30 santimetreye ulaşırken, Erzurum 4, Erzincan 7, Kars 17, ve Iğdır 1 santimetre olurak ölçüldü.

Bitlis'te 32 köy yolu kapandı

Bitlis'te kısa bir sürede şehri beyaza bürüyen kar, 15 köy yolunun kapanmasına sebep olurken vatandaşlar ve sürücüler zor anlar yaşadı. Bitlis'te başlayan yağışla şehir merkezi karla kaplandı. Kar kalınlığının 1metreyi bulduğu ana güzergâhlarda vatandaşlar yürümekte güçlük çekti. Karın tadını çocuklar ve kartopu oynayan gençler çıkardı.

Bitlis'in ilçelerinde ise etkili olan kar yağışı sonrasında ilçelere bağlı 20 köy yolu ulaşıma kapandı ilçelerde şehir merkezlerinde 1.5 metreyi bulan kar yağışı trafiğin aksamasına sebep oldu.

Hava ulaşımı aksıyor

Yurt genelinde etkili olan soğuk hava ve kar yağışı, hava ulaşımında da aksamalara sebep olurken, bazı iç hat uçak seferleri de iptal edildi. Alınan bilgiye göre, İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan özellikle yurdun iç kesimleri ve doğu illerine sefer düzenleyen havayolu şirketlerinin seferlerinde, bu illerdeki elverişsiz hava şartları sebebiyle aksamalar yaşandı.

Türk Hava Yollarının (THY) Malatya, Ağrı ve Kars seferleri bu illerdeki olumsuz hava şartları sebebiyle iptal edilirken, bazı iç hat seferleri de gecikmeli olarak gerçekleştiriliyor.

Pülümür-Erzincan yolu kapandı

Doğu Anadolu'da etkili olan kar, Pülümür- Erzincan yolunu kapattı. Elazığ'ı beyaza bürüyen kar sebebiyle yolların donması sonucu çok sayıda trafik kazası meydana geldi. Vatandaşların yoğun olarak geçtiği yollarda bir kısım esnaf kendi imkânları ile yollarını tuzlamaları dikkat çekti. Havaların soğumasını fırsat bilen esnaf yolda stand kurarak eldiven ve bere sattı.

Kar küreme aracı da kara saplandı

Karayolları Erzurum Bölge Müdürlüğü'ne ait kar kürüme aracı Kop Dağı'nda takla attı. Kazada araç sürücüsü hafif yaralandı. Yaralı sürücü, Aşkale Devlet Hastanesi'nde ilk tedavisi yapıldıktan sonra Erzurum Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.

Mamak'ta karla mücadele

Ankara aniden bastıran kara teslim olurken, Mamak Belediyesi bünyesinde oluşturulan" Acil Müdahale Timi" kar ve buzlanmaya karşı 24 saat mesai yaptı. Mamak Belediyesi ekipleri, Mamak'ın sokak, cadde ve kaldırımlarında herhangi bir olumsuzluğun yaşanmaması için tuzlama ve kar küreme çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

Ankara'ya özlenen kar yağdı. Yoğun kar yağışıyla birlikte herhangi bir olumsuzluğun yaşanmaması için teyakkuza geçen Mamak Belediyesi de hummalı bir çalışma içerisine girdi.

Kars'ta esnaf zor anlar yaşadı

Kars'ta soğuk hava ile birleşen kar yağışı özellikle geçimini dışarıda sağlayan esnafı olumsuz etkiledi. Kars şehir merkezi yağan kar ile birlikte beyaza büründü. İki gün devam etmesi beklenen kar yağışı ulaşıma engel olmazken şehirde renkli görüntüler oluşturdu.

Seyyar satıcıların tezgâhları ile kapı önlerine konulan ürünlerin beyaza büründüğü Kars'ta pazar esnafıda zor anlar yaşadı.

Soğuk havada satış yapmaya çalışan satıcılar bir yandan sattıkları ürünlerin üzerindeki biriken karları temizlerken diğer yandanda müşteri bekliyor.

Muş'ta çığ ve tipi tehlikesi

Muş'un 300 köy yolu ile Muş-Kulp-Diyarbakır karayolu ulaşıma kapandı. İl Özel İdare Müdürlüğü köy yollarının açılması için karın durmasının beklendiğini belirterek, acil durumlar dışında karın durması ile kar temizleme çalışmalarına başlanacağını açıkladı. Muş-Ağrı kara yolunda Kazanan mevkiinde tipi olduğundan sürücülerin zorunlu olmadıkça bu yolu kullanmamaları istendi. Muş-Kulp-Diyarbakır karayolunun 15 inci kilometresinde çığ ve tipi sebebiyle tamamen kapandığı açıklandı.

İstanbul'da yine trafik etkilendi

Kar yağışı, İstanbul genelinde etkisini artırarak devam ediyor. Özellikle yağan kar sebebiyle yollar iyice kayganlaştı. Birçok sürücü, araçlarını buzlu yollardan çıkarmak için büyük uğraş verdi. Bazı vatandaşlar da donan araçlarına sıcak su dökerek açmaya çalıştı. Sürücüler, kayan araçları kurtarmak için çevredeki vatandaşlardan yardım istedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri de, yolların buz tutmaması için tuzlama çalışmalarına devam etti.

Bu arada, Sultanahmet Meydanı'ndaki bazı turistler de kar altında hatıra fotoğrafı çektirdi.

Trakya da kışa teslim

Kara kış Trakya'yı etkisi altına aldı. Tekirdağ'da etkili olan kuru ayaz sabah saatlerinde yerini kar yağışına bıraktı.

Edirne ve Kırklareli'nde şiddetini artıran kar Tekirdağ'da da etkili oldu. Sabah saatlerinde yağan kar şehir merkezinde zaman zaman trafiğin aksamasına sebep oldu. Tekirdağ Malkara Karayolu, karayolları ekiplerinin tuzlama çalışması yapmasıyla normale döndü.

Bolu'da ulaşım sorunlu

Bolu şehir merkezi ve D-100 Karayolu'nun Bolu Dağı kesiminde kar yağışı sebebiyle ulaşım olumsuz etkileniyor.

Şehir merkezinde etkisini artıran kar yağışı şehri beyaza bürüdü. Vatandaşlar işlerine giderken zorlandı. Karayolları ekipleri, kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

/ ERZURUM/ BİTLİS/KARS/ANKARA/İS

06.01.2008


 

En büyük sorun eğitim

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ''Türkiye'nin en büyük sorunu eğitimdir. Nitelikli eğitim, nitelikli öğretmenle mümkündür'' dedi.

Sendikasının Sivas Şube Başkanlığınca Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen ''İnsanı Yücelten Bir Anayasa'' konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Gündoğdu, yeni anayasanın tartışıldığı bu süreçte eğitim ve özgürlüğün birlikte ele alınması gerektiğini söyledi. ''Bizim esas sorunumuz demokratikleşememek'' diyen Gündoğdu, demokratikleşme sürecinde eğitimin çok önemli olduğunu vurguladı.

Demokratik bir toplumun oluşmasında eğitimin önemine dikkat çeken Gündoğdu, ''Demokratikleşmeyi önemsiyorsak, bunu evimizde çocuklarımıza, okulda öğrencilerimize uygulamak zorundayız. Türkiye'nin en büyük sorunu eğitimdir. Nitelikli eğitim, nitelikli öğretmenle mümkündür'' görüşünü belirtti.

/ SİVAS

06.01.2008


 

İfade özgürlüğü engellenemez

RTÜK tarafından ele alınan kanun tasarı taslağıyla savaşlar, terörist saldırılar, doğal ve insanlar tarafından oluşturulan afetler gibi durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarındaki radyo ve televizyon yayınlarına yeni düzenleme öngörülüyor. RTÜK Başkan Vekili Vahap Darendeli, "Kriz zamanlarında ifade özgürlüğünün asıl özgürlük olduğunun teminatının devlet ve Üst Kurul olduğunu vurguluyoruz" dedi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından ele alınan kanun tasarı taslağıyla savaşlar, terörist saldırılar, tabiî ve insanlar tarafından oluşturulan afetler gibi durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarındaki radyo ve televizyon yayınlarına yeni düzenleme öngörülüyor. Buna göre, savaşlar, terörist saldırılar, tabiî ve insanlar tarafından oluşturulan afetler gibi durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında ifade ve haber alma özgürlüğünün sağlanmasının esas olduğu hükmü getirilirken, toplumu infiale sevk edecek yayın yapılması durumunda RTÜK, yayının geçici olarak durdurulmasına karar verebilecek ve karar 24 saat içinde yetkili sulh ceza hakimine sunulacak. RTÜK tarafından bir süredir çalışmaları yürütülen 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'a ilişkin tasarı taslağına yönelik çalışmalar tamamlandı. Taslakta, mevcut yasada yer alan ''yayınların men edilmesi'' başlıklı madde de ''kriz dönemlerinde yayınlar'' başlığı altında yeniden düzenlendi. Yapılan düzenlemede, ''Savaşlar, terörist saldırılar, doğal ve insanlar tarafından oluşturulan afetler ve benzeri durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında ifade ve haber alma özgürlüğünün sağlanması esastır'' hükmü yer alırken, bu dönemlerde de radyo ve televizyon yayınlarının önceden denetlenip durdurulamayacağı belirtiliyor. Mevcut yasada yer alan "millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde yahut kamu düzeninin ciddî şekilde bozulmasının kuvvetli ihtimal dahilinde olduğu durumlarda başbakan veya görevlendireceği bakanın geçici yayın yasağı getirebileceği'' hükmü korundu. Taslakta, ''Ayrıca, gecikmesinde sakınca bulunan haller ile toplumu infiale sevk edecek yayınların yapılması durumunda Üst Kurulca yayının geçici olarak durdurulmasına karar verilebilir. Bu karar en geç 24 saat içinde karara bağlanmak üzere yetkili sulh ceza hakimine sunulur'' ifadesine de yer verildi. GİZLİ KAMERA YASAĞI Hazırlanan taslakta, haber yayınlarında konu ile ilgili görüntülerin verilmemesi, gizli kamera ve benzeri teknik araçlarla kanuna aykırı olarak elde edilen görüntü ve kayıtların yayınlanmaması, haberle benzerlik arz eden görüntülerin arşiv niteliğinin belirtilmesi hükmü getiriliyor. Daha önceki yasada bulunmayan bu yeni düzenlemeye gerekçe olarak, Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerde özel hayatın gizliliğinin ve insan hakları ile hürriyetlerinin esas olduğu belirtildi. "BOŞLUK OLUŞMUŞTU" RTÜK Başkan Vekili Vahap Darendeli, yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesinin bazı maddeleri iptalinin ardından medya sahipliği, müeyyide, cevap ve düzeltme hakkının uygulanması konularında bir boşluğun doğduğunu söyledi. Taslakla ilgili çalışmaları 2007 itibariyle tamamlamayı hedeflediklerini, ancak araya genel seçimlerin girdiğini anlatan Darendeli, "İdarî otoritenin ya da Bakanlar Kurulunun bize bildirdiği bir ihtiyaçtan kaynaklanmıyor. Bu durum, Anayasa Mahkemesinin medya sahipliğini iptalinden oluşan boşluktan ileri geliyor'' dedi. Sayısal yayıncılığın büyük önem taşıdığını ve bu konuda da taslakta düzenlemeler getirdiklerini aktaran Darendeli, Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesi uyarınca sayısal yayıncılığa geçmek için ülkelerin mutlaka bir tarih belirlemesinin gerektiğini kaydetti. Bu konuda 2012'nin son tarih olarak belirlendiğini hatırlatan Darendeli, yaptıkları düzenlemeyle analog yayını sonlandıracak takvimi de belirlediklerini söyledi.

/ ANKARA

06.01.2008


 

AİHM'de Türkiye bilançosu

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde, hakkında en fazla başvuru bulunan ülkeler arasında yer almaya devam ediyor. Türkiye 2007'de başvuru sayısında Rusya ve Romanya'nın ardından 3'üncü sırada geldi. Türkiye, 9 bin 900 başvuru ile mahkemenin toplam iş yükünün yaklaşık yüzde 9,5'ini oluşturuyor.

Verilere göre, AİHM'de şu anda işlem görmekte olan başvuru sayısı yaklaşık 105 bin civarında. Bu başvurlardan 25 bini Rusya'dan geliyor. Rusya'yı yaklaşık 13 bin başvuru ile Romanya izliyor.

Türkiye ise 9 bin 900 başvuru ile mahkemenin toplam iş yükünün yaklaşık yüzde 9,5'ini oluşturuyor. Türkiye'yi de sırasıyla Ukrayna, Polonya, İtalya, Almanya, Fransa, Çek Cumhuriyeti ve İngiltere izliyor.

TÜRKİYE, AVRUPA ORTALAMASINDA

Ancak Mahkeme yetkilileri, yüklü başvuru sayısının bir ülkenin mahkeme sicilini değerlendirmek için yeterli olmadığını söylüyorlar. Bunun nedeni ise ülkelerin nüfuslarının aynı olmaması. Mahkeme sözcüleri bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin Avrupa ortalamasında yer aldığını söylemekteler.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İLK SIRALARDA

AİHM'deki Kıbrıs davaları Taşınmaz Mal Komisyonu'nun kararlarını bekliyor.

Öte yandan, Türkiye'den mahkemeye gelen davalar gerek nitelik gerekse nicelik olarak kabuk değiştirmeye devam ediyor. Türkiye'den, 90'lı yıllarda olduğu gibi, Strasbourg mahkemesine yığınlarla başvuru gelmiyor. Ayrıca gelen başvuruların çoğunluğunu, eskiden olduğu gibi, faili meçhul cinayetler, işkence ve kötü muamele iddialarıyla ilgili vahim vakalar oluşturmuyor. Buna karşılık, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, adil yargılanma, yargı sürecinin uzunluğu ve mülkiyet hakkı gibi konularda başvurların ilk planda olduğu görülüyor.

AİHM'E YENİ TÜRK HAKİM

AİHM 2008 yılında yeni Türk hakimiyle de tanışacak. 1998 yılından bu yana Mahkemenin Türk hakimi olan Rıza Türmen'in görev süresi sona eriyor. Yeni Türk hakimin kimliği bu ay sonunda Strasbourg'da yapılacak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi genel kurul oturumları sırasında belli olacak.

/ STRASBOURG

06.01.2008


 

Köylüler 2-B için TBMM'ye başvurdu

Antalya'nın Pınarbaşı Beldesi sakinlerinden çiftçi Ali Öztürk ve 1500 arkadaşı, kamu oyunda 2-B olarak bilinen orman vasfını yitirmiş arazilerin satışına imkân sağlayan yasal düzenlemeye destek verdi.

Ali Öztürk ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan dilekçede, Antalya'da pek çok insanın arazisinin 2-B kapsamında olduğu ve bu yüzden de tapu alamadıkları belirtildi. ''Atalarımızın ekip, diktiği, sonrasında da bizlerin bu topraklardan geçimini sağlayarak, çocuklarını okutan, devletimize ürettiğimiz ürünler ile vergisini ödeyen kişileriz'' denilen dilekçede şu görüşlere yer verildi: ''En büyük sıkıntımız, ekip-diktiğimiz toprakların tapusunun olmayışı... Arazilerimiz 2-B kapsamında. Onun için geleceğimizi planlayamıyoruz, devlete arazi vergisi ödeyemiyoruz. Topraklarımızı, çok makul ve taksitlendirilmiş tarife ile satın almak istiyoruz. Sadece Antalya'nın Pınarlı beldesindeki 2-B arazilerinden 20 bin kişi geçimini sağlıyor. Düşünün; Türkiye'de bizim durumumuzda kaç milyon kişi var?''

/ ANKARA

06.01.2008


 

Akdenizde Jaws tehlikesi!

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan İkiz, küresel iklim değişikliğiyle birlikte bazı tehlikeli tür köpekbalıklarının besin bulabilmek için Akdeniz'e girebileceklerini bildirdi.

Prof. Dr. Ramazan İkiz, küresel iklim değişikliğiyle birlikte deniz suyu sıcaklığının 2-3 derece kadar ısınmasının tahmin edildiğini, bunun da başta deniz canlıları olmak üzere bütün canlıların hayatını tehdit ettiğini söyledi.

Su sıcaklığının artmaya başlamasıyla birlikte deniz canlılarının da, tıpkı insanlar gibi daha serin yerlere göç ettiklerine değinen İkiz, ''canlılar fizikokimyasal, fizyolojik, biyolojik anlamdaki faaliyetlerini etkileyen bir sistemle karşı karşıya kalınca ortamını değiştirmek zorunda kalıyor'' dedi. İkiz, deniz suyu sıcaklığındaki artışın ardından şu ana kadar kaç türün Akdeniz'e girdiğinin henüz tespit edilmediğini vurgulayarak, bazı tehlikeli tür köpekbalıklarının da besin bulabilmek için Akdeniz'e girebileceklerini söyledi.

/ ANTALYA

06.01.2008


 

Aşı artık daha az ağlatacak

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci ve Hib (menenjit) aşılarının hepsinin artık 5'li olarak tek bir enjeksiyonda yapılacağını belirterek, "5'li aşıyla artık yan etkiler çok azaltılmış olacak'' dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, difteri, boğmaca, tetanoz, inaktif çocuk felci ve Hemofilüs İnfluenza tib b (Hib) (menenjit) aşılarının yer aldığı 5'li aşının uygulamaya konulması sebebiyle Kaletepe Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (AÇSAP) Merkezi'nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, aşılamanın önemini vurguladı.

Çocukların hastalıklardan aşılarla korunabileceğini ifade eden Akdağ, insana kıymet veren toplumların aşıya da önem vermesi gerektiğini söyledi.

2005'de 3'lü olarak kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşılarının yanı sıra, Hib aşısının da uygulanmaya başlandığını anlatan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Artık çocuklarımıza yaptığımız aşıların çok daha modern biçimi, difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci ve hib aşılarının hepsi 5'li olarak tek bir enjeksiyonda yapılacak. Böylece çocuklarımızın aşı sayısının yanında yan etkilerini de azaltmış olacağız. Aşının yapıldığı yerde şişme olabiliyordu ya da yüksek ateş, nadiren de olsa havale görülebiliyordu. 5'li aşıyla artık yan etkiler çok azaltılmış olacak. Bu aşıyla çağdaş dünyanın çocuklarına yaptığı aşıları yapar hale geldik.''

Piyasada 5'li aşının 46 YTL, 3'lü aşının ise 33 YTL olduğunu, geçmişte 5'li aşıyı uygulatmak isteyen ailelerin bunu ceplerinden ödemek durumunda kaldığını ifade eden Akdağ, ''Benim 6 çocuğum var. Çocuklarımın hepsine bu aşıyı para ödeyip yaptırdım. Artık Türkiye'nin neresinde olursa olsun bütün vatandaşlarımız bu aşıdan ücretsiz yararlanacaklar. Sosyal devlet olmanın gereğini yerine getiriyoruz'' diye konuştu.

Bir 5'li aşının kendilerine maliyetinin 10 YTL olduğunu kaydeden Akdağ, hiçbir Avrupa ülkesinin söz konusu aşıyı bu fiyata mal edemediğini söyledi.

Basın mensuplarından aşıyla ilgili haberler konusunda daha dikkatli olmalarını isteyen Akdağ, bu tür haberler üzerine yaptıkları incelemelerden sonra sorunun aşıdan kaynaklanmadığını tesbit etmelerine rağmen oluşan yanlış kanıyı düzeltmede zorluk çektiklerini vurguladı.

Akdağ, Türkiye'deki aşıların çağdaş tekniklerle hazırlandığını ve soğuk zincire dikkat edildiğini, ayrıca bunların uluslararası kuruluşlardan da onaylı olduğunu söyledi.

06.01.2008


 

İşitme kaybıyla doğan çocuklara biyonik kulak

Normal işitmeye sahip olan çocuklar, konuşmayı özel bir yardım almadan aile ortamında öğrenebiliyor. İleri derecede işitme kaybı olan çocuklar ise işitmediği için konuşmayı da öğrenemiyor. Uzmanlar, sorunun çözümü için bionik kulak öneriyor.

İşitmeyen hastalarda kullanılan iç kulak protezi (bionik kulak-koklear implant) sayesinde çocuklar işitebiliyor, özel bir eğitim alarak da konuşma becerisine sahip oluyor.

Acıbadem Bursa Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Yetişer, iç kulağın yapay elektriksel sinyaller ile uyarılarak işitmenin yeniden sağlanabildiğini belirtiyor. Yetişir, kulak zarı ve orta kulaktaki kemikçikler aracılığı ile ses dalgalarının mekanik enerji halinde iç kulağa taşındığını belirterek, "Duymamızı sağlayan iç kulak ya da koklea dediğimiz kısımdır. Burada kulağımıza gelen ses çok küçük hücrelerle, işitme siniri boyunca beyindeki işitme merkezine yol alan, elektriksel sinyallere çevriliyor. Böylece iç kulak yapay elektriksel sinyallerle uyarılıyor. İşitme siniri uyarımı ile işitme yeniden sağlanabiliyor." diye konuştu.

Koklear implant sistemini takan kişiler için her sesin yeni olduğunu kaydeden Yetişir, şöle devam etti: "Hastalar için implant tarafından üretilen sesi yorumlamayı öğrenmeleri için özel bir eğitim almaları gerekiyor. Bu nedenle implant sonrası işitme eğitimi oldukça önem taşıyor. Koklear implant sesleri işitmeyi sağlar ancak kişinin konuşulan dili yalnızca dinlemesi kendiliğinden anlamasında yeterli değildir. Sonradan işitme kayıplı kişiler, dinleme ve konuşulanı anlama aşamalarını daha çabuk geçerler. Doğuştan ve konuşmanın kazanılmasından önce işitme kaybı meydana gelmiş olanların konuşulan dili öğrenmeleri için uzun yıllar işitme ve konuşma eğitimi almaları gerekmektedir. Bu süreç dinlemeyi öğrenme, çevresel sesleri tanıma, ayırt etme, konuşma seslerini tanıma, konuşmayı anlama ve son olarak konuşmaya başlama aşamalarını içerir. Koklear implant kullanıcısının sesleri duyması her şekilde mümkündür. Ancak asıl konu duyduğunu, işittiğini anlaması ve ayırt etmesidir."

/ BURSA

06.01.2008


 

DTP: Kimsenin tahammülü kalmadı

Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanı Emine Ayna, artık hiç kimsenin daha fazla ölüme tahammülü kalmadığını söyledi.

Ayna, DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş ve DTP İl Başkanı Hilmi Aydoğdu ile Diyarbakır parti il binasında basın toplantısı düzenledi. Diyarbakır'daki patlamada 5 kişinin hayatını kaybettiğini, onlarca insanın yaralandığını belirten Ayna, bu saldırının halkı ve partilerini derinden etkilediğini kaydetti. Ayna sivil insanların yaşamını yitirdiği saldırıyı kınadıklarını bildirdi.

Ayna, şiddet politikalarının sorunları çözmediğini, Türkiye'yi kaosa sürüklediğini ifade ederek, "Bu topraklarda artık kimse ölmemeli, herkes bu konuda duyarlılığını artırmak ve çözümü doğru koymak zorundadır'' diye konuştu.

/ DİYARBAKIR

06.01.2008


 

Tanık Koruma Kanunu Resmî Gazete'de

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan 5726 sayılı ''Tanık Koruma Kanunu'' Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayınlandı.

Kanuna göre, koruma tedbirleri; ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve alt sınırı 10 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen alt sınırı 2 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar ile terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda tanıklık yapanlar yönünden uygulanacak.

İşlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk ve mağdurlar, mahkemede dinlenenlerin nişanlısı, evlilik bağı kalmasa bile eşi, kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üst soy veya alt soyu, ikinci derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları ve evlatlık bağı bulunanlar ile yakın ilişki içinde olduğu kişiler, tanık koruma kapsamına alınacak. 6 ay sonra yürürlüğe girecek olan yasaya göre, Tanık Koruma Programı kapsamına alınanların kimliği, hayatı hatta estetik ameliyatla yüzü değişebilecek.

/ ANKARA

06.01.2008


 

Kuşlar için göle yem bırakıldı

Düzce'nin Gölyaka ilçesinde bulunan Efteni Gölü çevresine, kuşlar için yem bırakıldı.

Çevre ve Orman Bakanlığına bağlı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası Koruma birimi, yoğun kar yağışı ve hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesi sonucu donan Efteni Gölü çevresine yem bıraktı. Yetkililer, göl çevresinde barınan yaklaşık 150 kuş türünün kötü hava şartları sebebiyle yiyecek bulmakta sıkıntı çektiğini, bu sebeple her yıl kış aylarında gölün çevresine yem bıraktıklarını söylediler. Yetkililer, bölgede av yasağı olduğunu belirttiler.

/ DÜZCE

06.01.2008


 

Bakanlıktan orman seferberliği

Çevre ve Orman Bakanlığı, 2008 - 2012 yılları arasını kapsayan 'Ulusal Ağaçlandırma Seferberliği Eylem Planı' hazırladı. Ekolojik sistemin bozulmaya başladığı günümüzde rehabilitasyon, ağaçlandırma ve erozyon kontrolu ile ormanlık alanların arttırılması amaçlanıyor.

Tabiî kaynaklar üzerindeki baskının her geçen gün biraz daha arttığı dünyamızda, tüketim hırsı, çevre temel göstergelerini olumsuz etkiliyor. Gereken tedbirler alınmadığı takdirde, ormanlık alan ve su kaybı, erozyon, ısı artışı, canlı türlerinin birer birer yok olması sonucu yerkürenin ekosistemi bozulacak. Türkiye de dünyada yüksek düzeyde erozyona maruz kalan ülkeler arasında.

Küresel ısınma ve iklim değişikline sebep olan atmosferdeki sera gazının yeniden dengelenmesi gerekiyor. Bunun için bir yandan sera gazı salınımının azaltılması, bir yandan da karbon yutaklarının arttırılması gerekiyor. İşte Bakanlığın en büyük hedefi önemli karasal karbon yutakları olan ormanlık alanların arttırılması. Ülke kaynaklarının seferber edilerek orman varlığının arttırılması, bozuk ormanların rehabilite edilmesi ve erozyonla mücadele edilerek toprak kaybının önlenmesi amaçlanıyor.

2008 - 2012 yılları arasını kapsayan 'Ulusal Ağaçlandırma Seferberliği Eylem Planı'nda, kamu kurum ve kuruluşları ile toplumun bütün kesimlerinin koordineli bir şekilde çalışmaları öngörülüyor. Plan dahilinde; beş yıllık sürede 2 milyon 164 bin hektarında Çevre ve Orman Bakanlığının, 136 bin hektarında ise diğer kurum ve kuluşların çalışma yapacağı toplam 2 milyon 300 bin hektar alanda ağaçlandırma, rehabilitasyon, erozyon kontrolu ve mera ıslâhı yer alıyor. Çalışmaların toplam maliyeti 2 milyar 702 milyon 100 bin YTL olarak tahmin ediliyor.

DÜNYA VE TÜRKİYE'DE ORMAN VARLIĞI

Dünyada kara alanının yüzde 30'u kadar, yani 3.952 milyon hektar ormanlık alan mevcut. Ancak nüfus artışı, ekonomik gelişme, hızlı sanayileşme ve yanlış arazi kullanımı gibi sebepler ormanların bozulmasına sebep oluyor. Böylece çevre kirliliği ve erozyon tehlikesi artıyor, tahrip olan ormanlar da fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremiyor.

Yılda ortalama 13 milyon hektar ormanlık alanın yok olduğu dünyada, iklim değişikliği, küresel ısınma, çölleşme, biyolojik çeşitliliğin yok olması gibi çevre problemleri yaşanıyor.

Bir ülkenin orman bakımından kendine yetebilmesi için topraklarının en az yüzde 30'unun verimli ormanlarla kaplı olması gerekiyor. Türkiye bu orana yakın: yüzde 27.2. Ancak yüzde 49'u verimsiz olan ormanlarımızın sür'atle verimli hale getirilmesi şart. YAPILACAK ÇALIŞMALAR VE AMAÇLANAN HEDEFLER Bakanlığın planında yapılacak çalışmalar arasında kapalı ve bozuk orman alanlarını verimli koru ormanlarına dönüştürecek rehabilitasyon, ekonomik - ekolojik ve sosyal ağaçlandırma, toprak aşınmasını önleyecek erozyon kontrolu yer alıyor. Bu çalışmalar doğrultusunda ulaşılması planlanan hedefler ise şöyle: Bozuk ve kapalı ormanlar, az emek ve az masrafla rehabilite edilerek verimli hale getirilecek. Tabiî denge yeniden tesis edilerek yaşanabilir bir çevre oluşturulacak ve küresel ısınma, iklim değişikliği ve çölleşmenin etkileri en aza indirilecek. Sel ve taşkınlar engellenecek, elde edilen suyun kalitesi artacak. Odun hammade ihtiyacı, ağaçlandırma yolu ile kurulan ormanlardan sağlanacak. Fidan, ağaç ve orman sevgisi yaygınlaştırılacak. Dikilecek her fidanla topraklarımıza sahip çıkılacak ve erozyonların önüne geçilecek. Birçok insan ve canlının öldüğü büyük felâketlerin yaşanmaması için ağaç ve orman kaynakları korunacak varlıkları devam ettirilecek. Ülkedeki her ferdin, kurum ve kuruluşların ağaçlandırma seferberliğine malî ve fizikî destek vermesi sağlanacak.

Cüneyt Üstün / İSTANBUL

06.01.2008


 

Soba zehirlenmesine dikkat!

Gaziantep'te soba zehirlenmesi sonucu çoğunluğu çocuk 91 kişi hastanelerde tedavi altına alındı. Gaziantep'te önceki gece ve dün etkili olan soğuk hava ve rüzgâr, soba zehirlenmelerini de beraberinde getirdi.

Lodosun etkisiyle şehrin özellikle kenar mahallelerinde yaşayan birçok vatandaş sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendi. Zehirlenme sebebiyle Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'ne 26, Çocuk Hastanesi'ne ise 65 kişi müracaat etti.

/ GAZİANTEP

06.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri