Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

En pahalı elektrik Türkiye’de

TİSK tarafından hazırlanan raporda, AB ve OECD ülkeleri ile yapılan kıyaslamanın, en pahalı elektriğin Türk sanayii tarafından kullanıldığını ortaya koyduğu belirtildi. Raporda, mevcut sistem sebebiyle sanayicilerin yüklendiği ek maliyetlerin yanı sıra rakip ülkelerin enerji alanında sanayilerine verdiği desteklerin, Türk sanayiinin dünya pazarları ile rekabette ne kadar dezavantajlı olduğunu ortaya koyduğu ifade edildi.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) raporunda, Türkiye’deki elektrik fiyatlarıyla ilgili değerlendirme ve beklentilere yer verildi. Raporda, sanayinin enerji ihtiyacının güvenilir kaynakla, kesintisiz ve asgari maliyetle karşılanmasının Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınmasının, işletmelerin dünya pazarlarında rekabet edebilmesinin vazgeçilmez koşulu olduğu vurgulandı. Türkiye’nin enerji tüketiminin üretimini aştığına dikkat çekilen raporda, yapılan projeksiyonlara göre mevcut eğilimler dikkate alındığında ekonominin yıllık ortalama yüzde 6 oranında büyümeye devam etmesi durumunda 2008 yılının yaz aylarında pik saatlerdeki ihtiyacı karşılamada sorunlar yaşanmasının, 2009 yılından itibaren de ülkede ciddi bir enerji açığı beklendiği kaydedildi.

‘’Enerji fiyatları günümüz koşullarında Türkiye’de ekonomik büyüme, ihracat, rekabet gücü gibi pek çok önemli konuyu derinden etkilemektedir’’ denilen raporda, şu ifadelere yer verildi: ‘’AB ve OECD ülkeleri ile yapılan kıyaslama ise en pahalı elektriğin Türk sanayi tarafından kullanıldığını ortaya koymaktadır. Öte yandan, dünyada elektrik enerjisi maliyetleri kilowatt saat başına 5-5,5 sent olmasına karşılık, Türkiye’de 8,6 senttir. Bu maliyet yüksekliği, petrol ve doğalgaz fiyatlarında son zamanlardaki hızlı artışın yanı sıra elektrik şebekemizdeki yüzde 18’lere varan kayıp, kaçak oranlarının yüksekliğine bağlanmaktadır. Dünyanın en yüksek kayıp kaçak oranına sahip mevcut sistem, kaçak elektriği kayıtlı çalışan işletmelerin finanse etmesine sebep olmaktadır.

Ayrıca sanayileşmiş ülkelerin çoğunda hükümetler sanayinin kullandığı elektrikten vergi almazken, Türkiye’de 1995’te yüzde 13,9 olan elektriğin sanayiye satış fiyatı içindeki vergi oranı 1999’da yüzde 15,3’e, 2003’te yüzde 16,1’e ve 2007’de yüzde 18,5’e yükselmiştir.’’

Raporda, mevcut sistem sebebiyle sanayicilerin yüklendiği ek maliyetlerin yanı sıra rakip ülkelerin enerji alanında sanayilerine verdiği desteklerin, Türk sanayisinin dünya pazarları ile rekabette ne kadar dezavantajlı olduğunu ortaya koyduğu ifade edildi.

Raporda, ‘’Yaşadığımız darboğazdan kurtulmanın temel yolu nükleer enerji yatırımlarını bugün başlatıp, uzun vadeyi garantiye almaktır. Nükleer ve hidroelektrik santrallerin kurulması 4-5 yılı bulacağından termik santraller süratle rehabilite edilmeli, rüzgar santralleri ve hibrit santraller devreye sokulmalıdır’’ görüşüne yer verildi.

/ ANKARA

30.12.2007


 

KAMU-SEN’den asgarî ücret zammı eleştirisi

Asgari ücretlilere yapılan 28 YTL’lik zammı eleştiren Ahmet Azizoğlu, hükümetin asgari ücretlilerin maaşından yaptığı tasarrufun Türkiye’nin bir günlük faiz borcunu bile ödemeyeceğini belirtti.

KAMU-SEN Genel Merkezinde, asgarî ücretlere yapılan zamla alakalı düzenlenen basın toplantısında konuşan Genel Basın Sekreteri Ahmet Azizoğlu, hükümetin asgari ücretlilere yaptığı 28 YTL’lik zammını eleştirerek söyle konuştu: “TÜİK’e göre 4 kişilik bir ailenin gıda harcaması 534 YTL, konut kiraları 401,5 YTL’ye ulaşmışken, asgari ücretliler Ocak 2008’de 435 YTL, yıllık yüzde 9,2 artışla Temmuz 2008’de 457 YTL olarak belirlendi. 2007 yılında enflasyon tahminen yüzde 9,5 dolayında gerçekleşecek. Hükümetin hedeflediği rakamın 2 katına çıkan enflasyona rağmen, asgari ücrete aylık ortalama 28 YTL artış yapmak kabul edilemez bir durumdur. Aynı dönem için elektriğe, suya, doğalgaza, petrole ve vergilere kat be kat artış yapılması asgari ücrete yapılan 28 YTL’yi daha ilk günden alıp götürecektir.”

Hükümetin tasarruf için istihdam ve asgari ücretlileri seçmesinin doğru olmadığını belirten Azizoğlu, “İşsizlik, yoksulluk, açlık almış başını giderken, tasarruf yapılacak kalem olarak istihdamı ve ücretlileri seçmek doğru değildir. Emeklinin, kamu çalışanının ve asgari ücretlinin maaşından yapılacak kesintiler Türkiye’nin bir günlük faiz borcunu bile ödemeye yetmeyecektir.” dedi.

Cemil Yüzer / ANKARA

30.12.2007


 

Dış ticaret açığı 5 yılda 5’e katlandı

ATO’nun raporuna göre, 2000 yılından bu yana dış ticaret açığı 257 milyar dolar oldu ve bunun 205 milyar doları 2002 yılından sonra oluştu. Oda Başkanı Sinan Aygün, “Dış ticaret açığında Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık” dedi.

Son yıllarda Türkiye’de ithalatın ihracat gelirlerinin çok üstünde gelişme göstermesinin, dış ticaret açığının ‘’endişe oluşturacak’’ ölçüde büyümesine yol açtığı bildirildi. Ankara Ticaret Odasının (ATO) ‘’Dış Açık’’ raporuna göre, Türkiye’nin dış ticaret açığı 1980-1989 yıllarında 37,3 milyar dolar, 1990-1999 yıllarında ise 134 milyar dolar oldu. 2000 yılından bu yana ise dış ticaret açığı 257 milyar dolar oldu. Bunun 205 milyar doları 2002 yılından sonra oluştu.

Rapor uyarınca Türkiye, 2007 yılının ilk 10 ayında Vatikan’dan Endonezya’ya, Hindistan’dan Malta’ya kadar 208 ülkeden ithalat yaptı. Türkiye, 90 ülkeden net ithalatçı oldu. Diğer bir ifade ile Türkiye’nin 90 ülkeden yaptığı ithalat ihracatından fazla oldu. 10 yıl öncesi ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin net ithalatçı olduğu ülkeler önemli ölçüde değişiklik gösterdi. 1997 yılında en fazla dış ticaret açığı verilen ilk beş ülke İtalya, Almanya, ABD, Japonya ve Fransa gibi en gelişmiş ülkeler olurken, 2007 yılında Rusya, Çin, İran gibi gelişmekte olan ülkeler ilk beş içinde yer aldı.

ATO Başkanı Sinan Aygün raporu değerlendirirken, Türkiye’nin son yıllarda ‘ithalat patlaması’ yaşadığını ifade etti, dış ticaret açığını 1980’li yıllarda 37,3 milyar dolar, 1990’lı yıllarda 134 milyar dolar artıran Türkiye’nin, bu açığı son 8 yılda 257 milyar dolar artırdığına dikkati çekti. ‘Dış açıkta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık’’ diyen Aygün, dış ticaret açığının endişe verici boyutlarda olduğunu belirtti.

/ ANKARA

30.12.2007


 

Sabancı: 2007’de siyaset ve güvenliğe odaklandık

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Türkiye’nin 2007 yılını içe dönük siyasi odaklanma ve güvenlik konularıyla geçirdiğini belirterek, 2008 yılına girerken bir çok ekonomik konunun bıçak sırtında olduğunu söyledi.

Sabancı, Sabancı Topluluğu çalışanlarına yönelik yaptığı açıklamada, 2007 yılını değerlendirdi ve 2008 yılı beklentilerini dile getirdi.

Türkiye’nin artık yapması gerekenleri erteleme lüksü de gerekçesi de olmadığını kaydeden Sabancı, ‘’Sabancı Topluluğu olarak 2007 yılında bütün hedeflerimizi tutturduk’’ dedi. Güler Sabancı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

‘’2007 yılı 2006 yılının iyimserliğinden 2008 yılının belirsizliklerine yol açan bir geçiş yılı olmuştur. Dünya genelinde; çeşitli memleketlerde seçim veya seçim sonrası hükümet değişiklikleri, Irak ve genel olarak Orta Doğu’da dinmeyen çatışmalar ve terörizmle küresel savaş, tüketici iyimserliğinde görünen düşüş, emlak piyasasından mali piyasalara atlayan ve ‘sub-prime mortgage’ krizi olarak bilinen krizin başlangıcı, bu krizle baş etmek için önemli ölçüde arttırılan küresel likidite, yıl boyunca artan petrol fiyatları bu küresel değişimlerin altyapısını teşkil etmişlerdir.’’

Dünyadaki bu gelişimlere paralel olarak Türkiye’de de benzer gelişmeler olduğunu vurgulayan Sabancı, ülkenin, özellikle yılın ilk 8 ayında, daha içe bakan, kısa vadeli, güncel siyasi olaylara odaklandığını ifade etti. Sabancı 2007 yılının 2006’nın iyimserliğinden 2008’in belirsizliğine bir geçiş yılı olduğunu belirterek, “2008 ise dünya için belirsizlikler yılı olacak gibi görünüyor.” tespitinde bulundu.

/ İSTANBUL

30.12.2007


 

EXPO’da şehirler dayanışması

Uşak ve Amasya valileri ile Amasya Belediye Başkanı, Kocaoğlu’nu ziyaret ederek, fuar konusunda İzmir’e destek için hazır olduklarını söyledi.

Uşak Valisi Kayhan Kavas, Amasya Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, Amasya Belediye Başkanı İsmet Özarslan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ziyaret ederek, fuarı konuştular. Uşak ve Amasya valileri ile Amasya Belediye Başkanı, üç şehir arasındaki işbirliği ve diyaloğun pekiştirilmesi konusunda anlaştılar. Ziyarete katılanlardan Uşak Valisi Kayhan Kavas, EXPO 2015 yarışında İzmir’e destek olmak istediklerini söyledi ve üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını belirtti.

Bülent Ertekin / İZMİR

30.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri