DİSK tarafından yapılan araştırmada, 2000-2007 dönemi faiz ödemelerinin yıllık mevduat faiz oranlarına göre 2007 yılı güncel değeri 1 trilyon 265 milyar YTL olarak hesaplandı. DİSK-AR’ın araştırmasında, ‘’bütçeden faizlere yapılan ödemenin hala en büyük değeri oluşturduğu’’ ifade edildi.
Bütçelerin, kaynakların toplumsal kesimler arasında dağılımını ve kaynak aktarımının nasıl gerçekleştiğini gösteren belgeler olduğu belirtilen araştırmada, ‘’2000’li yıllar boyunca bütçe harcamalarına bakıldığında rantiye kesimlerine kaynak aktarıldığının açıkça görüldüğü’’ iddiasına yer verildi.
‘’Bütçenin üçte birinden fazlası hala faiz ödemelerine gidiyor’’ denilen araştırmada, şunlar kaydedildi: ‘’2001 bunalımı yaşandığında 122 milyar YTL dolayında olan iç borç stoku, 2007 yılı Temmuz ayında 256 milyar YTL’ye ulaştı. Bir başka deyişle, onca faiz ödemesine karşın borç tutarı iki katına çıktı. Bu yüzden ‘faiz dışı fazla’ bütçenin dokunulmaz tek kalemini oluşturuyor. Önce faiz ödemeleri güvence altına alınıyor. Çalışanların haklarından ve sosyal harcamalardan vazgeçilebiliyor ama borç faizlerinin ödenmemesi söz konusu olmuyor.’’
FAİZE GİDEN PARA YATIRIMA
DÖNÜŞSEYDİ İŞSİZLİK BİTERDİ
Araştırmada, 2000-2007 dönemi faiz ödemelerinin yıllık mevduat faiz oranlarına göre 2007 yılı güncel değeri, 1 trilyon 265 milyar YTL olarak hesaplandı. Araştırmada, ‘’Bütçeden borç ödemeleri için yapılan harcama karşılığı, Türkiye’de bir banka hesabında tutulmuş olsaydı, bu 7 yıllık dönemin sonunda 1 trilyon 265 milyar YTL’ye ulaşacaktı’’ denildi.
DİSK’in araştırmasında, 7 yıllık dönemde gerçekleşen bu harcamayla ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulunuldu:’’Bu miktar 2007 yılı tahmini milli hasılanın 2 katıdır. 2007 yılı toplam bütçe harcamalarının 6 katıdır. Bu harcama, ülke içinde mal ve hizmet üretimi için kullanılsa, 20 milyon kişiye, 9 yıl süreyle asgari ücret düzeyinde gelir sağlanabilir, 150 yataklı ve tam teşekküllü 29 bin sağlık kuruluşu, 24 derslikli, spor salonu ve laboratuvarları olan 290 bin okul yapılabilir, 78 Türk Telekom ve 124 TÜPRAŞ alınabilirdi. 6 milyon 700 bin kişi için istihdam meydana getirecek yatırım yapılabilirdi.’’
|