Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

KOBİ’ler: Katsayı zulmü bitsin

YÖK’ün dayatmacı politikaları sonucu KOBİ’lerde nitelikli iş gücü eksikliğinin had safhaya ulaştığını söyleyen KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, meslek liselerine yönelik katsayı adaletsizliğinin bir an önce sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Eğitimdeki tek taraflı ideolojik kutuplaşmanın hızla büyüyen Türk ekonomisinin önünü tıkadığını belirten Küçük ve Orta büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, YÖK’ün dayatmacı politikaları sonucu kabiliyetli gençlerin meslek liselerinden uzaklaşması sebebiyle KOBİ’lerdeki nitelikli iş gücü eksikliğinin had safhaya ulaştığını söyledi. KOBİDER Başkanı Özgenç, “İdeolojik kutuplaşmalar sebebiyle çağdaş ekonomik hayatın gerisinde kalan eğitim dünyasının ekonomiyle uyumlu hale getirilmesi için ‘aklın yolu birdir’ ilkesiyle çözülmesinin ülkemize çok önemli fayda sağlayacağı muhakkaktır” dedi.

Nitelikli iş gücü açığının her geçen gün arttığını söyleyen Özgenç, Türkiye’nin eğitim politikalarını çağdaş ekonomik hayat ile uyumlu hale getirmesinin şart olduğunu bildirdi. Avrupa Birliği’nde liselerin yüzde 65’inin meslek lisesi, yüzde 35’inin de düz lise olarak faaliyet gösterdiğini belirten Özgenç, Türkiye’de YÖK’ün katsayı eşitsizliği sebebi ile meslek liselerin oranının yüzde 31’e düz liselerin de yüzde 69’a çıktığını kaydetti.

Bugün Vasıflı insan gücü ihtiyacını karşılamak için bazı işletmelerin 3. dünya ülkelerinden gelen kaçak insanları çalıştırmaya başladıklarına dikkat çeken Özgenç, “Bu kaçak çalışanların sayısının da milyonları bulduğu ifade ediliyor. Bir taraftan kendi insanımıza iş bulamazken, diğer taraftan kobiler kaçak insan çalıştırmaya itiliyor” dedi ve bu yanlıştan dönülmesi, katsayı adaletsizliğinin de bir an önce kaldırılması çağrısında bulundu.

YENİ ASYA / İSTANBUL

25.11.2007


 

DAĞA ÇIKANLARIN ÇOĞU CAHİL

Tunceli’de öğretmenlik yaparken, 1993 yılı Ekim ayında düzenlenen terör saldırısında dört öğretmen arkadaşını kaybeden, kendisi de 10 yerinden yaralanan öğretmen Cemal Ünlü, terör sorununun eğitimle önlenebileceğini söyledi. Dağa çıkan insanın en büyük sorununun cehalet olduğunu ifade eden Ünlü, “Öğretmen, cehaletle savaşıyor, mutlaka güvenliğinin sağlanması lâzım. Askerî, ekonomik, siyasî tedbirler alınabilir, ancak PKK’yı eğitim bitirir” dedi.

Konya Atatürk Sağlık Meslek Lisesinde görev yapan 47 yaşındaki öğretmen Cemal Ünlü, 1992 yılında Tunceli’nin Pertek ilçesine bağlı Pirinçci köyünde görev yaparken uğradığı terör saldırısında 4 arkadaşının vurulduğunu kendisinin de 10 kurşun isabet etmesine rağmen yaralalı olarak kurtulduğunu anlattı. Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde 9 ay boyunca peş peşe ameliyatlar geçirdiğini, doktorların bir an önce acılarının dinmesi için bir kol ve bir bacağının kesilmesini önerdiklerini, ancak kendisinin tüm acılara sabredebileceğini söylediğini belirtti. Ünlü, tüm yaşadıklarına rağmen terör sorununun da eğitimle çözüleceğini düşünüyor.

“DAĞA ÇIKAN İNSANIN EN

BÜYÜK SORUNU CEHALET’’

Dağa çıkan insanın en büyük sorununun cehalet olduğunu ifade eden Cemal Ünlü, şunları kaydetti: ‘’Öğretmen, cehaletle savaşıyor, mutlaka güvenliğinin sağlanması lazım. Bu da bölgede yatılı bölge okullarının yaygınlaştırılmasıyla yapılabilir. Askeri, ekonomik, siyasi tedbirler alınabilir, ancak PKK’yı eğitim bitirir. Bölgedeki gençleri, batıdaki herkes sanki her gün eğlence merkezlerinde, doğu ise tek geri kalmış bölge gibi gösterip dağa çıkarıyorlar. Televizyonlarda ünlü eğlence merkezlerinde eğlenirken dönüp dönüp gösterilen kişi sayısının 3-5 bin kişiyi geçmediğini, en temel eğitimi bile alamamış bölge gençleri ne yazık ki bilemiyor. Oysa bölgedeki dev okul binaları kamu yatırımları, asfalt yollar, Konya,

Kırşehir, Yozgat, Balıkesir, Bursa’da yok. Ama bunun böyle olduğunu, doğunun ülkenin geri kalan tek yeri olmadığını, ülkenin her yerinin refah içinde yaşamadığını bölgedeki çocuklara, gençlere çok iyi anlatmalıyız.’’ Öğretmen Cemal Ünlü, kandırılıp dağa çıkarılan gençlerin çoğunun sadece kendi bölgelerinin bilerek geri bırakıldığını düşünen kişiler olduğunu vurgulayarak, dağa çıkanların içinde lise ve üniversite mezunu sayısının son derece az olduğunu sözlerine ekledi.

/ KONYA

25.11.2007


 

Toptan: Oyunları bozduk

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Köksal Toptan, terörle mücadenin demokratik bir ortamda yapıldığında sonuç vereceğini belirterek, Türkiye’nin yeni bir oyuna gelmeyeceğini söyledi.

TBMM Başkanı Toptan, Hak-İş’in 11’inci Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Toplantıda söz alan Toptan, Türkiye büyüdükçe başına dertler sarıldığını kaydederek, “Türkiye, uçacak hale gelince dikkatler, kaynakları başka yöne çevirmek isteyen güçler terörü ayağa kaldırıyor” dedi. Türkiye’nin oyuna gelmeyeceğinin altını çizen TBMM Başkanı Toptan, Türkiye’nin bir yandan terörle mücadeleyi yürüteceğini diğer taraftan da demokratik kazanımları koruyacağını, temel hak ve hürriyetleri genişleteceğini dile getirdi. Köksal Toptan, “Terörle mücadele demokratik ortamda yapılırsa sonuç verir, yapılmazsa bir sonuç vermez. Bu doğrultuda büyümeden ve demokratik kazanımlardan vazgeçmeyiz.” diye konuştu.

Toptan, “Bir ara demokrasi-cumhuriyet kavgasına Türkiye götürülmek istendi. Bu oyuna gelmedi. Terör örgütüyle birlikte Türkiye bir kardeş kargaşasına, kaosuna, kavgasına sürüklenmek istendi. Çok şükür, Türkiye bu oyuna da gelmedi. Oyunlar bozuldu. Oyunları bozmaya devam edecek olan Türkiye’nin geleceği parlaktır. Yeter ki biz geleceğimizin güzel, aydınlık olacağına hep beraber inanalım, birbirimize güvenelim. Hoşgörülü, sağduyulu olalım. Ama ne olursa olsun, devletin üniter yapısından kesinlikle de vazgeçmeyelim.’’

Yüzde 85’lik temsil oranına sahip parlamentoda her sorunun üstesinden gelinebileceğinin altını çizen Toptan, şu uyarılarda bulundu: “Ülkemizde bir olalım, dayanışma halinde olalım, üniter yapıdan ödün vermeyelim. Biz milletvekillerini sınırlayan yeminlerimiz, bölünmez bütünlüğümüz ve birliğimiz üzerine yemin ettik, bunların dışındaki her konuyu tartışalım.”

/ ANKARA

25.11.2007


 

Özgürlük ortamını güçlendirelim

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Demokrasiyi korumanın yolu onu yaşatmaktır. Şiddet ve terörün düşmanı özgürlük ortamıdır. Öyleyse terörle mücadelede nihaî sonucu temin etmek için çoğulcu demokrasiyi yaşatalım, özgürlük ortamını güçlendirelim” dedi.

Başbakan Erdoğan, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen AKP 9. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, “Bizim yolumuz menfi değil, müspet milliyetçiliktir” dedi ve muhalefete, “Gelin birlikte hareket edelim” mesajı verdi. Terör örgütünün zaten birliği bozmayı hedeflediğini söyleyen Erdoğan, “Hiçbir vatandaşımızı terör örgütünün kucağına atamayız” diye konuştu.

Terörün baskı ortamını sevdiğini vurgulayan Erdoğan, çoğulcu demokrasinin yaşatılması gerektiğini belirterek, “Demokrasiyi korumanın yolu onu yaşatmaktır. Şiddet ve terörün düşmanı özgürlük ortamıdır. Öyleyse terörle mücadelede nihaî sonucu temin etmek için çoğulcu demokrasiyi yaşatalım, özgürlük ortamını güçlendirelim diyorum. Ama bunlardan rahatsız olanlar var, bütün tecrübeler bundan başka çıkar yol olmadığını bize göstermiştir, bu sadece ülkemizde değil tüm dünyada böyledir’’ dedi.

Erdoğan konuşmasında DTP’ye de, “Terör ve şiddetle henüz yollarını ayıramayanları da demokrasiden yana tercih kullanmaya çağırıyoruz” sözleriyle çağrıda bulundu.

ANAYASA ÇAĞRISI

Erdoğan, “Yeni Anayasa Taslağını Cumhuriyet ilkeleri ile örtüşüen bir hassasiyet içinde hazırlamaya çalışıyoruz. Anayasa tartışmalarını bir giyim kuşam tartışmasına indirmek demokratik bir bakış ürünü olamaz. Bunların niyeti belli: Siz yapmayın. Biz yapmayacağız da kim yapacak. Bu milletin şu anda partlamentoda yüzde 65 destek verdiği güç bunu neden yapmasın. Şu an parlamentoda biz yokuz. Parlamento’da millet var” dedi.

Türkiye’de yoğun bir şekilde yeni Anayasa’yı engelleme faaliyeti olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “ Yeni Anayasa taslakları hazırlıyorlar. Hazırlasınlar, biz bundan rahatsız değiliz. Biz onların taslaklarından da yararlanıyoruz. Aslında yeni taslakları ile bunu örtmeye çalışıyor. Ama biz halkımızın temennilerine, kabüllerine uygun bir anayası yapmak için çalışıyoruz. Demokrasiyi sivil çağdaş bir anayasa ile taçlandırmak için yoğun çaba sarf ediyoruz” diye konuştu.

Bir kez daha açık çağırda bulunuyorum diyen Erdoğan “Bu bir fırsattır. Bizim tüm değerlerimizi ortak bir amaç noktasında birleştirmek için herkes bu sürece katkıda bulundu. Meseleyi özünden saptırmak yerine gelin, katkıda bulunun ve Türkiye’yi hak ettiği yere ulaştıralım” şeklinde konuştu.

/ KIZILCAHAMAM

25.11.2007


 

Kar yolları kapadı

Van’da kar yağışı sebebiyle ilk belirlemelere göre 16 köy yolunun ulaşıma kapandığı belirtildi. Van İl Özel İdaresi Yol Şube Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre, kar yağışının yüksek yerlerde etkili olduğu kaydedildi.

İlk belirlemelere göre il genelinde 16 köy yolunun ulaşıma kapalı olduğu bilgisine ulaştıklarını dile getiren yetkililer, kapalı yolların en kısa zamanda açılması için çalışmalara başlanacağını vurguladı.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkilileri ise il merkezinde kar kalınlığının 9 santimetre olduğunu ifade ederek bunun yüksek kesimlerde 30 santimetreye kadar çıktığını kaydetti.

/ VAN

25.11.2007


 

Denizli Mevlidi bugün

Denizli Merkez Ulu Camiinde bugün öğleyin, “Peygamberimiz (a.sm) başta olmak üzere, bütün ehl-i iman, Bediüzzaman Said Nursî ve merhum talebelerinin, hususan Hâfız Ali Ergün ile Hasan Feyzi Yüreğil ve ayrıca şehitlerimizin ruhlarına ithafen Mevlid-i Şerif okutulacak.

25.11.2007


 

Afet yönetimine yeni yapılanma

Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, afet yönetiminde sürecin tek elden yönetilmesinin daha yararlı olacağını düşündüklerini belirterek, ‘’Afet ile ilgili risk yönetimini tamamen biz alabiliriz, afet anı ve afet sonrası için de İçişleri Bakanlığı ve ilgili bakanlıklar devreye girebilir veya tümü bizde toplanabilir’’ dedi.

Özak, Türkiye’nin bir afet ülkesi olduğunu ve bu gerçeği kabul etmek gerektiğini vurguladı. Başta deprem olmak üzere sel, heyelan, kaya düşmesi gibi afetlerin yoğun olarak görüldüğünü dile getiren Özak, ‘’İstatistiklere bakarsanız, 100 yılda 100 bin kişi kaybetmişiz’’ dedi.

Özellikle 1999 depreminin büyük can ve mal kaybına yol açtığına dikkati çeken Özak, bu acı tecrübenin konunun ciddiyetini ortaya koyduğunu, birçok önemli çalışmaya zemin oluşturduğunu kaydetti.

Afet ile ilgili yürütülen çalışmalarda tartışılan ana noktanın ‘’sürecin tek elden yönetimi’’ olduğuna işaret eden Özak, bu yöndeki eleştirileri dikkate aldıklarını ve yeni bir yapılanma üzerinde durduklarını söyledi. Özak, ‘’Bakanlığın adının Afet Bakanlığı şeklinde değiştirilebileceği öyleniyordu. Böyle bir değişiklik söz konusu mu?’’ sorusunu şöyle cevapladı:

‘’Değil. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Türkiye’de planlama konusunda en deneyimli bakanlık. Planlamada 1990’lı yıllardan sonra çok başlılık oldu. Bunu kabul etmek lazım. Özellikle yerelleşme sürecinde. Bizim de yerel yönetimler yasalarında, yerellere bu yetkiyi verme konusundaki talebimiz ortada. Çünkü hız, kalite, şeffaflık ve yerinden yönetimi destekliyoruz. Ancak daha evvel biz iktidara gelmeden önce birtakım kurumlara ve bakanlıklara planlama yetkisi verildi. Bu konuda, Bayındırlık Bakanlığının vizyonu ve misyonu ile bu çok başlılığı ortadan kaldırmayı düşünmemiz gerekiyor.’’

/ ANKARA

25.11.2007


 

Öğretmenler artık bilgiyi doğru kullanmayı öğretmeli

TBMM Başkanı Köksal Toptan, 24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve 81 ilden gelen öğretmen temsilcilerini Meclis’te kabul etti.

Meclis Tören Salonu’ndaki kabulde, konuklarına yemek veren Toptan, yaptığı konuşmada Millî Eğitim Bakanı Çelik’in çalışmalarından övgüyle söz etti. Toptan, “Mutluyuz ki, köylerimize gittiğimiz zaman internet bağlantısını bizden isteyen çocuklarımız belki yakın bir gelecekte şimdi aklımıza bile gelmeyen yeni eğitim teknolojilerinin kendilerine sunulmasını isteyeceklerdir” dedi. Toptan, bilgiye ulaşma imkânlarının artması sebebiyle artık öğrencilerin öğretmenlerden daha fazla şey bilebildiklerine dikkat çekerek, öğretmenlerin görevinin artık bilgi aktarımından çok bilgiyi iyi ve doğru kullanmayı, sorgulamayı öğretmek olması gerektiğini vurguladı.

ÇELİK: “ESKİMEZ MİLLÎ EĞİTİM BAKANLARI”

Millî Eğitim Bakanı Çelik de yaptığı konuşmada, aynı zamanda eski Millî Eğitim Bakanı olan Köksal Toptan için “Eskimez Millî Eğitim Bakanı” ifadesini kullandı. Çelik, Türkiye’deki 660 bin öğretmenin temsilcilerinin Meclis çatısı altında öğle yemeğinde bir araya geldiğini belirtti. Çelik, yemekte bulunan eski Millî Eğitim Bakanı ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam için de “Eskimez Millî Eğitim Bakanı” dedi.

/ ANKARA

25.11.2007


 

Recai Kutan: DTP kapatılmamalı

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, ‘’Ne inancımız, ne dünya görüşümüz, ne de siyasî tercihlerimiz arasında en ufak benzerlik olmasına rağmen, DTP kapatılmamalı diyoruz’’ dedi.

İstanbul’da İl Başkanları Toplantısının açılışında konuşan Kutan, bütün öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutlayarak, bu dönemde öğretmenlerin içler ‘’acısı duruma düştüğünü’’ öne sürdü. Kutan, dış politikadaki gelişmeler sebebiyle halkın gerçek gündemi olan işsizlik, hayat pahalılığı ve yoksulluğun geri planda kaldığını iddia ederek, ‘’Sınır ötesi operasyon konusunda günlerdir havanda su döven, ipe un seren hükümet halkın cebine operasyon yapma konusunda hiç vakit kaybetmemiştir. Seçim öncesi ‘durmak yok yola devam’ diyen AK Parti, şimdi ‘durmak yok zamma devam’ demektedir’’ şeklinde konuştu. Kutan, işsizliğin 2001 krizindeki orana yaklaştığını, Türkiye’de gerçek işsizliğinin yüzde 15,8’lere ulaştığını öne sürdü.

Kutan, ‘’karanlık güçlerin şimdi de Türk ve Kürt kardeşliğini bozmaya çalıştığını’’ ifade ederek, şöyle konuştu: ‘’Bu hassas süreçte DTP’li yöneticilerin Meclis’teki varlığı bir fırsat olabilirdi. Huzur ve kardeşlik ortamının gelişmesine katkıda bulunabilirdi ama DTP’li bazı yöneticilerin söylem ve açıklamaları maalesef bu umudu boşa çıkarmıştır. DTP’li yöneticilerin bu politika ve söylemlerini yeniden gözden geçirmesinin kaçınılmaz olduğu da ortadadır. Ancak bütün bu eleştirilerimize rağmen, Saadet Partisi olarak, parti kapatmanın çözüm olmadığına inanıyoruz. Parti mahkeme kararı ile değil seçmen kararıyla kapatılmalıdır. Ne görüşümüz ne de siyasi tercihlerimiz arasında en ufak benzerlik olmasına rağmen ‘DTP kapatılmamalı’ diyoruz.’’

/ İSTANBUL

25.11.2007


 

Baykal: Önlerinde engel kalmadı

AKP’nin önünde Cumhurbaşkanı freninin kallmadığını ve Cumhurbaşkanlığı makamının Anayasa’ya sahip çıkmadığını savunan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ciddi kaygıları olduğnu söyledi.

Baykal, partisin Adana Bölge Toplantısı öncesi düzenlediği basın toplantısında, AKP'li bir milletvekili tarafından bir süre önce hakim ve savcıların mesleğe alınmasıyla ilgili verilen yasa teklifi önerisini eleştirerek, ‘’bu projenin, iktidarın emelleriyle ilgili olarak, bir kez daha ciddî kaygı duymalarına neden olduğunu’’ ifade etti.

Söz konusu tasarının daha önceleri de çok defa tartışıldığını anlatan Baykal, şunları kaydetti: ‘’AK Parti’nin önünde Cumhurbaşkanlığı freni de kalmamıştır. Bu nedenle, daha önce Cumhurbaşkanlığından dönen, hakimler ve savcıların mesleğe alınmasıyla ilgili yasa bu kez dönmeyecektir. Çünkü, artık Türkiye’de, Cumhurbaşkanlığı makamının Anayasa’ya sahip çıkan, objektif güven veren bir anlayışla işleyeceğini düşünmek maalesef gerçekçi olmaktan çıkmıştır. AK Parti projelerini, planlarını yavaş yavaş gerçekleştirmeye başladı. Türkiye bir başka Türkiye haline dönüştürülmek isteniyor. Var olan olanaklar kullanılarak değişim yapılıyor, herkesin dikkatli ve duyarlı olmasına ihtiyaç var. Kimse bu tuzağa düşmesin.’’

Terörün önlenmesi için onu besleyen kaynakları kurutmak gerektiğini, bunun başında da işsizlik geldiğini belirten Baykal, GAP’ın ise bu bağlamda büyük önem taşıdığını ve öncelikli olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.

Baykal, DTP hakkındaki kapatma davasına ilişkin soruya da, ‘’Yargı sürecine yönelik değerlendirme yapmak uygun olmaz. Ama şu bir gerçektir, demokratik süreç içinde herkes terörü lânetlemek zorundadır. Terörü himaye ederek, kol kanat gererek, demokratik siyaset olmaz. Yani bunu hiçbir şekilde mazur görmemiz mümkün değildir. Terör, demokrasiyi çürüten bir kanserdir. Demokrasi sürecinde olan herkes terörü lânetlemelidir’’ diye konuştu.

/ ADANA

25.11.2007


 

Gül, Fransa’ya gidiyor

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İzmir’in EXPO 2015 adaylığıyla ilgili sunum yapılacak Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kuruluna hitap etmek üzere bugün Fransa’ya gidecek.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre Gül, 25-27 Kasım 2007 tarihlerinde Paris’e özel bir ziyaret gerçekleştirecek. Gül’e, ziyaretinde Devlet Bakanı Mehmet Aydın eşlik edecek.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, Gül’ün Paris’te bulunacağı günlerde Çin Halk Cumhuriyeti’nde olacağından Fransa Başbakanı François Fillon’un 27 Kasım Salı günü Gül’e nezaket ziyareti yapacağı bildirildi.

/ ANKARA

25.11.2007


 

İstanbul 'kurban'a hazırlanıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 20-23 Aralık 2007 tarihlerinde kutlanacak Kurban Bayramı hazırlıkları kapsamında bazı tedbirler aldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanlığından yapılan açıklamaya göre, İl Kurban Hizmetleri Komisyonunun kararı gereği 10 Aralıktan önce şehre kurbanlık hayvan girişine izin verilmeyecek. Bu kuralı ihlal edenler hakkında ise Kabahatler kanunu’nun ilgili maddesine göre 118 YTL para cezası uygulanacak. İstanbul’a kurbanlık hayvan getirecek satıcılar, ilgili belediyeden aldıkları ‘İstanbul’a Kurban Hayvan Giriş Belgesi’ni şehre girişlerdeki kontrol noktalarında bulunan Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerine ibraz etmeleri gerekiyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığınca uygun görülen ve ilçe komisyonlarınca tanzim edilen kurban satış yerleri dışında kurbanlık hayvan satışına da izin verilmeyecek. Ayrıca, Kurban Satış ve Kesim Yerleri Kriterleri ile Kurban Hizmetlerinin Diyanet İşleri Başkanlığınca Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin belirlediği esaslara uygun olmayan yerlerde, satış ve kesim de yapılamayacak.

İlçelerde 79 adet kurban satış ve 475 adet kurban kesim yeri ile beldelerde 46 adet kurban satış ve 58 adet kurban kesim yerinin hazırlıklarına başlandı.

/ İSTANBUL

25.11.2007


 

3 bin işyeri kapandı

Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkan Yardımcısı Atalay Çatal, SSK primi, istihdam zorluğu ve vergi baskısı sebebiyle 3 bin işyerinin kapandığını söyledi.

AGSD Başkan Yardımcısı Atay Çatal yaptığı yazılı açıklamada, SSK işveren primlerinin dünya ortalamasına göre yüksek olduğunu, dünya ortalamasının üzerinde iş verene yük getirdiğini öne sürdü. Hükümetin sosyal güvenlik priminde yüzde 5 indirime gideceğini açıklamasına rağmen aradan aylar geçmesine rağmen henüz uygulamaya gidilmediğinden yakınan Çatal, orta sınıf tüccar olarak tekstilci ve giyim sanayicilerine uygulanan vergilerin de yüksek olduğuna dikkat çekti. Atalay Çatal, ‘’sektör vergi baskısı yaşıyor. Bunlara birde ara eleman bulma sıkıntısı ekleniyor. Bu sıkıntılara koyamıyoruz. Son bir yılda yüzde 25 küçüldük. Aşırı kemer sıkıyoruz. 3 bin işyeri kapandı binlerce işsiz sokaklarda dolaşıyor’’ dedi.

/ ANKARA

25.11.2007


 

Eğitim-Sen: Hep aynı nakarat

Bitlis Eğitim-Sen Şube Başkanı Abdulgani Cayhan, Öğretmenler Gününü kutlama havasından uzak; sorunların tartışıldığı ve hatırlandığı bir gün olarak gördüklerini belirtti.

Öğretmenler Günü nedeniyle bir açıklama yapan Cayhan, her 24 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da eğitim emekçilerinin ne kadar cefakâr ve fedakâr olduğuna yönelik hamasi nutukların atılacağı, tozlu raflardan ve dosyalardan konuşma etiklerinin çıkartılacağı bir angarya yaşandığını belirtti.

Cayhan açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün atılacak nutuklar hamasi söylemlerden ibaret olacaktır. Bugüne dek 24 Kasım, öğretmenlerin mesleki, ekonomik ve sosyal hakları ile sorunlarının tartışılmadığı, sadece öğretmenliğin kutsallığından bahsedilen bir gün olmuştur. 2007 yılında da bu gelenek bozulmayarak devam ettirilmiştir.”

/ BİTLİS

25.11.2007


 

Öğretmenler 25 yılda emeklilik istedi

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) İzmir Şubesi Başkanı Abdurrahim Şenocak, Öğretmenler Günü münasebetiyle gerçekleştirdikleri ankette, öğretmenlerin, 25 yılını tamamlamış eğitimcilerin emekli olmasını istediklerini aktardı.

Eğitim çalışanlarının sorunlarını birinci ağızdan öğrenmek amacıyla 16 ilçede 836 eğitim çalışanına anket sorularını yönelttiklerini ifade eden Şenocak, “Kendilerine yönelttiğimiz ‘Millî Eğitim Bakanı Olsaydınız İlk İcraatınız Ne Olurdu?’ sorusuna, verilen cevaplardan ilki, ‘Her kademede, 25 yılını tamamlamış Millî Eğitim çalışanını emekliye sevk ederdim’ oldu” dedi. Ankete katılan öğretmenlerden 265’inin o şekilde cevap verdiğini belirten Şenocak, ikinci en çok cevabın da 187 oyla, “24 Kasım Öğretmenler Gününde Öğretmenlere bir maaş tutarında ikramiye verirdim” olduğunu aktardı.

Şenocak, diğer eğitimcilerin de sözkonusu soruya verdikleri cevaplarda, merkezin yeniden örgütlenmesi, ek ders ücretlerinin arttırılması, 7 yılı dolduran yöneticilerin rotasyona tabi tutulması gibi taleplerini aktardıklarını ifade etti.

YENİ ASYA / İZMİR

25.11.2007


 

Esrarengiz ağaç, Amerikan ağacıymış

Adıyaman Tarım İl Müdürlüğü, esrarengiz meyve ağacının, Kuzey Amerika Orjinli bir ağaç türü olduğunu bildirdi.

21.11.2007 tarihli yerel ve ulusal basında yer alan “Dut Diye Diktiler, Esrarengiz Meyve Çıktı” başlıklı haberlerden sonra ağaçla ilgili bir inceleme yapan Tarım İl Müdürlüğü, sözü edilen ağacın, Dutgiller familyasından 20 metre kadar boylanabilen geniş tepeli Kuzey Amerika Orjinli bir ağaç türü olduğunu açıkladı. Müdürlük, halk arasında yabancı portakal diye adlandırılan, rengi yeşil meyvesi yenilmeyen ağacın, genellikle cadde ve sokakların ağaçlandırılmasında kullanılan bir ağaç türü olduğunu belirtti.

Ali KARABİBER / ADIYAMAN

25.11.2007


 

Kamuda çalışan başörtülü insan değil mi?

ÖNDER İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği Genel Başkanı Yusuf Ziyaettin Sula, Prof. Dr. Özbudun’un başörtüsü serbestliğini sadece üniversite öğrencileri için savunmasını, “Sanki kamu görevi yapan hanımlar insan değil” şeklinde eleştirdi.

Sivil Anayasa Taslağı Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun’un Sabah gazetesine verdiği beyanatla ilgili bir açıklama yapan ÖNDER Genel Başkanı Yusuf Ziya Sula, Özbudun’un açıklamasında tezatlıklar olduğunu söyledi.

Özbudun’un başörtüsü için ‘İnsan hakları sorunudur. Laiklikle ilgisi yoktur’ dedikten sonra sadece üniversitelerde serbest olması gerektiğini söylediğini hatırlatan Sula, “Sanki kamu görevi yapan hanımlar insan değil. Bu nasıl bir mantıktır ki, başını örterek bitirdiği okulundan sonra kamuda görev almak isteyen bir hanıma kamuda görev vermeyeceksiniz?” dedi. Sula, Özbudun’un ‘Din dersinin seçmeli olacağı’ sözü üzerine de şu açıklamalarda bulundu: “Batı ülkelerinde din dersleri mecburidir. Objektif olmaya çalışsalar da hakim olan din ve mezhep bu din derslerinde ağırlıklı olarak işlenir. Üstelik diğer dersler de dinî anlayışla işlenmektedir.”

YENİ ASYA / İSTANBUL

25.11.2007


 

Bütçe maratonu 4 Aralık’ta başlayacak

2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda 4-14 Aralık 2007 tarihleri arasında görüşülecek.

Alınan bilgiye göre, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 2008 Yılı Merkezi Bütçesini 4 Aralık Salı günü TBMM Genel Kuruluna sunacak. CHP Grubu adına Genel Başkan Deniz Baykal, MHP Grubu adına Genel Başkan Devlet Bahçeli, DTP Grubu adına da Grup Başkanı Ahmet Türk’ün bütçe üzerinde söz alarak görüş ve eleştirilerini dile getirmesi bekleniyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Hükümet adına söz alarak bütçe üzerindeki soru ve eleştirileri cevaplayacak. Genel Kurul, 5 Aralık Çarşamba gününden başlayarak kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerini 14 turda görüşecek. Bu yıl bütçe görüşmelerinde bir de ilk yaşanacak. 2008 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının maddeleri 12 ve 13 Aralık’ta olmak üzere iki günde görüşülecek. Bütçe görüşmeleri, 14 Aralık Cuma günü bütçenin tümü üzerinde yapılacak konuşmalarla sona erecek.

TBMM Genel Kurulu geçen yıl, 2007 Yılı Merkezi Yönetim Kanunu Tasarısının maddelerini, 38 saat aralıksız çalışarak kabul etmişti.

/ ANKARA

25.11.2007


 

Kuzguncuklular, dizi film çekimlerinden şikâyetçi

Üsküdar Kuzguncuk semti sakinleri, birçok dizi ve reklam filminin semt mekânlarında çekilmesine engel olmak için imza kampanyası başlattı.

Kuzguncuklular Derneği Başkanı Aydan Sayın, Mahalle Muhtarı Ali Faik Kaptan’ın da aralarında bulunduğu bir grup, düzenlediği basın toplantısında, mahallede haftada 5 ayrı dizinin çekiminin yapıldığını, Kuzguncuk sokaklarının da reklam filmlerine mekan olduğunu söyledi. Dizi çekimleri için sokakların kapatıldığını, eşyaların TIR’lar ile getirilerek, vinçler ile indirilip bindirildiğini anlatan Sayın, şöyle konuştu:

‘’Gece yarıları çekimler devam ediyor. Patlama sesi ya da silah sesi duyarak endişeyle yatağınızdan kalkıyorsunuz. Bir de bakıyorsunuz film çekimi var. Sahne için yağmur yağdırılıyor. Bu yağmur dolayısıyla 3 evi su bastı. Çekimler için sokaklar kapatılıyor. Çekimler, semt sakinlerinin normal yaşantısını etkiliyor, huzursuz ediyor.’’

Sayın, Kuzguncuk’un ‘’set’’ değil, ‘’semt’’ olduğunu dile getirerek, mahalledeki dizi çekimi trafiğinden dolayı rahatsız olduklarını, bu nedenle imza kampanyası başlattıklarını belirtti. Toplanan imzaları İstanbul Valiliği’ne ulaştıracaklarını belirten Aydan Sayın, dizi çekimlerinin yasaklanmasını ya da sınırlandırılmasını talep ettiklerini söyledi.

Bir grup Kuzguncuklu da dizi çekimleri için mekan olarak kullanılan tarihi binaların önünde, ‘’Kuzguncuk set değil, semttir’’, ‘’Kuzguncuk set olmasın’’ pankartı açarak, dizi çekimlerini protesto etti.

/ İSTANBUL

25.11.2007


 

YÖK’te sürpriz atama beklentisi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün en önemli atamalarından biri olarak görülen YÖK Başkanlığı için dört adayın isminin gündeme gelmesine karşın, henüz adı geçen adayların arasında ağırlık kazanan bir isim bulunmuyor. Bu durum, Gül’ün YÖK Başkanlığı için sürpriz bir atama yapma olasılığını da güçlendirdiği konuşuluyor.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç’in 8 Aralık’ta sona erecek görev süresinin bitimine iki hafta kala akademik çevrelerdeki heyecanlı bekleyiş sürürken, kulisler de giderek yoğunlaşıyor. YÖK Başkanlığı için şimdiye kadar bir çok isim ortaya atıldı. Hem Köşk hem de Hükümet çevrelerinde, YÖK için ortaya atılan aday isimlerden ağırlık kazanan ve öne çıkan isim henüz bulunmuyor.

YÖK Başkanlığı için Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı’nın yanı sıra AKP tarafından YÖK üyeliklerine atanan Prof. Dr. İzzet Özgenç, Prof. Dr. Halis Ayhan ve Prof. Dr. Enver Hasanoğlu’nun isimleri geçiyor.

En güçlü isim olarak, 2006 Haziran ayında Başbakanlık kontenjanından YÖK üyeliğine getirilen, eski Gazi Rektörü Enver Hasanoğlu gösteriliyor. Prof. Dr. Doğramacı’nın desteklediği bilinen Prof. Dr. Enver Hasanoğlu Cumhurbaşkanı Gül’ün tercih edebileceği ağırlıklı isimlerden biri olarak gösteriliyor.

Dört ismin akademik çevrelerde de yoğun olarak konuşulmasına karşın, Köşk ve Hükümet nezdinde ağırlık kazanan bir aday öne çıkmadı. Bu durum, akademik çevrelerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dört adayın dışında YÖK Başkanlığı için sürpriz bir atama yapması beklentisine de yolaçtı. 2008’in Ağustos ayında 22 üniversiteye yeni rektör atanacak olması da Cumhurbaşkanı Gül’ün, YÖK Başkanlığı seçiminde çok hassas davranacağının bir başka göstergesi olarak kabul ediliyor. Ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün bu dört isim veya sürpriz aday konusunda Hükümet ile mutlaka uzlaşma sağlayacağı belirtiliyor.

/ ANKARA

25.11.2007


 

Selde kurumlar koordinesiz çalıştı

Tekirdağ’da meydana gelen selde kriz masasına Kızılay’ın çağrılmasına sitem eden Kızılay Tekirdağ Şubesi Başkanı Doğan Cangil, selde en çok yardımı gerçekleştiren Kızılay’ın dışlandığını belirtti.

Selde kurumlar arası kordinenin olmadığını belirten Cangil, “Eğer koordine tam olsaydı yaralar daha hızlı sarılırdı. Afetlerde işbirliği içinde çalışmak gerekir. Bu eksikliklerin bi ran önce giderilmesi gerekir. Bir başka afette durum daha kötü olabilir.” dedi.

Sel afetinde kurumlar arası işbirliğinin sağlanamadığını kaydeden Cangil, tam koordine sağlansaydı yaraların daha çabuk sarılacağını ileri sürdü.

Tekirdağ’da yaşanan sel afetinde sonra Kızılay’ın selzedelerin yaralarını sardığını söyleyen Kızılay Tekirdağ Şubesi Başkanı Cangil, yollar kapalı olmasına rağmen bir çok insana gıda, giyecek ve battaniye yardımında bulunduklarını belirtti.

Tekirdağ merkezde ve ilçelerinde 15 yatak, 319 battaniye, 10 katalatik soba, 24 demir kampet, 4 mutfak kiti, 109 gıda paketi, 17 uyku tulumu, 100 adet de hijyen seti dağıttıklarını kaydeden Cangil, yardımların hala devam ettiğini vurguladı.

/ TEKİRDAĞ

25.11.2007


 

Türkiye, hızlı tren hatlarıyla örülecek

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü (TCDD), gelecek yıl, ülkenin doğudan batıya hızlı tren ağlarıyla örülmesini içeren projeleri için çalışacak. Ankara-İstanbul hızlı tren projesi sürdürülürken Ankara-Sivas, Ankara-İzmir, Ankara-Konya, Sivas-Kars ve Halkalı-Bulgaristan hızlı tren projelerine işlerlik kazandırılacak.

Ulaştırma Bakanlığının 2008 yılı yatırım programından yapılan derlemelere göre, Türkiye’de demiryolu ulaşımını geliştirme hedefi doğrultusunda, 2008 yılında 6 güzergahta hızlı demiryolu inşaatı sürdürülecek.

Ankara-İstanbul arasındaki süreyi 3 saate indirecek Ankara-İstanbul hızlı tren projesiyle bu güzergahta saatte 250 kilometre hız yapabilen yeni trenlerle konforlu ve güvenli bir yolculuk sağlanacak. Proje tamamlandığında Ankara-İstanbul arasında karayolu ağırlıklı yolcu taşımacılığı demiryolu lehine değişmesi ve demiryolunun yüzde 10 olan yolcu payının yüzde 78’e yükseltilmesi hedefleniyor. Ankara-İstanbul hızlı tren projesinin Sincan-İnönü kesiminin Esenkent-Eskişehir bölümünde Ekim sonu itibariyle yüzde 97 gerçekleşme sağlanarak altyapının geçici kabulü yapıldı. Esenkent-Hasanbey arasında test sürüşleri 23 Nisan 2007 tarihinde başladı. Sincan-Esenkent ve Eskişehir-İnönü hat kesimlerinin altyapı inşaatlarına 2006 yılında başlandı ve geçtiğimiz ay itibariyle Sincan Esenkent kesiminde yüzde 80, Eskişehir-İnönü kesiminde ise yüzde 45 tamamlandı.

Projenin Köseköy-Vezirhan ve Vezirhan-İnönü kesimlerinin ihaleleri 8 Ağustos 2005 tarihinde gerçekleştirildi. İnönü-Vezirhan arası 610 milyon ABD Doları ve Vezirhan-Köseköy arası 660 milyon ABD Doları bedelle ihale edildi. Projenin Ankara-Estkişehir etabında 2008 yılında yolcu taşımacılığına başlanması planlanıyor.

/ ANKARA

25.11.2007


 

Gördes Barajı ödenek bekliyor

Manisa’nın tarım arazilerini suya kavuşturacak Gördes Barajı’nın inşaatı devam ediyor.

İlk kazma 1998 yılında vurulan inşaata bugüne kadar 101 milyon YTL harcandı ve yüzde 72.42’lik bölümü tamamlandı. Beklenen 58 milyon YTL ödeneğin gelmesi halinde baraj, 2008 Kasım ayında su tutmaya başlayacak. 450 milyon metreküp kapasiteli baraj, Gördes Çayı’ndan beslenecek. Tamamlandığında buradan Manisa’daki Gediz ovasında bulunan tarım arazileri sulanacak ve İzmir’e içme suyu verilecek.

/ MANİSA

25.11.2007


 

‘Jeopark’lar geliyor

Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürü Mustafa Kemal Yalınkılıç, Türkiye’nin jeolojik yapılar açısından dünyanın en zengin ülkeleri arasında olduğunu belirterek, ‘’Bugüne dek Türkiye’nin jeolojik zenginliğinin envanterinin çıkarılmasında eksiklik yaşanmış’’ dedi.

Yalınkılıç, ‘’Jeolojik Miras Ulusal Envanteri’’ projesiyle ülkedeki karstik yapı, mağara, krater, buzul ve heyelan gölleri ile lagün, kanyon, düden, obruk, falez, sarkıt ve dikit, teknotik yapılar ve kumul gibi bir çok jeolojik mirasın, ‘’millî park’’, ‘’tabiat parkı’’, ‘’tabiat anıtı’’ ve ‘’tabiat koruma alanı’’ gibi statülere kazandırılması için inceleme altında olduğunu belirtti.

Proje kapsamında genel müdürlük bünyesinde kurulan Mağara Araştırma Birimi’nin, ülkedeki mağara envanteri üzerine çalışma yaptıklarını anlatan Yalınkılıç, Türkiye genelinde 50 bine yakın mağara bulunduğunu, bu mağaraların 3 bine yakınının eko-turizme açılabilecek nitelikte olduğunu, 13’e yakınının da zaten açık olduğunu kaydetti.

Yalınkılıç, şu ana dek bin 260 mağaranın 260’ı hakkında detaylı bilgiye sahibi olunduğunu ifade ederek, ‘’Bunlardan 98’inin tabiat parkına dönüştürülmesine ilişkin çalışmalar devam ediyor. 51 mağaranın da yarasa faunası tesbit edildi ve koruma altına alındı’’ dedi.

Jeolojik değerleri sebebiyle Hatila Vadisi’sindeki sütun bazaltlar, Soğuksu’daki taşlaşmış ağaçlar, Altınbeşik Mağarası’ndaki göller, Nemrut Kalderası’ndaki çukurlar ve Göreme’nin millî park olduğunu hatırlatan Yalınkılıç, ‘’Ancak bunlar parmak sayısını geçmeyecek kadar az’’ diye konuştu.

Prof. Dr. Yalınkılıç, Türkiye’deki bir çok mağaranın beton merdivenler ve demir parmaklıklarla zarar gördüğünü de belirterek, ‘’Ziyaretçilerin nefesleri ve ortamı aydınlatan ampullerin ısısıyla da mağaralar bozulmaya yüz tutuyor’’ dedi.

Koruma altına alınan mağaralar ve diğer jeolojik yapılarda birer tanıtım merkezi bulunacağını, buraların alan kılavuzlarıyla birlikte gezileceğini anlatan Yalınkılıç, bu proje kapsamında bir çok jeolog ve jeomorfologlara da istihdam alanı açılacağını da söyledi.

/ ANKARA

25.11.2007


 

Türkiye işlemcisini tasarlıyor

Türkiye Bilişim Sektörü Derneği (TÜBİDER), yenilikçilik ve teknik eğitimin Türkiye’deki gelişimine destek olmak amacıyla ‘’Türkiye İşlemcisini Tasarlıyor’’ yarışması düzenliyor.

TÜBİDER’den yapılan yazılı açıklamaya göre, yarışmayla, yenilikçilik ve teknik eğitimin Türkiye’deki gelişimine destek olmak ve gençlerde yapıcılığı teşvik etmek hedefleniyor.

‘’Sanal İşlemci Tasarımı’’, ‘FPGA ile Fiziksel İşlemci Tasarımı’’ ve ‘’Akademik Yenilikçi Gömülü Sistem Tasarımı’’ kategorilerinde düzenlenecek yarışmaya, 18 yaşından gün almamış lise ve üniversite öğrencisi ya da mezunu olan, herhangi bir teknoloji firmasında çalışan veya stajyer konumunda olmayan kişiler, her boyuttaki teknoloji şirketleri, Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversitelerinde yer alan akademisyenlerin oluşturduğu gruplar katılabilecek.

Yarışmaya katılmak isteyenlerin, www.cpu-turkey.com/registration adresinde yer alan online başvuru formunu doldurup, katılım şartları bölümündeki ‘’Projelerin Topluma Tanıtılması ve Bu Konuda Fikri Hakları Devir Sözleşmesi’’ni imzalayarak, TUBİDER’e göndermesi gerekiyor.

/ İSTANBUL

25.11.2007


 

Bebekleri pnömokoktan aşıyla koruyun

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 5 yaşından küçük 1 milyon çocuğun ölümüne yol açan pnömokok (menenjit, zatürre, kan iltihabı, orta kulak iltihabı ve sinüzit vb) hastalıklarından korunmanın en etkili yolunun çocukları aşılamak olduğu bildirildi.

Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Himmet Karazeybek, pnömokok mikrobunun bebeklerde ve çocukluklarda burun, geniz ve boğazda yaygın olarak bulunduğunu söyledi.

Burun içinde ve boğaz bölgesinde pnömokok bulunan bebek ve çocukların, mikrobu diğer bireylere öksürme veya hapşırma esnasında, yıkanmamış ellerin ağız ve burun bölgesi ile teması veya yakın temas yoluyla bulaştırabildiğine değinen Karazeybek, pnömokokların özellikle çocukların toplu halde bulunduğu kreş ve anaokulu gibi yerlerde çok daha hızlı yayıldığına işaret etti.

Hastalığın tedavisinde genel olarak antibiyotiklerin kullanıldığını, ancak pnömokokların her geçen gün antibiyotiklere karşı direnç kazandığını ifade eden Karazeybek, şunları söyledi: ‘’Pnömokok hastalıklarının tedavisi giderek zorlaşmakta ve tedavi başarısı düşmektedir. Korunmanın en etkili yolu çocukları aşılamaktır. Çocukları hastalıklara karşı aşıyla koruyarak sık antibiyotik kullanımının azaltılması, mikropların antibiyotiklere karşı direncini de düşürebilir.’’

/ ŞANLIURFA

25.11.2007


 

Kimse Yok Mu Derneği selzedelere umut oldu

Trakya’da meydana gelen selin yaraları yavaş yavaş sarılıyor. Birçok ev ve işyerinin sular altında kaldığı Tekirdağ’da, Kimse Yok Mu Derneği selzedelere umut oldu.

200 kişiye battaniye ve yiyecek yardımı yapan dernek, eşyaları kullanılmaz halde olan ailelere de mobilya yardımı yapıyor.

Bölgeye ilk ulaşan sivil toplum kuruluşu olan Kimse Yok Mu, selzedelere yardım elini uzattı. Afetin ikinci günü selden en çok etkilenen Altınova Mahallesi’nde sıcak yemek dağıtan Kimse Yok Mu Derneği, evlerini su basan ailelere de giyecek ve yiyecek paketi verdi.

/ TEKİRDAĞ

25.11.2007


 

Mevlânâ, bugün de yol gösteriyor

Almanya’nın başşehri Berlin’de Mevlânâ’nın 800. doğum yılı faaliyetleri çerçevesinde sema gösterisi düzenlendi.

ICC Kongre Merkezi’ndeki gösteriden önce konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, Mevlânâ Celâleddini Rumî faaliyetlerinin 22’ncisinin Berlin’de düzenlenmesinden büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.

Gül, ‘’Anadolu topraklarında yeşeren Mevlevilik ve onun kurucusu Mevlânâ Celâleddin’in diriltici soluğu, toplumsal ve ruhsal arınmanın sırlarını taşıyan eserleri, estetik ve derunî bir hayat felsefesiyle temellendirilmiş hayat tarzı, bugün de ışıltı ve cazibesiyle tüm insanlığa yol göstericiliğine devam etmektedir’’ dedi.

/ BERLİN

25.11.2007


 

ABD’de fakir çocuklar, zengin eyaletlerde

Amerika’da yardıma en muhtaç çocukların, ülkenin en zengin eyaletlerinde yaşadığı belirtildi.

Annie Casey Vakfı ‘Kids Count’ programı tarafından yapılan araştırmaya göre, ülkede en fazla muhtaç çocuk, ülkenin Massachusetts, Rhode Island, New York, New Jersey, Maryland ve Delaware gibi gelir seviyesi en yüksek eyaletlerinde yaşıyor. Araştırmaya göre, fakir çocuklara en iyi bakılan eyalet Utah. Muhtaç çocukların en kötü şartlarda yaşadığı eyalet ise Massachusetts.

/ NEWYORK

25.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri