Ekonomi

2008 yılı zor geçecek

ASO Meclisi Başkanı Nurettin Özdebir, “Görünen o ki 2008 yılı da zor geçecektir’’ dedi. Özdebir, bu zorlukları hafifletmek için, AKP’nin hem seçim bildirgesinde hem de hükümet programında yer alan, 2008 yılında işveren sosyal güvenlik primi payında beş puanlık indirim sözünü, fazla geciktirilmeden gerçekleştirilmesini beklediklerini söyledi.

Olağan aylık toplantısını yapan ASO Meclisi terörle ilgili aldığı kararda, terör örgütünün son haftalarda gerçekleştirdiği saldırıları ve Türkiye’nin müttefiki olan ülkelerin bu saldırılar karşısındaki kayıtsızlıklarını nefretle ve şiddetli kınadı.

Toplantıda yaptığı konuşmada ekonomideki gelişmelere de değinen ASO Başkanı Nurettin Özdebir, dışa açık bir serbest piyasa ekonomisindeki en önemli fiyatın, o ülkenin parasının fiyatı olduğunu, eğer o fiyat yanlış olursa tüm diğer fiyatlarında yanlış olacağını anlattı. Eğer tüm diğer fiyatlar yanlış olursa düşük kurla enflasyonda sağlanan düşüşün kalıcı olacağının nasıl garanti edilebileceğini soran Özdebir, ‘’2006 Haziranında küresel piyasalarda yaşanan çalkantılar sonrasında, enflasyonda meydana gelen yükseliş bu kaygımızı beslemektedir’’ dedi.

Küresel piyasalardaki belirsizliğin devam tetiğini belirten Özdebir, artan cari işlemler açığının Türk ekonomisinin küresel piyasalarda meydana gelebilecek çalkantılara karşı dayanıklılığını azalttığını bu konuda mutlaka tedbirler alınması gerektiği kaydetti.

“Görünen o ki 2008 yılı da zor geçecektir’’ diyen Özdebir, bu zorlukları hafifletmek için, AKP’nin hem seçim bildirgesinde hem de hükümet programında yer alan, 2008 yılında işveren sosyal güvenlik primi payında beş puanlık indirim sözünü, fazla geciktirilmeden gerçekleştirilmesini beklediklerini söyledi. Konuşmasında Merkez Bankası politikalarına da değinen Özdebir, Merkez Bankasının YTL’deki değerlenme karşısındaki tutumunun enflasyonla mücadeleye zarar verecek boyutlara ulaştığını da kaydetti.

/ ANKARA

31.10.2007

Düşük kur, yüksek faiz tam bir testere

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, düşük kur- yüksek faizin sanayici ve ihracatçıyı oldukça sıkıntıya soktuğunu belirtirken, “dış ticaret içerisinde kur ve faiz, artık bir makas değil tam bir testere’’ dedi.

Bakan Tüzmen, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Hartum’da uçakta gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını cevapladı.

Gazetecilerin kur faiz enflasyon üçlüsüne ilişkin soruları üzerine Tüzmen, Türk ihracatçısının çok zorlu şartlara rağmen, ihracat artışını sağladığını, sanayicinin de aynı şekilde son derece yüksek faiz ve aşırı değerli Türk lirası ortamında, dünya ile rekabet etmeye çalıştığını söyledi.

Böyle bir ortamda, mecburen dışarıdan ara malı ithalatının arttığına işaret eden Tüzmen, ara malı ithalatının da sanayiciyi üreticiyi sıkıntıya soktuğunu ifade etti. Bakan Tüzmen, ‘’Türkiye bir taraftan ihracat ithalatını dengelemeye çalışırken, 60-67 milyar dolarlık dış ticaret açığı verirken, bunun 35 milyar doları doğru hidrokarbon petrol doğal gaz ithalatı nedeniyle artarken, kalan kısmındaki artışı azaltabilmemiz için kendi ara malımızı kullanmamızı lazım. Enflasyon aşağıya doğru çekilirken sanayinin ihracatın aşağıya doğru çekilmemesi lazım, bunun çekilmeyeceği politikaları da koymak zorundayız’’ diye konuştu.

Bir gazetecinin ‘’faiz indiriminin kur üzerinde olumlu etki oluşturacağına inanıyor musunuz’’ şeklindeki sorusu üzerine Bakan Tüzmen, faiz indiriminin ihracatta ‘ikincil sıkıntıları’ önlemesi açısından önemli olduğunu söyledi. Kur-faiz makasına dönük bir başka soruya karşılık Bakan Tüzmen, dış ticaret içerisinde kur ve faizin artık bir makas olmadığı, tam bir ‘’ testere’’ olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti: ‘’Bu kur-faiz testeresi, makas değil artık o eskidendi. Bu makası falan geçti, bunun adı kur- faiz testeresidir. İttiğiniz zaman da kesiyor, çektiğiniz zaman da kesiyor. Bakın bu iki ağızlı bir testere, aşırı değerli Türk lirası testerenin birinci vuruşudur. Ara malı ithalatını artırıyor, birinci kesmeyi yapıyor. Geriye doğru çekerken faizde ikinci kesmeyi yapıyor, ihracatçı uygun kredi bulamıyor. Rekabetçiliğimiz açısından araştırmaya geliştirmeye, eğitime daha fazla pay ayırma, yeni nesil ihracatçı sanayici yetiştirme açısından sıkıntılarımız var şimdi herkes feryat ediyor. Bu ihracatçı nereden kredi kullanacak bunlar birbirine paraleldir. Ama önemli değil, biz bunu da halleder yolumuza devam ederiz.’’

/ HARTUM

31.10.2007

FED yine faiz indirecek

Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz oranlarında indirime gitmesi bekleniyor. Ekonomistler, FED Açık Piyasa Komitesinin önceki gün başlayıp bugün sona erecek toplantısından, büyük oranda çeyrek puanlık faiz indirimi çıkmasını bekliyorlar.

Bankanın faiz indirimine gitme beklentisinde, ‘’emlak sektöründen kaynaklanan bozulmanın ABD ekonomisine zarar vermesini önleme çabası’’ yer alıyor. Öte yandan Wall Street Journal’da ‘’Greg Ip’’ imzasıyla yayımlanan makalede, Amerikan Merkez Bankası’nın indirim kararına kesin gözüyle bakılmaması gerektiği üzerinde duruldu. Makalede, komitenin toplantıda ‘’faiz oranlarında değişiklik yapmama’’ ve ‘’çeyrek puanlık indirime gitme’’ kararı arasında gidip geleceği yorumu yapıldı.

/ WASHINGTON

31.10.2007

TİM: Rahat uyumak isteyen yüksek faizi ödetmez

İM Başkanı Oğuz Satıcı, ‘’Kim rahat uyumak istiyorsa, Türkiye’ye bu yüksek faizi ödetmez ‘’ dedi.

Satıcı, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın faizle ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Oğuz Satıcı, Yılmaz’ın çok doğru konulara değindiğini, gündemine artık ihracat ve kurların da girdiğini belirtirken, Yılmaz’ın TİM’e değil, Üretim İstihdam ve İhracat Kurulu adı altında oluşturdukları yeni yapıya bir randevu verdiğini bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz ile tek başına görüşmeyeceklerini, Para Politikası Kurulu üyelerinin de görüşmede olacağını bildiren Satıcı, ‘’Sayın Başkan’ın gece yatarken rahat uyumak istediğini; dünkü açıklamaları ve bugün basının haberleri vasıtasıyla öğrenmiş buluyorum. Türkiye’de kim rahat uyumak istiyorsa, vicdanını rahatlatmak istiyorsa Türkiye’ye bu yüksek faizi ödetmez’’ diye konuştu. Olası sınır ötesi operasyon sürecinde faiz indirimi bekleyip beklemediklerine ilişkin bir soru üzerine Satıcı, ‘’Kesinlikle olmalı. Çünkü Türkiye bölgesinin hem askeri hem siyasi hem de ekonomik gücü. Yani sınır ötesi bir operasyon, kuzey Irak ya da Irak diyebileceğimiz bir operasyon, Türkiye’nin faiz indirimiyle ilişkilendirilmemeli’’ dedi.

/ İSTANBUL

31.10.2007

2008’de 12,5 milyar dolar borç ödeyeceğiz

Devlet 2008 yılında, önümüzdeki 5 yılın en yüksek dış borç ödemesini yapacak. Hazine’nin, 2008 yılı Bütçe Gerekçesi’nde yer alan projeksiyonlarına göre, Merkezi Yönetim Dış Borç ödemeleri kapsamında önümüzdeki yıl 8 milyar 336 milyon doları ana para, 4 milyar 225 milyon doları da faiz olmak üzere, toplam 12 milyar 560 milyon YTL dış borç ödemesinde bulunulacak.

Bu rakam, 2009 yılında 7 milyar 291 milyon doları ana para, 3 milyar 571 milyon doları da faiz olmak üzere 10 milyar 862 milyon dolar olarak gerçekleşecek. 2010 yılında dış borç ödemeleri, 9 milyar 552 milyon dolara, 2011 yılında ise 6 milyar 527 milyon dolara gerileyecek.

Devlet, 2010 yılında 6 milyar 454 milyon dolar ana para, 3 milyar 98 milyon dolar faiz, 2011 yılında ise 3 milyar 847 milyon dolar ana para, 2 milyar 680 milyon dolar da faiz ödeyecek.

2012 yılında 6 milyar 332 milyon dolar, 2013 yılında ise 4 milyar 987 milyar dolar olarak öngörülen dış borç geri ödemeleri, 2014 ve takip eden yıllarda ise toplam 46 milyar 562 milyar doları bulacak. Böylece 2008’i de kapsayan önümüzdeki dönemde ödenecek toplam dış borç, 97 milyar 372 milyon dolara ulaşacak. Bunun da 62 milyar 857 milyon dolarını ana para, 34 milyar 515 milyon dolarını da faiz oluşturacak.

/ ANKARA

31.10.2007

Beyaz eşya ihracatı yüzde 14 arttı

Yılın ilk 9 ayında çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın ve buzdolabından oluşan 4 ana grup üründe ihracat, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 14 artış kaydederken, iç satış yüzde 7 gerileme gösterdi.

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerine göre, 2006 yılının Ocak-Eylül döneminde 4 ana ürün grubunda toplam iç satış piyasası 4 milyon 97 bin 690 iken, bu yılın aynı döneminde 3 milyon 825 bin 869 adete gerileyerek, yüzde 7 daraldı. 2006’nın ilk 9 ayında 11 milyon 262 bin 448 adet olan toplam üretim rakamı ise bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 10 artarak, 12 milyon 409 bin 87’ye yükseldi. İhracata ilişkin verilere bakıldığında ise 2006’nın ilk 9 ayında çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın ve buzdolabından oluşan 4 ana grup üründe toplam ihracat 4 milyon 474 bin 901 adet olarak gerçekleşirken, bu yılın aynı döneminde yüzde 14 yükselerek, 8 milyon 554 bin 643 adete ulaştı.

/ İSTANBUL

31.10.2007

Gıda güvenliği konferansları sona erd

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından organize edilen, bir süredir devam eden ve gıda güvenliğinin her yönüyle tartışıldığı “Gıda Güvenliği Projesi” kapsamında düzenlenen konferanslar sona erdi. Projenin kapanış konferansı TOBB Konferans salonunda gerçekleştirildi.

Başta Almanya ve Litvanya olmak üzere birçok AB üyesi Devletten temsilcilerin katıldığı konferansta konuşan Koruma Kontrol Genel Müdürü Temsilcisi, gıda sektörünün AB’ye uyumunun gerçekleştirilmesinde Gıda Güvenliği Projesinin önemli bir rol oynadığını dile getirdi.

Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Temsilcisi ise; düzenlenen konferansların AB ile uyuma önem verdiklerinin göstergesi olduğunu ve AB’nin de Türkiye ile olan uyum kriterlerine önem vermesi gerektiğini belirtti.

Cemil YÜZER / ANKARA

31.10.2007

Hisarcıklıoğlu: Elektriğe çözüm özelleştirme

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, AKP’nin seçim vaatlerinde ve hükümet programında yer alması gerekçesiyle SSK primlerinin indirilmesini beklediklerini kaydetti.

Hisarcıklıoğlu, “Asgari ücret üzerindeki vergi yükü en yüksek olan ülkeyiz. Dünya birincisiyiz. Toplam istihdamın üzerindeki vergi yükü yüzde 42,2 ile OECD birincisiyiz. Eğer Türkiye gelişecek, zenginleşecekse ve rekabet şansını devam ettirecekse bizim rakiplerimiz ile eşit şartlara sahip olmamız lazım. Seçimler öncesi verilen vaat doğrudur bunun da gerçekleşmesini umuyorum, bekliyorum” dedi.

Hisarcıklıoğlu, konut ve sanayi kesimi için farklı oranlarda uygulanması öngörülen elektrik zammına ilişkin olarak şimdiye kadar süregelen uygulamanın hatalı olduğunu, elektrik piyasasında özelleştirmelerin gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti.

Hisarcıklıoğlu, “Bugün kayıp ve kaçak oranlarımız elektrikte yüzde 20’ler seviyesinde. Eğer bugün dağıtım şebekeleri özel sektörün elinde olsaydı yani enerji piyasasını liberalleştirebilseydik bugün kayıp ve kaçak oranlarını konuşmuyor olacaktık. Çünkü kayıp ve kaçak direkt olarak o işletmeyi alanın elinde kalacaktı. O zaman bizim bu yüzde 20’yi indirmemizle beraber otomatikman elektrik zammını bugün konuşmayacaktık. Eğer elektrik zamlarını konuşmak istemiyorsak rekabete açmamız lazım ve hizmetin önünü açmamız lazım” şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

31.10.2007

Turizm gelirleri artıyor

Türkiye İstatistik Kurumu, bu yılın 3. çeyreğinde toplam turizm gelirinin, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,6 artarak 8,7 milyar dolar olduğunu açıkladı.

Bu rakamın 6,5 milyar doları yabancı ziyaretçilerden, 2,2 milyar doları da yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edildi. Yılın ilk 9 ayındaki toplam turizm geliri ise 14,6 milyar dolar ile geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 yükseldi.

İlk 9 ayda toplam ziyaretçi sayısı 21,55 milyon, ziyaretçi başına ortalama harcama da 678 dolar oldu. Türkiye’nin 9 aylık turizm gideri ise 2,4 milyar dolarla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,7 arttı.

/ İSTANBUL

31.10.2007

9 kg’lık şeker pancarı üretildi

Sivas’ın Suşehri ilçesi Esenyaka köyünde çiftçilik yapan Dursun Akbulut (69) 9 kg’lık şeker pancarı yetiştirdi.

Esenyaka Köyünde 51 yıldır çiftçilik yapan Dursun Akbulut (69), 13 dönüm alana şeker pancarı ektiğini ve dönüm başı ortalama 8 ton hasat ettiğini söyledi. Akbulut, 56 yıldır çiftçilikle uğraşmasına rağmen normalin 2 katı büyüklükte olan bu şeker parcarını görünce kendisinin de şaşırdığını gizleyemediğini söyledi.

/ SİVAS

31.10.2007

Bütün haberler