Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Ekim 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Oyunu kullanmayanlara ceza

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muammer Aydın, bugün yapılacak halk oylamasında oyunu kullanmayanlar için ilgili yasada ceza yaptırımı bulunduğunu belirterek, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) getirdiği artırımlarla cezanın 19 YTL olduğunu bildirdi.

TRT-2’de vatandaşların halk oylamasına ilişkin sorularını cevaplandıran Aydın, ilgili yasada, halk oylamasına katılmayanlar için cezai yaptırım bulunduğunu belirterek, “katılımı artırmak için YSK’nın cezayı artırdığı” yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını kaydetti. Oyunu kullanmayanlara ceza kesme işinin de kendilerinin görevi olmadığını ifade eden Aydın, “İlçe seçim kurulu başkanı hakimler, oy kullanmayanları tesbit eder. Mazeret bildirenlerin mazeretlerini kabul ederse ceza yok, etmezse ceza yaptırımı uygulanacak. Kişisel görüşümü sorarsanız bu demokratik değil” diye konuştu.

Yasada cezaî yaptırım yazılı olduğu için kendilerinin de uygulamak durumunda olduklarını yineleyen Aydın, “Yasada ceza var ve ceza yeni TCK ile 19 YTL’ye gelmektedir” dedi.

/ ANKARA

21.10.2007


 

42 milyon 629 bin seçmen

42 milyon 629 bin 733 seçmen, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini, görev süresinin beş yıla indirilip iki dönem görev yapabilmesini, beş yılda bir yapılan milletvekili seçimlerinin dört yıla indirilmesini ve Meclisin, yapacağı seçimler dahil, bütün işlerinde üye sayısının en az üçte biri olan 184 ile toplanmasını öngören anayasa değişikliği paketi için 134 bin 700 sandıkta oy kullanacak.

Vatandaşlar, seçmen bilgi kâğıtları ve geçerli kimlik belgeleriyle oyunu verecek. Seçmen bilgi kağıdı gelmeyen vatandaşlar da oy kullanabilecek. Seçmen bilgi kağıdı bulunmayıp kütüğe kayıtlı olanlar, ibraz edecekleri kimlik belgeleriyle (nüfus kâğıdı, resmi daireler veya iktisadî devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, ehliyet, evlenme cüzdanı) oy verebilecekler. Bu belgelerden birini ibraz edemeyen seçmen oyunu kullanamayacak. Seçmenler, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) ‘’www.ysk.gov.tr’’ internet sitesinden de hangi sandıkta oy kullanacaklarını öğrenebilecek.

Her seçmen, hangi sandık seçmen listesine yazılmış ise ancak o sandıkta oy kullanacak. Seçmen kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde halk oylamasına, hukuki veya fiili mazereti olmaksızın katılmayanlar, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından para cezasıyla cezalandırılacak.

PARMAK YİNE BOYANACAK

Halk oylamasında, beyaz renk üzerine ‘’Evet’’, kahverengi üzerinde ‘’Hayır’’ ibareleri bulunan iki ayrı renkten oluşan birleşik oy pusulası kullanılacak.

Halk oylamasına katılanlar, üzerinde özel işaret bulunan mühürü birleşik oy pusulasında tercih ettiği kısmın üzerine basarak oyunu verecek.

Halk oylaması sonrası sandık, ilçe ve il seçim kurullarınca düzenlenecek tutanaklarda; sandık listesinde kayıtlı olanların sayısı, halk oylamasına katılanların sayısı, geçerli olan oyların sayısı, geçerli olmayan oyların sayısı, Anayasa değişikliğine ‘’Evet’’ oyu, ‘’Hayır’’ oyu verenlerin sayısı ayrı ayrı gösterilecek. Mükerrer oy kullanımını önlemek için oyunu kullanan seçmenin sol işaret parmağı çıkmayan boya ile boyanacak.

Yüksek Seçim Kurulu, İl Seçim Kurullarından gelen sonuçları birleştirerek ilan edecek. Yasaya göre, halk oylamasına katılım oranıyla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmuyor. Oylama sonucu geçerli oyların yarısından çoğu ‘’Evet’’ ise Anayasa değişikliği Türk milleti tarafından kabul edilmiş sayılacak.

Halk oylamasıyla ilgili gümrük kapılarında oy verme işlemi, 11 Eylül 2007 Salı günü başladı. Gümrük kapılarında şu ana kadar yaklaşık 20 bin seçmen oyunu kullandı.

OY VERME SAATLERİ

Oy verme işlemi, Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis illerinde 07.00-16.00, diğer illerde 08.00-17.00 saatleri arasında olacak. Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen oy vermenin bitiş saati geldiği halde sandık başında oylarını vermek üzere bekleyen seçmenler varsa, sandık kurulu başkanı bunları saydıktan sonra sıra ile oylarını kullanmalarına izin verecek. Bugün ceza infaz kurumları ve tutukevlerine de sandık konulacak.

/ ANKARA

21.10.2007


 

Muhtarlar: Oyunuzu kullanın

Türkiye Muhtarlar Federasyonu Genel Başkanı Ramazan Özünal, vatandaşlara, bugün yapılacak olan halk oylamasında sandığa giderek oylarını kullanmaları çağrısında bulundu.

Özünal, yazılı açıklamasında, muhtarların gece gündüz gayret göstererek seçmen kartlarının alınması için çalışma yaptıklarını belirtti. Devlete büyük maliyete mal olan halk oylamasına katılmak gerektiğini ifade eden Özünal, bazı kesimlerin son günlerde ‘’Sandığa gitmeyin, oyunuzu kullanmayın’’ şeklindeki yaptıkları açıklamaları yadırgadıklarını bildirdi.

Bu tür açıklamalarla halkın kafasının karıştırıldığını ifade eden Özünal, şunları kaydetti:

‘’Yanlış politika, yanlış siyaset yapılarak ulusun kafası karıştırılmamalı, daha bilinçli ulus özlemi yaratmamız gerekir. Bırakın halkı, vatandaşlık bilinci ile sandığa gitsin, oyunu istediği gibi kullansın. Halk oylamasına katılmamak çare değil, katılarak çare bulmak veya yaratmak gerekiyor. Camia olarak biz vatandaşların halk oylamasına katılmalarını istiyor ve önlerine konan sandığa giderek oylarını kullanmaları gerektiğine inanıyoruz.’’

/ ADANA

21.10.2007


 

Gül, oyunu memleketinde kullanacak

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, halk oylaması için Kayseri’de oy kullanacak. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 21-22 Ekim tarihleri arasında Kayseri’yi ziyaret edeceği bildirildi.

Açıklamaya göre, Kayseri’de bugün ilk olarak Anayasa değişikliği referandumu için oy kullanacak olan Cumhurbaşkanı Gül, akşam saatlerinde de Hilton Oteli’ndeki yemekte sanayicilerle bir araya gelecek.

Cumhurbaşkanı Gül, 22 Ekim Pazartesi günü katılacağı törenlerin ardından aynı günün akşamı Ankara’ya dönecek.

/ ANKARA

21.10.2007


 

301 ve 216 iş başında

Son üç ayda çoğu gazeteci 125 kişi ve altı medya organı, düşünceyi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek faaliyetler sebebiyle yargılandı. Yeni Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) 301 ve 216. maddeler ifade özgürlüğü bağlamında ciddi kaygılar yaşatmaya devam ediyor.

BİA Medya Gözlem Masası’nın Temmuz-Ağustos-Eylül dönemini kapsayan 19 sayfalık “Üç Aylık Medya Gözlem Raporu”, çoğu gazeteci 158 kişiyle ilgili bilgiler içeriyor, yerel mahkemelerde ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) açılan 82 davayı ele alıyor. Rapor, ifade özgürlüğüne yönelik ihlalleri “saldırı ve tehdit”, “gözaltı ve tutuklamalar”, “dava ve girişimler”, “düzenleme ve hak aramalar”, “AİHM”, “Sansüre tepkiler” ve “RTÜK uygulamaları” başlıklarıyla sunuyor.

Rapora göre 1 Haziran 2005’den bu yana 100’den fazla kişiyi sanık durumuna düşüren 301. madde bu üç ayda da çoğu gazeteci 22 kişinin 15 davada yargılanmasına neden oldu.

Emin Karaca “Türkiye’de ve Avrupa’da Yazın” dergisinde idamları eleştirmekten 159’dan başlayan yargılaması 301’le beş yıldır iki yıla kadar hapis tehdidiyle sürüyor. Karaca dışında Ferhat Tunç, Ragıp Zarakolu, Arat Dink, Serkis Seropyan, Hakan Taştan, Turan Topal, Eren Keskin ve Mehmet Ali Vural da 301’den yargılananlar arasında yer alıyor.

Son üç ayda TCK 216 (eski 312) yani “kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasından 12 kişi yargılandı. Yargıtay, “Türkiyelilik” kavramını öneren Azınlık Hakları Raporu’ndan yargılanan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Dr. Baskın Oran hakkındaki beraat kararını oyçokluğuyla bozdu. Kararda, yeni bir azınlık tanımının, “üniter devlet ve milletin bölünmezliğini” tehlikeye düşüreceği savunuldu.

22 gazeteci ve 6 medya organı “iftira” ve “hakaret” iddialarıyla 10 milyon 246 bin YTL para ve 23 yıl 10 ay ve 20 gün hapis tehdidiyle yargılandı.

Muzaffer Erdoğdu, Taner Akçam, İlhan Selçuk, Erdal Doğan, Hıncal Uluç, Cüneyt Arcayürek, Yücel Sayman, Yakup Önal, Güngör Uras, Metin Münir ve Sinan Kara bu suçlamayla tazminat veya hapis tehdidiyle karşılaştı.

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, darbe iddialarıyla ilgili bir haberden Nokta dergisi Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’ün 6 yıl 8 ay hapsini istiyor.

AİHM, 32 başvuruda ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle Türkiye’yi toplam 14 bin 500 avro (25 bin YTL) tazminata mahkum etti.

Başvuruların çoğunda tazminat tutarı belirtilmediğinden AİHM faturası, 78 bin 250 avro (140 bin 430 YTL) tazminata hükmedilen geçtiğimiz döneme göre düşük çıktı.

Yeni Asya / İSTANBUL

21.10.2007


 

Irak’tan ziyade, ABD adım atmalı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Her şeyi Irak’tan beklemekten öte birinci derecede Amerika’dan bekliyoruz. Koalisyon güçlerinden, Amerika başta olmak üzere, burada adım atmalarını istiyoruz ‘’ dedi.

Kanal 24’de yayınlanan ‘’Ankara Masası’’ programında canlı yayına katılan Erdoğan, bugün Türkiye’de önemli bir referandum gerçekleştirileceğini belirterek, ‘’Bu referandum Türkiye’de demokrasiye gönül verenlerin, demokrasiye inananların ve ‘bundan sonra Cumhurbaşkanını ben seçeceğim’, bunun kararını verme oyudur’’ dedi.

Tezkere ile ilgili soruları da cevaplandıran Erdoğan, ‘’Sınır ötesi harekatla ilgili olarak, biz ABD ile bu işi çok açık net bir yere bağlamak durumundayız ve 5 Kasımda yapacağım görüşmelerde bunun da özellikle neticesini almak istiyoruz’’ dedi.

Iraklı yetkililerin terör örgütü PKK’nın Irak’ı terk etmesine yönelik açıklamalarına da işaret eden Erdoğan, ‘’Tabii, ‘terk edin burayı’ demek işi bitirmiyor. Terk etmeleri için ne yaptın, ne yapıyorsun? Önemli olan bu. Buna gücün yetmiyorsa söylersin, bu konuda gerekli desteği, yardımı da veririz’’ dedi.

Irak’taki sivil halkla alıp veremediklerinin olmadığının altını çizen Erdoğan, Irak’ın bir an önce demokratik bir sistemi yakalamasını ve burada bir huzur sürecinin başlamasını arzu ettiklerini vurguladı.

Irak’ın huzurlu olmasının Türkiye’yi de her yönden huzurlu hale getireceğini belirten Erdoğan, buna Türkiye’nin de katkısı olması gerektiğini bildiklerini, bunun için de Irak’a komşu ülkeler toplantısı başlattıklarını söyledi.

Bu adımları bunun için attıklarını ifade eden Erdoğan, ‘’Her şeyi Irak’tan beklemekten öte birinci derecede Amerika’dan bekliyoruz. Koalisyon güçlerinden, Amerika başta olmak üzere, burada adım atmalarını istiyoruz. Merkezi yönetim bu noktada adım atmalıdır ve böylece bizim Irak’ın kuzeyindeki terör örgütünün konuşlanmasına yönelik oradan bazı somut neticeler almamız gerekiyor’’ diye konuştu.

/ ANKARA

21.10.2007


 

Mellado: AB süreci sivil toplumla başarılı olur

Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Müsteşarı Diago Mellado, ‘’Türkiye’nin AB’ye katılımı diplomatların ya da bürokratların müzakere etmeleriyle olmaz. Bu süreç, bir araya gelinerek, kültürler arası iletişimle ve ortak değerlerin paylaşımıyla gerçekleşebilir’’ dedi.

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) tarafından AB desteğiyle yürütülecek Türkiye’de Sivil Toplumun Gelişiminin ve Sosyal Diyaloğun Desteklenmesi Projesi, projesi, Limak Otel’de gerçekleştirilen toplantıyla tanıtıldı. Konuşmasına, görevine 1.5 ay önce başladığını ve sivil toplum örgütleriyle bu kısa sürede iyi ilişkiler geliştirdiğini belirterek başlayan Mellado, AB’nin sivil toplum örgütlerine 1996’dan bu yana destek verdiğini söyledi. Türkiye’nin AB’ye uyum sürecinin büyük önem taşıdığını ve 2 yıl önce müzakerelere başlandığını hatırlatan Mellado, şunları kaydetti:

‘’Sivil toplumun önemi vurgulanmalıdır. Türkiye-AB ilişkilerine bu şekilde katkıda bulunabiliriz. Türkiye’nin AB’ye katılımı diplomatların ya da bürokratların müzakere etmeleriyle olmaz. Bu süreç, bir araya gelinerek, kültürler arası iletişimle ve ortak değerlerin paylaşımıyla gerçekleşebilir. Bu tür projelerle bunları geliştirme fırsatı yaratır ve yeni açılımlar oluştururuz. Türkiye, AB ile etkileşime girerse gelecekte çok önemli bir noktaya gelebilir.’’ STGM Başkanı Dr. Levent Korkut da merkezin çalışma alanları ve 2007-2009 proje faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

/ ANKARA

21.10.2007


 

Kaboğlu: Mevcut anayasa aşılmalı

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, ‘’Mevcut anayasa aşılmalıdır. 25 yıldır bunu savunuyorum, gerçekten değiştirilmesini istiyorum’’ dedi.

Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) ve Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin (YARSAV) ortaklaşa düzenlediği, ‘’Anayasa Yapımı ve Kamuoyuna Sunulan Taslak Metin’’ konulu panel, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Aziz Köklü Konferans Salonu’nda düzenlendi. Panelde konuşan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, anayasaların dengeler belgesi olduğunu ve ideal anayasada, ‘’toplumsal uzlaşı için hak ve özgürlükler ile devlet yapısı arasındaki dengenin vurgulanması ve sağlanmasının zorunluluk’’ olduğunu savundu. Anayasaların her yerde, herkese, her zaman uygulanabilir nitelikte olması gerektiğini anlatan Kaboğlu, anayasanın nerede, ne zaman ve hangi topluma yapıldığının da bir o kadar önemli olduğunu ifade etti. Kaboğlu, anayasaların değiştirilmesi ve yenilenmesi için ‘’darbe ve rejim değişikliği yapmak gibi hukuk dışı yöntemlerin’’ beklenmemesi gerektiğini belirterek, ‘’Mevcut anayasa aşılmalıdır. 25 yıldır bunu savunuyorum, gerçekten değiştirilmesini istiyorum. Ama geçmişle hesaplaşmak için hazırlatılan bir anayasa da istemiyorum’’ diye konuştu.

/ ANKARA

21.10.2007


 

“Ben başörtümden değil, sen yasaktan vazgeç”

Mazlum-Der Kocaeli şubesinin organize ettiği “Başörtüsüne özgürlük” eylemi 131. haftasını da geride bıraktı. Mazlumder Kocaeli Şube Üyesi Sümeyye Gülşen, Yunanistan’ın başörtüsüyle yüzleştiği zaman yasağı çözdüğünü hatırlatarak, yasakta ısrarcı olanların dünyadaki örneklere bakmalarını istedi.

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 131. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi. Mazlumder Kocaeli Şube Üyesi Gülşen, platform adına yaptığı basın açıklamasında hayatın her alanında tüm şiddetiyle devam eden başörtüsü yasağının akıl ve vicdana inat bitmediğini söyledi. Gülşen, “On yıllardır bu ülke insanının hakkını, hukukunu gasp eden onu kamplara bölerek ayrıştıran, sadece eğitim öğretim hakkını değil, düşünce ve ifade hürriyetini, kadının insan hakkını elinden alan ve yaşam hakkına kadar müdahil olan yasak artık tarihe gömülmelidir” diye konuştu.

Yunanistan’ın başörtüsüyle yüzleştiği zaman yasağı çözdüğünü hatırlatan Gülşen, yasakta ısrarcı olanların dünyadaki örneklere bakmalarını istedi.

Ankara ve Van İnanç Özgürlüğü Platformları da düzenledikleri eylemde başörtüsüne özgürlük istedi.

Yeni Asya / KOCAELİ

21.10.2007


 

Ayvacık’ta trafik kazası: 3 ölü, 27 yaralı

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 3 kişi öldü, 27 kişi yaralandı.

Ayvalık’tan Çanakkale’ye giden Mehmet Meis yönetimindeki 10 YF 118 plakalı minibüs, yağmur sebebiyle kayganlaşan yolda sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle Ayvacık çıkışında devrildi. Kazada, sürücü Mehmet Meis (38), Şenay Gül (50) ve Necmi Diker (52) olay yerinde hayatını kaybederken, 2’si ağır 27 kişi de yaralandı.

Yaralılar Ayvacık, Ezine ve Çanakkale Devlet Hastanelerinde tedavi altına alındılar. Yetkililer, kaza yapan minübüste bulunan yolcuların Balıkesir’in Ayvalık ilçesinden gezi amaçlı Çanakkale’ye geldiklerini kaydettiler.

/ ÇANAKKALE

21.10.2007


 

Melen suyu İstanbul’da

Melen Suyu Projesi kapsamında, test amacıyla verilen suyun İstanbul’a ulaştığı bildirildi.

DSİ 14. Bölge Müdürlüğü Melen Suyu Projesi Başmühendisi Köksal Doğan, inşaat çalışmaları tamamlanan Melen Suyu Projesi’nde deneme amacıyla verilen suyun İstanbul’a ulaştığını söyledi. Test çalışmalarında herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını belirten Doğan, “İstenildiği her an günde 750 bin metreküp su vermeye hazırız. Bütün hazırlıklarımız tamam. Ancak pazar günü referandum olması sebebiyle resmî bir tören düzenlenemedi. Resmi açılışımız daha sonra yapılacak” dedi.

İstanbul'a dün, boru hattından kapakları açılarak su verilmeye başlandı.

/ SAKARYA

21.10.2007


 

Mardin’de 5 fakülte açılacak

AKP Mardin Milletvekili Halit Demir, YÖK tarafından Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde açılması planlanan 5 fakülte için Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile görüştü.

Milletvekili Demir, tarihî şehirde kurulacak fakülte için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bizzat görüştüğünü ifade ederek, “Mardin’de kurulacak fakültelere para ayrılması için Sayın Başbakan ile yaptığım görüşme çok olumlu geçti. Ancak Başbakan kente kurulacak olan fakültelere iş adamlarının da sahip çıkması gerektiğini söyledi. Mardin’de yıllar önce üniversite görevini yapan medreseler ve manastırlarda yüzlerce bilim adamı yetiştirildi. Umarım kentimize kurulacak üniversitelerde yeni bilim adamları yetişir” şeklinde konuştu.

Mardin’de yapımı planlanan Artuklu Üniversitesi bünyesinde tıp fakültesi, diş hekimliği, iktisadî ve idarî bilimler, ziraat fakültesi ve sağlık bilimleri enstitüsü bölümlerinin açılacağı kaydedildi.

/ MARDİN

21.10.2007


 

Cizre’li çocuklar gülecek

Colgate, bütün dünyada gerçekleştirdiği “Parlak Gülüşler Parlak Gelecekler” projesini şimdi de Cizre’de hayata geçirdi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteğiyle, Cizre’deki ilköğretim öğrencisi 27.000 çocuğu “ağız ve diş sağlığı” konusunda bilinçlendiriyor.

Colgate Palmolive Türkiye ve Ağız ve Diş Sağlığı Derneği tarafından gerçekleştirilen “Parlak Gülüşler Parlak Gelecekler” İlköğretim Ağız ve Diş Sağlığı Eğitimi projesinin, 2007-2008 eğitim öğretim yılının ilk ayağı, Şırnak’ın Cizre ilçesinde başladı. Şırnak İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Abdullah Öğmen, Cizre Kaymakamı Gökhan Azcan, Cizre İlçe Emniyet Müdürü Orhan Yıldız, Cizre Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Dalmış ve Cizre İlçe Millî Eğitim Müdürü İhsan Gören’in katkılımıyla Metin Bostancıoğlu İlköğretim Okulu’nda yapılan örnek eğitim ile projenin Cizre’deki ilk adımı hayata geçmiş oldu.

Eğitimlerden veliler de memnun

Parlak Gülüşler Parlak Gelecekler eğitimleri sonunda Colgate tarafından hediye edilen, çocukların kullanımına uygun olarak üretilmiş çocuk diş fırçaları, diş macunları ve çeşitli eğitici oyunlar, öğrencilerin yüzlerinde parlak gülüşler oluşturuyor.

Yeni Asya / İSTANBUL

21.10.2007


 

Şehirler köyleşiyor

Mirasla parçalanan tarlalar, terör, işsizlik ve geçim sıkıntısı sebebiyle yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalan aileler, umutla geldikleri şehirlerde şehir hayatına ayak uydurmaya çalışırken, sosyolojik sorunların yanı sıra çarpık şehirleşmeye de dâvetiye çıkarıyorlar.

Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, son 20 yılda özellikle doğu ve güneydoğu illerinden yaşanan göç sebebiyle şehirlerin şehirleşmenin dışına çıkarak kırsallaşmaya başladığını söyledi.

Göçün sadece bir şehrin değil, Türkiye’nin sorunu olduğunu ifade eden Durak, ‘’Kentte umduklarını bulamayan ve geçim sıkıntısı yaşayan aileler sosyal sorunların yanı sıra, barınma ihtiyaçları için yaptıkları gecekondularla çarpık kentleşmeye de davetiye çıkarıyorlar’’ dedi.

Yaşanan yoğun göçler sebebiyle büyük şehirlerdeki kapkaç, gasp, dolandırıcılık gibi suçlarda önemli oranlarda artış yaşadığına dikkati çeken Durak, şöyle konuştu: ‘’Şehirli ve köylü olmak arasında kalan aileler şehirleri de yaşanmaz hale getiriyor. Çarpık kentleşme, yoğun nüfus belediyecilik faaliyetlerinin de aksamasına neden oluyor. Türkiye’nin en büyük sorunlarının başında gelen göç, istemeden de olsa şehirleri kentleşmenin dışına çıkararak kırsallaşmasına yol açıyor.’’

Bereketli toprakları ve sıcak iklimi sebebiyle Adana’nın göç alan illerin başında geldiğini anlatan Durak, göç nedeniyle şehirde yüzde 80’lere varan çarpık yapılaşma yaşandığını söyledi. Durak, göçe rağmen, belediyelerin aldığı yardımların aynı oranda gerçekleşmemesinin ise sorunları daha da büyüttüğünü sözlerine ekledi.

“GÖÇÜ ÖNLEMEK İÇİN KIRSALA

YATIRIM YAPILMALI”

İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ali Olgun ise göç sorununun yerinde çözülmesi çözümler üretilmesi gerektiğini söyledi.

Girişimcilerin daha fazla teşvik edilerek kırsal alanlara yatırım yapmalarının sağlanması gerektiğini kaydeden Olgun, aksi takdirde şehirlerin kaçak yapılarla dolmasının önüne geçilemeyeceğini ifade etti. Adana’nın yaşadığı sorunları, diğer büyük şehirlerin de yaşadığını anlatan Olgun, “Kırsal alanlara yeterli iş, sağlık ve eğitim imkânlarının sağlanamaması göçü de her geçen gün artırıyor. Buna dur denilmesi için gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekiyor’’ diye konuştu.

/ ADANA

21.10.2007


 

SBS sistemi son aşamada

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), OKS yerine uygulanmaya başlanacak yeni sistem kapsamındaki Seviye Belirleme Sınavı’nın (SBS) hazırlıklarında son aşamaya geldi. SBS, 2008’den itibaren Haziran ayı içinde ders yılı bitiminden sonra gerçekleştirilecek.

Bu eğitim-öğretim yılında son kez uygulanacak OKS ise 8 Haziran 2008’de yapılacak. SBS’nin uygulanmasıyla ilgili hazırlanan yönerge onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek.Taslak yönergeye göre, ilköğretim 6. ve 7. sınıflar için uygulanacak SBS, 2008 yılından itibaren uygulanmaya başlanacak. Sınav, eğitim-öğretim yılı sonunda gerçekleştirilecek. Öngörülen takvime göre, ilköğretim 6. sınıflar 22 Haziran 2008, ilköğretim 7. sınıf öğrenciler 29 Haziran 2008 tarihinde SBS’ye girecek. SBS’ye isteyen öğrenciler katılacak, tüm öğrencilere katılmaları tavsiye edilecek.

“YAPILANDIRICI METODA UYGUN DEĞİL”

Türkiye Kamu-Sen’den yapılan açıklamada, ‘’ilköğretimde seviye belirleme sınavının yapılandırıcı metoda uygun olmadığı’’ savunuldu.

Türkiye Kamu-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, ilköğretimde seviye belirleme sınavının sorunlara çözüm olmayacağı öne sürüldü. İlköğretim sisteminin yanlış olduğu iddia edilen açıklamada, çocukların 8 yıl aynı mekanda hiçbir yönlendirmeye tabi tutulmadan oturtulacağı öne sürüldü. Açıklamada, ‘’Tek yönlendirme, yapılacak seviye belirleme sınavlarında başarılı olmaları yönünde’’ denildi. Sınavlarda çocukların ve ailelerin yarışacakları, dershaneye gidemeyen öğrencilerin bunalıma gireceği savunulan bildiride, her sınıfta yapılacak seviye belirleme sınavları nedeniyle öğrencilerin 8 yıllarını test kitaplarından soru çözerek geçirecekleri öne sürülerek, bu dönemde çocukların pek çok sosyal faaliyetten de uzak olacakları iddia edildi.

/ ANKARA

21.10.2007


 

Arap turist sayısı arttı

Türkiye’nin komşu ülkeler ile ilişkilerini geliştirmeye yönelik attığı adımların meyvesini verdiği, ülkeye gelen Arap turist sayısında yüzde 15’lik artış yaşandığı bildirildi.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Güney Marmara Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Erdem, Arap turistlerin Türkiye’ye olan ilgilerinin her geçen gün artığını söyledi. Türkiye’nin komşu ülkelerle olan ilişkilerinin iyileşmesi ve dış politikada özellikle komşularıyla yürüttüğü ticari ilişkileri geliştirmesi sayesinde bu ülkelerden gelen turist sayılarında önemli artışlar yaşandığını belirten Erdem, bu durumun başta turizmciler olmak üzere birçok sektörü sevindirdiğini kaydetti.

Erdem, Kuveyt, İran, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan başta olmak üzere Yunanistan ve Bulgaristan’dan çok sayıda turistin, Türkiye’ye gelmeye başladığını bildirdi. Türkiye’ye 2007 yılında gelen Arap turist sayısında yüzde 15’lik bir artış olduğuna işaret eden Erdem, şöyle konuştu: ‘’Türkiye’nin komşu ülkeler ile ilişkilerini geliştirmeye yönelik attığı adımlar meyvesini veriyor. Hükümet, komşu ülkelerle olan ticaret hacmini artırmak için büyük çaba gösteriyor. Bugüne kadar birçok sorun yaşadığımız komşularımızla artık dostane ilişkiler kurmaya başladık.

Turizmciler de bu durumu sevinçle izliyorlar. Bakın son zamanlarda Suriye’den çok sayıda turist ağırlamaya başladık. Ülkemize son bir yıl içinde yaklaşık olarak 250-300 Suriyeli geldi. Bu, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesinin, iyileştirilmesinin bir sonucudur. Yunanistan için de aynı şey söz konusu. Körfez Konseyi İş Birliği ülkeleriyle çok sağlam hukuki anlaşmalar ve sözleşmeler yapıldı. 1 milyona yakın İranlı tatil için bu yıl ülkemizi tercih etti. Bu rakamlar, doğru politikalar izlendiği sürece artmaya devam edecek. Türkiye, eşi ve benzeri bulunmayan, dünyanın incisi bir ülke. Biz yeter ki bu inciyi işlemeyi bilelim. Bunu başardığımız zaman Türkiye, dünyanın en zengin ülkesi olur.’’

/ BURSA

21.10.2007


 

Şehit ailelerine 76 milyon YTL bağış

(A) Milli Takım ve Habertürk Televizyonu işbirliğiyle 14 Ekim’de başlatılan ‘’Terörle Mücadele Kahramanlarına Destek Kampanyası’’ kapsamında yapılan bağış miktarı, 76 milyon YTL’yi aştı.

Alınan bilgiye göre, şehit aileleri ve gazilere destek olmak için başlatılan kampanya çerçevesinde şu ana dek 821 bin 381 kişi ve kurumdan toplam 76 milyon 808 bin 750 YTL bağış toplandı.

/ İSTANBUL

21.10.2007


 

Muayenehanelere olan ilgi azaldı

Doğu’da, son yıllarda devlet hastaneleri ve özel hastanelerde sağlık hizmetlerinde verilen kalitedeki artışın etkisiyle özel muayenehanelere ilginin azaldığı bildirildi.

Erzurum Tabipler Odası Başkanı Dr. Mehmet Ersoy Özmen, vatandaşın artık ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini alırken daha çok devlet hastaneleri ve özel hastaneleri tercih ettiğini söyledi.

Son yıllarda yapılan yatırımlar sayesinde devlet hastanelerinde verilen sağlık hizmetlerinde önemli iyileşme yaşandığına, vatandaşa daha kaliteli hizmet verilmeye başlandığına işaret eden Özmen, şunları kaydetti: ‘’Doğu’da, kamu ve özel sektörünün yatırımları sayesinde sağlık hizmetlerinde önemli bir ilerleme kaydetti. Mevcut devlet hastanelerinin imkanları geliştirildi ve yeni özel devlet hastaneleri açıldı. Vatandaş istediği her türlü sağlık hizmetini hastanelerden alabiliyor. Hastanelerde tüm poliklinlikler var. Hastaların sağlık hizmetlerine ulaşmada geçen süre de geçmişle kıyaslanamayacak kadar kısaldı. Vatandaş, artık istediği poliklinlikte istediği doktordan istediği sağlık hizmetini alabiliyor.’’

Hastanelerinde yaşanan söz konusu gelişmeler nedeniyle özel muayenehanelere de ilginin doğal olarak azaldığını ifade eden Özmen, geçen yıl Erzurum, Bayburt, Iğdır, Kars ve Gümüşhane’de özel muayenehanesi bulunan yaklaşık 200 hekim bulunduğunu, ancak bu yıl bu sayının 130’a düştüğünü bildirdi.

/ ERZURUM

21.10.2007


 

Röntgen cihazları radyasyon saçıyor

Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, röntgen cihazlarının yüzde 44’ünün ruhsatsız olduğunu belirterek, ‘’röntgen cihazlarının yüzde 44’ü ruhsatsız, 1950’lerden kalma cihazlar hastanelerde radyasyon saçıyor’’ dedi.

Kahveci, yaptığı yazılı açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nın bir genelgeyle radyoloji teknisyenlerinin günlük çalışma saatlerini 5 saatten 9 saate çıkardığını belirtti. Hastanelerde röntgen birimlerinin çoğunluğunun, çalışanları radyasyondan koruyucu özelliklere sahip olmadığını savunan Kahveci, ‘’1950’lerden kalma, antika değeri kazanan röntgen cihazlarının radyasyon saçtığını’’ öne sürdü. Sendika olarak yaptıkları araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’deki hastanelerde yoğun radyasyon tehlikesi bulunduğunu savunan Kahveci, kurumlardaki cihazların yüzde 44’ünün ruhsatsız, üçte birinin de lisanssız olduğunu belirtti. Röntgen cihazlarının dörtte üçünden fazlasının rutin ölçümleri ve kalibrasyonlarının yapılmadığının da belirlendiğini kaydeden Kahveci, personelin yüzde 65’inin çalıştıkları ortamın, radyasyondan korunma standartlarını taşımadığını, personelin yüzde 83’ünün rutin sağlık kontrollerinin yapılmadığını savundu. Kahveci, röntgen birimlerinde görevli personelin yüzde 35’inin radyasyonla çalıştığı için bir sağlık sorunu yaşadığını ifade ederek, şöyle devam etti: ‘’Sağlık çalışanlarının 5 saatlik çalışma süresinde bile sağlıklarını risk altına sokan bir tablo vardır. Çalışma saatlerini yükseltmek, bu riski iki katına çıkarmak demektir. Sağlık Bakanlığı böyle bir karara imza atmakla sağlığını kaybedecek her radyoloji çalışanının sorumlusu olacaktır. Çalışma saatlerini yükselten genelgenin bir an önce iptal edilmesi gerekmektedir.’’

Recep GÖREN / ANKARA

21.10.2007


 

Büyükşehirlerde dolmuşlar otobüs oluyor

Taksiler, 3 tekerlekli araçlar, klasik Ford dolmuşların ardından, özellikle büyükşehirlerde belediye baskısı dolmuş kültürünün yok olmasına zemin hazırlıyor.

Şehirdeki yoğun trafik ve gürültüyü azaltmak için dolmuşları otobüslere çevirme yolunda çalışma yapan belediyeler, dolmuşlara karşı güzergâh değişikliği, ucuz taşıma kozunu kullanıyor. Dolmuş kültürünün yok olmaya yüz tutması, servet değerindeki plakaları da olumsuz etkiliyor.

Bin 85 minibüsün hizmet verdiği Başkanı Nihat Sözütek, özellikle büyükşehirlerde belediyelerin toplu taşıma hizmetini minibüslerden daha ucuz fiyata gerçekleştirmesi karşısında dolmuşçuluğun bitme noktasına geldiğini söyledi.

Bazı şehirlerde dolmuş sahiplerinin ortaklık yoluyla halk otobüsü alması yönünde belediyeler tarafından baskı gördüğünü anlatan Sözütek, şunları kaydetti: ‘’Yıllarca dolmuşlar, toplu taşımacılığın yükünü sırtladı. Bugün ise gelinen noktada, bıçak kemiğe dayandı. Minibüs esnafı can çekişiyor.

Adana’da 2005 yılı mart ayından beri dolmuş ücretlerine zam yapamıyoruz. Ancak, bu süreçte mazota yüzde 50 zam yapıldı. Dolmuşçu esnafının bu halde halen ayakta durmasını beklemek mantıksızlık olur. Üstüne üstlük, Adana’da büyükşehir belediyesi 50 YKr’ye taşımacılık yapıyor. Biz, aldığımız 90 YKr ile bile maliyeti karşılayamazken, belediyenin bu yaptığı akıl karı değil. Aynı şekilde, diğer büyükşehirlerde de benzer sorunlar yaşanıyor. Bazı kentlerde, 2-3 minibüs sahibi araçlarını satıp otobüs almak zorunda bırakılıyor. Buna sebep olarak da yoğun trafik gösteriliyor.”

/ ADANA

21.10.2007


 

Psikologlar İstanbul’da buluşacak

43. Ulusal Psikiyatri Kongresi ve Şizofreni Sempozyumu 23 – 27 Ekim 2007 tarihleri arasında İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilecek.

Türkiye Psikiyatri Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği Edirne Şubesi ve Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı işbirliği ile düzenlenecek kongreye, ABD, İtalya, Avustralya, İngiltere, Almanya ve Hollanda’dan psikiyatri alanında uzmanlaşmış 10 Uluslararası davetli konuşmacı katılarak bilgi ve deneyimlerini paylaşacak.

Yeni Asya / İSTANBUL

21.10.2007


 

Medya dikkatli olmalı

Düzce’de İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gazetecilere verilen ‘’İntihar girişimlerinde psikososyal destek ve krize müdahale eğitimi’’nde medyanın haberleri verirken dikkatli olması istendi.

Düzce’de İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gazetecilere ‘’İntihar girişimlerinde psikososyal destek ve krize müdahale eğitimi’’ verildi.

Toplum Sağlığı Merkezi Eğitim Salonu’nda düzenlenen toplantıya, Düzce’de çeşitle gazete ve televizyonlarda görev yapan gazeteciler katıldı.

Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Hüseyin Köksal tarafından verilen ‘’İntihar girişimlerinde psikososyal destek ve krize müdahale eğitimi’’nde, gazetecilerin olaylar karşısındaki yaklaşımı ele alındı.

Köksal, intiharın trajik ancak önlenebilen bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, kişileri intihara iten etkenlerin çevre faktörü, ruhsal bozukluklar, biyokimyasal ve genetik faktörler olabileceğini aktardı.

‘’İntihar olgusu karşımıza her zaman akut olarak çıkmaz. Bazen yalnızca üzerinde düşünülen ya da planlanan bir düşünce olarak ortaya çıkar’’ diyen Köksal, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Çoğu zaman intiharlar, yalnızca ölümle sonuçlanan bir olgu olarak değil, bir girişim, bir düşünce olarak gündeme gelir. Kişiyi ve çevresini etkilemesinin yanında toplum üzerinde etkileri nedeniyle, toplumsal bir sorun halini almakta, beraberinde büyük ekonomik kayıplara sebebiyet vermektedir. Bir insanlık dramı olan intiharların önlenmesi konusunda sağlık çalışanları, psikiyatristler, pratisyen hekimler, psikologlar, sosyal çalışmacılar ve toplumun eğitilmesi, sektör içi ve sektörler arası iş birliğinin zaruretini ortaya koymaktadır.’’

Dr. Hüseyin Köksal, intihar vakalarına karşı herkesin duyarlı olmasını isteyerek, ‘’Olaylara objektif olarak değerlendirmeli ve yalın haberler yapılmalı. Yaptığınız haberlerde, attınız bir başlıkta, insanların nasıl ve ne derecede etkileneceğini bilmemiz gerekiyor. Bildiniz gibi bir dönen boğaz köprüsünden intihar etme haberleri vardı. Bir dönem öyle oldu ki bu olay adete haber kaynağı haline geldi, gazeteciler orada beklemeye başladı’’ diye konuştu.

Gazetecilerin, intihar teşebbüsleri karşısında nasıl davranması gerektiğini belirten Köksal, tavsiyelerde bulunarak, gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı.

21.10.2007


 

Suluova’lılar şehitleri andı

Suluova ilçesinde ‘şehitlere saygı teröre lânet’ mitingi yapıldı. Mitinge ilçedeki siyasî partiler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar katıldı.

Amasya Şeker Fabrikası önünden yürüyüşle başlayan miting, miting alanında STK’ların, tertip komitesi öncülerinin ve Suluova Belediye Başkanı Mahmut Boz’un konuşması ve Suluova Müftüsünün duâsıyla son buldu.

Bekir ANAR / AMASYA

21.10.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri