Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Babacan: Tam üyelikte ısrarlıyız

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’nin, AB sürecini siyasî çıkarlar sebebiyle etkilemeye ve sömürmeye çalışan bazı çevreler yüzünden yılmayacağını ve tam üyelik dışında başka bir seçeneği kabul etmeyeceğini söyledi.

Chicago’daki temasları çerçevesinde Chicago Üniversitesi Şarkıyat Enstitüsü’nde Türk dış politikasını anlatan Babacan, katılımcıların sorularını cevapladı. Türkiye’nin bölgesinde çoğulcu, demokratik ve hukuk devleti yapısıyla ve canlı ekonomisiyle istikrar yayan bir ülke olduğunu söyleyen Babacan, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde de son derece aktif bir politika izlediğini, güçlü bölgesel bir güç olduğunu vurguladı.

IRAK’IN BÜTÜNLÜĞÜ SAĞLANMALI

Irak’ta kamu düzenin sağlanmasının ve akan kanın durmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan, siyasi diyaloğun, ulusal uzlaşının sağlanması için son derece gerekli olduğunu ve bu hedefe ulaşmaya Türkiye ile ABD’nin öncelik verdiği bir konu olduğunu belirtti.

‘’Biz Irak’ta barış ve demokrasinin sağlanmasını istiyoruz’’ diye konuşan Babacan, Türkiye’nin Irak’ın siyasi bütünlüğünü ve toprak bütünlüğünün her pahasına korunmasını istediğinin altını çizdi.

SINIRLARLARI ZORLAMAK İSTEMİYORUZ

Babacan kuzey Irak’ta terör örgütü PKK’nın serbestçe hareket ettiğini ve sınırı geçerek Türkiye’ye saldırılar düzenlediğini hatırlatan Babacan, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu ve Türkiye’nin bu konuda hem ABD hem de Irak hükümetinden somut adımlar atmasını beklediğini vurguladı. Babacan bir soru üzerine Türkiye’nin terörden dolayı çok şehit verdiğini, iki gün önce kendisinin de yakın akrabasını kaybettiğini belirtti. ABD’nin Irak’ta etkili olduğunu söyleyen Babacan, Türk halkının PKK terörüne karşı ABD’den beklentilerini olduğunu ifade etti. Babacan ‘’Bu sorunun Irak hükümeti ve ABD’nin yardımıyla çözülmesini umuyoruz’’ diye konuştu.

Kuzey Irak’ta PKK terör eğitim kampları bulunduğunu anlatan Babacan, ABD’nin Meksika sınırından geçip kendisine saldıran teröristlerin Meksika’da olmalarına gözyumamayacağını, aynı şekilde Türkiye’nin de Irak’taki bu durumu kabul edemeyeceğini belirtti. Babacan bu konuda Türkiye’deki yeni hükümetin hem Irak hükümetinden hem de ABD’den ‘’somut ve güçlü destek ve yardım’’ beklediğinin altını çizdi. Babacan ‘’Tek başına birşeyler yapmamızın sınırları var, bu sınırları zorlamak istemiyoruz, ancak bunu yapmamız gerekirse de yaparız’’ dedi.

REFORMLARA SESSİZ DEVRİM NİTELEMESİ

Türkiye’nin AB üyeliği süreciyle ilgili olarak ABD’nin başındanberi Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini vurgulayan Babacan, bu konuda ABD hükümetine müteşekkir olduklarını anlattı. Türkiye’de son dönemde gerçekleştirilen reformların Türk halkının yararına olduğunu, yaşam standartlarını yükselttiğini söyleyen Babacan, son 5 yılda Türkiye’de yapılan reformların bağımsız gözlemciler tarafından ‘’sessiz devrim’’ olarak nitelendirildiğine dikkati çekti.

Türkiye’nin AB sürecini Türkiye’nin komşularının ve bölgenin de çok yakından izlediğini anlatan Babacan, Türkiye’nin, AB sürecini siyasi çıkarlar nedeniyle etkileme ve sömürmeye çalışan bazı çevreler yüzünden yılmayacağını ve tam üyelik dışında başka bir seçeneği kabul etmeyeceğini söyledi.

AB, KIBRIS’TA TARAFSIZ OLAMAZ

Kıbrıs ile ilgili bir soru üzerine Türkiye’nin Kıbrıs sorununa adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm istediğini yineleyen Babacan, Annan planını kabul eden Kıbrıslı Türklerin izalosyona tabii kaldığını, planı reddeden Rumların ise AB üyeliğiyle ödüllendirildiğini söyledi. Babacan bu kapsamda AB’nin tarafsız olamayacağını belirterek BM’nin yardımını istediklerini ve bu sorunun çözümü için bir çıkış yolu bulmaya çalışacaklarını belirtti.

/ CHICAGO

23.09.2007


 

Boşa zaman ve enerji harcanıyor

Yeni anayasa tasarısının kamuoyunda tartışma zemininin çok yanlış mecralara kaydığını belirten TÜMSİAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım, “Türkiye bu kısır, boş, anlamsız tartışmalarla enerjisini tüketmekte ve boşa vakit harcamaktadır. Anayasa tartışmaları doğru zeminde yapılmamakta, toplum boşu boşuna gerginliğe sürüklenmektedir. Tartışmalar dolayısıyla, çok büyük bir fırsatı kaçırıyoruz” dedi.

TÜMSİAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım, Anayasa tartışmaları zemininin çok yanlış mecralara kaydığını belirterek, yeni ve demokratik bir Anayasa yapma fırsatının kaçırılma endişesinin bulunduğuna dikkat çekti.

TÜMSİAD Genel Başkanı Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, hükümet kanadınca hazırlanan yeni Anayasa taslağının kamuoyunda tartışma zemininin çok yanlış mecralara kaydığını belirterek, “Türkiye, bu kısır, boş, anlamsız tartışmalarla, enerjisini tüketmekte ve boşa vakit harcamaktadır. Anayasa tartışmaları doğru zeminde yapılmamakta, toplum boşu boşuna gerginliğe sürüklenmektedir. Laiklik ve başörtüsüne endekslenen teferruat tartışmalar dolayısıyla, çok büyük bir fırsatı kaçırıyoruz” dedi.

ANAYASANIN DEĞİŞMESİNDE HERKES HEMFİKİR

1980 Anayasa’sının değiştirilmesi noktasında toplumun tamamının ittifak içinde olduğunu belirten Yıldırım, şunları kaydetti:

“Hukukçular, akademisyenler, iş dünyası ve toplumun akil insanları, mevcut anayasanın ülkenin demokratik zemininin kurgulanmasında eksik kaldığını, hürriyetlere cevap veremediğini açıkça söylemektedirler. Şu ana kadar defalarca Anayasanın değiştirilmesi yönünde adımlar atıldı. Çok yakın bir zaman önce, halkımızın büyük onayıyla iktidara gelen AK Parti Hükümeti’nin de Anayasayı değiştirmeye çalışmasını, demokratik bir hamle olarak değerlendirmek gerekir. Türkiye, yıllar önce döneminin şartlarıyla yapılmış Anayasasının demokrasi, özgürlük ayıplarından kurtulmak için, nasıl olursa olsun, adımlar atmak zorundadır. Türkiye, gelişmiş ülkelerin anayasaları ve insanlarına sağladığı hak ve özgürlüklere bakarak, dünya hinterlandında bulunmayan nitelikte, emsalde ve güzellikle bir Anayasayı yapabilmelidir. Bu çok önemli bir fırsattır.”

Yıldırım, hazırlanan Anayasa’nın dilinin sade, berrak ve anlaşılır olması gerektiği, özgürlükçü ve bireyi önceleyen bir yapı ortaya koyması yönünde daha önce açıklama yaptıklarını hatırlatarak şöyle devam etti:

“Türkiye, öncelikle üzerindeki demokrasi ayıplarından kurtulmalıdır. Her satırı özgürlük kokan, demokrasiyi içselleştiren, toplum dinamiklerinin önünü açan bir anayasa hazırlanmalıdır. Fakat, Hükümetimizin bu yönde yaptığı tüm çalışmaların, laiklik ve başörtüsü tartışmalarına indirgenmesi, 138 maddelik Anayasa tasarısının tamamının tartışılmasını engellemiştir. Türkiye, bugün, asıl ile değil teferruatla uğraşmaktadır. Türkiye’nin asıl çözmesi gereken konu, Anayasa’nın değiştirilme zorunluluğudur”

GELECEK NESİLLERİN SIRTIMIZDAKİ VEBALİ

Önlerine gelen “Yargı hükümlerini uygulamak zorunda olan” yargı mensuplarının, toplumun önünü açmak, bilimin ışığını yaymak noktasında çabalaması gereken Rektörler Komitesi’nin toplumu geren açıklamalarını ibretle izlediklerini kaydeden Yıldırım, “Yasaları da, Anayasa’yı da yapacak olan merci, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, sivil toplum örgütleriyle, muhalefet partileriyle, kamuoyunun tüm unsurlarıyla tartışarak, danışarak Anayasa’yı oluşturur. Ortaya çıkan Anayasa’yı toplumun tüm kesimleri, yargı mensupları, akademisyenleri, üniversite mensupları, kabul etmek ve uygulamak zorundadır. Hiçbir sivil toplum örgütü veya yargı mensubu, ‘Zihnindeki dünyanın izlerini Anayasa’da görmek’ gibi bir lükse sahip değildir” açıklamasını yaptı.

Temel hak ve özgürlükler noktasında çok özel bir anayasa metni beklediklerini, bu Anayasa’nın gelecek nesillerin bizim sırtımızdaki vebali olduğunu kaydeden Yıldırım, “Böyle bir Anayasa’nın yazılması ve kabul edilmesi noktasında tüm gücümüzü ortaya koymak zorundayız. 1980 yılında Anayasa’ya “Evet” diyen kuşağımızın, bizim üzerimize yüklediği yükleri, bizler çoluk çocuğumuza yüklemeyelim. Öyle bir Anayasa’ya imza atalım ki, 1000 sene sonraki nesiller bile değiştirme gereği duymasın” dedi.

/ İSTANBUL

23.09.2007


 

Uslu: Yeni anayasa çalışmalarına gizli el müdahale ediyor

Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, yeni anayasa çalışmalarının durdurulmasını isteyen kurumlara bir gizli elin müdahale ettiğini söyledi.

Salim Uslu, Memur-Sen Konfederasyonu’nun Kamuda Seköterel Düzeyde İkili Sosyal Diyalogu Güçlendirme Projesi toplantısında yaptığı konuşmada, anayasa ile ilgili sorunlarının bulunduğunu ve mevcut anayasanın devlet erkinin ayrıcalık felsefesine dayalı olduğunu söyledi. Uslu, devlet erkinin herkes tarafından bilindiğini, bir süre öncede Türkiye’de siyasetin iktidar alanı ve devletin iktidar alanı tartışmasının yaşandığını anlattı. Mevcut anayasanın bürokrasiyi koruma altına aldığına işaret eden Uslu, “Anayasanın güvencesine sığınma rehaveti ve bu avantajları kullanma imtiyazına sahip olanlar tarafından tıpa gibi kullanılıyor. Bu güvencelere sahip olma duygusu her türlü yeniye, gelişmeye, değişmeye kendini kapatıyor” dedi.

Hak-İş Başkanı Uslu, yasadaki dokunulmazlığa rağmen bir milletvekiline dokunulurken, her hangi bir generalin mahkemeye çağırılamadığına dikkat çekerek, devletin ideolojisini korumayı tek hedef olarak belirleyen bir anayasanın mutlaka gerektiğini kaydetti. Uslu, anayasasını değiştiremeyen bir ülkenin çağı değiştirmesi ve yakalamasının mümkün olmadığını belirtti.

Statüsünü, imtiyazlarını, çıkarlarını kaybedenlerin çıkardıkları gürültünün kendilerinin geniş ufkunu kapatmadığına işaret eden Uslu, Türkiye’nin ileriye doğru yürüyüşünün hiç bir şekilde durdurulamayacağını vurguladı.

TOBB, TÜSİAD, TİSK, Barolar Birliği, YÖK ve siyasi partilerin bu anayasanın değişmesi yönünde anayasa değişikliği taslağı hazırlayan kurumlar olduğunu hatırlatan Uslu, bu kurumların bazılarının yeni anayasa çalışmalarının durdurulmasını istemesinin gerisinde bir gizli elin müdahale ettiğini düşündüğünü kaydetti. Uslu, dün TÜSİAD’a anayasa teklifi hazırlayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç’in bugün anayasa çalışmalarının durdurulmasını istemesi gizli elin müdahale ettiğinin açık göstergesi olduğunu sözlerine ekledi.

/ ANKARA

23.09.2007


 

Sağlam: Olmayan metni tartışıyorlar

Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Mehmet Sağlam, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’i eleştirerek, “Olmayan bir metin üzerinde bilim adamlarının değerlendirme yapmalarını bilimsel bulmuyorum” dedi.

Sivil anayasa çalışmalarının durdurulmasını isteyen ve bunun için de birkaç gün önce Rektörler Komitesi’ni toplayan Teziç’e Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam’dan da tepki geldi. Bilim adamlarının kamuoyuna açıklanmış bir metin olmamasına rağmen eleştiri yaptıklarını söyleyen Sağlam, “Kamuoyuna açıklanmış bir metin yok. İnsanlar oturup bunu eleştiriyorlar ve bunlar da bilim adamıyım diyorlar. Hayret edilecek nokta bu Türkiye’de. Şu anda elimizde Anayasa Komisyonu Başkanımızın da bir demeci var. ‘Elimizde bir metin yok. Neyi eleştiriyoruz ki neyi değerlendiriyoruz?’ diyor. Metin olmadan böyle enteresan bir durum var Türkiye’de.” diye konuştu.

Anayasanın Türkiye’de yıllardır eleştirildiğini ifade eden Sağlam, şimdiden sonra kabul edilecek anayasanın da eleştirilmesinden daha doğal bir şey olmadığını savundu.

Ancak ortada ciddi bir değerlendirme yapılabilmesi için hazırlanmış bir anayasa metninin olması gerektiğine dikkat çeken Sağlam, “Olmayan bir metin üzerinde bilim adamlarının değerlendirme yapmalarını ben gerçekten bilimsel bulmuyorum. Erdoğan Teziç’in henüz eline alabilmiş bir metni yok. İktidar partisinin hazırladığı bir anayasa metni kamuoyuna dağılır, Teziç’e de verilir, ondan sonra oturur, istediği değerlendirmeyi yapar. Ama şu anda böyle bir metin yok.” şeklinde konuştu.

/ K.MARAŞ

23.09.2007


 

Traktörle taşımalı eğitim

Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesine bağlı köylerden 23 taşıma hattının ihalesi yapılamadığı için 513 öğrenci kendi imkanlarıyla okullarına gidip gelmeye çalışırken, en az 100 öğrencinin yaşanan sorun nedeniyle okula gitmediği bildirildi.

Taşımalı eğitim gören Tekin köyündeki yaklaşık 30 öğrenci, okullarına kendi imkanları ile gitmeye çalışıyor.

Çocuklarını kilometrelerce uzaklıktaki okula traktör römorkunda götürdüklerini belirten öğrenci velileri, ‘’Bu yaptığımız aslında suç. Traktörlerle insan taşınmaz. Ama cezasına katlanarak bu tehlikeli yolculuğa çıkıyoruz. Hem biz hem de çocuklarımız perişan oluyor. Bu duruma bir an önce çözüm bulunmasını istiyoruz’’ diye tepki gösterdiler.

Alınan bilgiye göre, Dinar’a bağlı 23 taşıma hattında yapılan ihale giren minibüs sürücüleri, fiyatların aşağıya çekildiğini öne sürerek, ihaleden çekildi.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile her yıl benzer sorunlar yaşadıklarını belirten minibüs sürücülerinden Tahir Sayın, her yıl benzine ve mazota zam geldiğini savunarak, açılan ilk ihaleye girdikten sonra ikinci ihaleye girmediklerini kaydetti.

‘’İhalede verilen fiyatlar geçen yılın fiyatları olduğu gibi, bir de ek olarak köylerden çocuk almamızı istediler’’ diyen Sayın, şunları söyledi:’’Aşırı bir fiyat istemedik. Geçen yıl 50 liraya taşımışsak bu yıl 55 lira istedik. 5 liralık artış nedir? Geçen yıldan bu yıla mazot fiyatı değişmedi mi? Sonra önümüzdeki günlerde olası akaryakıt zammının geleceği neden düşünülmüyor. Bir aracın lastik fiyatının ne kadar olduğunu, günlük aşınmayı hesap edemiyorlar. Geçen yıl 520 öğrenci taşıdığımızı; bu yıl ise sayının 513’e düştüğünü, 7 öğrenci eksildiğini göz önüne alıyorlar.’’

“Üçüncü ihale 28 Eylül’de”

Milli Eğitim Müdürü Hidayet Yıldırım ise yaptığı açıklamada, iki kez ihaleye çıkıldığını belirterek, ihaleye giren firma veya şahıs olmadığını kaydetti.

‘’Üçüncü ihaleyi 28 Eylülde yapacağız. Bu konuyla ilgili Kaymakam Zafer Orhan ve Belediye Başkanı Mustafa Tarlacı bize yardımcı oluyorlar’’ diyen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Öyle sanıyorum ki üçüncü ihaleyi yaparak öğrencilerimizi bu sıkıntıdan kurtaracağız. Bu ihaleyi de sonuçlandıramayacak olursak taşımalı eğitim gören öğrencilerimizi, il genelindeki ve çevre illerdeki yatılı ve pansiyonlu ilköğretim okullarına yerleştirerek bu konuyu çözeceğiz.’’

/ AFYONKARAHİSAR

23.09.2007


 

Üniversiteli olmak zor

Türk Eğitim-Sen’in yaptığı araştırmaya göre, öğrencinin üniversiteye ilk adımının maliyeti 2 bin 114 YTL ile 4 bin 418 YTL arasında değişiyor.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, yaptığı yazılı açıklamada üniversite öğrencilerinin ve üniversite çalışanlarının ekonomik durumunu ortaya çıkaran bir araştırma yaptıklarını bildirdi.

Özcan, buna göre, şehir dışında ikamet eden bir öğrencinin üniversiteye ilk adım atmasının maliyetinin harç ücreti, yurt, yol, yemek, sosyal faaliyet, ders araç-gereçleri, fotokopi ve kitap masrafı dahil en az 2 bin 114 YTL, ortalama 2 bin 730 YTL olduğunu kaydetti. Öğrencinin tek başına eve çıkması halinde rakamın 3 bin 570 YTL’ye çıkacağını belirten Özcan, Fen-Edebiyat Fakültesini kazanan bir öğrencinin evini iki arkadaşıyla paylaşması halinde harç, kitap, ders araç-gereç, fotokopi, giyim, ulaşım, sosyal faaliyet ile birlikte masrafının 2 bin 383 YTL 34 YKR olacağını ifade etti. Öğrencinin ikinci öğretimde okuması durumunda ise üniversiteye ilk adımın maliyetinin daha da yükseldiğine dikkat çeken Özcan, Mühendislik-Mimarlık Fakültesinde okuyan ikinci öğretim öğrencisinin üniversiteye ilk adım atmasının maliyetinin en az 3 bin 341 YTL, en fazla 4 bin 418 YTL olacağını belirtti. Özcan, ailesinin ikamet ettiği şehrin dışında öğrenimini sürdüren ve devlet yurdunda kalan bir üniversite öğrencisinin aylık temel harcamasının ise 686 YTL olduğunun kaydetti.

Üniversite çalışanlarının mali durumunun da araştırıldığını belirten Özcan, ABD’de profesörlerin maaşının yıllık 66 bin 706 dolar ile 121 bin 301 dolar arasında değiştiğini belirterek, Türkiye’de en üst derecedeki bir profesörün aldığı maaşın, yıllık 23 bin 100 dolar olduğuna dikkat çekti. Özcan, şunları kaydetti:’’ABD’de bir doçent yıllık 55 bin 518 dolar ile 91 bin 509 dolar arasında kazanırken, Türkiye’de bir doçent yılda 18 bin 180 dolar kazanmaktadır. Yine ABD’de bir yardımcı doçent, yılda 47 bin 299 dolar ile 78 bin 294 dolar maaş alırken, Türkiye’de 3. derecede bir yardımcı doçent ancak 13 bin 704 dolar maaş almaktadır. ABD’de bir araştırma görevlisi ise yılda 37 bin 573 ile 61 bin 95 dolar arasında ücret alırken, Türkiye’de 4. derecede bir araştırma görevlisi 10 bin 872 dolar ücret almaktadır.’’

Üniversiteye adım atmanın maliyetinin hayli yüksek olduğunu belirten Özcan, üniversite çalışanlarının durumunun da içler acısı olduğunu ifade etti.

/ ANKARA

23.09.2007


 

Minik öğrencilere yeni okul

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve VATSO katkıları ile Yalım Erez Mahallesinde bulunan Şehit Öğretmen Mehmet İzdal İlköğretim Okulunun yanına ek bina şeklinde yaptırılan okul eğitime açıldı.

Okulun açılması ile daha önce 50’lerde olan Şehit Öğretmen Mehmet İzdal İlköğretim Okulunun sınıf mevcutlarının 30’lara düştüğünü belirten Van Milli Eğitim Müdürü Yahya Yıldız yeni binanın hizmete girmesi ile Yalım Erez Mahallesinde eğitimin rahatladığını söyledi. Öğrenci sayısının da arttığını söyleyen Yıldız, “geçen yıl eski okulda 15 olan okul öncesi öğrenci sayımız bu yıl yeni binanın da hizmete girmesi ile 70’e çıktı” dedi. 16 derslikli olarak yapılan okulda eski okul binası ile birlikte 1020 öğrenci eğitim görüyor.

Oktay YILDIRIMOĞLU / VAN

23.09.2007


 

AB, Yeşil Hat Tüzüğü yıllık izleme raporunu kabul etti

Avrupa Birliği Komisyonu, , Yeşil Hat Tüzüğü yıllık izleme raporunu kabul etti. Komisyon, Yeşil Hat Tüzüğü yıllık izleme faaliyetlerini, AB üyesi ülkelere bildirme ve onları tüzüğün uygulanmasında haberdar etme amacıyla yayımladığı raporda, kişilerin ve malların geçişiyle ilgili önemli tespitlerde bulundu.

Komisyon tarafından önceki gün onaylanan 2007 yılı Değerlendirme Raporu; 1 Mayıs 2006-30 Nisan 2007 tarihleri arasında Yeşil Hat üzerinde yer alan ekonomik faaliyetleri inceleyerek; bulgularını ise, kişilerin geçişi (crossing of persons) ve malların geçişi (crossing of googs) olarak iki ana başlık altında sunuyor.

/ LEFKOŞA

23.09.2007


 

MGK'ya atama

MGK Genel Sekreterliğine Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu atandı. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Burcuoğlu’nu veto etmiş, Almanya Büyükelçisi Mehmet İrtemçelik’in atanmasını istemişti.

Burcuoğlu’nun atanmasına ilişkin atama kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Burcuoğlu, bir süre önce Atina Büyükelçiliği görevini yapmıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Yiğit Alpoğan'ın İngiltere Büyükelçiliği'ne atanmasıyla boşalan MGK Genel Sekreterliği Atina Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu önerilmişti. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Burcuoğlu'nu veto etmiş, Almanya Büyükelçisi Mehmet İrtemçelik'in atanmasını istemişti. Sezer, hükümet tarafından genel sekreterlik için önerilen Varşova Büyükelçisi Ecvet Tezcan, Bağdat eski Büyükelçisi Ünal Çeviköz ve Telaviv eski Büyükelçisi Feridun Sinirlioğlu'nu da onaylamamıştı.

/ ANKARA

23.09.2007


 

5 ile yeni vali atandı

Tokat, Diyarbakır, Siirt, Tunceli ve Düzce’ye yeni valiler atandı.Vali atamalarına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.

Buna göre, İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı’na Merkez Valisi Şahabettin Harput getirildi. Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ercan Topaca Düzce Valiliği’ne, Siirt Valisi Hüseyin Avni Mutlu Diyarbakır Valiliği’ne, İstanbul Vali Yardımcısı Necati Şentürk Siirt Valiliği’ne, Elbistan Kaymakamı Recai Akyel Tokat Valiliği’ne, Hukuk Müşaviri Mustafa Yaman da Tunceli Valiliği’ne atandı. Düzce Valisi İbrahim Halil Nimetoğlu ile Tunceli Valisi Mustafa Erkal ise merkez valisi oldu.

/ ANKARA

23.09.2007


 

“Din dersini zorla öğretmek dinin ruhuna aykırı”

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, zorunlu din dersi uygulamasının ‘’dinin ruhuna aykırı’’ olduğunu söyledi.

Avcı, sendikanın genel merkezinde yaptığı basın toplantısında ‘’zorunlu din dersi’’ uygulaması konusundaki tartışmalara değindi.

Zorunlu din dersi uygulamasının Türk eğitim sisteminde 25 yıllık bir geçmişi olduğunu belirten Avcı, ‘’zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılmasından kimsenin korkmaması’’ gerektiğini dile getirdi. Avcı, şöyle konuştu: ‘’Özgürlüklerden ve demokrasiden yan olmalıyız. Kutsal bir öğreti olan din dersinin zorla ve hatta karşı olduğu bilinerek bir insana veya sorumluluğu altındaki çocuğuna dikte ettirilmesi insan hak ve onuruyla bağdaşmadığı gibi en başta dinin ruhuna ve pedagojisine aykırı bir durumdur. Bu yüzden din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, isteyen öğrencilere ise din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin daha açılımlı verilmesi hakkı tanınmalıdır.’’

/ ANKARA

23.09.2007


 

Çukurca’da 4 terörist yakalandı

Hakkari’nin Çukurca ilçesinde 4 terörist etkisiz hale getirildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan terörle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Hakkari’nin Çukurca ilçesi dağlık arazi kesiminde güvenlik güçlerince yapılan arazi araması esnasında, saat 03.15’de bir grup teröristle karşılaşıldı. Güvenlik güçlerinin ‘’Dur’’ uyarısına teröristlerce ateşle karşılık verilmesi üzerine çıkan çatışmada 4 terörist; 2 adet Kaleşnikof piyade tüfeği, 1 adet BKC makineli tüfek, 1 adet RPG-7 roketatar, 20 kilogram patlayıcı madde, 4 adet TNT kalıbı, 1 adet el telsizi ve muhtelif yaşam malzemesi ile birlikte etkisiz hale getirildi.

/ ANKARA

23.09.2007


 

Zonguldak ve Düzce'de sel

Zonguldak’ta gece başlayan ve aralıklarla devam eden şiddetli yağış nedeniyle şehir merkezi ve Ereğli ilçesinde bazı derelerin taşması sonucu, çok sayıda ev ve iş yerini su bastı.

Alınan bilgiye göre, Kozlu beldesi Ilıksu mevkisinden geçen Ilıksu Deresi’nin taşması sonucu bazı evlerin birinci katlarıyla iş yerlerine su girdi. Esnaf ve vatandaşlar, kova ve küreklerle su boşaltmaya çalıştı. Evlerinde mahsur kalan bazı vatandaşlar, derenin döküldüğü sahile kadar taşması nedeniyle işlerine gidemediler. Bazıları ise yağmur suyuyla gelen odunları topladı. Şehir merkezinde de su kanallarının tıkanması sonucu bazı iş yerlerinin zemin katlarını su bastı. Esnaf, dükkanlarına dolan suyu kova ve küreklerle boşaltmaya çalışırken, belediye ekipleri de tıkanan su kanallarını açmak için çalıştı. Ereğli ilçesinde de Kabasakal ve Pençes derelerinin taşması sonucu bazı ev ve iş yerlerini su bastı. Ereğli Kaymakamı Osman Ekşi ve Ereğli Belediye Başkanı Murat Sesli, su baskını olan bölgelerde incelemelerde bulundu. Şiddetli yağış Düzce ve Akçakoca'da da sele sebep oldu. Meteoroloji Müdürlüğü yetkileri, şehirde geceden itibaren metrekareye 86.8 kilogram yağış düştüğünü bildirdi.

Öte yandan Düzce’nin Akçakoca ilçesinde de şehir merkezinden geçen Çivi Deresi’nin taşması sonucu ilk belirlemelere göre 65 iş yeri, 5 ev ve 1 büyük alışveriş merkezi sular altında kaldı.

/ ZONGULDAK

23.09.2007


 

‘Kurumsal mutabakat’ artık oluşmalı

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından organize edilen inanç üzerindeki kısıtlamalar için Abdi İpekçi Parkında yapılan eylemlerin 85.si gerçekleştirildi. Eylemde Türkiye Kadınlar Kültür ve Dayanışma Birliği adına açıklama yapan Esra Duru, yeni Anayasa taslağının konuşulduğu şu günlerde taleplerini bir kez daha hatırlatmanın uygun olacağını dile getirdi.

Duru, şöyle konuştu:

“Biz, bu ülkenin eşit hak ve özgürlüklerine sahip vatandaşları olarak kamu kurumlarından, eğitim ve öğretim imkânlarından, başını örtmeyen ya da imam-hatip lisesine gitmeyen bireylerin yararlandığı kadar yararlanmak istiyoruz. Vergilerimizi ödeyerek ayakta tuttuğumuz kurumlardan eşit hizmet almak istiyoruz. İnanç özgürlüğümüz ihlal edilmeden okuyabilmeyi, çalışabilmeyi talep ediyoruz. Kamusal alan-özel alan ayrımının ortadan kalkmasını istiyoruz. Yıllardır oluşmasını beklediğimiz ‘kurumsal mutabakatın’ artık oluşmasını umuyoruz.”

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu da, İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 127. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi. Platform adına basın açıklaması yapan Mazlum-Der Kocaeli Şube Başkan Yardımcısı Nigar Gümrükçüoğlu “Yasak yaşamın her alanında kayıtsız, şartsız, koşulsuz serbest bırakılmalıdır” dedi.

Van Başörtüsüne Özgürlük Platformu ise 56. haftasına giren eylemde yasağı ve yasakçılar portesto edildi.

Cemil YÜZER / ANKARA

23.09.2007


 

'Zamanı unutanlar' bayramı kutlandı

Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü’nde yaşamını sürdüren 133 alzheimer hastası kurum sakini, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’nü kurum yönetimi tarafından düzenlenen organizasyonla kutladı.

Alzheimerli yaşlıların yaşamını sürdürdüğü Çınar sitesi toplantı salonunda düzenlenen etkinliğe katılanlar site yönetimi tarafından oluşturulan ve 5 alzheimerli sakinin yer aldığı Çınar Sitesi Korosunun seslendirdiği şarkılarla eğlendi. “Unutulmamak Adına” sloganıyla pasta kesen 70 alzheimerli, programın ardından her gün düzenli olarak yaptıkları balon sektirme, bulmaca çözme, örgü örme, soru cevap şeklinde sohbet etme gibi egzersizlerini katılımcılarla birlikte yaptı. Darülaceze yöneticileri ve kurum çalışanlarının da katıldığı programda çeşitli üniversitelerden gelen üniversite öğrencileri de hazır bulundu.

/ İSTANBUL

23.09.2007


 

Keşmir’de Türk okulu

Eğitim alanında faaliyet gösteren, Türkiye Gönüllü Eğitimciler Derneği tarafından Pakistan-Keşmir bölgesinde meydana gelen deprem felaketinden sonra Türkiye genelinde düzenlenen yardım kampanyası ile daha çok İlköğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin katkılarıyla yapılan ve “Ankara Bir Damla İlköğretim Okulu” adı verilen Türk Okulu öğrenime başladı.

Keşmir Başbakanı Sardar Attigue Ahnet Khan ve Türkiye Gönüllü Eğitimciler Derneği Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Erdoğan’ın katılımı ile düzenlenen törenle eğitime açılan Türk okulunda kız öğrenciler öğrenim görecek. Törende Keşmir başbakanı, Erdoğan’a bir plaket vererek kendilerine, özellikle de deprem sonrası kendilerini yalnız bırakmayan Türk halkının ve sivil toplum kuruluşlarının yapmış oldukları katkılardan dolayı şükranlarını ilettiler.

10 ÖĞRENCİ ANKARA'DA

ÜNİVERSİTE OKUYACAK

İbrahim Erdoğan, yaptığı açıklamada; deprem sonrası Keşmir bölgesinden 10 lise öğrencisini üniversitede okutmak üzere Dışişleri Bakanlığının izniyle Türkiye’ye getirdiklerini ve bu öğrencilerin öncelikle TÖMER’de Türkçe eğitimi aldıklarını ve önümüzdeki yıl Türk üniversitelerinde öğrenim göreceklerini ve öğrenimleri bittiğinde ise Keşmir’e gönderileceklerini; Ayrıca Türkiye Gönüllü Eğitimciler Derneğinin, Keşmir’de acil ihtiyaç duyulan sağlık personelinin yetiştirilmesi için çaba harcayacaklarını ve bu amaçla sağlık meslek yüksek okulu projesi üzerinde çalıştıklarını bildirdi.

Erdoğan daha sonra Pakistan’da öğrenim gören göçmen çocukların okuduğu Afgan İlköğretim Okulunu da ziyaret ederek öğrencilere çeşitli hediyeler verdi.

Ahmet TERZİ / ANKARA

23.09.2007


 

Belediye ile dolmuş esnafı karşı karşıya

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde dolmuş ve halk otobüsü esrafı ile belediye karşı karşıya geldi. Esnaf, 1980 yılından beri şehir içi taşımacılık yaptıkları hatların ihale yoluyla tekrar satılmak istenmesine tepkili.

SS. Öz Gözde Kooperatifi Başkanı Tahir Göbekli ve SS 57 Nolu Birlik Şehir İçi Halk Otobüsü Kooperatifi Başkanı Abidin Karahan, temsil ettikleri esnaf adına yaptıkları basın açıklamasında Çorlu Belediye Başkanı Altan Ersin, tepkilerini dile getirdi.

Esnaflar, aynı hatları 1996 yılında belediyeden ihale yoluyla alan Çorlu Birlik firmasından devir yoluyla yüksek fiyat vererek aldıklarını ve o tarihten bu yana taşımacılık hizmeti verdikleri belirtetiler. Esnaf’ın iddiasına göre belediye bu yıl şehiriçi hatları tekrar aynı firmaya ihale yoluyla satmaya kalktı. Rekabet şartlarının oluşması için de hatlarda taşımacılık yapan esnafın da ihaleye girmesi istendi. Esnaflar, Tekirdağ İdare Mahkemesinde "yürütmenin durdurulması davası" açtı. Bunun üzerine ihale Belediye Meclis’i tarafından iptal edildi.

Belediyenin bütün denetim şartlarını ve taleplerini yerine getiren esnaf, herşeye rağmen Çorlu Belediye Başkanı Altan Ersin ve yönetimiyle anlaşmazlığa düştü. Bunun üzerine belediye binası önünde eylemlere başladı. Çorlu’da halen iki koperatife bağlı 65 mavi minibüs ve 34 sarı yeşil belediye özel halk otobüsü şehir içi taşıma hizmeti veriyor. Esnaflar, Çorlu Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını ve konuyu Kaymakamlık ile İç İşleri Bakanlığı’na ilettiklerini bildirdiler.

Mustafa GÖKMEN / ÇORLU

23.09.2007


 

MEB’den “Acil Çözüm Merkezi”

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, eğitim-öğretim yılının başlangıcında karşılaşılan sorunlar sebebiyle, kurumsal olarak görülen aksaklıkların doğrudan bakanlığa iletilmesini sağlamak amacıyla “Acil Çözüm Merkezi” oluşturduklarını ifade etti.

Bakanlık binasında hizmete açılan ‘Acil Çözüm Merkezi’ hakkında basın mensuplarına bilgi veren Çelik, Türkiye’de eğitim sisteminin merkeziyetçi bir yapıya sahip olduğunu, birçok iş ve işlemin merkezden yönetildiğini belirterek bunun için de çok seri bir hizmet vermeleri gerektiğini kaydetti. Acil Çözüm Merkezi’nin dün faaliyete başladığını ve bugün itibariyle de gelen birçok mailin cevaplandırıldığını söyleyen Çelik: “Burada tayin terfi işleriyle uğraşılmayacak. İnsanların kişisel problemleri değil, eğitim öğretimi doğrudan aksatan problemlerle arkadaşlarımız muhatap olacaklar” dedi.

Ayrıca görevli personelin gelen mailleri ilgili birimlere aktaracaklarını ve kendisine de günlük rapor vereceklerini bildirdi. Çelik, “Buranın adının Acil Çözüm Merkezi olması buraya gelecek her türlü problemin 24 saatte çözülebileceği anlamına gelmez. Bu bizim ajandamızda yer alacak ve takip edilecek konu haline gelir” diye konuştu. Merkezden verim almaları durumunda da yılsonuna kadar uygulamanın devam edeceğini kaydeden Çelik, okullarla ilgili her türlü talebin ve şikâyetin değerlendirileceği çözüm merkezinin posta adresinin [email protected] olduğunu söyledi.

Cemil YÜZER / ANKARA

23.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri