12 Dev adam'ın cüce oyununun bir benzerini, futbol milli takımımızın oyuncuları sergiledi. Beklentilerin çok altında, felsefesiz, hırssız bir milli takım izledik Malta karşısında. Basketbol milli takımımızı teşkil eden oyuncularımız kağıt üzerinde karizmatik isimler. Ancak önüne gelenden fark yiyen bu takımın, basketbol severlerin ümitlerinin önünü tıkamaktan öteye gidemediğini hep beraber gördük.
Futbol milli takımımızın da kredisi artık tükendi. Bu tükeniş, teknik heyete güveni de beraberinde tüketiyor. Son oynadığı Romanya hazırlık maçında ortaya koyduğu futbol aslında bu günü haber vermişti. Ancak gereken uyarı alınmamış. Dünya 3.sü olan milli takımımızın maalesef belli bir oyun felsefesi yok. Teknik Direktör Fatih Terim her türlü sistemi denediklerini, ama sonuç alamadıklarını söyledi. Takımın saha dizilişi o kadar da önemli değil. Önemli olan neyi oynadığımız.
Dünya devletleri sıralamasında en diplerde olan Malta'nın dahi benimsediği ve uygulamaya çalıştığı bir oyun felsefesinin olduğunu, bunu uygulamak için canla başla mücadele ettiklerini gördük. Kalabalık alan savunması yaparak, süratli kontrataklarla neticeye gitmek isteyen bir oyun düşüncesini tüm takımın yek vücut uygulamasını keyifle izledik. Bizim milli takımızın ise ne oynadığını anlamakta zorlandık. Anlı-şanlı takımlarda oynamak demek, Malta gibi kolay takımlara 4-5 atacağız anlamı taşımadığını gördük. Terim'in dediği "iyi takım olmak için, en az rakibiniz kadar mücadele etmenin gereğinin olduğunu" kaybedilen çok önemli iki puandan sonra daha iyi anladık.
Çarşamba günü Macaristan ile bozulan imajı düzeltmek için millilerimiz son şansını kullanacak. Umulur ki, hem teknik heyet hem de oyuncular, Malta önündeki hezimeti unutturacakları bir oyunla kendilerini affettirirler.
[email protected]
|