Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Ramazan geleneklerini unutmayalım

Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte şehirlerde Ramazan'a ait gelenekler yaşatılmaya çalışılıyor. Bursa’da, Karagöz ile Hacivat gösterileri, eskisi kadar ilgi görmese de hala geleneksel Ramazan eğlencelerinin vazgeçilmezleri arasında bulunuyor.

Derlenen bilgilere göre, Ramazanın ruhuna uygun olarak hemen yerde yoksullara gıda yardımı yapılıyor.

Ramazan gelenekleri yörelere göre farklılık gösterirken, belediyeler, iş adamları, varlıklı kişiler yoksul ailelere özel olarak hazırlattıkları gıda paketlerini dağıtıyorlar. Paketlerin dağıtılması, ailelerin rencide olmaması için genellikle marketlerin hazırladığı gıda paketlerinin fişlerinin dağıtılması şeklinde yapılıyor.

SAMSUN’DA “SELE-SEPET’’

ŞENLİKLERİ

Samsun’un Bafra ilçesinde özellikle çocuklar için ayrı bir anlam taşıyan bir gelenek yıllardır sürdürülüyor. ‘’Sele-sepet’’ adıyla bilinen ve Ramazan ayının 14’ünü 15’ine bağlayan gece gerçekleştirilen şenlik, ilçe halkının katılımı ile düzenleniyor. Geçmişin kültür mirası olarak bugüne taşınan faaliyet; çocukların sevindirildiği, ikramlarda bulunulan ve eğlence amaçlı bir şenlik olarak günümüzde hâlâ etkinliğini koruyor.

ERZURUM’DA İLK KEZ ORUÇ TUTAN

ÇOCUKLARA HEDİYELER

Erzurum’da ilk defa oruç tutan çocuklara çeşitli hediyeler verilmesi, nişanlı kızların evlerine iftarlık yemek ve hediye götürülmesi, maddi durumu kötü olan vatandaşlara iftarlık verilmesi ve her yıl Ramazan ayında 1001 Hatim okuma geleneğinin sürdürülmesi dikkat çekiyor.

KONYA’DA, ‘ORUCA DİREK VURMA’

Konya’da oruç tutan çocuklara dayanamadıkları için yaptırılan ‘’oruca direk vurma’’ günümüzde tamamen unutulmaya yüz tutarken, esnafın dükkan komşusunu iftar yemeğine çağırması geleneği de giderek azalıyor.

Selçuk Üniversitesi’nden emekli Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Konya’da Ramazan geleneklerinin en önemlisinin iftar yemeğine davet olduğunu söyledi. Sakaoğlu, şunları kaydetti: “Çocukların akşama kadar oruç tutmaları, yaşları dolayısıyla uygun olmadığı için öğle saatlerinde bir yemek verilirdi. Buna ‘oruca direk vurma’ denilirdi ve çocuğun gönlü de alınmış olunurdu. Şimdilerde neredeyse hiçbir çocuk hatta genç ‘oruca direk vurmanın ne demek olduğunu bilmiyor.’’

KAYSERİ’DE ARABAŞI YEMEĞİ

Kayseri’de özellikle Ramazan aylarında yapılan arabaşı adlı yemek, bir çok aileyi bir araya getirerek sohbet etme fırsatı sağlıyor. Bazı yörelerde ‘’Arabaşı’’ olarak adlandırılan, arabaşı, tavuk, hindi veya kaz etinin, kemiklerinden ayrılıp kavrulmuş un ile yapılan çorbasının, muhallebi kıvamında un ve su ile pişirilen hamurun birlikte yendiği, çok eski bir yemek olarak biliniyor.

EDİRNE’DE SELİMİYE MEYDANI’NDA

RAMAZAN EĞLENCELERİ

Edirne’nin geleneklerini araştıran araştırmacı yazar Oral Onur, Ramazan geleneklerinin birçoğunun kaybolmak üzere olduğunu belirterek, geçmişte Selimiye Meydanı’nda düzenlenen eğlencelerin de bu geleneklerden olduğunu söyledi.

Selimiye Camisi’nin bulunduğu meydanda Ramazan ayında çocuklara kukla gösterileri sunulduğunu, yetişkinlerin ise ceviz ve fındık oyunları oynadığını bildiren Onur, artık bu geleneklerin terk edildiğini ifade etti.

TEKİRDAĞ SAHİLLERİNİ SANDALLAR SÜSLERDİ

Tekirdağlı araştırmacı yazar Sezai Gençöz, Ramazan geleneklerinin birçoğunun Tekirdağ’da kaybolmak üzere olduğunu belirterek, geçmişte Tekirdağlılar’ın Ramazan ayında sandallarla sahil turları yaptığını söyledi.

Tekirdağ’da Ramazan ayının 15’inci gününden sonra bayram hazırlıkları başladığını ifade eden Gençöz, ‘’Ramazan aylarında sandallarla sahil turları düzenlenirdi. Evler bayrama hazırlanır, çocuklar için giyecek telaşı başlardı. Çocuklar bayram yerinde atlara, midillilere ve süslenmiş merkeplere binerlerdi’’ diye konuştu.

KIRKLARELİ’NDE RAMAZANDAN

ÖNCE TANDIRLAR KURULURDU

Kırklarelili araştırmacı Zekeriya Kurtulmuş, şehirde Ramazan ayından önce tandırların yakıldığını ve bu tandırlarda çörek ve ekmeklerin pişirildiğini ifade etti. Kurtulmuş, ‘’Eskiden iftarda topluca oturup yemek yeme geleneği vardı. Bunda birliktelik, bir arada olma, eğlence amacı güdülüyordu. Bu gelenekler ne yazık ki artık yaşanmıyor’’ dedi.

ŞANLIURFA’DA BU AYA ÖZGÜ

“KEHKE’’ VE ‘’KÜLÜNÇE”

Şanlıurfa’da eski Ramazanlarda, günler önce evlerde bu aya hazırlık olarak hummalı bir çalışma yapılırken, ayın başlamasıyla birlikte teravih namazından sonra kahvehanelerde ‘’Arzu ile Kamber’’, ‘’Tahir ile Zühre’’ gibi hikayeler anlatılırdı.

Folklor araştırmacısı Abuzer Akbıyık, geçmiş dönemlerde şehirde Ramazan ayı gelmeden önce, evlerde kadınların hummalı bir çalışma içerisine girdiğini söyledi.

Kadınların evlerinde Ramazan ayı süresince yetecek kadar saclarda ekmek yaptığını, isot (kırmızı biber) biber salçası, turşu, şehriye ve peynir gibi çeşitli gıda maddelerini hazırladığını belirten Akbıyık, ayın başlamasıyla birlikte iftar vaktinde en güzel yemekleri hazırlamaya çalışan kadınların, bundan komşusuna da mutlaka ikramda bulunduğunu anlattı.

GAZİANTEP’TE RAMAZAN

KAHKESİ GELENEĞİ SÜRÜYOR

Gaziantep ve yöresinde, hemen her evde Ramazan kahkesi yapılması geleneği bozulmadı. Şehirde Ramazan ayında iftarda ve sahurda komşuların birbirlerine yemek gönderme adetleri, apartman yaşamıyla birlikte yavaş yavaş yok olmaya başladı. Geçmiş yıllarda kadınlar, sahur vaktinde çiğ köfte yoğurur, ya da yöresel firik pilavı yaparak dağıtırdı.

SİİRT’TE ASIRLIK GELENEK “MELEDE ATEŞİ’’

Siirt’te yaklaşık bin yıllık bir Ramazan geleneği olduğu bildirilen ‘’Melede ateşi’’ tekrar yaşatılacak. Kaybolmaya yüz tutmuş geleneğin yeniden canlandırılması için Siirt Belediyesi ve ÇEKÜL Vakfınca çalışma başlatıldığı bildirildi. Siirt Belediye Başkanı Mervan Gül, ‘’Melede ateşi’’ geleneğinin yeniden canlandırılması için Park ve Bahçeler Müdürlüğü çalışanlarını görevlendirdiğini söyledi.

KİLİS’TE RAMAZAN GEREBİÇİ

Kilis’te Ramazan başlayınca herkes maddi durumuna göre Ramazan gerebici ve Ramazan kahkesi yaptırırdı. Ramazan ayının ilk günü, bütün evlerde keşkek yapılır. Keşkeğin yapımında kullanılan dövmenin (buğday) insanların midesinde Allah’ı zikreden tespih görevi yaptığı düşünülür.

Geleneksel olarak Ramazan ayı içerisinde bayramdan 15-20 gün önce hazırlanmaya başlanan Kilis’e özgü kahke ve gerebiçler, bayramlaşmaya gelen akraba, eş dost ve misafirlere ikram edilirdi.

SİVAS’TA UNUTULAN RAMAZAN

GELENEĞİ: TEL HELVA

Sivas’ta eski Ramazan günlerinde uzun emeklerle ortaya çıkarılan tel helva, artık unutulmaya yüz tutmuş gelenekler arasında yerini alıyor. Şehirde Ramazan akşamlarında eşin dostun eğlence amacıyla bir araya gelerek yaptığı tel helva, bugünlerde unutulmaya yüz tuttu. Yakın akrabalar veya komşuların bir araya gelmesiyle zahmetlice hazırlanan tel helva, işi bilen kişilerin komutlarıyla hazırlanırdı. Tel helva eski günler kadar olmasa da bugün yine sevilerek yapılan bir tatlı türü.

BURSA’DA HACİVAT-KARAGÖZ GÖSTERİLERİ

Bursa’da, Karagöz ile Hacivat gösterileri, eskisi kadar ilgi görmese de hala geleneksel Ramazan eğlencelerinin vazgeçilmezleri arasında bulunuyor.

Türkiye, hatta dünya genelinde çok sevilen ve beğeni toplayan

Hacivat ve Karagöz’ün doğuş hikayelerine ilişkin bir çok rivayet bulunuyor. Gölge oyunu tekniğinin Türk halk kültüründe ‘’Karagöz’’ olarak ne zaman ortaya çıktığına dair değişik görüşler bulunmakla beraber genelde Karagöz ve Hacivat’ın Bursa’da yaşamış gerçek karakterler olduğu ve 14. yüzyılda Orhan Camii inşaatında çalıştıkları görüşü kabul görüyor.

Isparta'da, camiler "tırtır" ile süslenirdi

Isparta Vali Yardımcısı Mehmet Yıldız, özellikle Ramazan geleneklerinden günümüze çok azının geldiğini belirtti. Yıldız, geçmişte, üç aylara girişle birlikte hayır işlerinin arttığını, halkın el birliğiyle mahalle camisini, minareyi, cami meydanlarını “tırtır’’ adı verilen renkli kağıtlarla süsledikleri, bunların başka mahallenin gençleri tarafından çalınmaması için de nöbet tutulduğunu anlattı.

Burdur’da büyük iftar yemekleri

Burdur Kültür ve Turizm İl Müdürü Seyit Erdoğan, Burdur’daki Ramazan geleneklerinin de diğer bölgelerde olduğu gibi hemen hemen kaybolmaya yüz tuttuğunu söyledi. Ramazan ayının girmesiyle halkın iş ve ev yaşamını bu aya göre yönlendirdiğini kaydeden Erdoğan, özellikle bayram günlerinde bayramlaşmaya gelenlere önce kahve ikram edildiğini ve yanında tatlı ve su verildiğini anlattı.

Kütahya’da “Küpecik” geleneği

“Küpecik’’, Kütahya’da hala devam eden bir Ramazan geleneği. Ramazan ayı akşamlarında aynı mahallede ya da sokakta oturan çocuklar, 5-6 kişilik gruplar oluşturarak kapı kapı dolaşırlar. Evlerin zillerini çalan çocuklar, ‘’küpecik’’ manisini okuyarak bahşiş isterler. Ev sahipleri de gelen çocuklara ya ikramda bulunur ya da bahşiş olarak para verir. Çocuklar da aralarında topladıkları paralarla mahalle bakkalından yiyecek alarak aralarında paylaşırlar.

Karaman ve Aksaray

Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürü Dindar Dilbaz, televizyon yüzünden komşuluk ve aile ilişkilerinin zayıflamaya başladığını söyledi. Dilbaz, önceden Ramazan gecelerinde teravih namazı sonrası belli evlerde sıra geceleri yapıldığını anlattı. Aksaray’da da Karaman’dakine benzer durum gözleniyor. Teravihten sonra toplanan ailelerin, yüzük oyununu oynadığı belirtiliyor.

Kemeraltı Çarşısı

İzmir Tarihi ve Mutfak Kültürü Araştırmacısı, Gazeteci Yazar Nedim Atilla, Osmanlı döneminde çok dinli, çok kültürlü bir şehir olan İzmir’in Ramazan aylarında büyük heyecan ve hareketliliğe sahne olduğunu, bugün ise Ramazan ayı geleneklerinin sadece şehrin eski mahallelerinde yaşatıldığını söyledi.

Antalya'da Ramazan kültürü

Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Yönetim Kurulu Başkanı Nizamettin Şen, Antalya’nın geleneksel Ramazan kültürünün Yörüklerin değişen yaşamlarıyla birlikte kaybolduğunu bildirdi. Şen, Antalya kültürünün belirleyici unsurunu yörük yerleşiminin oluşturduğunu söyledi. Antalya halkının çoğunluğunu oluşturan Yörüklerin günümüzde büyük oranda yerleşik hayat yaşadıklarını belirten Şen, Yörük hayatının oluşturduğu kültürün Antalya’nın sosyo-kültürel yapısında da etkili olduğunu kaydetti.

Sahur şenliği

Adıyaman’da davulcular geçmiş yıllarda Adıyaman Kalesi’nde toplandıktan sonra, mahallelere dağılarak sahur için mahalleliyi uyandırırdı. Davul çalan ekipler, kentin önemli meydan ve kavşaklarında karşılaştıklarında ise kahvehanelerden ya da akşam gezmesinden dönen vatandaşlara halay çektirir, şenliğe dönüşen bir kutlama yapılırdı. Davulcular, ramazan ayının sonlarına doğru, kentin zengin olarak bilinen ailelerinin evlerine giderek, bahşiş toplardı.

/ ANKARA

06.09.2007


 

Tunca Köprüsü fotoğraflarla onarılacak

İl Özel İdare Genel Sekreteri İlhami Doğan, halk arasında Tunca Köprüsü olarak bilinen Ekmekçioğlu Ahmed Paşa Köprüsü’nün restorasyona devam edildiğini belirtti. Doğan, Karayolları Genel Müdürlüğünce hazırlanan, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından onaylanan proje kapsamında başlatılan köprü onarımının aralık ayına kadar tamamlanmasının planlandığını bildirdi.

‘’Köprülerin tarihi dokularına zarar vermemek ve köprünün kemerlerinde yaşanan anlaşmazlıklara son vermek için devlet arşivlerinde ve kişisel koleksiyonlardan Tunca Köprüsü’nde çekilmiş fotoğraflar bulundu’’ diyen Doğan, fotoğraflarda nehirlerin su debilerinin bugünkünden daha yüksek olduğunun gözlendiğini ifade ederek ‘’Köprülerin üzerinden kağnıların geçtiği ve askerlerin hatıra olarak çektirdiği fotoğraflar var. Fotoğraflar baz alınarak köprülerin onarımlarına devam edilecek’’ diye konuştu.

Şantiye Şefi İnşaat Yüksek Mühendisi Onur Özer de restorasyonu devam eden Tunca Köprüsü’nün kemerlerinin şekli konusunda anlaşmazlık yaşandığını anlattı. Tunca Köprüsü’ndeki kemerlerin formlarının ‘’dairesel mi yoksa asmalı mı’’ olduğu konusunda tereddüt yaşadığını ifade eden Özer, ‘’Devlet arşivleri ve kişisel koleksiyonlar araştırıldı. Bulunan fotoğraflar incelendi. Köprü kemerlerinin dairesel olduğuna karar verildi. Biz de bize verilen projeye göre köprülerin restorasyonu sırasında tarihi dokularına zarar vermemeye özen gösteriyoruz. Köprülerin bir an önce tamamlanarak hizmette girmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kısa sürede köprülerin yapımının tamamlanmasını umut ediyoruz’’ dedi.

TUNCA KÖPRÜSÜ

Tunca Nehri üzerinde bulunan ve Edirne’nin Karaağaç Mahallesi ile bağlantısını sağlayan, 11 ayaklı, 10 kemerli köprü, Sultan II. Mehmet döneminde defterdarlık görevinde bulunmuş olan Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından 1608-1615 yılları arasında İstanbul’daki Sultanahmet Camii’nin de mimarı olan Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırıldı.

06.09.2007


 

Hafızalar yarışıyor

İçinde, Anayasa maddeleriyle ve iskambil kartlarıyla yapılan ilginç hafıza gösterilerinin de bulunduğu, Türkiye 1. Hafıza Olimpiyatı 9 Eylül Pazar günü The Marmara Oteli Taksim – İstanbul’ da gerçekleştiriliyor.

İçinde, Anayasa maddeleriyle ve iskambil kartlarıyla yapılan ilginç hafıza gösterilerinin de bulunduğu, Türkiye 1. Hafıza Olimpiyatı 9 Eylül Pazar günü The Marmara Oteli Taksim – İstanbul’ da gerçekleştiriliyor.

Ülkemize ilk kez 1994 yılında dünya hafıza şampiyonluğu kazandıran Fotoğrafik Hafıza Dünya Şampiyonlarından Melik Duyar’ın Başkanlığını yaptığı Memoriad Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamaya göre, şampiyona birbirinden ilginç yarışma konularına ve hafıza şovlarına sahne olacak. T.C. Anayasası maddelerinin hafızaya alınmasıyla ilgili gösteri yanında; iskambil kartlarının takibi hafıza gösterisi de ilginç iki hafıza gösterisi olarak izleyicileri şaşırtacak. Türkiye’de İlk kez yapılacak olan bu şampiyonaya Türkiye Hızlı Okuma Derneği ve Mega Hafıza sponsorluk yapıyor.

Türkiye Hafıza Olimpiyatı veya diğer ifadeyle “Türkiye Hafıza Şampiyonası”, “Hafıza Gücü”, “Zihinsel Matematik” ve “Hızlı Okuma” olmak üzere üç temel yarışma kategorisinden oluşuyor. Yarışmayla ilgili bilgi almak isteyenler Türkiye Hızlı Okuma Derneği’nin (0312) 417 27 79 telefonundan ya da Mega Hafıza’nın (0312) 417 33 30 numaralı telefonlarından Memoriad Yürütme Kurulu sekreteryasıyla görüşebilir; ya da www.memoriad.com.tr adresinden detaylı bilgi alabilirler.

Memoriad yarışması; hafızasını, zihinsel matematik ve hızlı okuma becerilerini göstermek ve yarıştırmak isteyenlere kendini ispatlama fırsatı sunuyor. Ayrıca yarışma, genç kuşakların düşünme ve yapıcılık becerilerini geliştirmeyi, beyni etkin kullanmanın olağanüstü sonuçlarını keşfetmek isteyenleri bir araya getirmeyi, bilime ve bilimsel düşünmeye katkıda bulunmayı ve okumayı her yaştan insana özendirmeyi amaçlıyor.

06.09.2007


 

39. Uluslararası Selçuk Efes Festivali

Uluslararası Selçuk Efes Festivali, Yunanistan ve Almanya’dan kardeş şehir belediye başkanlarının da katılımıyla başladı.

Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, açılışta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en eski festivalleri arasında yer alan Selçuk Efes Festivali’nin, 39 yıldan bu yana belirli dönemlerde kesintiye uğradığını hatırlattı.

Festivalin, kaybolmaya yüz tutan el san’atları ve geçmişten geleceğe uzanan Türk kültürünün aynası niteliğini taşıdığını söyleyen Ülgür, ‘’Festivalde, Karagöz ve Hacivat’ı da bulacaksınız, Osmanlı saraylarını ve makamlarını kuşatan kumaşların dokuma tezgâhlarını da... Geçmişten geleceğe uzanan bu sanat festivalinde bir yandan eğlenirken, diğer yandan öz değerlerimize sahip çıkmanın mutluluğunu yaşayacaksınız’’ dedi.

06.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri