|
|
|
| |
İşçiler çok çalışıp az kazanıyor |
Uluslararası Çalışma Örgütü , Türkiye’de İş Kanunu’nda 45 saat olarak düzenlenen haftalık çalışma süresinin, imalat sektöründe 52,2 saate ulaştığını açıkladı.
ILO Türkiye Ofisi’nin bülteninde, 50’den fazla ülkedeki çalışma saatleriyle ilgili bilgiler içeren yeni bir araştırmaya yer verildi. Araştırmada, çalışma saatleriyle ilgili ilk uluslararası standardın getirilmesinin üzerinden yaklaşık 100 yıl geçtiği ifade edildi. Tüm dünyadaki işçilerin yüzde 22’sine karşılık gelen yaklaşık 614 milyonunun haftada 48 saatin üzerinde çalıştığı bildirilen araştırmada, bu işçilerin, ‘’aşırı’’ çalıştığı kaydedildi. Araştırmaya göre, Türkiye de fazla çalışılan ülkeler arasında yer alıyor.
İş Kanunu’nda haftalık çalışma saati 45 olarak belirlenirken, araştırmada Türkiye’de imalat sektöründe haftalık çalışma saatinin 52,2 olduğu kaydedildi.
Araştırmada, ‘’Tüm dünyada imalat sektöründe ortalama çalışma saatleri genel olarak haftada 35 ile 45 saat arasında değişmektedir. Bununla birlikte Kosta Rika, Peru, Filipinler, Tayland ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu süre söz konusu aralığın hayli ötesindedir. Örneğin Türkiye’de 52,2 saat’’ denildi.
REKOR PERU’NUN
Araştırmada, en uzun çalışma saatleri listesinin başında Peru’nun geldiği bildirildi. Bu ülkede, işçilerin yüzde 50,9’unun haftada 48 saatten fazla çalıştığına işaret edilen araştırmada, haftada 48 saatten fazla çalışanların oranının Güney Kore’de yüzde 49,5, Tayland’da yüzde 46,7, Pakistan’da ise yüzde 44,4 olduğu belirtildi.
Araştırmada, gelişmiş ülkelerden İngiltere’de haftada 48 saatten fazla çalışanlarının oranının yüzde 25,7 ile başta geldiği, bu ülkeyi yüzde 25,5 ile İsrail, yüzde 20,4 ile Avusturya, yüzde 19,2 ile İsviçre ve yüzde 18,1 ile ABD’nin izlediği kaydedildi.
KAYIT DIŞININ ETKİSİ
Giderek genişleyen hizmet sektörü ve kayıt dışı istihdamın, uzun çalışma saatlerine yol açan başlıca etmenler olduğu vurgulanan araştırmada, gelişmekte olan ülkelerde, toplam istihdamın en az yarısı kadar olan kayıt dışı ekonomide çalışanların yaklaşık yüzde 30’unun haftada 49 saatten fazla çalıştığına yar verildi.
Araştırmada, ticaret, otelcilik ve lokantacılık, ulaşım, depolama ve iletişim gibi kollarda çalışma saatlerinin daha uzun olduğuna dikkat çekildi.
ÇALIŞMA SAATLERİNİN KISALTILMASI
Çalışma saatlerinin daha kısa olmasının olumlu sonuçlar getirebileceği belirtilen araştırmada, çalışma saatlerinin kısaltılmasının mesleki kaza ve hastalıkları azaltacağı, kaliteli yarı-zamanlı (part-time) iş yeri yaygınlaştıracağı belirtildi.
Araştırma sonucunda, ‘’insana yakışır iş için çalışma saatleri alanında’’ getirilen bazı öneriler ise şöyle:
-Esnek zaman, acil durumlarda aile izni ve yarı zamanlı çalışma gibi, ülkedeki koşullara uyarlanmış aile dostu çalışma saatleri belirlenebilir,
-Firmaların verimliliğini de artıracak biçimde, çalışma saatlerine yasal olarak makul sınırlamalar getirilebilir,
-İşçilerin ailelerine daha fazla zaman ayırabilmelerini ve çalışma programları üzerinde daha fazla etkide bulunabilmelerini sağlayacak önlemlerle kayıtlı ekonomideki işçiler kadınlar için daha ulaşılır kılınabilir.
Buna karşın gelişmekte olan ekonomilerde bazı işçilerin salt geçinebilmek için daha fazla süreyle çalışmak istedikleri ve çalışma saatlerinin düşürülmesinin, bu kişileri yoksulluk sınırının altında bir gelire çekebileceğine de işaret edildi.
’’SADECE İMALATTA DEĞİL...’’
Kristal-İş Sendikası Eğitim ve Araştırma Uzmanı Aziz Çelik, Türkiye’de sadece imalat sanayinde değil, başta özel güvenlik şirketleri ve marketler olmak üzere, hizmet sektöründe de çalışma sürelerinin yasalarla belirlenenin çok üzerinde olduğunu belirtti.
Fazla çalışmanın işçi sağlığını doğrudan olumsuz etkilediğini belirten Çelik, fazla süreyle çalışmanın yeni istihdamı engellediğine de dikkati çekti.
Türkiye’deki haftalık yasal çalışma süresinin Avrupa ülkelerine göre yüksek olduğunu ifade eden Çelik, Avrupa’da haftalık yasal çalışma süresinin 38-40 saat civarında olduğunu bildirdi.
|
|
/ ANKARA
06.09.2007
|
|
| |
Çin'deki fuarda ‘odak’ ülkeyiz |
Türkiye, Çin’in en önemli liman kentlerinden Xiamen’de yapılacak Uluslararası Yatırım ve Ticaret Fuarına (CIFIT) ‘’odak’’ ülke sıfatıyla katılacak.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulundan (DEİK) yapılan açıklamada, bu yıl Çin Ticaret Bakanı Bo Xilai’nin Haziran ayı içinde gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti sırasında Devlet Bakanı Sayın Kürşad Tüzmen ile yaptığı görüşme sonucunda Türkiye’nin fuara ‘’odak’’ ülke sıfatıyla katılacağı bildirildi.
Açıklamada, 8-11 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek fuarda, DEİK’in de Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in başkanlığında üst düzey iş adamlarından oluşan bir heyetle birlikte yer alacağı belirtildi.
Türkiye’nin yaklaşık 900 metrekarelik alanda temsil edileceği fuarda toplam dört salonda, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve ona bağlı alt Kurumlar, Başbakanlık Yatırım Destek ve Promosyon Ajansı, EXPO 2015, GAP İdaresi, Özelleştirme İdaresi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi kurum ve kuruluşların standlarının bulunacağı kaydedildi.
Açıklamada, fuarda ayrıca ‘’Türkiye Yatırım Semineri’’ ve çeşitli kültürel etkinliklerin gerçekleştirileceği ifade edildi.
|
|
/ İSTANBUL
06.09.2007
|
|
| |
Kuraklık zeytini de vurdu |
Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Refi Taviloğlu, bu yıl Türkiye genelinde yaşanan kuraklığın bölge zeytinciliğini de olumsuz etkilediğini belirterek, ‘’Bölgemizde rekolte tercih edilen tanelerden ziyade, piyasada fazla değer bulmayan orta ve küçük tanelerden oluşacağı için ürünün alım satımı ve tüketiminde ciddi problemler yaşanacak’’ dedi.
Refi Taviloğlu, yaptığı açıklamada, geçen yıl kampanyanın sona erdiği ocak ayı itibariyle bölgede kış şartları yaşanmadığını ve zeytin ağaçlarının da, kış şartlarından elde edeceği olumlu etkilerden yoksun kaldığını söyledi. Çiçeklenme ve tane tutma dönemine bu olumlu etkileri yaşamadan giren zeytin ağaçlarının, tane tutma konusunda ayrıca bir olumsuzluk yaşandığını ve genelde miktar olarak düşük bir rekolte oluşumu başladığını ifade eden Taviloğlu, süreç içinde kuraklığın devam etmesi sonucunda da oluşan tanelerin gerektiği şekilde gelişme göstermediğini kaydetti. Taviloğlu, Marmara Bölgesi’nin güneyinde zeytinlerin tane yapısının bugün itibariyle mevsim şartlarına göre oldukça küçük kaldığını dile getirerek, ‘’Yani hem miktarda hem de tane yapısında ciddi olumsuzluklar görülmektedir. Kuraklığın devam etmesi halinde özellikle tanenin gelişmesi ve olgunlaşması aşamasında ilave olumsuzlukların yaşanacağından endişe ediyoruz’’ diye konuştu. Sulama yapılabilen bölgelerde bu durumun önüne geçilebileceğini anlatan Taviloğlu, ancak Güney Marmara’daki zeytinliklerin yüzde 75-80’inde sulama yapılamadığını bildirdi.
|
|
/ BURSA
06.09.2007
|
|
| |
“Beyaz altın” kazandıracak |
ABD’nin ekim alanlarını daraltacağını açıklamasının ardından dünya piyasalarındaki fiyatı hızla yükselen pamuk, küresel ısınma nedeniyle düşük verimine rağmen yüksek fiyatı ile üreticisini sevindirecek.
Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin iklim yapısının pamuk üretimine elverişli olduğunu, ancak son yıllarda, pamuğa gereken önemin verilmediğini söyledi. Türkiye’nin yıllık pamuk ihtiyacının 1 milyon 400 bin ton civarında olduğunu, üretimin ise 800 bin tonda kaldığını anlatan Barut, ‘’beyaz altın’’ diyarı olarak bilinen Adana’da ise, 1970’lerde 350 bin hektar olan ekim alanlarının bugün 40 bine kadar düştüğünü kaydetti.
Ülke genelinde, yaşanan küresel ısınmanın etkisine bağlı olarak verimde yüzde 10-15 civarında kayıp yaşanabileceğini belirten Barut, verim kaybına rağmen, ABD’nin önümüzdeki yıl üretim alanlarını daraltacağı yönündeki açıklamalarının ise pamuğun dünya borsalarında fiyatını hızlı şekilde yükselttiğini söyledi.
Dünya borsalarında bir kilogram lifli pamuğun B endeksi fiyatının 142 sent civarında olduğunu ifade eden Barut, şöyle konuştu:
‘’Pamuk, ekonomik özelliği nedeniyle borsa hareketlerine entegre olmuş bir ürün. ABD’nin, etanolden dolayı mısır ekimine yöneleceğini deklare etmesi ve önümüzdeki yıl ekim alanlarını yüzde 30 civarında daraltacağını açıklaması, pamuğun yıl içindeki fiyatının daha da yükselteceğini gösteriyor.
|
|
/ ADANA
06.09.2007
|
|
| |
İnşaat maliyeti arttı |
Arsa payı hariç inşaat metre kare maliyeti 2007 yılının ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14 artarak 477 YTL’ye yükseldi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yapı İzinleri 2007 Yılı II. Dönem Sonuçlarını açıkladı. Buna göre 2006 yılı Ocak-Haziran döneminde arsa payı hariç 417,96 YTL olan inşaat metre kare maliyeti, bu yılın altı ayında 477 YTL’ye yükseldi. Bu arada inşaatı tamamlanıp iskana açılan yapılar için, Belediyeler tarafından ‘’Yapı Kullanma İzin Belgesi’’ verilen yapıların yüzölçümü ile daire sayısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,3’er, bina sayısında yüzde 14,5 , değerinde ise yüzde 35 oranında artış kaydedildi.
Öte yandan 2007 yılının 6 ayında, yapı ruhsatı alan bina sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3 azalarak, 50 bin 565 adete geriledi. 2006 yılının aynı döneminde 56 bin 389 adet bina yapı ruhsatı almıştı.
|
|
/ ANKARA
06.09.2007
|
|
| |
TMSF, Yiğit’in şirketlerine el koydu |
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Korkmaz Yiğit Grubu’ndan alacaklarının tasfiyesi amacıyla yürüttüğü yasal takipler kapsamında bu gruba ait iki şirkete el koyarken, bir şirkete de yönetim ve denetim kurulu üyesi atadı.
Korkmaz Yiğit Grubu’nun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) olan borçlarının tasfiyesi amacıyla, 2006 yılında imzalanan protokol, borçlu grubun protokol edimlerini ve ödemelerini yerine getirmemesi nedeniyle feshedilmiş ve Grup hakkında yasal takiplere devam edilmesi kararı alınmıştı.
TMSF’den yapılan açıklamada, Bu çerçevede, 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun geçici 11. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak İstanbul’da faaliyette bulunan Korkmaz Yiğit Grubu şirketleri Anka İnşaat ve Yapı Endüstrisi Gayrimenkul Geliştirme ve Pazarlama A.Ş. ve Yeni İstanbul İnşaat Taahhüt Pazarlama ve Turizm Ticaret A.Ş.’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin TMSF tarafından devralındığı bildirildi. Korkmaz Yiğit Grubu ile ilgili olduğu tespit edilen Feniks İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş.’ye birer Yönetim ve Denetim Kurulu Üyesi atandığı açıklandı.
|
|
/ İSTANBUL
06.09.2007
|
|
| |
Üzümde verim düştü |
Mersin’in Silifke ilçesinde aşırı sıcakların verimi olumsuz etkilediği ve rekoltede yüzde 30 oranında düşüş beklendiği bildirildi.
Silifke Ziraat Odası Başkanı Mahire Can, üzüm üretiminin Uzuncaburç beldesi ile Göksu Vadisi köyleri Keben, Sabak, Karakaya, Kargıcak, Gündüzler ve Kepez’de yoğunlaştığını söyledi.
Sofralık üzümün kilosunun 80 YKr ile 1 YTL arasında değişen fiyattan alıcı bulduğunu ifade eden Can, bazı üreticilerin kurutarak satmayı tercih ettiğini belirtti.
Gündüzler köyündeki bağlarda incelemelerde bulunan İl Genel Meclis Üyeleri Mehmet Ali Kasapoğlu, Adnan Saz ve Hasan Gök de aşırı sıcakların bağlara etkisini yerinde gördüklerini kaydettiler, üreticilerle görüşüp sorunlarını dinlediler.
|
|
/ SİLİFKE
06.09.2007
|
|
| |
Tarım ve Gıda Fuarı Ankara'da yapılacak |
11. Uluslararası Tarım Fuarı Agrotec 2007 ile 2. Gıda ve Gıda Teknolojileri Fuarı, 6-9 Eylül 2007 tarihleri arasında, Ankara Kültür Merkezi’nde yapılacak.
İnfo Fuarcılıktan yapılan yazılı açıklamada, resmi açılışı yarın gerçekleştirilecek olan söz konusu fuarlara, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı üst düzey yetkilileri ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Yönetim Başkanı İlhami Teke, Kıbrıs Çiftçiler Birliği Başkanı Alican Kabakçı, Türkiye Ziraat Yüksek Mühendisleri Başkanı Dr. Ahmet Erdirmiş, Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin’in konuşmacı olarak katılacağı bildirildi.
Açıklamada, fuarlara 40’ı yabancı olmak üzere yaklaşık 300 firmanın ktılacağı da belirtildi.
|
|
/ ANKARA
06.09.2007
|
|
| |
DANONE ürünleri incelendi |
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünün gıdadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Nevzat Artık, ‘’Gerekli incelemeleri yaptık, Türkiye’deki Danone ürünlerinde herhangi bir problem yok’’ dedi.
Artık, söz konusu firmanın Romanya’daki ürünlerinin toplatılmasının ardından özellikle internet ortamında Türkiye’deki ürünlerin de insan sağlığına zararlı olduğu yönünde bazı bilgilerin yayımlandığını söyledi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olarak bir firmaya üretim izni vermeden önce gıda yerinin uygun olup olmadığına, ardından üretilen gıdaya ve gıdanın içinde nelerin kullanıldığına baktıklarını anlatan Artık, ‘’Gıda ürünlerini Türk Gıda Kodeksine uygun olup olmadığı yönünde sürekli inceliyoruz. Firmaların kendi otokontrolleri de var, onların haberi olmadan da sürekli denetim yapıyoruz’’ dedi.
|
|
/ ANKARA
06.09.2007
|
|
|
|
