Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 1.56 promil alkollü araç kullanırken yakalanan bir vatandaşa, ‘’trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek’’ suçundan verilen para cezasını bozması tartışılıyor. Genel Kurul, alkol veya uyuşturucu madde kullanılmasına rağmen kişinin emniyetli bir şekilde araç kullanabildiği hallerde ‘’trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek’’ suçunun oluşmasına imkân olmadığını iddia etti.
Alkollü bir sürücünün yerel mahkemece adli para cezası almasının ardından devam eden hukuki süreçte, Yargıtay 2. Ceza Dairesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı farklı görüşleri savundu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise, Yargıtay 2. Ceza Dairesi’ni haklı bularak, alkollü sürücüye verilen adlî para cezasını yerinde görmedi.
Alkollü araç kullanırken yakalanan Ercan G. adlı vatandaş, trafikten men edilerek, Çorum 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce, “trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek” suçundan adlî para cezasıyla cezalandırıldı. Adalet Bakanlığının, bu kararın kanun yararına bozulmasını istemesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararını bozdu.
İtiraz yoluna başvuran Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise polis memurları tarafından yapılan ölçümde 1.56 promil düzeyinde alkollü olduğu belirlenen sanığın sevk edildiği hastanede düzenlenen doktor raporuyla ileri derecede alkollü olduğunun tesbit edildiğini vurgulayarak, bu konuların trafik ceza tutanağı içerdiğini belirtti.
Dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin kararını yerinde görerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazını oy çokluğuyla reddetti. Kurul’un kararında, TCK’nın, 179. maddesinin 3. fıkrasında yaptırım altına alınan eylemin, alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması olduğu belirtilerek, “Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmayıp, kişinin bu halde emniyetli şekilde araç kullanamayacağını bilerek araç kullanması gerekmektedir. Kişinin emniyetli şekilde araç kullanamayacak durumda olduğunun her somut olayda saptanması zorunludur. Bir başka anlatımla, alkol veya uyuşturucu madde kullanılmasına rağmen kişinin emniyetli bir şekilde araç kullanabildiği hallerde bu suçun oluşması imkânsızdır” denildi.
|