|
|
|
Hoşgörü Galası’ndan barış mesajı |
Konya’da 5 gündür devam eden Mevlânâ Hoşgörüsü’nde Gençlik Buluşması organizasyonu, Mevlânâ Kültür Merkezi’nde düzenlenen Hoşgörü Galası’nda gençlerin elele vererek dünyaya barış mesajı vermeleriyle son buldu.
41 il ve 22 ülkeden Konya’ya gelen dünya gençleri, organizasyon boyunca Konya’da Kâzım Karabekir Caddesi’nde kurulan stantda 4 gün boyunca kültürel danslarını sergiledi. Organizasyonun galasında ise bütün gençler yöresel kıyafetleriyle el ele sahneye çıkarak dünyaya barış mesajı gönderdi.
Kuzey Osetya’dan Kazakistan’a, Rusya’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, Ürdün’den Makedonya’ya kadar dünyanın dört bir yanından Konya’ya gelen gençler Mevlânâ Kültür Merkezi’nde düzenlenen Hoşgörü Galası’nda el ele sahneye çıktı.
Gala öncesinde duygularını dile getiren Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek Konya’ya dünyanın dört bir yanından gelen gençlerin aynı dilleri konuşmasalar bile aynı duyguları paylaştıklarını söyledi.
Tahir Akyürek, “Mevlânâ Hoşgörüsünde Gençlik Buluşması’na katılan yaklaşık 2 bin 500 gencimize teşekkür ediyorum. Gençlerimiz hoşgörü meydanında kurulan stantda kendi geleneklerini ve halk oyunlarını sergilediler; emek verdiler. Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
|
29.08.2007
|
|
|
Çocuklar, okuma-yazmayı Nasreddin Hoca’dan öğreniyor |
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ödüllendirilen ‘Nasreddin Hoca ile Okuma Yazma Öğreniyorum’ interaktif yazılım programı, eğitim seti haline getirilerek öğretmen ve öğrencilere sunuldu.
Akşehirli 3 eğitimcinin projesi, Türkiye çapında ödüllendirildi. Yüzyıllardır fıkralarıyla hem güldüren hem öğreten Hasredin Hoca, bu kez minik öğrencilere okuma yazma öğretiyor.
Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nün Türkiye çapında düzenlediği ‘Bilişim Teknolojisi Destekli Eğitimde Yaratıcı Örnekler’ yarışmasında kendi dalında tek, genel klasmanda 3’üncü olan ‘Nasreddin Hoca ile Okuma Yazma Öğreniyorum’ isimli proje eğitim seti haline getirildi.
Konu ile ilgili basın toplantısı düzenleyen FİMA (Final Marketing) Pazarlama Sorumlusu Mustafa Dinçler, eğitimde teknolojinin etkin biçimde kullanılması konusunda yoğun çalışmalar yapıldığını söyledi. Mustafa Dinçler, ‘Nasreddin Hoca ile Okuma Yazma Öğreniyorum’ eğitim seti ile ilgili bilgiler verdi.
‘Nasrettin Hoca ile Okuma Yazma Öğreniyorum’ eğitim setinin alanında en kapsamlı çalışma olduğunu dile getiren Dinçler, “Bu program bitişik eğik yazının esas alındığı ses temelli cümle yöntemine yani yeni müfredata tam uyumlu olup web kamera ve akıllı tahta uygulamalı ilk okuma eğitimini Türkiye’de ilk defa uygulayan bir programdır. CD içindeki uygulamalar bilgisayar desteğiyle gerçekleştirilmiştir. Çocuklarımız uygulamalar boyunca eğlenerek öğrenecek ve etkinliklerin merkezinde yer alarak, edilgen izleyici rolünden, kıyas yapabilen, eleştirel yaklaşabilen, kara veren birey rolüne ulayacaktır” dedi.
Dinçler, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ödüllendirilen tek ilk okuma yazma öğretimi yazılımını içeren bu setin yepyeni ve benzersiz eğitim ortamı sağladığını kaydetti.
Bu projeye FİMA tarafından destek verildiğini belirten Dinçler, “Amacımız herkesin satın alabileceği, yüksek kalitede bir eğitim aracı sunabilmektir. Ürünlerimiz tüm seçkin kitap ve kırtasiyecilerde bulunmaktadır” diye konuştu.
|
29.08.2007
|
|
|
Tarihî eseri getir, parasını al |
Kültür ve Turizm Bakanlığı, evinde, çevresinde veya tarlasında tarihî eser bulan ve yetkililere teslim edenlere, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında, eserin değeri kadar para ödüyor.
Adana Arkeoloji Müze Müdürü Kâzım Tosun, tarihî eserlerin, ülkenin en önemli kültür varlığı olduğunu belirterek, bu bilinci aşılamak için yoğun çaba gösterdiklerini söyledi.
Millî servet olan tarihî eserleri herkesin korumasını isteyen Tosun, bu kapsamda vatandaşların müzelere güvenmesi ve çekinmeden buldukları eserleri getirmeleri, gördüklerini de bildirmeleri gerektiğini vurguladı.
Tosun, tarihî eserleri kaçırıp suçlu olmaktansa değerinin tamamını alarak millî servete de katkıda bulunulabileceğini ifade ederek, şunları söyledi:
‘’Kaçakçılar rant elde edecekleri için elinde tarihî eser bulunan vatandaşları, ‘müzeye gitmeyin, sizi hapse atarlar’ gibi aldatıcı söylemler ile ikna edip suça ortak ediyor. Vatandaşların çoğu 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında, tarihî eserleri bulup müzelere getirenlere eserin değerinin yüzde 100’ünün verildiğini, görüp kendilerine haber verenlere ise yüzde 40’ının ikramiye olarak ödendiğini ne yazık ki bilmiyor.’’
Tosun, yaptıkları çalışmalarla müzelerin önemini kavrayan kişilerden bu yılın ilk 6 ayında müzelerine 179 tarihî eser getirildiği, bu eserler genellikle sikke gibi küçük parçalar olduğu için karşılığında da 3 bin 405 YTL ücret ödendiğini bildirdi.
Müzelerinde sergilenen eserlerin önemli bölümünün vatandaşlardan temin edildiğini de vurgulayan Tosun, bu eserler arasında en önemlisi olan Romalı bir senatörün müzelerinde sergilenen heykelinin, 1982 yılında Karataş ilçesinde dalış yapan emekli öğretmen Ercan Işık tarafından sahilden yaklaşık 300 metre açıkta, 15 metre derinlikte bulunduğunu kaydetti.
Tosun ayrıca, MÖ 800’lü yıllara dayanan ve çok nadir olan ‘Arabalı Tanrı Tarhunda’’ heykelinin ise Yüreğir ilçesinde bir tarlada iki köylü tarafından bulunduğunu, köylülerin bu eserden elde ettikleri gelirle kendilerine araba aldıklarını da sözlerine ekledi.
|
29.08.2007
|
|
|
Eski kazakları kilim yapıyorlar |
Orta Toroslar’da yaşayan kadınlar, çöpe atılacak eski kazak ve elbiselerden kilim dokuyorlar.
Edinilen bilgiye göre, birçok evde eskidiği veya yırtıldığı için çöpe atılan kıyafetler, Orta Toroslar’da yaşayan kadınların elinde yeniden şekillenerek kilim haline getiriliyor.
Toroslar’da bulunan Karaman’ın Sarıveliler ilçesine bağlı Günder Köyü Muhtarı Niyazi Öksüz, Toroslar’da hayatın zor olduğunu, burada hiç kimsenin eskisini çöpe atma lüksünün olmadığını söyledi. Eskiyen bütün eşyaların başka bir amaçla kullanılabileceğini ifade eden Öksüz, eski giysilerin de köylerindeki kadınlar tarafından kilim haline getirildiğini belirtti.
Öksüz, şöyle dedi: ‘’Bu kilimler belki pazara götürsen çok para etmez ama yöre insanının ihtiyacını görür. Kadınlar, Toroslara has motifleri, teknikleri büyüklerinden öğrenip geleceğe taşırlar’’ diye konuştu.
|
/ KARAMAN
29.08.2007
|
|
|
|