Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 18 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

Damla sulama şart

Uzmanlar, tarım arazilerinin salma sulama yöntemi yerine, mutlaka damlama sulama yöntemiyle sulanması gerektiğini belirttiler. Salma suyun toprağın tuzlanmasını ve çoraklaşmasını hızlandırdığını kaydeden uzmanlar, salma sulamanın devam etmesi durumunda yakın bir gelecekte büyük su sıkıntısının çekileceğini vurguladılar.

Uzmanlar ayrıca, damlama sulamanın yüzde 20-40’lara varan oranlarda verimi arttırdığını da dile getirdiler.

Harran Ovası çoraklaşıyor

Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, GAP Bölgesinde suyun etkin kullanımının şart olduğunu söyledi.

Harran Ovası’nda sulu tarıma geçilmesinin ardından tarlaların aşırı sulanması sebebiyle 15 bin hektarlık alanda çoraklaşma probleminin tespit edildiğini belirten Çullu, bölgenin drenaj altyapısının yetersizliğinin tuzlulaşmadan etkilenen alanların artışına neden olduğunu dile getirdi.

Aşırı sulamanın su rezervlerinin azalmasına da yol açtığını kaydeden Çullu, şunları söyledi: ‘’GAP Bölgesinde 1,8 milyon hektar tarım arazisinin henüz çok az bir kısmında sulama yapılmasına karşın, çiftçiler arasında su yetersizliği nedeniyle problemlerin çıkması, suyun etkin kullanımının gerekliliğini göstermektedir. Gıda üretimi ve insan yaşamının vazgeçilmez öğesi olan suyun kullanımına gelecekte etkileri daha fazla hissedilecek küresel ısınmanın sonuçlarından daha az etkilenmek için önem verilmelidir.’’

‘’Çukurova damla sulama ile nefes alabilir’’

Modern sulama yöntemi olarak bilinen damla sulama sisteminin, Çukurova yöresinde yaygınlaşmasıyla önemli miktarda tasarruf sağlanabileceği gibi bunaltıcı nem oranını da yüzde 15 oranında düşüreceği bildirildi.

Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, Türkiye’de 8,5 milyon hektar sulanabilecek alan bulunduğunu söyledi.

Bu alanlardan sadece 4,5 milyon hektarında sulama işlemleri yapıldığını belirten Barut, kalan bölümün de, daha kaliteli ve yüksek rekolte elde edilebilmesi için bir an önce sulamaya açılması gerektiğini ifade etti. Toplam su kullanımının yüzde 74’ünün sulanabilir alanlarda harcandığına dikkati çeken Barut, ‘’Öteden beri tarım alanlarının yüzde 80’ine yakın bölümünde ilkel ve vahşi sulama dediğimiz model uygulanıyor. Böyle devam ederse de, yakın bir gelecekte büyük su sıkıntısı çekmemiz kaçınılmaz olacak’’ diye konuştu.

Damla sulama yöntemiyle sulanmalı

Sakarya Tarım İl Müdürü Abdurrahman Çakar, tarım arazilerinin salma sulama yöntemi yerine, mutlaka damlama sulama yöntemiyle sulanması gerektiğini belirtti. Çakar yaptığı açıklamada, kuraklık sebebiyle il genelindeki ürünlerde verim kaybının şu an için ortalama yüzde 10 ile 25 arasında değişen oranlarda olduğunu söyledi.

Mevcut su kaynaklarının gün geçtikçe azalması nedeniyle yanlış sulama yöntemlerinin önüne geçilmesi gerektiğini belirten Çakar, su kaynaklarının en ideal ve etkili şekilde kullanılması gerektiğini kaydederek, sözlerine şöyle devam etti: ‘’ Tarım arazileri salma sulama yöntemi yerine, mutlaka damlama sulama yöntemiyle sulanmalıdır. Toplam su kaynaklarımızın yüzde 75’i vahşi sulama dediğimiz salma sulamada kullanılıyor. Salma sulama fayda getirmediği gibi, pek çok zarar da getiriyor. Toprakları tuzlulaştırıyor, çoraklaştırıyor. Salma sulama yerine artık Türkiye damlama ve yağmurlama sulama sistemlerine çok hızla geçiş yapmalıdır.’’

Malazgirt’te kuraklık tehlikesi

Muş’un Malazgirt ilçesi Ziraat Odası Başkanı Tahsin Kılıç, il genelinde yağışların az olması nedeniyle çiftçilerin kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Kılıç, yaşanan kuraklık sonucu ilçelerindeki birçok derenin kuruduğunu belirterek, Murat Nehri’nde de su seviyesinin önemli oranla düşüş görüldüğünü söyledi. Ekilen pancarların büyük bölümünün gerektiği kadar sulanamadığına dikkat çeken Kılıç, ‘’Kuraklığın devam ettiği bu aşamada çiftçi beklediği verimi alamamıştır’’ diye konuştu. Kılıç ayrıca, Malazgirt ilçesinde yaklaşık 100 bin dekar yem bitkisi ekimi yapıldığını belirterek, söz konusu arazinin 40 bin dekarının biçilebilir durumda olduğunu ifade etti.

Tuz üreticileri de endişeli

Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesinde Tuz Gölü’nden üretim yapan Kaldırım Tuzlası’nın Proje Geliştirme Müdürü Fevzi Şimşek, kuraklığın devam etmesi halinde önümüzdeki yıl itibariyle tuz üretiminde de düşüş olacağını belirtti.

Şimşek, 28 bin kilometrekare alana sahip tesislerinde, yılda ortalama 650 bin ton tuz üretme kapasitesine sahip olduklarını, Türkiye’nin tuz tüketiminin yaklaşık dörtte birini karşıladıklarını bildirdi. Kuraklığın Tuz Gölü’nde de etkili olduğunu belirten Şimşek, gölü besleyen kaynaklardaki suyun azaldığını ifade etti. Tuzun oluşabilmesi için göldeki su miktarının çok önemli olduğuna işaret eden Şimşek, ‘’Hava şartları bu şekilde devam ederse, önümüzdeki yıl itibariyle tuz üretiminde de azalma başlar. Sonraki yıllarda tuz kıtlığı bile başlayabilir’’ dedi. Şimşek, bu durumda tuz ithalatının da arttırabileceğini savundu.

Elektrik üretimi de etkilendi

Denizli’nin Güney ilçesindeki Adıgüzel Hidroelektrik Santralı’nda, baraj gölünde su seviyesinin düşmesi üzerine Nisan ayından bu yana elektrik üretimi yapılamıyor. Edinilen bilgiye göre, Denizli’ye kış ve ilkbahar aylarında beklenen yağışların düşmemesi, ildeki baraj ve göletleri olumsuz yönde etkiledi. Sulama mevsimiyle birlikte su ihtiyacının artmasıyla da baraj ve göletlerde su seviyesi hızla azaldı.

Sulama ve enerji üretmek amacıyla 1996 yılında hizmete açılan Adıgüzel Barajı’da, kuraklıktan en çok etkilenen yerlerden biri olarak dikkati çekti. 62 megavat kurulu güce sahip ve yılda 150 milyon kilovatsaat enerji üretmek üzere inşa edilen barajda, Nisan ayından bu yana üretim tamamen durdu.

Kuyumcuların satışları azaldı

Aydın Sarraflar ve Kuyumcular Derneği Başkanı Mehmet Bağcı, ‘’Aydın’da tarıma dayalı bir ekonomi olduğu için yaşanan kuraklık çiftçiyi, çiftçinin ürününün para etmemesi de esnafı etkiledi’’ dedi.

Müşterilerinin çoğunun Aydın’ın ilçelerinden geldiğini belirten Bağcı, şunları söyledi: ‘’Aydın’da tarıma dayalı bir ekonomi olduğu için yaşanan kuraklık çiftçiyi, çiftçinin ürününün para etmemesi de esnafı etkiledi. Önceki yıllarda müşteri portföyümüz çok genişti. O dönemlere kıyasla satışlarımız yüzde 40’lara kadar düştü. Kredi kartını bilinçsiz kullanarak limitini dolduran vatandaşların çeyrek altı dahi alamadığı durumlarla sıkça karşılaşıyoruz.’’

18.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Damla sulama şart

  Borsa yara sarıyor

  Altın piyasasının 3’üncü büyüğüyüz

  Otellerde Ramazan yoğunluğu

  Katılım Bankaları’nın kârı 223 milyon YTL


 Son Dakika Haberleri