|
|
|
Aksaray’a gidince bunları yapmadan dönmeyin |
Aksaray İl Kültür ve Turizm Müdürü Hamza Zengin, Aksaray’ın MÖ 8 bin yılına kadar uzanan tarihi, günümüze kadar hüküm süren çeşitli medeniyetlere ait kültürel varlıkları, tabi güzellikleriyle Kapadokya’nın önemli bir parçası konumunda olduğunu söyledi.
Özellikle Güzelyurt ilçesi, Ihlara Vadisi ve Hasan Dağı ile turistlere alternatif turizm seçeneklerini aynı anda sunan Aksaray’ın son yıllarda giderek daha fazla tanındığını vurgulayan Zengin, Aksaray’ın geçmişten günümüze Hitit, Pers, Helenistik Dönem (Büyük İskender), Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenliklerinde kaldığını, bu yüzden önemli tarihî ve kültürel varlıklara sahip olduğunu bildirdi.
Aksaray’a gelen turistlerin günübirlik ziyaretten öte şehre konaklamayı tercih etmesini istediklerini ifade eden Zengin, şunları kaydetti:
‘’Bunun için yıllardır çaba gösteriyoruz. Son olarak, Aksaray’a gelen turistlerin konaklamasını sağlamak için farklı bir çalışma başlattık. Hazırladığımız broşürler ve internet sitemizde, Aksaray’a geleceklere ‘Yapmadan Dönme’ başlığıyla bazı önerilerde bulunuyoruz. Yapmadan Dönme başlıklı önerimizde, ‘Ihlara Vadisi, Güzelyurt’u gezmeden, Eğri Minare’yi görmeden, Helvadere’de alabalık - Ihlara Vadisi’nde sac tavayı tatmadan, Taşpınar halısı almadan, Ihlara Festivali ve Güzelyurt’ta 15-30 Ağustosta düzenlenecek Gelveri Festivali’ni izlemeden dönmeyin’ deniliyor.’’
AKSARAY’DA NELER VAR?
Öneride yer alan maddelerin Aksaray’ın bazı öne çıkan özellikleri olduğunu belirten Zengin, ‘’Örneğin, Güzelyurt, tarihî dokusu itibariyle antik görünüme sahip bir yerleşim birimidir. 1924 öncesi dokusunu aynen koruyor. 1924 yılında Rumlar’ın Yunanistan’a, Yunanistan’daki Türkler’in de buraya geldiği dönemdeki yapısı hiç bozulmadı’’ dedi. Güzelyurt’taki Manastır Vadisi ile Ihlara Vadisi’nin dünyada benzeri olmayan bir doğa harikası olduğunu ifade eden Zengin, Kapadokya’nın en önemli yer altı şehirlerinden 4’ünün Güzelyurt ilçe merkezinde olduğunu söyledi. Manastır Vadisi’nde 50 civarında, Kapadokya’nın 3 vadisinden birisi olan Ihlara Vadisi’nde ise 105 kilise bulunduğunu dile getiren Zengin, şöyle devam etti: ‘’Dünyanın ikinci büyük kanyonu olarak gösterilen Ihlara Vadisi’nde, ayrıca 10 bine yakın kaya oyma yerleşim yeri var. Eğri Minare’ye gelince, İtalya’da Pizza Kulesi bulunuyor. Bu kuleye eğrilik sonradan kazandırılmış. Eğri Minare 1221-1236 yılları arasında horasan harcından, pişmiş tuğladan yapılmış. Sağlamlığı ve dayanıklılığını göstermek için de 27 derece eğimle inşa edilmiş. Orijinali böyle, daha sonradan eğilme yok. 1936 yılından bu yana 27 derecelik açıda yarım derecelik bir sapma bile olmamış.’’
Taşpınar halısının ise Türkler’in Orta Asya’dan getirdiği motiflerin kullanıldığı tarihi özelliklerini kaybetmemiş bir el san’atı ürünü olduğunu belirten Zengin, ‘’Kök boya ve yün kullanılarak tamamen elde işleniyor. Halı olarak Taşpınar adının geçtiği ilk yazılı kaynak 1869-70 tarihli II. Konya Salnamesi’dir. Salname’de Aksaray hakkında geniş bilgi verilirken kilim ve seccadelerden söz edilerek Taşpınar’da dokunan halıların da iyi halıların başında geldiği kaydedilir. Taşpınar Halısı, dünyaca biliniyor’’ dedi.
Alabalık ve sac tavanın ise anlatılmasının mümkün olmadığını ifade eden Zengin, ‘’Bu tamamen damak tadıyla ilgili, ancak yiyenin pişman olduğunu görmedin. Bu lezzet için bile Aksaray’a gelinir. Gelveri Festivali de çok eğlenceli geçiyor. Yunanistan’dan bile büyük katılım oluyor’’ diye konuştu.
|
06.08.2007
|
|
|
Hanımlardan yaz okulu |
Yeni Asya Anadolu Yakası Hanımlar Eğitim Komisyonunun faaliyetleri bünyesinde daha önceki yıllarda yaz aylarında yapılan Kur’ân Kursu, bu yıl yaz okulu projesine dönüştürülerek, 5 hafta içinde eğitim verildi. Eğitim Komisyonu üyelerinden Psikolog Danışman Zeliha Özpamukçu ve eğitimci arkadaşları tarafından yürütülen ev ortamını okula dönüştürme programı hayli ilgi gördü ve beğeni kazandı.
Yaz Okullarına gidemeyen çocuklara, herhangi bir maddî kazanç beklemeden eğitim verildi. Programda, dersler ilmî ve sosyal içerikli olarak iki kısma ayrıldı. Kur’ân-ı Kerim, ilmihal bilgileri, iman hakikatleri ve adâb-ı muaşeret derslerinin dışında yaz sıcaklarıyla birlikte bu eğitim programını eğlenerek de öğrenmek noktasından bakarak, çocuklara mefruşat dersiyle el becerileri, bizim mutfağımız dersiyle kolay yapabilecekleri çay saati yiyecekleri, ezgilerin dilinden dersiyle de musiki çalışmaları yapıldı. Programda ayrıca pikniklere ve çok sıcak günlerde serinlemek amacıyla havuza gidildi.
12 gönüllü eğitimcinin bunaltan sıcaklara aldırmadan 20 talebeyle birlikte yaptıkları bu hizmette çocuklar kaynaşıp arkadaş ortamı oluşturdular. Zaman zaman bilgi yarışmaları ve yapılan yiyeceklerin değerlendirildiği yarışmalar heyecan verici oldu.
Ümraniye, Üsküdar, Acıbadem, Kavacık ve Çamlıca bölgelerinden gelen çocuklar program sonunda, ailelere, yapmış oldukları çalışmalardan bir gösteri hazırladılar. Yapılan gösteride konuşan Psikolog Danışman Zeliha Özpamukçu; çocuk terbiyesinin çok zor olduğu bu asırda, tehlikelerin her tarafı kuşatıp aile içine girdiğini söyledi. Konuşmasında ailenin cennet numunesi olduğunu vurgulayarak Bediüzzaman Said Nursî’nin karşımızda bir yangın olduğunu, evlâdımızı bu yangından kurtarmamız gerektiğine işaret ettiğini belirtti. Bunun için elimizde bin yıllık hasarları tamir eden çok değerli eserler olan Risâle-i Nurları çok okuyup hayatımıza geçirmemiz gerekliliğini ifade etti. Konuşmadan sonra şiir, skeçler, ilâhiler ve duâlarla velilere duygusal dakikalar yaşatılarak programa son verildi. Gönüllü Eğitimcilere ve yaz okuluna katıldıklarından dolayı çocuklara, Yeni Asya Neşriyattan hediyeler verildi. Ay boyunca yapılan el becerilerinin ve konu ödevlerinin sergilendiği bu gösteriden ve yaz okulu programından aileler; çok memnun kaldıklarını söyleyerek gelecek yıllarda bu çalışmaların devamını dilediler. Eğitimciler bu yıl ilkini yaptıkları yaz okulunu gelecek yıllarda daha geniş mekânlarda yürütebilmeyi ve daha nitelikli programlar yapabilmeyi temenni ettiler.
|
06.08.2007
|
|
|
Kültür yoksa, şehir de yoktur |
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Enis Yeter Harput’taki betonarme yapıların cephe giydirme ile geleneksel dokuya uygun hale getirilmesi gerektiğini bildirdi.
Yeter, Tarihî Kentler Birliği (TKB) Elazığ Seminerleri Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, kültür tahribatının başta mimarî olmak üzere kendisini gösterdiğini, yanan yıkılanın ahşap bir konak değil, kültürün, tarihin ta kendisi olduğunu ifade ederek, Avrupa’da birçok yerde bozulmayan bin yıllık şehirleri gördüklerini kaydetti. Enis Yeter, ‘’Kültür yoksa kent de yok" dedi.
|
06.08.2007
|
|
|
İnsanlık dramına sergili çözüm |
İnsanlığın acılarına şahitlik etmek ve elde edilecek gelir ile Nijer’de yaşanan insanlık dramı susuzluğa çare olmak amacı ile hazırlanan ‘Felaketlerin ve Sömürgenin Kıskacında’ Fotoğraf Sergisi İstanbul Sanayi Odası Odakule Sanat Galerisi’nde açıldı. Fotoğraf san’atçısı Ahmet Bilal Arslan’ın ilk kişisel sergisi olan Felâketlerin ve Sömürgenin Kıskacında Fotoğraf Sergisi’nde uzak diyarlardan çarpıcı insan manzaraları yer alıyor.
|
06.08.2007
|
|
|
Nasuhpaşa restorasyonunda sona doğru |
Aydın’da bulunan Nasuhpaşa Külliyesi’nin restorasyonundan sorumlu Mimar Ozan Kılıç, ‘’Yaptığımız restorasyon çalışması umarım Zincirlihan ve Gümrükönü Hamamı gibi Aydın’ın diğer kültürel varlıklarının ayağa kaldırılmasına örnek olur’’ dedi.
Kılıç, ‘’700 metrekare inşaat alanında çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu alanda 21 dükkân, 1 mescit ve büyük bir şadırvan yer alıyor. Külliyenin restorasyonu yüzde 80 oranında tamamlandı’’ dedi.
|
06.08.2007
|
|
|
“Susuz gerçekler”in galibi İtalyan san’atçı |
Bursa Büyükşehir Belediyesince gerçekleştirilen ‘’1. Uluslararası Karikatür Bienali’’ kapsamında ‘’Sudan sebepler, susuz gerçekler’’ adı altında düzenlenen karikatür yarışmasını, İtalyan san’atçı Agim Sulaj kazandı.
‘’Sudan sebepler, susuz gerçekler’’ adlı yarışmaya 45 ülkeden katılan bin eser arasından dereceye girenler, jüri tarafından 3 turda yapılan değerlendirmeler sonucu belirlendi.
|
06.08.2007
|
|
|
|