Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Türkiye, 18 İslâm ülkesiyle gümrük duvarlarını kaldırıyor

Türkiye, 18 İslâm ülkesi ile tercihli ticaret sistemi kurarak gümrük duvarlarını kademeli olarak kaldırmaya hazırlanıyor. Haber7.com’da yer alan habere göre Eylül ayında imzalanacak anlaşma ile Türkiye; BAE, Bangladeş, Fas, Gine, İran, Kamerun, Katar, Libya, Lübnan, Maldivler, Malezya, Mısır, Pakistan, Senegal, Suriye, Tunus, Uganda ve Ürdün ile yüksek gümrük ve tarife dışı engelleri ortadan kaldıracak.

“İslam Konferansı Örgütü Üyesi Ülkeler arasında Tercihli Ticaret Sistemi (Trade Preferential System among the Member Countries of the Organisation of Islamic Conference-TPS-OIC)” projesi, çerçeve anlaşmasının imzalanmasından 26 yıl sonra hayata geçiriliyor.

Tercihli Ticaret Sistemi Çerçeve Anlaşması, anlaşmaya taraf olan ülkeler arasında, aşamalı biçimde gümrük tarifelerinde indirimler yapılmasının yanı sıra, ticareti zorlaştıran tarife-dışı engellerin azaltılmasını ve zamanla kaldırılmasını öngörüyor.

Tercihli ticaret sisteminin uygulamasını sağlayacak çalışmaları yürütmek üzere, anlaşmayı onaylayan 18 ülkenin temsilcilerinin katıldığı Ticaret Müzakereleri Komitesi’nin projeyi yaşama geçirecek menşe kuralları anlaşması eylül ayında Ankara’da imzalanacak.

SERBEST DOLAŞIMIN YOLU AÇILACAK

Böylece tercihli ticaret sistemine geçişin yasal altyapı tamamlanmış olacak. İslam ülkeleri arasındaki ticaretin ilk defa avantajlı bir rejimle, ortak kurallar zemininde yapılması sağlanacak. Sistemin kapsamı gelecekte daha da genişletilebilecek ve İslâm ülkeleri arasında malların, hizmetlerin ve sermayenin serbestçe hareket edebileceği bir bütünleşmenin aşamalı biçimde oluşturulmasının önü açılacak.

Ayrıca, Çerçeve Anlaşmaya dayanarak yapılacak tarife indirimlerinde kullanılacak yöntemi ortaya koyan Tercihli Tarife Protokolü’nde (PRETAS) yürürlük için onay sürecinde bulunuluyor. Bu çerçevede, taraf ülkelerin, toplam gümrük tarife satırlarının yüzde 7’sinde dört yılda eşit dilimler halinde (en az gelişmiş ülkeler için altı yıl) gümrük vergisi indirimine gitmeleri ve indirime konu olacak tarife satırlarında tarife-dışı ve tarife benzeri engellerin tamamını kaldırmaları sağlanacak.

GÜMRÜK VERGİLERİNDE

SINIRSIZ İNDİRİM İMKÂNI

Söz konusu indirimler sonucunda indirime konu olacak tarife satırlarından gümrük vergisi yüzde 25’in üzerinde olanların gümrük vergileri yüzde 25’e, yüzde 15 ile 25 arasında olanların yüzde 15’e, yüzde 10 ile 15 arasında olanların ise yüzde 10’a düşürülecek.

PRETAS kapsamındaki özel bir düzenleme ile isteyen ülkelere, normal tarife indirimi yöntemiyle yapılan indirimin de ötesine geçecek, daha ileri düzeyde bir tarife indirimine gitme hakkı tanındı. Böylece, ekonomik gelişmişlik seviyesi daha yüksek olan üye ülkeler, gönüllülük esasına dayalı olarak kendi aralarında daha kapsamlı bir liberalleşmeye gidebilecek.

/ ANKARA

06.08.2007


 

İSPANYA ÖRNEĞİ

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi ve AB uzmanı Doç. Dr. Hakan Yılmaz, Türkiye’nin AB sürecinde en önemli konuların insan hakları ve demokrasi olduğunu söyledi. İspanya’nın, “1970’lerde dibe vurmuş imajını, 20 yılda son derece pozitif bir noktaya taşıdığını” belirten Doç. Dr. Yılmaz, eskiden İspanya denildiğinde, “diktatörlük rejimi, muhafazakâr, maço erkekler, ateşli kadınların akla geldiğini”, ancak şimdilerde “özgürlük, tolerans, san’at ülkesi” olarak görüldüğünü anlattı.

Doç. Dr. Yılmaz, markanın önemine değinerek, “marka değeri yüksek ülkelerin hem imajının hem de millî gelirinin, marka değeri düşük olanlara göre hep daha yüksek olduğunu” söyledi. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’nin imajı ve marka değerinin “çok düşük olduğunu” ifade eden Doç. Dr. Yılmaz, bunun Türkiye’nin dünya ve AB ile ilişkilerinde “çok ciddî sorun meydana getirdiğini” öne sürdü.

Doç. Dr. Yılmaz, Türkiye’nin AB halklarına yönelik söylemlerinde, “Hristiyan kulübü olursunuz, üye olarak almanız stratejik açıdan önemli, yaşlanan Avrupa nüfusuna genç ve dinamik nüfus getireceğiz” gibi argümanlar kullandığını ifade ederek, bunların Avrupalılar tarafından, “Ben Müslümanım siz Hristiyansınız, Orta Doğu ülkesiyim, siz yaşlısınız, öleceksiniz” gibi anlaşıldığını söyledi.

Ayrıca, Türkiye’nin devlet eliyle tanıtım yapmasının “negatif etki yaptığı belirten Doç. Dr. Yılmaz, yurt dışında konser verme, tanıtım filmleri, gazete ilanları, afişler hazırlama gibi yöntemlerin, “Avrupa’da Türk imajını yükseltme açısından çok az etkili olduğunu” öne sürdü.

Doç. Dr. Yılmaz, Türkiye’nin Avrupa halklarına kendini kabul ettirmek için yeni stratejiler izlemesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: ”Bizim bu klasik az parayla ve kötü bir biçimde yaptığımız tanıtım meselesinden çıkıp, daha çok sivil toplum örgütleri (STÖ) ve devletin işbirliğiyle yapılabilecek ama sivil toplumun ön planda olduğu bilfiil etkinliklere katılarak çok alanda angaje olmamız gerekiyor. STÖ işbirliğiyle ve STÖ aracılığıyla Avrupa ve dünyada mümkün olduğu kadar çok alanda etkili olmak, spordan san’ata, siyasetten çevre konularına kadar çok alanda global ve Avrupa çapındaki olaylara girmek, sözümüzü duyurmak ve oralarda pozitif anlamda etkili olmak lâzım. Ama bir iki alana sıkışıp kalmadan, her alanda, bilimde, konferanslarda, san’at faaliyetlerinde, sergilerde, konserlerde, festivallerde sürekli yer almalı.”

Türkiye’nin AB sürecinde en önemli konuların insan hakları ve demokrasi olduğunu da ifade eden Doç. Dr. Yılmaz, imajın düzeltilmesi için, “bu konularda sansasyon olabilecek ihlallerin sayısının minimize olması gerektiğini” söyledi.

BİZİ İSTEMEYENLERE FIRSAT VERİLMEMELİ

Türkiye’nin AB sürecinde 2008 yılında Türkiye’ye karşı “ciddî salvolar” beklediğini belirten Doç. Dr. Yılmaz, “Türkiye’yi yıldırmak ve bezdirmek için önümüze çeşitli tuzaklar kurulacaktır. ‘Sizi Akdeniz Birliğine alalım, imtiyazlı ortaklık verelim, şu fasılı açmayalım, Ermeni çevrelerinin iddialarını tanıyın’ gibi, Türkiye’yi bezdirici bir süreç izleyeceğiz. Bu ne kadar sürer bilmiyorum ama ben en şiddetlisinin birkaç ay sonra başlayacağını düşünüyorum. Biz bu salvolara direnebilirsek, papaza bozulup oruç bozmazsak, bu arada AB de anayasasını geçirir ve kurumsal yapısını kontrol ederse ben 2009’dan itibaren ilişkilerde çok ciddî bir açılım bekliyorum, üyeliğe giden sürecin reel olarak başlayacağını düşünüyorum. Yeter ki biz şu 1,5 yıllık sürede, salvoları atlatabilecek dirayette ve soğukkanlılıkta olalım” diye konuştu.

AB içinde Türkiye’nin birçok “dostu” olduğuna da dikkati çeken Doç. Dr. Yılmaz, içeride oluşacak psikolojik baskıların Türkiye’yi Avrupa’dan uzaklaştırıcı bir kamuoyu yaratmasına izin vermemek gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Yılmaz, içerideki Avrupa karşıtlığına rağmen reformların yapılabilmesi durumunda iki yıl sonra “selâmete” varılabileceğini de kaydetti.

/ ANKARA

06.08.2007


 

DSP ve SHP oyları olmasaydı CHP de baraj altında kalırdı

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, ‘’DSP, SHP ve ANAVATAN’ın oyları olmasaydı, CHP ne yazık ki barajın altında kalırdı” dedi.

Sarıgül, Rize’nin İkizdere ilçesinde düzenlenen ‘’Anzer Balı Kültür ve Turizm Şenliği’’ne katılmak üzere geldiği Trabzon Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını cevapladı.

Sarıgül, seçimi değerlendirmek için yurt gezileri yaptığını belirterek ‘’Seçimde sandığa inanmayan, ‘elimden geleni yaptım ama oy vermediler’ diyenlerle mücadele etmek için buradayım’’ dedi. Seçimlerde halka ve sandığa küsülmeyeceğini ifade eden Sarıgül, şunları kaydetti: “Halka kabahat bulanlar asla ve asla halkçı olamaz. Milletin vekilini genel merkezden tayin edenler demokrat olamaz. Parti içinde uzlaşma aramayanlar, uzlaşma istediklerinde inandırıcı olamazlar. DSP, SHP ve ANAVATAN’ın oyları olmasaydı, CHP ne yazık ki barajın altında kalırdı.’’

Sarıgül, ‘’İki sene sınıfta kalan öğrenci tasdikname alıyor, Baykal 30 senedir üst üste sınıfta kalıyor, halk ona tasdikname veriyor, ama gitmiyor. Kendi atadığı il başkanları, parti kurulları bunu görmüyor’’ diye konuştu.

/ TRABZON

06.08.2007


 

Orman yangınları oksijen düşmanı

Bir kilometrekare ormanın yılda 700 ton oksijen ürettiğine dikkat çeken Konya Çevre ve Orman Müdürü Nuri Kunt, dünyada yılda yok olan 170 bin kilometrekare ormanla atmosferde 120 bin ton oksijenin azaldığı bildirildi.

Ormanların önemiyle ilgili açıklamalarda bulunan Konya Çevre ve Orman Müdürü Nuri Kunt, kendini yenileyebilen kaynakların başında gelen ormanların, sadece yakacak odun kaynağı olarak değer ifade etmediğini söyledi. Ormanların, karbon, emisyon fonksiyonu ve oksijen kaynağı olması, erozyonu önleme ve su kaynaklarıyla ilgili fonksiyonunun bulunduğunu ifade eden Kunt, sürdürülebilir kalkınmanın temelini ormanlara bağlamanın yanlış olmayacağını kaydetti.

Türkiye’nin dörtte birinin ormanlarla kaplı olduğunu ve bu ormanların yüzde 52’sinin verimli olduğunu belirten Kunt, “Ormanların öneminin ülkede çok iyi kavranması gerekiyor. Bir kayın ağacı 1 saatte 1.7 kilogram oksijen üretir. Bu miktar yılda 10 kişinin günlük ihtiyacı kadardır. Bir kayın ağacı, 40 kişinin çıkardığı karbondioksidi emer” dedi. Kunt, ormanların iklime, erozyona karşı da olumlu etkileri olduğunu hatırlattı.

/ KONYA

06.08.2007


 

Erdoğan Köşk’te

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı bugün Çankaya Köşkü’nde kabul edecek. Cumhurbaşkanı Sezer’in, Erdoğan’ı yeni hükümeti kurmakla görevlendirmesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan arasındaki görüşme bugün saat 11.00’de, Çankaya Köşkü’nde gerçekleşecek. Sezer’in, bu görüşmede 22 Temmuz seçimlerinden birinci parti olarak çıkan AKP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan’ı, 60. Hükümeti kurmakla görevlendirmesi bekleniyor.

Başbakan Erdoğan, seçimlerden hemen sonra 23 Temmuz’da Köşk’e çıkarak 59. Hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Sezer’e sunmuştu. Sezer, yeni hükümet kuruluncaya kadar, 59. Hükümetin görevini sürdürmesini istemişti.

/ ANKARA

06.08.2007


 

Köprü ve otoyollar özelleştirilecek

Türkiye’de 1986 yılından bu yana 29,3 milyar dolarlık özelleştirme geliri elde edildi. Bu güne kadar gerçekleştirilen en büyük özelleştirmeler arasında ise Türk Telekom, Tüpraş, Erdemir, Petkim, İzmir Limanı, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Zincirlikuyu arazisi, Mersin Limanı, Araç Muayene İstasyonları ve Eti Alüminyum bulunuyor.

Bu arada, yeni dönemde, özelleştirmelere kaldığı yerden devam edilecek. Özelleştirmede ilk sıralarda köprü, otoyollar ile Tekel’in sigara bölümünün yer alacağı belirtiliyor. Yetkililer, yeni dönemde, özelleştirmelere kaldığı yerden devam edileceğini ve ilk sıralarda köprü otoyollar ile Tekel’in sigara bölümünün yer alacağını kaydetti. Köprü ve otoyol özelleştirmesi için çalışmalar sürerken, danışman firma belirlendi. İşletme hakkı devri yöntemiyle 2 köprü ve 6 otoyolun tek tek mi yoksa bütün halinde mi özelleştirileceğine ilişkin stratejinin Eylül ayında belirlenmesi hedefleniyor. ÖİB, köprü ve otoyol özelleştirmesi için 2007 sonuna kadar ihaleye çıkmayı ve 2008 yılının ilk yarısında ihaleyi tamamlamayı öngörüyor.

/ ANKARA

06.08.2007


 

Yemin töreni 10 saat sürdü

23. Dönem Parlamentosu’nda andiçme (yemin) önceki gün geç saatlerde töreni sona erdi. Geçici Başkan Şükrü Elekdağ’ın saat 15.00’de birleşimi açmasıyla başlayan törende, 1 saat ve 15 dakika olmak üzere iki kez ara verildi. Saat 01.20’de sona eren tören, verilen aralarla yaklaşık 10,5 saat sürdü.

Törende, 548 milletvekili andiçti. Törene kızı evlenecek olan AKP İstanbul Milletvekili Hayati Yazıcı, katılamadı. Yazı törene gelmeyen tek milletvekili oldu. Törenin ilk bölümüne katılan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul’a giden Yazıcı, Genel Kurula katıldığı ilk birleşimde yemin edecek.

Milletvekillerinin andiçmesi sona ererken, birleşimi yöneten Geçici Başkan Şükrü Elekdağ, TBMM Başkanı seçimi için aday başvurularının 8 Ağustos Çarşamba günü saat 24.00’e kadar yapılacağını belirtti. Şükrü Elekdağ, Genel Kurul’un Meclis Başkanı seçimi için 9 Ağustos Perşembe günü saat 15.00’de toplanacağını duyurarak birleşimi kapattı.

/ ANKARA

06.08.2007


 

Halkın iradesine saygı gösterilmeli

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu Başörtüsüne Özgürlük mücadelesinde 120. haftayı geride bıraktı. Grup adına bir basın açıklaması yapan MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkan Yardımcısı Nigar Gümrükçüoğlu, hem muhalefetin hem de iktidarın, halkın iradesine saygı göstermesi gerektiğini hatırlattı. Gümrükçüoğlu, “Türkiye demokrasisi, asıl sınavını bundan sonra verecek” dedi.

İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde her hafta toplanan Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, 120. eylemini önceki gün gerçekleştirdi. Platform adına basın açıklamasını MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkan Yardımcısı Nigar Gümrükçüoğlu okudu. “Geçtiğimiz günlerde yeni bir oylamayla kendilerine temsil yetkisi verilen vekilleri 22 Temmuz sonrası esen bu iyimser havaya rağmen zor bir süreç bekliyor” diyen Gümrükçüoğlu, vekillerin mutlak anlamda adalet ve özgürlükten yana olduğunu alacakları kararlar üzerinden izleyeceklerini dile getirdi.

Türkiye demokrasisinin, asıl sınavını bundan sonra vereceğini vurgulayan Gümrükçüoğlu, “Sizlere verilen yetkiler daha önceleri gözlerimizin önünde oynanan oyunları, senaryoları tekerrür ettirmeniz için değil, hakikî mânâda hak ve adalet gözeticisi olmanız için vermiştir” dedi.

İstanbul’dan Ankara’ya Başörtüsüne Özgürlük için çıktıkları yürüyüşle tanınan Fahrettin Tellioğlu’nun da katılarak destek verdiği grup basın açıklamasının ardından dağıldı.

YENİ ASYA / KOCAELİ

06.08.2007


 

“Meclis Başkanlığı için adaylar çıksın, görelim”

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘’Meclis Başkanlığı için adaylar çıksın, görelim. Bize ihtiyaç kalmadan, uygun, içimize sindirebileceğimiz bir adayın çıkacağını umut etmek istiyorum. Katkı vereceğimiz bir aday olursa, içtenlikle destekleriz’’ dedi.

Baykal, TBMM kulisinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın andiçmesini beklerken, gazetecilerle sohbet etti. Meclis Başkanlığı seçiminde CHP’nin aday çıkarıp çıkarmayacağının sorulması üzerine Baykal, öncelikle çıkan adayları görmek istediklerini vurguladı. Baykal, ‘’Adaylar çıksın görelim. Bize ihtiyaç kalmadan, uygun bir adayın, içimize sindirebileceğimiz bir adayın çıkacağını umut etmek istiyorum. Katkı vereceğimiz aday olursa, içtenlikle destekleriz’’ diye konuştu.

DSP’lilerin CHP’den istifasına ilişkin değerlendirmesinin istenmesi üzerine Baykal, her ayrılığın hüzün verici olduğunu ifade etti.

/ ANKARA

06.08.2007


 

Cumhurbaşkanı seçimi bilmecesi hâlâ sürüyor

Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören Anayasa değişikliği referandum takvimi işlemeye devam ediyor.

Ancak TBMM’de referandumdan önce 11. Cumhurbaşkanı’nın seçilmesi halinde ne olacağı belirsizliğini koruyor. Haber7.com’da yer lan bir habere YSK Başkanı Muammer Aydın, referandumdan “halk seçsin” yönünde bir sonuç çıkması halinde yaşanacak sorunla ilgili olarak “Geçici maddenin uygulanabilirliği veya uygulanamaz olması bizi ilgilendiren bir sorun değil. Ortaya çıkartacağı sorunları da Meclis çözecek” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 23. Yasama dönemi milletvekillerinin önceki gün yemin etmelerinin ardından başladı ancak kriz noktasına gelen Cumhurbaşkanı seçimi tartışmaları sürüyor, referandum takvimi de işlemeye devam ediyor.

TBMM’de 11. Cumhurbaşkanı’nın seçilmesi halinde 21 Ekim’de yapılacak referandumda oylanacak Anayasa değişiklik paketi yeni tartışmaları da beraberinde getirecek.

Yargı ve siyasi arenada şimdiden tartışılmaya başlanan geçici 19. madde şöyle: “Onbirinci Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, bu kanunun Resmi Gazetede yayımını takip eden kırkıncı günden sonraki ilk Pazar günü, ikinci tur oylaması ise ilk tur oylamayı takip eden ikinci Pazar günü yapılır”.

Yaşanan sıkıntıların aşılıp cumhurbaşkanı seçiminin yapılması halinde 11. Cumhurbaşkanı TBMM’de yemin ederek görevine başlayacak.

Değişikliğin kabul edilmesi halinde ilgili geçici madde gereği referandum sonuçlarının Resmi Gazete”de yayınlanmasını takip eden kırkıncı günden sonraki ilk Pazar günü ilk tur oylaması yapılacak. Ancak bu oylama 11. cumhurbaşkanı seçimi için yapılacak. Böylece yeni seçilmiş hem de 11. cumhurbaşkanı görevdeyken, YSK yeni 11. cumhurbaşkanı seçimi için halk sandık başına gidecek.

/ ANKARA

06.08.2007


 

Grevin etkisi büyük olur

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Türk Hava Yolları’nda (THY) yaşanan sürecin, sadece bu kurumun değil, Türkiye’nin geleceğini de etkileyecek çok önemli bir süreç olduğunu herkesin çok iyi bilmesi gerektiğini bildirdi.

THY’deki grev kararına ilişkin yazılı bir açıklama yapan Satıcı, THY’nin bulunduğu noktaya gelmesinde teknoloji, yeni yatırımlar ve parasal sermayesinin yanı sıra insan kaynaklarının da önemli rol oynadığını belirterek, bu kurumla en yoğun ilişkiyi yaşayan üretici ve ihracatçılar olarak, grev ihtimaline ulaşan süreci endişeyle izlediklerini ifade etti.

Satıcı, ‘’İnatlaşmanın, kimseye sağlayacağı bir kazanım yoktur. Tam tersine, THY’yi büyük ölçüde yıpratacak, çalışanları işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak ve ekonomiye darbe vuracak bir sürece sürükleyenler, bunun sonuçlarının ağır sorumluluğunu da üstlenmiş olacaklardır’’

/ İSTANBUL

06.08.2007


 

Danıştay, Zorlu lehine karar verdi

Danıştay 13. Dairesi, İstanbul Levent’teki 96 bin 505 metre karelik Karayolları Genel Müdürlüğü arazisinin Zorlu Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım A.Ş’ye satışına ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararının yürütmesinin durdurulması istemini reddetti.

Alınan bilgiye göre, Danıştay 13. Dairesi, Yol Yapı Altyapı Bayındırlık ve Tapu Kadastro Kamu Emekçileri Sendikasının (Yapı-Yol Sen), söz konusu arazinin satışının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açtığı davada ilk kararı verdi. Daire, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen şartlar bulunmadığından yürütmenin durdurulması isteminin reddine oy birliğiyle karar verdi. İstanbul Levent’teki Karayolları Genel Müdürlüğüne ait 96 bin 505 metre karelik arazinin satışına ilişkin ihale, 7 Mart 2007 tarihinde yapılmıştı. İhalede araziye en yüksek teklifi 800 milyon dolarla Zorlu Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım A.Ş. vermişti. Özelleştirme Yüksek Kurulu, ihaleyi 12 Mart 2007 tarihinde onaylamıştı.

/ ANKARA

06.08.2007


 

AB ile ortak nakliye uçağı üretimi başladı

Türkiye’nin 5 Avrupa ülkesiyle ortak geliştirdiği Geleceğin Büyük Nakliye Uçağı (A400M) projesinde, ilk uçağın parçalarının birleştirilmesi işlemlerine başlandı.

Edinilen bilgiye göre, Airbus Military Company şirketi ile yapılan anlaşma çerçevesinde üretim görevi üstlenen şirketler arasında yer alan TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş (TAI), Avrupa’ya uçak parçası sevkiyatına başladı. Toplam 225 adet olarak üretimi planlanan ve yeni yüzyılın en büyük uçak projesi olarak tanımlanan A400M üretiminde Türkiye’nin iş payının arttırılmasına yönelik çalışmalar ise sürüyor.

/ ANKARA

06.08.2007


 

Seçmen listeleri askıya çıkıyor

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören Anayasa değişikliği paketinin 21 Ekimde oylanacağı referandum için seçmen listeleri bugün sabah muhtarlıklarda askıya çıkarılacak. Listeler, 19 Ağustos Pazar gününe kadar askıda kalacak.

Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) belirlediği takvime göre, bugün saat 08.00’de askıya çıkacak listeler, 22 Temmuz milletvekili genel seçimindeki listelerden oluşacak ve 19 Ağustosa kadar Bilgisayar Destekli Seçmen Kütüğü Sistemi (SEÇSİS) kapsamında güncellenecek.

Muhtarlık bölgesi askı listelerine veya daha sonra yapılan seçimlerde güncelleştirilen listelere herhangi bir sebeple yazılamamış olanlar, 21 Ekim 1989 tarihinde ve daha önce doğanlar, sürekli oturmak amacıyla başka bir muhtarlık bölgesine taşınanlar, kimlik ve adres bilgilerinde yanlışlık veya eksiklik bulunanlar ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası bulunmayanlar, askerlikten terhis olanlardan listede kaydı bulunmayanlar, taksirli suçlardan hükümlü veya tutuklu olduğu halde listeye yazılmayanlar muhtarlıklara başvurabilecek.

Kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olanlar, silâh altında bulunan erler, onbaşılar ve kıta çavuşlarıyla askeri öğrenciler listelere yazılamayacak.

/ ANKARA

06.08.2007


 

UMKE timleri hazır

Sağlık Bakanlığınca, Marmara depreminin ardından 2003 yılında 11 ilde kurulan ve profesyonel kişilerden oluşan Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri’nin (UMKE), muhtemel tabii afetlerde her an görev alacak şekilde hazır oldukları bildirildi. Afetlerde Sağlık Hizmetleri Birim Sorumlusu ve Bölge Koordinatörü Doğan Barbaros, UMKE ekiplerinin ikisi doktor ve 4’er kişilik sağlık personeli timlerinden oluştuğunu söyledi.

Barbaros, UMKE’lerin olağan dışı bütün durumlarda sağlık hizmetlerinin aksatmadan, en kısa sürede ve en etkin biçimde yerine getirilmesini sağlamak için var olduğunu belirterek, bunun için sürekli eğitimlerle yetiştirilen personelin yurt içinde ve yurt dışında görev almaya her an için hazır olduklarını ifade etti. “Hedefimiz, enkaz altındaki hasta veya yaralıya zamanında tıbbî müdahale ederek, kitle zayiatı en az seviyeye düşürmektir” diyen Barbaros, mümkün olduğunca gönüllülük ve yerellik ön plana alınarak oluşturulacak bu medikal ekiplerle kitle zayiatının en az seviyeye düşürülebileceğini söyledi.

/ ADANA

06.08.2007


 

Okulumuz karalanmasın

İstanbul Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi’yle ilgili gündeme gelen haberler üzerine, Okul Aile Birliği, bir açıklama yaptı.

Haberde adı geçen son sınıf öğrencisin, yönetmelikler çerçevesinde belirtilen devamsızlık süresini aştığından ve durumunu yasal olarak belgelemediğinden sınıfta kaldığını belirten Okul Aile Birliği, “Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi’nin, sorumsuz davranan bir öğrencinin davranışıyla kamuoyuna duyurulması bizi son derece üzmüştür. OKS sınavı sonucuna göre öğrenci alan okulumuzun, bu haberlerle yıpratılması, okulumuzun tercih edilmesi noktasında olumsuzluk meydana getirebilecektir. Oysa okulumuz, gittikçe artan başarılı bir grafik çizmektedir. Plansız, disiplinsiz ve sorumluluk ilkelerini önemsemeyen hiçbir kurum başarılı olamaz” açıklamasında bulundu.

Geçtiğimiz hafta gazetelerde yer alan haberlerde, ÖSS sınavında başarılı olan son sınıf öğrencisinin devamsızlık sebebiyle sınıfta kaldığı belirtilmişti.

/ İSTANBUL

06.08.2007


 

Kemerinizi takmayı ihmal etmeyin

Emniyet kemeri kullanılmayan bir otomobil saatte 80 kilometre hızla duvara çarptığında sürücü ve yolcuların 200 milisaniye (saniyenin binde biri) içerisinde ağır yaralandığı ya da öldüğü bildirildi.

Ankara Trafik Vakfı’nın yayın organı Trafik dergisinde yayımlanan araştırmadan derlenen bilgilere göre, otomobilin saatte 80 kilometre hızla duvara çarpması sonucu emniyet kemeri kullanmayan sürücü ve yolcular, yaklaşık 200 milisaniye içerisinde vücutlarına ölümcül darbe alıp hayatlarını kaybedebiliyor.

/ ANKARA

06.08.2007


 

Güneş ışınları artık daha etkili

Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Rıdvan Ege Hastanesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aysel Gürler, artan sıcak hava ve ozon tabakasının delinmesi sebebiyle zararlı güneş ışınlarının etkisinin arttığını söyledi.

Özellikle çocukların, uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmasının çok tehlikeli olduğunu belirten Gürler, ‘’Çocukların, çocukluk çağında, bilinçsizce uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmaları nedeniyle, yaşamlarının bir döneminde, deri ya da ağır kanser tümörleri ile karşılaşma olasılığı çok yüksek’’ dedi.

Bebek ve çocukların, yetişkinlere nazaran, güneşin zararlarından daha fazla etkilendiğine dikkati çeken Gürler, ‘’Bebek ve çocuklara, güneşe çıkmadan önce suda etkisini kaybetmeyen yüksek koruma faktörlü koruyucular sürülmeli. Bebekler, doktorun tavsiyesi doğrultusunda güneşe çıkartılmalı. Çocuklara, güneşe çıkmadan önce, üstlerine açık renkli penye giydirilmeli. Işınların dik geldiği saatlerde mutlaka kapalı yerlerde bulunulmalı’’ diye konuştu.

Gürler, yaşlıların da güneş ışınlarının zararları açısından risk altında olduğunu belirterek, ‘’50 yaş üstündekiler riskli gruptur. Çünkü, genç yaşta cildin kendini tamir etme özelliği vardır. Yaş ilerledikçe, cildin direnci azalır ve güneş ışınlarının etkisiyle kanser öncesi belirtiler karşımıza çıkar. Bunlar ilerde sorun meydana getiren kanserleri oluşturur’’ dedi.

Güneş ışınlarının zararlarından etkilenmemek için saat 11.00-15.00 arasında kapalı mekânlarda durulması gerektiğinin altını çizen Gürler, ‘’Yansıyan ışınlar da tehlikeli olduğu için şemsiye altında da durulmamalı. Bu saatlerde, güneş ışınlarının ciltte yapacağı yan etkiler diğer saatlere göre daha fazla. Bu saat aralığındaki ışınlar büyük çoğunlukla kanserojen özelliği taşıyor’’ diye konuştu.

/ ANKARA

06.08.2007


 

Çığ tehlike haritası çıkarılıyor

Türkiye’de ilk kez bir dağın çığ tehlike haritası çıkarılıyor. Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün TÜBİTAK desteğiyle yürüttüğü proje ile Aladağlar bölgesinin çığ riski açısından tehlike haritası oluşturulacak ve güvenli rotaları belirlenecek.

Proje için Türkiye’de dağcılık sporu açısından en çok tercih edilen Aladağlar pilot bölge olarak seçildi. Çalışma ile Aladağlar’daki rotaların çığ riski açısından değerlendirilmesi ve bir kılavuz kitapçık oluşturulması amaçlanıyor.

/ ANKARA

06.08.2007


 

Kadınlar, medyaya malzeme olmasın

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Nazilli İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aliye Mavili Aktaş, aile içinde şiddete maruz kalan kadının çocuklarına şiddet uygulama ihtimalinin de yüksek olduğunu söyledi.

Aktaş, anne ve babaların saldırgan davranışlarının ‘kendini kontrol edememe’, ‘’yetersiz iletişim’ ve ‘çocuklara karşı empati yetersizliği’ gibi 3 temel noktada birleştiğini bildirdi.

Çocukların şiddete yönelik davranışlarının yüzde 20 oranında medyada yer alan filmlerden, yüzde 32 oranında da kendi anne ve babalarından öğrendiklerinin vurgulanabileceğini ifade eden Aktaş, ‘’Bu nedenle çocukların ve gençlerin gelecekte ve yaşadıkları dönemde şiddete başvurmalarını önlemek için anne ve babaların bu yöndeki davranışlarını değiştirmesinin önemli olduğunu düşünüyorum’’ dedi.

Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Aile içinde şiddete maruz kalan kadının çocuklarına şiddet uygulama olasılığı yüksektir. Erkeğe göre daha zayıf ve mağdur durumdaki kadın, kocasının şiddetiyle baş edemediğinde, çoğunlukla daha mağdur ve zayıf durumdaki çocuklarına şiddet uygulamaktadır. Bununla birlikte eşine karşı saldırgan olan erkeklerin bir bölümü, çocuklarına karşı da saldırgandır. Bu nedenle bu tür ailelerde çocuklar hem anne hem de baba tarafından istismar edilmektedir. Bu çerçevede çocuklarla ilgili şiddeti çoğunlukla aile içi şiddet döngüsü olarak değerlendirmek gerçekçi bir tesbittir. Buna bağlı olarak çocukluklarında kendi anne ve babaları tarafından şiddete maruz kalan anne ve babalarda, kendi çocuklarına şiddet uygulamaktadır.’’

MEDYA VE KADIN

Son dönemlerde medyada kadının ele alındığı bazı programlar yapıldığını hatırlatan Aktaş, ‘’ Kadının aile gibi en mahrem konusunu anlatarak medyaya malzeme olması ahlâkî değil’’ diye konuştu.

Aktaş, medyada kadın problemlerine yönelik programlar yapılmasının bazı kadınları hedef durumuna getirdiğini, bu kapsamda mutsuz annelerin yetiştirdiği çocuklardan başarı beklemenin zor olduğunu belirtti.

Aktaş, aile içi şiddette en önemli hususların eğitim ve istihdam olduğunu kaydetti.

/ AYDIN

06.08.2007


 

Turistler menemen ve gözlemeyi sevdi

İzmir’in turistik ilçesi Çeşme’de, liman karşısında gözlemeci dükkânı işleten Şen ailesi, 6 yıldır, menemen ve gözleme gibi Türk lezzetlerini yabancı turistlerle tanıştırıyor.

Bir aile işletmesi olan Zübeyde Hanım Gözlemecisinde, menemen ve gözlemeyle tanışan turistler, alışık olmadıkları bir tadı almanın keyfini yaşıyorlar. İşletmeci Emine Şen, ailesiyle beraber 6 yıldır, Çeşme’ye gelen yabancı turistlere menemen ve gözlemenin lezzetini sunduklarını söyledi. Yabancı turistlerin ‘’eşsiz Türk lezzetlerine bayıldığını’’ ifade eden Şen, menemen ve gözlemeyi tadanların, lezzeti kendi ülkesindeki yemeklerle kıyasladığını ve daha tabiî bulduklarını kaydetti. Şen ‘’Japonya’dan, ABD’den, Hollanda’dan müşterilerimiz var. Her geldiklerinde buraya uğrarlar’’ dedi.

/ İZMİR

06.08.2007


 

Solucan gübresi pazarlayacak!

Antalyalı fide üreticisi iş adamı Nazmi Acar, belki de hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir iş kolundan para kazanmak üzere yola çıktı.

Nazmi Acar, sebze ve meyve üretiminde verimliliği artıracak tamamen tabiî gübre elde etmek amacıyla, ‘’Türkiye’nin ilk solucan gübresi üretim tesislerini’’ Antalya’nın Varsak beldesinde kurdu. Acar, Varsak beldesinde 6 havuz kurarak, havuzları toprakla doldurdu. Üzerini gölgeliklerle kapatıp sürekli sulayarak nemli kalmasını sağladığı toprağa 3 milyon solucan bıraktı. Acar, solucan sayısını bir yıl içerisinde 35 milyona yükselterek, elde ettiği solucan gübresini pazarlamaya hazırlanıyor.

/ ANTALYA

06.08.2007


 

Avrupa’da 1 ayda 1 yıllık orman yandı

Avrupa Birliği’nin son bir ayda kıt’a genelinde çıkan orman yangınlarıyla ilgili açıkladığı veriler durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.

Üye ülkelerde sadece Temmuz ayında çıkan yangınlarda, yanan ormanlık alanın toplam büyüklüğünün geçen yılın tamamında yanan alanın büyüklüğüne eşit olduğu kaydedildi. Avrupa’nın birçok bölgesi Temmuz ayını orman yangınlarıyla geçirdi. Sadece Temmuz ayında çıkan yangınlarda 3 bin 300 kilometrekarelik ormanlık alan yok oldu. Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan ve İtalya gibi Avrupa Birliği üyeleriyle, Makedonya, Arnavutluk ve Türkiye, Temmuz ayında yangınlara maruz kalan ülkeler olarak sıralanıyor.

/ İSTANBUL

06.08.2007


 

Kalan ömrünü eşine adadı

Öğretmen emeklisi 76 yaşındaki Şadi Kara, beyin kanaması sebebiyle 3 yıldır yatağa mahkum olan eşine gece gündüz demeden çocuğu gibi bakıyor.

Edinilen bilgiye göre Şadi Kara’nın yaklaşık 17 yıl öncesine kadar oldukça sağlıklı olan eşi Özgül’ün aniden beyin kanaması geçirmesiyle hayatı değişti. Kara, beyin kanamasından sonra kısmi felç geçiren eşinin 14 yıl bastonla güçlükle yürüdüğünü söyledi.

Eşinin 3 yıl önce ikinci kez beyin kanaması geçirdiğini ve bu sefer vücudunun tamamında felç oluştuğunu dile getiren Kara, ‘’Beyin kanaması geçirdikten sonra hastaneye kaldırdık ve ‘bana iyi bakın’ dedi. Bu cümleden sonra hiç konuşmadı, yiyemedi, hareket edemedi’’ dedi. Hayatta yapayalnız kaldıklarını ifade eden Kara, 3 yıldır eşine kendisinin baktığını söyledi.

/ KONYA

06.08.2007


 

Kask takmadan motosiklete binmeyin

Vatandaşların ulaşım kolaylığı sebebiyle motosiklete yöneldiklerine işaret eden uzmanlar uyarıyor: “Kask hayat kurtarıyor, motosikletinize kask takmadan sakın binmeyin.”

Bursa Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürü Mustafa Kihtır; “Vatandaşlarımızın en kısa mesafeye dahi kask kullanmasını öneriyoruz. Kazalarda, kask kullanılmasının istatistiklere göre yüzde 85 oranında ölüm riskini azalttığını unutmamalıyız. Biz kask ve eldiveni motosikletin anahtarı gibi görüyoruz” şeklinde konuştu.

/ BURSA

06.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri