Gelin bugün çeşitli konular, meseleler arasında dolaşalım:
Geçen gün Prof. Mehmet Altan hatırlattı: 2002 yılında kaybettiğimiz hukuk profesörü Bülent Tanör, bundan 10 yıl kadar önce, TÜSİAD için Ocak 1997’de yayınlanan kapsamlı bir çalışma yapmıştı.
Adı: “Türkiye’de Demokratikleşme Perspektifleri”. Oradan hareketle Altan’ın altını çizdiği nokta şu: Dünyada sadece üç devletin anayasasında “şahıs adı” (bir insanın ismi) geçiyor. Bunlardan biri İran, diğeri Kuzey Kore. Üçüncü ülke acaba hangisi? Evet bildiniz!
* Daha önce de yazdım: Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Kemalizmi en az bilenler Atatürkçüler ve Kemalistler. Tabii bunu derken “uzmanları” (tarihçileri) değil, sıradan insanları kastediyorum. Lise-üniversite öğrencisi ya da mezunu Kemalistler, Atatürk’ü ve dönemini bildiklerini sanıyorlar. Halbuki tek yaptıkları klişe lafları tekrarlamak.
“Karşı taraf” ise mücadele etmek amacıyla görece fazla okuduğu için Kemalizmi ve erken cumhuriyet dönemini daha iyi biliyor
Mesela dün, bize “Atatürk ilkeleri” diye öğretilen o ünlü altı maddenin, aslında CHP’nin ilkeleri, CHP’nin ‘6 Ok’u olduğunu yazdım.
Ah gönderilen e-postaları bir okusanız... Efendim bunlar Atatürk’ün 6 maddesiymiş de... CHP daha sonra onları kendine mal etmiş de... Uydur uydur git, işine nasıl geliyorsa.
Halbuki ilişki tam tersi: ‘6 Ok’ önce CHP’nin programına konuyor (1930’ların başında). Daha sonra, 1937’de anayasaya giriyor.
Yani tarihsel olarak işleyiş, “anayasadan partiye” değil, “partiden anayasaya” doğru.
Niye? Çünkü o yıllarda Ankara’da, aynı Almanya’da ya da Sovyetler Birliği’nde olduğu gibi bir “parti-devlet bütünleşmesi” hayali var da ondan...
Dünyadaki otoriter ve totaliter rejimlere benzemeye çalışıyor bizimkiler. Kimse İngiltere’yi ya da ABD’yi örnek almıyor. Varsa yoksa Almanya, Sovyetler, İtalya...
Allah’tan ‘İkinci Dünya Savaşı’nı demokrasiler kazandı da, biz de ittire kaktıra çok partili siyasi düzene geçebildik. Almanya kazansaydı halimiz haraptı.
Sabah, 2 Ağustos 2007
|