Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Anadolu tarihine ışık tutuyorlar

Zengin tarihî mirasa sahip olan Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Erzurum ve Kars’ta bulunan müzelerde birçok kültüre ait binlerce eser sergileniyor. Erzurum Kalesi, Kars’taki Ani Harabeleri ve Iğdır’da bulunan Soykırım Anıtı da bölgedeki önemli tarihî varlıklar arasında yer alıyor.

Erzurum Müze Müdürü Mustafa Erkmen, “4 ayrı birimimiz var. Bunlar, Arkeoloji Müzesi, Yakutiye Medresesi Türk İslâm Eserleri Müzesi, Atatürk Evi ve ören yeri olarak da Erzurum Kalesi’dir’’ diye konuştu.

Bütün müzelerin ziyaretçilere açık olduğunu belirten Erkmen, arkeoloji müzesinde sergilenen eserlerden en önemlisinin, 5-6 bin yıl önceye dayanan Karaz kültürüne ait eserler olduğunu söyledi.

Karaz kültürünün dışında Trans Kafkas kültürüne ait eserlerin de sergilendiğini bildiren Erkmen, şunları kaydetti:

‘’Müzemizde Urartu dönemine ait zengin eserler de yer almaktadır. Arkeoloji müzemizde yaklaşık 20 bin eser sergilenmekte. Bunun 8 bini sikke, 3-4 bin civarı etnografik eser, diğer kalanları da arkeolojik eserlerdir. Diğer bir müzemiz Yakutiye Türk İslâm Eserleri Müzesi’nde ise 750-800 eser teşhir edilmektedir. 1310 yılında İlhanlı döneminden kalan anıtsal bir eser olan yapıda Selçuklu döneminden Osmanlı’ya kadar giyim, takı, el yazması, muska gibi etnografik eserlerin teşhiri yapılmaktadır.

Başka bir müzemiz ise millî mücadelenin temellerini attığı Atatürk Evi’dir. Hem Atatürk’ün hayatı hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılması açısından hayati öneme sahip bir mekân. Atatürk Evi, o dönemi yansıtan, o günkü dizayna göre teşrif tanzimi yapılmıştır. Ayrıca binada birtakım resim, fotoğraf ve harita gibi eşyalar da teşhir edilmektedir.’’

ERMENİ SOYKIRIMI BÖLÜMÜ

Müze Müdürü Erkmen, bölgede Ermeniler tarafından yapılan katliâma ilişkin kazılarda çıkan buluntuların sergilendiği bir seksiyonun da yer aldığını belirterek, şöyle devam etti:

‘’Tüm dünya basınını çağırarak, herkesin gözü önünde yapılan kazılar sonucu çıkan eserleri sergiliyoruz. Dünya kamuoyunun yanıltılmasına yol açan bazı iddiaların yersiz olduğunu göstermesi bakımından bu eserler önemlidir. Bu seksiyonda, 3 vitrinde yapılan sergilemede, 6-7 kazıdan elde edilen eserler bulunmakta.’’

Erzurum Kalesi önemine de dikkat çeken Erkmen, kale içerisinde Saltuklular döneminden kalan saat kulesi, kale mescidi ile medrese, türbe ve caminin yer aldığını ifade etti.

KARS

Kafkaslardan Anadolu’ya girişte ilk yerleşim merkezi olan Kars’ta, 1978 yılında İstasyon Mahallesi’nde yapılan müze binası, 1981 yılında hizmete açıldı.

Paleolotik dönem eserleri olarak, taş el baltaları, çakmak taşı, mikrolitler, kazıyıcı ve kesici aletler ile buzul çağının sonunda 2 milyon yıl önce yaşayan dinozorlara ait bir bilek kemiğinin de yer aldığı seksiyonda, eski Tunç çağına ait başta Anı Ören Yeri olmak üzere, bölgedeki höyüklerde siyah perdahlı kiremit olarak bilinen pişmiş toprak eserler de sergileniyor.

Urartu dönemine ait Sarıkamış Micingirt köyünde bulunan 2 adet bronz Urartu kılıcı ile bir bronz savaş kemeri ve bronz bilezikler ise müzede dikkat çeken eserler arasında yer alıyor.

Müzede, sikkeler, Roma, Bizans dönemi eserleri, genç Hristiyan dönemi eserleri ile Selçuklu dönemine ait eserler sergileniyor.

OCAKLI KÖYÜ VE ANİ ÖREN YERİ

Kars’a bağlı Ocaklı Köyü sınırları içerisinde yer alan ve Türkiye-Ermenistan sınırını çizen Arpaçay Nehri üzerindeki yüksekçe bir tepede kurulu Ani Ören Yeri’nde, 10 adet kilise, 1 adet köprü, 3 adet yapı kalıntısı ve çok sayıda bina kalıntısı temelleri bulunuyor.

Selçuklu Sultanı Alparslan’ın 1064 yılında bölgeyi fethinden sonra yaptırdığı saray, kervansaray, 2 cami, 2 hamamın kalıntılarının da yer aldığı ören yeri, bölgeye gelen turistlerin ilgisini çekiyor.

KÂZIM KARABEKİR PAŞA’YA AİT VAGON

Sovyet Rusya’nın Kafkas Kızıl 11. Ordu Komutanı Keker tarafından Kâzım Karabekir Paşa’ya gönderilen vagon, TCDD idaresince muhafaza edilmesinin ardından, 1970’ten beri Kars’ta şehir müzesi yanında döşenen kısa ray üzerinde ve üstü örtmeli bir yerde müze olarak kullanılıyor.

IĞDIR

Iğdır’da, ‘’Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesi’’, Nahcivan, İran ve Ermenistan’dan gelen yolların kavşağında yer alıyor.

Anıt müze, 5 Ekim 1999 tarihinde açılışında sonra bölgeye gelenlerin büyük ilgisini çekiyor. Yerden yüksekliği 43.50 metre olan anıt, halen Türkiye’nin en yüksek anıtları arasında yer almaktadır.

Anıt müzenin daire planlı salon içerisinde, Ermeniler’in katlettiği Türk şehitlerin sembolik mezarı bulunuyor.

Anıt müzede, bölgede Ermeniler tarafından katledilen Türkler’e ait toplu mezarların fotoğrafları ve bu kazılarda çıkarılan belgelerle sergileniyor. Müzede Ermenilerin yaptıkları katliâmlara ait fotoğraflar ile bir de kütüphane bulunuyor.

yaşayan dinozorlara ait bir bilek kemiğinin de yer aldığı seksiyonda, eski Tunç çağına ait başta Anı Ören Yeri olmak üzere, bölgedeki höyüklerde siyah perdahlı kiremit olarak bilinen pişmiş toprak eserler de sergileniyor.

Urartu dönemine ait Sarıkamış Micingirt köyünde bulunan 2 adet bronz Urartu kılıcı ile bir bronz savaş kemeri ve bronz bilezikler ise müzede dikkat çeken eserler arasında yer alıyor.

Müzede, sikkeler, Roma, Bizans dönemi eserleri, genç Hristiyan dönemi eserleri ile Selçuklu dönemine ait eserler sergileniyor.

KÂZIM KARABEKİR

PAŞA’YA AİT VAGON

Sovyet Rusya’nın Kafkas Kızıl 11. Ordu Komutanı Keker tarafından Kâzım Karabekir Paşa’ya gönderilen vagon, TCDD idaresince muhafaza edilmesinin ardından, 1970’ten beri Kars’ta şehir müzesi yanında döşenen kısa ray üzerinde ve üstü örtmeli bir yerde müze olarak kullanılıyor.

IĞDIR

Iğdır’da, ‘’Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesi’’, Nahcivan, İran ve Ermenistan’dan gelen yolların kavşağında yer alıyor.

Anıt müze, 5 Ekim 1999 tarihinde açılışında sonra bölgeye gelenlerin büyük ilgisini çekiyor. Yerden yüksekliği 43.50 metre olan anıt, halen Türkiye’nin en yüksek anıtları arasında yer almaktadır.

Anıt müzenin daire planlı salon içerisinde, Ermeniler’in katlettiği Türk şehitlerin sembolik mezarı bulunuyor.

Anıt müzede, bölgede Ermeniler tarafından katledilen Türkler’e ait toplu mezarların fotoğrafları ve bu kazılarda çıkarılan belgelerle sergileniyor. Müzede Ermenilerin yaptıkları katliâmlara ait fotoğraflar ile bir de kütüphane bulunuyor.

ANTALYA MÜZELERİ

DÜNYA MİRASINI AĞIRLIYOR

Türkiye’nin en zengin tabiî ve tarihî hazinelerine sahip Antalya Müzesi, kendine özgü koleksiyonlarıyla dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alıyor.

Bölgenin tarihini aydınlatan seçkin eserlerin sergilendiği Antalya Müzesi, öğretmen Süleyman Fikri Erten tarafından 1922 yılında kuruldu. Bir süre Kaleiçi’ndeki Alaaddin Camii’nde, 1937 yılından sonra Yivli Minare Külliyesi’nde faaliyet gösteren müze, 1972 yılında bugünkü binasına taşındı.

1988 yılında Avrupa Konseyi Özel Ödülü’nü alan Antalya Müzesi’ndeki 13 sergi salonu ve bahçesinde sergilenen eserlerin büyük çoğunluğunu, yerli ve yabancı bilim adamlarının bölgede yaptıkları periyodik kazılardan elde edilen eserler oluşturuyor. Antalya Müzesi’nde tabiat tarihi ve prehistorya, seramik, tanrılar, mozaik, mermer portreler, Perge Tiyatrosu, lahitler, sualtı, küçük buluntu, ikona, sikke salonları bulunuyor.

“SEÇKİN MÜZE”

Antalya Müze Müdürü Selahattin Eyüp Aksu, 53 bin eseri barındıran Antalya Müzesi’nin Avrupa’nın önde gelen 10 müzesi içinde olduğunu ifade etti.

Antalya Müzesi’nde sergilenen eserlerin büyük bölümünün kazı bölgelerinden geldiğini belirten Aksu, müzenin ayrıca bölgedeki kazı çalışmaları için bilimsel danışmanlık yaptığını söyledi.

Aksu, müzede geçen yıl başlatılan uygulama ile ayın ilk pPazartesi gününün halk günü ilân edildiğini ifade ederek, ‘’Halk gününde yedi aylık grafiğimiz, 13 bin 44 yerli ziyaretçi. Bunun dışında, 15 Temmuz itibariyle müze müdürlüğü ve 13 ören yerinin toplam ziyaretçi sayısı 1 milyon 91’e ulaştı. Bu ziyaretlerden toplam 1 milyon 900 bin YTL gelir elde ettik’’ dedi.

ALANYA MÜZESİ

Alanya Müzesi, arkeolojik ve etnoğrafik eserlerin korunması ve sergilenmesine yönelik olarak 1967 yılında iki bölüm halinde ziyarete açıldı. Müzenin ilk açılışında bölgede kalıntılarına rastlanmamasına rağmen, Anadolu kronolojisinin ziyaretçilere anlatılması amacıyla Eski Tunç, Urartu, Frig ve Lidya dönemlerine ait eserler Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden getirilerek, arkeoloji bölümünde sergiye sunuldu.

Müzede, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait pişmiş toprak, mermer, bronz, cam ve mozaik buluntular, milâttan önce 7. yüzyıldan Cumhuriyet dönemine kadar uzanan sikkeler, bronz heykeller, mozaikler, ve etnografik eserler sergileniyor.

Geçen yılının altı aylık bölümünde 131 bin 497 kişi tarafından ziyaret edilen Alanya Müzesi’nden 408 bin 31 YTL gelir elde edildi. Müzeyi, geçen yıl 333 bin 814 kişi ziyaret ederken, bu ziyaretlerden müze 1 milyon 817 bin YTL gelir elde etti.

AMASRA VE EREĞLİ’DEKİ MÜZELER

Resmî kazı yapılmamasına karşın tesadüfen bulunmuş eserlerle Türkiye’nin en zengin müzeleri arasında gösterilen Bartın’ın Amasra ilçesindeki Amasra Müzesi ile Zonguldak’ın Ereğli ilçesindeki Ereğli Müzesi, Türkiye’de ilgi gören müzelerin başında yer alıyor.

‘’Sesemos’’ adıyla MÖ 12. yüzyılda Fenikelilerin kıyılar boyunca oluşturduğu kolonilerle kurulan ve İranlı Prenses Amastrist’in yönetimi döneminde en parlak zamanını yaşayan Amasra, 3 bin yıllık tarihi geçmişin izlerini taşıyor.

EREĞLİ MÜZESİ

Ereğli ilçesinde 19. yüzyılda bölgenin ileri gelenlerinden Halil Paşa Karamahmutoğlu’nun yaptırdığı konakta hizmet veren Ereğli Müzesi, eski Tunç Çağı, Grek, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ait eserler sergileniyor.

Arkeoloji ve etnografya müzesi niteliğindeki müzede sergilenen 6 bin 57 eser, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Müzeyi geçen yıl 7 bin 221, bu yılın 6 ayında ise 3 bin 918 kişi gezdi.

Müze Müdür Vekili Handan Özalpay, müzede çok görkemli eserlerin bulunmadığını belirterek, şöyle dedi:

‘’3 bin 500 kadar sikke, 1000 kadar mühür ve genellikle mimari eserlerin yer aldığı müzemizde, etnografik eserler de mevcut. Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde kazı çalışmaları süren antik kentten çıkacak eserlerle sergi salonlarının zenginleşmesini bekliyoruz.’’

30.07.2007


 

Mermer kırıklarıyla resim yaptı

Babasının atölyesinde öğrendiği mermerciliği 40 yıllık tecrübeyle geliştirerek Selçuk’ta taş san’atkârlığını sürdüren Dursun Köroğlu (51), eserlerinin bir gün kıymetinin bilineceği ümidiyle çalışıyor.

Renk cümbüşü içinde farklı dizaynları biraraya getiren, alışılmışın ötesinde mermer lavabo, masa, biblo ve çeşitli eserler yapan Köroğlu, insanların bunları görünce şaşkınlığını gizleyemediğini, ancak yaptığı işin kıymetinin san’atseverlerce gerektiği gibi bilinmediğini ifade ediyor.

Köroğlu, yaptığı işte hep en iyi olma hırsı taşıdığını, gençliğinde bir dönem demir tornacılığı üzerinde de çalışmasının yardımıyla taşları daire biçiminde işlemede meslektaşları arasında biraz daha ön plana çıktığını söylüyor.

/ İZMİR

30.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004