|
|
|
Cumhurbaşkanının yetkileri kısıtlansın |
22 Temmuz seçimlerinde İstanbul’dan bağımsız aday olan Prof. Dr. Baskın Oran, sivil bir anayasanın yapılması, cumhurbaşkanı yetkilerinin makul düzeye indirilmesi gerektiğini vurguladı.
Genel seçim sonuçları belli olur olmaz cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları yeniden başladı, kimin cumhurbaşkanı olabileceği konuşuluyor ama cumhurbaşkanının yetkilerini gündeme getiren yok. Bianet’e konuşan Prof. Dr. Baskın Oran, cumhurbaşkanlığının 12 Eylül darbesinin ürünü olduğu, 1982 Anayasası’nda tanımlanan yetkilerinin genişliğini hatırlatarak, “Neredeyse yarı başkanlık sistemi biçiminde gerçekleşiyor” dedi.
İhtilâfın, bu etki alanını kimin eline geçireceği üzerine olduğunu kaydeden Oran, “Şimdiye kadar hiçbir parti bu yetkilerle ilgili bir şey yapmadı. AKP de bu yetkileri değiştirmeden kendi istediğini cumhurbaşkanı olarak seçtirmek niyetinde. Yetkilerle ilgili bir sıkıntısı yok. Tıpkı Seçim Yasası’ndaki yüzde 10 ülke barajından çok memnun olduğu gibi” diye konuştu.
Oran, AKP’nin cumhurbaşkanının eşinin başı bağlı olmasını kabullenecek bir zihniyet değişikliğine de ihtiyacı olduğunu belirtti.
Sivil bir anayasanın yapılması, cumhurbaşkanı yetkilerinin makul düzeye indirilmesi gerektiğini vurguayan Oran, “Keşke bu Meclis, bir kurucu meclis gibi hareket edebilse” dedi.
|
/ ANKARA
30.07.2007
|
|
|
Demokratik taleplere öncelik verilmeli |
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi, hukukçu Prof. Dr. Ergun Özbudun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektupta, “Önümüzdeki yasama döneminde, gerek Türk halkının yükselen demokratik taleplerine, gerek muhtemel AB üyeliğimizin icaplarına uygun olarak yeni bir Anayasanın yapılmasına öncelik verilmelidir” dedi.
Siyasetle ilişkisi olmayan, alanlarında otorite akil adamlar, kendi konularındaki sorunlarını Vatan gazetesi aracılığıyla Başbakan Erdoğan’a iletti. Hukukçu Prof. Dr. Özbudun, mektubunda, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin acilen çözüm bekleyen birçok önemli sorunla karşılaşacağı, bunların cesur kararlar gerektireceğinin açık olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Özbudun, bu sorunların en önemlilerinden birinin, sivil, demokratik ve insan hakları standartlarını çok daha yüksek düzeye çıkaran yeni bir anayasanın yapılması ihtiyacı olduğunu vurguladı. Türkiye’nin kendisine özgü siyasal gelişme çizgisinin sonucu olarak, Cumhuriyetin üç anayasasından hiçbirinin, halkın serbest iradesiyle seçtiği gerçek temsilcilerinden oluşan bir kurucu meclis tarafından, bir özgür tartışma ve uzlaşma ortamı içinde yapılmadığını ifade eden Prof. Dr. Özbudun, şunları kaydetti: “Özellikle olağanüstü şartlar altında ve olağandışı yöntemlerle yapılan 1982 Anayasası, kabulünden itibaren ciddî eleştirilere konu olmuştur. Bu Anayasanın, birey hürriyetlerinin korunmasından çok, devlet otoritesinin güçlendirilmesine öncelik verdiği, birçok hükümlerinin otoriter bir devlet anlayışını yansıttığı herkesin malûmudur.
Bu Anayasada geçtiğimiz dönemlerde yapılan değişiklikler, demokratikleşme açısından olumlu adımlar teşkil etmekle beraber, Anayasadaki anti-demokratik izleri tümüyle silebildiklerini söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla önümüzdeki yasama döneminde, gerek Türk halkının yükselen demokratik taleplerine, gerek muhtemel AB üyeliğimizin icaplarına uygun olarak yeni bir Anayasanın yapılmasına öncelik verilmelidir. Bu Anayasa toplumun mümkün olan en geniş kesimlerinin değerlerini yansıtacak şekilde, kapsamlı bir tartışma ve uzlaşma süreci içinde hazırlanmalı; temel hak ve hürriyetlerle ilgili güvenceler güçlendirilmeli, hukuk devleti ilkesini zayıflatan yargı kısıtlamaları kaldırılmalı, siyasal katılım teşvik edilmeli, sivil siyaset alanı genişletilmeli ve devlet kurumlarının, parlamenter rejim ilkeleri çerçevesinde daha uyumlu olarak çalışmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır.”
Prof. Dr. Ergun Özbudun, bu bağlamda, 1982 Anayasasının sorumsuz fakat geniş yetkili bir makam olarak ortaya koyduğu cumhurbaşkanlığının, parlamenter rejim ilkelerine uygun olarak düzenlenmesi ve cumhurbaşkanının yetkilerinin esas itibariyle sembolik yetkilerle sınırlandırılması gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Özbudun, “Anayasa Mahkemesi ve HSYK üyelerinin seçiminde Batı demokrasilerinde olduğu gibi TBMM’ye de rol tanınarak, bu kurumların demokratik meşruluğu güçlendirilmelidir” dedi.
Akılcı kamuoyu gerekiyor
TÜSİAD AB Temsilcisi Bahadır Kaleağası ise mektubunda AB konusuna değindi. “AB konusunda akılcı Türk kamuoyu gerekiyor” diyen Kaleağası, Türkiye’nin düşünce özgürlüğü ve TCK 301. madde gibi demokratik eksiklerini kullanan bazı dış karşıt çevrelerin oyununu bozulması gerektiğini söyledi.
Kıraça Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Sanayici İnanç Kıraç, yeni hükümettin sanayinin sorunlarını çözecek yeni politikaların çok çabuk ele alınması gerektiğini belirtirken, Garanti Bankası eki Genel Müdürü- Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF Türkiye) Başkanı Akın Güngör, en elzem sorunun su olduğunu ifade ederek, su kaynaklarının tek elden yönetimini sağlayacak bütüncül bir Ulusal Su Yasası çıkartılmasının önemini hatırlattı. İşadamı İbrahim Betil de katılımcı demokrasinin hayata geçirilmesini istediği mektubunda, "Eğitim bu ülkenin ‘en önemli önceliği’ ise, devlet bütçesinden bu alana, ‘en önemli öncelikli’ olduğuna uygun ve bunu vurgulayan düzeyde bir kaynak ayırın” dedi.
Türk-iş Genel Başkanı Salih Kılıç ise örgütlenmedeki engellemelerin kaldırılmasını isteyerek, asgari ücretin yükseltilmesi gerektiğini söyledi. MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş de Kürt meselesine demokrasi sorunu olarak yaklaşılması gerektiğini ifade etti.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
30.07.2007
|
|
|
MÜSİAD’dan da destek |
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Bolat, Türkiye’nin yeni, daraltılmış, sivil karakterli ve modern devlet-vatandaş ilişkilerini düzenleyen bir anayasaya ihtiyacı olduğunu belirtti.
MÜSİAD Genel İdare Kurulu (GİK), Genel Merkez Yönetim Kurulu, Sektör Kurulları Başkanları ve 28 ilden MÜSİAD şube başkanlarının katılımıyla Genel Merkez binasında gerçekleştirildi. GİK sonrasında yeni hükümete yönelik önerilerin yer alındığı sonuç bildirisinin açıklandığı basın toplantısında konuşan Bolat, 22 Temmuz 2007 seçimlerinin öncesindeki tartışmaların, suçlamaların ve kamplaşma arayışlarının geride bırakılması gerektiğine inandıklarını dile getirdi.
Kamu alanında yapılmasına ihtiyaç duyulan reformlara da değinen Bolat, ‘’Türkiye’nin yeni, daraltılmış, sivil karakterli ve modern devlet-vatandaş ilişkilerini düzenleyen bir anayasaya ihtiyacı var. Türkiye’de daha sivil, daha demokratik, daha özgürlükçü ve ekonomik refahın daha paylaşımcı bir temele oturacağı bir anayasa reformu öncelikli bir ihtiyaçtır’’ dedi.
Bolat, kamu yönetimi, kamu personeli, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ve üniversiteler konularının da diğer öncelikli reform alanları olduğunu dile getirerek, üniversiteler ile YÖK arasında daha şeffaf bir ilişki olması gerektiğini vurguladı.
|
/ İSTANBUL
30.07.2007
|
|
|
Vekiller kayıt sırasında |
22 Temmuz seçiminde 23. dönem parlamentosunda seçilen milletvekilleri mazbatalarını aldıktan sonra TBMM’de kayıt sırasına girdi. Meclis Şeref Holünde oluşturulan kayıt bürosuna bugüne kadar 78’i AKP’li, 61’i MHP’li, 30’u CHP’li 3’te bağımsız olmak üzere toplam 172 milletvekili başvurdu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin işlemlerini, partisinin Ankara Milletvekili Bölükbaşı ile Özel Kalem Müdürü Karakaş yaptırdı. Kayıtlar hakkında bilgi almak için Meclise gelen Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Bağımsız Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve Bağımsız Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, Bağımsız İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın işlemlerinin tamamlanması için bir süre Şeref Holünde beklediler. Ufuk Uras, gazetecilerin milletvekili rozeti alıp almayacağı yönündeki sorusuna “Benim rozete ihtiyacım yok’’ diyerek esprili bir cevap verdi. Uras, mal beyanı olmadığı için de işlemlerinin çabuk sürdüğünü dile getirerek, boş kağıda imza attığını anlattı.
Bu arada, AKP’li Muzaffer Gülyurt, Mehmet Yılmaz Helvacıoğlu ve Cemal Taşar, CHP’li Tekin Bingöl ve Ahmet Küçük, MHP’li Ahmet Orhan ve Hüseyin Yıldız’ın altın rozet almak için isim yazdırdığı öğrenildi.
|
/ ANKARA
30.07.2007
|
|
|
Halkın taleplerine cevap veremedik |
CHP’nin 22 Temmuz’da aldığı sonuçlar tartışılmaya devam ediyor. Seçimlerde Diyarbakır’da alınan başarısız sonuçlardan dolayı CHP İl Başkanlığı’ndan istifa eden Medeni Öz, Doğu ve Güneydoğu’da halkın taleplerine cevap veremediklerini söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 22 Temmuz’da yapılan genel seçimlerde aldığı sonuçlar tartışılmaya devam ediyor. Seçimlerde Diyarbakır’da alınan başarısız sonuçlardan dolayı CHP İl Başkanlığı’ndan istifa eden Medeni Öz, Doğu ve Güneydoğu’da halkın taleplerine cevap veremediklerini söyledi. CHP Diyarbakır’da bir önceki seçimlerde 24 bin 963 oy alırken; bu seçimlerde 9 bin 355 oy aldı. MHP ise Diyarbakır’da 11 bin 355 oy aldı. “Diyarbakır’da başarısız olduğumuz için il başkanlığından istifa ettim” diyen Öz, Doğu ve Güneydoğu’da hüsrana uğradıklarını vurguladı. Sonuçlara birşey denilemeyeceğini çünkü bunun halkın takdiri olduğunu dile getiren Öz, “Halkın istek ve taleplerine cevap veremedik. Geçmişte Diyarbakır CHP’nin kalesiydi. Ancak şimdi taban kaydı. Kayıncada bu sonuç ortaya çıktı” dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın “Seçimlerde başarılı olduk” yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Öz, “Başkanın açıklamalarına birşey diyemeyeceğim. O da başkanın sorunu” diye konuştu.
|
/ DİYARBAKIR
30.07.2007
|
|
|
DTP: Darbelerin izleri anayasadan silinmeli |
Eski DTP Genel Başkanı, Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk, her dönemde sivil anayasayı savunduklarını; bugün de sivil Anayasa konusunda yapılacak çalışmalara destek vereceklerini söyledi.
Seçimde, Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) desteklediği bağımsız milletvekillerinden 19’u, TBMM’de kaydını yaptırdı. Eski DTP Genel Başkanı, Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk, kayıt işlemlerinin tamamlanmasından sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu; soruları cevapladı.
Türk, 2007 seçimini çok önemsedikleri; Türkiye’de demokrasinin kalıcı hale gelmesi ve barışçıl bir sürecin gelişmesi için çaba sarf eden grup olacaklarını söyledi. Türk, AKP’li Zafer Üskül’ün, ‘’sivil Anayasa yapılması, Atatürk ilke ve inkılaplarının Anayasadan çıkarılması’’ önerisiyle ilgili ne düşündüklerinin sorulması üzerine, her dönemde sivil anayasayı savunduklarını; bugün de sivil Anayasa konusunda yapılacak çalışmalara destek vereceklerini söyledi. Darbelerin izlerini silmek için Parlamentonun bir sorumluluğu olduğunu ifade eden Türk, ‘’Biz, bir sivil Anayasanın oluşturulması konusunda destek vermiş olacağız’’ dedi.Türk, ‘’Atatürk ilke ve inkılapları, Anayasadan çıkarılmalı mı?’’ sorusunu cevaplarken de ‘’Bir ideoloji, Anayasa olmaktan çıkmalıdır. Sonuçta demokratik, çağdaş bir Anayasayı hedefliyoruz. Şimdi Atatürk ilke ve inkılaplarını herkes kendisine göre yorumluyor. Biz aslında çağdaş bir mantıkla, anlayışla yorumlanmasını istiyoruz. İdeolojik tartışmalar yerine, sivil, çağımızın ihtiyaçlarına yanıt veren bir Anayasanın olması gerekir’’ diye konuştu.
Türk, bir soru üzerine diyalog ve uzlaşıyı temel anlayış olarak aldıklarını ifade ederek, ''Belimizde kılıç yok. Kılıçları kuşanmış değiliz. Diyalog oluşturmaya geliyoruz. Parlamentoda gerginlik yaratmak için değil, var olan gerginliği ortadan kaldırmak için çaba göstereceğiz'' dedi.
|
/ ANKARA
30.07.2007
|
|
|
TCK 301. madde kaldırılsın |
Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda, yeni kurulucak hükümetin önünde üç öncelik bulunduğunu söyledi. Türkiye’deki seçim sonuçlarını Avrupa ve Türkiye için olumlu bulduğunu ifade eden Swoboda,Türkiye’nin siyasî, ekonomik, sosyal reformlara devam etmesinin önemli olduğunun altını çizdi.
P Sosyalist Blog’una Türkiye ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Hannes Swoboda, şunları kaydetti:
‘’Yeni Türk hükümeti seçimden hemen sonra ne yapmalı? Bu bana sıkça sorulan bir soru. Üç konu özellikle önemli görünüyor.
İlk olarak ifade özgürlüğünü garantilemek için Meclis’e Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin kaldırılmasını önermeliler.
İkinci iş olarak Türk toplumunda açılan uçuruma köprü olabilecek, ılımlılığın sesi olacak ve Türkiye’yi geleceğine hazırlamaya yardım edebilecek bir Cumhurbaşkanı adayı aramaları gerekir.
Son ama çok önemli nokta olarak da yeni hükümet Irak hükümetiyle ve Irak’taki Kürt yetkililerle Irak’tan kaynaklanan terörist faaliyetleri durdurmak için açık bir diyalogda bulunmalı. Türkiye Irak’ı istilâ etmek niyetinde olmadığını açıkça belirtmeli.’’
|
/ BRÜKSEL
30.07.2007
|
|
|
AB: Müzakereler ve IMF, Türkiye’ye istikrar getirdi |
AB Komisyonu, Ekonomik ve Malî İşler Genel Direktörlüğü Türkiye’nin AB’yle üyelik görüşmeleriyle IMF programının sağladığı dayanak noktasının, Türkiye’ye makroekonomik istikrar getirdiğini belirtti.
AB Komisyonu Ekonomik ve Malî İlişkiler Genel Direktörlüğü tarafından hazırlanan, aday ülkeler tarafından sunulan “malî bildirimlerin” incelendiği “Occasional Paper” yayınlandı. Özel çalışmada, Hırvatistan, Makedonya ve Türkiye’deki ekonomik gelişmeler değerlendirildi. 2007 mali bildirimde Türkiye’de AB Mali Standartları (ESA 95) ile tahakkuk etmiş faizlerin daha iyi bir şekilde düzenlenmesinin, faiz dışı bütçe dengesinde 2005’te ve 2006’da iyileşme getirdiği ifade edildi. Genel Direktörlük, Türkiye’de ücretlerin görece ılımlı arttığını, kamu harcama kesintilerinin “doğrusal” gittiğini, işsizliğin de görece yüksek olduğunu bildirdi, “Türkiye’nin borç dinamikleri üzerinde yapılan etraflı bir değerlendirme, faiz dışı fazlayı ve finansal maliyetlerdeki azalmayı daha ileri noktaya taşımanın artan önemini göstermektedir” dedi.
Raporda, Türkiye’de kamu finansmanının en önemli özelliklerinden birinin yüksek faiz yükü olduğu belirtildi. 2001’den bu yana iç reel faiz oranlarının yüksek seyrettiği, bunun ekonomide görece yüksek belirsizliği ve kısıtlı iç sermaye piyasasını yansıttığı belirtilen çalışmada, “Faiz oranları, döviz oranlarındaki dalgalanmalar ve piyasa duyarlılığındaki değişimlerle de yakından ilgili olmuştur. AB üyelik görüşmelerinin başlaması ve IMF programının sağladığı dayanak noktası makroekonomik istikrarı geliştirmiştir” denildi.
|
30.07.2007
|
|
|
Türkiye tarımda ithalatçı olacak |
Türkiye’nin AB’ye tam üye olması halinde, AB’ye tarımsal maliyetinin 1,4-5,8 milyar avroda kalmasına karşın, dış ticaretin serbestleşmesi sebebiyle tarımda net ithalatçı konumuna düşeceği belirtildi.
ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Çakmak ve Dr. Ozan Eruygur’un yaptığı araştırmaya göre, AB’nin mevcut tarımsal destekleme politikası devam ederse ve destekler tam olarak ödenirse, Türkiye 2015’te tam üye olursa, 5 milyar 873 milyon avro tarımsal destek alabilecek. Ancak, AB, yeni üye olan 15 ülkeye olduğu gibi, desteklerin yüzde 25’ini öderse, alınacak destek 1 milyar 468 milyon avroda kalacak.
Prof. Dr. Çakmak ve Dr. Ozan Eruygur, ‘’AB Üyeliğinin Türk Tarımına Etkisi’’ konulu araştırmalarında, gümrük birliği ve tam üyelik halinde, Türkiye’nin tarım dış ticaretinde belkenen gelişmeleri değerlendirilirken, tam üyelik halinde Türkiye’nin AB’ye tarımsal maliyetini de hesapladı.
Edinilen bilgiye göre, araştırma sonucunda, hayvanî ürünlerdeki üretim açığı dikkate alınırsa, hayvanî ürün ithalatında artışın kaçınılmaz olduğu ortaya konulurken, AB ile ticaretin genel olarak tüketici fiyatlarında ortalama yüzde 10,5 indirime neden olacağı belirlendi.
Araştırmada, ‘’AB üyeliğinin tüketici refahında yüzde 10’un üzerinde artışa sebep olurken, üretici refahındaki artışın Ortak Tarım Politikası (OTP) ödemelerin tam olarak alınmasına bağlı olduğu’’ özellikle vurgulandı.
Diğer taraftan, araştırma, Türkiye’nin tam üyeliğinin AB’ye tarımsal maliyetinin daha önce değişik kesimlerce ifade edildiği gibi 30-40 milyar avro olmadığını da ortaya koydu.
Türkiye’nin 2015’te tam üye olacağı varsayımına dayanan araştırmaya göre, AB’nin mevcut destek politikası devam ederse, Türkiye, 2015’te, 4 milyar 416 milyon avrosu bitkisel üretim, 1 milyar 456 milyon avrosu da hayvanî üretim için olmak üzere, AB’den toplam 5 milyar 873 milyon avro destek alacak. Ancak, AB’nin, yeni üye olan diğer ülkeler gibi Türkiye’ye de desteklerin yüzde 25’ini ödemesi halinde, alınacak tarımsal destek miktarı, bitkisel üretimde 1 milyar 104 milyon avro, hayvansal üretimde 364 milyon avro olmak üzere toplam 1 milyar 468 milyon avroya düşecek.
AB’nin doğrudan destek ödemelerinde mevcut desteklerden indirime gitmesi halinde, Türkiye, 2015’te 4 milyar 201 milyon avro destek ödemesi alacak. Ancak, bu tarihte de destek ödemelerin yüzde 25’i yapılırsa, alınacak destek 1 milyar 50 milyon avroda kalacak.
Yürürlükte olan gümrük birliği anlaşması sadece sanayi ürünlerini ve buğday, şeker ve süt içeren işlenmiş tarım ürünlerini (çikolata, şekerleme, çocuk mamaları, bisküvi, pasta, makarna, dondurma gibi) kapsayıp, diğer tarım ürünlerini kapsam dışında tutarken, tam üyelik halinde, tahıllar, yağlı tohumlar, protein bitkileri ve üretimden çekme (set-aside) için AB’nin telâfi ödemeleri Türkiye’de de tam olarak uygulanacak. Türkiye, AB’de uygulanan diğer destekleri de alacak. Türkiye-AB tarımsal mallar ticaretinde bütün kısıtlamalar kalkacak. AB’nin çay, tütün, fındık ve şeker pancarı için müdahale alımları ve kısıtları Türkiye’de de uygulanacak, tarımsal üretime girdi desteği ve fark ödemesi verilecek. Türkiye, AB’nin diğer ülkelere yönelik ticaret politikası önlemlerini aynen uygulayacak.
İTHALAT ARTACAK
Aynı araştırma, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği halinde, AB’ye tarımsal maliyetinin 1,4-5,8 milyar avroda kalmasına karşın, dış ticaretin serbestleşmesi sebebiyle tarımda net ithalatçı konumuna düşeceğini ortaya koydu.
Tarımsal dış ticarette korumaların kalkması sebebiyle, tam üyelik halinde, Türkiye, 2015’te, AB’ye 2 milyar 512 milyon dolarlık bitkisel ürün ihraç ederken, AB’den 2 milyar 818 milyon dolar hayvansal ürün ithal eder hale gelecek. Özellikle hayvanî ürünlerde ithalat çok artacak.
Mevcut destek politikasının devamı halinde AB’den 2015’te 5,8 avro tarımsal destek alabilecek olan Türkiye, diğer taraftan AB ile tarım dış ticaretinde 306 milyon dolar açık verecek.
|
/ ANKARA
30.07.2007
|
|
|
Unakıtan: Türkiye’nin önü açık |
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, ‘’Türkiye’de çok hızlı bir kalkınma olacaktır. Türkiye’nin önü açık’’ dedi.
Bakan Unakıtan, Bilecik il girişinde Vali Musa Çolak, Osmaneli ilçesi Belediye Başkanı Selahattin Çetintaş ve İl Genel Meclisi Başkanı Hasan Hüseyin Çelik tarafından karşılandı. Gazetecilerin 22 Temmuz seçimleriyle ilgili soruları üzerine Bakan Unakıtan, Türk milletinin AKP Hükümetinin yaptığı hizmetleri çok iyi değerlendirdiğini söyledi.
Bakan Unakıtan, şöyle konuştu:
‘’Türk milleti ülkenin geleceğinin de bu partiyle olacağını anladı ve bunu çok iyi değerlendirdi. Ona göre de oylarını kullandı. Dolayısıyla bugünkü başarı bana göre Türk milletinin başarısıdır. Türk milletinin tercihini doğru kullanmasıdır. O bakımdan Türkiye için şimdi daha istikrarlı, daha huzurlu, daha hızlı bir kalkınma olacak. Gelecek günler buna gebe. Türkiye’de çok hızlı bir kalkınma olacaktır. O bakımdan Türkiye’nin önü açık.’’
Bakan Unakıtan yeni kabinede tekrar görev alıp almayacağı yönündeki bir soruya şu cevabı verdi:
‘’Yemin töreninden sonra Cumhurbaşkanı, Başbakanımıza yeni hükümeti kurma yetkisi verir. Bu normal anayasal prosedürdür. Ondan sonra yeni hükümet kurulduğunda da beraber göreceğiz. Ama buralara hizmet etmek de benim için çok güzel bir duygu.’’
|
/ BİLECİK
30.07.2007
|
|
|
Sıcaklar daha da artacak |
Hava sıcaklığının hafta ortasına kadar mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edeceği bildirildi. Sıcaklığın, Çarşamba ve Perşembe günleri kuzey ve iç bölgelerde azalarak mevsim normallerine ineceğinin tahmin edildiği kaydedildi.
Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı tabloya göre, beklenen sıcaklık ile bağıl nem arasındaki ilişki, hissedilen sıcaklığı veriyor. Alınan bilgiye göre, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bugünlerde vatandaşlara sıcak uyarısında bulunan Sağlık Bakanlığının hazırladığı tablo, önemli bilgiler veriyor.
Hava sıcaklığının bölgedeki nemin etkisiyle farklılık gösterebildiğini anlatan sıcaklık tablosuna göre yükselen nemle birlikte hissedilen sıcaklık oldukça fazla olabiliyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün sıcaklık tahminlerine göre bir değerlendirme yapıldığında vatandaşların tabloya göre hissedilecek sıcaklığı hesaplamadan dışarı çıkmamaları sağlıkları açısından çok faydalı görünüyor.
Ankara’da ise bugün ve Salı günü hava sıcaklığı 37 derece bekleniyor.
Ankara merkezde nem oranı gün içinde sürekli değişiyor fakat yüzde 30’un üzerinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda hissedilecek sıcaklık en az 38 derece olarak görünüyor. Nem oranı yüzde 40’a ulaştığında ise hissedilecek sıcaklık 42 dereceye çıkıyor.
İstanbul’da ise bugün ve Salı günü hava sıcaklığı 33 derece bekleniyor. Nem oranının yüzde 60 olduğu ele alındığında İstanbul’da hissedilecek sıcaklık 42 dereceye ulaşıyor. İstanbul’da hava sıcaklığının 38 dereceye çıkması halinde aynı yüzde 60’lık nem oranıyla hissedilen sıcaklık 56 dereceye ulaşıyor.
Muğla’ya bakıldığında ise bugün ve yarın hava sıcaklığı 40 derece olacağı tahmin ediliyor. Bölgedeki nem oranının yüzde 45 ve üzerine olduğu düşünüldüğünde hissedilen sıcaklık değeri 51-55 derece arasında oluyor.
Adana’da ise hava sıcaklığı bugün ve yarın 38 derece olması bekleniyor. Bölgedeki nem oranı ise gün içinde sürekli değişkenlik gösteriyor ancak yüzde 60 ve üzeri olduğu ele alındığında hissedilen sıcaklık değeri 56 dereceye çıkıyor.
43 DERECE, 77 DERECE HİSSEDİLİYOR
Kahramanmaraş’ta bugün ve yarın hava sıcaklığının 43 derece olması bekleniyor. Bölgedeki nemin yüzde 45 civarında olduğu göz önünde bulundurulduğunda hissedilecek sıcaklık değeri 62 derece olarak görülüyor. Nemin yüzde 50’ye çıkması halinde sıcaklık 67 dereceye ulaşacak. Tabloya göre hava sıcaklığının 43 derece, nemin ise yüzde 60 beklendiği bir bölgede hissedilen sıcaklık 77 dereceye kadar çıkıyor. 44 derece ve
yüzde 65’lik nemde ise hissedilecek sıcaklık 89 derece oluyor.
|
/ KONYA
30.07.2007
|
|
|
Kuraklığa tasarruflu klozet |
Küresel ısınmanın beraberinde getirdiği susuzluk riskine karşılık daha az su tüketen klozet üretildi.
Aşırı sıcakların ardından barajların kuruması ve susuzluk sorununun gündeme gelmesiyle su tasarrufuna yönelik çalışmalar da artırıldı. Ev ve işyerlerinde en çok su tüketimine sebep olan klozetler de küresel ısınmaya göre uyarlandı. Türkiye’nin 3 büyük seramik üreticisinden biri olan Ece Seramik, su tasarrufuna destek olmak için 4,5 litre su ile gerekli temizlik sağlayabilen özel klozet üretti. Avrupa ülkelerinde bile en az 6 litreye kadar düşürülebilen bu standart, Türkiye’de halen 6 ila 9 litre arasında değişiyor. Yeni klozetleri kullanan evlerde yıllık 25 bin litre su tasarrufu sağlanacak.
|
/ ÇORUM
30.07.2007
|
|
|
Bebeklerde ishal ve yüksek ateş arttı |
Son günlerde mevsim normallerinin üzerine çıkan sıcaklar sebebiyle ishal ve ateş şikâyetiyle hastanelere başvuran bebek sayısında artış oldu.
Konya’daki hastanelerin çocuk servislerinden alınan bilgiye göre, son günlerde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 6-8 derece üzerinde seyretmesi, bebekleri ve çocukları olumsuz etkiliyor. Aşırı sıcak sebebiyle ortaya çıkan ishal ve yüksek ateş yüzünden hastanelere başvuran bebek ve çocuk sayısında artış olurken, özellikle yüksek sıcaklık ve yüksek nemin oluştuğu durumlarda 0-2 yaş grubu çocuklarda bazı rahatsızlıkların ortaya çıkabildiği bildirildi.
Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde görevli Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Gürel, hastanelerinde sıcaklığın yol açtığı bir yoğunluk yaşandığını belirterek son günlerde genellikle ateş ve ishal şikâyetine baktıklarını söyledi.
Ortam sıcaklığının artmasına bağlı olarak bebeklerin vücudunda su kaybının ciddî boyutlara ulaşabildiğini ifade eden Gürel, şunları kaydetti: “Bu durumda susuzluk ortaya çıkıyor. Su kaybı telâfi edilmezse bebek ve çocuklarda susuzluk ateşi ortaya çıkar. Birçok aile bunu sıcağa bağlayıp boş verebiliyor ancak bu durum ciddî sorunlara yol açabilir. Susuzluk ateşi havaleye, ardından da fiziksel ve zihinsel kalıcı sorunlara neden olabilir”
|
/ KONYA
30.07.2007
|
|
|
Yine otobüs kazası: 3 ölü, 28 yaralı |
Kırıkkale-Kayseri karayolu’nun 13. kilometresi Hasandede beldesi yakınlarındaki rampada bir tur otobüsünün devrilmesi sonucu meydana gelen 3 kişinin öldüğü, 28 kişinin yaralandığı kazada ölenlerin 2’si ile yaralıların kimlikleri belirlendi.
Duran Şahiner’in kullandığı 34 VV 9024 plakalı tur otobüsünün devrildiği kazada ölen 3 kişiden 2’sinin Doğan ve Güzel Kılıç olduğu öğrenilirken, ölen diğer kişinin kimliği henüz belirlenemedi.
Kazada yaralanan 28 kişi ise Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi ile Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.
Kaza, yokuş aşağı inen Duran Şahiner yönetimindeki 34 VV 9024 plakalı tur otobüsün aniden yalpalayarak devrilmesiyle meydana geldi. Devrilmenin şiddeti ile yolda yaklaşık 25-30 metre sürüklenen otobüste bulunan yolcuların bazıları patlayan camlardan dışarı fırladı. Kazada 3 kişi hayatını kaybederken, 28 kişi de yaralandı. Hastanelerde tedâvi altına alınan yaralılar yokuş aşağı inen otobüsün önüne aniden bir kamyonun çıktığını ve sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesinin ardından otobüsün devrildiğini öne sürdüler.
|
/ KIRIKKALE
30.07.2007
|
|
|
5 Asya ülkesine vize kolaylığı |
Azerbaycan, Moğolistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan vatandaşlarının Türkiye’ye yapacakları azamî 30 gün ikamet süreli turistik amaçlı seyahatlerinde tek taraflı vize muafiyeti sağlanacak.
Bakanlar Kurulunun konuya ilişkin kararı, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.
Karara göre, Azerbaycan, Moğolistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ın umuma mahsus pasaport hamili vatandaşlarının Türkiye’ye yapacakları azamî 30 gün ikamet süreli turistik amaçlı seyahatlerinde 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 10. maddesine göre tek taraflı vize muafiyeti sağlanacak. Pasaport Kanunu’nun 10. maddesi, hükümetin, yabancı devletlerle pasaport ibrazı ve vize alma mecburiyetinin kaldırılması veya vizelerin harçtan muaf tutulması da dahil olmak üzere pasaport ve vize işlerinde istisnaî kolaylıklar gösterilmesine mütaallik karşılıklı anlaşmalar yapmaya ve lüzum göreceği hallerde bazı devletler tebaaları için vize mecburiyetini tek taraflı olarak da kaldırmaya yetkili olduğunu öngörüyor.
|
/ ANKARA
30.07.2007
|
|
|
Savaş helikopteri projesinde sona gelindi |
Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı için üretimi planlanan taktik-taarruz helikopterleri projesinde sona gelindi.
Yazılım ve donanımı milli imkanlarla tasarlanıp üretilecek olan toplam 90 adetlik savaş helikopteri üretiminde ana yükleniciliği görevini üstlenen Türk havacılık sanayi ile İtalyan Agusta Westland arasındaki sözleşme görüşmelerinin başlatılması ile ilk somut adım atıldı. İlk aşamada 50 adet daha sonra opsiyonel olarak 40 olmak üzere toplam 90 adet olarak üretimi planlanan savaş helikopterleri üretiminde Savunma Sanayii İcra Kurulunun geçtiğimiz günlerde aldığı karar çerçevesinde İtalyan Agusta Westland firması işbirliği ile gerçekleştirilecek.
ATAK programı için karşılaması model uyarınca TUSAŞ Ana Yüklenici, Aselsan ve Agusta Westland firmaları ise alt yüklenici olarak üretim görevi üstlenecek.
Toplam proje süresi 114 ay olarak belirlenen proje takvimi uyarınca ilk Türk Özgün Konfigürasyonu Helikopterinin kalifikasyonu 68 ay, İlk Türk Özgün Konfigürasyonu Helikopterin teslimatı ise 60 ay olarak planlandı.
|
/ ANKARA
30.07.2007
|
|
|
Ailelere ergen eğitimi |
Giresun Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Aile Danışma Merkezi Müdür Vekili Mehmet Önder Temel, ergenlik dönemine giren gençlerin psikososyal dünyaları hakkında ailelerini bilinçlendirmeye yönelik eğitim programı düzenleyeceklerini söyledi.
Temel, yaptığı açıklamada, bu yıl içinde 20 ailenin merkeze çocuklarının ergenlik sorunlarıyla ilgili başvurduğunu, sorunların çözümü konusunda ailelere yardımcı olmaya çalıştıklarını belirtti.
Aile Danışma Merkezi Müdürlüğü’nün Eylül ayında 7-19 yaş arasında çocuğu bulunan ailelere yönelik ‘’Ergenlik Dönemine Yönelik Ailelere Eğitim Programı’’ çalışması yapacağını ifade eden Temel, ‘’Okullar açıldığında, belirlenen yaş grubundaki çocuk ve gençlerin ailelerini tesbit ederek çalışma hakkında gerekli duyuruları yapacağız. Talepler doğrultusunda çalışmalara başlayacağız’’ dedi.
Temel, ergenlik dönemindeki bireylerin, ailelerinin eğitim seviyesi ne olursa olsun mutlaka çatışma yaşadıklarını, bu durumun önemli sorunlara sebep olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Ergenlik dönemine giren gençlerin psikososyal dünyaları hakkında ailelerini bilinçlendirmeye yönelik eğitim programı düzenleyeceğiz. Birçok aile eğitimli de olsa çocuğunun ergenlik dönemini sağlıklı şekilde atlatabilmesi, sorunların çözümü noktasında yanlış tutum ve davranış sergileyebilmektedir. Yapılan çalışmalar, özellikle son dönemlerde suç oranlarındaki artışın, aileler ile çocuklar arasında oluşan uçurumlardan kaynaklandığını göstermektedir. Ergenlik döneminde birey ailesinin kendisine yakın olmadığını düşünerek sorunlarını paylaşamadığı için dışarıdan bir arkadaşa ihtiyaç duymaktadır. Kendisine yakın arkadaş bulamadığında ise içine kapanıp, intihar eğiliminde olabilmektedir. Ayrıca bu dönemde kendini yalnız hisseden ve yanlış arkadaş seçiminde bulunan genç, okul başarısızlığı gibi olumsuzluklar da gösterebilmektedir.’’
Bu tür sorunların yaşanmaması için ailelerin son derece bilinçli davranması gerektiğini vurgulayan Temel, ergenlik döneminin kötü geçmemesi için ailelerin çocuklarının yanında yer almaları ve bunu onlara mutlaka hissettirmeleri, ihtiyaçlarına cevap verebilmeleri gerektiğini bildirdi.
Uygulayacakları eğitim programında öncelikle ailenin kendisini tanımasını sağlayacaklarını belirten Temel, şöyle devam etti: “Ailelerin öncelikle ‘ben nasıl anne ve babayım’ sorusuna cevap bulmalarını sağlayacağız. Daha sonra ergeni tanıma, bireyin ergenlik öncesi ve sonrasında aile ile iletişimi ve sorunlar karşısında nasıl davranmaları gerektiği, çözüm yolları konusunda bilgilendirmelerde bulunacağız. Eğitim çalışmasıyla aileleri eğitip çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini göstererek, daha bilinçli bir toplum oluşmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz.’’
|
/ GİRESUN
30.07.2007
|
|
|
Kapıkule’de TIR kuyruğu |
Kapıkule Sınır Kapısında, yurt dışına çıkış yapacak 180 civarında TIR, 4 kilometre uzunluğunda kuyruk oluşturdu.
Kapıkule gümrük yetkililerinden edindiği bilgiye göre, ihracatın artması ve TIR’ların ihracat yüklerini gidecekleri ülkedeki firmalara Pazartesi günü teslim etmeye çalışması sebebiyle, Türk tarafında TIR kuyruğu oluştu. Kapıkule’deki TIR’ların işlemlerinin kısa sürede tamamlandığını ifade eden yetkililer, Bulgar gümrüğünde nöbet değişimi ile ilgili sorunlardan kaynaklanan sebeplerden dolayı, TIR’ların Kapıkule gümrüğünde beklediklerini bildirdiler.
|
/ EDİRNE
30.07.2007
|
|
|
Manyas kurudu, balıkçı perişan |
Türkiye’nin önemli sulak alanlarından biri olan Balıkesir sınırlarındaki Manyas Gölü’nde su seviyesinin düşmesi, bölgedeki balıkçıları zor durumda bıraktı.
Balıkesir’in Bandırma ilçesine bağlı Bereketli Köyü Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Reşit Çetin, yetersiz yağış ve DSİ’nin, gölden Karacabey Ovasına su salmasının göl suyunun yaklaşık 1.5 metre çekilmesine sebep olduğunu belirterek, geçimlerini balıkçılıkla sağlayan insanların perişan olduğunu söyledi.
Çetin, “Bereketli, Eski Sığırcı, Gölyaka, Kocagöl, Hamamlı köyleri ile Salur ve Kızıksa beldeleri bugüne kadar geçimlerini balıkçılıkla sürdürüyorlardı. Örneğin bizim köyümüzde tarım arazisi yok. 925 nüfuslu köyün yüzde 90’ı balıkçılıkla geçiniyor. Önceki yıl bin ton, geçen yıl 700 ton balık tutarak hem devlete kazandırdık hem de biz ekmek yedik ama bu yıl siftah yok. Göl suyu 2 kilometreye yakın çekildi. Kayıklarımız toprak alanda, kayıklarımızı bağladığımız taş iskele karada kaldı. Balık avlamaya çıkamıyoruz” şeklinde konuştu.
|
/ BALIKESİR
30.07.2007
|
|
|
Su tasarrufunda bilinçlenme artıyor |
Suyun verimli kullanılması kapsamında yapılan duyuru ve tekliflerle vatandaşlar daha az su kullanarak ülkenin azalan kaynaklarına kişisel destek vermeye çalışıyor.
Derlenen bilgiye göre, yer altı su seviyesinin giderek düştüğü, sulak alanların giderek kuruduğu ülkede, son aylarda su tasarrufu konusunda birçok uyarı ve önerilerde bulunuluyor.
TEMA, Doğal Hayatı Koruma Vakfı gibi özel kuruluşlar, su kaynaklarının hızla tükendiğini suyun verimli kullanılmaması halinde gelecekte ciddî su sıkıntısı yaşanabileceğini belirtiyor.
Ülkede yapılan duyurular ve teklifleri dikkate alan birçok vatandaş, kişisel tedbirleriyle azalan su kaynaklarına biraz olsun destek olmaya çalışıyor. Özellikle çiftçiler, suyun verimli kullanmak amacıyla Ziraat Bankasının damla sulama kredilerine büyük talep gösteriyor.
TEMA’nın tekliflerini evlerinde uygulayan birçok kişi, meyve ve sebze yıkarken musluğu açık bırakmayarak yılda 18 ton, diş fırçalarken evin içinde gezindiği için musluğu kapatarak 48 ton, duş süresini kısaltarak 18 ton ve gereksiz yere sifon çekmeyerek 16 ton suyu boşa akıtmıyor. Bazı kişiler, tuvaletlerdeki depolara 1 litrelik şişe koyarak her sifonu çektiğinde 1 litre tasarruf sağlıyor.
|
/ KONYA
30.07.2007
|
|
|
Cerrahlarımız AB’den çalışma dâveti aldı |
Bursa’da değişik sağlık kurumlarında görev yapan 4 doktordan oluşan Türk cerrahi grubu, Avrupa Birliği (AB) çerçevesinde hazırlanan ‘’Meme Kanseri Projesi’’nde görev alacak.
Alınan bilgiye göre, Avrupa Onkoloji Enstitüsü tarafından her yıl düzenlenen, bu yıl Haziran ayında İtalya’nın Milan şehrinde, dünyaca ünlü meme cerrahı ve eski İtalya Sağlık Bakanı Umberto Veronesi’nin başkanlığında yapılan kongrede, ilk kez bir Türk cerrahi grubu meme kanseri tedavisinde yeni iki yöntemi tanımladı.
Kongre kapsamındaki ‘’Onkoplastik Cerrahi Eğitim Toplantıları’’nda yeni ameliyat yöntemlerini sinevizyon gösterisiyle anlatan Bursa Omena Meme-Guatr Merkezi doktorlarından Op.Dr. Ceyhun İrgil ve Op. Dr. Yalçın
Bayram ile Bursa Devlet Hastanesi Patoloji Uzmanı Uzm. Dr. Yüksel Okumuş ve Bursa Onkoloji Hastanesi Cerrahi Uzmanı Dr. Murat Çalıkapan, katılımcıların bu yöntemlere yoğun ilgi göstermeleri üzerine Avrupa Onkoloji Okulu’ndan, AB çerçevesinde hazırlanan ‘’Meme Kanseri Projesi’’ne destek vermeye dâvet edildi.
|
/ BURSA
30.07.2007
|
|
|
Balık ekmek tekneleri yeniden Eminönü’nde |
İstanbul Valiliği’nin aldığı karar uyarınca 3 yıl önce kaldırılan balık-ekmek satışı yapılan tekneler, Eminönü’nde tekrar hizmet vermeye başladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ihaleyle Galata Köprüsü’nün sol tarafı ile Turyol İskelesi arkasındaki kiralık balık-ekmek yerlerini yıllık 162 bin YTL ücretle kazanan 3 tekne sahibi işbaşı yaptı.
İlk gün olmasına rağmen teknede satılan balık-ekmeklere halk büyük ilgi gösterdi. Teknelerde çalışanların geleneksel Osmanlı kıyafetleri giydiği görüldü.
|
/ İSTANBUL
30.07.2007
|
|
|
TÜBİTAK'ın gözü uzayda |
TÜBİTAK, uzay araştırmaları alanında tezli yüksek lisans yapmak üzere yurt dışına burslu öğrenci gönderecek.
Alınan bilgiye göre, TÜBİTAK, 11. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) toplantısında alınan karar gereği ‘’Ulusal Uzay Araştırmaları Programı’’ çerçevesinde Türkiye’nin kurum ve kuruluşlarının uzman ve araştırmacı ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yurt dışına uzay araştırmalarında tezli yüksek lisans yapmak üzere burslu öğrenci gönderecek.
Son başvuru tarihinin 22 Şubat 2008 olarak belirlendiği programa, lisans öğrenimlerinde son sınıfa geçmiş olanlar, lisans öğrenimini tamamlamış olanlar, bir yüksek lisans programına kayıtlı ya da bir yüksek lisans programını tamamlamış olanlar başvurabilecek.
|
/ ANKARA
30.07.2007
|
|
|
İTÜ, Hazar Gölü'nde fay araştırıyor |
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile Belçika Kraliyet Gözlemevi’nden bir grup bilim adamı, Doğu Anadolu Fay Hattı’nın Elazığ’ın Sivrice ilçesi yakınlarındaki Hazar Gölü altından geçen kısmı üzerinde araştırma yapıyor.
Göl zemini üzerinde ilk defa yapılan çalışmada, zeminden sediment örnekleri alınıyor. Çalışmada, fayın geometrik yapısıyla birlikte bölgede geçmişte sebep olduğu depremler ve bölgenin geçmişteki iklim özelliklerinin belirlenmesi öngörülüyor.
İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı açıklamada, Elazığ’ın, Doğu Anadolu Fayı’nın üzerinde bulunan bir deprem bölgesi olduğunu belirterek, bu fayın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’ndan farklı olarak son 2 yüzyıldır oldukça suskun olduğunu söyledi.
Bu durumun yer bilimciler olarak kendilerini ürküttüğünü ifade eden Prof. Dr. Görür, ‘’Çünkü büyük depremler üretme potansiyeli olan bir fay. Bu fay, geçmişte göl çevresinde özellikle Palu yöresinde 7’nin üzerinde deprem üretmiştir’’ dedi. Prof. Dr. Görür, fay üzerinde araştırma yapmak üzere İTÜ Doğu Akdeniz Oşinografi ve Limnoloji Merkezi (ELCOM) ve Belçika Kraliyet Gözlemevi ile birlikte bir grup bilim adamı olarak bu bölgede çalışmalar yaptıklarını anlattı.
|
/ ELAZIĞ
30.07.2007
|
|
|
İmam dernekten, kefen belediyeden |
Çankaya’da, bir sivil toplum örgütü cenaze evlerine imam gönderirken, ilçe belediyesi vatandaşlara cenaze kutusu ve psikolog hizmeti veriyor.
Çankaya Gönüllüleri Derneği Başkanı Osman Gökçek, başkanı olduğu 2 sivil toplum örgütü aracılığıyla uzun süredir Çankaya’da yaşayan ihtiyaç sahibi vatandaşlara yardımcı olmaya çalıştığını söyledi.
Çankaya Gönüllüleri Derneği olarak Çankaya’da ikamet eden vatandaşlardan yakınlarını kaybedenlerin acılarını paylaşmaya çalıştıklarını söyleyen Gökçek, bu doğrultuda cenaze evlerine gidip, yakınlarını kaybedenlere başsağlığı dileğinde bulunduklarını anlattı. Gökçek, ziyaret sırasında beraberinde bulunan bir imam aracılığıyla ölen kişinin hayrına duâ ettiklerini belirterek, bunun ‘’dinin ve Türk geleneğinin bir gereği’’ olduğunu dile getirdi.
Osman Gökçek, bu uygulamanın ilgi görmesi ve vatandaşların takdirini kazanması üzerine ilerleyen günlerde cenaze evlerinde Çankaya Belediyesince görevlendirilen psikologlarla karşılaşmaya başladıklarını kaydetti.
Psikolog ve kefen belediyeden
Çankaya Belediyesi yetkilileri ise uygulamaya geçirdikleri proje çerçevesinde, belediyeye yapılan cenaze bildiriminin ardından, cenaze hizmetleri konusunda özel eğitilmiş doktor, psikolog ve cenaze memurundan oluşan bir ekibi cenaze evlerinde ücretsiz olarak görevlendirdiklerini bildirdiler.
Yakınlarını kaybedenlerin büyük bir duygusal yıkım yaşadıklarına işaret eden yetkililer, psikologların acılı vatandaşların sıkıntılarını hafifletmek amacıyla ekipte yer aldığını vurguladılar.
Yetkililer, cenaze hizmetleri kapsamında ayrıca kadın, erkek ve çocuklar için özel olarak hazırlanmış, içinde kefen, sünger, havlu, pamuk, gül suyu, sabun ve çörek otu gibi malzemelerin yer aldığı bir ‘’cenaze ihtiyaç kutusu’’nu da isteyen bütün vatandaşlara ücretsiz olarak verdiklerini söylediler.
|
/ ANKARA
30.07.2007
|
|
|
|