Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Mustafa Türkmenoğlu duâlarla uğurlandı

Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden ve Risâle-i Nur hizmetkârlarından Mustafa Tükmenoğlu, on binlerce kişinin duâlarıyla ahirete uğurlandı. Cenazeye, Bediüzzaman Hazretlerinin hayattaki talebelerinden Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram, Mehmet Fırıncı ve Mazhar İyidöner de katıldılar.

Altı aydır tedavi gören ve önceki gece Konya’daki evinde vefat eden Türkmenoğlu, dün Konya Mevlânâ türbesinin yanındaki Selimiye Camii’nde on binlerce kişinin iştirak ettiği cenaze namazının ardından Üçler Mezarlığı’na defnedildi.

Türkmenoğlu, Bediüzzaman Hazretlerinin kardeşi Abdülmecid Nursî’nin kabrinin yanı başına defnedildi. Türkiye’nin dört bir yanından gelenlerin iştirak ettiği cenaze namazını Mevlüt Güven hoca kıldırdı.

Cenazeye, Bediüzzaman Hazretlerinin hayattaki talebelerinden Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram, Mehmet Fırıncı ve Mazhar İyidöner de katıldılar.

Türkmenoğlu, kabrinin başında Yusuf Günlüce ve Mevlüt Güven hocaların okudukları duâlardan sonra defnedildi.

Türkiye’nin dört bir yanından gelenler, tekrar Selimiye Camii’ne gelerek, Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Mehmet Fırıncı ve Hüsnü Bayram’ın Türkmenoğlu’yla ilgili hatıralarını dinlediler.

Ayrıca “Babamızın hizmetine kaldığı yerden devam edeceğiz inşallah. Bunun için de herkesin duâsını bekliyoruz” ifadelerinde bulunan Türkmenoğlu’nun oğlu Mehmet Ali Türkmenoğlu, “Edirne’den Van’a, Trabzon’dan Hatay’a kadar, beklediğimizin çok üzerinde on binlerce kişi namaza iştirak etti. Herkese ayrı ayrı teşekkür ve duâ ediyoruz" dedi.

Nur’un matbaalarda neşir hizmetinin öncü emektarlarından olan ve Risâle-i Nur’ların ilk defa matbaalarda basılmasının bütün safhalarında bizzat bulunan Türkmenoğlu, Üstadın dost ve iltifatına mazhar olanlardandı.

İbrahim KAYGUSUZ / ANKARA

14.07.2007


 

Problemler çözülmedi

DP lideri Mehmet Ağar, AKP’nin mağdur rolü oynayarak oy toplamaya çalıştığını belirterek cumhurbaşkanlığı seçiminin bu konuda kullanıldığını kaydetti. Ağar, AKP’nin cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde kendilerine tek bir aday belirtti ve Abdullah Gül ismini dayatmaya çalıştığını anlattı. Ağar, “Asıl mağdur olan sorunları çözülmeyen millettir” dedi. CHP ve AKP’nin kutuplaşmadan fayda umduğunu belirten Ağar “Bir taraf dinî değerlerin, diğer taraf ise cumhuriyet değerlerinin arkasına sığınarak siyaset yapıyor” şeklinde konuştu.

Demokrat Parti Genel Başkanı Mehmet Ağar, Türkiye’de seçim sandığı var olduğu sürece kriz olmayacağını vurguladı.

CNN TÜRK’te yayınlanan Ankara Kulisi programında gazeteciler Fikret Bila ile Murat Yetkin’in sorularını cevaplayan Mehmet Ağar’ın hedefinde iktidar ve anamuhalefet partileri vardı.

Ağar, iki partiden birisinin cumhuriyet değerlerinin, diğerinin de manevî değerlerin arkasına saklanarak toplumu cumhurbaşkanlığı seçimi çerçevesinde yeni bir kriz etrafında kutuplaştırırılmaya çalıştıklarını belirterek şöyle devam etti: “Bu seçim sonucunda bu zihniyet köküyle ortadan kalkacaktır. Kriz olur mu derseniz. Eğer demokraside uzlaşmayı aramayacaksanız niye siyaset yapıyorsunuz. Her şeye rağmen kriz olmaz. Türkiye’de sonuç olarak sandık milletin önündedir. Sandığın olduğu her yerde krize doğru giden meseleyi çözecek güç milletin kendisidir. sonuçta en fazla seçime gidersiniz. Yunanistan bir yılda üç kez seçime gitti. Sistem de bir yerde yerine oturdu, geldi geçti. Millet bize kriz çıkarın diye oy vermiyor. Uzlaşın, çözün bir an evvel sıkı icraata girin diye oy veriyor.”

“BAŞBAKAN KENDİSİNİ TEKZİP ETTİ”

‘’Cumhurbaşkanını uzlaşmayla seçelim’’ diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendini tekzip ettiğini ifade eden Ağar, iktidar partisinin cumhurbaşkanlığı seçiminin krizle neticelenmesi üzerine giriştiği propaganda sürecinin Erdoğan’ın bu açıklamasıyla iflâs etttiğini kaydetti.

Ağar,”Çünkü fukara ve orta-dar gelirli kesime söyleyecek lâfları yok. Seçim meydanlarında mağduriyet pijaması giymek istediler, millet bunu yırtıp attı” dedi.

DP lideri, “Bana getirip 4-5 aday mı sundunuz, uzlaşma mı teklif ettiniz... Getirdiniz tek bir adayı dayattınız. Biat geleneğinden gelmekte... Cumhurbaşkanı adayını 3 kişiyle tayin ediyorsunuz; bu tavır demokratik, bizimki anti-demokratik” diyerek, AKP’nin Köşk seçim sürecindeki tavrını eleştirdi.

Ağar bir soru üzerine yeni cumhurbaşkanın Meclis dışından da seçilebileceğini ancak kendisinin meclis içinden bir ismin seçilmesinden yana olduğunu belirtti.

Anavatan ile birleşme sürecinde yaşananları seçim kozu olarak kullanmanın yanlış olduğunu belirten Ağar, Anavatan teşkilâtı ile Anadolu’da bütünleştiklerini bu bütünleşmenin seçim sonrasında yapılacak kongrede tamamlanacağı söyledi.

Terör konusunda da çok iddialı konuşan Mehmet Ağar, ilk üç ay içerisinde bölgedeki iklimi değiştireceklerini söyledi. Teröre sebep olacak sebepleri oratadan kaldırmaya yöneli projelerinin hazır olduğunu ifade eden Ağar, bunları hızla gerçekleştirerek sonuca gitmeyi düşündüklerini belirtti. Altı ay içinde terörü kontrol altına alacaklarını ifade eden Ağar, hükümetin terörle mücadeleyi ABD’ye havale ettiğini ve terörle mücadelede hükümetin hiçbir inandırıcılığı kalmadığını da sözlerine ekledi.

/ İSTANBUL

14.07.2007


 

Başbakan kendisi için beş kere CHP’ye gitti

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, cumhurbaşkanlığı seçiminin bir din meselesi olmadığını siyasi bir mücadele olduğunu söyledi.

Ağar, Başbakan Erdoğan’ın Siirt’ten milletvekili seçilebilmek uğruna, uzlaşma için 5 kere CHP’ye gittiğini, ancak aynı uzlaşmayı cumhurbaşkanlığı seçiminde göstermediğini ifade ederek, “Demek ki bu bir siyaset oyunu. Bunun siyaset oyunu olduğu bugün başbakanın itiraflarıyla açıkça ortaya çıkmıştır” dedi.

DP’nin Kütahya’da Zafer Meydanı’nda düzenlediği mitingde konuşan Ağar, Erdoğan ve Bahçeli arasındaki “terörist” suçlamalarına da değindi.

Ağar, “ Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun. En sonunda birbirinize terörist diye saldırmaya başladınız. Birbirinize hakaret ediyorsunuz. Millet sizden örnek almak istiyor. Milletin sinirlerini bozuyorsunuz. Terörle mücadelenin ne olduğunu bilen de yoktur. Birbirlerine ip atmakla meşguller. Çocuk oyuncağı zannediyorlar bu işi. Bugün Türkiye’nin meselesi mübarek camilerimizin musalla taşına şehit cenazesi getirmeyecek, iradeli bir hükümet ihtiyacıdır” dedi.

Bugünkü DP’nin 60 yıllık bir haysiyet ve onur çizginin sahibi olduğunu, ifade eden Ağar, “1960 ve 1980 ihtilali olmasaydı ne AP, ne DYP adını almamıza ihtiyaç yoktu. Ancak Türk siyaset sahnesine milletin gönül sayfalarında AP de, DYP de kırat destanını altın harflerle yazarak geliyorlar” şeklinde konuştu.

İktidar partisinin başörtüsünü istirmar konusu yaptığını belirterek Ağar, şöyle devam etti: “Meydanlarda gezdiler mangallarda kül bırakmadılar. Başörtüsü namus borcumuz dediler. DP’nin 61 yıllık geleneği ile söylüyorum; Siyasette insanların arzularını ve taleplerini istismar konusu yapmayız. Ancak bildiğimiz bir şey var. Cumhuriyet başörtülüyü de başörtüsüzü de birlikte, kardeşçe aynı sırada okutur memleket de yoluna devam eder. “

Kemal BENEK / KÜTAHYA

14.07.2007


 

Erdoğan: Beyefendi gel halka gidelim

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili olarak ‘’Parlamento içinden olmaz, dışardan olacakmış. Beyefendi gel o zaman gidelim halka. Kim seçilirse seçilsin, başımız üstünde yeri var’’ dedi

Manisa Sultan Meydanı’nda düzenlenen AKP mitinginde halka seslenen Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Erdoğan, ‘’Parlamento içinden olmaz, dışardan olacakmış. Beyefendi gel o zaman gidelim halka, dışarıdan da olsun. İstediğin kadar aday çıksın. Kim seçilirse seçilsin, başımız üstünde yeri var’’ diye konuştu.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan, ‘’Başbakanlık yan gelip yatma yeri değildir’’ dedi. Erdoğan, 4.5 yıllık hükümetleri dönemi anlatarak, muhalefet partisi liderlerini eleştirdi.

/ MANİSA

14.07.2007


 

Baykal: Hükümetin terör konusunda kafası karışık

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’nin terörle mücadele konusunda haklılığını tüm dünyaya anlatması gerektiğini belirterek, ‘’Kuzey Irak uluslararası hukukun suç saydığı bir durumun içindedir’’ dedi.

Baykal, ATV’de yayınlanan ‘’Seçim Meydanı’’ programında soruları cevapladı.

Türkiye’ye yönelik terörün kaynağının Kuzey Irak olduğunu belirten Baykal, bu anlamda Kuzey Irak’ın uluslararası hukukun suç saydığı bir durumun içinde olduğunu söyledi. Baykal, hükümetin terör konusunda yanlış politikalar içinde olduğunu da kaydetti.

‘’Bu hükümetin terör konusunda kafası karışık’’ diyen Baykal, söylemlerinin ve icraatlarının bunun göstergesi olduğunu ileri sürdü.

/ ANKARA

14.07.2007


 

AKP, çalışanlara acımasız davrandı

Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, geçmişte tüm siyasi partilerin işçilerden yana tavır aldığını, ancak partilerin iş verenlerin tarafına geçtiğini belirterek, ‘’O zaman partilerin bizden oy istemeye hakları yok’’ dedi.

Akdeniz Sağlık Vakfı Hastanesinde Sağlık-İş Sendikası’na üye olan işçilere iş veren tarafından baskı yapılmasına tepki göstermek ve toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlamak üzere Antalya’ya gelen Başoğlu, Türk-İş İl Temsilciliğinde basın toplantısı düzenledi.

Önümüzdeki günlerde milletvekili seçimi yapılacağını, AKP iktidarının işçilere, çalışanlara karşı acımasız davrandığını, özelleştirmelerle ülkenin kâr eden tüm kuruluşlarıyla, bankalarının yabancı sermayeye satıldığını iddia eden Başoğlu, siyasi partilerin, tercihinin işçilerden yana olmadığını söyledi. Başoğlu, şunları kaydetti: “22 Temmuzda seçimler yapılacak. Geçmişte, bütün siyasi partiler sendikaların kapılarını aşındırırdı. Milletvekili adayı olmak için sendika başkanlarını partilerine davet ederlerdi. Şimdi siyasî partilerin gündeminde sendikalar yok. Bu da partilerin işçilerden, çalışanlardan umudunu kaybettiğini gösteriyor.

Siyasi partiler işçilerden ümidini kaybetmiş, hepsi işverenlerin tarafına geçmiş. O zaman partilerin bizden oy isteme hakları yok. Demokrasiden, Anayasa’dan, sosyal politikalardan söz edeceksiniz ama işçileri ve sendikaları unutacaksınız. Bu çok ayıp. IMF’nin gözüne girmeye çalışacaklarına işçilerin, çalışanların gözüne girmeye çalışsınlar.’’

/ ANTALYA

14.07.2007


 

DP'nin İstanbul mitingi bugün

Demokrat Parti (DP) İstanbul Mitingi bugün Çağlayan Abide-i Hürriyet Meydanı’nda gerçekleştirilecek.

Saat 17:30’da başlaması planlanan mitingde DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, vatandaşlara hitap edecek. Ağar, mitinde partisinin İstanbul adaylarını da İstanbullulara tanıtacak. Mitingin saat 19:00’a kadar sürmesi bekleniyor.

Yeni Asya / İSTANBUL

14.07.2007


 

AKP’li Kapusuz: CHP kriz taciri

AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, “demokrasiyi içselleştirememekle, aslında halkı içselleştirip kabullenemediğini’’ öne sürerek, “Önce cumhurbaşkanlığı seçimlerini kilitleyen, arkasından halkın seçmesine karşı çıkan siz, önümüzdeki dönemde de kriz çıkaracağınızı şimdiden deklare ederek, acaba bir ara rejim özlemi içinde olduğunuzu mu gösteriyorsunuz?’’ diye sordu.

Kapusuz, yaptığı yazılı açıklamada, CHP Lideri Baykal’ın, seçim çalışmalarında cumhurbaşkanlığı konusunu malzeme yapmaya devam ettiğini kaydetti. Baykal’ın, siyasette oldukça uzun bir süre yer aldığı halde, halen siyasi nezaket ve zarafet üslubundan nasibini alamamış göründüğünü, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’e ‘’parti militanı’’ yakıştırmasını yapmaktan utanmadığını ifade eden Kapusuz, 22 Temmuz seçimleri yapılmadan AKP’li bir ismin cumhurbaşkanı olamayacağını ilan eden Baykal’ın, ‘’halkçı ve demokrat kişiliğini’’ de Türk milletinin sağduyusuna bıraktığını belirtti.

/ ANKARA

14.07.2007


 

KESK üyeleri bordro yaktı

KESK üyeleri, ek zam talebiyle ‘’bordro yakma’’ eylemi yaptı.

Kızılay Yeni Karamürsel Mağazası önünde toplanan KESK üyeleri, ‘’Yüzdelik zamlara hayır’’, “Emekçiler sandıkta hesap soracak’’, ‘’Sefalete teslim olmayacağız’’ yazılı dövizler taşıyıp, “Sadaka değil toplu sözleşme’’, “İnsanca yaşamak istiyoruz’’ sloganları atarak Başbakanlık Merkez Bina yakınlarına kadar yürüdüler.

KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, burada yaptığı açıklamada, “4,5-5 yıldır bir yalan senaryonun oynandığını’’ öne sürerek, bu dönemdeki büyük ekonomik icraatların arkasında ‘’kerameti kendinden menkul oyunlar oynandığını’’ iddia etti.

Tombul, hükümetin, “oyun oynamak yerine sokağa bakması halinde kamu emekçilerinin gerçek durumunu görebileceğini’’ belirten Tombul, “Biz yoksullukta eşitlik istemiyoruz’’ dedi.

/ ANKARA

14.07.2007


 

Halk, iradesine müdahale istemiyor

Eğitimciler Birliği Sendikası tarafından 17 ilde 2 bin 625 kişi üzerinde yapılan “Türkiye’de Demokrasi Kültürü Ve Siyasal Durum Analizi”ne göre, millet, iradesinin dikkate alındığı bir Türkiye istiyor ve iradesine müdahaleyi Türkiye için önemli bir tehlike olarak algılıyor.

Sendikanın yaptığı anketi basın toplantısı ile açıklayan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “Halkımız demokrasinin kesintiye uğratılmasını istemiyor. Halk yapılanların farkındadır. Bu çalışmamıza göre, halkımız demokrasi özlemini net bir şekilde ortaya koyuyor” dedi.

Anket sonucunun değerlendirmesinde, “Düşünce özgürlüğüne karşı, farklı insanların bir arada yaşamalarına karşı, otoriter ve totaliter düşünce ve tavırların sergilenmesine karşı Türk halkının giderek farklılaşan tutumları Türkiye’de tek sorunun artık darbeler olmadığını da gösteriyor” denildi.

120 sorudan oluşan çalışmanın sonuçları ilk defa oy verecek gençlerin demokratik tutum ölçeklerinde daha demokrat ve özgürlükçü çıktıklarını ortaya koyuyor.

Bu da önümüzdeki dönemde demokratik gelişmeler açısından siyasete yeni girecek olan kuşakların daha zorlayıcı ve baskılı olacakları, eski partilerin mevcut söylemleriyle buna karşılık vermek zorunda kalacakları anlamına geliyor.

SİYASETE MÜDAHALE HOŞ GÖRÜLMÜYOR

Halkın en güvendiği kurumun hâlâ ordu olmasına rağmen ordunun siyasete müdahalesi kesinlikle hoş görülmüyor. Hükümetin Genelkurmay üzerinde bugünkünden daha fazla denetim kurması gerektiğini ‘tamamen katılıyorum’ ve ‘katılıyorum’ diyerek işaretleyenlerin sayısı yüzde 53’ü bulmakta iken, katılmayanların sayısı yüzde 28 olarak belirlendi. Orduya güvenler en çok CHP, MHP ve İP ile BTP gibi partilere yakın seçmenler.

BAŞÖRTÜSÜ ÖZGÜR BIRAKILSIN

Başörtüsü fiilen daha az insanın yaşadığı bir sorun olmasına rağmen çok daha fazla insan için çözülmesi mutlaka gerekli bir sorun olduğunu dile getirildi. Başörtüsü ile ilgili soruya verilen cevaplarda, bu sorun yüzde 61 için Türkiye’de 1. dereceden önemli bir sorun iken yüzde 18 için çok önemli olmamakla birlikte bir sorun, sadece yüzde 21 için hiçbir şekilde bir sorun değildir. Yüzde 66 başörtüsünün hem okullarda hem de çalışma hayatında serbest olması gerektiğini düşünüyor.

Toplumda düşünce ve inanç özgürlüğüne yönelik yüksek bir talep olduğu da dikkat çekiyor.

Toplumun yüzde 70’inin cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiğini düşünüyor. Toplumun yüzde 63’ü mevcut Anayasa’nın Türkiye’nin demokratikleşmesine engel oluşturduğunu görüşünde. Ankete katılanların yüzde 70’i ise yeni bir anayasaya ihtiyaç bulunduğunu şeklinde görüş bildirdi.

Mehmet KARA / ANKARA

14.07.2007


 

Aksu faturayı muhalefete kesti

Eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, ‘’cumhurbaşkanlığı seçimini muhalefet partilerinin krize dönüştürdüğünü’’ söyledi.

Aksu, partisinin Osmaniye İl Teşkilatınca Karaboyunlu Mahallesi’nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, seçimlerde halkın karşısına ‘’alınları ak’’ şekilde çıktıklarını ifade etti. ‘’Halka verdikleri sözlerin tamamını yaptıklarını’’ ileri süren Aksu, Cumhurbaşkanlığı seçimini muhalefet partilerinin krize dönüştürdüğünü savundu.

/ OSMANİYE

14.07.2007


 

Keskin, 159’dan mahkûm oldu

İnsan hakları aktivisti Av. Eren Keskin, “Türkiye’nin tarihi kirli bir tarihtir” dediği ve ‘Kürdistan’ kelimesini kullandığı bir konuşmasından bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ceza kesinleşirse Keskin hakkında ertelenen dört dâvâ yeniden başlayacak.

Farklı zaman ve yerlerde yaptığı konuşmalar, yazıları ve röportajları sebebiyle hakkında 13 dâvâ, iki de soruşturma açılan İnsan Hakları Derneği (İHD) eski İstanbul Şube Başkanı, avukat Eren Keskin, bir yıl hapse mahkûm oldu. Hapis cezası 4 bin 380 YTL para cezasına çevrildi.

Çerkezköy Asliye Ceza Mahkemesi, 7 Haziran’da verdiği mahkûmiyet kesinleştiğinde Keskin hakkında daha önce af yasası kapsamına girdiği için askıya alınan dört dosyanın da yeniden görülmesini de talep etti.

14.07.2007


 

Hidrojen bir barış köprüsü olabilir

2. Uluslararası Hidrojen Enerjisi Kongresi Başkanı Prof. Dr. Oktay Alnıak, enerji kaynakları konusunda daha bilinçli yaklaşımların giderek arttığını belirterek, ‘’Bu bizi çeşitli kaynaklara yöneltiyor. Hidrojen enerjisi bunlardan biri’’ dedi.

‘’2. Uluslararası Hidrojen Enerjisi Kongresi ve Fuarı (IHEC 2007)’’, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında başladı. Kongrenin açılışında konuşan Prof. Dr. Alnıak, hidrojen enerjisinin önemine dikkat çekerek, dünyada sınırlı kaynaklar sebebiyle sürdürülebilir enerjinin öneminin gittikçe arttığını, kendi enerji kaynaklarıyla yetinebilen bir ülkenin gerekli olduğunu vurguladı.

Alnıak, ‘’Ulusal güç ve ulusal refah ancak bu şekilde mümkündür. Enerji kaynakları konusunda daha bilinçli yaklaşımlar giderek artıyor ve bu bizi çeşitli alternatif kaynaklara yöneltiyor. Hidrojen enerjisi bunlardan biri’’ dedi.

Elimsan Şirketler Topluluğu Grup Başkanı Muzaffer Avcı da, fosil yakıtların dünyayı tahrip ettiği günümüzde, hidrojen enerjisinin bir ümit ışığı olarak görüldüğünü söyledi. Avcı, şunları kaydetti: “Bitti ve kazanıldı denilen savaşlar, şekil değiştirerek terör boyutuna gelmekte ve tüm insanlık bundan zarar görmektedir. Fosil yakıt kaynaklarına egemen olmak için yapılan bu savaşlar, çevre ve insana zarar vermektedir. Petrol bölgelerini kontrol etmek adına yapılan savaşlar, yerini doğal afetlere karşı yapılacak daha büyük savaşlara bırakacaktır.’’

Avcı, hidrojeni sadece alternatif bir enerji olarak düşünmediklerini, insanlar arasındaki gerginliği kaldıran bir barış köprüsü olarak gördüklerini dile getirdi.

Bütün insanlığı hidrojene destek vermeye çağıran Avcı, ‘’Seçimi kazanmak isteyen siyasetçilere, para kazanmak isteyen iş adamlarına, hidrojen konusunda destek ve işbirliği çağrısında bulunuyorum. Hidrojene destekle elde edilecek başarıya, merdiven basamaklarını tırmanarak değil, asansörle çıkarak ulaşılacaktır’’ diye konuştu.

/ İSTANBUL

14.07.2007


 

Şartlar da sonuç da adil değil

2007 ÖSS Sonuçlarını değerlendiren Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, birinciliği paylaşan 21 öğrencinin eğitim kurumlarının genel itibariyle Fen Lisesi, Anadolu Lisesi veya özel kolej olduğunu dikkat çekerek, bu durumun eğitimde fırsat ve imkân eşitliğinin bütün ülke sathına yayılmasının önemini gösterdiğini belirtti.

Gündoğdu, “Şartların adil olmadığı eğitim sisteminin gerçekleştirdiği herhangi bir sınavın sonuçlarının da adil olduğunu söylemek mümkün değildir” dedi. Açıklanan sonuçlar itibariyle, en başarısız okul türlerinin meslek liseleri olduğunu belirten Gündoğdu, bu sonucun öğrencilerin başarısızlığından değil meslek liselerine reva görülen üvey evlât muamelesinin ürünü olmasından kaynaklandığını ifade etti.

YASAKSIZ ÜNİVERSİTE

2007 ÖSS’de kız çocuklarının daha başarılı olduğunu vurgulayan Gündoğdu, bu sonucun mutluluğunu yaşarken başarının içerisinde yer alan ve inancının gereği başörtüsü takan kızlarımızın bu kimliklerini koruyarak üniversite eğitimi alma hakkından yoksun bırakılmasına yönelik yakın tarihte gerçekleşecek olan YÖK uygulamalarının varlığından da aynı oranda üzüntü duyduğunu vurguladı. Gündoğdu, “Yasaksız üniversite için gerekli yasal düzenlemelerin yeni Meclis ve hükümet tarafından hayata geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.

ÖTEKİ TÜRKİYE’NİN OKULLARI DÖKÜLÜYOR

1 milyon 615 bin adayın girdiği ÖSS sınavından 47 bin kişinin sıfır puan aldığını hatırlatan Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı da, sınavlarda genellikle özel okul ve kolejlerin başarılı olduğunu ve bu durumun eğitimdeki fırsat ve kalite eşitliğiyle bağdaşmadığını söyledi. 818 bin adayın girdiği 2007-OKS sınavından da 27 bin kişinin de sıfır puan aldığını bildiren Avcı, “Bir tarafta son teknolojiyle donatılmış, bütün altyapısı tamamlanmış, her branştan birkaç öğretmenin görev yaptığı okullar, öte yandan derslik ve öğretmen açığıyla boğuşan, laboratuarları, teknoloji sınıfları bulunmayan, spor salonları olmayan fakir semt ve kasaba okulları…” dedi. Uygulanan eğitim politikalarının eşitsizlik üzerine kurulu olduğunu ve eğitim sistemini çökerttiğini savunan Avcı, başarısızlıkların asıl sorumlusunun hükümet ve YÖK olduğunu iddia etti.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

14.07.2007


 

Türkiye 4.’sü istediği yere giremiyor

Üniversiteye giriş sınavında Sözel puan türünde 399 puan alarak Türkiye dördüncüsü olan, sayısalda ise 286 puan alan Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Abdülkerim Buğra Şimşek, İlahiyat Fakültesi hariç Türkiye’deki hiçbir okula yerleştirilemeyecek.

Buğra, tıp fakültesi okuyabilmek için Avrupa’ya gidecek. Üniversiteye giriş sınavında Sözel-1 puan türünde 399 puan alarak Türkiye dördüncüsü olan, sayısalda ise 286 puan alan Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Abdülkerim Buğra Şimşek, eğitim almak istediği tıp bölümünde Türkiye’deki hiçbir okula yerleştirilemeyecek. Önceki gün açıklanan üniversite sınav sonuçları, sınav sistemindeki çarpıklıklar sebebiyle pek çok çelişkiyi ve dramı beraberinde getirdi. Annesi eczacı, babası doktor olan Kartal AİHL son sınıf öğrencisi Abdülkerim Buğra Şimşek, Sözel-1 puan türünde 399 puan alarak Türkiye dördüncüsü olurken sayısalda 286 puan elde etti. Katsayı uygulaması sebebiyle puanı kesilmese Türkiye’de istediği okulda eğitim alabilecek olan Buğra, uygulanan sınav sistemi sebebiyle ilahiyat ve din kültürü bölümleri dışında hiçbir alanda eğitim alamayacak. Buğra, İngiltere’de ya da öteki Avrupa ülkelerinde burslu olarak tıp eğitimi almayı planladığını ifade etti.

/ İSTANBUL

14.07.2007


 

TV’ler suç işliyor

Seçim ve yaz dönemi ile birlikte reyting kaygısına düşen televizyonların yaz dönemi programlarını değerlendiren Tüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Üstün Bol; “Bu programları hazırlayanlar ve yayımlayanlar, anayasa suçu işlemektedirler” dedi.

Açıklamasında, yaz aylarında hiçbir etik kaygı taşımayan yarışma programları ve dizilerin ekranları kirletmekte, benzeri programların da yayına başlayacaklarının anons edildiğini ifade eden Üstün Bol, “Bir çok TV kanalında yayınlanan dedikodu ve röntgencilik temeline dayanan bu tür programlar, çocukların ve gençlerin kişilik gelişimini ve cinsel gelişimini olumsuz etkilediği gibi, toplumsal ve kültürel alt yapımız ile örf ve ananelerimizle de örtüşmemektedir. Bu programların içerikleri Anayasa’nın ruhuna da aykırılık oluşturmaktadır” diye konuştu.

Bol söz konusu programlarla ilgili olarak şunları kaydetti: “Örneğin bir TV. kanalında başlayacağı duyurulan ‘Hasret Bitiyor’ adlı programda, sekiz aday arasından gerçek babasını bulmaya çalışan yarışmacının duyguları, her türlü yalan, iftira ve entrika ile istismar edilmekte; başka bir TV. kanalında halen yayınlanmakta olan ‘Güzel ve Dahi’ adlı programda ise, üniversite mezunu olduğu iddia edilen canlıların ilkokul seviyesinin altındaki sorulara yanlış yanıtlar verilmesi sağlanarak, bir senaryo oynanmakta, ucuzluklar sergilenmektedir. Yine yakında yayınlanacağı duyurulan “Biri Bizi Gözetliyor” adlı röntgencilik içerikli ve hiçbir ahlâkî temeli bulunmayan program ile bir dönem sıkça gündeme gelen tartışma ve tepkiler ekranlarda boy gösterecektir. Örnekleri verilen bu programlar ve benzeri yayınlar, toplumun örf ve ananelerini, toplumsal ve kültürel altyapımızı tahrip etmektedir.”

Yeni Asya / İSTANBUL

14.07.2007


 

İnekler grevde

Ülker Şirketler Topluluğu, 1 Ağustos’ta başlayacak Cow Parade (İnek Festivali) kapsamında yer alacak ‘’Çevreci İnek’’ maketlerini tanıttı. Tanıtımda konuşan Ülker Şirketler Topluluğu İstişare Konseyi Üyesi ve Grup Sözcüsü Metin Yurdagül, san’atla toplumsal sorumluluğu aynı potada eriten Cow Parade faaliyetinin, Ülker’in kurumsal sosyal sorumluluk felsefesiyle bire bir uyuştuğunu söyledi.

Yurdagül, ‘’Onursal Başkanımız Sabri Ülker’in de kurucuları arasında yer aldığı TEMA ile çevre ve doğal hayatı korumaya yönelik projeler yürüttük. Çok da başarılı sonuçlar aldık. Çevre, artık siyasî otoritelerin sorunu olmaktan çıktı. Bu konuya daha fazla dikkati çekmek için festival konseptimizi ‘Çevreci İnekler’ olarak belirledik’’ diye konuştu.

Festival sırasında sergilenecek 10 adet çevreci inek maketinin daha sonra açık arttırmayla satılacağını kaydeden Yurdagül, elde edilecek gelirin TEMA’ya aktarılarak çevre korumasına yönelik projelerde kullanılacağını söyledi. Nişantaşı, Kanyon Alışveriş Merkezi, Akmerkez, Bebek ve Kemerburgaz’da sergilenecek inek maketlerinin Leo Burnett’in ekibi tarafından tasarlandığı bildirildi. Toplantıda, ‘’Grevci’’, ‘’Mahkûm’’, ‘’Çöl İnek’’ ve ‘’Kuru İnek’’ simgeli maketler sergilendi.

Ümit KIZILTEPE / İSTANBUL

14.07.2007


 

Su sıkıntısı yol kapattırdı

Ege Bölgesi’nin en önemli pamuk sahasına sahip Söke Ovası’nda su sıkıntısı had safhaya ulaştı. Söke Ovası Sulama Birliği üyeleri Söke-Bodrum kara yolunu trafiğe kapattı.

Kemer ve Adıgüzel Baraj kapaklarının açılması sonrası tarlarına su bekleyen Söke ovasındaki çiftçiler suyun kendilerine ulaşmaması üzerine geçtiğimiz pazar günü Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ile Aydın Valisi Mustafa Malay’a sorunlarını anlattı.

Ancak Pazar gününden bu yana da istedikleri suyun kendilerine ulaşmadığını suyun Koçarlı Ovası Sulama Birliği tarafından alındığını öne süren yaklaşık 700 çiftçi, sabahın erken saatlerinde Söke Ovası Sulama Birliği önünde toplandı.

Burada kendilerine su ile ilgili son durumu anlatan Sulama Birliği ve Söke Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi, yeterli suyu alamadıklarını söyledi. Zaman zaman gergin anların yaşandığı toplantıyı terk eden üreticiler önce üzerlerindeki giysileri yakarak, Söke-Bodrum kara yoluna yürümeye başladı.

Olay yerine gelen Söke Kaymakamı Celil Ateşoğlu, çiftçileri uyarmasına rağmen Söke-Bodrum kara yolunu trafiğe kapatan üreticiler Aydın Valisi Mustafa Malay ile DSİ 21. Bölge Müdürü Halil İbrahim İndap’ı olay yerine gelmesini istediler. Yolun kapanması dolayısıyla çok sayıda araç yolda beklemeye başladı.

/ AYDIN

14.07.2007


 

3 bin 32 hektar orman yandı

Orman Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, bu yılın başından Temmuz ayının ikinci haftasına kadar yurt genelinde bin 165 orman yangını çıktı. Bu yangınlarda 3 bin 32 hektarlık orman alanı yok oldu.

Yangınların çoğuna insanların ihmal ve dikkatsizliği, anız yakma, çoban ateşi, sigara ve piknik ateşinin sebep olduğu belirlendi. Orman yangınlarından 108’inin ise kasıtlı çıkarıldığı, bu yangınlarda da 120 hektar orman alanının zarar gördüğü tesbit edildi.

/ ANKARA

14.07.2007


 

Teknoloji ile Kur’ân eğitimi

Okulların tatil olmasıyla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açılan yaz Kur’ân kursları faaliyete geçirildi.

Öğrencilere projeksiyon aleti kullanılarak duvara yansıtma yöntemiyle Kur’ân dersi verdiklerini işaret eden Isparta’nın Anadolu Camii’ndeki görevliler, sinevizyon ve bilgisayar yardımıyla daha iyi verim aldıklarını kaydetti. Kursun açıldığı dönemde 80 öğrencinin kayıt yaptırdığını belirten görevliler, teknoloji yardımıyla verilen eğitimi gören diğer ailelerin de camiye gelerek çocuklarını kayıt yaptırdığına dikkat çekti.

/ ISPARTA

14.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004