Uluslararası Para Fonu’na (IMF) 1947 yılında üye olan Türkiye, ilk stand-by anlaşmasını 1958 yılında imzaladı. Türkiye, IMF ile 1958-2007 yıllarını kapsayan 49 yıllık dönemde ise toplam 20 stand-by anlaşması yaptı. Brezilya ve Arjantin’in borçlarını ödemesinden sonra Türkiye, ‘’IMF’ye en fazla borcu bulunan ülke’’ konumuna geldi.
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından hazırlanan ‘’Türkiye-IMF İlişkileri Araştırması’’na göre, halen Türkiye’de 20’nci stand-by anlaşmasını uygulayan IMF’nin bu denetim ve gözetimi Mayıs 2008’e kadar sürecek. Son 49 yılın yarısından fazlasında Türkiye ekonomisinin yönetiminde belirleyici olan IMF, özellikle 2000’li yıllarla birlikte dünyada giderek gözden düşerken, Türkiye’de ise arka arkaya 3 stand-by anlaşması yaptı. 2000 yılı başında IMF ile süresi uzatılmış anlaşmalarla birlikte toplam 26 ülkenin stand-by (SBA) ve genişletilmiş fon kolaylığı (EFF) anlaşması bulunuyordu. Bunlardan Arjantin, Bosna Hersek, Brezilya, Estonya, Kore, Letonya, Litvanya, Meksika, Papua Yeni Gine, Filipinler, Romanya, Rusya, Tayland, Zimbabwe, Bulgaristan, Kolombiya, Endonezya, Ürdün, Kazakistan, Moldova, Pakistan, Panama, Ukrayna ve Yemen, IMF ile yollarını ayırdı.
Türkiye ve Peru, IMF’nin portföyünden kurtulamadı. Araştırmada söz konusu iki ülke ile ilgili ‘’IMF hapishanesinde tutuklu kaldı’’ denilirken, Türkiye ve Peru’ya süreç içerisinde altı yeni ülke daha katıldığı belirtildi.
Araştırmaya göre bugün, IMF ile yola devam 8 ülke (Türkiye, Peru, Dominik Cumhuriyeti, Gabon, Irak, Makedonya, Paraguay ve Arnavutluk) bulunuyor.
IMF halen uygulanan ve süresi uzatılan (Arnavutluk) anlaşmalarla söz konusu ülkelere toplam 12 milyar dolar borç vermeyi taahhüt ederken, bu kredinin 10,1 milyar dolarını Türkiye’ye taahhüt edilen kredi oluşturuyor.
Bu kredinin 6,6 milyar dolarını kullanan Türkiye, 3,5 milyar dolarını ise Mayıs 2008’e kadar kullanmayı planlıyor. Stand-by anlaşmaları kapsamında IMF’nin taahhüt ettiği kredilerin bundan sonra kullanılabilecek kısmının da yüzde 70’ini Türkiye’nin kullanacağı kredi oluşturuyor.
8 YILDA 5.6 MİLYAR DOLAR FAİZ ÖDEDİK
Brezilya ve Arjantin’in borçlarını ödemesinden sonra Türkiye, ‘’IMF’ye en fazla borcu bulunan ülke’’ konumuna geldi.
1999 yılından bu yılın Mayıs ayı sonuna kadar Türkiye, IMF’den toplam 43 milyar dolar borç kullandı. Bu borcun 34,7 milyar dolarlık kısmı geri ödendi. Bu dönemde Türkiye, IMF’ye faiz olarak ise 5,6 milyar dolar ödedi.
2007 Mayıs sonu itibariyle Türkiye’nin IMF’ye toplam 8,7 milyar dolar borcu bulunuyor. Türkiye, kalan borcu için IMF’ye toplam 1 milyar dolar da faiz ödeyecek. Türkiye ödediği faizle, IMF’nin cari harcamalarını finanse eden tek ülke konumuna da geldi.
31 Ocak 2007 tarihli verilerine göre, IMF’nin 73 ülkeden alacağı bulunuyor. Toplam 19,9 milyar doları bulan bu alacağın 10,2 milyar doları (31 Ocak 2007 itibariyle) Türkiye’nin borcundan kaynaklanıyor. Bir başka ifadeyle, IMF’nin her 100 dolarlık alacağının 51 dolarını Türkiye’nin borcu oluşturuyor. Türkiye’yi 1,4 milyar dolarla Pakistan, 812 milyon dolarla Ukrayna izliyor.
BORÇLU BİR TÜRKİYE ORTAYA ÇIKTI
ATO, çalışma kapsamında IMF programlarının nasıl bir makro ekonomik tablo ortaya çıkardığını da araştırdı. Araştırmaya göre, Türkiye’ye biri çok ağır iki önemli finansal ve ekonomik kriz yaşatan ve yeni krizlere açık hale getiren IMF programlarının temel amacı, Türkiye’nin ‘’yüksek borçluluk düzeyini düşürerek, yüksek reel faiz oranlarını kabul edilebilir düzeylere çekmek’’ olarak açıklanmıştı. Dünyanın en yüksek nominal faizini vermeye devam eden Türkiye, yaşanan onca krize ve ödenen yüksek faturaya rağmen hala yüzde 11-12 düzeyinde ve dünya ortalamasının oldukça üzerinde bir reel faiz ödemeyi sürdürüyor.
1999 yılı sonunda Türkiye’nin 42 milyar dolar düzeyinde bir iç borç stoku bulunuyordu. IMF gözetiminde geçen yaklaşık 7,5 yıllık sürede iç borç stoku 153 milyar dolar artarak 195,4 milyar dolara kadar yükseldi. Milli gelirin yüzde 121 oranında arttığı bu dönemde iç borç stokundaki artış ise yüzde 365,2’ye ulaştı. 1999 yılında yüzde 22,7 olan ‘’iç borç stokunun milli gelire oranı’’ 2006 yılı sonunda yüzde 44,8 oldu.
|