Toplantı yeter sayısı olarak 367'yi şart koşan kararın gerekçesini açıklayan Anayasa Mahkemesi “Bu konumdaki cumhurbaşkanının seçiminin çoğulcu-uzlaşmacı demokrasideki kural ve kuramlara uygun olması, anayasanın temel ideolojisi ve felsefesinin bir gereğidir" görüşüne atıfta bulundu. Mahkeme Başkanı Tülay Tuğcu ve Fulya Kantarcıoğlu ise, önce kararın Anayasa Mahkemesinin görev alanına girmediğini belirtmiş, sonra karara uymuşlar.
Anayasa Mahkemesi’nin 11. Cumhurbaşkanı’nın seçimine ilişkin kararının gerekçesinde, bugünkü üye tam sayısı esas alındığında TBMM’nin kural olarak 184 milletvekili ile toplanabileceği ve en az 139 milletvekiliyle karar oluşturabileceği, ancak Anayasa’da hem toplantı hem de karar yeter sayısı bakımından başkaca bir hüküm bulunmaması durumunda bunun geçerli olduğu kaydedildi.
Anayasa Mahkemesi, CHP’nin, TBMM İçtüzüğü’nün 11. Cumhurbaşkanı’nın seçimine ilişkin 27 Nisan 2007 günlü ilk oylamanın Anayasa’nın 96. ve 102. maddelerine aykırılığı savıyla iptali ve iptal kararı yürürlüğe girinceye kadar bu uygulama ile oluşan içtüzük hükmünün yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi istemini yerinde görmüş ve oy çokluğuyla iptal etmişti.
Yüksek Mahkeme’nin gerekçeli kararı Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.
UZLAŞMA SAĞLANMASI AMAÇLANDI
Gerekçede, şu görüşlere yer verildi: "102. maddedeki düzenlemeyle, Cumhurbaşkanı seçiminde Meclis’te olabildiğince nitelikli bir uzlaşma sağlanmasının amaçlandığı açıktır. Nitekim, ikinci fıkrada otuz günlük seçim takviminde adaylık süresinin on günle sınırlanması, kalan yirmi günde yapılacak dört oylamanın ilk ikisinde adaylardan birinin seçilebilmesi için üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun oyunun aranması, dördüncü oylamaya, üçüncü oylamada en çok oy alan iki adayın katılabilmesi, bu oylamada da yarışan iki aday arasında üye tam sayısının salt çoğunluğunun adaylardan biri üzerinde sağlanarak Cumhurbaşkanının seçilememesi halinde, TBMM seçimlerinin derhal yenilenmesi yoluna gidilmesi, Cumhurbaşkanı seçiminde uzlaşmanın temel alındığını göstermektedir.”
Gerekçenin devamında şu grüşlere yer verildi: “Anayasa’nın 104. maddesine göre, ‘Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder.’ Ayrıca, Cumhurbaşkanına verilen görev ve yetkilerin niteliği ile Anayasa’nın Cumhurbaşkanının statüsüne ilişkin diğer hükümleri bir bütün halinde incelendiğinde Cumhurbaşkanının, ulusun önemli bir çoğunluğunu yansıtan temsilcilerin katılımı ve iradeleri ile seçilmesi yaklaşımının Anayasa’da benimsenmiş olduğu görülmektedir. Bu düzenlemeler, Cumhurbaşkanı seçiminde aranması gereken uzlaşının pozitif hukuksal dayanaklarını oluşturmaktadır."
MECLİS BAŞKANI SEÇİMİ FARKLI
Gerekçede, Meclis Başkanı seçimine ilişkin Anayasa’nın 94. maddesinin dördüncü fıkrasında da 102. maddesinin üçüncü fıkrasında olduğu gibi dört oylama ve seçilme yeter sayısı olarak da TBMM üye tam sayısının, ilk iki oylamada üçte iki, üçüncü oylamada ise salt çoğunluğu öngörülmesine karşın, bu maddede 102. maddenin birinci fıkrasına benzer biçimde bir yeter sayı öngören kurala yer verilmediği ifade edildi.
Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin 102. maddenin birinci fıkrasında, Cumhurbaşkanının TBMM üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ve gizli oyla seçileceği belirtilirken, Anayasa’nın 94. maddesinin dördüncü fıkrasında Meclis Başkanı’nın ‘gizli oyla’ seçileceği vurgulandıktan sonra fıkranın devamında öngörülen karar yeter sayısı ile seçileceğinin açıklandığı belirtildi.
|