AB uzmanları, 22 Temmuz seçimlerinin ardından Türkiye’nin AB sürecinde çok büyük bir canlanma olmasını beklemiyor. Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve AB uzmanı Can Baydarol, bu yıl süreçte çok büyük bir canlanma beklemediğini belirterek, TBMM’nin açılmasıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı seçimleri gibi iki “çok zorlu” seçimin olacağına, ayrıca hükümet kurma tartışmalarının yapılacağına dikkat çekti.
Baydarol, “Benim tahminimce, 2007 yılında AB açısından çok da umutlu konuşmak mümkün değildir” dedi.
ODTÜ Avrupa Çalışmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Atilla Eralp de, seçimlerin, Türkiye’nin AB sürecini çok canlandırmasını beklemediğini, sürecin yavaşlamasında tek sorumlunun Türkiye olmadığını, belirleyici olacak konuların, seçimlerden ziyade Kıbrıs meselesinin nereye doğru gideceği ve AB’deki gelişmeler olduğu görüşünü dile getirdi.
AB’nin sonbaharda Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu’nu kaleme alacağına dikkat çeken Prof. Dr. Eralp, AB’nin, bu raporu seçim sonuçlarına göre daha olumlu şekilde takdim edebileceğini, örneğin, “Bu yıl çok gelişme olmadı, ama seçim yılıydı, şimdi sonuçlandı. Seçimlerden sonra yeni oluşacak siyasi iktidarın bu işe daha sıkı sarılacağını düşünüyoruz” şeklinde bir ifade kullanabileceğini belirtti.
İÇ POLİTİKA, SÜRECİ ETKİLEDİ
Uzmanlar, Türkiye’deki cumhurbaşkanı seçimine ilişkin gelişmeler ya da Irak’ın kuzeyine olası operasyon tartışmaları gibi iç gelişmelerin de AB sürecine olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekiyor. Baydarol, bu konuya ilişkin bir soru üzerine, AB yetkililerinin Türkiye’deki durumun hassasiyetinin farkında olduğunu, bu nedenle Türkiye’deki politikayı daha da gerecek mesajlar vermekten kaçındıklarını kaydetti.
Prof. Dr. Eralp de Türkiye’nin muhtemel sınır ötesi operasyonuyla ilgili meselenin AB sürecini doğal olarak çok etkilediğini ifade ederek, “Türkiye, uzun dönemli yoğun bir operasyon meselesine girerse AB’de Türkiye ile ilgili olumsuz tartışmaları daha da alevlendirir. Türkiye karşıtları zaten böyle kozları bekliyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Eralp, AB’de Türkiye ile ilgili son derece dikkatli bir hava bulunduğunu, Komisyonun ve bazı üye ülkelerin bu konuda çok sorumlu davrandığını belirtti.
PARTİLER AB’YE SOĞUK
Türkiye’deki siyasi partilerin programlarında AB’ye yönelik takındıkları tavır ve bu tavrın seçmen üzerindeki etkisine dair bir soru üzerine Baydarol, Türkiye’de esas gündemin dışına çıkıldığını, kalkınmaya bağlı sorunlar ya da daha fazla üretim gibi meselelerin ele alınması yerine, AB konusunda da tartışılması gereken ana meselelerin gündemden kaçırıldığını gördüklerini savunarak, “Dolayısıyla siyasi partilerin AB konusundaki yaklaşımlarını çok samimi bulmuyorum” dedi.
Baydarol, seçim sonuçlarının çok radikal politika değişikliklerine neden olacağını sanmadığını da sözlerine eklerken Prof. Dr. Eralp de AB sürecinin birçok ülkede demokratikleşme sürecinin önemli bir aracı olarak görülürken, Türkiye’de demokratik sürecin aracı olarak AB’nin görülmemeye başlandığını, önemli sorunlardan birinin bu olduğunu belirtti.
|