Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Hükümet iktidara

28 Şubat günleri dahil, Türkiye hiç bu kadar karanlık olmamıştı. İnsanlar şaşkın. Öyle hızlı bir gidiş ki bu, olanı biteni takip etmek bile zorlaştı. Ne oluyor? Nereye gidiyoruz? 22 Temmuz’da sandığa gidebilecek miyiz?

23 Temmuz’da bizi neler bekliyor? Cumhurbaşkanlığı seçimi ne olacak? Zaferin mümkün olmadığı bir savaşa mı sürükleniyoruz? Uluslararası ittifaklarımız mı değiştirilmek isteniyor? Şu Rusya- Çin hattı da neyin nesi oluyor? Avrupa Birliği hayalimiz çökmek üzere mi? Bir iç savaş mı bekliyor Türkiye’yi? PKK Türkiye’yi neden Kuzey Irak’a çekmeye çalışıyor? PKK’yı kimler kontrol ediyor? Bütün bu soruları birçoğumuzun kendimize göre verdiği cevaplar var elbete. Ben kendi payıma 27 Nisan’dan beri döne döne, bu soruların cevaplarını vermeye; kurulan senaryoları, yürütülen psikolojik harekatı deşifre etmeye çalışıyorum. Ama hükümetin de bir cevabı olmalı bütün bu sorulara, öyle değil mi? Bütün bu karambolde hükümet ne yapıyor? Aday listeleriyle uğraşmaktan başını kaldırıp da uçuruma itilmeye uğraşılan bu ülkeye, dehşet senaryolarından hangisine korkacağını şaşırmış bu halka şöyle bir bakmıyor mu?

Gelişmeleri bizim gibi uzaktan izlemeyi bırakıp, olayların inisiyatifini eline almak için daha ne bekliyor? İktidarın ellerinin arasından kayıp gittiğini; şimdi iktidar olamayacaksa, bundan sonra da kolay kolay olamayacağını fark etmiyor mu? Neden içinde bulunduğu kuşatmayı yarmak için, demokrasiyi korumak isteyen diğer güçlerle birleşmek için, atağa kalkmak yerine hala her şey normal seyrinde gidiyormuş, hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmaya devam ediyor?

* * *

Her şey yolunda gidiyormuş gibi davranmanın, “kol kırılır yen içinde kalır” tutumunun şimdiye kadar hiçbir iktidara bir faydası olmadı. Yönetenlerin, böyle zor zamanlarda yapmaları gereken ilk iş, içinde bulundukları çetin koşulları toplumla paylaşmaktır. Böylesine büyük krizler ancak büyük kitlelerin desteğiyle atlatılabilir. Ak Parti içinde bulunduğu kuşatmayı ve bu kuşatmanın amacını ne yapıp edip halka anlatmalıdır. Bu, şu ana kadar tek taraflı olarak yürütülen psikolojik harekatı püskürtmek için atılacak ilk adımdır. Ama bu kadarı yetmez.

Halk aynı zamanda karşısında ne yapacağını bilen, iktidar olduğunun bilincinde, kararlı yöneticiler ister. Hükümet seçimleri izleyen birkaç yılda, AB uyum sürecinde büyük reformlar yaparken, geleneksel Kıbrıs politikasında köklü değişikliklere imza atarken böyle bir iktidardı, o yüzden de toplumun her kesiminden geniş destek aldı. Ama Şemdinli Olayı ile birlikte süreç tersine işlemeye başladı. Hükümet, o tarihte verdiği vahim tavizlerden itibaren siyasetin kontrolünü kaybetme, deyim yerindeyse iktidarsızlaşma sürecine girdi.

27 Nisan tarihinden bu yana da bu süreç hızlanarak sürüyor. Artık, Genelkurmay’ın 8 Haziran tarihli bildirisinin vahim bir hukuk ihlali olduğunu bile ifade edemeyen bir hükümetle karşı karşıyayız. Ve bu pasifizm demokrasi dışı müdahaleleri cesaretlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Susmak, sineye çekmek, üstüne alınmamak, geçiştirmek çözüm değil.

AK Parti’nin içinde bulunduğumuz tarihi koşullarda silkinmek ve yeniden muktedir olmaya çalışmaktan başka çaresi yok.

Bugün, 12.6.2007

Gülay GÖKTÜRK

13.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Ordu ve çıldırma…

  Cudi’de kaç PKK’lı var?

  Hükümet iktidara

  Bunlar imkânsız mı?

  En büyük tehlike: ‘Kaptansız Türkiye’


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004