Türkiye’nin son 60 yılda mera varlığının önemli oranda azaldığı, kuraklığa ve hor kullanmaya bağlı meraların azalmasının, sadece hayvancılığa zarar vermediği, tarım topraklarını da rüzgar erozyonuna açık hâle getirdiği belirtildi.
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Konya, Karaman, Burdur, Isparta ve Antalya Mera Islah Amenajman Projeleri Değerlendirme Koordinatörü Prof. Dr. Mevlüt Mülayim, yaptığı açıklamada, hayvancılıkta girdilerin yüzde 70’ini yemin oluşturduğunu hatırlattı.
Mülayim, bu sebeple meraların hayvancılığın gelişmesi için vazgeçilmez olduğunu ancak, Türkiye’de meraların gerekli bakımlarının yapılmaması, korunmaması ve hor kullanılması gibi sebeplerle hızla küçüldüğünü dile getirdi.
Prof. Dr. Mülayim, ‘’1940 yılında 44 milyon hektar olan mera alanı son istatistiklere göre 13 milyon hektara düşmüştür. Meraların bu oranda azalması, hayvancılığımızın doğru meracılık yapan ülkelere göre daha pahalıya üretim yaptığı, rekabet şansımızın da o oranda azaldığı anlamına geliyor’’ dedi.
Bilim adamlarının, Türkiye’de son 150 yılın en sıcak yılının yaşanmasını beklediğini ifade eden Mülayim, şunları kaydetti: ‘’Küresel ısınmaya bağlı yağışların azalması, meracılık açısından da Konya bölgesini özellikle etkiliyor. Çünkü, Türkiye’de en az yağış alan Karapınar, Konya sınırları içeresindedir. Bu yıl yağış azlığı nedeniyle
Konya’dan Niğde Bor’a ve Aksaray’a kadar otlar tamamen sararmış durumda. Bu durum, bölgede hayvancılık yapanların ürünlerini daha pahalıya mal edeceklerini gösteriyor. Benim sorumlu olduğum illerdeki meralarda bu yıl genel olarak otlanma yeterli değil, ancak bu oran Konya’da en az düzeyde.’’
Mülayim, kuraklığa ve hor kullanmaya bağlı olarak meraların azalmasının, sadece hayvancılığa zarar vermediğini, tarım topraklarını rüzgâr erozyonuna da açık hale getirdiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zaten meralarımız hep orta malı görülmüş, sahip çıkan olmamış. Az yağışa ve hor kullanmaya bağlı meralarda otların cılızlaşması, toprağı rüzgâr erozyonuyla karşı karşıya bırakıyor. Rüzgâr toprağı bir yerden bir başka yere savuruyor, böyle yeterli hayvan yemi elde edemiyoruz. Yani tarla alanlarını erozyon teslim alıyor. Bunun sonucunda sosyal sorunlar ortaya çıkıyor. Yani hayvanını besleyemediği için karnını da doyuramayan kırsal kesim insanı şehre geliyor ve kentlerin oransız büyümesine sebep olabiliyor. Yani ülkenin en önemli sorunlarından biri olan köyden kente göçte, meraların azalmasının payı büyük.’’
Meraların, bol miktarda mera ıslâh makinesi üretip çiftçiyi bilinçlendirerek güçlendirilmesinin zorunlu olduğunu ifade eden Mülayim, bunun için sanayilerin, meralara 4 ve daha fazla bitkiyi aynı anda ekebilen mibzerler üretmesi gerektiğini anlattı.
Mülayim, ayrıca, Konya başta olmak üzere pek çok yerde, kök sıklığı fazla olduğu için gelişemeyen meraların havalandırılmasını sağlayacak tarımsal ekipmanların da bulunmadığını belirtti.
Son yıllarda yaşanan kuraklığın zaten zayıf olan meraları, çok daha fazla etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Mülayim, ‘’Çünkü meralarımız şu an kendilerini koruyacak durumda değil. Zayıf meraların güçlendirilmesi ve verimli hale getirilebilmesi için Mera Yönetim Birlikleri kurulmalıdır. Birlikler, otlatma takvimine uyulması, yasak dönemde meraya hayvan alınmaması, meranın her yerinin eşit şekilde otlatılması, kısa çayırlıklı meralarda sığır ve at otlatılmaması gibi kuralları sıkı şekilde denetlemelidir’’ diye konuştu.
|